"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Zamanın annelerine müjdeler olsun...

Şükrü BULUT
04 Ağustos 2025, Pazartesi
Vereceğimiz müjdeleri duymanın yolu, zamanın annelerine yönelik yazdığımız önceki yazılara gözatmaktan geçiyor.

Sancının şiddetini yaşamayan, şifanın tatlılığını ne bilsin. Hayatlarının meyvesi, neticesi ve bazılarının gayesi gördükleri yavrularının dünya ve ahirette kayba uğramalarından daha acılı ne olabilir ki… Dünya saadetine giden yoldaki “dinsiz felsefenin” amansız hücumuna maruz yavrularımıza Rabbimiz, Kur’ân hazinesinden saadetlerine imkân vermişse, elbette müracaat edilecektir.

Ahirzaman dinsizliğinin emansız saldırılarına karşı; Bediüzzaman’ın Kur’ân’dan hazırladığı karşı silahlar, merhemler, devalar ve stratejilerin ders verildiği Nur medreselerinin hemen her şehirde açılmış olması; endişenâk, bazen ümitsiz ve mahzun anneler için bir kurtuluş yolu olmalı. Bin seneden bu yana Kur’ân’ın bayraktarlığını yapmış milletimizin günümüzdeki çocuklarını hiç nevmid bırakır mı, Rabbimiz? 

Said Nursî’nin; kendisine çaresizlikler içinde; “… muallimlerimiz Allah’tan bahsetmiyorlar, bize yardım!” diyen gençlere verdiği dersleri, Denizli beraatinden sonra Gençlik Rehberi ismiyle, gençlerin kalem ve yardımlarıyla (Ceylan ve arkadaşları gibi) kitaplaştıracaktı. İşte bu rehberi Konya’da Rıfat Filizer’den alan Zübeyir Ağabey, adeta otağını gençlerin bulunduğu mekteplere yakın kurarak ecdadının kahramanlığına varis olduğunu gösterecekti. Onun; Üstadımızın “nimresmî” ifadesiyle halkça bilinen medreselerdeki nurlarla gençlik eğitimi, son nefesine kadar (Eyüp Ekmekçinin şehadetiyle) devam edecekti.

Çocuklarımız, ecdadımızın takip ettiği İbni Sinalar, Farabîler, Birûnîler, Akşemseddinler ve Taftazanîlerin yolunda, zamanın ileri ilimlerini ve medeniyetin imkânlarını kazanırlarken; Gençlik Rehberindeki hakikatlerle sair medeniyetlere örnek şahsiyetler olacaklardır. Fakat herşeyden önce; dinsizlik/ahlâksızlığa karşı atom bombasından tesirli Kur’ânî hakikatlere sahip kimliklerini ibraz edeceklerdir. Asr-ı Saadetten günümüze, insaniyetin efendileri ve pişdarları ecdadının, fazilet ve kahramanlık dolu geçmişini özümseyerek… Kartondan devleri oynayan dinsiz Batı Felsefesinin mahiyetini beşparaya indiren Risale-i Nur hakikatleriyle dünyaya baktığında;  korku, endişe, kompleks, müşevveşiyet ve şüpheye yer bırakmayacak halde  hadiseleri yukardan tahlil edecektir.

Türkiye’mizin plansızca üniversiteleşmesini Nur Talebeleri; ülkemiz için inşaallah fırsata çevirecekler. Her üniversitenin yanıbaşında birkaç nur medresesi… Ve o öğrencilere yardımcı olacak bir müdebbirler… Risale-i Nur, meydandaki menfiliklerle midemizi bulandırıp, imkânlardan istifadesizliğe müsaade etmiyor. Kaliteyi yükseltmek de, gençlikle o şehre iffetsizliğe karşı güzel ahlâkı ikame etmek de, şehrin ahalisiyle üniversite arasında köprü olmak da Nur Talebelerinin vazifesidir. O şehir veya kasabadaki Üniversitenin bir “Nur Mektebi” haline geleceğine olan imanları, müsbet hareket ve üsluplarla oluşturdukları ortamları, Nurlardan istifade eden her talebenin o şehrin manen fahrî bir elçisi telakkisi; milletin geçmişteki kayıplarını kısa sürede telâfi ettirecektir. 

Bu hakikat yalnızca Anadolu ile sınırlı değildir. Avrupa’nın çoğu merkezlerine Nur Medreseleri açmayı da vazife telakki ediyoruz. Londra’da, Paris’te, Berlin’de, Stockholm’de, Kahire’de, Şam-ı Şerif’te, Viyana’da, Avustralya’da ve hatta Moskova’daki Nur Medreseleri, Bediüzzaman’ın zamanın annelerine verdiği müjdelerden değil mi?

Söz Kur’ân/Nur Medreselerine gelmişken; Bediüzzaman’ın “gaye-i hayâlim” dediği Medresetü’z-Zehra’dan da bahsetmemiz gerekiyordu. Gelgör ki; zaman, mekân ve imkân şimdilik müsaade etmiyor. Yirmi yaşından, ta son nefesine kadar bulunduğu zeminlerde gündemde tuttuğu bu medresenin maddî/müessese haline şahit olamamış olsa da; Kastamonu menfasında ilgilendiği Isparta ve çevresindeki medreseler için “Medresetü’z-Zehra sıfatını kullanacaktı. Ve mümkün oldukça Anadolu’nun müsait yerlerinde şubelerini açmaya başlamıştı. (Kastamonu, İnebolu, Konya, İstanbul, Urfa, vd.) 

Zamanların üslûb ve usulleri  o kadar farklı ki… Dünde dört duvarı bulamadıklarından hasırlarını seremeyen ve talebelere, bir çorbayı pişiremeyenlere bedel, teknolojinin deccaliyetçe gaspıyla bambaşka engellere takıldık, zamanımızda: Bina var. Hem de güzel tefrişiyle… Fakat nefis, enaniyet, dünyevîleşme, teknolojinin günahlarda kullanılması ve nurları okuyanlara karşı münafıkların imansız-emansız çalışmaları; dündeki imkânsızlıklarla dolu ortamı arattırır olmuş. Onlarca sebebin, nurlarla yetişmesini istediğimizin yavrularımıza yolu nasıl kapattığını biliyoruz. Tedbirler cihetiyle inşaallah devam edelim. 

Okunma Sayısı: 1663
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • S.topuz

    5.8.2025 02:46:43

    "Risale-i Nur'un en mühim bir esası şefkat olmasından, nisa taifesi şefkat kahramanları bulunmaları cihetiyle daha ziyade Risale-i Nur'la fıtraten alâkadardırlar. Ve LİLLAHİLHAMD, bu fıtrî alâkadarlık çok yerlerde hissediliyor. Bu şefkatteki fedakârlık, hakikî bir ihlası ve mukabelesiz bir fedakârlık manasını ifade ettiğinden, şimdi bu zamanda pek çok ehemmiyeti var. Evet bir vâlide veledini tehlikeden kurtarmak için hiçbir ücret istemeden ruhunu feda etmesi ve hakikî bir ihlas ile vazife-i fıtriyesi itibariyle kendini evlâdına kurban etmesi gösteriyor ki; hanımlarda gayet yüksek bir kahramanlık var. Bu kahramanlığın inkişafı ile; hem hayat-ı dünyeviyesini, hem hayat-ı ebediyesini onunla kurtarabilir. Fakat bazı fena cereyanlarla, o kuvvetli ve kıymetdar seciye inkişaf etmez veyahut sû'-i istimal edilir."... Bediüzzaman Said Nursî, Risale-i Nur Külliyatı, Lemalar - 199

  • S.topuz

    5.8.2025 02:43:49

    ..."Mimsiz medeniyet, taife-i nisayı yuvalardan uçurmuş, hürmetleri de kırmış, mebzul metaı yapmış. Şer'-i İslâm onları Rahmeten davet eder eski yuvalarına. Hürmetleri orada, rahatları evlerde, hayat-ı ailede. Temizlik zînetleri. Haşmetleri, hüsn-ü hulk; lütf-u cemali, ismet; hüsn-ü kemali, şefkat; eğlencesi, evlâdı. Bunca esbab-ı ifsad, demir-sebat kararı Lâzımdır tâ dayansın. Bir meclis-i ihvanda güzel karı girdikçe riya ile rekabet, hased ile hodgâmlık debretir damarları! Yatmış olan hevesat, birdenbire uyanır. Taife-i nisada serbestî inkişafı, sebeb olmuş beşerde ahlâk-ı seyyienin birdenbire inkişafı. Şu medenî beşerin hırçınlaşmış ruhunda, şu suretler denilen küçük cenazelerin, mütebessim meyyitlerin rolleri pek azîmdir; hem müdhiştir tesiri."... Bediüzzaman Said Nursî, Risale-i Nur Külliyatı, Sözler - 727 - 😪🙌🌹🤲🌹❤☝️🌙🕋😭😭😭🕊🕊🕊🌍🇪🇺🇹🇷🇵🇸🇵🇸🇵🇸

  • Rehanur

    4.8.2025 17:26:29

    Yazınız, sadece fikrî bir derinliğe sahip. Özellikle anneliği salt biyolojik bir misyonun ötesine taşıyarak, iman ve medrese eksenli bir şahsiyet inşası üzerinden yorumlamanız, çağdaş pedagojik anlayışla da örtüşmektedir. Bediüzzaman’ın Medresetü’z-Zehra tasavvurunu, günümüz sosyal gerçekliğiyle irtibatlandırmanız; müfredat merkezli değil, maneviyat merkezli bir eğitim anlayışının ne denli hayati olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Yazınız, anneleri bir kültürel taşıyıcı ve manevî önder olarak konumlandırması açısından kıymetlidir. Teşekkür eder, kaleminize bereket dilerim, efendim..

  • Hayrullah

    4.8.2025 15:19:53

    Merhum Demirelin güzel sözünden kızanlar olacak. Ama hatırıma geldi. Derdi ki, yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatı. Madem Üstadımız ve ağabeylerimiz geçmişte bu muazzam hizmetleri yapmışlar ve geleceği de müjdelemişler. Ümitsizliğin küfre yakın olduğunu bilenler de, şu siyasal islamcılara güvenerek uçanlar da itidalde değiller. İstikbal İslâmın olacaksa, medreselerimizi tekrar orjinal hallerine inşaallah çevireceğiz. Hocamızı tebrik ediyorum.

  • Mustafa Said Kara

    4.8.2025 13:05:35

    Yıldız hanım o dediğiniz mantıkla hareket edenlerin nasıl yoldan çıkıp takla attıklarını görmüyor musunuz?

  • Mustafa Said Kara

    4.8.2025 13:03:17

    Hiç alakamız olmayan gülencilerin vebaline neden ortak olduk? Ödeyecekleri hesap için kendimizi neden siper yaptık? Günün sonunda elimize ne geçti? Bu soruları hiç düşünmeden, ne olursa olsun, biz belirgin şekilde iktidarın karşısında olacağız, son atışımızı da siyasete yapacağız diye dövünenlerin kulakları çınlasın!

  • Mustafa Said Kara

    4.8.2025 13:00:12

    Kıssadan hisse= Siyasi pozisyon alırken sahada bu bizim için neye tekabül eder diye düşünmek lazım. Bazıları işin bu tarafını düşünmeden doğrudan siyasi pozisyon almamızı istiyor. Kılıf olarakta hak, adalet, zulmün karşısında durmak, yezide karşı dik durmak vesaire diyebilir. Ancak günün sonunda bu iş siyasi bir pozisyondur. Sahada yansıması ona göre olmaktadır.

  • Demokrat Avrupa

    4.8.2025 12:09:22

    Varlık içinde yokluk dediğimiz bu olmalı. Zahiren imkanlar olabildiğince tam yerinde, ama hakikatte görünür görünmez engeller çok fazla. Adeta dört duvar arasında hipnoz halinde nefsi ile beraber dört bir tarafını sarmış şeytani tehlikelerle mücadele etmekle meşgul. Ahir zaman fitnesi dediğimiz bu olsa gerek…

  • Yıldız Gündoğdu

    4.8.2025 11:29:59

    Abi medresede var 10 kişi üniversitede var 1000 kişi.Bence Darülfünun ları elde etmek gerek.oralarda birinci sınıfta inkılap tarihi yerine Risale-i Nur okutulmali.buna artık kimse karşi çikamaz.

  • Hüseyin T

    4.8.2025 10:54:26

    (3)Son olarak, bu kutlu hizmetin sadece Anadolu’yla sınırlı kalmayıp dünyaya yayılması, İslam’ın evrenselliğinin bir tezahürüdür. Avrupa’da, Ortadoğu’da, Avustralya’da ve hatta Rusya’da açılan Nur medreseleri, Üstad’ın ‘Zamanın annelerine müjde!’ sözünün tahakkuk ettiğini gösteriyor. Rabbim, bu hizmette emeği geçenlerin gayretlerini bereketlendirsin. Evlatlarımızı iman, ilim ve ahlâkla donatsın. Medresetü’z-Zehra hayalini, yakın bir gelecekte müşahhas bir hakikat kılsın. Bu umut dolu yazı için müteşekkiriz aziz ve muhterem hocamıza …

  • Hüseyin T

    4.8.2025 10:53:39

    (2)Dinsizliğin ve ahlâki dejenerasyonun atom bombasından daha yıkıcı etkilerine karşı, iman hakikatleriyle donanmış bir nesil yetiştiriyor. Bediüzzaman’ın ‘gaye-i hayalim’ dediği Medresetü’z-Zehra projesi, sadece bir bina inşası değil, bir zihniyet ve medeniyet inşasıdır. Bugün Isparta’dan Konya’ya, İstanbul’dan Urfa’ya, hatta Londra’dan Sidney’e,Stockholm' e kadar uzanan bu hizmetler, Üstad’ın rüyasını adım adım gerçekleştiriyor. Belki fiziki olarak henüz ideal forma kavuşmamış olsa da, manen her bir Nur medresesi, Medresetü’z-Zehra’nın bir şubesi hükmünde. Ancak şunu da görmezden gelemeyiz: Bugün dünkü imkânsızlıkların yerini, nefis, enaniyet ve teknolojinin yanlış kullanımı gibi daha sinsi engeller aldı. Binalar var, kitaplar var, fakat gönüllerin ihlası ve samimiyeti nispetinde bu hizmetler meyve verebilir. Bu sebeple, sadece fiziki imkânları artırmak değil, ruhları da ihya etmek zorundayız.

  • Hüseyin T

    4.8.2025 10:48:31

    (1)Ümmetin ebeveynleri olarak, evlatlarımızın imanını, ahlâkını ve geleceğini koruma kaygısıyla yüreklerimiz daima titriyor. Bugünün dünyasında, materyalist felsefenin ve seküler sistemin kuşatması altındaki gençlerimiz, manevi bir çölleşmeyle karşı karşıya. İşte tam da bu noktada, Ustad Bediüzzaman Said Nursî’nin Risale-i Nur külliyatı ve onun açtığı nur medreseleri, birer vaha gibi karşımıza çıkıyor. Bu medreseler, sadece klasik din eğitimi veren kurumlar değil; aynı zamanda modern ilimlerle İslami hakikatleri mezceden, gençlere hem dünyevi hem uhrevi saadetin yolunu gösteren birer irfan mektebi. Üniversitelerin yanı başına kurulan bu nurlu ocaklar, genç dimağlara Kur’ân’ın ışığında bir bakış açısı kazandırıyor.

  • HÇeşitcioğlu

    4.8.2025 10:42:34

    Eyy uykudayken kendini en uyanık zannedenler! - Dershanelerin ruhuna 15 Temmuz aymazlığı yüzünden say ki Fatiha okundu. - Ankara’ da 5 katlı Maltepe işçi dersanesi olmuş say ki pansiyon olmuş. Antalya’ da 10 yıldır özensiz kişiler ve işçiler umumi derslere bile katılmıyor.. - YA 9 yıldır yuvarlandığı bu kanyondan uyanıp çıkmazsa korkarım bugünleri de arar!

  • Ahmet

    4.8.2025 06:29:18

    Öyle anlaşılıyor ki, 12 Eylül ihtilaliyle gelen musibetler korkutarak, baskı ile, rüşvetlerle ve popülizmin aldatmalarıyla bahsettiğiniz medresenin ruhuna müdahale edilmiş. Nurcuların risalelerde tanımı yapılmış Kurani medreseyi derhal yeniden inşa etmeleri gerekiyor. Aksisini düşünmek bile istemiyorum. Çok acınacak derekelere düşeriz hafizanallah…

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı