"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Çiftçi-misâl melaikenin reisi: Mikail Aleyhisselam

Süleyman KÖSMENE
20 Eylül 2016, Salı
İstanbul’dan Hakan Yeğen: “Mikail Aleyhisselam hakkında bilgi edinmek istiyorum. Nasıl bir melektir? Görevleri nelerdir?”

DÖRT BÜYÜK MELEKTEN BİRİ      

Mikail Aleyhisselam dört büyük melekten birisidir. Bilindiği gibi dört büyük melekten diğer üçü Cebrail, İsrafil ve Azrail Aleyhimüsselamdır. 

Hazret-i Mikail (as) Rezzakiyet arş’ının hamelesidir.1 Yani Rahman ve Rezzak isminden gelen emir ve fiilleri uygulamakla yükümlü meleklerin reisidir. Bediüzzaman diyor ki: “Hazret-i Mikâil, yeryüzü tarlasında ekilen masnuât-ı İlâhiyeye, Cenâb-ı Hakkın havliyle, kuvvetiyle, hesabiyle, emriyle, bir nâzır-ı umumi hükmündedir, tâbir câizse umum çiftçi-misâl melâikelerin reisidir.”2

Canlıların hayatiyeti ve rızkı ile ilgili tasarruflardan sorumludur. Rüzgârın esmesi ve yağmurun yağması gibi tabiat hadiseleri ile ilgili Cenab-ı Hak’tan gelen emirleri aynen uygular. Bu tasarruflarla Cenab-ı Hakk’ın saltanatının haşmetini gösterir.

Bediüzzaman Hazretleri Mikail’in, Allah’ın canlılara olan rahmani ihsanlarına nezaret etme görevinin yanında, canlıların şuursuz şükürlerini şuurla temsil ettiğini de beyan eder.3  

MELEKLERİN KOMUTANI  

Mikail Aleyhisselam’ın bazen Cebrail Aleyhisselam ile birlikte Peygamber Efendimiz’e (asm) geldiği ve zor zamanlarda Peygamber Efendimiz’i (asm) himaye ettiği rivayet edilmiştir. Mesela Bedir savaşında Peygamber Efendimiz’e (asm) yardım için gelen bin melekten beş yüzü Hazret-i Cebrail’in (as) kumandasında İslam ordusunun soluna; beş yüz melek de Hazret-i Mikail’in (as) kumandasında İslam ordusunun sağına konuşlanmış ve müşriklerle savaşmıştı. Müşrikler bu meleklerin seslerini işitiyor, ama kendilerini göremiyordu. Hatta Ebu Cehil, İbn-i Mesut’a sordu:

“Bu seslerini duyup da kendilerini göremediğimiz şeyler de nedir?”

İbn-i Mesut:

“Meleklerdir.” Deyince Ebu Cehil’in ağzından şu cümleler dökülüvermişti:  

“Hımmm… Bizi yenen siz değilsiniz; onlar!”

Bedir savaşında bin meleğin İslam ordusuna yardım ettiği Enfal Suresinin 9. Ayetinde bildirilmiştir.

Hazret-i Ayşe (ra) validemize Peygamber Efendimizin (asm) gece namazına nasıl başladığı sorulduğunda, Hazret-i Ayşe (ra) validemiz:

“Ey Cebrail’in, Mikail’in ve İsrafil’in Rabbi olan, gökleri ve yeri yaratan, gaybı ve hazırı bilen Allah’ım” diyerek namaza başlardı.” Demiştir.4

KUR’ÂN’DA ADI GEÇEN MELEKLER

Yahudiler Mikail’i koruyucu melek sayıp severler, Cebrail’i kendi dinlerine rakip dinler indirdiği için sevmezler ve uğursuz sayarlardı. Bir defasında Fedek hahamlarından Abdullah bin Suriye Peygamber Efendimiz’e (asm) çok soru sordu ve doğru cevaplar aldı. Sorularının sonuncusu şu oldu:

“Ya Muhammed! Sana vahyi kim getiriyor?”

Peygamber Efendimiz (asm):

“Bana vahyi Cebrail getiriyor.” buyurdu.

Bu cevap hahamın hoşuna gitmedi. Tekrar sordu:

“Peki, meleklerden bir dostun var mıdır?”

Peygamber Efendimiz (asm) tekrar:

“Cebrail’dir. Cebrail istisnasız bütün peygamberlere gönderilmiştir ve bütün peygamberlerin dostudur.” Buyurdu. Haham bu defa:

“Cebrail bizim düşmanımızdır. Şayet başka bir melek sana vahiy getirseydi sana tabi olurduk.” Dedi. Bunun üzerine şu ayet nazil oldu:5

 “De ki: Cebrail’e kim düşman ise şunu iyi bilsin ki Allah’ın izniyle Kur’ân’ı senin kalbine bir hidayet rehberi, önce gelen kitapları doğrulayıcı ve müminler için de müjdeci olarak o indirmiştir. Kim, Allah’a, meleklerine, peygamberlerine, Cebrail’e ve Mikail’e düşman olursa bilsin ki Allah da inkârcı kâfirlerin düşmanıdır.”6

Bu ayette Cebrail ile birlikte Mikail’in de adının geçmesi, Mikail’in büyük meleklerden olduğuna delalet eder. 

GÜNÜN DUASI

Ey hıfz ve himayesine talip olunan! Ey mülkünden başka mülk olmayan! Ey saltanatından başka saltanat bulunmayan Rabbim! Cebrail, Mikâil, İsrafil ve Azrail hürmetlerine ve şefaatlerine, bizi cin ve insin şerlerinden muhafaza eyle! Amin.

Dipnotlar: 

1- Sözler, s. 318,

2- Sözler, s. 473,

3- Şuâlar, s. 236; Asa-yı Musa, s. 73

4- Müslim 770/200,

5- Kur’ân-ı Kerîm ve Açıklamalı Meâli, TDV. İA. Yayını, Ankara, 1993, s. 14,

6- Bakara Suresi: 97, 98 

Okunma Sayısı: 5507
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Erdem

    20.9.2016 11:03:26

    Yasin Suresi 28. ayetin tefsirini hatrınıza getirmek istedim. "Şimdi hiç şüphe yok ki, burada hatıra şöyle bir soru gelir: Böyle bir kahramanı, böyle yüksek bir öğütçü ve mücahidi öldüren o kavme Allah Teâlâ ne yaptı? Böyle bir soruya karşı buyuruluyor ki: Onun arkasıdan da kavminin üzerine gökten bir ordu indirmedik. Yani onu dinlemeyip öldüren kavmini de onun arkasından sağ bırakmadık, gerçi o şehidin arkasında ve Resullerin elinde bir ordu yoktu. Bununla beraber onlarla harp için gökten bir ordu da indirmedik, indirmiş de değildir. Yani bu gibi durumlarda gökten apaçık bir ordu indirivermek Allah'ın âdeti olmamış olduğu gibi, olağanüstü olarak da indirmedik. Daha doğrusu indirecek de değildik. Allah'ın bir kavmi mahvetmesi için öyle ordular indirmesine gerek yoktur. "Bedir" de, "Hendek"te melekler indirmesi bile sadece müminlere bir müjde ile kalblerini huzura kavuşturmak içindi. O bir iş dileyince sadece: "ol!" der, oluverir."

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı