HUSUMETİ TARD, MUHABBETİ İHYA

Pazar günü Ankara Kocatepe Camii sevincinden ağladı, biz de ağladık. On binlerin iştirak ettiği Bediüzzaman Mevlidi katılımcıların sevinç ve şükran gözyaşlarına sahne oldu.  
Dünya âlemin kanla, kinle, nefretle, silahla, iteleme ile, ötekileştirme ile, husumetle iş bitirdiği bir çağda, Nur Talebeleri muhabbet dersi verdiler. 
Bediüzzaman’ın Kur’ân’dan alıp bu asrın masasına koyduğu, “Biz Muhabbet Fedaileriyiz. Husumete vaktimiz yok” mesajı, nur talebelerince hal dili ile ilân edildi.  
On binlerce muhabbet fedaisi Pazar günü sabahtan akşama kadar Kocatepe Camiinin içini dışını doldurdular, mevlide iştirak ettiler, dua ettiler, kucaklaştılar, hasret giderdiler, dünya âlemin inadına husumeti değil, muhabbeti paylaştılar. Muhabbete yakışmayan tek bir kare, tek bir çiğ davranış, tek bir provoke hadise, tek bir tatsız olay yaşanmadı. 
Anlaşılıyor ki devlet de, kamuoyu da Nur Talebelerinin samimiyetinden şüphe etmez oldular. Organizasyonun iradesi dışında bir parmak olur mu diye aslında kaygı duymadık değil. Türkiye doğuda, batıda, içeride, dışarıda sancılı günlerden geçiyor. Nefret ve husumet söylemleri böyle iyi niyetli de olsa topluluklara gölge düşürür mü diye insan endişe ediyor.  
Hatta mevlid öncesi bir kardeşimizin böylesi bir endişeye: “Fena mı, ölürsek şehit oluruz.” Diye cevap verdiğini de işitmiş, doğrusu takdir etmiştim.
Ama kaygımız boşa çıktı. Bediüzzaman’ın manevi hatırasına ve Nur Talebelerinin asaletine gölge düşürücü bir yanlış parmak olmadı. O muhteşem topluluk, hasretle kucaklaşıp duasını yaptıktan sonra huzur ve sükûn içinde sessiz sedasız dağıldı. Elhamdülillahi haza min fazli Rabbî.  
Bu vesileyle Ankara’nın sokak ve caddelerini ilânatla dolduran ve mevlide ev sahipliği yapan tertip heyetine, organizasyonun düzeni ve selameti için koşturan görevli gençlere ve hizmet erkânına, Yeni Asya Ankara Bürosuna, Ankara Meşveretine, Ankara Cemaatine, mevlidi kayda alan ve röportajlar yapan Euronur ekibine, canlı yayın yapan Bizimradyo’ya ve Dost tv’ye, haber yapan radyo ve televizyon kanallarına, tüm illerden, yurt dışından, uzaklardan ve yakınlardan tüm mevlide iştirak edenlere, katılamayıp bulunduğu yerde aynı hissiyatı paylaşan ve dua eden herkese sonsuz teşekkürler. 
Ayrıca Ankara girişinden itibaren Ankara dışından gelenlere yol gösteren ve asayişi ve düzeni sağlayan emniyet görevlilerine de binler teşekkürler. 

Husumete Vaktimiz Yok!

Gördüklerimi özetleyecek olursam: Bediüzzaman’ın vefadar evlatlarını vazife başında gördüm. Her zamanki gibi husumeti tard ettiler, muhabbeti ihya ettiler.
Bu özellikle son yıllarda özlediğimiz bir tabloydu. 
Âlem-i İslam olarak coğrafyamız gergin… Büyük devletler bu gerginliği barışla değil, ateşle, kanla, kinle ve husumet üreterek bitirmek üzere kolları sıvamış durumda.

Dünya barışa hasret! 

Bilhassa Müslümanlarda suya susamışlık gibi muhabbete, uhuvvete ve tesanüde ihtiyaç var! Bunun tek çaresi yine kendi içinde: Muhabbet, uhuvvet ve tesanüt!
Başka çaresi yok! 
Muhabbet fedaisi nurcular, bu hakikati mevlid vesilesiyle Kocatepe Camiinde zihinlere nakşettiler. Dağıtılan “Biz Muhabbet Fedaileriyiz. Husumete vaktimiz yok” adlı broşür günün önemli bir dersi niteliğindeydi.
Doğrusu şu ki: Kucaklaşmaya doyamadık. Birbirimizin gözlerinin içine bakmaya doyamadık. Ellerimizi hep birlikte rahmet için duaya açmaya doyamadık. Sevinç gözyaşlarına doyamadık. 
İslam Yaşar ağabeyin Euronur’un röportajında dile getirdiği bir teklif ve temenniyi de buradan bir kez daha hatırlatayım: Kocatepe Mevlidlerini bundan böyle kongreye çevirmeyi, Âlem-i İslam’ın gündemdeki problemlerinden birine Üstadın reçete sunan fikirlerinin damga vurduğu, böyle tebliğlerin kamuoyu ile paylaşıldığı bir kongre plânında mevlidlerin düzenlenmesini teklif ediyorum.    
Güzel ve yerinde bir teklif. 
İstişarelerde görüşülerek olgunlaştırmaya değer. Bizden duyurması. 
 Nice güzel organizasyonlarda buluşmak duasıyla…