"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ölenin arkasından kötülükleri konuşulur mu?

Süleyman KÖSMENE
30 Eylül 2020, Çarşamba
Katre-i Nur: “Ölünün arkasından kötülükleri konuşulur mu? Bu konuda ölü nedir?”

Konya’dan Hüseyin Sarı: “Meşhurların özellikle siyasilerin arkasından konuşurken gıybet olur mu?”

O Artık İlâhî Adalete Teslimdir

Ölen kişi günahıyla sevabıyla Rabbiyle hesaplaşmaya gitmiştir. Amel defterini kapatmıştır. Onun artık adalet-i İlâhiyece bir zerre seyyiatı görmezden gelinmeyeceği gibi, bir zerre hasenatı da yok sayılmaz. Onunla ilgili konuşma yetkisi, onu yargılama yetkisi, ona ceza verme veya onu affetme yetkisi Cenab-ı Allah’a aittir.

Aslında sağ kimseler için de bu böyledir de, biz sağ kimselerin gıyabında çok konuşmakta nedense bir beis görmeyiz. Ağzımızı tutmak zor gelir. Her ne kadar gıybet olsa da, her ne kadar günah olsa da…

Oysa insanların sağ olsun ölü olsun, gıyabında onların kötülüklerini konuşmak tehlikeli bir iştir. Söylediğimiz yanlış ise zaten yalan oluyor. Doğru ise gıybet oluyor.

Gıybet yaptığımızda aslında biz onu kınamış oluyoruz. Bu kınamayı gıyabında yapıyoruz. Onun davranış sebebini bilmiyoruz. Ona kendini savunma hakkı vermiyoruz. Sadece kendimize göre bir yargılama yapıyoruz.

Bu kınamalı yargılamanın en tehlikeli yanı, gıybetini yapmakla bu işi başımıza çekmiş olmamızdır. Bu sebeple böyle durumlarda, “Pencerelerden seyret; içlerine girme!” 1 prensibini işletmek daha doğru olur. Çünkü konuştuğumuz günahın sorumlusu biz değiliz, işleyeni biz değiliz. Buna şükredelim. Ya biz olsaydık?

Dolayısıyla el âlemin günahının içine girip deşifre ile meşgul olmayalım.

Ölülerin Kötülüklerini Bırakın

Öte yandan ölen kimsenin arkasından kötülükleri konuşulmaz. Çünkü o yargılanmaya gitmiştir. İkinci bir yargıca ihtiyacı yoktur.

Bu konuda Peygamber Efendimiz’in (asm) uyarıları nettir:

* “Bir arkadaşınız öldüğü zaman onu bırakın, onu gıybet edip ayıplamayın.” 2

* “Ölülerinizin iyiliklerini, güzelliklerini anın ve kötülüklerini bırakın.” 3

* “Ölülerinize sövmeyin.” 4

Bir defasında bir cenaze geçmişti. Bazı sahabeler, cenazeyi hayır ile andılar. Resulullah Efendimiz (asm): “Vacip oldu!” buyurdu. Ardından başka bir cenaze daha geçti. O cenazeyi de şer ile andılar. Resulullah Efendimiz (asm) yine: “Vacip oldu!” buyurdular. Bunun üzerine Hazret-i Ömer (ra): “Ne vacip oldu ya Resulallah?” diye sorunca, Allah Resulü (asm): “Önceki cenazeyi hayırla andınız. Ona Cennet vacip oldu. Sonrakini şerle andınız. Ona da Cehennem vacip oldu. Sizler yeryüzünde Allah’ın şahitlerisiniz.” buyurdu. 5

İnsan bu şahitliğini yaparken elbette yalan sözden sakınmalıdır. Ve cenazenin iyiliğini söylemek sünnet olmakla beraber, mübalâğadan da kaçınmalıdır. 6

Dört Yer Hariç

Gıybet noktasında sağ insanlar için haram olan ne ise, ölenler için de, meşhurlar için de, siyasiler için de haram olan odur. Gıybetin haramlığında veya caizliğinde değişen bir şey yoktur. Gıybetin dört yerde caiz olduğu genel bir hükümdür. 

Bu yerler:

1- Hakkı ve alacağı varsa, bu, gıyabında merciine şikâyet edilebilir. Meselâ ölenden alacağı varsa, alacak sahibi, bunu varislerine açıklayabilir. Veya bir hakkı varsa hakkını ilgili mercilerden arayabilir.

2- Meşveretin hakkı olduğu zamanlarda. Sana danışılmışsa, ölen kişinin bir yanlışının olup olmadığına göre bir iş yapılacak idiyse… Meşveretin hakkını vermelisin.

3- Teşhir ve tahkir için değil, tarif ve tanıttırmak için ise. Ölen kişi tanınmıyorsa, bir sıfatı söylenerek tanıttırmak gerekiyorsa söylenebilir.

4- Gıybet edilen adam fasık-ı mütecahir ise.7 Yani açıktan günah işlemekten sıkılmayan ve utanmayan birisi idiyse, günahı günah saymayan, günah olduğunu bildiği halde yapmaktan sıkılmayan ve birçok kimseye bilerek kötü örnek olduysa, böyle kimselerin kötülüklerinden bahsedilebilir. 

Dipnotlar:

1- Mektubat, s. 267. 

2- Ebu Davud, Sünen, Edeb, 49, IV /275. 

3- Tirmizi, Sünen, Cenaiz, 33, II/215; Ebu Davud, Sünen, Edeb, 49, IV /275. 

4- Buhari, Cenâiz, 96. 

5- Buhari, Cenaiz, 670. 

6- Buhari, Cenaiz, 3.

7- Mektubat, s. 325. 

Okunma Sayısı: 9821
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı