"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Rahmetin kucağında

Süleyman KÖSMENE
17 Mayıs 2018, Perşembe 00:19
İsmail Bey: “Ramazan’da oruç tutmamızın hikmetleri üzerinde durur musunuz?”

RAMAZAN RAHMETİYLE GELDİ  

Bu gün 2 Ramazan 1439. Ülkemize, âlem-i İslâm’a ve bütün dünyaya Ramazan bereketiyle geldi, rahmetiyle geldi. Âlem-i İslâm üzerinde oyunu olanlara da celâliyle geldi, kahrıyla geldi inşallah.

Ramazan ayı İslâm’ın iki emrinin, iki şartının üst üste geçtiği, bu sebeple de bereketli ve rahmet dolu, bu sebeple de yapılan en küçük hayrın bile Allah’ın rızasına çok yakın yerde durduğu günlerdir. Namaz varken orucun da emredildiği, namazı kılarken orucu da eda ettiğimiz, duâların daha bir müstecap olduğu, gözyaşlarının daha bir rahmet sicimi olup aktığı, tövbelerin daha bir içten yapıldığı, günahların daha bir rahmetle bağışlandığı bir mübarek ayın kucağına düştük. Binler elhamdülillah!

RAMAZAN’DA NEDEN ORUÇ TUTUYORUZ?

Evvelâ: Emir olduğu için.

Saniyen: Birçok hikmetleri de var şüphesiz. Başlıcalarını sıralayalım:

1) Ramazanda oruç tutmakla, Cenâb-ı Hakk’ın terbiye edicilik sıfatını tanır ve bizi Allah’ın büyük bir rahmetle terbiye altına aldığını fark ederiz.

2) Oruçla tok açın halini, zengin fakirin halini, üst sınıf alt sınıfın halini anlar. Toplumda herkes birbirine yardımcı olmaya ve el uzatmaya hazır bir mâneviyât kazanır. Büyüklerin küçüklere, zenginlerin fakirlere eğilmesi ve el uzatması neticesinde, topluma barış gelir, insanlar arasındaki uçurumlar ortadan kalkar.

3) Oruçla insan kendi iç dünyasında huzur ve saadete kavuşur.

4) Oruçla günahlardan arınır ve ruh terbiyesine ulaşırız.

5) Oruçla, Allah’ın nimetlerine umûmî, manalı, kapsamlı ve farklı bir üslûpla fiilî bir şekilde şükretmiş oluruz.

6) Oruçla her zaman faydalandığımız günübirlik lezzetleri terk ederek, Kur’ân’ın indirildiği ay olan Ramazan’da Kur’ân’ı indiren yüksek irâdeye, Kur’ân’ın indiriliş sürecine ve bizzat Kur’ân’a, mânevî bir bayram sevinci içerisinde saygı duyarız. Kur’ân’a mukabele eder ve Kur’ân’ı baş tacı yaparız. Kalpler, Kur’ân’ı daha iyi anlar.

7) İnsan dünyaya, âhiret ticareti yapmak ve âhiret hesabına azık toplamak için gelmiştir. Ramazan ayı, ahiret ticareti için çok verimli bir zemindir.

8) Oruçla insan sağlık ve sıhhatine yönelik adımlar atmış olur. Mide istirahata çekilir, hazım kolaylaşır.

9) Oruçla insan sabra alışır.

10) Oruçla nefis Rab değil, aciz bir kul olduğunu anlar, firavunluğu bırakır. Kulluktan razı olur. Rab olarak kendini değil, sadece Rabbi’ni bilir.

İNSAN, ORUÇLA YÜKSEK ŞEREFE ULAŞIYOR  

Bediüzzaman’ın ifadesiyle, Cenâb-ı Hak yeryüzünü sofra-i nimet olarak yaratmış ve bütün nimet türlerini hiç kimsenin ummadığı şekilde o sofraya dizmiştir. Canlıları merhametle, şefkatle, eksiksiz biçimde terbiye ettiğini her ihtiyaç sahibine sayısız nimetleriyle göstermiştir. Oysa insan çoğu zaman nimetlerin bu eşsiz dizilişini görmemekte, her saniye vazgeçemediği nimetler için bile gaflet içinde sebeplere takılıp kalmakta ve Allah’ın eşsiz bir şefkatle nimetlendirdiğinin farkında olmamakta, Allah’ın kadir ve kıymetini kavrayamamaktadır.

Ramazan-ı Şerifte ise mü’minler, emir dinlemeye hazır muntazam bir ordu hükmüne geçmektedir. Öyle ki, bütün insanlar, Kâinat Sultanının sofrasına, ziyafetine ve rahmetine dâvetlidirler. Bu dâvete icabet eden mü’minler akşama yakın saatlerde, dâvete icâbetin bir gereği olarak sofra başlarına geçmişlerdir. Önlerine mükellef bir sofra açılmıştır. İçinde her şey itina ile bir bir dizilmiştir.

Fakat akşam ezanı okunmadan, emir gelmeden hiç kimse elini sofraya uzatmıyor. Herkeste sessiz bir itaat, sessiz bir boyun eğiş, sessiz bir emir bekleyişi vardır! Herkes Kâinat Sahibinin “Buyurunuz!” emrini bekliyor gibi bir ibadet tavrı içindedir. Böylece, Allah’ın görkemli, haşmetli, şefkatli, çok geniş ve çok kapsamlı rahmet eserlerine karşı mü’min, kapsamlı, geniş ve muntazam bir ibadet disiplini içinde cevap veriyor, mukabele ediyor. Allah’ın yüksek şefkat ve sonsuz merhamet sahibi olduğunu fark ediyor.1

İnsan bu yüksek şerefe ancak oruçla ulaşıyor.

GÜNÜN DUÂSI

Allah’ım! Hatamı yüzüme vurmadan orucumu kabul et! Kusuruma aldırmadan namazımı makbul kıl! Duâlarımın müstecap olmasını dilerim. Dilimin kifayetsizliğine bakmadan duâlarımı ‘bikabulin hasenin’ sırrıyla makbul eyle! Âmin.

Dipnot:

1- Mektûbât, s. 387, 388.

Okunma Sayısı: 2192
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı