Eskişehir Hanım okuyucuları: “Oy verme meselesinde ailevî baskılar yaşanıyor. Bu yüzden bazı kardeşlerimiz meşveret görüşüne göre oy kullanamıyorlar. Öyle ki, aile içinde çok ciddî çatlaklar, boşanmaya varan tehditler oluyormuş. Bu meselede nasıl davranmalı?”
Seçim Savaş Değildir
Türkiye seçime gidiyor. Savaşa değil. Seçimi ısrarla savaş sayan ve aile içinde de savaş rüzgârları estiren kimselere ancak teessüf edilir. Oysa seçim, adı üstünde “hür irade” isteyen bir iştir. İster babanın, ister evlâdın ailede baskı kurarak, “ayaklarına sıkarım, şuraya atacaksın!” söyleminde, hür irade nerede kaldı? Böyle baskı yoluyla aldığınız oylar -seçimi alsanız da almasanız da-, sizin helâl malınız olmaz. Böyle helâl olmayan oylarla ülkede bir iktidar kurulsa da, istikrar kurulamaz! Haram-zedelik ferde de, ülkeye de hayır getirmez.
Evet; baba olarak evlâdınızdan itaat görmek hakkınızdır. Büyük olarak size düşen de, evlâdınızın hür iradesini sandığa yansıtmasına yardımcı olmanızdır. Sizinle aynı şeyi düşünmese bile. Eğer sizin baskınızla kendi iradesini değil, sizin iradenizi yansıtacaksa, bunun adı hür seçim olur mu?
Çünkü vicdan hürriyeti, fikir hürriyeti ve düşündüğünü ifade etme hürriyeti kişiye özel bir haktır. Evlât ile baba, kadın ile kocası, abi ile kardeş ayrı düşünebilir! Ne sakıncası var? Din buna engel mi? Yasalarımızda buna engel var mı? Hayır!
Baskı ile korkutarak, sindirerek oy toplamakla iktidar olmak helâl olmaz.
Benimkisi Hak, Gayrısı Batıl mı?
Bu baskının altında ‘benimkisi hak, gayrısı batıl’ yaklaşımı vardır. Bediüzzaman’ın ifadesiyle, “fikrin hezeyanlaştığı”, “kalpleri ifsad eden, asabî ruhları azab içinde bırakan, ruhları sersem, akılları geveze” eden noktadır burası.
Memlekette demokrasi yok mu? Seçim hür olmalıdır ki neticelere gölge düşmesin, neticeler batıl olmasın. Herkes birbirinin hür tercih hakkına saygı duymalıdır. Can ciğer arkadaşın öyle düşünüyor; sen böyle düşünüyorsun. Olsun! Bu zenginliktir. Kavga mı edeceksin? Nasrettin Hoca’nın dediği gibi, herkes aynı yöne gitseydi dünyanın tersi dönerdi!
Yemek seçiminden, renklere ve zevklere… Ne kadar çok tartışmasız kişiye özel tercihlerimiz var! Kavga ediyor muyuz? Sandıkta tercih hakkı da en az yemek, zevk ve renk tercihi kadar tartışmasız kişiye özel haklardandır. Bunun kavgası küreği olmaz. Oğlumuz, kızımız da olsa; birbirimizin farklılıklarına tahammül edeceğiz.
Sevdiklerinizi Yitirmeyin!
1- Seçiminizi hür iradenizle yapın. Aile fertlerinin de hür iradesiyle oy kullanma hakkına saygı duyun!
2- Seçmenlik hakkı doğuştan getirilen haklardandır. Herkes farklı kanaate sahip olabilir. Sevdiğinizin seçmenlik hakkını koruyun.
3- Konumunuzu alet ederek ailede terör estirmeyin. Aile fertlerini sizin görüşünüze uymaya veya yalan söylemeye zorlamayın. Bu, İslâm’ın tanıdığı hürriyet prensibine aykırıdır ve günahtır.
4- Kanaatiniz, aile üyelerinin kanaatine aykırı ise, bunu tartışarak, sürtüşerek, kendi fikrinizi savunarak değil; sevgiyle, şefkatle, muhabbetle, farklı kanaatlere saygıyla aşabilirsiniz. Siyasî kanaatiniz için aile içinde kavga çıkarmayın.
5- Son sözü 2500 yıl öncesinin filozofuna, Aristo’ya bırakalım: Aristo diyor ki: “Sevdiklerinizle siyasî polemik yapmayın. Siyaset dostlukları zedeler. Siyasetçiler yollarına devam eder. Siz dostlarınızı yitirmekle kalırsınız.”
GÜNÜN DUÂSI - Allah’ım! Güzel memleketimin güzel insanlarını hürriyet hakkını kullanırken, fitneden, fesattan, kinden, nefretten, garazdan, tefrikadan koru! Seçimi ülkemizde ve âlem-i İslâm’da hürriyet, adalet, hukuk ve insaniyet-i kübra değerlerinin hâkimiyeti için hayırlı eyle! Âmin.