"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tebbet Sûresinin nüzul sebebi -2-

Süleyman KÖSMENE
06 Mart 2015, Cuma
İstanbul’dan okuyucumuz: “Tebbet Sûresinin iniş sebebini, açıklamasını ve tefsirini yapar mısınız?”

SİZİ O’NDAN BAŞKA İLAH OLMAYANA ÇAĞIRIYORUM   

“Ey Resûlüm! En yakın akrabalarını uyar”1 âyeti indikten sonra Peygamber Efendimiz (asm) dinlemeseler de, anlamasalar da, hiç durmadan yakın akrabalarını uyarmaya devam etti. Bunun için ziyafet üstüne ziyafet tertip etti. 

Ziyafetin birinde yemek yendikten sonra Peygamber Efendimiz (asm) ayağa kalktı ve özetle şöyle konuştu: 

“Hamd yalnız Allah’a mahsustur. Allah’tan başka ilah yoktur. O birdir. Eşi ve ortağı yoktur. Ey akrabalarım, her halde otlak aramaya gönderilen bir kimse, gelip ailesine yalan söylemez. Vallahi ben bütün insanlara yalan söylemiş olsam, size karşı yine yalan söylemem. Bütün insanları kandırmış olsam, sizi yine aldatmam. Sizi O’ndan başka ilah olmayan Allah’a imana dâvet ediyorum. Ben de O’nun size ve bütün insanlığa gönderdiği peygamberiyim.” 

Peygamber Efendimiz’in (asm) bu konuşmasından sonra amcası Ebû Talip konuştu: 

“Yeğen, sana severek ve candan yardım edeceğiz. Bu toplananlar senin atanın oğullarıdır. Ben de onlardan biriyim. Emrolunduğun şeye devam et. Ben kendi adıma; nefsimi atamın dinini bırakmak hususunda bana itaat eder bulmuyorum. Artık ben onun öldüğü dinde öleceğim. Fakat vallahi seni korumaktan da bir an geri durmayacağım.” 

Diğer amcaları da bu sözleri doğrular mahiyette konuştular. 

EBU LEHEB’İN CAHİLLİĞİ

Fakat amcalardan bir tanesi vardı ki, yüzü renkten renge giriyor, yeğenini bir kaşık suda boğmak istercesine öfke soluyordu. 

Ebu Leheb’di o. Vahşice bağırdı: 

“Ey Abdulmuttalip oğulları! Bu bir uğursuzluktur. Başkaları onu bu işten vazgeçirmeden evvel, siz onu bundan vazgeçirin. Eğer siz bu gün ona itaat edecek olursanız, zillet ve hakarete uğrarsınız. Onu korumaya kalkarsanız öldürülürsünüz.” 

Peygamber Efendimizin (asm) halası Safiye (ra) Ebû Leheb’e: 

“Ey kardeşim! Kardeşinin oğlunu ve onun dinini yardımsız bırakman sana yaraşır mı? Git sor; bu gün yaşayan âlimler Abdulmuttalib’in soyundan bir peygamberin geleceğini bildiriyorlar. İşte o peygamber budur.” dedi. 

Ebu Leheb daha da hırçınlaştı: 

“Bu boşuna bir umuttur! Zaten kadınların sözleri erkeklere köstek olmaktan öteye geçmez. Kureyş ayaklanırsa, bizim ne kuvvetimiz var? Bizi lokma gibi yutarlar” diye bağırdı. 

Ebu Talip kardeşi Ebu Leheb’e çıkıştı: 

“Ey korkak! Biz sağ kaldıkça ona yardım edeceğiz ve onu koruyacağız.” 

Ebu Talip, Peygamber Efendimiz’e de (asm) dönerek: 

“Yeğen! Dâvet zamanını bildir. Silâhlanıp seninle birlikte çıkarız!” dedi. 

BEN SİZİ İKİ KELİMEYE DÂVET EDİYORUM

O ana kadar konuşulanları dinleyen Peygamber Efendimiz (asm): 

“Ey Abdulmuttalip oğulları! Ben sizi dile kolay gelen, mizanda ağır basan iki kelimeye dâvet ediyorum. O da: ‘Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve resulüh’ demeniz ve buna gönülden inanmanızdır. Şimdi söyleyin: Hanginiz benim dâvetime icabet eder de, hem iman eder, hem bana yardımcı olur?”2 buyurdu. 

Kimseden ses çıkmadı. Başlar öne eğildi. Sadece o sırada 12 yaşlarında bulunan Hazret-i Ali (ra) atıldı: 

“Her ne kadar yaşça küçüksem de, ben sana yardımcı olurum” dedi. 

Fakat bu ses, o gün desteksiz kaldı. Peygamber Efendimiz’in (asm) o günkü dâvetine başka cevap veren olmadı. 

Ebu Lehep homurdanarak ayrıldı. Diğerleri sessizce dağıldılar. 

Artık o günden sonra Ebu Lehep daha da kinlendi, daha da hırçınlaştı, daha da çılgınlaştı, daha da vahşileşti. Kardeşi oğlu olan Kâinat Efendisine (asm) hep hakaret eder oldu. Nerede O’nu (asm) tebliğ yaparken görse, peşi sıra geldi, ağzına geleni söyledi. 

Yarın inşallah devam edelim. 

Dipnotlar:

1- Şuarâ Sûresi: 214.
2- Halebî, İnsanu’l-Uyun, 1/285.

Okunma Sayısı: 4664
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı