"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Asr-ı Saadet’te tefekkür mesleği

Yasemin GÜLEÇYÜZ
10 Aralık 2014, Çarşamba
O saadet asrında kadını, erkeği, çocuğu, genci, yaşlısı, hastası, sakatı bütün inananlar ırk, renk, dil ayrımı gözetmeksizin tek bir hakikatte birleştiler: Allah’ın varlığı birliği, Hz. Muhammed’in (asm) O’nun elçisi olduğu…

Kâinat Sultanının elçisi olarak şahadet getirdikleri Hz. Muhammed’in (asm) öğrettiği bütün hakikatleri yaşantılarında aksettirdiler ve O’nun (asm) hayatlarına birer kıblenameli pusula olarak seçtikleri mesajlarını, kendilerinden sonra gelen nesillere mukaddes bir emanet olarak teslim ettiler. Sağlam bir silsile ile bu eşsiz mesajlar günümüze kadar ulaştı. On dört asırdır bütün inananların hayat rehberi olarak hayatlarına aksettirdikleri bu hakikatleri bizler de kaynaklardan öğreniyor, yaşantımıza aktarmaya çalışıyoruz. Sevdiklerimize onu anlatıyoruz, kâinat sarayındaki eşsiz rehberliğini, mesajlarını… 

Kıyamete kadar devam edecek bu Nur silsilesi…

Asr-ı saadet modeli

Bediüzzaman Hazretleri 19. Söz isimli muhteşem eserinde Rabbimizi bize tarif eden üç küllî muarriften bahseder. Kâinat kitabı, Kur’ân-ı Kerîm ve Peygamberimizdir (asm) bunlar. Mesnevî-i Nuriye isimli eserinin bir başka yerinde bunlara bir dördüncüsünü daha ekler: Fıtrat-ı zişuur olan vicdanımız. Peygamber Efendimiz (asm) Kâinat Sultanının fermanı olan Kur’ân’ı, kâinat sarayının sırlarını, vicdanımızı, teker teker izah eder, Sultanı nasıl tarif ettiklerini gösterir kendisine kulak verenlere…

Şimdi dilerseniz o saadet asrına hayalen bir yolculuk yapalım ve o eşsiz rehberin (asm) kâinat kitabını, Kur’ân’ı nasıl okuduğuna ve insanın vicdanına nasıl seslendiğine “ummandan bir katre misali” bakalım: 

Gökyüzünü tefekkür

Hz. Peygamberin (asm) amcasının oğlu ve ümmü’l-müminin Hz. Meymune’nin (ra) yeğeni olan Abdullah bin Abbas (ra) anlatıyor. O sıralarda yaşı on beş civarında bir genç ve Resulullahın (asm) yanında onun bir gecesini nasıl geçirdiğine şahit olmuş. Peygamberimiz (asm) uyanmış ve evin avlusuna çıkıp yıldızları uzun uzun tefekkür etmişti. Sonra da “Muhakkak ki göklerin ve yerin yaratılışında ve gece ile gündüzün ard arda gelişinde akıl sahipleri için âyetler vardır” âyetini okumuştu. “Onlar göklerin ve yerin yaratılışını tefekkür ederler. ‘Rabbimiz’ derler ‘Sen bunu boşuna yaratmadın’ âyetini de eklemişti. (Buhari)

Hz. Ayşe (ra) bu hali Resulullahın (asm) gece tefekkürüne dair umumî bir hal olarak rivayet etmekte ve biraz önce zikrettiğimiz tefekkür âyetlerini okuduktan sonra şöyle dediğini anlatmaktadır: “Bu âyeti okuyup da uzun uzun tefekkür etmeyenin vay haline!” 

Şehir hayatının bitmek tükenmek bilmez koşuşturmaları esnasında gözlerimizi kaldırıp, kâinat kitabının bu en geniş tevhid levhalarından biri olan gökyüzünü tefekkür ediyor muyuz? Güneşin ve ayın gün içindeki dönüşümlerini, hava zerrelerini, kuşları, yağmuru, rüzgârı, doluyu, karı, ilkbaharın kokusunu…

Tefekkür etmiyorsak eğer Hz. Ayşe’nin (ra) aktardığı gibi “Vay halimize!”

Onlar gökteki yıldızlar gibi…

Evet Sahabeler Peygamberimizin (asm) benzetmesiyle gökteki yıldızlar misali, asırlardır kesret çöllerinin karanlıklarında kaybolmaya yüz tutan inananlara yol gösteriyorlar, hakikati sunuyorlar.

Teknolojinin sunduğu türlü çeşit oyuncakların ve cazibedar eğlencelerin hedefi konumunda olan günümüz inananlarının, şüphesiz onların bu eşsiz hayatlarından alacakları çok dersler var! 

Okunma Sayısı: 2208
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı