"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Biyolojik saat ve kadın

Yasemin GÜLEÇYÜZ
28 Şubat 2018, Çarşamba
“Kadının—aile hayatında müdir-i dahilî olmak haysiyetiyle kocasının bütün malına, evlâdına ve her şeyine muhafaza memuru olduğundan—en esaslı hasleti sadâkattir, emniyettir… Fakat kocasının vazifesi, ona hazinedarlık ve sadâkat değil, belki himâyet ve merhamet ve hürmettir. “ (Bediüzzaman Said Nursî, Hanımlar Rehberi)

Varlık âleminde her şey zıt enerjileriyle birbiriyle uyumlu hareket eder. Aynen gece-gündüz, siyah-beyaz, yaz-kış gibi kadınla erkek de birbirini tamamlar.

“Gece ile gündüz, siyahla beyaz, yazla kış aynıdır ya da biri diğerinden daha iyidir üstündür.” diyebilir miyiz?

Kadın erkek eşitliği meselesi günümüzün değişmeyen gündemlerinden biridir. Son araştırmalar da net olarak ortaya çıkarmıştır ki, kadınla erkeğin yaradılıştan gelen özellikleri beyin yapıları, fizikî donanımları farklıdır. Bu tablo karşısında ancak tamamlayıcılıktan bahsedilebilir. Erkek ailenin himayesi ve geçimini sağlamaya yönelik duygu ve fizikî donanımlarla, kadın ailenin iç organizasyonunu sağlamaya yönelik cihazatlarla donatılmıştır.

Aile ortamında olduğu gibi çalışma hayatında da kadın ve erkeğin yaradılış özelliklerine uygun şekilde kendinden bekleneni yapması önemlidir.

Hayatî dönemeçler

Toplumda sevgi eksikliği o kadar yoğun ki kadınlar “çalışacaklarsa” sevgi, şefkat gerektiren işlerde (eğitim, sağlık, gıda…) çalışmalıdır. Fizikî dayanıklılığın gerektiği sektörlerdeyse erkeklerin daha aktif rol üstlenmesi yaradılıştan gelen donanımlarıyla uyumludur.

Sözgelimi kadın maden mühendisi, şantiye şefi olacağım diye ısrar etmemeli. Yapar, ama biyolojik ayarlarını zorlayıp bozar. Faturası ağır olur.

Uzmanlar kadınların çoğunun kariyer sahibi, ama bedenen ve ruhen çok dayanıksız olduğunu söylüyorlar. Özellikle de büyük şehirlerde çalışan kadının sağlık faturası yüksek.

Üstelik, kadınların iş hayatı dışında yaşadığı başka hayatî dönemeçler de vardır: Hamilelik, lohusalık, emzirme gibi…

Kadınların eskiye göre ileri yaşlarda evlenmesi, yaşadıkları kariyer stresi, çalışma hayatının getirdiği zorluklar, hazır yemeklere olan rağbet kısaca “erkeksi bir hayat tarzı” sağlıklarını etkiliyor. Hormon bozuklukları, depresyon, özellikle de jinekolojik kanser türleri artıyor.

Bu konuda yapılan dünya çapındaki araştırmalar dünyada ve ülkemizde her geçen gün kanserli hasta sayısının özellikle de yumurtalık kanserinin çoğaldığını gösteriyor. Uzmanlara göre, bu oranı azaltmak doğum sayısı ile mümkün…

Aile yapımız değişiyor

Kariyer uğruna evlenmeyen kadınların yeni tercihleri arasında yumurtalıklarını dondurmak da var. Böylelikle yaşı ilerlemiş bile olsa dondurucuda bulunan yumurtasını kullanarak tıbbî müdahale ile anne olabiliyor.

Potansiyel bebekler dondurucuda, doğduğunda bakıcıda, büyüdüğünde kreşte. Ailenin ihtiyarları huzurevinde. Boşanmaların artması, tek ebeveynli çocukların problemleriyse ayrı bir konu.

Bediüzzaman Hazretleri’nin tabiriyle “Terbiye-i medeniye”nin sunduğu aile modeli böyle. Ya çekilen manevî sıkıntılar?

Artan antidepresan ve ağrı kesici tüketiminin bu dertlere çare olabilmesi mümkün mü?

Hülâsa

Kadının fıtratından uzaklaşması, biyolojik saatinin ayarlarını bozması nispetinde ödediği maddî manevî fatura da ağır oluyor! (Bizim Aile dergisi Şubat 2018 sayısından alınmıştır)

Okunma Sayısı: 3951
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Zeliha ozpamukcu

    28.2.2018 08:40:12

    Çok doğru tespitler bu yazı her gün yazılsa yeridir. Tebrik ediyorum.Daha detaylı incelikli bilgilendirici yazılarınızı bekliyoruz bu konuyla alakalı.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı