İlk emri “Oku!” olan bir dinin mensupları olarak bu bahane ne derece gerçekçi?
İnsan her şeyi öğrenmeye muhtaç. Bir kuş ya da arı yavrusu gibi değil. Onlar adeta başka bir âlemde talim görmüşçesine kendilerinden beklenen fıtrî vazifelerini yerine getiriyorlar. Ama insan yavrusu ateşin yaktığını, acıyı, tatlıyı, hayatını idame edecek bilgileri hep yaşayarak, okuyarak, tecrübe ederek öğreniyor. Okudukça, okuyanlarla birlikte oturup kalktıkça, dinledikçe görüş ufku genişliyor hayatını daha kaliteli ve donanımlı olarak geçiriyor. Kabiliyetleri inkişaf ediyor, hayatın sırlarını yakalıyor.
Evet, bu dünyaya ilim ve duâ ile tekâmül etmek için gönderilmişiz. Bütün ilimlerin en son hedefidir Allah’ı tanımak. Hayat hediyesini Rabbimiz bize bunun için vermiş.
Bütün mesele bizim Allah’a kul ve muhatap olma yolunda istikrarla ilerlememize bağlı. Bu konuda istikrar için canlı ve dinamik bir ilim ve tefekkür faaliyetini hayatımıza hâkim kılmamız gerekiyor.
Hayatımızın ana maksadı bu olunca “okumaya ilme zaman bulamıyorum!” sözü ne kadar manasız ve tutarsız görünüyor değil mi?
KENDİNİ PROGRAMLAMAK
İlim, marifet ve ubudiyet vazifeleriyle dünyaya gönderilmişsek ve zaman bulamama problemi yaşıyorsak yapacağımız tek şey kendimizi programlamak…
Dünyaya ait işlerde önemli gördüğümüz konularda ne kadar sıkışsak da kendimizi programlayarak vakit bulabiliyoruz. Önemli gördüğümüz bir randevu için saati defalarca kontrol ederek görüşmemizi aksatmamaya çalışıyoruz. Misafirliklere, alış verişe, seyahate, televizyona, internete saatlerce zaman ayırabiliyoruz.
Bize dünya ve ahiretin huzurunu kazandıracak ilim, marifet ve kulluk vazifelerimize neden zaman ayıramayalım?
Zamanımızın çoğunu ilim ve tefekkürle değerlendirmenin yollarını neden bulamayalım?
İlim ve tefekkürün hayatımıza getireceği zenginlikten, huzurdan kendimizi ve ailemizi, çocuklarımızı niye mahrum edelim?
O halde haydi okumaya, kitap başına!
HÜLÂSA
Küçücük zaman dilimlerinde de olsa okuma vesilesiyle sonsuzluğa dokunmak bize tahmin edemeyeceğimiz güzelliklerin kapısını açacak. Kimisi için sabahın ilk saatleri günün telâşı başlamadan, kimisi için namazların akabinde, kimisi için çantasından eksik etmediğinden günün yakalayabildiği her boş anında, kimi cep telefonundan birkaç dakikacık da olsa okuma vesilesiyle sonsuza dokunsa bir başka iklimin güzelliğini yaşayacak!
Nefislerimiz bile bu hakikate şahit değil mi?
Fotoğraf: Instagram/rsn_talebesi