"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Şam’dan gelen misafir

Yasemin GÜLEÇYÜZ
20 Nisan 2016, Çarşamba
Meysa Kazzis, Fatih’e yerleşen Suriyeli kardeşlerimizden biri. Evli ve üç çocuklu bir anne.

Kendisiyle Risale-i Nur derslerinde tanıştık. Daha sonra görüşmek üzere söz almıştık. Geçtiğimiz günlerde Arapça bilen bir kardeşimiz sayesinde kendisiyle daha detaylı tanıştık. 

Risale-i Nur’un dili Arapça’ya yatkınlığımızı arttırıyor şüphesiz. Yine de dil problemimiz su götürmez bir gerçek. Genç arkadaşımız hem üniversitede dil eğitimi alıyor, hem de babası Irak Türkmenlerinden olduğundan dile hakim bir şekilde sohbetimize yardımcı oluyor. 

“Evimiz Eski Şam’da Emevi Camii’ne çok yakındı. Aynen burada Fatih Camii’ne yakın olduğu gibi. Ama yakıldı, yıkıldı. Devlet dairesinde memurdum, eşimle ihtiyacı olanlara yardım ettiğimiz için dört ay hücre hapsinde tutulduk. Burada, konuşuyor olmamız büyük bir lütuf. Çok sevdiğim Şam’a geri dönsek yerimiz hücre hapsi, buraya gelmekten başka çaremiz yoktu” diyor. 

Meyra Hanım çok sevdiği Şam’dan bahsederken gözleri ışıl ışıl. “Şam ile ilgili hadisleri mutlaka okumalısınız. Peygamberimiz (asm) Şam üzerinde hassasiyetle duruyor, Sahabelerine orayı terk etmemeleri gerektiğini söylüyor. O yüzden buraya gelmeyi hiç istemedim. Her şey düzeldiğinde geri döneceğiz inşallah. İstanbul’u Şam’a yakın olduğu için, çabuk dönebilmek için tercih ettik. Avrupa’ya iltica etmeyi düşünmedik bile” diyor. 

Ülkesinde âlimlerin çok olduğunu, hanımlar çocuklar arasında da bu sohbet meclislerinin yaygınlaştığını, şimdilerde ise herkesin can derdine düştüğünü anlatıyor. Âlimlerin çoğu ya öldürülmüş, hapsedilmiş, Ürdün, Türkiye ve Mısır’a kaçmış ya da şu anda rejimle birlikte çalışmakta. İlme meftun olan Meyra Hanımsa hasretini internetten dinlediği dinî sohbetlerle dindirmekte. 

RAMAZAN EL-BUTİ

Ramazan el-Buti, ülkemizde düzenlenen Risale-i Nur sempozyumlarında da sıkça dinlediğimiz Suriye’nin yetiştirdiği önemli âlimlerden biriydi. Ramazan el-Buti’yi tanıyıp tanımadığını soruyoruz. Sohbetlerini çok dinlediğini, büyük bir âlim olarak tanındığını, sohbetlerindeki ilmî seviyenin çok yüksek olduğunu söylüyor. İlk zamanlar cami dolup taşarken, son dönemlerinde üç safın ancak dolduğunu, camide kürsüsünün altına konan bomba ile dinleyenleriyle birlikte öldürüldüğünü anlatıyor gözleri yaşlı olarak. “Son dönemlerinde Esad’a taraftar görünüyordu, ama hakkın yanındaydı. Yaşlı bir insan ona nasıl karşı koyabilirdi ki? Belli Esad onu da tehdit olarak gördü” diyor. 

ÜMİTSİZLİK YAKIŞMAZ

Bize kakuleli kahve ve hurma ikram ederken İstanbul’un güzelliklerinden, buradaki çarşıların Suriye çarşılarına nasıl benzediğinden bahsedip telefonundan resimler gösteriyor. “Hepsi Osmanlı çarşıları…” diyerek.

“Risale-i Nur’ları Türkiye’de tanımak kısmet oldu” diyor Meysa. Yayınlarımız arasında yeni çıkan Arapça metinli Hutbe-i Şamiye’yi sıkça okuduğunu söylüyor. “Mü’minde ümitsizlik olmaz. Şam’a döneceğiz inşallah. Her şey düzelecek” diyor. 

Duâsına katılıyoruz…

Okunma Sayısı: 1743
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı