Zaman zaman “Kürtçü Kemalizm”den bahsediyoruz. Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümü öğretim üyesi, siyaset bilimci Dr. Akın Ünver de Zeynep Miraç’a verdiği mülâkatta Öcalan’ın nevruz mesajını yorumlarken şu ilginç tesbitleri dile getirmiş:
“PKK, hepimizin ağzına pelesenk olduğu gibi Marksist Leninist bir örgüttür; bu bağlamda dinin kitlelerin afyonu olduğunu düşünür. Milliyetçilik, laiklik ve Marksizm, imparatorluktan modern temsilî sistemlere geçiş dönemindeki ülkelerin sosyolojisini açıklayan kavramlardır. PKK, Kemalizmin aynadan yansımasıdır.
“Cumhuriyetçi, temsilî sisteme dayanıyor, popülist, laik ve çok ciddî şekilde dinin sadece devlet işlerinden değil, sosyal alandan da marjinalize edilmesine inanıyor. Kemalizm, dinin cumhuriyet devrimini yapmasına engel olduğunu düşünür. Burada da sosyalist devrimi engelleyen bir afyon olduğu düşüncesi var. Dolayısıyla PKK’nın Türkiye’nin bugüne kadar çözemediği tek mesele olmasının sebebi bu. PKK, Türkiye’yi kuran ideolojinin tersyüz edilip aynadan kendisine bakmasıdır. Bir anlamda Kuvayı Milliyenin Kürt versiyonudur. Paramiliter, kendi içerisinde milliyetçi. Kemalizm sol başlayıp sağa giden bir ideoloji oldu. PKK ise 1920’lerdeki Kemalizmin 80’lerde çok farklı bir şekilde devam etmesi.
“Öcalan’ın konuşmalarına baktığınızda, prensipte ağır Kemalist birisi. Ama metodoloji olarak Kemalist. Bütün Kemalist yapıyı, altı oku alıp, Türkü çıkarıp yerine Kürdü koydu. Bu açıdan Öcalan’ın bugün devletin noktasına gelmesini sürpriz olarak karşılamıyorum.” (Milliyet, 1.4.13)
Öcalan’ın ve PKK’nın genel yaklaşımını bu çerçeveye oturtan Ünver, nevruz mesajındaki tek farkın İslam vurgusu olduğuna dikkat çekerken, bunu da “AKP ile arasındaki ilişki”ye bağlıyor.
“21 Mart’taki metin, 1990’larda TBMM’de RP milletvekillerinin söyledikleriyle aynı” diyen Ünver’e göre, “Bölgeye imam hatip okulları kurulursa, köy korucuları ya da ağalar yerine devlet dinî liderlere yönelirse sorunun çok net çözüleceği fikriyatı, 90’ların RP-Millî Görüş söylemi.”
Ünver “Böylece Öcalan Kemalizmden Millî Görüşe geçtiğini mi söylüyor?” sualini de “Öcalan diyor ki: ‘Ben bunu Recep Tayyip Erdoğan modeliyle çözeceğim. Erdoğan’la benim aramda ortak bir anlayış var.’ Ve bu yöntemle Ak Parti seçmenini ikna etmeye çalışıyor” diye cevaplıyor.
Dini, önündeki en büyük engel olarak gören bir zihniyetin, “din adına siyaset” yapan bir anlayışa yakınlaşmasının arkaplanında, her ikisinin de Kemalizmi problem olarak görmeyişi yatıyor olabilir mi? Bu tavır PKK açısından gayet normal, çünkü Ünver’in dediği gibi Kemalizmin aynadaki yansıması. “Millî görüş” ise 1938 öncesi ile bir problemi bulunmadığını defalarca deklare etti.
Hangi gerekçeyle olursa olsun, Kemalizmi sorgulamayıp, tam tersine ortak payda olarak kabullenen yaklaşımlarla çözüme ulaşılabilir mi?
Evet, çözüm arayışında din kilit öneme sahip.
Ancak Kemalist dayatmanın payandası yapılmayıp doğru ve tavizsiz yorumlanması şartıyla.