"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Moskova’da bir program

Kâzım GÜLEÇYÜZ
10 Haziran 2014, Salı
Geçen Cuma ve Cumartesi günleri Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın Medya Soyuz’la ortaklaşa tertiplediği Rusya-Türkiye Medya Forumu için bir grup gazeteciyle Moskova’daydık. Rus ve Türk medya temsilcileriyle iletişim uzmanlarını ilk kez bir araya getiren toplantı, Devlet Sosyal Bilimler Üniversitesi salonlarından birinde gerçekleşti.
Toplantının, birilerince uçurulan “Rusya, paralel yapıya karşı Türkiye ile birlikte hareket edecek” haberinden hemen sonra yapılması ve GYV Onursal Başkanı Fethullah Gülen’in, mesajında “nefret vaizi siyasetçiler”e yaptığı gönderme dikkatleri çekti ve öne çıkarıldı.
Aynı mesajdaki şu cümleler de ilginçti:
“20. yüzyılda hemen bütün dünya dilleri kelime hazinesi kaybına uğradılar. Artık gençlerimiz birkaç yüz kelimeden ibaret primitif bir dille iletişim kuruyor. Osmanlı Türkçesinin 20. yüzyılda geçirdiği budanmayı bizler yaşadık. Sanıyorum, Gorki, Tolstoy, Çehov, Dostoyevski ve Puşkin gibi büyük dil ustaları yetiştirmiş Rusçanın 19. yüzyıldaki zenginliğini koruyamadığını, Rusyalı meslektaşlarım da kabul edeceklerdir. Dilin yozlaşmasında da, korunmasında da medyanın büyük bir payı vardır. Genç kuşakların klasiklerimizden koptuğu bir dönemde, dilin zenginliğinin gelecek kuşaklara aktarılması konusunda medyamıza daha da büyük bir görev düşmektedir.”
Bu sözler, risalelerin sadeleştirilmesi konusunda yeni bir yaklaşımın işareti olabilir mi?
Öyle olmasını ve hayli gecikmeli de olsa sadeleştirme yanlışından dönülmesini diliyoruz.
Moskova’daki medya forumunda katılımcılar Rus medyasındaki Türkiye ve Türkiye medyasındaki Rusya algısı, küreselleşme, çok kültürlülük ve birlikte yaşama pratiğinde medyanın rolü, STK’lar ve medya ilişkileri gibi başlıklar altında sunumlar ve müzakereler yaptılar.
Ukrayna ve Suriye krizleri gibi güncel konularda Rusya ile Türkiye arasındaki derin politika farklılıklarının da gündeme geldiği toplantıda bir Rus katılımcının “Türkiye hükümeti önce Arap baharını destekledi, sonra Mısır darbesine tepki gösterdi” tesbiti manidardı.
Bu ilk buluşmada, günceli ve konjonktürü aşan temel ve derin konulara pek girilemedi.
Meselâ komünizm sonrası Rusya’da yaşanan değişim ve gelinen nokta, Türkiye’nin demokratikleşme sancıları gibi konular, umarız, bilâhare yapılması öngörülen müteakip toplantılarda detaylarıyla ve derinlemesine değerlendirilir.
Son bir izlenim: Toplantının Türk ayağını oluşturan kadrolar, 20 seneyi aşkın bir emek ve gayretin birikimini temsil ediyorlar. Ulaştıkları potansiyel doğru kullanılabilirse, son derece önemli ve hayırlı hizmetlere vesile olabilir.
Okunma Sayısı: 3581
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Bakioğlu

    10.6.2014 17:47:00

    İki dehşetli Harb-i Umumînin neticesinde beşerde hasıl olan bir intibah-ı kavî ve beşerin tam uyanması cihetiyle, kat’iyen dinsiz bir millet yaşamaz. Rus da dinsiz kalamaz. Geri dönüp Hıristiyan da olamaz. Olsa olsa, küfr-ü mutlakı kıran ve hak ve hakikate dayanan ve hüccet ve delile istinad eden ve aklı ve kalbi ikna eden Kur’ân ile bir musalâha veya tâbi olabilir. O vakit dört yüz milyon ehl-i Kur’ân’a kılıç çekemez.
    Said Nursî

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı