Geçen ay bu köşede yaptığımız “2017 Risale-i Nur yılı olsun” çağrımız mâkes buluyor.
2014 Nisan’ının başından itibaren çıkarılan ve 666 gün devam eden keyfî bandrol engelinin müsbet hareket prensibi çerçevesinde sabır ve kararlılıkla verdiğimiz hukuk mücadelesi neticesinde 28 Ocak 2016 günü kalkması ve aslına uygun olmak şartıyla isteyen herkese risaleleri basabilme yolunun açılması hatırasına hazırladığımız özel külliyatın gördüğü yoğun ilgi, bunun ön işaretiydi.
Daha önce duyurduğumuz üzere, bu külliyatın kalan eserleri (Mektubat, Barla ve Kastamonu Lâhikaları, Mesnevî-i Nuriye, İşaratü’l-İ’caz, Şuâlar ve Tarihçe-i Hayat) Şubat ayı içinde çıkmış ve okuyucularımıza ulaşmış olacak inşaallah.
Ardından yine hatıra külliyatın orta boy versiyonunu da, talep eden okurlarımızın istifadesine sunmayı planlıyoruz.
Bu kapsamda düşündüğümüz bir başka çalışma, Eski Said Dönemi Eserleri’ni, takımı tamamlayan bir eser olarak listeye dahil etmek.
Bu arada, eserlerin “normal” versiyonu da eşzamanlı olarak çıkıyor.
«««
Bilboard ve ilânat kampanyası
Çorum’la başlayıp Kütahya, Kahramanmaraş, Adana, Burdur, Eskişehir ve Şanlıurfa ile devam eden bilboard/dijital reklam kampanyasına son olarak dahil olan illerimiz Diyarbakır ve Afyon oldu.
Başından beri konuyu gündemine almış olan İstanbul da, Genişletilmiş Neşriyat Komisyonunun son toplantısında meseleyi tekrar müzakere etti ve imkânlar ölçüsünde bu kampanyaya katılmanın yollarını aramaya devam ediyor.
Bu gayretler hem 666 günlük keyfî kesintinin yol açtığı boşlukları doldurma, hem son süreçte risalelere ve Üstada yapılan hücumları püskürtüp boşa çıkarma, hem tekrar oluşturulmaya çalışılan “yasak kitap” algısını kırma, hem de nazarları tekrar Risale-i Nur’a çevirme noktasında hayırlı neticelere vesile olacak inşaallah.
Ayrıca Risale-i Nur’un manevî bir sadaka olarak belâ ve musibetlerin önünü kesecek bir set olması ve gerek ülkemiz, gerek İslâm âlemi ve insanlık üzerindeki kasvetli ve kara bulutları dağıtıp ferec ve fütuhatın yolunu açacak küllî bir dua hükmüne geçmesi de işin çok önemli bir başka vechesi.
Biz inanıyoruz ki, Kur’an’ın bu çağa dersi ve mesajı olan Risale-i Nur asla yerel ve konjonktürel bir hadise değil, bütün dünyevî gündemlerin çok üzerinde âlemşümûl bir dava.
Bunun idrakinde olan insanlar olarak, hizmet programlarımızı da ona göre tanzim etmemiz ve gerek bahsini ettiğimiz çalışmaları, gerekse Risale-i Nur’un medyadaki dili olan gazetemiz başta olmak üzere neşriyatımızı bu zaviyeden değerlendirmemiz gerekiyor.