Haberler

ERGENEKON'UN ASKER, PKK, KORUCU BAĞLANTILARI

“Ergenekon iddianamesi ve onun arkasındaki bilgiler, PKK ile bazı ordu mensupları arasında ilişki olduğu iddiasını güçlendiriyor. PKK içinden de, koruculardan da Ergenekon'la işbirliği yapanlar var. Ergenekon'un ceza infaz kurumu JİTEM ve onun etrafında oluşturulan yapılar.

Öcalan'ın Şam'da oturduğu evin üst katındaki komşusu askerî ateşe (Ergenekon sanığı) Hasan Atilla Uğur, aynı zamanda başlangıç döneminde İmralı komutanı. Bu yakınlık nereden geliyor?”DTP'YE KARŞI BAŞBAKAN VE ASKERDEN ORTAK

TAVIR

“Ben de DTP'lilerin birçok düşüncelerini kapımın önüne bile koymam. Ancak Türkiye'nin kanunlarına göre seçilmiş, TBMM'de oy hakkına sahip bir siyasî partiye böyle davranılması taraftarı değilim. Parlamentoda bulunan bir partinin nasıl düşünmesi gerektiğini de komutanlar belirleyemez. Askerlerin DTP gerekçesiyle Meclisi boykot etmeleri ile Erdoğan'ın bu partiye karşı tavrı örtüşüyor. Asker ve Erdoğan DTP konusunda ortak bir payda yakaladılar.”

Devamını okumak için tıklayınız.

18.05.2009

DOMUZ GRİBİNDE SON DURUM

Dünyayı tehdit eden ‘domuz gribi’ sebebiyle son olarak Meksika’da 2 kişinin daha hayatını kaybettiği ve toplam ölü sayısının 68 olduğu bildirildi. Meksika Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamada, kesinleşen vak'a sayısının 3 bini geçtiği belirtildi. Dünya genelinde ise ölü sayısı 75 olurken, kesinleşen vak'a sayısı 8 bin 500'e yaklaştı.

meksika'da 2 kişinin daha H1N1 virüsü yüzünden hayatını kaybettiği ve ölü sayısının 68 olduğu bildirildi. Meksika Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamada, kesinleşen vaka sayısının da 3 bini geçtiği belirtildi. Dünya genelinde ise ölü sayısı 75 oldu, kesinleşen vak'a sayısı 8 bin beşyüze yaklaştı. Öte yandan ABD’nin New York kentinde altı devlet okulu, geçen hafta yüzlerce çocuğun hastalanması sonucu kapatıldı. Çin sağlık Bakanlığı, başşehir Pekin’de, doğrulanan bir domuz gribi vak'ası tespit edildiğini açıkladı. Çin’deki vak'a sayısı 3’e yükseldi. Bu arada Japonya’da 20 öğrencide domuz gribi tespit edildiği ve ülkede bu hastalığa yakalananların sayısının 25’e yükseldiği açıklandı. Mexico City / aa-cihan

18.05.2009

DP’de yeni dönem

Önceki gün Ankara’da yapılan DP Kongresinde üçüncü turda 559 oy alan Hüsamettin Cindoruk, DP’nin yeni Genel Başkanı oldu. Genel Başkan seçilen Cindoruk ‘’Bu kongreyi bence kırat kazanmıştır. Yoksa bu kongreyi benim kazanmam, kaybetmem söz konusu değildir’’ dedi.

SOYLU VE BAYAR ÜÇÜNCÜ TURDA ÇEKİLDİ

Tek listeyle girilen seçimler sonucu, Genel İdare Kuruluna da (GİK) yeni isimler seçildi. Genel Başkan adayları Süleyman Soylu ve Mehmet Ali Bayar, ikinci tur sonunda adaylıklarını geri çektiler. Demokrat Parti (DP) 5. Olağanüstü Büyük Kongresinde genel başkanlığa 559 oyla Hüsamettin Cindoruk seçildi. Süleyman Soylu ve Mehmet Ali Bayar’ın ikinci turda genel başkan adaylığından çekildiğini açıklamasının ardından, üçüncü tura Cindoruk tek genel başkan adayı olarak girdi. Cindoruk, kullanılan 570 oyun geçerli 559’unu alarak genel başkan seçildi. Cindoruk, genel başkanlığa seçilmesinin ardından yaptığı teşekkür konuşmasında, herkesin heyecanla bu kongreyi takip ettiğini ifade etti. ‘’Bu kongre bence kırat kazanmıştır. Yoksa bu kongreyi benim kazanmam, kaybetmem söz konusu değildir’’ diyen Cindoruk, kıratı bütün birikimlerin üstüne koyarak ileri taşıyacaklarını ifade etti. ‘’Türkiye’de barış partisi haline geleceğiz’’ diyen Cindoruk, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Bu kongre sürecinde partiye, şahsıma, sayın Demirel’e yöneltilmiş haksız ithamların hiçbirine cevap vermedim. Bir tek polemiğe girmedim. Hatta savunmaya geçmedim. Benim geçmiş siyasî hayatım açıkça kurşun geçmez bir yelektir. Bunu kimse denemesin. Bunca yıl çeşitli partilerde çeşitli görevlerde bulunmuş bir siyaset adamına yaşıyla ilgili itirazlar varken, kongre tarafından bu partinin genel başkanı seçilmesini, geleneklere, töreye bağlı kırat siyasetinin bir başarısı sayıyorum. Şimdi yeni bir başlangıç var. Çeşitli siyasi partilerin, ümitsiz kalmış bütün çevrelerin bütün siyasi kimlik ve kişilikleri birleştirmeye çalışacağız. Birleşik merkez partisi kurmaya çalışacağız. Biz yeni bir siyasete eski politikacıyla başlıyoruz. Benim deneyimlerim, hüsranlarım, başarılarım, siyaseten aldığım dersler var. Onların hepsini yeni siyaset hayatımızda DP’ye taşıyacağız. Türkiye’nin kalkınması için el birliği yapacağız. Bir tek arkadaşım yerinden oynatılmayacaktır. Partiyi ihraç değil ithal partisi haline getireceğiz. Biz ihracatçı değil ithalatçı olacağız. İktidar partisinin kendi ölçeklerine çekilmesinde yardımcı olacağız. Küçük görünen partide büyük kongre yaptınız. Allah sizden razı olsun.’’ PARTİ YETKİLİ ORGAN SEÇİMLERİ DE YAPILDI Demokrat Parti (DP) 5. Olağanüstü Büyük Kongresinde parti yetkili organlarına seçimler yapıldı. Anadolu Gösteri ve Kongre Merkezinde gerçekleştirilen olağanüstü kongrede, genel başkan seçiminin ardından yetkili kurullara üye seçimine geçildi. Tek listeyle girilen seçimler sonucu, Genel İdare Kurulu (GİK) şu isimlerden oluştu: ‘’Çağrı Erhan, Pınar Türenç, Ümit Pamir, Çınar Özen, Ahmet Kurşun, Selma Acuner, Ahmet Uyanık, Haydar Altıntaş, Ufuk Söylemez, Rıdvan Özer, Edip Safter Gaydalı, Orhan Keçeli, Hakkı Yılmaz, Adnan Çeltikçioğlu, Özden Özbilün, Muhtar Mahramlı, Cem Kılıç, Veysi Şahin, Gültekin Uysal, Salim Ensarioğlu, Hulusi Turgut, Halit Dağlı, Ahmet Han, Aydın Yardımcı, Ali Dünya, Gökberk Ergenekon, Bahattin Yücel, Hakan Öncel, Aytun Çıray, Nuri Efe, Sinan Ülgen, Arif Şimşek, Nevzat Arif Demirer, Adnan Turfan, Hüseyin Genç, Pınar Köksal, Ayşem Kalyoncu, Latif Sakıcı, Erdem Demirdağ, Erkut Şenbaş, Mümin Ekici, Ahmet Münir Yaşar, Tekin Enerem, Durmuş Alagöz, Yaşar Topçu, Zekeriya Er, Naim Eren, Muhammet Kelleci, Bülent Erinç, Rauf Bozkurt.’’ Ayrıca 70 kişilik Merkez Karar Kurulu ile 21 kişilik Yüksek Haysiyet Divanı üyeliklerine de seçimler yapıldı. Seçimlerin ardından kongre çalışmalarını tamamladı. Öte yandan, listeler açıklandığında, Şanlıurfa İl Başkanı Mahmut Cevheri, il başkanlığından istifa ettiğini açıkladı.

18.05.2009

Sanayicinin faiz isyanı

GAZİANTEP Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Nejat Koçer, faizlere ilişkin ticari hayatlarında yaşamadıkları ‘’ölçüsüz ve insafsız bir durumla’’ karşı karşıya olduklarını haykırdıklarını, bu sese kulak verilmesi gerektiğini belirtti.

Koçer, kâr yarışına giren bankaların uyguladığı kredi faiz oranlarıyla ilgili sanayicilerden yoğun şikayetler aldıklarını, faiz oranlarında ölçünün kaçırıldığını öne sürdü. Bankacılık sisteminin neredeyse ikiye ayrıldığını, bir tarafta krizi daha doğru yöneten bir grup bankanın olduğunu ifade eden Koçer, diğer gruptaki bankaların ise krizi yeni krizler oluşturarak kaosa dönüştüren, uyguladıkları yüksek faizlerle piyasayı kilitleyen, fırsatçı diğer bankalar ve finans kuruluşlarının bulunduğunu ileri sürdü. Paranın kara borsacılığının yapıldığı bir dönem yaşadıklarını ifade eden Koçer, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: ‘’Mali sistemin güçlü olmasıyla 7-8 aydır övünülüyor ama övünüldükçe de reel sektör sıkıntıya sürükleniyor. Peki güçlü mali sistem şimdi kullanılmayacaksa ne zaman kullanılacak, güçlü mali sistemin kime ne zaman faydası olacak? ‘Uygulanan faizin fiyatına karışamayız’ demek doğru olmaz. Bugün geldiğimiz bu noktada sanayicilerimizden şikayet yağıyor. Bu insanlar ticaret hayatlarında yaşamadıkları ölçüsüz ve insafsız bir durumla karşı karşıya olduklarını haykırıyorlar. Bu sese mutlaka kulak verilmesi lazım. Uygulamaların insaf sınırlarını zorladığını bizzat Odamıza iletiyorlar. Şikayetlerin ve başvuruların artması dolayısıyla, oda olarak şikayetleri yazılı olarak almaya başladık. Özellikle yüksek faiz uygulamalarını bize bildiren sanayicilerimizin bu sıkıntılarını çözmek ve başvurularını değerlendirmek açısından bir komisyon kurduk. Haklı şikayetleri hızla BBDK’ya ve Merkez Bankası’na bildirecek, aynı zamanda kamuoyuyla da paylaşacağız. İnanıyorum ki, BBDK Başkanımız her zamanki ciddiyetiyle bu konuyu takip edecektir.’’

Koçer, fırsatçı banka ve finans kuruluşlarının, Merkez Bankası’nın ve BBDK’nın piyasa yapıcı tüm çaba ve gayretlerine, bankalara kaynak sağlamada yapılan tüm kolaylıklara ve Merkez Bankası’nın faizlerde yaptığı indirimlere rağmen sanayicileri sıkıntıya sürüklemeye devam ettiklerini bildirdi. Gaziantep/aa

18.05.2009

Kuyudaki sanayici ip bekliyor

ASO Başkanı Özdebir, küresel krizin Türk sanayiini derin bir kuyuya attığını, şimdi kendilerine uzatılacak bir ‘ip’ beklediklerini bildirdi.

ANKARA Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, küresel krizin Türk sanayisini derin bir kuyuya attığını, şimdi kendilerine uzatılacak bir ip beklediklerini belirterek, ‘’Bu ip, yüzde yüz yatırım indirimidir’’ dedi. Ankara Sanayi Odası üyelerinin düzenli olarak gerçekleştirdiği anketin Mart 2009 sonuçlarını yaptığı yazılı açıklamayla değerlendiren Özdebir, Ankara sanayinde daralmanın Mart ayı sonunda da devam ettiğini belirtti. Ankara sanayinin durumunun ülke genelinden farklı olmadığını belirten Özdebir, şu görüşleri kaydetti: ‘’Küresel kriz sanayimizi derin bir kuyuya atmıştır. Şimdi, bize uzatılacak bir ip bekliyoruz. Kimsenin bizi çekmesine gerek yok, biz kendimiz tırmanırız. Yeter ki bir ip uzatılsın. Ankara Sanayi Odası olarak önerdiğimiz KDV-ÖTV indirimleri tüketici harcamalarında bir canlılık oluşturmuş, kısa çalışma istihdam kaybını sınırlı da olsa frenlemiştir. Şimdi yatırım harcamalarını canlandıracak bir ip istiyoruz: Bu ip, yüzde yüz yatırım indirimidir. Küresel krize rağmen yatırım yapmak isteyen, ancak belirsizlikler nedeniyle yatırım kararlarını erteleyen sanayiciler vardır. 2009 yılında yapılacak yatırımlara yüzde yüz yatırım indirimi getirilmesi halinde bu yatırım kararları öne çekilecek ve yatırım harcamalarındaki artış talepteki ve istihdamdaki kaybı frenleyerek ekonominin toparlanmasına katkı sağlayacaktır.’’ Ankara / aa

18.05.2009

Fırsatını bulan vergi kaçırmış

GELİR İdaresi Başkanlığının vergi denetimleri, Türkiye’de avukattan pirinç üreticisine, akaryakıt istasyonu sahibinden eczacısına kadar bütün kesimlerin, fırsatını bulduğunda vergi kaçırdığını gözler önüne serdi.

Gelir İdaresi Başkanlığı Faaliyet Raporundan derlediği verilere göre, geçen yıl ülke çapındaki genel denetimlerin yanı sıra, sektörel vergi incelemeleri de gerçekleştirildi. Bu incelemelerde zirai ürün piyasası, içki ve alkol üreten ve satanlar, akaryakıt istasyonları, hububat ve bakliyat toptancıları, pirinç üreticileri ve toptancıları, baz yağcılar, eczacılar, avukatlar ve zirai destekleme primlerinden yararlananlar büyüteç altına alındı. İncelenen kesimlerin bir bölümünde fiili envanter tespiti çalışması da yapıldı. Denetimler sırasında her kesimde ciddî tutarlarda gelir kaçağı ortaya çıkarıldı. Vergi kaçıranlara da vergi farkının yanı sıra, vergi ziyaı ve usulsüzlük cezaları uygulandı. Gelir İdaresi Başkanlığı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, diğer uluslararası mahkemeler (uluslar arası tahkim dahil) tarafından verilen kararlar ve terörle mücadele zararlarının karşılanması davalarını üstlenen 145 avukat için inceleme başlatıldı. Devam eden bu incelemelerde şu ana kadar 8 milyon 46 bin 225,8 lira eksik gelir beyan ettiği ortaya çıkarıldı ve kendilerine 1 milyon 541 bin 949,2 lira vergi farkı çıkarıldı. Bu avukatlara 1 milyon 592 bin 124 lira vergi ziyaı, 280 bin 902 lira da usulsüzlük cezası kesildi. Zirai destekleme primi incelemelerinde 131,7 milyon liralık destekleme primine bloke konuldu, 24,7 milyon liralık prim de yasaklandı. Denetimler sırasında 2007’de 12.458, 2008’de ise 11.064 kaçak işçi çalıştırıldığı da tespit edildi. Ankara / aa

18.05.2009

Bankalar diş kirası da istiyor

TÜKETİCİLER Birliği Genel Başkanı Nazım Kaya, “Banka sizin paranızı çalıştırıp bir gelir elde ediyor. Akabinde ne istiyor? Diş kirası” dedi.

Nazım Kaya, Tüketiciler Birliği’ne bağlı derneklerin yöneticileriyle Antalya’da bir toplantı düzenledi. Hesap işletim ücretinin yasal dayanağı olmadığını öne süren Kaya, uygulamanın, hesap sahibinin mevduatının bankaya sağladığı menfaat dikkate alınmaksızın, hesap sahibinin bilgilerinin banka bilgi işlemlerinde depolanmasının karşılığında alındığının açıklandığını ileri sürdü. Kaya, ‘’(Sade bir vatandaş olarak hesap işletim ücreti ödemeden hesabıma para yatırmak istiyorum) dediğinizde, bakın faiz geliri elde etmiyorsunuz, banka sizin paranızı çalıştırıp bir gelir elde ediyor. Akabinde ne istiyor? Diş kirası. Yani, (İkram ettiğini yedim bir de bunun diş kirası var. Kendi dişlerimle çiğnedim) diyorlar’’ dedi. Kamu otoritesi ve üst kurulların ne tüketiciyi, ne de bankaları anlayamadığını savunan Kaya, ‘’Bugün tüketicinin üzerindeki en büyük kambur üst kurullar’’ dedi. Kaya, kendilerine gelen şikayetlerin yaklaşık yüzde 40’ını kredi kartı şikayetlerinin, yüzde 30’unu da kredi kartı aidatlarının oluşturduğunu da açıkladı. Antalya/aa

18.05.2009

İlk tren x-ray sistemi Van’a kurulacak

GÜMRÜK Müsteşarlığının, gümrüklerin modernizas-yonu çerçevesinde hazırladığı tren tarama sistemi projesi, AB komisyonunca kabul edildi. Bu kapsamda Van Kapıköy Sınır Kapısı’na kurulacak Türkiye’nin ilk tren tarama sistemi, yaklaşık 5 milyon avroya mal olacak. Proje bedelinin yüzde 75’i AB tarafından karşılanacak. Hareket halindeki treni radyografi ışınlarıyla tarayacak olan sistem, vagonlar ve yolcu bagajları içindeki kaçak eşyaların tespit edilmesini sağlayacak. Entegre edilecek dedektörler vasıtasıyla aynı zamanda radyoaktif ve nükleer maddeleri de tespit edebilecek. Yetkililer, bu yılın sonuna doğru sistemin satın alınması için ihaleye çıkılacağını, önümüzdeki yılın başından itibaren ise kurulum çalışmalarına başlanacağını bildirdi. Ankara / aa

18.05.2009

Sudan’lı mühendisler Türkiye’de eğitilecek

TİKA-Tarım ve Köyişleri Bakanlığı birlikteliği yürütülen, Türk-Sudan Tarımsal işbirliği programı kapsamında Sudan’dan gelen 250 ziraat mühendisi ve veteriner hekim, tarım ve hayvancılık konularında Türk uzmanlardan eğitim alacak. Edinilen bilgiye göre, Türkiye tarafından Sudan;a Türk Sudan Tarımsal İşbirliği Programını uygulayarak yaklaşık 250 sudanlı ziraat mühendisi ve veteriner hekimi Türkiye;de Tarımsal Sulama, Bitkisel Üretim (Pamuk, Sebze-Meyve, Bahçecilik, Buğday, Mısır) ve Hayvan Yetiştiriciliği konularında eğitilerek, uzmanların kendi topraklarını işletebilen ve kendi kaynaklarını yönetebilen bilgi ve beceriyi kazanmış olmaları sağlanacak. Ankara / aa

18.05.2009

Besicilik desteği genişletilmeli

TÜRKİYE Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, hayvan başına destekte 5 baş uygulamasının kaldırılmasını istedi. Bayraktar, 2009 yılı hayvancılık destekleri konusunda açıklama yaptı. 2009 yılı hayvancılık destekleri konusunda, hayvan başına destekte 5 baş uygulamasının kaldırılmasını isteyen Bayraktar, bu yıl tekrar hayata geçirilen buzağı desteğinin uygulamasının olumlu olduğunu kaydetti. Yem bitkileri desteğinde en az 10 dekar şartının 5 dekara indirilmesini belirten Bayraktar, sözleşmeli besicilik desteğinin kapsamının genişletilmesi ve tüm ülkede uygulanabilecek bir yapıya kavuşturululması gerektiği değerlendirmesinde bulundu. Ankara / aa

18.05.2009

Köylüler şükür duâsına çıktı

EDİRNE'YE bağlı Büyükdöllük köyünde vatandaşlar, bu yıl yeterli yağışın düşmesi nedeniyle şükür duası etti. Büyükdöllük Köyü Muhtarı Adem Bayrak, çiftçinin bu yılki yağışlardan memnun olduğunu söyledi. Yağışlarla köylerine bereket geldiğini anlatan Bayrak, ‘’Allah dualarımızı kabul etti. Bu yıl ürünlerimiz iyi yağış aldı. Bu durumdan memnuniyet duyan köylümüz, şükür duasına çıkılmasını talep etti. Biz de bunu kabul ederek köylülerin katkısıyla şükür duası düzenledik’’ dedi. Edirne Müftüsü Ömer Taşçıoğlu’nun şükür duasını ettirmesinin ardından, katılımcılara etli pilav, ayran ve zerde ikramında bulunuldu. Şükür duasına Edirne ve çevre köylerinden yaklaşık 3 bin kişi katıldı. Edirne/aa

18.05.2009

3G ile internet ucuzlayacak

TURKCELL Genel Müdürü Süreyya Ciliv, Ağustos ayından itibaren geçecekleri 3. nesil mobil iletişim sistemlerinin, internete çok daha hızlı erişim imkanı getireceği gibi, birim fiyatlarını da ciddi oranda düşüreceğini söyledi.

Ciliv, 3G (Üçüncü Nesil Mobil İletişim Sistemleri) hizmetine Ağustos başından itibaren vermeye başlayacaklarını hatırlattı. 3G teknolojisinin, dünyada bundan sonra çıkacak yeni nesil teknolojilere daha kolay geçmeye imkan tanıdığını vurgulayan Ciliv, 3G’nin avantajlarından birinin de internete ulaşımı ucuzlatacak olması olduğunu belirterek, şunları söyledi: ‘’Ağustos ayından itibaren geçeceğimiz 3. nesil mobil iletişim sistemleri, internete çok daha hızlı erişim imkanı getireceği gibi, birim fiyatları da ciddî oranda düşmüş olacak. Yani, örneğin bir megabite’a, şuan ödenen fiyatın daha da altında ulaşılmış olacak.” Konya / aa

18.05.2009

BARBIE GİDİYOR, KELOĞLAN GELİYOR

ESKİŞEHİR Millî Eğitim Müdürlüğü, öğrencilerin okul çantası, araç ve gereçlerinde kullanılan yabancı hayali kahramanları içeren resim ve figürler yerine Nasreddin Hoca ve Keloğlan gibi Türk millî kahramanların figür ve resimlerinin kullanılması için çalışma yaptı.

İl Millî Eğitim Müdürü İbrahim Ceylan, yaptığı açıklamada, son yıllarda öğrencilerin okul araç ve gereçlerinde yabancı hayâlî kahramanları içeren resim ve figürlerin kullanıldığını belirtti. Ceylan, ‘’Neredeyse müstehcenliğe yakın resimlerin çocukları hayâl dünyasında gezdirdiğini, gerçeklerden kopardığını’’ söyledi. Batı’nın kendi değerleri üzerine ürettiği hayâlî kahramanların Türk kültürünü istilâ etmesine izin verlimemesi gerektiğini ifade eden Ceylan, şöyle konuştu: ‘’Bu konuda sivil toplum örgütleri, öğretmenler ve ailelerden çok sayıda şikâyet aldık. Öğrenciler genellikle çizgi film karakteri olan hayâlî kahramanlar aracılığıyla kültür istilâsına maruz kalıyor. Bu sorunu çözmek için çeşitli girişimler yaptık. Söz konusu resim ve figürlerin bulunduğu okul araç ve gereçlerini yasakladık. Ancak, yasak kesin çözüm olmadı. Bunun üzerine çocuklara millî kültürü ve millî kahramanları sevdirecek projeler geliştirdik.’’

Ceylan, öğrencilerin çantalarında Türk Bayrağı, Yunus Emre veya takım armaları görmek istediklerini anlatarak, ‘’Eskişehir Kız Teknik Olgunlaşma Enstitüsü ve Meslek Lisesi öğretmeni Bala Arı, millî kahramanları Eskişehirspor renkleriyle tasarladı. Biz Millî Eğitim Müdürlüğüyüz. Her şeyimizin millî olması gerekiyor’’ dedi.

Ceylan, ilk olarak Eskişehirspor forması ve kramponu giyen Nasreddin Hoca ve Keloğlan tasarladıklarını belirterek, üretim aşamasında Yunus Emre, Mevlânâ ve diğer millî kahramanlara da yer vereceklerini bildirdi. Eskişehir / aa

18.05.2009

Kronik hasta olan öğrencilere evde eğitim

MİLLÎ Eğitim Bakanlığı (MEB), süreğen (kronik) hastalığı sebebiyle herhangi bir eğitim öğretim kurumundan doğrudan yararlanamayacak durumda olan zorunlu eğitim çağındaki bireylere, hastane ve evde eğitim verilebilmesi amacıyla yönerge taslağı hazırladı. Alınan bilgiye göre, MEB Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğünce hazırlanan ‘’Süreğen Hastalığı Olan Bireylerin Eğitimi’’ yönerge taslağı, zorunlu öğrenim çağında olup süreğen hastalığı olan bireylerden eğitim öğretim kurumlarından doğrudan yararlanamayacak durumda olanlara hastanede ve evde verilecek eğitim hizmetlerini düzenliyor. Daha önce yürürlükte olan ‘’Millî Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Gerektiren Bireyler İçin Evde Eğitim Hizmetleri Yönergesi’’ Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığının 2 Mart 2009 tarihli kararıyla iptal edilmişti. Bakanlık, ilgili kurumlardan görüş ve öneri geldikten sonra yönergeye son şekline verecek. Yönerge taslağına göre, evde eğitim hizmetine karar verilmeden önce, bireyin bir eğitim öğretim kurumundan doğrudan yararlanmasına imkân verecek fiziksel, sosyal ve ekonomik bütün tedbirlerin alınıp alınmadığına yönelik değerlendirme yapılacak. Hastanede ve evde eğitim hizmetinden yararlanacak bireyin yaş ve gelişim düzeyine uygun bir okula kayıtlı olması zorunlu olacak. Ankara / aa

18.05.2009

Motorize hekimler geliyor

SAĞLIK Bakanlığı, travma, transplantasyon, kardiyovasküler cerrahi gibi dallarda üs haline getirmeyi planladığı Etlik İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi acil servisinde motosikletli hekimler görevlendirecek. Etlik İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Murat Bozkurt, hastanenin travma, kardiyovasküler cerrahi, kardiyoloji, transplantasyon ve nefroloji dallarında çalışacak ileri bir merkez haline getirilmesi için çalışma yürütüldüğünü bildirdi. Hastanede bütün cerrahî dalların bulunduğunu, son olarak ortopedi kliniğinin de hizmet vermeye başladığını kaydeden Bozkurt, bu birimde sporcu sağlığı ve spor travmatolojisi bölümünün açılmasının planlandığını söyledi. Bozkurt, sporculara cerrahî müdahalede bulunulabilecek birimde fizik tedavi ve rehabilitasyon imkânı da olacağını kaydetti. Hangarlı bir helikopter pistine sahip hastanenin acil vak'alara müdahale yönünden de etkili hale getirileceğini bildiren Bozkurt, Ankara İl Sağlık Müdürlüğünün ilk etapta hastane acilinde 5 motosikletli hekim görevlendirmeyi planladığını söyledi. Ankara / aa

18.05.2009

THY uçağının motoruna kuş girdi

KONYA'DAN İstanbul’a gitmek için havalanan ancak motoruna kuş giren Türk Hava Yolları’na ait yolcu uçağı, Konya Atatürk Havaalanına zorunlu iniş yaptı. Uçakta fenalık geçiren 2 yolcu, hastanede tedavi edildi. Alınan bilgiye göre, THY’nin TK 251 sefer sayılı Konyaİstanbul uçağı, Konya Atatürk Havaalanından önceki gece 22.00’de 140 yolcusu ile kalkış yaptıktan bir süre sonra kuş sürüsüne girdi. Motoruna kuş giren yolcu uçağı, Konya Atatürk Havaalanına zorunlu iniş yaptı. Uçakta fenalaştığı belirtilen 2 yolcu, Konya Numune Hastanesindeki tedavilerinin ardından taburcu edildi. Başka bir uçağa nakledilen yolcular, saat 01.00 civarında İstanbul’a gönderildi. Konya / aa

18.05.2009

Domuz gribi kontrol altında

ABD’den yola çıkıp Amsterdam üzerinden Irak’a gitmek amacıyla İstanbul’a gelen ve yapılan tetkikte (Influenza A/H1N1) virüsü tesbit edilen ABD’li yolcunun annesinde de aynı virüse rastlandığı bildirildi. Sağlık Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, domuz gribi virüsü tesbit edilen ABD vatandaşı kişinin birlikte seyahat ettiği yakınlarından da hastalık belirtisi olmamasına karşın tedbir olarak numune alındığı, numunelerin incelenmesi sonucunda hastanın annesinde de domuz gribi virüsü tesbit edildiği, diğer aile fertlerinde ise virüse rastlanmadığı kaydedildi. Her iki vaka ve yakınlarının havaalanında başka kişilerle temas etmeden izole edilerek hastanede gözlem altına alındığının belirtildiği açıklama şöyle: ‘’Hastaların ve yakınlarının genel durumu iyi olup, tıbbi takibi yapılmaktadır. Hastalara ilâç tedavisi uygulanmaktadır. Her iki hasta da vatandaşımız olmayıp uçakla seyahatleri esnasında aktarma yapmak üzere ülkemize gelmişlerdir. Virüsü seyahate çıkmadan önce bulundukları ülkeden almışlar ve ülkemizden transit geçerken sağlık ekiplerimizce fark edilmişlerdir. Her iki vak'a da ülkemizde ortaya çıkan bir bulaşma değil, sınırlarımıza girmeden meydana gelmiş bir bulaşmayla hastalanmışlardır. Hasta ile aynı uçakta seyahat eden yolcuların isimleri ve adresleri belirlenmiş ve büyük çoğunluğuna ulaşılmıştır. Adres bilgilerinde eksiklikler bulunan az sayıdaki yolcuya da ulaşma çalışması halen devam etmektedir. Yerel saatle 09.50’de Amsterdam’dan hareket eden KLM Havayollarına ait KL 1613 sefer sayılı uçakla İstanbul’a gelen yolculardan henüz kendilerine ulaşılamayanların bulundukları yerden 112 ücretsiz telefon hattını arayarak ‘ben domuz gripli hastayla aynı uçakta yolculuk yapan kişiyim’ şeklinde kendilerini tanıtmaları ve sağlık ekiplerinin kendilerine ulaşmasını sağlamaları büyük önem taşımaktadır. Bakanlığımız gelişmeleri kamuoyu ile düzenli olarak paylaşmaya devam edecektir.’’ İstanbul / aa

18.05.2009

Okulları şiddet sardı

Türk Eğitım-Sen, okullarda yaşanan şiddetin düzeyini tesbit etmek için Türkiye genelinde bin 10 öğretmene ‘’Öğretmenlerin Gözüyle Okullarda Şiddet’’ isimli anket uyguladı. Buna göre, ankette yöneltilen ‘’Okulunuzda şiddet uygulayan/uygulamış öğrenci var mı?’’ sorusuna öğretmenlerin yüzde 74.9’u ‘’şiddet uygulayan öğrenci olduğu’’ cevabını verdi. Ankete katılan öğretmenlerin yüzde 23’ü öğrencisi tarafından şiddete maruz kaldığını belirtirken, yüzde 76.9’u ise öğrencisinden şiddet görmediğini belirtti. Şiddete maruz kalan öğretmenlerin yüzde 65.1’i öğrencisi tarafından sözlü şiddete, yüzde 16.9’u psikolojik şiddete, yüzde 14.4’ü fiziksel şiddete, yüzde 3.6’sı da cinsel şiddete maruz kaldığını ifade etti. Öğretmenlerin yüzde 47.8’i öğrenciler arasında fiziksel şiddetin yaygın olduğu yönünde görüş belirtti.

Öğretmenlerin yüzde 33.6’sı, öğrencileri şiddete iten en büyük etkenin öğrencinin ailesinden ya da çevresinden şiddet görmesi olarak değerlendirirken, diğer etkenler, yüzde 31.7 ile ebeveynlerin ilgisizliği, yüzde 16.8 ile mafya/aksiyon/koruk filmleri, yüzde 8.7 ile eşlerin ayrı olması ve yüzde 4.9 ile bilgisayar oyunları olarak sıralandı. Öğrencilerin fiziksel şiddeti yumruk ve kafa atmak gibi bireysel güç ile gerçekleştirdiği görüşünü paylaşan öğretmenlerin oranı ise yüzde 85 oldu. Ankete katılan öğretmenlerin yüzde 43’ü öğrencilerin okula geliş-gidişlerinde bıçak, kelebek, ustura, jilet gibi kesici alet taşıdığını, yüzde 57’si ise taşımadığını belirtti.

Eğitimcilerin yüzde 84’ü öğrencilerin şiddeti arkadaşlarına uyguladığını, yüzde 91.2’si madde bağımlılığının şiddeti tetiklediğini, yüzde 77’si şiddet uygulayan öğrencinin okulda başarısız olduğunu, yüzde 70.3’ü de öğrenciler arasında suç türlerinden en çok tehdidin yaygın olduğunu belirtti. Şiddete yönelen öğrencilerin yüzde 76.2’sinin alt gelir grubunda yer aldığı tesbit edildi. Anket sonuçlarını değerlendiren Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, okullarda yaşanan şiddetin Türkiye’nin bir gerçeği olduğunu kaydetti.

Sonuçların okullarda şiddet konusunda alınan tedbirlerin yetersiz olduğunu gösterdiğini ifade eden Koncuk, ‘’Okullardaki rehberlik hizmetleri ihtiyaca cevap verememektedir. Kalabalık sınıflar, boş geçen dersler şiddeti tetiklemektedir. Okul çevresinde sıkı gözetim yapılmamakta, okul önlerindeki, köşe başlarındaki seyyar satıcılar tam anlamıyla denetlenmemektedir’’ görüşünü dile getirdi. Ankara / aa

18.05.2009