Haberler |
DARBECİLİKLE SUÇLANINCA |
‘O ÖĞRENCİLER BENİ BAĞLAMAZ’
“Savcıların her suçu bana yüklemelerinin ardındaki asıl amaç; benim türban sabıkamdır” iddiasında bulunan Alemdaroğlu, “Cumhuriyet yürüyüşünde İ.Ü. Rektörü olarak YÖK Başkanıyla en önde bulunmam doğaldır. Bu yürüyüşte ‘Ordu göreve’ pankartı açan öğrencilerin benim üniversitemde olması beni kesinlikle bağlamaz” dedi.
“Ergenekon” davasının tutuksuz sanıklardan İstanbul Üniversitesi (İÜ) eski Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu, görev yaptığı süre içinde türbanlı kişilerin üniversiteye girmesine izin vermediğini ifade ederek, “Evet, ben de darbe yapmıştım üniversitede türban yasasını uygulayarak. Daha rektör değilken Cerrahi Kliniği’ndeki türbanlı asistanı kütüphaneye gördermiştim” dedi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’nde görülen davanın dünkü duruşmasında savunma yapmaya başlayan Alemdaroğlu, emniyet ve savcılıkta verdiği ifadelerde kendisine yöneltilen suç isnadının açık şekilde anlatılmaması sebebiyle örgüt üyesi olmadığını, susma hakkını kullandığını ve dava hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olduğunda savunmasını yapacağını anlattığını söyledi. Alemdaroğlu, ‘’Sözde Ergenekon terör örgütü üyeliğini ve yöneticiliğini asla kabul etmiyorum. Sanık durumunda olanların birkaçı dışında çoğunu tanımıyorum. Ne bir terör örgütü üyesiyim, ne de yasa dışı bir faaliyet içindeyiz’’ dedi. Kendisine yönelik ‘’darbe kışkırtıcısı’’ yakıştırmasının en hafif tabiriyle art niyetli bir suçlama olduğunu öne süren Alemdaroğlu, kamu kurum ve kuruluşlarında türban yasağına yönelik yasal ve mevzuat nedeniyle bunu uyguladığını, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Cerrahi Kliniği’nde görev yapan türbanlı bir asistan doktoru kütüphanede görevlendirdiğini, bu uygulaması sebebiyle sorgulanıp aklandığını söyledi. İstanbul Üniversitesi’nde görev yaptığı süre içerisinde türbanlı kişilerin üniversiteye girmesine izin vermediğini söyleyen Alemdaroğlu, “Evet, ben de darbe yapmıştım üniversitede türban yasasını uygulayarak. Daha rektör değilken Cerrahi Kliniği’ndeki türbanlı asistanı kütüphaneye gördermiştim” dedi.
‘’DÜŞÜNCELERİM GİZLİ SAKLI DEĞİL’’ İstanbul Üniversitesi Rektörü olarak 31 Aralık 1997 tarihinde göreve başladığını hatırlatan Alemdaroğlu, şöyle konuştu: ‘’İstanbul Üniversitesinin açık ve kapalı alanlarındaki görüntü o günlerde bir anlamda İran üniversitelerini andırıyordu. Çok çeşitli baskılarla, tehditlerle karşılaştım. Türban konusunda kararlı tutumumuz nedeniyle 1999 yılında dönemin Milli Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay ve İnsan Hakları Komisyonu tarafından sorgulandık. Bu sırada bazı milletvekillerinin hakaretleri, iktidar gücünü alanların neler yapabileceğini göstererek bizi şaşırttı. 2 bin 400 küsür sayfalık iddianame ve 450 klasörlük bu davanın her türlü hukuka aykırı şekilde Silivri’de görülmesinin, iktidar gücünün yaptığının engizisyon mahkemelerini asla aratmadığını göstermektedir.’’ Alemdaroğlu, her türlü baskıya rağmen görevini Atatürk’ün gençliğe hitabesindeki ilkeler doğrultusunda yapacağını ve hiçbir gücün kendisi gibi kişileri doğruları söylemekten alıkoyamayacağını söyledi. İddianamede, görevi döneminde üniversitenin eğitim-öğretim açılış törenlerinde yaptığı konuşmaların bile suç delili olarak yer aldığını öne süren Alemdaroğlu, kamuya açık şekilde yapılan bu konuşmaların hiçbir şekilde suç niteliği taşımadığını ileri sürdü. Alemdaroğlu, şunları kaydetti: ‘’Bunu çok iyi bilen sayın savcılar, türban sabıkam nedeniyle kendilerini zorlayarak beni sözde terör örgütü içine sokarak kamuoyunda küçük düşmemi itibar kaybetmemi amaçlamışlardır. Ben bu suçlamaların özel bir kasıt ile yapıldığı kanısındayım. Hayatını demokrasi barış ve insan haklarına adamış biri olarak terör örgütüne dahil edilmem siyasi bir komplodur. Türkiye’nin irtica ortamına sürüklenmemesi, için siyasi düşüncelerimi her platformda ifade ettim. Bu düşüncelerim gizli saklı kamuoyunun bilmediği şeyler değildir. Bu yapılan özellikle komşumuz İran örneğinde olduğu gibi İslami faşist yönetimlere özgüdür.’’ İstanbul / aa |
02.06.2009 |
Allah bizi şımartmasın |
DEVLET Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, AKP’nin kurulduğu günden bu yana 2 yılda bir imtihan edildiğini belirterek, ‘’Her imtihanı şükürler olsun, başarıyla verdik. Allah bizi şımartmasın. Biz de şımarmayacağız’’ dedi. Sakarya’nın Akyazı ilçesinde 7 Haziranda yenilecek belediye başkanlığı seçimleri öncesinde ilçeye gelen Arınç, partisinin ilçe teşkilat binası önünde halka hitap etti. 2001’de AKP’yi kurduklarını ve 2002 seçimlerinde iktidar olduklarını ifade eden Arınç, şunları söyledi: ‘’1950 ve 1954’te Demokrat Parti gibi, biz de 2002’de tek başımıza iktidara geldik. 2004 yılında 2 bine yakın belediye kazandık. Daha sonra genel seçimlere gelindi. 2007 seçimlerinde millet AK Parti’ye bir yüklendi ki birilerinin dudağı uçukladı ve hayretten gözleri fırladı. Yüzde 47 ile 341 milletvekili çıkardık ve tek başımıza iktidarız. Kurulduğumuzdan bu yana 2 yılda bir imtihan ediliyoruz. Her imtihanı şükürler olsun, başarıyla verdik. 2007’den, 2009’a geldik. Mahalli seçimlere gittik. Bunların hepsi başarıdır. Allah bizi şımartmasın. Biz de şımarmayacağız. Veren haktır, takdir eden halktır. Millet takdir ettikçe, hizmetlerimiz artacak.’’
‘’MEYDAN OKUYORUZ’’ Arınç, 55 adet çıkar amaçlı suç örgütünü çökerttiklerini ve tümünün yargının önünde olduğunu dile getirerek, sözlerine şöyle devam etti: ‘’Saunasından, neşterine kadar ne kadar sülük varsa milletin kanını emen, milletin zenginliğini perişan eden, hepsinin hakkından geldik. Şimdi de artık büyüklerle uğraşıyoruz. AK Parti’yi yıkacaklarmış. Halkın seçtiği iktidarı devireceklermiş. Neredeymiş o eski darbe günleri, neredeymiş eski kazançlı günleri. Küçüğü de, büyüğü de şimdi bir yerlerde. Türkiye’de AK Parti iktidarı var. Meydan okuyoruz. Ateşi Nemrut’tan korkar mı İbrahim olan, hodri meydan, hodri meydan, hodri meydan.’’ Sakarya / aa |
02.06.2009 |
Mayın tuzağında çok zaman kaybettik |
Zonguldak Belediye Başkanı İsmail Eşref’i makamında ziyaret eden Toptan, bir gazetecinin ‘’Suriye sınırındaki mayınların temizlenmesiyle ilgili uzlaşma sürecine girildi, muhalefetin tepkisiyle AKP geri adım atmış gibi gözüküyor, uzlaşma olacağını düşünüyor musunuz’’ şeklindeki sorusu üzerine şöyle konuştu: ‘’Şimdi kimse ileri ya da geri adım atmıyor. Herkes Suriye sınırında ortalama 300 metre genişliğinde, 530 kilometrelik mayınlı bölgenin mayınlardan temizlenmesi suretiyle buranın üretime açılması konusunda hemfikir. Burada hiç kimsenin aykırı düşüncesi yok. Yöntem konusunda tartışmalar söz konusu.’’ ‘’Yöntem konusundaki kişisel görüşünüz nedir’’ sorusu üzerine Toptan, ‘’Benim burada kişisel görüşüm filan olmaz. Ben çözüm bulmaya çalışıyorum. Bu tasarının TBMM’nin tatilinden evvel çıkmasını istiyoruz, çok zaman kaybettik. Biliyorsunuz 1992’den beri bu mayınlı arazinin temizlenmesi için Türkiye uğraşıyor’’ dedi. TBMM Başkanı Toptan, ‘’DTP’nin silahların susması konusunda yeterli çaba gösterdiğini düşünüyor musunuz’’ sorusu üzerine de şunları söyledi: “Herkes elini taşın altına koymalıdır. Terörün hiç kimseye yararı olmadığının herkes tarafından bilinmesi gerekir. Şu ana kadar terör yoluyla sonuç alabilen bir örnek de yoktur.”
AKP, GENELKURMAY’IN ÖNERİSİ ÜZERİNDE ÇALIŞIYOR
AKP, Suriye sınırındaki mayınların temizlenmesi yasa tasarısına, Genelkurmay Başkanlığının ‘’işin NAMSA üzerinden yapılması’’ önerisinin konulması üzerinde çalışıyor. Düzenlemenin askıya alınması ya da görüşmelerinin ertelenmesinin söz konusu olmadığını söyleyen AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, ‘’Biliyorsunuz, Genelkurmay’ın ‘bu işin NAMSA üzerinden yapılması’’ şeklinde bir açıklaması oldu. Bunu formüle edip, bu düzenlemenin, kullanım karşılığı temizlemeden önce gelmek üzere konulması değerlendiriliyor. Bunu, Genelkurmay mı Milli Savunma Bakanlığı mı yapar, bunu bir formül olarak geliştirip araya koyalım’’ dedi. Zonguldak |
02.06.2009 |
İnternetten okul kaydı |
İNTERNET ÜZERİNDEN KAYIT
İnternet üzerinden kayıt uygulaması, adrese dayalı nüfus kayıt sistemine göre öğrencilerin, velilerin ikametlerine en yakın okullara yerleştirilmesini esas alıyor. Veliler, internet aracılığıyla Milli Eğitim Bakanlığının internet sitesinden form doldurarak kayıt başvurusu yapıyor. Velilerin başvuruları değerlendirildikten sonra öğrenciler, öğrenci yerleştirme komisyonlarınca ikametgahlarına en yakın okula yerleştiriliyor. Öğrencilerin hangi okullara yerleştirildikleri listelerle ilan ediliyor. Öğrencilerin kesin kayıt işlemleri ise ilan edilen bu listelere göre okul müdürlüklerince gerçekleştiriliyor.
İlköğretİm okullarına 2009-2010 yılı kayıt başvuruları dün başladı. Kayıt başvuruları Ulusal Adres Veri Tabanı’ndaki adresler ve çocukların MERNİS nüfus bilgilerini esas alınarak internetten gerçekleştirilecek. Bu kayıt döneminden itibaren şehit ve gazi çocuklarının yanı sıra özel eğitime ihtiyacı olan çocuklar da istedikleri ilköğretim okuluna kaydolabilecekler. İlköğretim okullarında e-kayıtlar şu esaslar göz önünde bulundurularak yapılacak: Öğrenci yerleştirme komisyonları oluşturulacak ve bakanlığa e-okul sistemi üzerinden gönderilecek ilçe bazlı numarataj adres bilgileri komisyon tarafından gruplandırılarak öğrencilerin yerleştirilecekleri ilköğretim okulları belirlenecek, Şehit ve muharip gazi çocukları ile özel eğitime ihtiyacı olan çocukların kayıtları merkezi sistemle ikametgâhlarına en yakın ilköğretim okuluna yapılacak. Bu öğrenciler daha sonra nakil yoluyla istedikleri okula gidebilecek, Kayıt ve nakillerde Ulusal Adres Veri Tabanı’ndaki adresler esas alınacak. Kayıt ve nakillerde nakil alan ve nakil gönderen okul yönetimleri birlikte sorumlu olacak, Adres bilgileri güncel haliyle kullanılacak. Yanlış veya güncel olmayan bilgilerin düzeltilmesi için yetkililerle işbirliğine gidilecek, Nüfus cüzdanı bulunmayan çocukların durumları okul yönetimince nüfus müdürlüklerine bildirilecek. Çocuklarını özel ilköğretim okullarına kaydettirmek isteyen veliler istedikleri okula giderek kayıt yaptıracaklar. Kayıtlar e-okul sisteminde elektronik ortamda yapılacağı için özel ilköğretim okullarının yöneticileri çocukların kimlik numaralarını e-okul sistemine girerek kayıt yapacaklar. Ortaöğretimde de sınavla öğrenci alan fen ve anadolu ile sosyal bilimler liseleri dışındaki liselere kayıt başvuruları 1 Ağustos 2009’da başlayacak. Ortaöğretimde de kayıt başvuruları internet üzerinden gerçekleştirilecek ve ilköğretim okullarındaki yöntem aynen izlenecek. Bu çerçevede il ve ilçelerde kurulacak ‘’Öğrenci Yerleştirme Komisyonları’’ her okulun kayıt bölgesini ve kontenjanını belirleyecek. Belirlenen kayıt bölgeleri okul müdürlüklerine bildirilecek. Okul müdürlükleri, kontenjanlarındaki öğrenci sayısı kadar kayıt yapacak. |
02.06.2009 |
TOPLU TAŞIMA VE BENZİNE ZAM |
İSTANBUL'DA İETT, özel halk otobüsleri ile raylı ve deniz ulaşım sistemlerinde uygulanacak ücret tarifesi yeniden belirlendi. İETT’nin resmi internet sitesinde yer alan açıklamaya göre, Ulaşım Koordinasyon Merkezi’nin (UKOME) kararıyla İETT ve Özel Halk Otobüsleri ile raylı ve deniz ulaşım sistemlerinde uygulanacak yeni ücret tarifesi bugünden itibaren geçerli olacak. Yeni tarifeye göre, daha önce 7 TL olan elektronik bilet beşiBiryerde 7,50; 1,30 olan tam AKBİL 1,50 TL’ye; 105 TL olan aylık tam AKBİL 110 TL’ye; 0,65 TL olan AKBİL ile yapılacak aktarmalarda tam 0,75 TL’ye yükseltildi. Tarife ile 0,42 TL olan indirimli AKBİL 0,21 TL’ye indirildi. 0,85 TL olan indirimli AKBİL ücreti ile 55 TL olan aylık indirimli AKBİL ücreti ise değişmedi. Raylı sistemler, İDO şehir hatları vapurları ve özel deniz motorlarının 1,40 TL olan jeton ücreti de 1,50 TL olarak belirlendi. Tarife ile 0,90 TL olan tünel ve nostaljik tramvayda da jeton ve bilet ücreti 1 TL olarak düzenlenirken, mavi kart bedeli de 1 TL olarak ayarlandı. İstanbul’da toplu taşıma ücret tarifesinde son fiyat ayarlaması bir yıl önce yapılmıştı. İstanbul / aa |
02.06.2009 |
DİSK’in anayasa raporu Meclis’te |
1982 Anayasası’nın yenilenmesinde tartışma zemini sağlaması ve gelecek kuşakları kucaklayacak ozgürlükçü, eşitlikçi, demokratik ve sosyal bir Anayasa’nın oluşmasına katkı yapması hedeflenen rapor, TBMM ve kamuoyuna sunuldu. AKP iktidarının başlattığı anayasa değişikliği tartışmaları sonrası DİSK de harekete geçti. DİSK’in çağrısı üzerine aralaların da Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Prof. Dr. İbrahim Ö. Kaboğlu ile Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Prof. Dr. Ülkü Azrak’ın da bulunduğu heyet toplanarak çalışmalarına başladı. Çalışmalar sonunda “Özgürlükçü-Eşitlikçi Demokratik ve Sosyal Yeni Bir Anayasa İçin Temel İlkeler” isimli rapor hazırlandı. Raporla ilgili Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi’nde bir tanıtım toplantısı düzenlendi. Toplantıda konuşan DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, “Türkiye’ye 12 Eylül’de bir deli gömleği giydirilmiştir. Bütün mesele bu deli gömleğinden nasıl kurtulacağımızdır. Bu deli gömleğini giydirenler, Türkiye’nin geleceğini ipotek altına almışlar, demokratik hak ve özgürlüklerin önünü tıkamışlardır” dedi. Bugün baskıların, yasakların, siyasal gericiliğin, ırkçılığın, her çeşit milliyetçiliğin yükselmesinin ardında 12 Eylül anlayışı ve 12 Eylül Anayasası’nın olduğunu anlatan Çelebi, “Bugün nihayet bu anayasanın değiştirilmesi konusu Türkiye’nin gündemine eskiye oranla daha fazla taşınmıştır. Bu sorunun gündeme getirilmesinde bütün ilericilerin, demokratların, sosyalistlerin payı vardır. Bu küçümsenmemelidir. Ancak bugün bu anayasanın kimler tarafından, nasıl ve niçin değiştirilmesi gerektiği tartışması önemlidir” dedi. |
02.06.2009 |
SU ÜRÜNLERİ MÜTHİŞ BİR ŞİFA KAYNAĞI |
Su ürünlerinin birçok önemli yağ asidi, protein, vitamin ve mineral içerdiğini anlatan Atar, ‘’Bunlar vücutta önemli biyokimyasal ve fizyolojik değişimlere neden olmaktadır. Özellikle omega–3 ve omega–6 yağ asitleri koroner kalp hastalığı ve kanser gibi bazı önemli hastalıklardan korur’’ diye konuştu. Son yıllarda obezite ve bununla birlikte koroner kalp hastalıkları, diyabet gibi hastalıkların görülme sıklığının gelişmiş ülkelerde daha fazla olmak üzere arttığını bildiren Atar, avcılık yoluyla besinlerin elde edildiği en eski dönemlerden bu yana en kolay avlanan ve bu yüzden en çok tüketilen besin olan balığın şimdilerde yararları daha çok bilindiği hâlde az tüketildiğini söyledi. Bu durumun birçok sağlık kuruluşu, enstitü ve sağlıklı hayatı destekleyen projelerle ele alındığını ifade eden Atar, açıklanan pek çok çalışma sonucunun ortak noktasının günlük diyette özellikle esansiyel yağ asitlerini içeren besinlerin de bulunmasının sağlıklı bir hayat için elzem olduğunu belirtti. Amerikan Kalp Derneği’nin tüm yetişkinlerin haftada en az iki kez özellikle yağlı balık yenmesini önerdiğini anlatan Atar, şu bilgileri verdi: ‘’Doymamış yağ asitlerinden omega–3 yağ asitleri ile önlenebilen, geciktirilebilen veya hafifletilebilen hastalıklar; koroner kalp hastalıkları ve inme, yeni doğanlarda zorunlu yağ asidi yetersizlikleri (retina ve beyin gelişiminde), otoimmün hastalıkları (nefropati, lupus), crohn hastalığı, meme, kolon, prostat kanserleri, hipertansiyon, romatoid artrit, alzheimer ve astımdır. Tüm bu özellikleriyle beraber su ürünleri neredeyse yok sayılabilecek karbonhidrat içeriği, protein kaynağı oluşu ve vitamin özellikleriyle çok sağlıklı ve vücut gelişim dönemi yanı sıra hamilelik döneminde de tüketilmesi özellikle istenen besin maddesidir.’’ Tüketicilerin yüksek kalitede sağlıklı yiyecek taleplerinin hızla arttığını vurgulayan Atar, ‘’Özellikle hayvansal ürünlerin içeriğinde bulunan doymuş yağ asitlerinin insan sağlığı üzerine zararları artık tüketicilerin daha fazla dikkatini çekmektedir. Su ürünlerinin yağ içeriği çiftlik hayvanlarından çok daha düşüktür. Buna örnek olarak turna balığının yağ oranı yüzde 0.8 iken koyun etinin yağ oranı yüzde 20’dir’’ diye konuştu. Son yıllarda artan obezitenin başlıca sebebinin diyette yoğun karbonhidrat ve doymuş yağ oranı fazla olan besin maddelerinin bulundurulması olduğunu vurgulayan Atar, şöyle devam etti: ‘’Obezitenin yine birçok hastalığın (KKH, kanser, diabet, vb.) başlangıcını oluşturduğu yapılan çalışmalarda ortaya konmuştur. Bu denli önemli olan ve önlenebilen obezite, su ürünlerini de içeren bir diyetle tedavi edilebilir ya da oluşmadan engellenebilir. Balıketi özellikle dikkatli beslenmesi gereken kişilere, hastalara tavsiye edilmektedir.’’ Ankara / aa
VİTAMİN DEPOSU BALIKLAR
Vİtamİnlerİn insan sağlığı açısından oldukça değerli yapılar olduğunu dile getiren Atar, şöyle devam etti: ‘’Bu yapıların eksikliğinde vücudun sağlıklı gelişimi, sindirim bozuklukları ve bağışıklık sisteminde bazı sorunlar çıkmaktadır. Balıklar vitamin içeriği yönünden A, D ve K vitaminini hem etlerinde ve hem yağlarında bulundurmaktadır. Bunun yanı sıra B grubu vitaminlerinden bazıları içinde iyi kaynaklar olarak kabul edilirler. Büyüme ve gelişme için A, D, K ve B vitaminleri gerekli olduğundan çocuk diyetinde balık bulundurulması önemlidir. A vitamini eksikliğinde kolon kanseri, mide ve prostat kanseri gibi kanserlere neden olduğu gibi D vitamini eksikliği de kemik kanserine sebep olmaktadır. Balıklarda en zengin bulunan vitaminlerden olan D vitamini kemik gelişiminde ve kalsiyumun emiliminde etkilidir. Ve gıdalar arasında D vitaminin en iyi kaynağı balıktır.’’
DEPRESYON TEDAVİSİNDE BALIK DİYETİ
YapIlan bir başka çalışmaya göre diyetlerinde daha az balık bulunduran bireylerin normalin üzerinde kiloya sahip olma oranlarının daha fazla olduğunu anlatan Atar, şöyle devam etti: ‘’Ayrıca diyetlerinde bilinçli bir biçimde balık bulunduran bireyler aynı zamanda diğer besinlerine de dikkat etmektedir. Bu sağlıklı hayat için öngörülen şartların başında olan diyet düzenini getirmektedir. Günümüzde beslenme ile depresyon tedavisi yöntemlerinde de balık diyette kullanılarak tedaviye destek olunabilmektedir. Haftalık önerilen miktarda balık tüketilmesi pek çok kronik rahatsızlığı engellemekte ve doğal olarak sağlığın korunmasına önemli oranlarda yardımcı olmaktadır.’’ |
02.06.2009 |
TÜRKİYE’NİN TAŞI TOPRAĞI ALTIN |
Yılmaz, Türkiye’nin tahmin edilen altın rezervinin bir an önce gün yüzüne çıkarılması gerektiğini kaydetti. Mehmet Yılmaz, Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük altın madeni işletmecisi olduklarını, madencilik sektörünün yüksek istihdam yarattığını, küresel kriz ortamında altın işletmeciliğinin Türkiye ekonomisine çok önemli avantajlar sağlayacağını kaydetti. Türkiye’de faaliyet gösteren 6-7 büyük firmanın sürekli olarak altın aradığını ifade eden Yılmaz, şöyle konuştu: ‘’Türkiye’nin jeolojik yapısını inceleyen uzmanlar, ülkemizde 6 bin 500 ton altın rezervi olduğunu tahmin ediyor. Ancak bu tahminlerin yapıldığı dönemlerde şu an bizim işlettiğimiz Uşak’ta bulunan Kışladağ Altın Madeni bilinmiyordu. Kaba bir hesapla Türkiye’deki altın rezervinin yaklaşık 7 bin ton olduğunu söylemek yanlış olmaz. Bugün ülkemizde altın madenciliği konusunda ciddi olarak çalışan 6-7 firma var. İrili ufaklı diğer firmaları da hesaba katarsak, altın firmalarında çalışan yaklaşık 500 jeolog, bugün Türkiye’nin dağlarında, ovalarında, derelerinde, her yerde altın arıyor. Ellerinde çekiçleriyle Anadolu’yu karış karış gezen jeologlar, yeni maden yataklarını keşfetmek için çalışıyor. Karadeniz, Doğu Anadolu, Ege ve Akdeniz’de köy köy gezen jeologlar var.’’ Altın fiyatlarının son yıllarda sürekli olarak yükseldiğini, bunun altın madenlerini daha cazip hale getirdiğini kaydeden Yılmaz, şu bilgileri verdi: ‘’Altının onsu şu an 925-940 dolar arasında. Ancak kısa süre içinde altın fiyatlarında çok önemli gelişmeler yaşanabilir. Bir kaç ay içinde altın fiyatları yüzde 50 artabilir. Altının ons fiyatı yılın son çeyreğinde 1400 dolara ulaşabilir. Hal böyleyken altın sürekli değer kazanırken, istihdamı artırmak ve yüksek fiyattan altın üretmek istiyorsak, altın madenlerinin sayısını artırmalıyız. Bunu istemeyen bazı büyük altın üreticisi ülkeler, çeşitli yollarla Türkiye’de altın üretiminin önüne geçmek istiyor. Bugün gelişmiş Avrupa ülkelerinde bile büyük altın madenleri var. Altın bir zenginliktir, varsa çıkarmak en mantıklı olanıdır. Hele bir de dünyada çok büyük bir ekonomik kriz yaşanıyorsa, bu mutlaka yapılmalıdır.’’ |
02.06.2009 |
5 ayda 113 terörist etkisiz hale getirildi |
Güvenlİk güçlerinin terör örgütü PKK’ya yönelik operasyonları aralıksız devam ediyor. 2009 yılının ilk 5 aylık döneminde 28’i ölü toplam 113 terörist etkisiz hale getirildi. Genelkurmay Başkanlığı’nın terörle mücadele raporuna göre, Ocak ayında 6 terörist sağ, 11 terörist teslim; Şubat ayında 4 terörist sağ, 7 terörist teslim; Mart ayında 1 terörist ölü, 11 terörist sağ, 7 terörist teslim; Nisan ayında 9 terörist ölü, 7 terörist sağ, 15 terörist teslim; Mayıs ayında 18 terörist ölü, 8 terörist sağ, 11 terörist teslim olmak üzere toplam 113 terörist etkisiz hale getirildi. Güvenlik güçleri bir yandan terörle mücadele ederken öte yandan teröristlerin araziye döşediği mayın ve patlayıcı tuzaklarını temizlemeye çalışıyor. 2009 yılının 5 aylık döneminde bölücü terör örgütü mensuplarınca patlayıcı madde kullanılarak gerçekleştirilen olay sayısı 23 oldu. Ankara / cihan |
02.06.2009 |
Albaya uyuşturucu cezası ve tahliye |
DİyarbakIr’da, ‘’uyuşturucu madde ticareti yapmak’’ suçundan yargılanan tutuklu sanık emekli Albay Zeki Esmeray ile kayınbiraderi Murat Günay, 4’er yıl 2’şer ay hapis cezasına çarptırıldı. Tutuklular, hapiste kaldıkları süre dikkate alınarak tahliye edildi. Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada, tutuklu sanıklar Zeki Eesmeray ve kayınbiraderi Murat Günay hazır bulundu. Cumhuriyet Savcısı mütalaasında, sanıklar Esmeray ile Günay hakkında, TCK’nın ‘’uyuşturucu madde ticareti yapmak’’ suçunu kapsayan 188/3. maddesi uyarınca 15 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmaları istedi. Sanıklardan Esmeray son savunmasında, suçlamayı kabul etmeyerek, ‘’olayla benim ilgi ve alakam yoktur’’ dedi. Günay ise eniştesi Esmeray’ın olayla ilgisinin olmadığını söyledi. Mahkeme heyeti verdiği kısa bir aranın ardından Esmeray ve Günay’ı ‘’uyuşturucu ticareti yapmak’’ suçundan 5’er yıl hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme heyeti sanıkların yargılama esnasındaki tutum ve davranışlarını dikkate alarak, cezayı 4’er yıl 2’şer ay hapse dönüştürdü. İki sanık, tutuklu kaldıkları süre dikkate alınarak tahliye edildi. Diyarbakır / aa |
02.06.2009 |
İzmir’de terör operasyonuna 14 tutuklama |
İzmİr Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla başlatılan ve 5 ilde eş zamanlı yapılan operasyonlarda gözaltına alındıktan sonra adliyeye sevk edilen 28 kişiden 14’ü tutuklandı. Nöbetçi savcılıkça ifadeleri alınan 28 kişi, tutuklanmaları istemiyle nöbetçi mahkemeye gönderildi. Mahkemeye çıkartılanlardan 14’ü tutuklanırken, diğerleri tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na 6 ay önce gelen ihbarda, İzmir’de jandarmanın sorumluluk bölgesindeki bir ilköğretim okulunun öğretmenlerinin terör örgütü PKK’nın amaç ve stratejileri doğrultusunda çalışma yaptığı öne sürülmüştü. Savcılığın talimatıyla harekete geçen İzmir İl Jandarma Komutanlığı ekiplerinin 6 ay boyunca yaptığı teknik takip ve istihbarat çalışmasının ardından düzenlenen operasyonlarda, İzmir’de 28, Ankara’da 3, İstanbul, Manisa ve Van’da 1’er kişi olmak üzere çoğu öğretmen 34 kişi gözaltına alınmış, zanlılardan 6’sı daha sonra serbest bırakılmıştı. İzmir / aa |
02.06.2009 |
Ceyhan Nehri’nde mühimmat bulundu |
Osmanİye’de, Ceyhan Nehri’nden 3’ü dolu 9 havan topu mermisi ile 1 adet boş top mermisi çıkarıldı. Alınan bilgiye göre, ihbar üzerine kent merkezine yaklaşık 25 kilometre uzaklıktaki Hemite köyüne giden güvenlik güçleri, Kadirli-Osmaniye kara yolu ulaşımının sağlandığı Ceyhan Nehri üzerindeki köprünün altında, 3’ü dolu 9 havan topu ve 1 adet boş top mermisi buldu. Sudan çıkartılan mühimmatın, güvenlik güçleri tarafından Jandarma Komutanlığına götürülerek incelemeye alındığı, soruşturmanın sürdürüldüğü bildirildi. Osmaniye / aa |
02.06.2009 |
Dev nakliye uçağı batırılacak |
Türk Hava Kuvvetleri’ne hizmet veren ve emekliye ayrılan C-47 dakota nakliye uçağı, dalış turizmine hizmet etmek amacıyla Antalya’nın Kaş ilçesinde batırılacak. Türk Hava Kuvvetleri’ne bağlı Hava Lojistik Komutanlığı Kayseri Hava İkmal Komutanlığı tarafından hurdaya çıkarılan ve dalış turizmi için kullanılmak üzere Kaş Sualtı Derneği’ne (KASA) hibe edilen nakliye uçağı, dalış turizmine hizmet verecek. Türk Hava Kuvvetleri Kartal Vakfı’nın katkılarıyla parçalar halinde Kaş’a getirilen ve montesi burada yapılacak uçak, bu ay içinde gerçekleştirilecek 12. Likya-Kaş Kültür ve Sanat Festivali etkinlikleri kapsamında denize batırılacak. Kaş / aa |
02.06.2009 |
Yumurtalık'ta petrol temizleme tatbikatı |
Adana’nIn Yumurtalık ilçesinde, BOTAŞ ve BTC limanında olası petrol sızması durumunda temizleme çalışmaları ile ilgili tatbikat düzenlendi. Petrol temizleme tatbikatı, merkezi Ceyhan’da bulunan Sesmeke Çevre Hizmetleri firması ve BOTAŞ BTC Direktörlüğü işbirliği ile Yumurtalık limanında yapıldı. Yetkililerin verdiği bilgiye göre, tatbikatla çevresine bariyerler çekilen sızmanın gerçekleştiği alandaki petrolün toplanarak depolara aktarılması, daha sonra da bunun tesislerde arıtımı sağlandı. Yumurtalık / aa |
02.06.2009 |
Simav beşik gibi |
Kütahya’nIn Simav ilçesinde, son iki günde çok hafif şiddetli 4 deprem meydana geldi. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsünün tespitlerine göre, merkez üssü Simav ilçesi olan, önceki gün saat 02.14’te 2.8, saat 18.00’de 3.0, dün saat 02.19’da 3.4, saat 06.52’de 2.9 büyüklüğünde sarsıntılar kaydedildi. Can, mal kaybına yol açmayan, 2.6 ve 9 kilometre arasındaki derinliklerde oluştuğu belirlenen depremler, vatandaşlar arasında tedirginliğe neden oldu. Bazı vatandaşların ev ve iş yerlerinden çıkarak bir süre sokaklarda beklediği gözlendi. Kütahya / aa |
02.06.2009 |
Halk, kendi vekilini tanımıyor |
19. Dönem İzmir Milletvekili Mehmet Özkan, halkın kendi vekilini tanıması için tercihli sistem ve büyükşehirlerde daraltılmış bölge uygulamasının getirilmesi gerektiğini kaydetti. TV 8’de “Erkan Tan ile Başkantte” programına konuk olan eski Milletvekili Özkan, Siyasi Partiler ve Seçim kanunları hakkında önerilerinin sorulması üzerine, halkın kendi vekilini tanıması için büyükşehirlerde daraltılmış bölge sisteminin getirilmesi gerektiğini belirtti. Tercihli sisteminin uygulanmasını da isteyen Özkan, bu sistemle halkın kendi vekilini tercih edeceğini söyledi. Mehmet Özkan, tercihli sisteminin geçmişte yapıldığını hatırlatarak, kendisinin yedek listenin beşinci sırasından vekil seçildiğini anlattı. Özkan, bunun zormuş gibi gösterilmeye çalışıldığını, öyle olmadığını, geçmişte yapıldığını söyledi. Mehmet Özkan, siyasi parti liderlerine de seslenerek, “Demokrat olduklarını iddia ediyorlarsa partiler kanunu seçim kanunun halkın istediği yapsınlar. Halk böyle istiyor. Halk, ‘ben kendi vekilimi kendim seçmek istiyorum’ diyor. Şimdi halk seçmiyor, halka seçtiriyorlar. ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ deniyor. Milletin, benim seçmediğim, seçtirilen milletvekilleri parlamentoya geliyor. Nasıl oluyor? Egemenlik kayıtsız şartsız milletin” diye konuştu. Dokunulmazlık konusuna da değinen Özkan, Türkiye’de insanların, liderlerin şov yaptığını savunarak, “Dokunulmazlıklar kalkmaz. Kürsü dokunulmazlığı olması gerekyior. Dokunulmazlık sınırlandınılmalı. Liderler yapılacak şeyleri söyleyecek. Sadece siyasilerin değil, bürokratların da dokunulmazlığı var. Hepsinin dokunulmazlıkları sınırlandırılsın diyorum” dedi. İstanbul/ AHMET TURAN SÖYLER |
02.06.2009 |
“SİGARA YASAĞI 19 TEMMUZDA BAŞLAYACAK” |
SAĞLIK Bakanı Recep Akdağ, kahvehane, lokanta gibi iş yerlerinde başlayacak sigara yasağı uygulamasının kanunda öngörüldüğü gibi 19 Temmuzda başlayacağını söyledi. 5727 Sayılı Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Yasa’nın bugüne kadarki uygulama sonuçlarını, düzenlenen basın toplantısında değerlendiren Akdağ, kanunun geçen yıl yürürlüğe girdiğini hatırlatarak, o tarihten bu yana Türkiye’de sigara içme oranının yüzde 33’den yüzde 31’e düştüğünü kaydetti. Kanun gereği, 19 Temmuz itibariyle yasağının başlayacağını hatırlatan Akdağ, sektör temsilcileriyle konuya ilişkin görüşme yaptıklarını, temsilcilerin “Yasağın başlangıç tarihinin ertelenmesi” ve “Sigara içenler için özel bir bölüm ayrılması” yönünde taleplerini ilettiklerini söyledi. Akdağ, “Geçiş süreci uzun bir süre, 14 ayda bu sürede yasanın uygulamasının kolaylaşması gerekiyordu. Ancak görüyoruz ki toplumu, kamuoyunu farklı yönlendirmeye dönük bir takım davranışlar var” dedi. Akdağ, kanunu uygulayacaklarını belirterek,”İktidarda da biziz. Bu yasayı TBMM’ye getirdik. 19 Temmuzda kanunun gerektirdiği uygulama başlayacak” diye konuştu.
2 HASTANIN TEDAVİSİ ABD’DE BAŞLAMIŞ
BAKAN Akdağ, bugüne kadar Türkiye’de domuz gribi virüsü tespit edilen 4 hastadan 2’sinin Türkiye’ye gelmeden önce ABD’de doktora gittiklerinin ve ilaç tedavisine başladıklarının tespit edildiğini söyledi. Akdağ, İzmir’de domuz gribi virüsüne rastlanan 2 kişiden birinin ilaç tedavisi nedeniyle ateşinin düştüğünü, bu nedenle de termal kameralarca tespit edilemediğini belirterek, ABD’de H1N1 virüsüne rastlanan eyaletlerde, daha sonraki vakalarda domuz gribi virüsü testi yapılmadığını söyledi. Bu durumun, virüsün ülkeler arasında yayılmasına neden olduğuna işaret eden Akdağ, “Biz, DSÖ ve virüsün görüldüğü ülke bakanlıklarına, özellikle ülkeden çıkış yapanlara kendi ülkesinde virüs tespitine yönelik tedbirler alınması tavsiyesinde bulunacağız” dedi. Ankara / aa |
02.06.2009 |
Sınırsız enerji için ‘güneş dünyaya gelecek’ |
Amerİkan Enerji Bakanlığı’nın Lawrence Livermore Ulusal Laboratuarı’nda kurulan National Ignition Facility (Ulusal Ateşleme Tesisi), temiz ve sınırsız enerji elde etmek için Güneş’in enerjisine eşdeğer bir enerjiyi laboratuar ortamında oluşturacak. Bilim adamları, uzun yıllardır güneş ve diğer yıldızların milyonlarca yıl süren sınırsız enerjilerine dünyada da ulaşmak için sayısız yöntem denedi. Ateşleme Tesisi bünyesindeki devasa lazer, bu enerjiyi yeryüzünde bir yıldız oluşturmayı deneyerek elde edecek. Ulusal Ateşleme Tesisi, 2 milimetre çaplı bir yakıt küresine hassas bir biçimde odaklanmış ve aynı anda ateşlenebilen 192 lazerden oluşuyor. 3 futbol sahası büyüklüğünde bir yapının içerisinde, tek bir kızılötesi kaynaktan çıkan lazer, yaklaşık 1,5 kilometre uzunluğunda lensler, aynalar ve yükselticilerin olduğu bir alandan geçerek, sonunda evde kullanılan bir ampülün 10 milyar katı büyüklüğünde bir güç açığa çıkaracak. Bu güç, hedefteki yakıtı 50 mikrometrelik bir alana sıkıştırmaya ve sıcaklığını da 3 milyon derecenin üzerine çıkarmaya yetiyor. Yaklaşık 3,5 milyar dolara mal olan lazer, ilk büyük deneyini 2010 ya da 2011’de gerçekleştirecek. Washington / cihan |
02.06.2009 |
Survivor’da hayatta kalamadı |
Bulgarİstan’da yayımlanan Survivor adlı yarışmanın Filipinlerde yapılan çekimleri sırasında bir yarışmacı kalp krizi geçirerek öldü. Polis şefi Ayn Natuel, 53 yaşındaki Moncho Vodniçarov adlı Bulgar yarışmacının, Gotta Plajı’nda yapılan çekimler sırasında kalp krizi geçirerek yere yığıldığını söyledi. Natuel, Vodniçarov’un, yarışmanın bir kategorisini tamamladıktan sonra kalp krizi geçirdiğini, hastaneye götürüldüğü sırada öldüğünü belirtti. Dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi telif hakkı alınarak Türkiye’de de yayımlanan yarışma, genellikle ıssız mekânlarda yapılıyor ve yarışmacılardan, zor hayat şartlarının üstesinden gelerek hayatta kalmaları isteniyor. Yarışmanın adı olan “Survivor” da İngilizce de “hayatta kalma, sağ kalma, son hayatta kalan” gibi anlamlara geliyor. Dış Haberler Servisi |
02.06.2009 |
“Burs ağacı”nın ilk meyveleri |
Adana’nIn Kozan ilçesine bağlı Bucak köyünde, dar gelirli öğrencilere üniversite öğrenimleri sırasında burs sağlamak amacıyla çok programlı lisenin atıl durumdaki 20 dönümlük arazisine kurulan ‘’Burs Bahçesi’’ ilk meyvelerini verdi. Hasat edilen meyveler satılarak, 4 bin TL’lik burs gelirinin aileleri muhtaç öğrencilere dağıtımının hazırlığı yapılıyor. Lise Müdürü Ruhşi Gül, öğretmenler ve Okul Aile Birliği ile 2005’te aldıkları ortak kararla, okulun atıl durumdaki 20 dönümlük arazisini meyve bahçesine çevirdiklerini söyledi. İlk etapta bahçedeki 600 kayısı fidanından ürün aldıklarını ifade eden Gül, ‘’Bu yıl kayısı satışından 4 bin TL gelir elde ettik. Bu gelir her yıl daha da artacak. Kayısı ağaçlarının ömrünün kısa olması dolayısıyla, bahçeye 1200 zeytin fidanı dikerek bursun uzun yıllar devamlılığını sağlamayı hedefledik. Zeytinlerimizde hızla yetişiyor. Önümüzdeki birkaç yıl içinde kayısı, zeytin ve harnup ağaçlarımızın aynı anda meyve vermesi ile gelirimizi 4-5 katına çıkacak. Böylece lisemizden mezun olarak üniversite kazanan en az 20 dar gelirli öğrencimize burs sağlayabileceğiz’’ dedi. |
02.06.2009 |
Minibüs kanala düştü: 1 ölü |
Konya’da yaklaşık 2 metre derinliğindeki su kanalına düşen minibüsün sürücüsü hayatını kaybetti, yanındaki bir kişi yaralandı. Edinilen bilgiye göre, Kemal Atasagun (49) yönetimindeki 42 BA 200 plakalı minibüs, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu merkez Meram İlçesi Yaylapınar Süleymaniye Mahallesi Kaş Caddesi’nde yoldan çıkarak su kanalına uçtu. Kazada araç sürücüsü Atasagun olay yerinde hayatını kaybetti. Araçta bulunan Fatma Karabacak yaralandı. İtfaiye ekipleri tarafından araçtan çıkartılan Atasagun’un cesedi Konya Numune Hastanesi Morgu’na kaldırıldı. |
02.06.2009 |
Çizgi filmler “destan” yazacak |
Türk Dil Kurumu (TDK), yabancı kaynaklı çizgi film ve bilgisayar oyunlarının özellikle çocuklarda dil kullanımında kötü örnek oluşturduğu düşüncesinden yola çıkarak Türk destanlarını seri haline getirdi. Yayına hazırlık çalışmaları tamamlanan ve 100 destandan oluşması düşünülen serinin çizgi film, dizi film ve bilgisayar oyunu olarak değerlendirilmesi planlanıyor. TDK Başkanı Prof.Dr. Şükrü Haluk Akalın, destan projesiyle ilgili bilgi verirken, yabancı çizgi filmlerin pek çok olumsuz örnek oluşturduğunu ifade etti. Bu çizgi filmlerde şiddet öğelerinin ve insan ilişkilerinde olumsuz örneklerin yer aldığını belirten Akalın, ‘’TDK olarak dikkat ettiğimizde de yabancı sözcüklerin kullanılması, kaba dile yer verilmesi, hakaret içeren sözler kullanılması gibi olumsuzluklar içeriyor’’ dedi. ‘’Burada her alanda olduğu gibi aslında kendi kültür değerlerimize dayalı çizgi filmlerimizi üretmemiz gerekiyor’’ diyen Akalın, Türk Dil Kurumunun, bu konuda büyük bir çalışma yürüttüğünü ve söz konusu çalışmanın da tamamlanma aşamasında bulunduğunu söyledi. |
02.06.2009 |