Dünya

FRANSIZ LAİKLİĞİ ENTEGRASYONU ENGELLİYOR

Fransız laiklik anlayışını eleştiren Amerikalı yazar ve CviWorld at Demos adlı NGO'nun başkanı Benjamin Barber bu anlayışın ülkede yaşayan Müslümanların topluma entegre olmasında negatif bir etki yaptığına dikkat çekerek, "Dini yalnızca insanların özel hayatına hapsetmekle laiklik olmaz. Din, toplumun karakteridir” şeklinde konuştu.

İSLÂM AVRUPA, AVRUPA İSLÂM İÇİN BÜYÜK

ŞANS

Fransa'dan Tahar Ben Jelloun, "İslâm Avrupa için, Avrupa da İslâm için büyük şans" derken, İslâm dininin demokratik sistemlerle sıkıntısı olmadığını kaydetti. İnançlara saygının şart olduğunu belirten Jelloun, karikatür krizinde bir inancın kutsalına hakaret edilmesi nedeniyle bunun basın ya da düşünce özgürlüğü ile savunulamayacağını ifade etti.

BAŞÖRTÜSÜ İDEOLOJİ VE POLİTİKA SEMBOLÜ

DEĞİL

Fransa'da laiklik gerekçesiyle başörtülü kız çocuklarının okula alınmamasını eleştiren Pakistan orijinli İngiliz vatandaşı İmam Abdülcelil Sacid, "Başörtüsü bir ideolojinin ya da politikanın sembolü değil, inancın gereği ve aynı zamanda insanların inandıklarını özgürce yaşaması demokrasinin bir gereği” dedi.

Fransa’da laiklik gerekçesiyle başı kapalı kız çocuklarının okula alınmamasını eleştiren Pakistan orijinli İngiliz vatandaşı İmam Abdülcelil Sacid, “Başörtüsü bir ideolojinin ya da politikanın sembolü değil, inancın gereği.” diye konuştu. İnsanların inandıklarını özgürce yaşamasının demokrasinin bir gereği olduğuna dikkat çeken Sacid, “Başörtülü kızların okullara alınmaması laiklik gerekçesiyle insan hakları ihlâl ediliyor.” ifadelerini kullandı. Şer’i hükümlerinde zamanla değiştiğini aynı şekilde tek tip İslâm anlayışının olmadığını belirten Abdülcelil Sacid, “Avrupa’nın sorunlarından biri de bütün Müslümanları aynı şekilde kategorize edip yargılamasıdır.” diye belirtti. Sacid, İslâm’ın kurumsal bir din olmadığını Papa ya da kiliseler gibi inananlar üzerinde Müslümanlıkta bir baskı merkezinin olmadığını kaydetti. Sacid, “Allah yalnızca insana seslenir, toplumlara, sokaklara değil. İslâm dini kul ile Allah arasındadır.” dedi.

İSLÂM, AVRUPA İÇİN BÜYÜK ŞANS — Tahar Ben Jelloun ise, “İslâm Avrupa için, Avrupa’da İslâm için büyük şans.” derken, İslâm dininin demokratik sistemlerle sıkıntısının olmadığını kaydetti. İnsanların inançlarına toplumsal hayatta saygının şart olduğunun altını çizen Jelloun, karikatür krizinin bir inancın kutsalına hakaret etmesi sebebiyle bunun “basın özgürlüğü” ya da “düşünce özgürlüğü” ile savunulamayacağını ifade etti.

11.06.2009

“AB, çocuklara İslâm’ı öğretmeli”

New York’ta iki hafta ile sürecek olan “Müslümanların Sanat ve Fikir Sesi” festivali çerçevesinde düzenlenen konferansa katılan bilim ve din adamları Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin çocuklara İslâm dinini öğretmesi gerektiği vurgulandı.

Amerikalı yazar ve CviWorld at Demos adlı NGO’nun başkanı olan Benjamin Barber konuşmasında, “Dini yalnızca insanların özel hayatına hapsetmekle laiklik olmaz.” dedi.

İngiltere, Fransa ve Amerika orijinli bilim ve din adamları Avrupa’da yaşayan 25 milyon civarındaki Müslüman kesimin yaşadıkları ülkeye entegre olabilmeleri için dinî kimliklerini elde etmede ve bunu yaşamada var olan sıkıntılarının giderilmesi gerektiğini ifade ettiler. New York Halk Kütüphanesi’nde dün akşam yapılan konferansa 300 dolayında insan katıldı. PBS dergisinden David Brancaccio’nun moderatörlüğünü yaptığı konferansa İngiltere’den İmam Abdülcelil Sacid, Fransa’dan Tahar Ben Jelloun ile Amerikalı Benjamin Barber katıldı. Avrupa’dan Geothe Enstitüsü gibi birçok kuruluşun desteği ve New York’tan da New York Halk Kütüphanesi, Türk Kültür Merkezi gibi kurumlarca sponsorluğu üstlenen programda İslâm’ın Batı medeniyetine katkıları ile bugün yaşanılan sıkıntıların varlığına vurguda bulunuldu.

Konferansın başlamasından önce Kur’ân-ı Kerim okundu ve ardından ilâhîler eşliğinde sema gösterisi yapıldı. Konferansın açılış konuşmasını AB Birleşmiş Milletler Delegasyonu Heyeti Başkanı Büyükelçi Fernando M. Valenzuela yaptı. Valenzuela, Viyana’da İslamofobya’ya karşı gözlemci heyetinin kurulduğunu hatırlattı. Büyükelçi, AB üyesi ülkelerde Müslümanlara karşı ayrımcılığın yaşandığını ve bunun engellenmesi için Avrupalı devletlerin mücadele ettiğini savundu.

Büyükelçi’den sonra kürsüye gelen ve festivalin yapılmasında büyük emeği bulunan New York Üniversitesi öğretim üyesi Mustafa Tlili, ABD Başkanı Barack Obama’nın Kahire’den yaptığı konuşmanın hem anlamlı hem de çok yararlı olduğunu kaydetti. Obama’nın konuşmasının festivale olan ilgiyi arttırdığını aktaran Tlili, İslâm’ın sevgi, hoşgörü dini olduğunu Amerikalılara anlatmayı amaçladıklarını dile getirdi. New York / cihan

DİN ÖZEL HAYATA HAPSEDİLEMEZ

Fransız laiklik anlayışını eleştirerek konuşmasına başlayan Benjamin Barber ise bunun ülkede yaşayan Müslümanların topluma entegre olmasında negatif bir etki yaptığını vurguladı. Barber, “Dini yalnızca insanların özel hayatına hapsetmekle laiklik olmaz” derken, bu konuda Amerikan laiklik anlayışının çok daha özgür olduğunu ifade etti. CviWorld at Demos Başkanı, Amerika’da hem ırk, hem de dinî kimlik edinmelerinde sıkıntı yaşamadıklarını bunun AB için de örnek teşkil etmesi gerektiğini söyledi. Barber şunları ekledi; “Amerika’ya 6 ay önce gelmiş birisi ‘ben Amerikalıyım’ dese kimse buna itiraz etmez. Ama 60 yıl Fransa’da yaşayan bir göçmen ‘ben Fransızım’ derse Fransızlar tarafından dışlanır. Bu diğer Avrupa ülkeleri içinde geçerli. Böyle ayrımcılık olunca da Avrupalı Müslümanlar haliyle yaşadıkları toplumlara entegre olmada ve kendi birikimlerini bu ülkelere taşımada ciddî sorunlar yaşıyor.”

Dinin toplumun karakteri olduğunun altını çizen CviWorld at Demos Başkanı Barber, bu sebeple Avrupa’da sorunların çözümlenemediğini ileri sürdü. Almanya, Fransa gibi ülkelere göç etmiş Portekiz, İtalyan, İspanyolların bu ülkelerde Müslümanlar kadar ayrımcılıkla karşılamadığını kaydeden Barber, bunun sebebinin de farklı dinî inancın olmasından kaynaklandığını vurguladı. Benjamin Barber, “Avrupa devletleri aynı inançta olmadıkları Müslümanların uyumu için yeterli hoşgörüde ve anlayışta değiller.” dedi.

Geçen hafta İstanbul’da konferansa katıldığını aktaran Barber, “Orada yaptığım konuşmada feministlerin hoşuna gitmeyen sözler ettim. Ben orada sorunun İslâm dininde değil dincilikte olduğunu ifade ettim” dedi. Barber ayrıca İslâm’da kadın meselesinin aslında dinden değil erkekten kaynaklanan sorun olduğunu da vurguladı. cc

11.06.2009

Reformcu Musevi’den Tahran’da dev miting

İran, seçim tarihinin en büyük ve renkli kampanyalarına sahne oluyor. En güçlü adaylardan muhafazakâr Mahmud Ahmedinejad ile reformcu Mir Hüseyin Musevî arasındaki rekabet, bu adayların taraftarları arasında da yaşanıyor. Seçmenlerin, adaylarına destek olmak amacıyla özellikle başkent Tahran’da düzenlediği miting, yürüyüş ve diğer faaliyetler gece geç saatlere kadar sürüyor. Cumhurbaşkanı Ahmedinejad taraftarlarının ardından Musevî yanlıları da büyük bir miting düzenleyerek adaylarına destek oldu. Reformcuların sembolü “yeşil” renkle donatılan stadyumu dolduran binlerce kişi, Musevî lehinde slogan attı. Şarkılar ve marşlar eşliğinde adaylarını destekleyen, çoğunluğu genç ve kadınlardan oluşan seçmenler, zaman zaman diğer adayları eleştiren sloganlar attı. Ülkenin önde gelen bazı sanatçı, yazar, aydın ve bilim adamları da mitinge katılarak Musevî’ye destek oldu. Yaklaşık 46,2 milyon kayıtlı seçmenin olduğu ülkede, 10. dönem cumhurbaşkanı seçimi 12 Haziran Cuma günü yapılacak. Tahran / aa

11.06.2009

Barak: Netanyahu hükümeti şaşırtacak

İsraİl Savunma Bakanı Ehud Barak, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun hükümetinin insanları şaşırtacağını öne sürdü. Haaretz gazetesine açıklama yapan Barak, Pazar günü Ortadoğu’da barış ve güvenlikle ilgili, hükümetinin görüşlerini açıklayacak olan Başbakan Netanyahu’nun ne söyleyeceği konusundaki soruya, “Bilmiyorum, sadece tahminlerim var, daha fazlası değil” demekle birlikte, “Başbakan’ın görüşmeleri gerçek görüşmelerdir. Bu hükümet insanları şaşırtacaktır” cevabını verdi. İsrail Savunma Bakanı, Tel Aviv’de düzenlenen bir toplantıda da Filistinlilerle iki devletli çözüm politikasına büyük destek verdi. Barak, dinleyicilerin çoğunluğunu eski ve yeni ordu mensuplarının, siyasetçilerin oluşturduğu toplantıda, ABD Başkanı Barack Obama’nın Ortadoğu’da barış anlaşmasını sağlamaya yönelik çabalarını önleyen bir ülke olmanın İsrail için yanlış olacağını vurguladı. Gerçek bir çözüme ihtiyaç bulunduğunun altını çizen Barak, “Eğer iki devletli çözümü kabul etmezsek kendimizi, azınlıkta kaldığımız, ırkçı bir politika veya devletin içinde bulacağız” dedi. Barak, “Biz yıllar boyu hep böyle bir anlaşmaya varmak için uğraş verdik ama hep karşı tarafın yüzünden bu mümkün olmadı” diye konuştu. Barak, imzalanması gereken anlaşmanın, bir “nihaî statü anlaşması” ve gelecekte tekrar (tartışmaya) açılmasına imkan vermeyecek türden bir anlaşma olması gerektiğini ifade etti. Tel Aviv / aa

11.06.2009

Özgür Gazze hareketi, Gazze’ye kitap götürecek

İsraİl’İn ablukası altında izole olan Gazze’ye götürdüğü yardımlarla adından söz ettiren Özgür Gazze Hareketi, yeni seferinde bölgeye kitap götürmeyi de planlıyor. Gazze’deki El Aksa Üniversitesi ile işbirliği yapan hareket, “okuma hakkı” kampanyası düzenliyor. İsrail’in blokajı yüzünden bölgeye “mürekkep, kâğıt ve diğer materyallerin” giremediğini belirten hareket, kitap yardımında bulunması talebinde bulundu. Yardım, kitap göndermek, kitap alınması için para yardımında bulunmak veya El Aksa’nın istediği kitapların satın alınıp verilen adrese gönderilmesi ile oluyor. İstanbul / cihan

11.06.2009

Moldova’da hükümet güvenoyu aldı

Moldova’da devlet başkanı seçimini iki turda da kaybeden Başbakan Zinadai Greceanii, güvenoyu alarak hükümeti sürdürmeyi garantiledi. Devlet Başkan Vekili Vladimir Voronin, güven oylamasının ardından yaptığı açıklamada, hükümeti kutladığını, bu zor zamanlarda çalışmalarının başarılı olmasını dilediğini söyledi. Mart 2008’de başbakanlığı üstlenen Greceanii’nin güvenoyu alıp hükümette kalması için 52 oy gerekirken, mecliste bugün yapılan oylamada 59 oy aldı. Moldova’da Nisan ayında yapılan genel seçimlerde Greceanii’nin lideri olduğu Komünistler 60, muhalefet 41 sandalye kazanmıştı. Devlet başkanlığına aday olan Greceanii, mecliste yapılan her iki tur yoklamada da muhalefetin engeliyle karşılaşarak 60 oy almış, devlet başkanı olması için gereken 61 oya ulaşamamıştı. Moldova yasalarına göre, iki turda devlet başkanının seçilmemesi durumunda genel seçime gidilmesi gerekiyor. Seçimlerin, Ağustos başında yapılması öngörülüyor. Kişinev / aa

11.06.2009

Soğuk savaşı başlatan köstebek deşifre oldu

İngİltere’nİn atom bombası teknolojisi sırlarını Sovyetler Birliği’ne ileterek Soğuk Savaş’ın başlamasına sebep olan casusun kimliği 70 yıl aradan sonra açıklık kazandı. İngiliz istihbarat birimi MI5 tarafından her adımı izlenen, ancak yakalanmadan 10 yıl süresince Sovyetler Birliği’ne İngiltere’nin nükleer teknolojisiyle ilgili bilgi taşıyan ve böylece Soğuk Savaş’ın yolunu açan “Eric” lâkaplı köstebeğin kimliğinin Engelbert Broda olduğu bildirildi. Nükleer araştırma programının merkezi konumundaki Cambridge Üniversitesi’nin Cavendish laboratuvarlarında çalışan Avusturyalı bilim adamının kimliği, KGB ile MI5’ın, 70 yıl aradan sonra ilgili dosyalarını açmasıyla ortaya çıktı. Broda, hakkındaki bütün MI5 raporlarına rağmen hiçbir zaman yakalanmadı ve yaklaşık 10 yıl süresince hem İngiltere’nin hem de ABD’nin nükleer alandaki ilerlemelerini, ayrıntılarıyla SSCB’ye iletmeyi başardı. Avusturyalı casus, 1983 yılında, 73 yaşındayken öldü ve Viyana’da toprağa verildi. Londra / aa

11.06.2009

Uçaktan 41 ceset bulundu

Brezİlya ve Fransa silahlı kuvvetlerinin, Atlas Okyanusu’na düşen Fransız Havayollarına ait Airbus uçağındaki yolculardan 13’ünün daha cesedini bulduğu ve böylece bulunan ceset sayısının 41’e çıktığı bildirildi. Brezilyalı askerî sözcü, şu ana kadar yeri tesbit edilen tüm cesetlerin sudan çıkartıldığını ve cesetlerden 16’sının ön inceleme için Fernando de Noronha adasına gönderildiğini söyledi. Cesetler buradan Recife şehrine gönderilecek ve adlî tıp uzmanları cesetlerin kimlik belirleme işlemlerine başlayacak. Sözcüye göre diğer 25 ceset Bosisio gemisinde bulunuyor. Recife / aa

11.06.2009

Irak’ta pazar yerine bomba

Irak’In başşehri Bağdat’ta, Şiîlerin yoğunlukta olduğu bölgede bomba yüklü araçla saldırı düzenlendi. Saldırıda ölü sayısı 28 oldu. Yetkililer, saldırının Bathaa şehrindeki kalabalık bir pazar yerini hedef aldığını, park halindeki aracın patlaması sonucu 40 kişinin de yaralandığını açıkladı. Ölü sayısının artmasından endişe edildiği bildirildi. Bathaa şehri, Bağdat’ın 320 kilometre güneydoğusundaki Nasiriye şehri yakınında bulunuyor. Bağdat / aa

11.06.2009

ABD, 11 bin Iraklıyı cezaevinde tutuyor

Amerİkan ordusu, Irak’ta 11 bin kişiyi cezaevlerinde tuttuğunu açıkladı. Ordudan yapılan yazılı açıklamada, iki ülke arasında imzalanan anlaşma uyarınca mahkûmların serbest bırakılması ya da Iraklı yetkililerin sorumluluğuna verilmesine devam edildiği belirtildi. Açıklamada, Cropper, Taci ve Bucca kamplarında, Amerikan ordusunun kontrolündeki cezaevlerinde toplam olarak 11 bin 57 kişinin bulunduğu kaydedildi. Bucca kampında bulunanların sayısının 8 binin altına düşmesi halinde bu kişilerin diğer iki kampa nakledilecekleri ve belirtilen açıklamada, Taci kampının 2010 başında Iraklı yetkililerin kontrolüne geçeceği ifade edildi. Cropper kampının da Ağustos 2010’da Iraklı yetkililere devredilmesi bekleniyor. Bağdat / aa

11.06.2009

DSÖ: Salgına çok yakınız

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), dünyanın, H1N1 virüsünden kaynaklanan domuz gribi salgınına “çok yakın olduğu” uyarısında bulundu. Dünya Sağlık Örgütü Başkan Yardımcısı Keiji Fukuda, katıldığı basın toplantısında, gazetecilerin virüs için verilen alarm düzeyinin ne zaman altıya yükseltileceği konusundaki sorularına verdiği cevapta “Gerçekten çok çok yakınız” dedi. Fukuda, insanların, salgın alarmına geçileceği düşüncesiyle, aşırı paniğe kapılmalarını istemediklerini belirtti. Fukuda, duruma karşı koymak için dünyayı hazırlamaları gerektiğini ve ülkelerin önlemlerini, hastalığın tehlike düzeyine göre ayarlayıp buna uygun şekilde karşı koyacaklarına güvenmek istediklerini söyledi. DSÖ, domuz gribinden ölenlerin sayısının 140’a, vaka sayısınınsa 73 ülkede 26 bin 563’e yükseldiğini bildirmişti. Cenevre / aa

11.06.2009

Makedon meclisinde etek yasağı

Makedonya parlamentosuna kadınların dizüstü etekle girmelerine yasak getirildi. Makedonya parlamentosu Başkanı Trayko Velyanovski, Genel Sekreter Jarko Denkovski ve parlamentoda grubu bulunan siyasal partilerin grup başkanları, iç tüzüğün kılık kıyafet yönetmeliğini yeniden belirledi. Yeni yönetmeliğe göre bundan sonra parlamento çalışmalarına erkekler eskisi gibi takım elbise ile katılabilecekler. Yeni yönetmelikle kadınlara ise parlamento binasına dizüstü eteklerle girmelerine izin verilmeyecek. Diz üstü etek yasağı ziyaretçilere de uygulanacak. Yönetmelikle ayrıca parlamento binasına yiyecek ve içecek maddesi sokulmasını da yasaklandı. Üsküp / aa

11.06.2009

Abhazya, Rusya’dan sınır koruması istedi

Gürcİstan’dan tek yanlı bağımsızlığını ilan eden Abhazya’nın lideri Sergey Bağapş, “Gürcistan’ın tahrik ihtimaline karşı” Rusya’dan sınırlarının korunmasını istediklerini bildirdi. Bağapş, Rus basınına yaptığı açıklamada, sınırların ortaklaşa korunması amacıyla Rusya ile anlaşma yapmalarına tepkiler geldiğini, “ancak Abhazya’nın Rusya’nın bölgedeki varlığı içinde erimeyeceğini” kaydetti. Abhaz lideri, “Gürcistan’ın tahrik ihtimaline karşı Rusya’dan sınırlarımızın güçlendirilmesini istedik” dedi. Rusya’nın ekonomik kalkınma için de kendilerine yardım ettiğini belirten Bağapş, “Buna alerjisi olanların tedavi olmaları gerekiyor. Rusya bizim gerçek ortaklarımızdan biridir” dedi. Moskova / aa

11.06.2009