11 Haziran 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Dergilerimiz

Haberler

 

Başörtüsüne karşı önyargıları yıkmalı, saygıyı güçlendirmeliyiz

Belçika’da yapılan seçimlerde bölge parlamentosuna seçilen başörtülü milletvekili Mahinur Özdemir, “Başörtüsü konusunda müthiş önyargılar var, inançlarla ilgili önyargılar var.

Medyayı, siyasetçileri, sivil toplum kuruluşlarını, okul müdürlerini bir araya getirip bu konuda neler yapılabileceği, önyargıların nasıl yıkılarak bütün toplumu kucaklayan bir eğitim sisteminin nasıl oluşturulabileceği ve her türlü ayrımcılıkla mücadelenin nasıl yapılabileceği konusunda çaba göstereceğiz” dedi. Belçİka’da Pazar günü Avrupa Parlamentosu seçimleriyle eşzamanlı düzenlenen bölgesel seçimlerde, Fransızca konuşan toplumun Merkez Hümanist Partisi’nden (CDH) Brüksel parlamentosuna milletvekili seçilen Mahinur Özdemir, “Önyargıları yıkmak gerekiyor. Başörtüsünün altında bir insan var, bir beyin var. Başörtüsünden ziyade toplumun gerçek sorunlarıyla gündeme gelmek daha önemli” dedi. Partisinin listesinde 21’inci sırada bulunmasına rağmen 3 bine yakın tercih oyuyla 11’inci sırada seçilerek Brüksel’in en genç, ilk ve tek başörtülü milletvekili olan 26 yaşındaki Özdemir, yabancı kökenli de olması sebebiyle diğer adaylardan çok daha fazla çalışarak zorlu seçim sürecini başarıyla tamamladığını anlattı. Annesi Emirdağlı, babası Konyalı olan Özdemir, diğer Türk adayların tercih ettiği Brüksel’de sayısı onbinlere ulaşan Emirdağlıların “hemşericilik” yaklaşımından daha çok Belçika toplumunun her kesimine ulaşarak ve onların desteğini alarak seçildiğini belirtti. Brüksel Serbest Üniversitesi’nde insan kaynakları bölümünü bitirdikten sonra aynı üniversitede siyaset bilimi üzerine yüksek lisans eğitimi alan Özdemir, 2004 yılında üye olduğu CDH’da teşkilât çalışmalarına katkısı sebebiyle 2006 seçimlerinde Brüksel’de Türklerin yoğun yaşadığı Schaerbeek belediyesinde meclis üyesi olması için teklif aldığını ve bundan gurur duyduğunu anlattı. Özdemir, “Başörtümü malzeme yapabilirler diye aday olup olmamayı biraz düşündüm. Başörtümden ziyade yapacağım çalışmaların ön plana çıkacağını öğrendikten sonra kabul ettim ve o dönemde tercihli oylarla 18’inci sıradan 3’üncü sıraya yükselerek kazandım” diye konuştu. “BAŞÖRTÜSÜNÜ İNANCIM GEREĞİ TAKIYORUM” ”Başörtüsünü inancı gereği taktığını” belirten Özdemir, başörtüsü tartışmalarının yoğunlaştığı dönemde görüştüğü CDH Partisi Başkanı Milquet’den “diğer milletvekillerinden farklı muamele görmeyeceği” yönünde güvence aldığını ve Valon Yeşiller (ECOLO) partisinin de başörtülü seçilmesini desteklemesiyle hem CDH yönetiminin hem kendisinin daha da rahatladığını anlattı. Özdemir, Milquet’nin “medyanın (başörtüsüne) odaklanmasından” çekindiğini fakat Belçika medyasının daha çok “kendisinin Brüksel’in en genç milletvekili adayı olmasına odaklandığını ve bundan mutluluk duyduklarını” dile getirdi. Mahinur Özdemir, milletvekilliği görevinde sadece kendisine oy verenlere değil halkın her kesimine, “dil, din, ırk ayrımı yapmadan en iyi şekilde hizmet etmeye çalışacağını” vurguladı. Belçika’daki Türkler arasında oldukça yaygınlaşan boşanmaların önlenmesi için projeler hazırladığını ve kültürler arası diyaloğu güçlendirecek çalışmalar yapacağını kaydeden Özdemir, Belçika’da okul yönetimlerine bırakılan başörtüyle eğitime genelde izin verilmemesi sebebiyle ortaya çıkan “gettolaşma ve marjinalleşmeyle” de mücadele edeceğini bildirdi. Özdemir, başörtüsüne izin veren okullarda öğrenci sayısındaki artışla eğitimin kalitesinin gerilediğini anlatarak “Bu ayrımcılıkla mücadele etmek hedeflerimiz arasında. Başörtüsü konusunda müthiş önyargılar var, inançlarla ilgili önyargılar var. Parti başkanımız ve Eşit Haklar Bakanı Milquet’nin isteği ve katkısıyla medyayı, siyasetçileri, sivil toplum kuruluşlarını, okul müdürlerini biraraya getirip bu konuda neler yapılabileceğini, önyargıların nasıl yıkılarak bütün toplumu kucaklayan bir eğitim sisteminin nasıl oluşturulabileceği ve her türlü ayrımcılıkla mücadelenin nasıl yapılabileceği konusunda çaba göstereceklerini” ifade etti. Mahinur Özdemir, “Önyargıları yıkmak gerekiyor. Başörtüsünün altında bir insan var, bir beyin var. Başörtüsünden ziyade toplumun gerçek sorunlarıyla gündeme gelmek daha önemli. Başörtülüleri bir tarafa itmek yerine toplumun her kesimine saygı ve haşgörüyü nasıl güçlendirebiliriz, bunlar tartışılmalı. Halkın işsizlik, eğitimsizlik ve konut ihtiyacı gibi gerçek sorunlarına çözüm üretmeye çalışmalıyız” şeklinde konuştu. Özdemir, Türkiye’de başörtülü milletvekili olmamasını nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine “Türkiye’nin içişleriyle ilgili konuşmak istemiyorum. Sonuçta Türkiye’ye manevî bir bağım var ama ben Brüksel milletvekiliyim, Brüksellileri temsil ediyorum” dedi.

11.06.2009


 

İsveç: Enerji faslını açalım

AB dönem başkanlığı görevini Çek Cumhuriyeti’nden gelecek ay devralmaya hazırlanan İsveç, Türkiye’nin AB üyelik müzakerelerinde enerji faslının açılması için çalışacak.

İsveç Başbakanı Fredrik Reinfeldt, Brüksel’de basına yaptığı açıklamada, enerji faslının açılmasını isteyerek, “Avrupa artık enerjiyi çok konuşuyor ve bu konu Türkiye’yle yakından ilgili. O halde (enerji faslının açılması) ilginç olur” dedi. Reinfeldt, enerji faslının açılması umudunu dile getirerek, “Türkiye ile enerji müzakerelerine girmek (AB için de) herkes açısından akıllıca olur. Fakat bunun için (üye ülkelerden) daha geniş desteğe ihtiyacımız olacak” diye konuştu. Reinfeldt, AB içindeki farklı görüşler nedeniyle İsveç’in dönem başkanlığı süresinde Türkiye ile müzakereleri ilerletmeyi başarıp başaramayacaklarını bugünden söylemenin mümkün olmadığını da ifade etti. Brüksel / aa

11.06.2009


 

Üniversitede Kürtçe bölümü

YaklaşIk 2 yıl önce kurulan son 23 üniversite arasında yer alan ve ismini, şehre çok sayıda tarihi miras bırakan Artukoğulları beyliğinden alan Mardin Artuklu Üniversitesi, Orta Doğu’nun en büyük ‘’sosyal bilimler üniversitesi’’ olma hedefiyle çalışmalarına hızla başladı.

Üniversite, Türkiye’nin ilk Kürt Dili ve Edebiyatı ile Süryani Dili ve Edebiyatı bölümlerinde öğretim vermeye hazırlanıyor.

Rektör Prof. Dr. Serdar Bedii Omay, Mardin-Diyarbakır kara yolunun 12. kilometresinde tahsis edilen 4 bin 300 dönümlük alanda üniversite kampüsünün yapılacağını belirterek, temel atma çalışmalarına kısa süre sonra başlanacağını söyledi.

Kampüsü 5 yılda tamamlamayı hedeflediklerini ve bunun için devlet kaynaklarının yanı sıra Mardinli hayırsever iş adamlarından da büyük destek gördüklerini vurgulayan Prof. Dr. Omay, şöyle dedi:

‘’Yerleşke için çok güzel bir mimarî proje hazırladık. Mardin’in tarihî yapısına uygun şekilde olacak. Mardin’in çok dilli ve çok dinli yapısına uygun olacak şekilde yerleşkede bir cami, Süryani şapeli (kilise) ve küçük bir Yezidi tapınağı olacak. Midyat ilçesinin bazı yerlerinde Yezidi vatandaşlarımız yaşıyor. Tarihte Mardin Yukarı Mezopotamya’nın en büyük üniversite merkezidir. 19. yüzyılda 13 medresenin bulunduğu bir kenttir. Bu bilim geleneği bu kampüsümüzde yeniden canlanacak. Tüm Mardinliler, 30 yıllık hayallerinin gerçekleşmesi nedeniyle üniversiteye büyük destek veriyor.’’

Rektör Omay, şu anda Mimarlık ve Mühendislik Fakültesi’ndeki öğrencilerinin Diyarbakır Dicle Üniversitesinde eğitim gördüğünü kaydederek, Fen Edebiyat Fakültesi için de 50’ye yakın araştırma görevlisi aldıklarını bildirdi.

“ÖN HAZIRLIKLAR TAMAMLANDI”

Artuklu Üniversitesi’nin vizyonunu ve ufkunu ‘’sosyal bilimler üniversitesi’’ olarak belirlediklerini ve bu üniversitenin, Orta Doğu dillerinde eğitim yapan bir uluslar arası üniversiteye dönüşebileceğini umut ettiklerini kaydeden Omay, bu amaçla Fen Edebiyat Fakültesi bünyesinde Kürtçe, Arapça, Farsça ve Süryanice bölümler oluşturacaklarını ifade etti. Prof. Dr. Omay, bunun için ilk başta dünyada üzerinde yeteri kadar durulmamış ‘’Kürtçe ve Süryanice’’ dillerine öncelik vermeyi kararlaştırdıklarını anlatarak, şöyle konuştu: ‘’Bunlardan Süryanice semitik dillerin Arami dil grubundan ve bölgemizde konuşulan bir dildir. Kürt Dili ve Edebiyatı bölümünün öncelikle kurulması için çalışmalarımız sürüyor. Ön hazırlıkları tamamladık. YÖK’e onay için başvuru yapacağız. YÖK’ün onayının ardından bu yıl bu bölümü kuracağız. 2010 yılında 20 öğrenciyle bölümde öğretime başlamayı planlıyoruz. Bunun için Irak’ın kuzeyindeki Dohuk ve Kerkük üniversiteleri ile Arapça bölümü için de Şam Üniversitesi ile ön anlaşma imzaladık. Kürt Dili ve Edebiyatı için bize hoca desteği verecekler. Onların da bizden Türk Dili ve Edebiyatı bölümü kurulması konusunda talepleri oldu. Biz de bu konuda onlara destek vereceğiz. Süryani Dili ve Edebiyatı ile ilgili Süryanice eğitim yapan bölümlerle ilişki kuruyoruz. Kürt Dili ve Edebiyatı bölümü açılması ile ilgili çalışmalarımızda yerel ve ulusal bağlamda büyük destek görüyoruz.’’

“MEZUN OLACAKLAR İŞ BULMA SIKINTISI YAŞAMAZ”

Rektör Prof. Dr. Omay, Kürt Dili ve Edebiyatı bölümünde görev almak üzere Diyarbakır Dicle ve Ankara Bilkent Üniversitelerinden 2 öğretim üyesini kadrolarına aldıklarını ve bu 2 öğretim üyesinin Kürt Dili ve Edebiyatı üzerine çalışması bulunan akademisyenler olduğunu söyledi. Türkiye’nin son dönemde büyük bir değişim içerisinde olduğuna işaret eden Prof. Dr. Omay, bu ve bu kapsamda demokratik açılımlar yapıldığını vurguladı.

“EĞİTİME HAZIRIZ”

Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde görev alacak olan Yrd. Doç. Dr. Selim Temo Ergül, Kürtçe’nin Kırmanci, Sorani, Zazaki ve Gorani olmak üzere 4 lehçesinin bulunduğunu belirtti. Kürt edebiyatının klâsik olarak M.S. 7. yüzyıldan sonra başlayan ve çok sayıda yazarı, şairi, divanı, mesnevisi ve mevlidi bulunan bir edebiyat olduğunu ve modern edebiyata uyarlandığını söyledi. Bölümde master ve doktora bölümlerinin de olacağını kaydeden Ergül, ‘’Her yönüyle eğitime hazırız’’ diye konuştu.

11.06.2009


 

Ergenekon’da 100. duruşma

Emeklİ Tuğgeneral Veli Küçük, İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek ve eski İstanbul Üniversitesi (İÜ) Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu’nun da aralarında bulunduğu 86 sanığın yargılandığı ‘’Ergenekon’’ davasında 100. duruşma bugün yapılacak.

Derlenen bilgilere göre, ‘’Ergenekon’’ davası için ilk aşama, yeni bir heyetin oluşturulmasıyla başladı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin asıl heyeti, sadece bu davaya bakmakla görevlendirildi. Mahkeme, bugünkü duruşmayla yaklaşık 7,5 ayda 100 duruşma yapmış olacak. Ağır ceza mahkemelerinde bir davada yılda 4 duruşma yapıldığı göz önünde bulundurulduğunda ‘’Ergenekon’’ davasında adeta 25 yıllık bir yargılama gerçekleştirilmiş sayılacak. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’ndeki gerekli düzenlemeler yapılan duruşma salonunda görülen ‘’Ergenekon’’ davasının ilk duruşması, 20 Ekim 2008 tarihinde yapıldı.

İlk duruşmada, 60 avukat, 88 sanık ve 79 izleyici koltuğu bulunan salonun küçük olması sebebiyle izdiham yaşanırken, sanık avukatlarından, mahkemenin üyesi Sedat Sami Haşıloğlu’nun reddine yönelik talepler geldi. Sanıkların savunmalarının alınmasına ise 12. duruşmanın yapıldığı 11 Kasım 2008 tarihinde başlandı. Tutuklu sanıklarla birlikte ifadeleri alınan Ali Yiğit ve Semih Tufan Gülaltay dışındaki tutuksuz sanıklardan, aralarında Sadet Peker ve Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu’nun da bulunduğu 33’ünün savunması ise 94. duruşmada sona erdi. Prof. Dr. Alemdaroğlu’nun avukatı Metin Çetinbaş’ın yazılı olarak hazırladığı savunmasını tamamlamasının ardından, davanın tutuksuz sanıkları İlhan Selçuk, Ferit İlsever ve avukat Fuat Turgut ile haklarında yakalama kararı bulunan 2 sanığın ifadelerinin alınmasına geçilecek.

‘’Ergenekon’’ davasında ilk tahliye kararı, 15. celsenin yapıldığı 18 Kasım 2008 tarihinde verildi. Mahkeme, Mahmut Öztürk’ün serbest bırakılmasını kararlaştırdı. Tutuklu sanıklardan Gazi Güder 25. celsede, Muammer Karabulut, Vedat Yenerer ve Orhan Tunç 41. celsede, Sami Hoştan, Serhan Bolluk ve Abdulmuttalip Tonçer 53. celsede, Vatan Bölükbaşoğlu ve Hüseyin Gazi Oğuz 65. celsede, Bekir Öztürk, Abdullah Arapoğulları, Rasim Görüm, Oğuz Alparslan Abdülkadir ve Halil Behiç Gürcihan ise 83. celsede tahliye edildi.

SAĞLIK SORUNLARI

SEBEBİYLE TAHLİYELER

‘’Ergenekon’’ soruşturması kapsamında tutuklanan iş adamı Kuddusi Okkır, 3 Temmuz 2008 tarihinde tutuklu bulunduğu Tekirdağ F Tipi Cezaevi’nden Edirne Tıp Fakültesi Hastanesine kaldırılmış ve 6 Temmuzda aynı hastanede hayatını kaybetmişti. Sağlık sorunları sebebiyle tutuklu sanıklardan Ayşe Asuman Özdemir 17 Temmuz 2008, Ferit İlsever de 29 Ağustos 2008, emekli Orgeneral Şener Eruygur 21 Eylül 2008, emekli Orgeneral Hurşit Tolon ise 6 Şubat 2009’da tarihinde tahliye edilmişti. Prof. Dr. Erol Manisalı da soruşturma kapsamında 17 Nisan 2009 tarihinde tutuklandıktan sonra cezaevinde rahatsızlanmış ve kaldırıldığı hastanede ameliyat olmuş, daha sonra da tahliye edilmişti.

‘’ERGENEKON ŞEMASI’’ VE

DANIŞTAYA SALDIRI DÂVÂSI

Dava dosyasının delil klasörleri arasında bulunan ve mahkemenin isteği üzerine de Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) tarafından ‘’çok gizli’’ ibareli olarak gönderilen ‘’Ergenekon şeması’’ ve bilgi notları ile kitapçıklar üzerinde inceleme yapan mahkeme heyeti, çizelgedeki kimi kişilerin sosyo-ekonomik ve siyasi konumları, üzeri kapalı kişilerin saygınlıkları ve haklarının zedelenme olasılığı, belgelerin orijinal ve açık haliyle açıklanmamasının, yargılaması sürdürülen sanıkların savunmasına herhangi bir şekilde kısıtlama getirmeyeceğini dikkate alarak, bu belgelerin orijinal haliyle açıklanmamasına karar verdi.

Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtayın bozma kararı doğrultusunda Danıştaya saldırı davasının ‘’Ergenekon’’ davasıyla birleştirilmesine karar vererek, dosyayı İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine gönderdi.

Fatih Cumhuriyet Başsavcılığından gelen Tuncay Güney ile ilgili VHS kasetinde, Güney’in 2001

yılında alınan emniyet ifadesi ve görüntüleri çıktı. Yine MİT’e bir ihbar mektubuyla gönderilen, MİT’in de mahkemenin talebi doğrultusunda gönderdiği 6 adet CD içinde de Tuncay Güney’in ses CD’si yer aldı. Mahkeme heyeti, bu CD’de Güney’e işkence yapıldığı anlaşıldığı gerekçesiyle ifadeyi alan görevliler hakkında suç duyurusunda bulundu.

Duruşmaya katılan sanık avukatlarından Ertaç Giray ve Hüseyin Buzoğlu da ‘’Ergenekon’’ soruşturması kapsamında gözaltına alınırken, yine avukat olarak duruşmaya gelen Levent Göktaş da gözaltına alınarak tutuklandı. TBMM Araştırma Komisyonu’nun hazırladığı ‘’Susurluk kazası’’ ile ilgili rapor da dava dosyasına geldi.

2. İDDİANAME

Devam eden soruşturmalar nedeniyle sanıkların sayısı artacağı için Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’nin girişine spor salonu yapıldı. Spor salonunun içi duruşma salonu şeklinde düzenlenirken, 20 Temmuz 2009 tarihinde başlayacak ‘’Ergenekon’’ soruşturmasının 2. iddianamesi kapsamındaki yargılama burada yapılacak.

Mahkeme heyeti, bazı yazılı ve görsel basında yapılan ‘’ETÖ’’ kısaltmasına sanıkların ve avukatların tepkisi üzerine ‘’iddia olunan Ergenekon örgütü’’ şeklinde yazılmasını kararlaştırdı. Mahkeme heyeti, ‘’ETÖ’’ şeklinde yayın yapan kurumlar hakkında da savcılığın yasal işlem yapmasını istedi. İstanbul / aa

11.06.2009


 

Gül: Hukuk bürosu inceliyor

CumhurbaşkanI Abdullah Gül, mayınlı arazilerin temizlenmesine ilişkin 5903 sayılı kanunun Cumhurbaşkanlığı hukuk bürosu tarafından incelenmesinin sürdürdüğünü belirterek, ‘’İşin siyasî yanı ayrı. Bir de teknik yanı vardır. Anayasamıza olan uygunluğu... Bütün bunlar değerlendirilmektedir. Değerlendirilince benim önüme gelecektir, henüz o bitmemiştir. Dosya henüz önüme gelmedi benim’’ dedi.

Cumhurbaşkanı Gül ve resmî ziyaret için Türkiye’de bulunan Singapur Cumhurbaşkanı Sellapar Ramanathan, baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından Çankaya Köşkü’nde ortak basın toplantısı düzenlediler. Cumhurbaşkanı Gül açıklamalarının ardından, Türkiye-Suriye sınırındaki mayınlı arazinin temizlenmesine ilişkin kanunla ilgili eleştirilerin hatırlatılan gazetecinin, ‘’İncelemeniz hâlâ sürüyor mu? Kullanım ile ilgili maddeye yönelik sizin de bir endişeniz var mı?’’ sorusu üzerine konunun TBMM’de enine boyuna tartışıldığını, görüşlerin dile getirildiğini ve yapılan oylamadan sonra kanunun Cumhurbaşkanlığına gönderildiğini söyledi. ‘’Ben bu yasayla ilgili tartışmaları takip ettim, çünkü bu geçmişi olan bir işti’’ diyen Cumhurbaşkanı Gül, 1990’lı yıllarda mayınlı arazinin temizlenmesiyle ilgili olarak Genelkurmay Başkanlığına görev verildiğini, o dönemde Kara Kuvvetleri Komutanlığında bir birim kurulduğunu, dünyanın dolaşıldığını ve dünya firmalarının Türkiye’ye gelerek konuyla ilgili sunumlar yaptığını anlattı. Gül, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Daha sonra ‘Savunma Bakanlığı bu işi yapsın, Kara Kuvvetlerinin yapması uygun değil’ denmiştir. Savunma Bakanlığı da çalışmalarını yapmış, ondan sonra ‘Bu iş Maliye Bakanlığı tarafından yapılırsa daha iyi olur’ denmiştir. Bu süreçleri biliyorum, ben de yaşadım. Son tartışmaları da takip ettim. Şimdi Cumhurbaşkanlığı olarak hukuk büromuz, bunu inceliyorlar, değerlendiriyorlar. İşin siyasî yanı ayrı. Bir de teknik yanı vardır. Anayasamıza olan uygunluğu... Bütün bunlar değerlendirilmektedir. Değerlendirilince benim önüme gelecektir, henüz o bitmemiştir. Dosya henüz önüme gelmedi benim.’’ Ankara / aa

11.06.2009


 

Okullarda tatil heyecanı

İlköğretim ve ortaöğretim okullarındaki yaklaşık 15 milyon öğrenci yarın karne alarak yaklaşık 3,5 ay sürecek yaz tatiline başlayacak.

2008-2009 eğitim-öğretim yılı 12 Haziran 2009'da tamamlanacak. İlköğretim ve liselerde öğrenim gören 15 milyona yakın öğrenci ile 600 bin civarındaki öğretmen, ''180 günlük'' eğitim-öğretim maratonunu tamamlayarak, yaz tatiline çıkacak. 2009-2010 eğitim-öğretim yılı 24 Eylül 2009 Perşembe günü başlayacak.

11.06.2009


 

Opuz kararı hukukun yavaşlığını gösteriyor

KadInI koca dayağından koruyamayan Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından mahkûm edilmesini ele alan İngiliz The Independent gazetesi, bu olayla birlikte Türkiye’nin sabıkalı insan hakları sicilinin yeni bir darbe aldığı yorumunu yaptı. Türkiye’nin kocasının sürekli şiddetine maruz kalan Nahide Opuz’u (Akgün) koruyamadığını yazan gazete, ilk kez aile içi şiddetten yargılanan Türkiye’nin mahkûm edildiğinin altını çizdi. Gazeteye konuşan dâvâya şahitlik eden İnsan Hakları Yasal Koruma Direktörü Andrea Coombers, bu adımın geç kalınmış bir adım olduğunu söyledi. Bu olayın sadece Türkiye ile ilgili bir olay olmadığını belirten Coombers, konuyla ilgili gazeteye yaptığı açıklamada, “Bu AİHM tarafından atılmış ileriye yönük önemli bir adımdır” dedi. Bu arada Türkiye’de yasalara göre nüfusu 50 binden fazla olan yerleşim yerlerinde kadın sığınabileceği merkezlerin açılması gerektiğini yazan The Independent, ancak bunun belediye başkanları tarafından “keyfi ve isteğe bağlı” olarak görüldüğüne dikkat çekti. Türkiye’nin aile içi şiddetle ilgili hukuku 1998 yılında gözden geçirdiğini ve yeni düzenlemeler yaptığına dikkat çeken gazete, “Ancak Nahide Opuz’un olayı mantalitenin ve uygulamaların ne kadar hukukun gerisinde olduğunu gösteriyor” yorumunu yaptı. Londra / cihan

11.06.2009


 

Tersanelerdeki işçi ölümlerine protesto

Lİman Tersane Gemi Yapım Onarım İşçileri Sendikası (Limter-İş) üyesi bir grup, Tuzla Tersaneler Bölgesi’nde meydana gelen işçi ölümlerini protesto etti. Tuzla Çelik Tekne Tersanesi önünde toplanan grup, ‘Sertifika değil işçi sağlığı, iş güvenliği ve iş güvencesi istiyoruz” yazılı pankart açarak, çeşitli sloganlar attı. Grup adına yapılan basın açıklamasında, 2 gün önce bir geminin boyanması sırasında patlama sonucu vefat eden Hüseyin İbir ve diğer işçi ölümlerinin bir cinayet olduğu ileri sürülerek, “Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın tersanelerde sertifikalı işçi çalıştırma zorunluluğu talimatının hemen ardından meydana gelen bu patlama, iş güvenliği tedbirlerinin yeteri kadar alınmadığı şartlarda sertifikanın tek başına işe yaramayacağını göstermiştir. 2009 yılının 6 ayında tersanelerde 7 işçi arkadaşımızın ölümü, tersanelerde iş cinayetlerinin üretim yoğunluğundan değil, işçi sağlığı, iş güvenliği ve işçilerin hayat haklarının, yasaların değil tersane patronlarının ve taşeronların inisiyatifine bırakılmasından kaynaklandığı bugün daha açık görülmektedir” denildi. Grup, açıklamanın ardından dağıldı. İstanbul / aa

11.06.2009


 

Belediyelere, 10 milyar 82 milyon lira yardım

İçİşlerİ Bakanı Beşir Atalay, 1 Temmuz 2008 yılından itibaren belediyelere 10 milyar 82 milyon lira kaynak aktarıldığını bildirdi. Atalay, MHP Hatay Milletvekili Turan Çirkin’in, “1 Temmuz 2008 tarihinden itibaren mahallî idarelere aktarılan malî kaynak miktarının ne kadar olduğuna” yönelik yazılı soru önergesini cevapladı. Bakan Atalay, İller Bankası verilerine göre 1 Temmuz 2008 tarihinden itibaren, belediyelere 10 milyar 82 milyon 718 bin liralık yardım yapıldığını ifade etti. Atalay, ağustos ayından itibaren ise büyükşehir ilçe belediyelerine 9 milyar 922 milyon 148 bin lira kaynak aktarıldığını belirtti. Atalay, verilen yargı kararı uyarınca 2009 yılı Mart ayında yapılan mahallî idareler seçimlerine katılan ve tüzel kişiliğini koruyan bütün belediyelere yasal paylarının gönderilmesine devam edildiğini kaydetti. Ankara / aa

11.06.2009


 

Gazze’nin imarı İstanbul’dan başlayacak

17-18 Haziran tarihlerinde “Uluslararası Gazze’nin Yeniden İmarı Konferansı” İstanbul’da gerçekleştirilecek. Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen basın toplantısında Filistin Platformu Başkanı Erol Yarar, Gazze İmar Derneği Başkanı Ahmet Fedaioğlu, Yönetim Kurulu Başkanı Warel Al-Sakka, Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Abu Obadiah Hafız ve Hazırlık Komisyonu Başkanı Badi M. Al Rafi’ah Uluslararası Gazze’nin Yeniden İmarı Konferansı ile ilgili bilgiler verdiler. Platform Başkanı Yarar, Türkiye Gönüllü Kültür Teşekkülleri Vakfı (TGTV)’nın, başkenti Kudüs olan bir Filistin devleti kurulması hedefini paylaşan Dünya’daki ve Türkiye’deki sivil toplum kuruluşlarını tek çatı altında toplayarak, bu yönde ilgili siyasî otoriteleri etkin çalışmalara yönlendirmek üzere altı ay önce Filistin Platformunu kurduğunu ve başkanlığına kendini getirdiklerini söyledi. Platformun amaçlarından bahseden Yarar, ilk olarak merkezi Londra’da bulunan Uluslar arası Gazze’nin Yeniden İmarı Komisyonu ile birlikte İstanbul’da 17-18 Haziran 2009 tarihlerinde Haliç Kongre Merkezi’nde Uluslararası Gazze’nin Yeniden İmarı Konferansı düzenleyeceklerini bildirdi. Yarar konferansın, 400’ü yurtdışından olmak üzere 600’ü Türk işadamı ve sivil toplum temsilcisinin katılımıyla gerçekleştirileceğini söyledi. Konferansta, imar projesi fizibilitesi yapılmış, mühendislik altyapısı ve yapı kılavuzu oluşturulmuş 460 somut projenin, Türk ve uluslar arası iş adamları ile ilgili kuruluşların desteklerine sunulacağını belirten Yarar, şunları kaydetti: “Bu özelliğiyle Filistin sorununa ilk defa çok daha derinlikli, somut ve özgün bir yaklaşım sergilenmiş olacak, Filistinlileri hayatta kalmanın bile zor olduğu şartlara terk etmenin ötesinde onlara medeni anlamda “insanca yaşama” imkânı sunmaya odaklanılacaktır. Böylece duyarlı Türk işadamlarının da desteğiyle Gazze’de yıkılan hastanelerin, okulların, sosyal alanların ve konutların yeniden inşası mümkün olabilecektir.”

Yarar, toplantı amaçlarının takibi ve gerçekleştirilmesine yönelik olarak halihazırda merkezi Londra’da bulunan Uluslararası Gazze’nin Yeniden İmarı Komisyonu’nun Türkiye ayağı olmak üzere İstanbul’da Gazze’nin İmarı Derneği’ni de kurduklarının altını çizdi.

100 Avro’luk temsilî çekler hazırladıklarını ve isteyenlerin bu çekleri 100 avro karşılı alarak bağış yapabileceğini belirten Yarar, insanların, STK’ların bağış kuruluşlarının bağış yapabileceği, imar ve inşaat fonu oluşturmak istediklerini de dile getirdi. Sadece özel davetlilerin katılacağı Konferans’ta iş adamları ve STK temsilcileri proje tutarı 2 Avro ile 15 milyor Avro arasındaki projelerin yapımını üstlenebilecek.

11.06.2009


 

Yeşiller: Türkiye reformlara devam etmeli

Avrupa Parlamentosu (AP) Yeşiller Grubu sözcüsü Helmut Weixler, AB standartlarına gelinmesi için Türkiye’de demokratik ve ekonomik reformların devam etmesi gerektiğini belirterek, “Üyelik müzakereleri sürdürülmelidir” dedi. Yeşiller Grubu sözcüsü Weixler, ABHaber’e AP seçimlerini değerlendirdi. Helmut Weixler, şunları kaydetti: ‘’Avrupa seçimlerinde sonuçlar karmaşıktır. Aşırı sağ partilerde Hollanda, Avusturya ve İskandinav ülkelerinde büyük oy artışı gerçekleşirken, diğer yandan Fransa ve Belçika gibi ülkelerde aşırı sağ partiler seçimleri kaybetmiştir. Türkiye- AB ilişkileri konusunda ise AB standartlarına gelinmesi için Türkiye’de demokratik ve ekonomik reformlar devam etmeli ve üyelik müzakereleri sürdürülmelidir. Türkiye için Yeşiller Grubunun mesajı reformlara devam etmeleri, insan hakları ve azınlık haklarını güvence altına almaları ve AB üyeliği yoluna devam etmeleridir.”

11.06.2009


 

MAZLUMDER’den adaletsizliğe protesto

İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (MAZLUMDER) Ankara Şubesi, ‘’ÖSS’ye başörtülü öğrencilerin alınmamasını’’ protesto etti. Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) önünde toplanan MAZLUMDER Ankara Şube üyesi bir grup, ‘’Ayrıcalık da istemiyoruz, ayrımcılık da’’, ‘’İnanca saygı, başörtüye özgürlük’’ yazılı pankartlar açtı. ÖSYM’nin kararını protesto için bir dakika boyunca düdük çalan gruptakiler adına basın açıklamasını okuyan MAZLUMDER Ankara Şube Başkanı Üstün Bol, ÖSS ile ‘’eğitimin dershaneler aracılığıyla paralı hale getirilmesinin’’ yanı sıra başörtülü vatandaşların ‘’haklarının da gasp edildiğini’’ belirtti. Bol, şöyle konuştu: ‘’Öğrencilerin geleceklerinin 3 saatlik sınava bağlandığı yetmezmiş gibi bu üç saatlik sınavda tehdit olarak algılanan kimi öğrencilerin haklarının fütursuzca çiğnenmesi kabul edilemez. Bu yetmezmiş gibi başını örten öğrencilerin sınava alınmayacak olması, bir başka ayrımcılık örneğidir. Herhangi bir yasal düzenleme olmaksızın kılık kıyafetleri nedeniyle sınava girişleri engellenen veya başörtülerini açmaya zorlanan öğrenciler bina sorumlusu, salon başkanı ve gözetmenler hakkında savcılıklara suç duyusunda bulunabilirler.’’ Ankara / aa

11.06.2009


 

“Tam Gün Yasa Tasarısı’’ için Bakandan destek istediler

SağlIk-Sen Genel Başkanı Mahmut Kaçar ve sendikanın merkez yöneticileri, Sağlık Bakanı Recep Akdağ’dan ‘’Tam Gün Yasa Tasarısı’’ ile ilgili mücadelelerine destek olmasını istedi. Sendikadan yapılan yazılı açıklamaya göre, Sağlık-Sen Genel Başkanı Kaçar ve sendikanın merkez yöneticileri Akdağ’ı ziyaret etti. Kaçar ve beraberindekiler, Akdağ’dan tasarıyla ilgili mücadelelerine destek olmasını istedi. Kaçar, Sağlık Bakanlığınca hazırlanan ‘’Tam Gün Yasa Taslağı’’nın büyük ölçüde Sağlık-Sen’in taleplerini karşıladığını, ancak Başbakanlıktan TBMM’ye gönderilen tasarıda çalışanların haklarının önemli bir bölümünün çıkarıldığını iddia etti. Kaçar, ‘’Tam Gün Yasası’’nı önemli bir reform olarak gördüklerini belirtti. Ankara / aa

11.06.2009


 

3 bombacıya 11’er kez müebbet, bin 470 yıl hapis

DİyarbakIr’da yaklaşık 3 yıl önce 7’si çocuk 10 kişinin ölümüyle sonuçlanan patlamayı planlayıp gerçekleştirdikleri gerekçesiyle tutuklanan 3 sanıktan 2’si hakkında 11’er kez ağırlaştırılmış müebbet ile 625’er yıl, 1 sanığın da 845 yıla kadar hapsi istendi. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, Bağlar ilçesi Koşuyolu Caddesi’nde 12 Eylül 2006 günü meydana gelen ve 7’si çocuk 10 kişinin ölümüyle sonuçlanan ‘’Koşuyolu katliâmı’’ ile ilgili yürüttüğü soruşturmayı tamamlandı. Özel yetkili bir savcı tarafından hazırlanan 32 sayfalık iddianame, 5. Ağır Ceza Mahkemesine sunuldu. İddianame, mahkemece kabul edildi. İddianamede, 2 sanığın 11’er kez ağırlaştırılmış müebbet ile 625’er yıl, 1 sanığın da 845 yıla kadar hapsi istendi. Sanıkların saldırıyı, terör örgütü PKK’nın amacı ve hedefleri doğrultusunda güvenlik güçlerini hedef alarak yapmaya karar verdikleri kaydedildi. Ppatlamanın ardından sanıkların açmış oldukları ‘’www.turkintikamtugayi.8m.com’’ sitesine bombanın fotoğraflarını aktardıkları ve saldırıyı Türk İntikam Tugayı (TİT) adına üstlendikleri belirtildi. Diyarbakır / aa

11.06.2009


 

Nüfus müdürü bunu yaparsa

Kastamonu’nun Taşköprü İlçesi Nüfus Müdürü İlhan Bakırcı, başkasının bilgileriyle çıkardığı kimliği kullanarak kredi çektiği ve görevde sahtecilik yaptığı iddiasıyla tutuklandı. Edinilen bilgiye göre, Taşköprü Nüfus Müdürlüğü yapan Bakırcı, başka bir vatandaşın bilgileriyle kendisine nüfus cüzdanı çıkartarak bu kimlikle Kastamonu’daki bir banka şubesinden kredi çekti. Ancak kimlik bilgileri kullanılan vatandaşın, tesadüfen uğradığı bankada durumu öğrenmesi ve yaptığı suç duyurusunun ardından İlhan Bakırcı açığa alınarak hakkında soruşturma başlatıldı. Dün sabah saatlerinde Kastamonu Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık Şubesi ekipleri tarafından evinden alınan Bakırcı, ifadesinin alınmasının ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Taşköprü / aa

11.06.2009


 

Louai Sakka’nın müebbet hapis cezasına onama

YargItay 9. Ceza Dairesi, terör örgütü El Kaide’nin “Türkiye yapılanması içerisinde yer alarak, 15 ve 20 Kasım 2003’de İstanbul’daki bombalı saldırıları yaptıkları” öne sürülen sanıklara ilişkin dâvâda, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin kararını, bazı sanıklar yönünden onadı, bazı sanıklar yönünden bozdu. Yargıtay 9. Ceza Dairesi, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin, “örgüt yöneticisi olmak” suçundan sanıklar Louai Sakka, Fevzi Yitiz, Yusuf Polat ve Harun İlhan’a verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile Adnan Ersöz ve Osman Eken hakkında verilen müebbet hapis cezasını onadı. Daire, sanıklardan Seyit Ertul’a, “El Kaide terör örgütünün Konya bölgesindeki grubunu kurmak ve yönetmek” suçundan verilen 18 yıl hapis cezasının da onanmasına karar verdi. Ankara / aa

11.06.2009


 

Yüksekova Jandarma Komutanlığı’na roketli saldırı

HakkÂrİ’nİn Yüksekova ilçesinde Jandarma Komutanlığı’na bağlı askeri lojmanlara roketli saldırı düzenlendi. 2 roketin kullanıldığı olayda ölen ya da yaralanan olmadı. Edinilen bilgilere göre, olay Esendere yolu üzerindeki İpek Caddesi’nde meydana geldi. Gece geç saatlerde roketli saldırı düzenleyen teröristler, karanlıktan faydalanarak izlerini kaybettirdi. Yapılan roketli saldırının ardından olay yerine çok sayıda Özel Harekat Şube Müdürlüğü’ne bağlı timler görevlendirildi. Operasyonların devam ettiği bölgede geniş güvenlik önlemleri alındı. Hakkâri / cihan

11.06.2009


 

Avusturya’dan gelen çocukta domuz gribi şüphesi

Avusturya’dan Türkiye’ye gelen bir çocuk, H1N1 virüsü şüphesiyle Ankara’da gözlem altına alındı. Edinilen bilgiye göre, Avusturya’dan Türkiye’ye gelen ve kimliği henüz belirlenemeyen 4 yaşındaki bir çocuk, önceki gün akşam saatlerinde domuz gribi şüphesiyle Dr. Sami Ulus Kadın Doğum, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne getirildi. Burada bir süre ambulansta bekletilen çocuk, daha sonra hastaneye kabul edildi. Çocuktan alınan kan örneklerinin Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı’na gönderildiği bildirildi. Ankara / aa

11.06.2009


 

Keneden bir ölüm daha

OndokuzmayIs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Hastanesinde Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı şüphesiyle tedavi gören bir kişinin öldüğü bildirildi. Edinilen bilgiye göre, geçen hafta Amasya’nın Merzifon ilçesinden OMÜ Tıp Fakültesi Hastanesine sevk edilen Y.A. (46), müdahaleye rağmen kurtarılmadı. OMÜ Rektör Danışmanı ve Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Leblebicioğlu, verdiği bilgide, çiftçilikle uğraşan söz konusu hastanın keneyi kendisinin çıkarması sonucu hastalığı kaptığının belirlendiğini söyledi. Leblebicioğlu, testleri pozitif çıkan hastanın aşırı kanama sonucu vefat ettiğini bildirdi. Samsun / aa

11.06.2009


 

2 milyon adet lamba ile 960 kwh enerji tasarrufu

Okullara dağıtılan enerji tasarruflu lambalarla 960 milyon kwh enerji tasarrufu yapılacağı bildirildi. OSRAM Türkiye üst yöneticisi (CEO) Erol Kırılmaz, yaptığı yazılı açıklamada, açılan ihaleyi kazanarak 20 ilde okullara dağıtılan 2 milyon adet tasarruflu lamba ile yılda 960 KWH enerji tasarruf edileceğini kaydetti. Kamuya ait işyerlerinde enerji tasarruflu lambalara geçişten sonra, okullar kanalıyla haneleri hedef alan kampanyalar yapılmasının önemine değinen Erol Kırılmaz, açıklamasında, ihale kapsamında öngörülen toplam 2 milyon adet enerji tasarruflu 20 Wat gücündeki tasarruflu lambanın tamamının okullara teslim edildiğini ifade etti. Kayseri / aa

11.06.2009


 

‘Sınav kimlik belgesi’ kuyruğu

Öğrencİ Seçme Sınavı’na (ÖSS) birkaç gün kala sınava giriş ve kimlik belgesini kaybeden veya ellerine ulaşmayan adaylar, ÖSYM’nin Bilkent’teki binasında uzun kuyruklar oluşturdu. Adayların, 14 Haziran Pazar günü gerçekleştirilecek ÖSS’ye girebilmesi için yanlarında mutlaka 2009-ÖSS sınava giriş ve kimlik belgelerinin bulunması gerekiyor. Bu belge olmadan adaylar sınava alınmıyor. Belge ellerine ulaşmayan veya kaybeden adaylar, ÖSYM sınav merkezi yöneticiliklerine başvurarak 3 TL karşılığında yenisini çıkarabiliyor. Sınava az bir süre kaldığı için adayların bu belgeyi mutlaka sınav merkezi yöneticiliklerinden şahsen veya bir yakınları aracılığıyla almaları gerekiyor, belgeler postayla gönderilmiyor. Sınava giriş ve kimlik belgesi çıkarmak isteyen adayların, ÖSS kılavuzundaki ‘’Genel amaçlı dilekçe örneği’’ni doldurarak ÖSYM’ye başvurmaları ve bu dilekçenin işleme konabilmesi için ÖSYM’nin T.C. Ziraat Bankası Ankara Güvenevler Şubesi 6032068-5001 numaralı hesabına 3 TL yatırdıklarını gösteren belgeyi dilekçeye eklemeleri gerekiyor. Başvuran adaylara kısa süre içinde yeni belge çıkarılıyor. Yetkililer, her yıl sınavın olacağı hafta sınava giriş ve kimlik belgesi elinde bulunmayan adayların sınav merkezi yöneticiliklerinde yoğunluk oluşturduklarını ifade etti.

11.06.2009


 

Bazıları daha erken okuyacak

Okul öncesi eğitim, gelecek eğitim-öğretim yılında bazı illerde artacak. Okul öncesi eğitimin zorunlu olmasının planlandığı 32 il belirleyen Millî Eğitim Bakanlığı (MEB), bu illerin valileri ve millî eğitim müdürleriyle bugün bir araya gelerek, görüşlerini alacak. Alınan bilgiye göre, Millî Eğitim Bakanlığı (MEB), okul öncesi eğitimin ileri yaşlarda taşıdığı önem sebebiyle bu yaş grubundaki çocukların okullaşma oranlarını yükseltmek amacıyla çalışmalar başlattı. Bu kapsamda, 5 yaş (60-72 ay) grubunun zorunlu eğitim kapsamına alınması için pilot uygulama başlatmayı kararlaştıran Bakanlık, pilot uygulamaya dahil edilecek illeri belirlerken, okullaşma oranı yüzde 51’in üzerinde olanları tesbit etti. Ayrıca bu illerin derslik, öğretmen, donatım ve materyal ihtiyaçları da göz önünde bulunduruldu. MEB’in belirlediği ve 2009-2010 eğitim-öğretim yılından itibaren 5 yaş grubunda okul öncesi eğitimin zorunlu olmasının planlandığı 32 il şöyle: ‘’Amasya, Nevşehir, Çanakkale, Bilecik, Edirne, Karabük, Ardahan, Gümüşhane, Trabzon, Yalova, Karaman, Tunceli, Kilis, Bolu, Kırıkkale, Bayburt, Burdur, Kırklareli, Muğla, Düzce, Bartın, Artvin, Çankırı, Kütahya, Rize, Isparta, Kırşehir, Giresun, Uşak, Eskişehir, Sinop ve Samsun.’’ MEB, Ankara’da bu illerin valilerinin ve millî eğitim müdürlerinin katılacağı bir toplantı düzenleyerek, zorunlu eğitime geçilmesi konusunda görüşlerine başvuracak. Toplantıya Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu da katılacak. Toplantıda bu illerin 5 yaş grubundaki çağ nüfusu, öğretmen, donatım, derslik durumu ele alınacak. Ayrıca, yerel yönetimlerin, sivil toplum kuruluşlarının ve diğer kurumların okul öncesi eğitime destek ve katkı sağlamalarına yönelik tedbirler de görüşülecek.

11.06.2009


 

Evde sağlık hizmetleri yaygınlaşıyor

Konya İl Sağlık Müdürlüğünce yaklaşık 2 yıl önce başlatılan ‘’Evde Sağlık Hizmetleri’’ uygulamasından, yatağa bağımlı, yaşlı ve tedavisinin sürekliliğini sağlayamayacak şekilde rahatsız olan bin 971 kişi yararlandı. Konya İl Sağlık Müdürü Hasan Küçükkendirci, insanlara faydalı olabilmenin yanı sıra sağlık hizmetlerinin eksiksiz ve düzenli yürütülebilmesi için sürekli çalışma halinde olduklarını söyledi.

11.06.2009


 

Backer: “Aydınlanmayı İslâm’da buldum”

Müslüman Kadın sunucu Alman Kristiane Backer (43), “MTV’den Mekke’ye” adlı kitabını yayınladı. MTV adlı müzik televizyon kanalının ilk Alman sunucusu olan ve şimdi “Travel Channel” adlı seyahat televizyon kanalında sunuculuk yapan Backer, kitabında sunuculuk hayatını, Pakistan’da bulduğu “aydınlanmayı” ve bugünün modern Müslüman hayatını anlatıyor. Hamburg’da doğan ve daha önce Protestan olan Backer, bir süre birlikte olduğu tanınmış Pakistanlı politikacı İmran Han (56) dolayısıyla Pakistan’da uzun yıllar kalmış ve burada halkın misafirperverliğinden çok etkilenerek 1995 yılında Müslüman olmuştu. Backer kitabında, Müslüman olmadan önce katıldığı bütün lüks eğlence ve partilerde her zaman, hayatında bir şeylerin eksik olduğunu düşündüğünü belirterek, aydınlanmayı İslâmiyette bulduğunu vurguluyor. Berlin / aa

11.06.2009


 

İsteyene kiralık dost ve akraba servisi

Japonya’da bir şirket, müstakbel eşlerine “çevrelerinin ne kadar geniş olduğunu” göstermek isteyenler için “kiralık dost ve akraba” hizmeti veriyor. Daily Telegraph’ın haberine göre şirket, düğünde konuk listesini kabartmak isteyenlere dost, iş arkadaşı ve akraba kiralıyor. Düğün sahibine kiralık bir arkadaşın maliyeti 320 lira. Düğünde bu arkadaşın “dokunaklı” bir konuşma yapması ise 160 liraya mal oluyor. Kiralık dostların düğünde şarkı söyleyip oynaması ise fazladan 80 lira ödemeyi gerektiriyor. Ekonomik krizin bu hizmete olan talebi arttırdığı belirtiliyor. İşsizlik ve artık giderek artan sayıda Japon’un yarı zamanlı işlerde çalışmaya başlamasıyla, sahte patron ve iş arkadaşına talebin arttığı belirtiliyor. Arkadaşlar farklı amaçlarla da kiralanabiliyor. Kiralık arkadaş hizmeti, cenaze ve başka vesileler için de kullanılabiliyor. Tokyo / aa

11.06.2009


 

Sıcak havada soğuk renkler tercih edin

Renk bilimci Metin Yahya Üster, psikolojik ve fizyolojik etkileri sebebiyle insanları sıcak havalarda bazı renklerden uzak durmaları konusunda uyardı. Sıcak havaların giderek daha fazla etkili olmaya başladığını, bu sebeple giysilerde renk tercihlerinin önem kazanmaya başladığını dile getiren Üster, doğru tercihlerin özellikle yaz döneminde insanları rahatlatacağını ve kendilerini daha iyi hissetmelerini sağlayacağını anlattı. Üster, şöyle konuştu: ‘’Soğuk renkler ısının frenine basarak ortamı dengelemekte çok başarılıdır. Soğuk renk grubuna ise öncelikli olarak mavi ve moru koyabiliriz. Tabiî devamında mavinin versiyonları turkuaz ve çivit mavi ile yine aynı aileden olan lila, pembe ve eflatun da soğuk renklerdendir. Yeşil ise ne sıcak ne soğuktur. Siyah ve beyazdan hiç bahsetmedik. Çünkü bu ikisi renk değil. Siyah renklerin kaybolduğu, beyaz da renklerin var olduğu bir alan. Fakat siyah ve beyazın mevsimsel kullanımda çok önemli rolü var. Siyah, güneş ışığını yani ısıyı çektiği için yazın tercih edilmemeli. Tam tersi beyaz güneş ışığını geri gönderdiği için giyimde ve dekorasyonda yazın tercih edilebilir. Bu anlamda beyaz da soğuk bir karaktere sahiptir diyebiliriz.’’ İstanbul / aa

11.06.2009


 

Sigara avcıları affetmeyecek

Konya’nIn Akşehir ilçesinde tütün ürünlerinin zararlarının önlenmesi ve denetimi amacıyla oluşturulan ekip, ilk olarak hükümet konağında denetim yaptı. Akşehir Kaymakamı Kenan Çiftçi’den tam destek alan denetçiler, kapalı mekânlarda sigara içenlerin gözünün yaşına bakmayacak. Denetim ekibinden denetimler hakkında bilgiler alan Kaymakam Kenan Çiftçi, kendisinin tam bir sigara düşmanı olduğunu söyleyerek ekibe gereken desteği sonuna kadar vereceğini söyledi. Hükümet Konağı’nın denetlenmesinin ardından işyerlerinde denetimler yapıldı. İşyeri sahiplerine sigaranın zararları anlatan görevliler, sigara yasağına uyulmaması durumunda cezaî işlem uygulanacağı uyarısında bulundu. Konya / cihan

11.06.2009


 

Avlanırken tabiatı hedef almayın

AvcIlarIn tüfeklerinden çıkan saçmaların, sulak alanlarda kurşun kirliliğine sebep olduğu bildirildi. Uludağ Üniversitesi (UÜ) Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Senih Yazgan, yaptığı açıklamada, tabiatın dengeleyicisi konumundaki sulak alanların son yıllarda küresel ısınma ve kirlilik tehdidiyle karşı karşıya olduğunu söyledi. Sulak alanlarda kirliliğin yanı sıra balık ve kuşlar üzerinde ağır av baskısının biyolojik çeşitliliğin sürdürülebilirliğini tehdit ettiğini anlatan Yazgan, sulak alanlarda sürekli sanayinin sebep olduğu kirlilikten söz edildiğini, ancak avcıların kullandığı fişeklerden çıkan saçmaların da kurşun kirliliğine sebep olduğunu vurguladı. Bursa / aa

11.06.2009


 

Çocuk işçiliğine kırmızı kart

Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK), İŞ-KUR, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve UNICEF tarafından düzenlenen organizasyonla eğitime kazandırılan çocuk işçiler, 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü’nde, ‘’Çocukların çalıştırılmasına hayır’’ demek için yürüyecek. SHÇEK Genel Müdürü İsmail Barış, yaptığı açıklamada, kurum ve kuruluşların desteği ve işbirliğinde sokakta çalışan çocuklar için geliştirilen projelerle pek çok çocuğun eğitime kazandırıldığını kaydetti. Sokaktan alınıp okula gönderilen çocukların aileleri için de meslek edindirme kursları düzenlediklerini ifade eden Barış, böylece çocukların sokakta çalışmalarının kurum-aile işbirliğiyle engellenmeye çalışıldığını dile getirdi. Bütün alınan tedbirlere rağmen çocuklarını istismar etmeye devam eden aile bireyleriyle ilgili yasal işlemler de yapıldığını vurgulayan Barış, mahkemelerce zaman zaman bu kişilere para ve hapis cezasına varan oranlarda cezalar verildiğini söyledi. Aileleri tarafından istismar edilen çocuklara dikkat çekmek için İŞ-KUR, UNICEF ve ILO işbirliğiyle 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü’nde bir yürüyüş düzenleyeceklerini anlatan Barış, ‘’Amacımız oyun, okul ve kucak çağındaki çocukların zamanını yollarda, iş yerlerinde, boyacı sandığıyla, yıkama fırçasıyla sokaklarda değil, eğitim öğretim zamanında okullarda, tatil zamanında parklarda ve ailesinin yanında geçirmesidir. Çocukların hem fiziksel hem de ruhsal yönden sağlıklı bir şekilde yetişmesini hedefliyoruz’’ diye konuştu.

“ÇOCUKLARINIZIN

GELECEĞİNİ KARARTMAYIN’’

Bu yıl çocuk işçiliğine, bir dönem bazı akranları gibi sokakta çalışmak zorunda kalan ve daha sonra eğitime kazandırılan çocuklar dikkat çekecek. ‘’Çocukların çalıştırılmasına hayır’’ demek için yürüyecek çocuklar, üzerlerindeki kıyafetlerle de ebeveynlere ‘’Çocuklarınızın geleceğini karartmayın’’ mesajını verecek. Dövizlerle ebeveynlere ve halka seslenecek çocuklar, akranlarının sokağa mahkûm olmaması için, ‘’Dilenen çocuğa para verilmemesini’’, ‘’Sokakta çalışan çocuktan alış veriş yapılmamasını’’ ve ‘’Çocukların çalıştırılmasına müsaade edilmemesini’’ isteyecek. ‘’Çocuk İşçiliğine Kırmızı Kart’’ yazılı dövizlerle yürüyecek çocuklar, ayrıca konuyla ilgili özellikle kız çocuklarının yaşadıkları sorunlara da değinecek. Ankara / aa

11.06.2009


 

Modern köleliğe kınama

BM, Haiti’de 300 bin ila 500 bin kadar çocuğun hizmetçi olarak çalıştırıldığını ve bu “modern köleliği” kınadığını açıkladı. BM’nin özel raportörü Gülnara Şahinyan, Haiti’ye yaptığı ziyareti dolayısıyla Port-au-Prince’te düzenlediği basın toplantısında, Haiti’de çocukların evlerde hizmetçi olarak çalıştırılmasının BM’yi endişelendiren ciddî bir sorun olduğunu bildirdi. “Haitili yetkililer, sivil toplum örgütlerinin sorumluları ve sivil toplum örgütü gruplarıyla görüştük, sanırım hepsi bu çocukların durumunun bilincinde” diyen Şahinyan, çocukları hizmetçi olarak kullanmanın temel çocuk haklarının ciddî bir ihlâli olduğunu kaydetti. BM raportörü, eğitimin ücretsiz olmasını, yoksullukla mücadele için sosyoekonomik tedbirler alınmasını, kanunlar çıkarılmasını ve bu uygulamalara son verilmesini istedi. Haiti / aa

11.06.2009


 

Yeni iPhone yakında geliyor

AmerİkalI bilgisayar üreticisi Apple, iPhone’un merakla beklenen yeni modelini tanıtırken, eskisinin fiyatını yarıya indirdiğini açıkladı. Tanıtımı yapılan iPhone 3Gs (“s” speed-hız), video fonksiyonlu otomatik odaklamalı bir fotoğraf makinesi, daha uzun dayanan bir batarya ve özellikle çok daha hızlı internet bağlantısına sahip bulunuyor. Yeni iPhone’un ABD’deki satış fiyatı 199 ila 299 dolar olarak belirlenirken, bütün dünyada büyük başarı yakalayan iPhone 3G modelinin satış fiyatı da 99 dolara (8 gb modeli) indirildi. San Francisco / aa

11.06.2009


 

Emzirme, anne kalbini koruyor

ABD’de yapılan bir araştırmada, bebeğini emziren kadınlarda kalp hastalıkları, diyabet, yüksek tansiyon ve felç riskinin emzirmeyen kadınlara oranla daha az olduğu tesbit edildi. ABD’de ‘’Obstet Gynecol’’ isimli tıp dergisinde yayımlanan makalede, anne sütünün, bebeğin sağlıklı gelişimi, mikroplardan korunması ve ruh sağlığı açısından faydalı olmasının yanı sıra anneyi de çeşitli hastalıklara karşı koruduğu belirtildi. Araştırma kapsamında daha önce gebelik geçiren ancak çocuğunu emzirmeyen kadınlarla yapılan karşılaştırma sonucunda, ‘’bebeklerini 1 yıl ya da daha fazla süre emziren kadınlarda hiç emzirmeyenlere oranla kalp damar hastalıklarına yakalanma ve felç geçirme riskinin diğerlerine göre yüzde 10-15 oranında daha az olduğu tesbit edildi. Emzirme süresi arttıkça hipertansiyon, yüksek kolesterol ve diyabet gibi hastalıkların görülme sıklığının da azaldığı belirlendi. Araştırmada, vücutta depolanan yağ miktarının anne sütü verildiğinde azaldığı ve bu durumun emziren anneleri ileri yaşlarda hastalıklara karşı koruduğu vurgulanarak, araştırmanın emzirmenin anne sağlığına karşı koruyucu etkisi açısından tıp literatüründeki ilk çalışma olduğuna dikkat çekildi. Ayrıca Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Yurdakök de ‘’Anne sütü ile beslenmeyen çocuklarda ölümlerin, anne sütü ile beslenenlere göre 4-6 kat daha fazla. UNICEF tahminlerine göre, yaşamının ilk altı ayında yalnız anne sütü ile beslenememe nedeniyle her yıl 1.3 milyon çocuk ölüyor’’ dedi. Ankara / aa

11.06.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

Bütün haberler

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.