13 Haziran 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Dergilerimiz

Haberler

 

Genelkurmay’dan soruşturma emri

Genelkurmay Başkanlığı, Taraf gazetesinin “AKP ve Gülen’i bitirme planı” manşetiyle askerî savcılığa soruşturma emri verdi. Genelkurmay Başkanlığı İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak, konunun tüm yönleriyle incelenmesi amacıyla Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığına derhal soruşturma emri verildiğini bildirdi.

Genelkurmay’dan soruşturma emri

GENELKURMAY Başkanlığı İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak, dün bir gazetede Genelkurmay Başkanlığı Harekât Başkanlığının hazırladığı iddia edilen bir planla ilgili haber ve yorumlara yer verildiğini belirterek, konunun tüm yönleriyle incelenmesi amacıyla Genelkurmay Başkanlığı Askerî Savcılığına derhal soruşturma emri verildiğini bildirdi. Tuğgeneral Gürak, Genelkurmay Başkanlığı Karargâhı’ndaki haftalık basın bilgilendirme toplantısında, gazetecilerin sorularını cevapladı. Tuğgeneral Gürak, bir soru üzerine ‘’Bugün (dün) bir gazetede Genelkurmay Başkanlığı Harekât Başkanlığının hazırladığı iddia edilen bir planla ilgili olarak haber ve yorumlara yer verildiği görülmüştür. Konunun bütün yönleriyle incelenmesi maksadıyla Genelkurmay Başkanlığı Askerî Savcılığına derhal bir soruşturma emri verilmiştir’’ dedi. ‘’Böyle bir belgenin varlığı mı soruşturulacak, yoksa nasıl sızdığı konusunu mu?’’ sorusu üzerine Tuğgeneral Gürak, ‘’Size onunla ilgili açıklamamın o bölümünü tekrar okuyorum’’ diyerek, ‘’Konunun tüm yönleriyle incelenmesi maksadıyla’’ soruşturma emri verildiğini vurguladı.

13.06.2009


 

YÜZ BİNİ ADLİ SUÇLU, ON BİNİ TERÖR MAHKUMU

Türkiye’deki 384 ceza infaz kurumunda 31 Mayıs 2009 itibarıyla 104 bin 872’si erkek, 3 bin 998’si kadın ve 2 bin 839’u çocuk olmak üzere toplam 111 bin 709 hükümlü ve tutuklu bulunuyor. Bu rakam 1974 yılında 24 bin 860’tı. Cezaevleri son 40 yılın en kalabalık dönemini yaşıyor. 104 bin 872’si erkek, 3 bin 998’si kadın ve 2 bin 839’u da çocuk olan tutuklu ve hükümlülerin 100 bin 825’i adlî suçlardan ve 10 bin 884’ü ise terör suçundan cezevinde bulunuyor.

AF DA ÇARE OLAMADI, HÜKÜMLÜ SAYISI ARTTI

Ceza infaz kurumlarının nüfusu, 1999 yılında çıkarılan af sonrası 49 bin 512 tutuklu ve hükümlüye kadar inerken, 2001 yılından itibaren artmaya devam etti. Ceza infaz kurumlarında kalan tutuklu ve hükümlülerin sayısı 2001 yılında 55 bin 609, 2002 yılında 59 bin 187, 2003 yılında 64 bin 296, 2004 yılında 57 bin 930, 2005 yılında 55 bin 870, 2006 yılında 70 bin 477, 2007 yılında 90 bin 837 ve 2008 yılında 103 bin 235 oldu.

Cezaevlerinin nüfusu artıyor

TÜRKİYE'DEKİ 384 ceza infaz kurumunda 31 Mayıs 2009 itibarıyla 104 bin 872’si erkek, 3 bin 998’si kadın ve 2 bin 839’u çocuk olmak üzere toplam 111 bin 709 hükümlü ve tutuklu bulunuyor. Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü verilerinden derlenen bilgiye göre, Türkiye’de, 346 kapalı ceza infaz kurumu, 28 müstakil açık ceza infaz kurumu, 3 çocuk eğitim evi, 3 kadın kapalı, 1 kadın açık, 3 çocuk kapalı ceza infaz kurumu olmak üzere toplam 384 ceza infaz kurumu hizmet veriyor.

Ceza infaz kurumları, 31 Mayıs 2009 itibarıyla 51 bin 6’sı hükümlü ve 60 bin 703’ü tutuklu olmak üzere toplam 111 bin 709 hükümlü ve tutuklu ile son 40 yılın en kalabalık dönemini yaşıyor. 104 bin 872’si erkek, 3 bin 998’si kadın ve 2 bin 839’u da çocuk olan tutuklu ve hükümlülerin 100 bin 825’i adlî suçlardan ve 10 bin 884’ü ise terör suçundan cezevinde bulunuyor. Ceza infaz kurumlarının nüfusu, 1999 yılında çıkarılan Cezaları Erteleme ve Şartla Salıverilme Yasası sonrası 49 bin 512 tutuklu ve hükümlüye kadar inerken, 2001 yılından itibaren artmaya devam etti.

Ceza infaz kurumlarında kalan tutuklu ve hükümlülerin sayısı 2001 yılında 55 bin 609, 2002 yılında 59 bin 187, 2003 yılında 64 bin 296, 2004 yılında 57 bin 930, 2005 yılında 55 bin 870, 2006 yılında 70 bin 477, 2007 yılında 90 bin 837 ve 2008 yılında 103 bin 235 oldu. 1974 yılı ise 24 bin 860 tutuklu ve hükümlü sayısı ile son 40 yılda cezaevlerinin en rahat nefes alabildiği yıl olarak dikkati çekiyor.

SUÇU DAHA ÇOK ORTA YAŞLILAR İŞLİYOR

CEZAEVLERİNDE 29 Mart itibarıyla bulunan toplam 110 bin 928 tutuklu ve hükümlülerin bin 555’i 12-17 (çocuk), 6 bin 530’u 18-20 (genç), 72 bin 216’sı 21-39 (genç-orta yetişkin), 29 bin 145’i 40-64 (ileri yetişkin), bin 256’sı 65-79 (yaşlı), 63’ü 80 ve üzeri yaş (ileri yaşlı) grubunda bulunurken, 6’sının hangi yaş grubunda bulunduğu henüz tesbit edilemedi. Tutuklu ve hükümlülerin 3 bin 422’si okuma-yazma bilmezken, okur-yazar olup bir okul bitirmeyenlerin sayısı 4 bin 291, ilkokul mezunu olanların sayısı 44 bin 974, ilköğretim mezunu olanların sayısı 3 bin 771, ortaokul veya dengi meslek okulu mezunu sayısı 14 bin 315, lise veya dengi meslek okulu mezunu sayısı 12 bin 166, yüksek okul veya fakülte mezunu sayısı 2 bin 521, yüksek lisans mezunu sayısı 30, doktora mezunu sayısı 5 olurken, 25 bin 433 tutuklu ve hükümlünün öğrenim durumu henüz belirlenemedi.

13.06.2009


 

Ekranda şiddet özendiriliyor

Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, toplumda şiddetin önlenmesinde televizyonların önemine dikkat çekerek, “Bu konuda görsel anlamda TV’ler de çok önemli. Çocuklar çok etkileniyorlar. Çizgi filmlerin diline bakıyorsunuz korkunç... Şiddeti tahrik eden, özendiren bir üslup.Halbuki bunu olumluya döndürmek gerekir” diye konuştu.

Ekranda şiddet özendiriliyor

DEVLET Bakanı Selma Aliye Kavaf, toplumda şiddetin önlenmesinde televizyonların önemine dikkat çekerek, “Bu konuda görsel anlamda TV’ler de çok önemli. Çocuklar çok etkileniyorlar. Çizgi filmlerin diline bakıyorsunuz korkunç... Şiddeti tahrik eden, özendiren bir üslup” dedi.

Kavaf, yaptığı açıklamada, son zamanlarda aile bireylerine yönelik şiddetin medyada daha fazla yer almaya ve görünür hale gelmeye başladığını ifade etti. İletişim olanaklarının arttığına, çok sayıda yerel televizyon ve gazete bulunduğuna dikkati çeken Kavaf, ‘’Kadının Statüsü Genel Müdürlüğünün verilerine göre, 2006’da 295 olan aile içi cinayet davası sayısı 2008’de 292 olarak gerçekleşti. Medya bu haberleri sürekli gündeme taşırsa bu sayı artmış gibi görülebilir’’ diye konuştu.

‘’ÇİZGİ FİLMLERİN DİLİ KORKUNÇ’’

Kadına yönelik şiddetin önlenmesinde eğitimin önemine vurgu yapan Bakan Kavaf, eğitimin de küçük yaşlardan itibaren başlaması gerektiğini vurguladı. Kavaf, şöyle konuştu: ‘’Bu konuda görsel anlamda TV’ler de çok önemli. Çocuklar çok etkileniyorlar. Çizgi filmlerin diline bakıyorsunuz korkunç... Şiddeti tahrik eden, özendiren bir üslup. Oradaki figürlerin, kahramanların ilişkilerine bakıyorsunuz. Hep birbirlerini yok etmek üzere bir rekabete dayanıyor. Oralardan başlamak lazım. Küçük çocuklar günde 5-6 saat bunları izleyebiliyor. Böylece zihinsel bir alt yapı oluşuyor. Halbuki bunu olumluya döndürmek gerekir. Çocuklar bilgisayarla da televizyonla da teknolojinin hayatımıza getirdiği bu imkanlardan da faydalanacak. Ama bu konuda eğer çocuk henüz kendi iradesini kullanabilecek yaşta değilse ve seçici olamıyorsa ailelerin seçici olması gerekir.’’

13.06.2009


 

Şiddet ailede başlıyor

MECLİS, kadın ve çocuklara yönelik şiddet olaylarını araştırmak için 22. Yasama Dönemi’nde iki ayrı komisyon kurarak, sorunun sebeplerini araştırdı, tespit ve önerilerde bulundu, ancak geçen süre içinde toplumdaki şiddet olaylarının artışı önlenemedi.

Raporlarda, ‘’şiddetin ailede başladığı’’ vurgulandı. ‘’Töre ve Namus Cinayetleri ile Kadınlara ve Çocuklara Yönelik Şiddetin Sebeplerinin Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi’’ amacıyla 2005 yılında kurulan TBMM Araştırma Komisyonu, çalışmalarını 2006 yılında tamamladı, raporu Genel Kurulda görüşüldü. Raporunda, Türkiye’de ‘’çocuğa yönelik şiddetin ailede başladığı’’ tespitinde bulunan komisyon, ailenin sosyo-ekonomik ve eğitim düzeyindeki düşüklüğün şiddete sebep olduğu; erken yaşta evlilik, erken yaşta çocuk sahibi olmanın da nedenler arasında bulunduğunu belirtmişti.

Çocuk ve gençlerdeki şiddet eğilimi ile okullarda meydana gelen şiddet olaylarının araştırılması amacıyla 2006 yılında kurulan Meclis Araştırma Komisyonu, çalışmalarını 2007’de tamamladı ve raporu, TBMM Genel Kurulunda görüşüldü. Türkiye’nin, hiçbir batı ülkesi ile kıyaslanamayacak derecede şiddet eğilimine yönelik risk taşıyan genç nüfusu olduğu belirtilen raporda, ‘’genç nüfus’’ odaklı politikalar belirleme zorunluluğuna işaret edilmişti. Her iki raporda, tespitlerin ardından, kamu kurum ve kuruluşlarına düşen sorumluluklara yer verilmişti.

13.06.2009


 

Köksal: Suç oranları azaldı

EMNİYET Genel Müdürü Oğuz Kağan Köksal, emniyet teşkilâtının halkın en çok güvendiği kurumlar arasında yer aldığını belirterek, ‘’Personelimizin eğitiminin artışı ve kullandığı teknoloji nedeniyle suçun aydınlatılması ve önlenmesinde son yıllarda önemli başarılar elde edildi, suç oranları azaldı’’ dedi.

Polis Koleji’nin 59. mezuniyet töreninde konuşan Köksal, Türkiye’nin sayılı okullarından biri olan koleje öğrencilerin çok üst düzey başarı göstererek alındıklarını söyledi. Artan başvuru ve sınavlarda gösterilen başarının polis teşkilâtına halkın teveccühünün bir göstergesi olduğunu belirten Köksal, emniyet teşkilatının aldığı eğitimle sürekli kendini yenilediğini söyledi. Emniyet teşkilatının halkın en çok güvendiği kurumlar arasında yer aldığını kaydeden Oğuz Kağan Köksal, Emniyet teşkilâtında görev yapanların yüzde 75’inin üniversite mezunu olduğunu belirtti. Her yıl personelin yüzde 50’sinin meslek içi eğitimden geçtiğini vurgulayan Köksal, ‘’Bu oranı ülkemizde yakalayan başka bir kurum olduğunu sanmıyorum’’ dedi. Eğitimin yanı sıra Türk polisinin çağın en son teknolojisini kullanarak hizmet verdiğine dikkat çeken Köksal, bu sayede Türk polis teşkilâtının dünyanın sayılı teşkilâtlarından biri haline geldiğini bildirdi. Türk polisinin kaydettiği gelişmelerin suçların aydınlatılması ve suçun önlenmesi için gösterilen hizmetlere de yansıdığını kaydeden Köksal, ‘’Bir kaç yıl önce gazetelerin manşetlerinde yer alan hırsızlık ve kap-kaç olayları son yıllarda oldukça azalmıştır’’ diye konuştu.

13.06.2009


 

YÖK: Danıştay bilerek yanlış karar verdi

YÜKSEKÖĞRETİM Kurulu (YÖK) Başkanvekili Prof. Dr. İzzet Özgenç, Danıştayın öğretim üyelerine rotasyon uygulamasına yönelik yürütmeyi durdurma kararını değerlendirerek, “Bu, yanlış olduğu bilinerek verilmiş bir karardır.

Danıştayı yanlış kararından geri adım atmaya davet ediyoruz” dedi. Özgenç, YÖK’te düzenlediği basını bilgilendirme toplantısında önceki gün yapılan YÖK Genel Kurulu toplantısında alınan bazı kararları açıkladı. Danıştayın öğretim üyelerine rotasyon uygulamasına yönelik aldığı yürütmeyi durdurma kararını da değerlendiren Özgenç, henüz kendilerine resmi tebligat yapılmadığını ancak kararın içeriğinden haberlerinin olduğunu kaydetti. Özgenç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Karar, tamamen hukuka aykırı bir karardır. Yani YÖK, kararın hukuka uygun olduğunu ve aldığı kararın arkasında olduğunu açıklamak ister. Bu, tabii şu anlama gelmiyor, Danıştayın hukuka aykırı dahi olsa aldığı karara karşı meydan okuyoruz, şeklinde düşünmeyin. Biz, bu kararın gereği neyse onu yapacağız. Yanlış da olsa gereğini yapacağız. Ama, bu karar yanlıştır. Bu karar hukuka uygun bir karar değildir. Danıştay da bu kararın yanlış olduğunu bilerek vermiştir. Danıştayı yanlış kararından geri adım atmaya davet ediyoruz. Biz hukuki yola başvuracağız. Biz, hukuk yollarının hepsini işleteceğiz. Ama, bu kararın geri alınması yönünde davette bulunuyoruz.”

13.06.2009


 

8 ilin valisi merkeze alındı

BAKANLAR Kurulu kararına göre, 8 ilin valisi merkeze alınırken, İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, Osmaniye Valiliği’ne atandı.

Resmî Gazete’de yayımlanan Bakanlar Kurulu kararnamesine göre, Balıkesir Valisi Selahattin Hatipoğlu, Hatay Valisi Nusret Miroğlu, Kırşehir Valisi M. Lütfullah Bilgin, Nevşehir Valisi M. Asım Hacımustafaoğlu, Sivas Valisi Veysel Dalmaz, Şanlıurfa Valisi Yusuf Yavaşcan, Uşak Valisi M. M. Kayhan Kavas ve Kırıkkale Valisi M. Bahrettin Demirer merkeze alındı. Amasya Valisi M. Celalettin Lekesiz Hatay’a, Artvin Valisi Cengiz Aydoğdu Kırklareli’ne, Giresun Valisi Mustafa Taşkesen Tunceli’ye, Kars Valisi Mehmet Ufuk Erden, Kırşehir’e Kırklareli Valisi Hüseyin Avni Coş Aydın’a, Konya Valisi Osman Aydın Nevşehir’e, Malatya Valisi Halil İbrahim Daşöz Amasya’ya, Tekirdağ Valisi Aydın Nezih Doğan Konya’ya, Trabzon Valisi Nuri Okutan Şanlıurfa’ya, Tunceli Valisi Mustafa Yaman Giresun’a, Van Valisi Özdemir Çakacak Uşak’a, Batman Valisi Dr. Recep Kızılcık Trabzon’a, Osmaniye Valisi Zübeyir Kemelek Tekirdağ’a, Develi Kaymakamı Ahmet Turhan Batman’a, Nizip Kaymakamı Hakan Yusuf Güner Kırıkkale’ye, Mülkiye Başmüfettişi Ahmet Kara Kars’a, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Münir Karaloğlu Van’a, Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Ali Kolat Sivas’a, Mülkiye Başmüfettişi Yılmaz Arslan Balıkesir’e, Mülkiye Başmüfettişi Doç. Dr. M. Ulvi Saran Malatya’ya, Mülkiye Başmüfettişi Mustafa Yemlihalıoğlu de Artvin’e atandı.

NACİ AĞBAL MALİYE BAKANLIĞI MÜSTEŞARI

MALİYE Bakanlığı Müsteşarlığına, Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürü Naci Ağbal getirildi. Hasan Basri Aktan’ın emekliye ayrılmasıyla boşalan Maliye Bakanlığı Müsteşarlığına Ağbal’ın atanmasına ilişkin kararname bugünkü Resmî Gazete’de yayımlandı. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Müsteşarı Sabri Özkan Erbakan, Bakanlık Müşavirliğine atandı. Gümrük Başmüfettişi Mehmet Çulhan başka bir göreve atanmak üzere bu görevinden alınırken, Maliye Bakanlığı Baş Hesap Uzmanlığına Fahri Arıkan getirildi.

13.06.2009


 

Zehirli denizanalarına inceleme

ÇANAKKALE Onsekiz Mart Üniversitesi’nce (ÇOMÜ), kıyılarda sıkça görülmeye başlayan kahverengi denizanalarıyla ilgili bilimsel çalışma başlatıldı.

ÇOMÜ Su Ürünleri Fakültesi Temel Bilimler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Alparslan, beraberindeki ekiple birlikte, ‘’Chrysaora Hysoscella’’ cinsi denizanalarının yoğun olarak görüldüğü Kepez beldesi sahilinde inceleme çalışmaları yaptı. Alparslan, bu tür denizanalarının sıkça görülmeye başlanması üzerine, Su Ürünleri Fakültesi olarak inceleme çalışması başlattıklarını, deniz suyundaki bütün psiko kimyasal parametrelerini ölçerek, bölgedeki dağılımları analiz edeceklerini kaydetti.

13.06.2009


 

Tek çare reformlar

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) müzakerelerine başlamasının ardındaki sırrın ve bundan sonraki süreçte de Türkiye’nin hızını artıracak tek çarenin reformlar olduğunu bildirdi.

AB YOLUNU, ADNAN MENDERES AÇTI

Egemen Bağış, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) tarafından düzenlenen ‘’AB-Türkiye İlişkileri’’ konulu toplantıda yaptığı konuşmada, merhum Başbakan Adnan Menderes’in Avrupa Ekonomik Topluluğu’na katılımımızla başlattığı AB sürecinin Türkiye için yeni bir süreç olmadığını, başlangıcından bu yana 50 yıl geçtiğini hatırlattı. Bağış, hiçbir ülkenin sürecinin 50 yıl almadığını, ancak bu 50 yılın ilk 45 yılını Türkiye’nin müzakere tarihi ‘’bile’’ almadan geçirdiğini dile getirdi. Türkiye’nin AB müzakerelerine başlamasının ardındaki sırrın reformlar olduğunu belirten Bağış, ‘’Bundan sonraki süreçte de Türkiye’nin hızını arttıracak olan tek çare reformlardır’’ dedi. Bağış, ‘’Açılan kapanan fasıl sayısını çok önemsemiyorum. eğer bu işin başarı endeksini fasıllara bırakırsak, o zaman sırtımızdaki davulun tokmağını Brüksel’in eline vermiş oluruz. Ama eğer bizim bu süreçteki başarı kriterimiz, başarı endeksimiz, yaptığımız reformlarsa, o zaman sırtımızdaki davulun tokmağı da kendi elimizde olur. Kendi reformlarımızı kendimiz için, kendi önceliklerimize, kendi ihtiyaçlarımıza göre gerçekleştirmiş oluruz’’ diye konuştu. Egemen Bağış, Türkiye’de reformlar konusunda yavaşlama olmadığını, ancak reformların algılanmasında bir sıkıntı yaşandığı ifade ederek, son 5 ay içinde yapılan reformlara değindi.

Bağış, AB’nin Türkiye’yi kabul etmesiyle ilgili engelleme çalışmaları bulunduğunu, ancak bunlara prim vermemek gerektiğini belirterek, ‘’Pire için yorgan yakmamak, papaza kızıp oruç bozmamak gerekir’’ dedi. Bağış, Türkiye’nin AB üyeliğinin 50 yıl daha sürmeyeceğini belirterek, bazı yerlerde tam üyelik tarihi için 2013, 2014 yıllarının ifade edildiğini, ancak bunu da çok gerçekçi bulmadığını ifade etti.

ÇETECİLER AB’Yİ İSTEMEZ

Bağış, AB üyelik sürecine değinerek, içeride de direnç odakları bulunduğunu, eskiden olduğu gibi devleti çetelerin yönetmesini isteyenlerin, her şeyin şeffaflaşmasını istemeyenlerin, demokrasiye karşı olanların AB sürecini kabullenmesinin kolay olmadığını söyledi. Türkiye’nin emin adımlarla çok daha aydınlık yarınlara doğru ilerlediğini ifade eden Bağış, önümüzdeki süreçte yapılması gereken birçok çalışma bulunduğunu, Anayasa değişikliğini muhalefetle birlikte gerçekleştirmek istediklerini kaydetti.

MUHALEFET BİZİ YAVAŞLATIYOR

Egemen Bağış, AB sürecinin 50 yıllık döneminin ilk 45 yılının sorgulanması gerektiği gibi bugünkü süreçte de reformları kimin yavaşlattığını hep birlikte sorgulamaları gerektiğini vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü: “’Bürokrasimiz çalışıyor ama Meclis’te yüzlerce kanun birikti. Bu iç tüzükle, bu anlayışla TBMM’nin çok fazla kanun çıkaramadığı bir dönemde AB sürecinde bizim reformları hızlandırmamız pek mümkün gözükmüyor. Buradan hem muhalefet liderlerine hem de muhalefet liderleriyle diyaloğu olan tüm vatandaşlarımıza çağrıda bulunuyorum; gelin Türkiye’nin önünü birlikte açalım, Türkiye’ye bu haksızlığı yapmaya hiçbirimizin hakkı yok.’’

Bağış, 27 ülkenin bugüne kadar AB’nin Kopenhag ve Maastricht kriterlerini uygulayarak daha güçlü, demokratik, müreffeh ve zengin ülkeler haline geldiğini, hiçbirisinin bölünmediğini, zayıflamadığını ve ekonomilerinin sıkıntı yaşamadığını kaydederek, ‘’Demek ki bu reçetede bir keramet var. Bizim bu reçeteyi önemsememiz lâzım. Türkiye’de birtakım o eski, karanlık, bulanık günlere dönmemek için bizim bu reçeteye odaklanmamız lâzım’’ dedi.

“DİK DURUYORUZ, DİKLENMİYORUZ”

Başmüzakereci Bağış, “Hükümet yetkililerinin zaman zaman AB hakkında olumsuz ve karamsar açıklamalar yapması ve konjonktürel durumlara göre sert söylemlerde bulunması, umutsuz davranması doğru mudur? Hükümetin bunu bırakıp reformlara odaklanması gerekmez mi” şeklindeki sorumuz üzerine, “Hükümet olarak AB’ye hiç bir zaman diklenmedik. Ama hep dik durduk. Bizim o söylemlerimizi bu açıdan anlamak lâzım. AB ülkemiz hakkında ileri geri konuşursa, biz de cevabını veririz. Bize oy veren, vermeyen 70 milyon insanın onurunu ve millî hassasiyetini korumak durumundayız. Bunların hiçbiri karamsarlık değil, bilâkis dik duruştur” dedi.

MÜSİAD: AB SÜRECİNDE HEYECAN AZALDI

MÜSİAD Genel Başkanı Ömer Cihad Vardan, toplantının açılış konuşmasında 2006 yılından sonra Türkiye-AB ilişkilerinde yakalanmış olan sürat ve heyacanın azalmaya başladığı uyarısında bulundu. Bu durgunluğun üç ana sebebi olduğunu belirteren Vardan, bunları “AB’deki genişleme yorgunluğu, Kıbrıs sorununun bir kriter olarak önümüze çıkarılması ve Almanya, Fransa gibi bazı ülke liderlerinin Türkiye’nin AB üyeliğine karşı duruş sergilemeleri” olarak sıraladı. Türkiye - AB ilişkilerinin yeniden canlanmasının menfaatimiz icabı olduğunu belirten Vardan, bunun için de demokratik ve özgürlükçü, sivil bir anayasanın şart olduğunu vurguladı.

13.06.2009


 

Türk Vatandaşlığı Kanunu yürürlükte

5901 sayılı ‘’Türk Vatandaşlığı Kanunu’’ Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Kanuna göre, Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren kanuna göre, askerlik yapmamak Türk vatandaşlığının kaybedilmesine neden olmayacak. Türk vatandaşı olmak isteyen yabancıların, Türkiye’de kesintisiz 5 yıl ikamet etmesi gerekecek. Türkiye’ye sanayi tesisleri getirenler, bilimsel, sportif, kültürel alanlarda olağanüstü hizmeti bulunanlar Türk vatandaşlığını kazanabilecek. Çıkma izni alarak Türk vatandaşlığını kaybedenler, ikamet etme süresine bakılmaksızın yeniden Türk vatandaşlığını elde edebilecek. Doğumla kazanılan Türk vatandaşlığı, soy bağı veya doğum yeri esasına göre kendiliğinden kazanılacak.

13.06.2009


 

Ankara’da su tarifesine iptal

DanIştay 8. Dairesi, Ankara’da su satış ücretinin TEFE’ye göre arttırılarak belirlenmesi işlemini iptal eden Ankara 6. İdare Mahkemesi kararını onadı, İdare Mahkemesinin su bedelinin tüketim miktarına göre kademelendirilmesi ve faturaların 45 günlük süreyle tahakkuk ettirilmesinin iptal talebinin reddine ilişkin kararını ise bozdu.

Kararda, “Aylık hesaplama dönemi yerine, 45 günlük dönemlerin baz alınması sebebiyle kullanılan su miktarı artacağından hesaplanacak su bedelinde meydana gelen artış daha da büyük olacaktır. Aylık dönemler baz alınarak tahakkuk işlemlerinin yapılması hakkaniyete ve ölçülülük ilkesine uygun olup, idareye ek bir külfet getirmemektedir’’ denildi.

13.06.2009


 

Yıldırım çarpan asker şehit

Erzİncan’In Kemah ilçesinde, yıldırım çarpması sonucu bir er şehit oldu.

Edinilen bilgiye göre, Dumanlı mevkisinde, arazide bulunan askerî birlikte piyade er Ali Efe’nin (21) bulunduğu bölgeye yıldırım düştü. Yıldırım çarpması sonucu olay yerinde şehit olan piyade er Efe’nin cenazesi, Erzincan Asker Hastanesi’nde düzenlenen törenin ardından kara yoluyla memleketi Denizli’ye gönderildi.

13.06.2009


 

Adalar’a su verilemiyor

Adalar’a su akışını sağlayan boru hattında, henüz belirlenemeyen sebeple kırılma meydana geldiği bildirildi.

İSKİ’den alınan bilgiye göre, gece saatlerinde Adalar’a su taşıyan boru hattının Maltepe sahilindeki kara tarafında 600 milimetre çapında kırık meydana geldi. Adalar’a, hattaki onarım çalışmaları sebebiyle su verilmezken, depo bulunması sebebiyle Adalar’da su sıkıntısı yaşanmadığı öğrenildi.

13.06.2009


 

Son SBS bugün, yasaklı ÖSS yarın

1 milyon 349 bin 782 adayın katılacağı ÖSS yarın yapılacak. Başları açık olmayan veya kılık kıyafetleri “yürürlükteki mevzuata uygun bulunmayan” adaylar sınava katılamayacak. İlköğretim 6. sınıf öğrencisi yaklaşık 1 milyon 100 bin aday da bugün Seviye Belirleme Sınavı’na girecek.

1 milyon 350 bin aday yarın ÖSS’ye girecek

Ünİversİtelerde okuyacak adayları belirlemek amacıyla düzenlenen Öğrenci Seçme Sınavı’nın (ÖSS) sonuncusu yarın yapılacak. Son ÖSS’ye 1 milyon 349 bin 423 öğrenci giriyor. Yükseköğretim Geçiş Sınavı (YGS) adıyla 2010 yılında uygulanmaya başlanacak iki aşamalı sisteme geçmeden önce gerçekleştirilecek son ÖSS 14 Haziran 2009, YDS de 21 Haziran 2009 pazar günü yapılacak. 2009-ÖSS’ye 1 milyon 349 bin 423 aday girecek. Sınav, Türkiye’de bütün il ve bazı ilçe merkezleri ile KKTC’de Lefkoşa’da, yapılacak. Emniyet ve jandarma ekipleri de güvenlik tedbirleri alacak. Sınavda 1 milyon 349 bin 423 aday, üniversiteli olabilmek için ter dökecek. Sınav saat 09.30’da başlayacak ve 3 saat sürecek. Adayların sınava gelirken yanlarında mutlaka sınav kimlik belgesi ve fotoğraflı, resmî onaylı özel bir kimlik belgesi ile bir fotoğraflarını bulundurmaları gerekiyor. Başları açık olmayan veya kılık kıyafetleri yürürlükteki mevzuata uygun bulunmayan adaylar sınava alınmayacak. Sınav sonuçları adaylara Temmuz ayında “www.osym.gov.tr” adresinden aracılığıyla açıklanacak.

13.06.2009


 

İzmir’de ÖSS adaylarına su, kalem ve silgi dağıtılacak

Konak Belediyesi, ÖSS’ye girecek öğrencilere hediye paketleri hazırladı.

Başkan Hakan Tartan, 14 Haziran Pazar günü yapılacak sınav öncesinde öğrencilere içinde iki kalem, kalemtraş ve silgi bulunan kutucuklarla birer şişe su dağıtılacağını duyurdu. Dağıtım, Belediye Halkla İlişkiler Müdürlüğü ekiplerinin okullarda kuracağı stantlardan yapılacak. Başkan Tartan, “Öğrenciler, sınav heyecanıyla yanlarında getirmesi gereken çok önemli ihtiyaçlarını unutabiliyor. Biz de bu durumu gözönünde bulundurarak hazırlıklarımızı tamamladık. Çam sakızı çoban armağanı olarak kalem, kalemtraş, silgi ve şişe sudan oluşan bir paket vereceğiz.” dedi.

13.06.2009


 

SBS sırası 6. sınıflarda

İlköğretİm 6. sınıf öğrencisi yaklaşık 1 milyon 100 bin aday bugün Seviye Belirleme Sınavı’na (SBS) girecek.

İlköğretim 8. sınıf öğrencilerinin 6 Haziran Cumartesi, 7. sınıf öğrencilerinin 7 Haziran Pazar günü katıldığı SBS, bugün 6. sınıf adaylarının da girmesiyle tamamlanacak. SBS, bütün il merkezleri ile yurt dışında Lefkoşa, Trablusgarp, Riyad, Medine, Cidde, Aşkabat, Bakü ve Bişkek’de gerçekleştirilecek. SBS bütün sınav merkezlerinde Türkiye saatiyle 10.00’da merkezi sistemle aynı anda yapılacak. Adaylara 80 soru yöneltilecek ve 90 dakika süre tanınacak. 8. sınıfların sınav sonuçları 13 Temmuz 2009’da, 6 ve 7. sınıfların sınav sonuçları 31 Temmuz 2009’da açıklanacak. Sonuçlar, http://www.meb.gov.tr ile http://oges.meb.gov.tr internet adreslerinde ilân edilecek.

13.06.2009


 

Hafta sonu yağışlı geçecek

Türkİye’nİn iç ve doğu kesimleri ile Trakya’da aralıklarla sağanak ve gökgürültülü sağanak yağış bekleniyor.

Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü’nden edinilen bilgilere göre, Trakya ile Amasya, Tokat, Çorum, Yozgat ve Sivas çevrelerinde, gök gürültülü sağanak yağış beklendiği bildirildi. Vatandaşlar ve ilgililer, yıldırım, ani sel ve su baskınına karşı uyarıldı. Öte yandan, Gaziantep, Mardin ve Şanlıurfa çevreleri başta olmak üzere Güneydoğu Anadolu Bölgesinde toz taşınımı beklendiği kaydedildi. Görüş mesafesinde azalma, hava kalitesinde düşüklük ve çamur şeklinde yağış olabileceği uyarısı yapıldı.

13.06.2009


 

Uzun tatil başladı

2008-2009 Eğitim - Öğretim yılı sona erdi. İlköğretim ve ortaöğretim okullarında eğitim gören yaklaşık 15 milyon öğrenci karne alarak tatile girdi.

Karnelerini alan öğrenciler 3,5 aylık yaz tatiline girdi. Öğrenciler ile birlikte yaklaşık 600 bin öğretmen de tatil yapacak.

Mardin’in Mazıdağı ilçesine bağlı Bilge Köyünde, 25’i ilk, 15’i ana sınıfı olmak üzere toplam 40 öğrenciye karneleri dağıtıldı, köyde büyük burukluk yaşandı. Karne dağıtımından önce 25’i ilköğretim 15’i ana sınıfı öğrencisi toplam 40 öğrenci okul bahçesinde toplandı. İstiklâl Marşı ve andın okunmasından sonra öğretmen Sadık Akbulut, çocukların tek tek isimlerini okuyarak karnelerini dağıttı. Saldırıda vefat eden Ayşe Çelebi ile 14’ü de aileleriyle birlikte göç etmek zorunda kalan toplam 15 öğrenci karne sevincini, arkadaşlarıyla birlikte yaşayamadı. Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğüne anne ve babaları ölen çocukların kayıtlarını yaptırdıklarını belirten muhtar Bilge Köyü muhtarı Abdurrahman Çelebi, çocukların devlet korumasında olduğunu ve akrabaları aracılığıyla çocuklara bakacaklarını kaydetti.

13.06.2009


 

MÜFTÜ, ÇOCUKLARI KUR’ÂN KURSLARINA DÂVET ETTİ

Konya’nIn Akşehir ilçesinde müftülük tarafından her yıl okulların tatil olmasıyla birlikte düzenlenen yaz Kur’ân kursları için kayıtlar başladı.

Akşehir İlçe Müftüsü Ahmet Emin Sağbaş, 22 Haziran’da başlayacak yaz Kur’ân kursları için ailelere çocuklarını kurslara göndermeleri çağrısında bulundu. Akşehir merkez köy ve kasabalarında bulunan bütün camilerde, kız Kur’ân kurslarında ve Fatih Yatılı Kur’ân Kursu’nda yaz kurslarının 22 Haziran’da başlayacağı bildirildi. Konuyla ilgili açıklama yapan Sağbaş, Akşehir genelinde düzenlenen yaz Kur'ân kurslarından yararlanmak isteyen öğrenciler için kurs kayıtlarının başladığını söyledi. Yaz Kur’ân kurslarının önemine değinen Sağbaş, bu kurslara katılan öğrencilerin hem Kur’ân-ı Kerim öğrendiklerini hem de İslâm dini, ahlâk ve inanç konuları ile Hazreti Peygamber’in hayatıyla ilgili bilgiler edindiğini dile getirdi. Sağbaş, Kur’ân kurslarında İslâm’a göre iyi bir insan olmanın gerekliliğini de öğrettiklerini, çocukları kötü alışkanlıklardan koruduklarına dikkat çekti.

13.06.2009


 

Konak İş Okulu’ndan yıl sonu faaliyeti

2008-2009 Eğitim-Öğretim Yılında İzmir Çankaya’da açılan Hafif Düzeyde Öğrenme yetersizliği olan öğrenciler Meslek Lisesi Konak İş Okulu öğrencileri tarafından hazırlanan yıl sonu faaliyetinde öğrenciler izleyenleri coşturdu. Açılış konuşmasını Okul Müdürü Cengiz Teğiş yaptı.

Teğiş konuşmasında, okulun açılmasının üzerinden bir yıl bile geçmemesine rağmen çok kısa sürede hedeflerine ulaştıklarını ifade etti.

Konak İlçe Millî Eğitim Müdürü Abdulkadir Yıldız da konuşmasında; özel eğitimin öncelikleri olduğunu ve çok önemsediklerini belirtti. Yıldız, özel eğitime ihyacı olan çocukların velilerinin çocuklarını saklamamaları gerektiğini, topluma kazandırılması ve kendine yetebilir hale gelebilmeleri için mutlaka okula göndermeleri gerektiğini sözlerine ekledi. Yılsonu faaliyeti ve pilav günü programına Kalabalık dâvetli topluluğu katıldı. Çiçekler Solmasın adlı sinevizyon gösterisinde dâvetliler gözyaşlarına hakim olamadı. Okul korosunun hazırladığı türkü ve ritimler ayakta alkışlandı. Dâvetliler kolbastı ve roman havası dans gösterileriyle coştu. Çeşitli skeçlerin yer aldığı programda ‘’Mor Menekşeler’’ oratoryo grubu “Bizler de sizlerden biriyiz” adlı çalışması ile yer aldı. Öğrencilerin sema gösterisi ise izleyenleri büyüledi. Günün hatırasına, katılan bütün dâvetlilere gül dağıtıldı. Okulun açılışında katkıda bulunan ve emeği geçenlere plâket verildi.

13.06.2009


 

Kitabınızı okumak için Eyüp Sultan’a buyurun

Eyüp Sultan Gönüllüleri ve İlim Yayma Cemiyeti Eyüp Sultan Şubesi Sibyan Mektebi Tefekkür Bahçesinde yaz boyunca “Kitabınızı okuma günleri” düzenleyecek.

Her gün saat 15.00’dan sonra Tefekkür Bahçesinde yapılacak faaliyet her yaş gurubuna hitap edecek. Kitap okuma günleri çerçevesinde okunan kitaplar tartışmaya da açılacak.

Kitaplarda konu ve yazar sınırlaması olmayıp, isteyen herkesin istediği her kitabı okuyup tartışmaya açma şansı olacak. Konuyla ilgili olarak Eyüp Gönüllüleri ve İlim Yayma Cemiyeti Eyüp Sultan Şubesi Başkanı Dr. Mehmet Emin faaliyet bünyesinde şöyle bir çağrı yapıyor: “Öğretmen arkadaşlarımız, öğrenci kardeşlerimiz. Annelerimiz, babalarımız. Yaz tatilinde seçtiğiniz, beğendiğiniz kitabınızı okuyup, ödül kazanmak ister misiniz? Tatilinizi; gönlünüzü ve kafanızı dinlendirerek geçirin. Gelin tefekkür bahçemizde kitabınızı okuyun. Kitap okumak sizden, ödül bizden...”

Kampanya çerçevesinde belli aralıklarla ülkemizin tanınmış yazarları dâvet edilip okuyucularıyla da buluşturulacak. Dr. Mehmet Emin, kampanya sırasında başarılı bulunan öğrencilere İlim Yayma Cemiyeti tarafından burs temin edileceğini de ifade etti.

Eyüp Sultan Tefekkür Bahçesinde kitap okuma faaliyeti dışında, Osmanlıca mezar taşları okuma, çevre ve turizm çalışmaları, yurt içi ve yurt dışı izcilik aktiviteleri, ney, resim, fotoğraf, hat ve ebru kursları, Arapça ve İngilizce olmak üzere pratik yabancı dil çalışmaları da ücretsiz olarak gerçekleştirilecek.

Geniş bilgi için; 0(212) 417 61 90 numaralı telefondan bilgi alabilirsiniz.

RECEP BOZDAĞ

13.06.2009


 

Kamerun’da okul ve cami sevinci

Kamerun 16 milyon nüfuslu Batı Afrika ülkesi. Batılı ülkelerin sömürge politikalarından Kamerun halkı da kurtulamamış.

15. yüzyıldan beri sömürge altında yaşayan Kamerun 1972 yılında bağımsızlığını ilân etse de sömürge anlayışı devam ediyor. Tropikal iklimi, yağmur ormanları, petrol, kahve, kakao, palmiye yağı ve dünyanın en kaliteli kerestesi ile Afrika’nın şanslı ülkelerinin başında geliyor. Fakat bütün bu yer altı ve yerüstü kaynaklara sahip olmasına rağmen gelir dağılımı sıralamasında Afrika’nın en fakir ülkeleri arasında yer almaya devam ediyor. Ülkedeki bütün ekonomik işletmelere Fransız ve diğer batılı firmalar hakim. Kamerun’da nüfusun yarısı Müslümanlardan oluşuyor. Ancak Müslüman nüfus ülkede çok etkin değil. Müslümanların eğitim kurumları çok yetersiz. İHH İnsanî Yardım Vakfı, Müslüman nüfusun bu açığını kapatmak için sosyal yardım çalışmalarına devam ediyor.

İHH tarafından 2008 yılı Ocak ayında temelleri atılan 2 cami ve bir okul inşaatının açılışı gerçekleştirildi. Kamerun’un liman ticaret merkezi olan 5 milyon nüfuslu Duala şehrinin Pekakatorz ilçesinde Bursa Osman Gazi Belediyesi’nin bağışlarıyla inşa edilen 3 katlı Osman Gazi Camii ibadete açıldı. Caminin açılışı bölgenin yerel yöneticileri, din adamları ile İHH Genel Başkan Yardımcısı Durmuş Aydın ve İHH Yönetim Kurulu Üyesi Osman Atalay tarafından gerçekleştirildi.

3 bin insanın faydalanacağı cami; bayan, erkek ve okuma bölümü olmak üzere 3 katta oluşuyor. Daha önce harabe bir mescidin bulunduğu yerde şimdi ihtiyaca cevap verebilecek bir ibadethane ve okuma evinin olması ilçe halkını sevince boğdu. Caminin bahçesinde açılan su kuyusu ise mahallenin su ihtiyacını karşılıyor. Duala şehri Dogbaşı ilçesinde ise 2 bin insanın yaşadığı mahallede 2048 m2 alan üzerinde 2 kattan oluşan bir cami ve 2 kattan oluşan 8 sınıflı ilk öğretim okulu hizmete açıldı.

İstanbullu bir hayır sever tarafından yaptırılan Şerefoğlu Külliyesi mahallenin tek okulu ve mescidi olarak vazife görecek. Daha önce caminin yerinde 40 metrekarelik tahtadan yapılmış bir mescit vardı. Şerefoğlu Külliyesi ile bölgede bulunan Müslümanlar hem ibadethane ihtiyacını hem de okul ihtiyaçlarını karşılamış olmanın sevincini yaşadılar.

SEYHAN ŞENTÜRK

13.06.2009


 

SEDAV’lı öğrenciler sertifikalarını aldı

Süreklİ Eğitim ve Dayanışma Derneği (SEDAV) 2008-2009 dönemi Dostluk ve Dayanışma gecesi düzenledi.

FKM’de gerçekleştirilen programda seminere katılan öğrencilere sertifikaları verildi. Geceye SEDAV gönüllüleri, okutmanlar, yabancı dil seminerleri alan öğrenciler ve aileleri katıldı. İskenderpaşa İmam-Hatibi Muhammed Aydın’ın Kur’ân-ı Kerim tilâvetiyle başlayan programın selâmlama konuşmasını SEDAV Başkanı Ebru Kara yaptı. Kara, sertifika almaya hak kazanan öğrencileri tebrik ederek, hayatlarında başarılar diledi. Gece Mevlânâ İdris’in şiir sunumu, Başar Dikici’nin ney dinletisi ve SEDAV aile fotoğraflarının çekimi ile son buldu.

13.06.2009


 

Önce okul, sonra çobanlık

Van’In Gevaş ilçesi Aydınocak Köyünde, babası epilepsi (sara) hastası olan 10 yaşındaki kız çocuğu sabahları okula gidiyor, okuldan döndükten sonra hayvanları otlatıyor.

3. sınıf öğrencisi Zeynep Yel (10), sabahları Aydınocak Köyü İlköğretim Okulunda eğitimin görüyor, ardından kendilerine ait 20 küçükbaş hayvanı alarak yaylada çobanlık yapıyor. Okul kıyafetiyle ders çıkışı koyunları alarak yaylanın yolunu tutan Zeynep Yel, babasının sara hastası olması dolayısıyla koyunlara kendisinin bakmak zorunda kaldığını söyledi.

Akşam karanlığına kadar koyunları köy çıkışındaki yaylalarda otlattığını belirten Yel, ‘’Burada zamanım çok oluyor. Boş vaktimi ders çalışarak geçiriyorum. Sessiz ve güzel geçiyor ama yine de boş vakitlerimi arkadaşlarımla geçirmek isterim. Ailemin bana ihtiyacı var, onlara katkıda bulunmam gerekiyor’’ dedi. Okuyup öğretmen olmak istediğini ifade eden Yel, ‘’Buralarda okumanın kıymetini daha iyi anlıyorum. Öğretmen olursam büyük şehirlerde yaşayıp çocuklarımı oralarda büyüteceğim’’ diye konuştu.

13.06.2009


 

‘İstanbul’un Köpekleri’ kitap oldu

FransIz yazar Catherine Pinguet, Osmanlı Devleti’nden günümüze sokak köpeklerinin serüvenini ‘’İstanbul’un Köpekleri’’ kitabında anlattı.

Yapı Kredi Yayınlarından çıkan kitapta, sokak köpeklerinin, 2. Meşrûtiyet’in ilânıyla başlayan batılılaşma hareketleri çerçevesinde, 1910 yılında toplanarak Sivriada’ya gönderilmeleri anlatılıyor. Lamartine, Amicis, Nerval, Thevenot gibi Avrupalı seyyahların izlenimleriyle, hayvan sever Mavroyeni Paşa ya da sokakların köpeklerden temizlenmesini isteyen Abdullah Cevdet gibi kişilerin şahitlikleriyle ve daha pek çok ayrıntıyla zenginleşen kitap, tarihsel süreçte gözden kaçan bir olaydan yola çıkarak, insan-hayvan ilişkilerine disiplinli bir araştırma özelliği taşıyor.

13.06.2009


 

Van Gölü’nün ‘Kuşadası’

Van Gölü üzerindeki adalardan biri olan Adır Adası, bozulmayan tabiî yapısı ile martıların hayat alanı haline geldi.

Göl ve sahiliyle bir tatil bölgesini hatırlatan Adır Adası’na civar köylüler Van’ın ‘’Kuşadası’’ diyor. Adada diğer kuş çeşitleri de yaşıyor. Martıların hayat alanının bozulmaması için turizme açılmayan adayı, zaman zaman yöre halkı ziyaret ediyor. İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü yetkilileri, martıların bu adada özgür olduğunu, adanın çok fazla kişi tarafından ziyaret edilmesi durumunda dengenin bozulabileceğini söylüyorlar. Yaylıkara köylüleri ise aldıkları iki tekneyle köy halkını ve gelen misafirleri adaya taşıyarak, kuş sesleri arasında piknik yapıyor. Köy halkından Murat Yelden, adadaki martı seslerinin köylerine kadar geldiğini belirterek, yöre halkının Adır Adası’na ‘’Kuşadası’’ demeye başladığını anlattı. Yelden, ‘’Sabahları martı sesleriyle uyanıyoruz. Gece de çeşitli kuş sesleri köyümüzü sarıyor. Burası cennet gibi bir yer. İstiyoruz ki Türkiye’deki herkes buraya gelsin, burada dinlensin, doğayla başbaşa kalsın’’ dedi.

13.06.2009


 

Yağma hırsı Amazon’u tehdit ediyor

BatI Amazon’daki petrol ve gaz projeleri, biyolojik çeşitliliği ve yerli halkı tehdit ediyor.

Duke Üniversitesi’nden bir grup araştırmacı ve iki çevre örgütü tarafından yapılan bir araştırmaya göre, şu an Bolivya, Ekvador, Batı Brezilya, Kolombiya ve Peru’yu kapsayan Batı Amazon bölgesinde 180’den fazla petrol ve gaz arama bölgesi yer alıyor. Bu petrol ve gaz blokları, ABD’nin Teksas eyaleti büyüklüğünde bir alana yayılıyor. Araştırma grubu, bölgede petrol ve gaz faaliyetlerinin kapsamlı bir haritasını da çıkardıkları üç yıllık araştırmalarının sonunda, bu faaliyetlerin bölgedeki yerli halkı ve biyolojik çeşitliliği büyük ölçüde tehdit ettiğini ortaya koydu. Petrol ve gaz bloklarının, Amazon’un en dokunulmamış bölgelerinde yoğunlaştığı da araştırma bulgularının arasında yer alıyor. Araştırma grubunda yer alan ve Duke Üniversitesi’nde bulunan Nicholas Çevre Okulu’ndan Clinton Jenkins “Bu petrol ve gaz bloklarının, Amazon’un kuşlar, memeliler ve hem karada hem suda yaşayan hayvanlar açısından en fazla biyolojik çeşitliliğe sahip bölgeleriyle mükemmel bir şekilde örtüştüğünü gördük” diyor. Amerika’nın Ormanlarını Kurtarın örgütünden Matt Finer ise “En canlı örneği Peru Amazonları’nda görüyoruz” diyor. Bloklar Peru Amazonları’nın % 72’sini kapsıyor, bu yüzden bölge üzerinde çok büyük etkileri var. Bölgede yaşayan yerliler ise tabiî bağışıklıkları olmadığından dışarıdan gelecek hastalıklara karşı bir hayli hassaslar.

13.06.2009


 

‘Keneyi rahatsız etmeyin’

Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Çağrı Büke, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığının virüsünü taşıyan kenenin, kan emerken virüs boşaltmadığını, ‘’rahatsız edildiğini anladığı anda’’ ağzındaki virüsün tamamını ısırdığı vücuda bıraktığını açıkladı.

Prof. Dr. Çağrı Büke, kenenin insan vücudunda görüldüğü ilk anda yapılacak en önemli şeyin ‘’paniğe kapılmamak’’ olduğunu belirtti. Hastaneye başvuran hastaların, ‘’kene üzerine böcek kovucu, zeytinyağı, sıvı sabun’’ döktüğünü tesbit ettiklerini kaydeden Prof. Dr. Çağrı Büke, şunları söyledi: ‘’Kenenin üzerine izmarit basanlar bile görüyoruz. Bunlar son derece yanlış. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığının virüsünü taşıyan kene insan kanı emmeye geliyor. Bu virüs, kenenin ağız kısmında. Kan emerken de aslında virüsü boşaltmıyor. Rahatsız edildiğini anladığı zaman tamamını bırakıyor. Kene ne zaman rahatsız edildiğini anlar? Üzerine sıvı sabun, zeytin yağı, sinek kovucu döküldüğünde, elle çıkarılmaya çalışıldığında anlar ve virüsü bırakır. En doğrusu keneyi çıkartma teşkilâtına sahip bir sağlık kuruluşuna gitmektir.’’

13.06.2009


 

Balıklar şifa dağıtıyor

Sİvas’In Kangal ilçesindeki Kangal Balıklı Kaplıcaları, başta sedef hastalığı olmak üzere romatizmal hastalıklar, deri, sinir ve böbrek hastalıklarına şifa arayan yerli ve yabancı turistlerin uğrak yeri oluyor.

Sivas’a 98, Kangal ilçe merkezine 13 kilometre uzaklıktaki Kangal Balıklı Kaplıcaları’na, her yıl tedavi ve gezi amaçlı çok sayıda yerli ve yabancı turist geliyor. Sazlık haldeyken, 1917 yılında ayağında yara olan bir çobanın tesadüfen tedavi olmasıyla keşfedildiği bildirilen, 1950’li yıllara kadar ilkel havuzlarda hizmet veren Kangal Balıklı Kaplıcaları, modern tesisleriyle hijyenik ortamda hizmet veriyor. Özellikle sedef hastalığına ve diğer cilt hastalıklarına iyi geldiğine inanılan, ‘’doktor balıklar’’ olarak adlandırılan balıklarıyla sağlık turizmi açısından önemli bir merkez olan kaplıcalar, şifa arayan kişilerin vazgeçemediği mekânlar arasında yer alıyor. Başka bir tabiî ortamda yetiştirilmeleri ve üretilmelerinin mümkün olmadığı belirtilen balıkların bulunduğu kaplıcalar, özellikle sağlık turizmi açısından tercih ediliyor, gezi amacıyla gelen turistleri de ağırlıyor.

13.06.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

Bütün haberler

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.