14 Haziran 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Dergilerimiz

Haberler

 

YENİ ANDIÇA DA YAYIN YASAĞI KONULDU

Yasaklarla yönetiliyor olduğumuzu gösteren en son örnek, Taraf gazetesinin “AKP ve Gülen'i bitirme planı” manşetiyle haber yaptığı ve Genelkurmay'ın soruşturma açıldığını açıkladığı belgeyle ilgili olarak Genelkurmay Askerî Mahkemesi tarafından konulan yayın yasağı oldu. Yasakla, bu skandalın da örtbas edilmesinden endişe duyuluyor.

Askerî mahkemeden yayın yasağı

GENELKURMAY Başkanlığı Askerî Mahkemesi, Taraf Gazetesinin önceki günkü sayısında yer alan ‘’AKP ve Gülen’i Bitirme Planı’’ başlıklı haber konusundaki soruşturmayla ilgili belgelerin içeriği hakkında yayın yapma yasağı konulmasına, müdafilerin soruşturma dosyasının içeriğini incelemesi ve belgelerden örnek alması haklarının kısıtlanmasına karar verdi.

Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığının başvurusu üzerine Askeri Mahkeme’ce alınan karar şöyle: ‘’12 Haziran 2009 tarihli Taraf Gazetesinde yer alan ‘AKP ve Gülen’i Bitirme Planı’ başlıklı habere konu iddia edilen belgeyle ilgili haberler, millî güvenliği, kamu düzenini ve kamu güvenliğini ilgilendirdiğinden, ayrıca Genelkurmay Harekât Başkanlığınca hazırlandığı iddia edilen gizli belgenin sızdırılması ve yayınlanması hususlarında soruşturma yapıldığından, bu konuya ilişkin haberlerin, yargı gücünün otorite ve tarafsızlığını etkileme ihtimalinin bulunması, ayrıca 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 157. maddesinde düzenlenen soruşturmanın gizliliğini ihlal etme ihtimalinin bulunması nedeniyle 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 28/4. maddesi uyarınca ve 5187 sayılı Basın Kanununun 3/2. maddesi uyarınca, soruşturma tamamlanıncaya kadar soruşturmayla ilgili belgelerin içeriği hakkında yayın yapma yasağı konulmasına, Soruşturma konusu bilgi ve belgeler dikkate alındığında, müdafiinin dosya içeriğini incelemesinin veya belgelerden örnek almasının soruşturmanın amacını tehlikeye düşüreceği kanaatine varıldığından, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 153/2,3. maddesi uyarınca, yakalanacak kişinin veya şüphelinin ifadesini içeren tutanak ile bilirkişi raporları ve adı geçenlerin hazır bulunmaya yetkili oldukları diğer işlemlere ilişkin tutanaklar hariç olmak üzere, müdafiilerin soruşturma dosyasının içeriğini incelenmesi ve belgelerden örnek alınması haklarının kısıtlanmasına karar verildi.’’

14.06.2009


 

AKP'NİN 7. ÖSS'Sİ DE YASAK GÖLGESİNDE

“Yasaklı Türkiye” gerçeğini gözler önüne seren kronik örneklerden biri olan ÖSS, bugün yine başörtülülere kapalı olarak gerçekleştiriliyor. Bugün yapılacak olan Öğrenci Seçme Sınavı, AKP iktidarının işbaşı yapmasından sonraki 7., Abdullah Gül'ün Çankaya'ya çıkmasından ve yeni YÖK Başkanı Prof. Dr. Özcan'ın göreve başlamasından sonraki 2. yasaklı sınav.

Yasaklı sınav bugün

ÜNİVERSİTE adaylarının heyecanla beklediği Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS), bugün yapılacak. Başları açık olmayan adaylar sınava katılamayacak.

ÖSS, Türkiye’de bütün il ve bazı ilçe merkezleri ile KKTC’nin başşehri Lefkoşa’da toplam 4 bin 602 binada, 70 bin 850 salonda gerçekleştirilecek. Sınav, saat 09.30’da başlayacak, tek oturumda uygulanacak ve 195 dakika sürecek. Sınavda 207 bin 857 kişi (bina sorumlusu, bina yöneticisi, salon başkanı, gözetmen, hizmetli, nakil kuryesi, denetmen) görev yapacak.

Kimlik kontrolleri ve salona yerleştirme işlemlerinin zamanında yapılabilmesi için adayların sınava girecekleri binalarda en geç 08.30’da hazır bulunmaları isteniyor.

Adayların sınava gelirken yanlarında mutlaka sınava giriş ve kimlik belgesi ile fotoğraflı, resmî onaylı özel bir kimlik belgesini (nüfus cüzdanı, sürücü belgesi, pasaport gibi) bulundurmaları zorunlu tutuluyor. Kimlik belgelerinin fotokopisi veya faksı kabul edilmeyecek. Bu iki belge yanında olmayan aday, ileri süreceği sebep ne olursa olsun sınava alınmayacak.

Bunların yanı sıra en az iki adet koyu siyah ve yumuşak uçlu kurşun kalem; leke bırakmayan bir silgi ve kalemtıraşı da adayların unutmamaları gerekiyor.

BAŞI ÖRTÜLÜYE

YİNE HAKSIZLIK

Adayların sınava gelirken yanlarında cep telefonu, çağrı cihazı, telsiz, fotoğraf makinası gibi araçlarla; cep bilgisayarı, saat fonksiyonu dışında fonksiyonu bulunan saat, sözlük işlevi olan elektronik aygıt, hesap makinası gibi her türlü bilgisayar özelliği bulunan cihazlarla; silâh ve benzeri teçhizatla; müsvedde kâğıdı, defter, kitap, sözlük, pergel, açıölçer, cetvel gibi araçlarla sınava gelmeleri yasaklandı. Cep telefonu yanında bulunan adaylar, telefonları kapalı bile olsa sınav binalarına alınmayacak. Başları açık olmayan veya kılık kıyafetleri yürürlükteki mevzuata uygun bulunmayan adaylar da sınava katılamayacak. Adayların, sınav başladıktan sonra ilk 90 dakika ve son 15 dakika içinde sınav salonunu terk etmeleri yasaklar arasında yer alıyor. Sınav sonuçlarının Temmuz ayının ortalarında açıklanması planlanıyor. Sınav değerlendirilirken, ÖSSSÖZ1, ÖSSSAY1, ÖSSEA1, ÖSSDİL, ÖSSSÖZ2, ÖSSSAY2 ve ÖSSEA2 puanları hesaplanacak.

Üniversitelerin dil ile ilgili bölümlerinde okumak isteyen adaylar da ÖSS’ye katıldıktan sonra 21 Haziran Pazar günü gerçekleştirilecek Yabancı Dil Sınavı’na (YDS) katılacak. YDS’de 32 bin aday ter dökecek. Ankara / aa

14.06.2009


 

Yargı kendi işine baksın

Hukukçular Birliği Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Kılıçkaya, son zamanlarda yüksek yargının başında bulunan kişilerin kamuoyuna yönelik konuşmalarında yargının sorunlarından çok siyasî konulara değindiklerini belirtti.

Kılıçkaya, “Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının en son konuşmasına baktığımız zaman yargının sorununun ne olduğu açıkça görülmektedir. Sorun malzeme, materyal ve mevzuat değildir. Yargının kendisine bakışı ve zihniyetidir. Çözüm, insanî vicdana ve hassasiyete sahip olabilmektedir” şeklinde konuştu.

Yargı, kendi işine baksın

Hukukçular Birliği Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Kılıçkaya, yargının özellikle yüksek mahkemelerin ülkede yaşanan gelişmeyi yakalayamadığını, çağın çok gerisinde kaldığını belirterek, “Yargılama süreleri makul kabul edilemeyecek kadar uzundur. Yüksek mahkemelerde özellikle Yargıtay ve Danıştay’da yargılama ve adalet kilitlenmiş durumda bulunmaktadır. Sadece temyiz incelemesi için yıllarca bekleyen dosyalar vardır” dedi.

Sinan Kılıçkaya, yaptığı açıklamada, yüksek yargının, yargının gecikmesine ilişkin somut, acil sorunlarla ilgilenmek yerine daha çok kendilerince sorun gördükleri ülkenin genel durumuyla ilgilenmeyi tercih ettiklerini söyledi. Gecikmenin birçok bahanesinin olabileceğini ancak hiçbir bahane gecikmeyi özellikle adaletin gecikmesini haklı kılamayacağını vurgulayan Kılıçkaya, “Yönetici olmak sorumluluğu üstlenmek demektir. Yargının yöneticileri hiçbir bahanenin arkasına saklanamazlar. Görevleri ve sorumlulukları gecikmeye neden olan engelleri ortadan kaldırmaktır. Geciken adalet, adalet değildir. Halkımızın büyük çoğunluğunun adalete güveni zayıftır. Bunun birçok nedeni olmakla birlikte en önemli nedeni yargıdaki gecikmedir” dedi.

Kılıçkaya, son zamanlarda yüksek yargının başında bulunan kişilerin kamuoyuna yönelik konuşmalarında yargının sorunlarından çok siyasî konulara değindiklerinin gözlendiğini söyledi. Kılıçkaya, “Yüksek yargı mensuplarının konuşmalarında yargının sorunlarını nasıl çözdüklerini veya çözmeye çalıştıklarını ayrıca bu konularda devletin diğer organlarının neler yapması gerektiğini anlatmalı ve çözümler üretmelidirler” diye konuştu. Yüksek yargıdaki gecikmenin yerel mahkemelerdeki gecikmeyi de tetiklediğine dikkat çeken Kılıçkaya, yüksek yargının kendisine çeki düzen vermesi halinde yerel mahkemelerin de çok daha seri ve düzenli çalışacaklarını söyledi.

“SORUN,YARGININ KENDİSİNE BAKIŞI VE

ZİHNİYETİDİR”

Kılıçkaya, gecikmeye usul ve mevzuat bahane edildiğine dikkat çekerek, şunları söyledi:

“İşini iyi yapan yargı mensupları mevcut mevzuatımızla da yargılama süresini makul sürelere çekebilirler. Kaldı ki mevzuat aynı ve sorunlar aynı olduğu halde bazı mahkemelerde, işini iyi yapan hakimlerde yargılama süresi makul kabul edilecek zamandadır. Aynı şekilde Yargıtay’ın bazı dairelerinde yığılma yoktur ve dosyalar çok çabuk çıkabilmektedir. Yargı özellikle yüksek yargı mensupları çağın gerisinde kalmamak için işini iyi yapmak zorundadır. Aksi halde yargı ülkenin gelişimine engel durumuna düşecektir.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının en son konuşmasına baktığımız zaman yargının sorununun ne olduğu açıkça görülmektedir. Sayın Başsavcının konuşmasında yargının acil ve somut sorunları dışında her şey bulabilirsiniz, ancak yargının daha iyi işlemesine yardımcı olacak bir öneri veya görüş bulmak mümkün değildir. Sorun malzeme, materyal ve mevzuat değildir. Yargının kendisine bakışı ve zihniyetidir. Çözüm, insanî vicdana ve hassasiyete sahip olabilmektedir.”

FATİH KARAGÖZ

14.06.2009


 

Sanıklara 44 kez müebbet

7’si çocuk 44 kişinin öldürüldüğü, 4’ü çocuk 10 kişinin de yaralandığı saldırı olayıyla ilgili hazırlanan iddianame Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.

Katliâm sanıklarına 44 KEZ MÜEBBET

MARDİN'İN Mazıdağı İlçesine bağlı Bilge Köyünde 4 Mayıs 2009 tarihinde 7’si çocuk 44 kişinin öldürüldüğü, 4’ü çocuk 10 kişinin de yaralandığı saldırı olayıyla ilgili hazırlanan iddianame Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi. Mardin Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, tutuklu 9 sanık hakkında, TCK’nın ‘’Tasarlayarak ve canavarca hisle adam öldürme’’ suçundan 36’şar kez, 7 çocuğun öldürülmesi suçundan 7’şer kez ve gebe olduğu bilinen kadını öldürmek suçundan da 1’er kez olmak üzere 44’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. İddianamede ayrıca, tutuklu 9 sanığın, 4’ü çocuk 10 kişiyi de ‘’Kasten öldürmeye kalkışma’’ suçundan 200’er yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmaları talep edildi.

Sanıklardan 18 yaşından küçük olan M. Ş. Ç. ile ilgili soruşturmanın ayrı yürütüldüğü kaydedilen iddianamede, evinde 6 adet el bombası bulunan Ahmet Çelebi hakkında da 17 yıla kadar hapis cezası istendi. İddianamede, olayın meydana geldiği Mazıdağı ilçesine bağlı Bilge Köyünde yapılan araştırmada, ‘’maktuller ve aileleri ile şüpheliler ve aileleri arasında suçun işlenmesi açısından bir husumetin bulunmadığı’’nın tesbit edildiği kaydedildi.

KURŞUNLAR KORUCU SİLÂHINDAN

SALDIRI esnasında 5'i kalaşnikof marka olmak üzere 6 adet uzun namlulu silâh kullanıldığı bildirildi. Olayın yaşandığı evde ele geçirilen 105 adet kovanın, sanıklardan Abdulhakim Çelebi’ye geçici köy korucusu olması sebebiyle teslim edilen silahtan atıldığı belirlendi. İddianamede, sanık geçici köy korucusu Ahmet Çelebi’nin evinde ele geçirilen 6 adet el bombası ile Mardin İl Jandarma Komutanlığı deposunda bulunan 21 adet bombanın aynı kafile numarasına kayıtlı mühimmatlar olduğu kaydedildi. Mardin İl Jandarma Komutanlığından suç tarihindeki ‘’156 jandarma imdat’’ kayıtlarının istenildiği belirtilen iddianamede, ‘’gönderilen yazıda; ses kayıt cihazının 17 Nisan 2009 tarihinde arızalanması nedeniyle tamir edilmek üzere Diyarbakır’a gönderildiği bildirilmiştir’’ ifadesine yer verildi. Tutuklu sanıklar Mehmet, Abdulhakim, Mehmet Emin, Süleyman, Ömer, Mehmet Sait, Abdulkadir, Mehmet Ali, Ahmet ve Ali Çelebi ile tutuksuz yargılanan Mustafa Çelebi’nin yargılanmasına önümüzdeki günlerde Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlanacağı bildirildi. 18 yaşından küçük olan tutuklu sanık M. S. Ç. ile ilgili soruşturma da sürüyor.

14.06.2009


 

Gazze'nin yeniden düzenlenmesi için destek talebi

FİLİSTİN’İN Gazze Belediye Başkanı Refik Mekki, Gazze’nin yeniden düzenlenmesi yolunda yapılacak çalışmalarda Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe’den yardım istedi.

Altepe’yi makamında ziyaret eden Mekki, Gazze’de yaşanan savaş sırasında Türkiye’nin Filistin halkına çok büyük destek verdiğini söyledi. Mekki, Gazze’de savaş başladığında ilk desteğin Türkiye’den geldiğini ifade ederek,’’Biz oraya gelen ekiplerle ekmeğimizi bölüştük. Bizim sıkıntılarımıza ortak oldular. Türkiye halkının bizlerle olduğunu görmek bizi çok mutlu etti. Türk halkını öz kardeş olarak görüyoruz. Bu durum sonsuza kadar devam edecek’’ dedi. Türkiye’nin 7’den 70’e her kesiminden ve özellikle sivil toplum kuruluşlarından yakınlık gördüklerini dile getiren Mekki, Bursalıların da ilgi ve alakasından dolayı Altepe’ye teşekkür ziyaretinde bulunduğunu söyledi. Mekki, Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın Davos Zirvesi’nde yaptığı çıkışını, savaş yüzünden yaşanan elektrik sıkıntısına rağmen izlediklerini belirterek, ‘’Biz ilk kez bir devlet büyüğünden böyle büyük bir destek gördük. Bu tavır bizleri çok etkiledi, sevindirdi. Bu desteği ve Başbakan Erdoğan’ı unutmayacağız. Yakın olduğunu düşündüğümüz diğer ülkelerden de böyle bir tavır beklerdik, ama yapmadılar’’ diye konuştu. Bursa ziyaretinde, Büyükşehir Belediyesinin hizmetlerini gördüklerini vurgulayan Mekki, Gazze’nin yeniden düzenlenmesi yolunda yapılacak çalışmalarda Altepe’den yardım istedi.

Recep Altepe ise Gazze ve Filistin’de yapılacak çalışmalara destek vereceklerini bildirdi.

14.06.2009


 

İHH’dan mültecilere yardım

İNSAN Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsanî Yardım Vakfı, Suriye’deki Filistin mülteci kamplarına, gıda, giysi ve sağlık malzemesi gönderdi.

Vakıftan yapılan yazılı açıklamada, yardım malzemelerini taşıyan 8 TIR’ın, Suriye’deki Nahrul Barid, Tenf, Hol, El Haseki ve Velit kamplarındaki mültecilere ulaştırılmak üzere İHH’nin İkitelli’deki deposundan hareket ettiği belirtildi. Toplam değeri 358 bin 281 TL olan ve 175 ton 293 kilogram ağırlığındaki malzemelerin, kuru bakla, konserve, salça, süt tozu, un, bisküvi, çocuk bezi, giysi ve ayakkabı gibi ürünlerden oluştuğu bildirildi. Açıklamada, Suriye’de 10 kampta 413 bin 827 kayıtlı Filistinli mülteci olduğu ve bunların 120 bin 865’inin çadırda kaldığı ifade edildi. Tüm dünyada 4 milyondan fazla Filistinli mülteci olduğu, bu mültecilerin yaklaşık üçte birinin Ürdün, Lübnan, Suriye, Batı Şeria ve Gazze’de yaşadığı da kaydedildi.

14.06.2009


 

Ergenekon da 4 tahliye daha

“ERGENEKON” dâvâsında tutuklu 31 sanıktan 4’ünün tahliyelerine karar verildi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada mahkeme heyeti, tutuklu sanıklardan Mete Yalazangil, Mehmet Adnan Akfırat, Ali Kutlu ve Murat Çağlar’ın, dosya kapsamı, delil durumu, sevk maddeleri ve suç vasıflarının değişme ihtimalini dikkate alarak, tahliyelerini kararlaştırdı. Mahkeme heyeti, duruşmanın, heyetin yıllık izne ayrılacak olması, yargılanmasına başlanacak olan bu dosyayla birleştirme talepli ‘’Ergenekon’’ soruşturmasının ikinci iddianamesine ilişkin dosyanın inceleme ve işlemleri dikkate alınarak, zorunlu olarak 3 Ağustos Pazartesi günü saat 09.30’a bırakılmasına karar verdi.

14.06.2009


 

Gunter Verheugen, M. Ali Talat ile görüşecek

AVRUPA Komisyonu Başkan Yardımcısı Gunter Verheugen bugün Kıbrıs’a geliyor.

Ağırlıklı olarak Güney Kıbrıs’ta temaslarda bulunacak olan Verheugen, Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat tarafından yarın akşam kabul edilecek. Yemekli görüşme saat 20.20’de başlayacak. Verheugen, Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas ile de yarın sabah saat 10.00’da görüşecek. Günter Verheugen, aynı gün saat 16.30’da bir basın toplantısı düzenleyecek, saat 18.00’de ise Kıbrıslı Türk ve Rum işadamlarıyla yuvarlak masa toplantısı gerçekleştirecek. Her iki faaliyet de, Güney Lefkoşa’da bulunan AB Evi’nde yapılacak. Verheugen Salı günü adadan ayrılacak.

14.06.2009


 

Kundaklanan camileri Tuzla Belediyesi onaracak

GEÇTİĞİMİZ Mayıs ayında kundaklanan camilere Tuzla Belediyesi yardım eli uzattı. Yakılan 5 cami Tuzla Belediyesi tarafından onarılacak.

Tuzla Müftülüğü’nün yardım talebi üzerine harekete geçen Tuzla Belediye Başkanı Dr. Şadi Yazıcı, konuyu belediye meclis gündemine taşıdı. Tuzla Belediyesi Bütçe ve Kesin Hesap Tetkik Komisyonu tarafından incelenerek meclise havale edilen yardım kararı, oy birliği ile kabul edildi. Buna göre Tuzla’da kundaklanan 5 cami için 70 bin TL yardım yapılacak. Geçtiğimiz mayıs ayı içerisinde Tuzla’da kundaklanan Orta Mahalle Merkez Camii, Aydınlı Mahallesi Yıldız Camii, İstasyon Mahallesi Yeni Camii, Evliya Çelebi Camii ve Yayla Mahallesi Üçbaşlar Camii olmak üzere toplam 5 cami kundaklanmıştı.

14.06.2009


 

57 üniversitede 10 bin 773 öğrenci çalışıyor

DEVLET üniversitelerinin 57’sinde 10 bin 773 öğrenci kısmi zamanlı olarak çalıştırılırken, 37 üniversite ise öğrenci istihdam etmiyor.

Edinilen bilgiye göre, ailesinin maddi durumu iyi olmayan öğrenciler, Kısmî Zamanlı Öğrenci Çalıştırma Programı kapsamında eğitim gördükleri üniversitelerin idari birimlerinde çalışarak hem harçlıklarını çıkarıyor hem de aile bütçesine katkıda bulunuyorlar. Devlet üniversitelerinin 57’sinde, toplam 10 bin 773 öğrenci istihdam ediliyor. En fazla öğrenci çalıştıran Anadolu Ünversitesinde bin 212, İstanbul Üniversitesinde 895 öğrenci, Çukurova Üniversitesinde 675 öğrenci, Gazi Üniversitesinde 470 öğrenci kısmi zamanlı çalıştırılıyor. Yeni kurulan üniversiteler başta olmak üzere 37 üniversitede ise öğrenci çalıştırma programı uygulanmaya başlanmadı. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülen tasarıda, üniversitelerde kısmi zamanlı çalıştırılan öğrencilere ilişkin düzenleme kabul edildi. Bu düzenlemenin yasalaşması halinde YÖK ve YURT-KUR tarafından burs verilmekte olan veya burs alma şartlarını taşıyan öğrenciler, eğitim gördükleri üniversitelerde kısmi zamanlı olarak geçici işlerde çalıştırılabilecek. Bu şekilde istihdam edilen öğrenciler, bu çalışmalarından dolayı işçi kabul Öğrencilere ücret ödenmesi, YÖK ve YURT-KUR tarafından verilen burs veya öğrenim kredisinin kesilmesini veya aynı kuruma ait yurtlardan yararlanma hakkını kaldırmayacak.

14.06.2009


 

Hekimlerden "Tam Gün"e tepki

PROF. DR Ömer Karahan, kamuoyunda “Tam Gün Yasa Tasarısı” olarak bilinen ve kamudaki hekimlerin muayenehane açmasına yasak getiren sistemin, uygulamada birçok eşitsizliğe ve haksızlığa sebep olacağını savundu.

Bazı tabip odalarının oluşturduğu Türkiye Hekim Platformu adına açıklamayı okuyan Prof. Dr. Karahan, tasarıda, hekimlerin temel maaşlarında herhangi bir artış öngörülmediğini söyledi. Karahan, çalışanla çalışmayanı ayıran ve çalışana hakkını veren bir performans sisteminin uygulanmasının doğru olduğunu ancak hekimlerin gelirlerinin çok büyük kısmının döner sermayeden alınacak performans gelirine dayalı olmasının doğru olmadığı görüşünü dile getirdi. Yürürlükte olan yasalara göre, hekimlerin emeklilik şartlarının çok kötü olduğunu savunan Karahan, tasarının, hekimlerin emekliliğine yönelik hiçbir iyileştirme getirmediğini belirtti. Tasarıda tıp fakültesinde görev yapan bir öğretim üyesi ile kıdemsiz bir asistanın yapacağı uygulamanın aynı kefeye konulduğunu savunan Karahan, düzenlemenin, hekimlerin desteği alınmadan başarıya ulaşmayacağını ileri sürdü.

14.06.2009


 

Ceza ve tevkifevleri doldu, taştı

Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Nizamettin Kalaman, ceza ve infaz kurumlarında 1 Haziran itibarıyla 111 bin 924 hükümlü ve tutuklu bulunduğunu belirterek, “Kurumlarda şu anda doluluk oranı had safhada, taştık” dedi.

Türk Ceza Hukuku Derneğince düzenlenen “Ceza İnfaz Hukuku Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 4 Yılı” konulu sempozyumun açılışında konuşan Kalaman, uygulamada sorunlar bulunduğunu belirterek, eleştirilere açık olduklarını, ortak çözüm üretilmesi gerektiğini söyledi. Ceza infaz kurumlarında yapılan değişiklikler, eğitim ve iyileştirme çalışmaları hakkında bilgi veren Kalaman, yapılan çalışmaların sonuç alabilmesi için kurumlardaki tutuklu ve hükümlü sayısının azaltılması gerektiğini ifade etti. Kalaman, 2000 yılında 4616 sayılı yasa ile af çıktığında tutuklu ve hükümlü sayısının 49 bin 512’ye düştüğünü belirterek, tekrar yükseliş gösteren sayının 2004 ve 2005’te yeni ceza kanunlarının yürürlüğe girmesiyle yaşanan boşluktan dolayı 55 bin dolayına indiğini bildirdi. Nizamettin Kalaman, 1 Haziran itibarıyla ceza infaz kurumlarında 51 bin 150’si hükümlü, 40 bin 383’ü tutuklu ve 20 bin 391’i hükmen tutuklu olmak üzere 111 bin 924 hükümlü ve tutuklu bulunduğunu kaydetti. Ceza infaz kurumlarında 61 bin civarında tutuklu ve hükmen tutuklu bulunduğunu belirten Kalaman, “Bu çok anormal bir durum. Yurt dışından gelen heyetlerin de ülkemizi ziyaret ettiklerinde ilk sordukları şey bu. Neden bu hale geldi? Bunların savunmasını yapmakta zorlanıyorum açıkçası” dedi. Cezaevlerindeki nüfusu düşürmeye yönelik tedbirleri bulunduğunu kaydeden Kalaman, iki yıl veya daha az süreli hapis cezalarında uygulanan denetimli serbestlik tedbirinin uygulama sınırının 5 yıla çıkarılmasını önerdiklerini söyledi.

14.06.2009


 

KKKA hastalığı bulaşan sağlık teknisyeni öldü

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Hastanesinde KKKA’lı hastaya müdahale ederken, virüs bulaşan sağlık teknisyeninin vefat ettiği bildirildi.

Edinilen bilgiye göre, Vezirköprü ilçesinde kene ısırması sonucu KKKA hastalığı şüphesiyle OMÜ Tıp Fakültesi hastanesine sevk edilen bir hastaya acil serviste serum takmak isterken, serum iğnesini eline batıran ve KKKA hastalığı virüsü bulaşan Kübra Y, tedavi altına alındığı enfeksiyon hastalıkları servisinde vefat etti. Başhekim Prof. Dr. Mustafa Bekir Selçuk, Kübra Y’nin yapılan müdahaleye rağmen öldüğünü, üzgün olduklarını, bu konuda daha sonra ayrıntılı bir açıklama yapacaklarını bildirdi.

14.06.2009


 

Askerî aracın geçişi sırasında mayın patlatıldı

HakkÂrİ’nİn Yüksekova ilçesinde askerî konvoyun geçişi sırasında patlatılan mayından 7 asker hafif yaralandı. Yüksekova-Dağlıca yolu Yeni Mahalle mevkiinde iki askerî aracın geçişi sırasında yol kenarına yerleştirilen tuzaklanmış mayın patlatıldı.

Patlamada cam kırıkları sebebiyle 7 asker hafif yaralandı. Hakkâri Valisi Muammer Türker, ‘’Patlamada 7 asker cam kırıkları nedeniyle hafif yaralandı, olayla ilgili inceleme devam ediyor. Patlayıcının türü olay yeri incelemesinden sonra belli olacak’’ dedi. Patlamanın etkisiyle, civardaki bazı evlerin camlarının da kırıldığı öğrenildi.

14.06.2009


 

Kavgayı ayırmak isteyen polis şehit oldu

ŞanlIurfa’nIn Siverek ilçesinde iki grup arasında çıkan silâhlı kavgayı ayırmaya çalışan bir polis memuru şehit oldu.

Edinilen bilgiye göre, Ofis Mahallesi’nde iki grup arasında tartışma yaşandı. Silâhlı kavgaya dönüşen olaya müdahale edip, tarafları ayırmaya çalışan polislerden birine, bu sırada seken kurşunlardan biri isabet etti. Ağır yaralanan ve ambulansla Siverek Devlet Hastanesine kaldırılan polis memuru şehit oldu. Olayda 1 vatandaş da ağır yaralandı.

14.06.2009


 

Metrobüste indirimli aktarma kaldırıldı

İETT, Kadıköy-Avcılar arasında çalışan metrobüs hattındaki bütün “indirimli aktarma” uygulamasını iptal etti.

Tartışmalara konu olan “indirimli aktarma” uygulaması kaldırıldı. Kadıköy-Avcılar arasında çalışan metrobüs hattındaki bütün “indirimli aktarma” uygulamasını İETT iptal etti. Akbil kullanan yolcular, ilk binişten sonraki 2 saat içinde yaptıkları 5 aktarma binişi için de yüzde 50 indirimli ücret ödüyordu. Bundan böyle metrobüs hattındaki her yolculuk için 1.5 TL ücret ödenecek.

14.06.2009


 

ULUSAL BESLENME PLATFORMU KURULDU

BİLİM adamları medyadaki sağlık ve beslenme ile ilgili bilgi kirliliğine “dur” demek için güç birliği yaptı. Bilim adamları, ülkemizde giderek artan medyadaki sağlık alanındaki bilgi kirliliğine ve toplumun yanlış yönlendirilmesine “dur” demek için Ulusal Beslenme Platformu’nu kurdu.

Ulusal Beslenme Platformu kuruldu

Türkiye çapındaki 20 üniversiteden ve TÜBİTAK’tan 55 profesörün bir araya gelerek kurduğu Ulusal Beslenme Platformu, toplumda beslenme, gıda ve beslenme sağlığı ile ilişkili bilgi kirliliği ile mücadele etmeyi ve doğru bilgiyi paylaşmayı hedefliyor. Ulusal Beslenme Platformu’nun kuruluş amaçlarının ve projeleri Hyatt Regency Otel’de düzenlenen basın toplantısıyla tanıtıldı.

14.06.2009


 

İNSANLIK TARİHİNE DAMGA VURAN 10 İCAT

22 HAZİRAN'DA kuruluşunun 100. yılını kutlayacak olan Londra Bilim Müzesi, insanlık tarihine damga vuran en büyük 10 icadı açıkladı.

Müze müdürü Tim Boon, “Bu seçtiklerimiz günümüz dünyasının şekillenmesinde büyük önem taşıyor” dedi.

Thompson’un atmosferik makinesi: Bu makine işlevi fazla ve pratik olan ilk buhar makinesi.. İlki 1712 yılında icat edilmiş ve enerji krizine çözüm getirmişti. Sanayi Devrimi’nin müjdeleyicisi niteliğindeydi.

Elektrikli telgraf: Dünya’nın patentli ve mükemmel ilk telekominikasyon icadı olarak tarihe geçti. 1837 yılında Charles Wheatstone ve William Cooke tarafından geliştirilen makineyle uzun mesafeler arasından elektrikli ilk iletişim kurulmuş oldu.

Ford: Kitlesel üretim anlamında bir ilki gerçekleştiren Ford Motor Company motorlu araçları büyük bir market haline getirmiş oldu.

Pilot ACE bilgisayar: Pilot ACE adlı bilgisayar ilk programını 10 Mayıs 1950 tarihinde yürütmeye başladı. Döneminin en hızlı bilgisayarı özelliğini kazanmıştı. Dünya’yı değiştirme sebebi ise şu anki bilgisayar teknolojisine zemin hazırlaması oldu.

V2 Roket: 1942 yılında Wernher von Braun tarafından geliştirilen bu roketin yapısı İkinci Dünya Savaşı’nı Almanya’nın kazanmasını sağlayamadı. Savaş sonrası ABD’ye giden von Braun, balistik programlamalar konusunda çalışmaya başladı. Ardından NASA’ya giren ve Ay’a giden Apollo 11’in roketi olan Saturn V’nin fikir babalarından birisi oldu.

Çifte sarmallı DNA: DNA molekülerinin çifte sarmallı yapısıyla ilgili ilk bulgular 953 yılında Crick ve Watson tarafından elde edildi. Organizmaların genler içinde ve hücrelerin işleyişinin anlaşılmasında büyük önemi oldu. Bu gelişme genetikle ilgili bilimsel araştırmaların kalbinde bulunmaya devam edecek.

X ray makinesi: Alman fizikçi Wilhelm Röntgen tarafından 1895 yılında keşfedilen röntgen, hastalara teşhis konulmasında doktorların en büyük yardımcısı olmuştu. Bu keşiften yalnızca birkaç ay sonra Russel Reynolds X ray setini icat etti. Bu icatla birlikte hastalara gereksiz ameliyat yapılmasına gerek kalmadı.

Stephenson Roketi: 1829’da İngiltere’nin Manchester şehrinde kullanılmaya başlayan roketin dizayn prensipleri sonraki 150 yıl boyunca insan ve mal taşınmasında standart halini aldı.

14.06.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

Bütün haberler

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.