Haberler

Albayı sivil savcılar sorgulayacak

‘İRTİCA Planı’nın altında imzası olduğu iddia edilen Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek’in, ‘imzalar benzerlik gösteriyor’ raporu üzerine, Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılar tarafından sorgulanmasına karar verildi.

Jandarma kriminal laboratuvarınca askerî savcılığa gönderilen belgedeki imza ile Albay Dursun Çiçek’in imzasının benzeştiği yönündeki belge, İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’na gönderildi. Dursun Çiçek’in evlilik cüzdanı ve sivilde kullandığı imzalar ile belgedeki imzanın benzerlik gösterdiği şeklindeki rapor üzerine Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılar Dursun Çicek’i ifade için çağrılmasına karar verdi. Çiçek’in önümüzdeki günlerde İstanbul Adliyesi’ne gelerek sorgulanacağı öğrenildi.

21.06.2009

“BELGE SAHTE, GERÇEK” TARTIŞMASI TUZAK

Emniyet İstihbarat Dairesi eski Başkanı Bülent Orakoğlu, “İrticayla mücadele eylem planı belgesi”nin araştırılması için Meclis’te komisyon kurulmasını teklif etti. “Bu belge gerçek miydi, sahte miydi?” tartışmasının psikolojik bir hareket olduğunu anlatan Orakoğlu, üstünü kapatmak için bunun bir tuzak olduğunu kaydetti.

DARBECİLER YARGILANMADIKÇA BİTMEZ

AKP’nin Şemdinli’de gerekli direnci göstermediğini hatırlatan Orakoğlu, “Bunları besleyen EMASYA’dır, çift başlı yargıdır, darbecilerin yargılanamamasıdır. 1960’tan bu yana darbeciler yargılanamadığı için bir darbe görüntüsü oluşmuş. Destekleyen, menfaatlenen gruplar oluşmuş. Darbe zihniyetinin uzantısıdır” diye konuştu.

Darbeyi meclis araştırsın

ESKİ Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Bülent Orakoğlu, Genelkurmay’da hazırlandığı iddia edilen eylem planının ‘gerçek mi, sahte mi?’ tartışmasının psikolojik bir hareket olduğuna dikkat çekerek, olayın üstünün kapatılması için yapılmış bir tuzak olduğunu vurguladı. 28 Şubat döneminde hem siyasetin hem de askerin demokrasiye tuzak kurduğunu anlatan Orakoğlu, bazı siyasetçilerin ‘gel darbe yap’ dediğini aktardı. Türkiye’de siyaset mekanizmasının 28 Şubat’ı anlamadığını savunan Orakoğlu, 28 Şubat’ın sonradan yaşananların anası olduğunu söyledi. “O dönem cunta yapan damarı bulabilseydik bu tür belgeler ortaya çıkmazdı” diyen Orakoğlu, 28 Şubat’ın bitmediğini ve kendisinin bunu iliklerine kadar hissettiğini vurguladı. Kendisine bir parti liderinin geldiğini anlatan Orakoğlu, “İkinci iddianamenin eklerinde darbe olsa başbakan olacağı belirtilen belge var. Cuntacılardan izin alıp geldim, ‘Siz eğer bu kafadan giderseniz, ne siz, ne sizin çocuklarınız bundan sonra devlet içinde hiçbir önemli göreve gelemezsiniz’ dedi. Bu yüzden 28 Şubat’ı iliklerime kadar hissediyorum. AK Parti, Şemdinli’de gerekli direnci gösterememiştir. Ama 27 Nisan bildirisi ile bu belgeye direnç gösteriyor. Cunta damarını besleyen kaynakları kurutamazsak, bunları biz çok konuşuruz. Bunları besleyen EMASYA’dır, çift başlı yargıdır, darbecilerin yargılanamamasıdır. 60’tan bu yana darbeciler yargılanamadığı için bir darbe görüntüsü oluşmuş. Destekleyen, menfaatlenen gruplar oluşmuş. Darbe zihniyetinin uzantısıdır.” şeklinde konuştu. Şimdi de eylem planı belgesinin albaya ait olmadığı iddia edilerek falan cemaat yazmıştır denmeye başlandığına dikkat çeken Orakoğlu, böyle bir şeyin olamayacağını söyledi. Orakoğlu, Genelkurmay’la ilgili değilse Ergenekon’la ilgili olduğunu ve başka seçeneğin bulunamayacağını vurguladı. “Bu belge gerçek miydi, sahte miydi?” tartışmasının psikolojik bir hareket olduğunu anlatan Orakoğlu, üstünü kapatmak için bunun bir tuzak olduğunu kaydetti. Darbecilerin üzerine gittiği için polisle uğraşıldığını dile getiren Orakoğlu, “Şer odaklarını, darbe ayaklarını ortaya çıkardığı için polisle uğraşılıyor. Belgenin araştırılması için Meclis’te komisyon kurulmalı” dedi.

21.06.2009

Arınç: Umarız emir-komutada yazılmamıştır

BAŞBAKAN Yardımcısı Bülent Arınç, “İrtica ile Mücadele Eylem Planı”yla ilgili olarak ‘’Umarız bu belge Silâhlı Kuvvetler’de emir-komuta içerisinde yazılmamış ve imzalanmamış olsun” dedi.

Kanal 24’te soruları cevaplayan Bülent Arınç, Taraf gazetesinde yayımlanan “İrtica ile Mücadele Eylem Planı” belgesinin gerçek olmamasını diledi. Başbakan Yardımcısı Arınç, ‘’Umarız bu belge Silâhlı Kuvvetler’de emir-komuta içerisinde yazılmamış ve imzalanmamış olsun” dedi. Belgenin gerçek olması durumunda bunu hazırlayanların cezalandırılmasını istediğini söyleyen Arınç, şöyle konuştu: “Gerçekliği ortaya çıkarsa, bu TSK içinde, bir kişi ya da bir grubun bir siyasî partiyi düşman gibi gören hukuk dışı, demokrasi dışı bir eylemi sahiplenecek insanların varlığını gösterir.” Sahte belgeyle karışıklık oluşturmak isteyenler olabileceğini de belirten Arınç, her ihtimali göz önünde tutarak, olaya hem sükûnetle hem de hukuk içinde yaklaşmak gerektiğini söyledi.

21.06.2009

Genelkurmay Askerî Savcılığından açıklama

GENELKURMAY Başkanlığı Askerî Savcılığı’nca, Erzincan’da bir üsteğmen ve bir teğmenin Askerî Mahkemece tutuklanmasının, “AK Parti ve Gülen’i Bitirme Planı” başlıklı haber hakkında askerî savcılıkta devam eden soruşturma ile ilgisinin bulunmadığı bildirildi.

Genelkurmay Başkanlığı Askerî Savcılığı tarafından yapılan yazılı açıklamada, bazı basın yayın kuruluşları temsilcileri tarafından Erzincan’da bir teğmenin tutuklanması hakkında askerî savcılığa bilgi sorulduğu ve bu nedenle açıklama yapılmasına ihtiyaç duyulduğu bildirildi. Açıklamada şunlar kaydedildi: “Askerî savcılığımızca 12 Mart 2009 tarihinden itibaren yürütülmekte olan bir soruşturma nedeniyle mahallinde (Erzincan’da) icra edilen soruşturma sonucunda bir üsteğmen ve bir teğmenin 17 Haziran 2009 tarihinde Askerî Mahkemece tutuklanmalarına karar verilmiştir. Bu soruşturmanın, 12 Haziran 2009 tarihinde bir gazetede yayımlanan ‘AK Parti ve Gülen’i Bitirme Planı’ başlıklı haber hakkında askerî savcılığımızda devam eden soruşturma ile ilgisi bulunmamaktadır.”

21.06.2009

Darbeciler yargılansın

MAZLUMDER Kocaeli şubesi yönetim kurulu üyesi Medine Küçük, kanunsuz girişmelerde bulunanlara karşı, her kim olursa olsun yasaların işletip gerekenin yapılması istedi.

Kocaeli İnanç özgürlüğü Platformu 218. hafta basın açıklamasını İzmit Sabri Yalım İnsan Hakları parkında yaptı. Platform adına açıklama yapan Medine Küçük, antidemokratik bir şekilde darbe yapıp halkın demokratik tercihlerini görmezden gelenlere karşı, halkın ve sivil toplumun tepkisi dile getirdi. Belge ile ilgili tartışmalarla her zamanki gibi Türkiye’nin kaybettiğini vurgulayan Küçük, “Zaman kaybediyoruz, para kaybediyoruz. Fidan gibi delikanlıları, yeni ufuklar açacak beyinleri kaybediyoruz. Geleceğimizi kaybediyoruz” dedi. Sivil anayasa yapılmadan bu acıların gerçek anlamda sona ermeyeceğini belirten Küçük, şunları kaydetti: “Bunun dışındaki bütün çözümler pansuman etkisinden başka bir işe yaramayacak. Ve daha da önemlisi bütün haklar sahiplerine teslim edilmeden bu darbe ve komplo kabusundan uyanamayacağız. Biraz daha gecikirsek de artık kaybedecek bir şeyimiz de kalmayacak.” Küçük, “Anayasa önünde eğer herkes eşitse, kanunsuz girişmelerde bulunanlar, her kim olursa olsun yasaların işletilsin ve gereken yapılsın” diye konuştu. Sakarya ve Konya'da da İnanç özgürlüğü Platformu açıklama yaptı.

21.06.2009

Hak ihlâlleri karikatürle anlatıldı

MAZLUMDER İstanbul Şubesi’nde insan hakları ihlâllerini karikatürlerle anlatan sergi açıldı.

Şube fuayesinde gerçekleşen “Çizgilerle İhlâller” başlıklı karikatür sergisinin açılışına gazetemiz çizeri İbrahim Özdabak, ayrıca Turgut Yılmaz, yazar-şair Mevlânâ İdris Zengin, Caf Caf Dergisi Editörü Asım Gültekin, Caf Caf çizerlerinden Yusuf Kot, basın mensupları ve davetliler katıldı. Karikatürist Özdabak, sergide dünya üzerinde şahit olduğumuz zulümlerin ifade edildiğini söyledi. Karikatür’ün simge özelliği olduğunu vurgulayan Özdabak, karikatürlerin bir mesaj verdiğinin altını çizdi. Karikatür sergisi, 5 Temmuz 2009 tarihine kadar gezilebilecek.

21.06.2009

Benzin fiyatlarına isyan sürüyor

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun verdiği 20 günlük sürede şirketler benzine 6 kuruş zam, 3 kuruş indirim yapan akaryakıt firmaları, ‘indirin’ ihtarının son gününde de fiyatları aşağıya çekmedi. Tüketiciler Birliği Başkanı Nazım Kaya, “Yeter artık, benzin pompaları tüketicinin cebinden çekilsin” çağrısında bulundu.

TÜKETİCİLER Birliği Başkanı Nazım Kaya, “Yeter artık benzin pompaları tüketicinin cebinden çekilsin” çağrısında bulundu. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) verdiği 20 gün süre içinde indirim yerine zam yapıldığını belirten Kaya, dağıtıcıların benzini olması gerekenin 30 kuruş üzerinde sattığına dikkat çekti. Bu rakamın uygun rakama çekilmesini isteyen Kaya, vergiler dahil 95 oktan kurşunsuz benzinin 2.90’a satılması gerektiğini ifade etti. Kaya, “Yüksek zam politikası uygulayan şirketlere rekabeti engellemeleri nedeniyle yasaya aykırı ciroların yüzde 10’una varan para cezası uygulanmalı” dedi. EPDK’nın yetkisini kullanarak tavan fiyat belirlemesi gerektiğini belirten Kaya, aksi halde Türkiye’deki vatandaşların dünyanın en pahalı benzini kullanmaya devam edeceğini belirtti. Benzinin vergiden arındırılmış rakamıyla tüketiciye 1,25 liradan satıldığını dile getiren Kaya, “Benzinin rafineri çıkış 83 kuruş. Arada 42 kuruş fark var. Bu aradaki 42 kuruş dağıtım şirketlerinin cebine giriyor. Yüzde 20’den fazla şirket karı var” diye konuştu. Haftaya Perşembe günü Üst Kurul’un vereceği karardan umutlu olduklarını söyleyen Kaya, aksi karar çıkması durumunda tüketicinin benzin satın almayacağına vurgu yaptı.

21.06.2009

Erken emekliliğin maliyeti 50 katrilyon

DEVLET Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, erken emekliliğin Türkiye’ye maliyetinin 50 katrilyon olduğunu söyledi.

Kapıkule Sınır Kapısı Tesisleri ile Hamzabeyli Sınır Kapısı’nın açılışı dolayısıyla Edirne’ye gelen Çiçek, burada yaptığı konuşmada, teşvik almayan ilin olmadığını söyledi. Her ilde ‘Devletten yeteri kadar teşvik alamıyoruz’ diyenlerle karşılaştığın ifade eden Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü: “2009 yılındayız. Devletin bütçesi belli. 3 tane sosyal güvenlik kurumuna verdiğimiz destek 50 katrilyon. Peki bu 50 katrilyonluk kaçak ne zaman meydana geldi, 1991-1995 yılları arasında. Devlet bu yanlışı yaparken hiç birimiz de (Sınırın öbür tarafındaki adam 65 yaşında emekli oluyor) demedik. Biz o kadar zengin miyiz ki 38 yaşında emekli ediyor ve 50 katrilyon harçlık veriyoruz. Buna bir Allah’ın kulunun da sesi çıkmadı. Kaçağa 50 katrilyon verdik. Böyle bir devletin verebileceği teşvik kısıtlıdır.’’

21.06.2009

DP’ye 3 ilde yeni başkan

DEMOKRAT Parti’nin (DP) Ankara, İstanbul ve İzmir il başkanlıklarına yeni atamalar yapıldı.

DP Basın Merkezinden yapılan yazılı açıklamaya göre, DP Genel İdare Kurulu, Ankara, İstanbul ve İzmir’de il yönetimlerinin yeniden oluşturulmasını kararlaştırdı. Bu çerçevede, Avukat Bülent Şimşek Özçelik Ankara, İnşaat Yüksek Mühendisi Tekin Enerem İstanbul ve Kimya Mühendisi Fatih Dalan da İzmir il başkanlıklarına getirilerek, bu illerdeki yönetimleri yeniden kurmakla görevlendirildi.

21.06.2009

ÖDP kongresi yarın

ÖZGÜRLÜK ve Dayanışma Partisi’nin (ÖDP), bugün yapılacak 6. Olağan Kongre için genel başkan adayı ve parti meclisi adaylarının belirleneceği konferans toplandı.

ÖDP Genel Başkan Yardımcısı Haydar İlker, sadece delege ve üyelere açık olan konferansta, bugün toplanacak 6. Olağan Kongreye sunulmak üzere kararlar alınacağını bildirdi. İlker, partinin gelecek 2 yıla ilişkin politik çizgisi ve yol haritasının saptanacağı konferansta, yarınki kongre için genel başkan adayı ve parti meclisi üyesi adaylarının da belirleneceğini söyledi.

21.06.2009

Ege’deki uçuşlara müdahale

YUNANİSTAN'A ait uçaklar, Ege Denizi’nin uluslar arası hava sahasında eğitim uçuşundaki Türk uçaklarına önceki gün 6 kez önleme yaptı.

Genelkurmay Başkanlığının internet sitesinde yer alan duyuruya göre, Türk Hava Kuvvetleri Komutanlığının Ege Denizi’nin uluslar arası hava sahasında eğitim uçuşundaki F-16 uçaklarına, Yunanistan’ın Tanagra ve Limni meydanlarından kalkan M-2000 ve F-16 uçakları tarafından Lipso Adası’nın kuzeydoğusu ve doğusunda üç kez önleme gerçekleştirildi. Türk F-16 uçaklarına, Yunanistan’ın Tanagra meydanından kalkan M-2000 uçakları tarafından Ahikerya Adası’nın güneyinde iki, Limni meydanından kalkan F-16 uçakları tarafından İleriye Adası’nın kuzeydoğusunda bir kez önleme yapıldı.

21.06.2009

Darbe anayasası ile buraya kadar

Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Ergun Özbudun, önümüzdeki genel seçimlerde Anayasa değişikliğine duyulan ihtiyacın bir numaralı sorun haline getirilmesi gerektiğini söyledi. Özbudun, “Türkiye daha özgürlükçü bir Anayasaya layıktır. Bize düşen ise sebatla çalışmaya devam etmektir” şeklinde konuştu.

Darbe anayasasıyla buraya kadar

anayasa Profesörü Ergun Özbudun, önümüzdeki genel seçimlerde Anayasa değişikliğine duyulan ihtiyacın bir numaralı sorun haline getirilmesi gerektiğini söyledi. Abant Platformu’nun ‘Demokratikleşme: 12 Eylül’den AB’ye Siyasi Partiler’ toplantısı ‘Hukuki Çerçeve’ oturumuyla devam ediyor. AKP’nin isteği üzerine 2007 yılında hazırlanan yeni anayasa taslağının mimarı olan Prof. Dr. Ergun Özbudun, Anayasa Mahkemesi’nin Cumhurbaşkanlığı seçim sürecindeki kararı nedeniyle ‘kamuoyunu beyhude uğraştırmayalım’ anlayışıyla girişimlerinin sonuçsuz kaldığını söyledi. Bu yaklaşımı ‘bir bakıma gerçekçi’ bulduğunu belirten Özbudun, “CHP’nin bir liberalleşmeye yanaşmayacağı kesinlikle tahmin edilebilir” dedi.

Mevcut duruma rıza gösterilemeyeceğini vurgulayan Özbudun, “Türk milleti bu kusurlu Anayasayla yaşamayı hak etmemektedir” şeklinde konuştu. Bu konuda bir çözüm önerisi de sunan Özbudun, önümüzdeki genel seçimlerde yeni Anayasanın bir numaralı sorun haline getirilmesini istedi. Özbudun, AK Parti’nin buna zaten hazır olduğunu, çağrısının diğer tüm partiler ve sivil toplum kuruluşlarına olduğunu belirtti. Özbudun, “Türkiye, 2010’lu yıllarda seçimsel demokrasi yaşamayı hak eden bir ülke değildir. Daha özgürlükçü bir Anayasaya layıktır. Bize düşen ise sebatla çalışmaya devam etmektir” şeklinde konuştu.

21.06.2009

Tunceli’de çatışma: 1 şehit, 8 yaralı

TUNCELİ'DE kırsal bölgede çıkan çatışmada 1 güvenlik görevlisi şehit oldu, 3 er yaralandı. Mardin’de de mayın patlaması sonucu 1 güvenlik görevlisi yaralandı.

17 Haziran’da Tunceli-Ovacık kara yolunda bir aracı durduran terör örgütü PKK mensuplarının, araçtaki 2 kişiyi kaçırması üzerine, Tunceli-Ovacık ilçesi arasındaki kırsal bölgede operasyon başlatıldı. Operasyonda, gece güvenlik güçleri ile bir grup terörist arasında sıcak temas sağlandı. Çıkan çatışmada, 1 güvenlik görevlisi ağır, 3 güvenlik görevlisi hafif yaralandı. Askeri helikopterle, Elazığ Asker Hastanesine kaldırılan güvenlik görevlilerinde ağır yaralı olan er, yapılan müdahaleye rağmen kurtarılamayarak şehit oldu. Şehit oldu haberini alan Siirtli piyade er Abdulhakim Ayten’in evinde gözyaşları sel oldu. Şehit piyade erin babası H. Mehmet Ayten oğlunun nişanlı olduğunu belirterek, “Oğlum lise mezunu. Askere gitmeden önce nişanını yapıp öyle askere gönderdik. Biz oğlumun askerden dönüp düğününü yapmasını bekliyorduk, ama şehit olarak geldi. Vatan sağ olsun” dedi. Acı haberi alan yakınları da şehit evine akın etti. Bölgede operasyonların, hava destekli devam ettiği öğrenildi. Mardin’in Midyat ilçesinde de dağlık arazi kesiminde PKK terör örgütü tarafından tuzaklanan mayının patlaması sonucu 1 güvenlik görevlisi yaralandı. Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinden yapılan açıklamada Midyat ilçesi, dağlık arazi kesiminde, PKK terör örgütü mensupları tarafından tuzaklanan mayının patlaması sonucu 1 güvenlik görevlisinin yaralandığı bildirildi.

21.06.2009

Üniversite mezunu 10 bin polis alınacak

İÇİŞLERİ Bakanı Beşir Atalay, Polis Akademisi’nin emniyet teşkilâtı açısından çok önemli olduğunu belirterek, ‘’önümüzdeki dönemlerde akademinin Güvenlik Üniversitesi haline gelerek dünyanın sayılı eğitim kurumlardan biri olacağını’’ söyledi.

Atalay, emniyet teşkilatına 10 bin polis alınacağını da bildirdi. Atalay ve Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kağan Köksal, Polis Akademisi’nde incelemelerde bulundu. Atalay,büyük bir birikimi olduğunu kaydettiği akademinin yetişmiş bir kadrosu bulunduğunu söyledi. Hükümetleri döneminde 6 aylık eğitimden sonra polislik mesleğine başlayan 20 bin üniversite mezununu polis meslek okullarında yetiştirdiklerini belirten Atalay, 10 bin üniversite mezununun daha bu okullara alınacağını bildirdi. Polis Akademisinden polis meslek okullarına da katkıda bulunmalarını isteyen Bakan Atalay, ‘’Polis Akademisi önümüzdeki günlerde Güvenlik Üniversitesi olarak dünyada sayılı eğitim kurumlarından biri olacak’’ diye konuştu. Hükümetin ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Polis Akademisi’ne büyük önem verdiğini vurgulayan Bakan Atalay, Türkiye’nin Güneydoğu, terör gibi sorunları bulunduğunu hatırlatarak, Polis Akademisinin bu sorunların çözülmesi noktasında da proje üretmesi gerektiğini söyledi.

21.06.2009

İtfaiye aracı ile ağaç arasına sıkışan asker şehit oldu

BURSA'NIN Gemlik ilçesindeki askerî kışlada geri manevra yapan itfaiye aracı ile ağaç arasına sıkışan bir asker şehit oldu.

Alınan bilgiye göre Gemlik Askeri Veteriner Okulu ve Eğitim Merkezi Lojistik Destek Komutanlığında görevli er Cemal Kaya (21), kışlada geri manevra yapan askerî itfaiye aracı ile ağaç arasında sıkıştı. Mardinli olduğu belirtilen er Kaya, ağır yaralı olarak Bursa Çekirge Devlet Hastanesi’ne götürülürken yolda vefat etti. Bursa Askerî Hastanesi morguna kaldırılan Cemal Kaya’nın cenazesinin, otopsinin ardından memleketi Mardin’in Dargeçit ilçesine bağlı Bostanlı Köyü’ne gönderileceği öğrenildi.

21.06.2009

Eşdeğer ilâç uygulamasında düzenleme

SOSYAL Güvenlik Kurumu, eşdeğer ilaç bedellerinin ödenmesi konusunda düzenlemeye gitti.

Buna göre, eşdeğer ilâç bedellerinin ödenmesinde, aynı endikasyon için kullanılabilecek aynı etken maddeyi içeren en ucuz ilâç bedelinin yüzde 22 yerine yüzde 15 fazlasına kadarı dikkate alınacak. Düzenlemeyi içeren 2008 Yılı Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ, Resmî Gazete’de yayımlandı. Ağustos ayında yürürlüğe girecek düzenlemeyle, eşdeğer ilâç bedellerinin ödenmesinde, aynı endikasyon için kullanılabilecek aynı etken maddeyi içeren en ucuz ilâç bedelinin 22 fazlasına kadarı dikkate alınması uygulamasında değişikliğe gidildi. Böylece bundan sonra yapılacak ödemelerde en ucuz ilâç bedelinin yüzde 15’i dikkate alınacak.

21.06.2009

Suriye sınırında yangın

SURİYE sınırında zeytinlik alanda başlayan yangın, rüzgârında etkisiyle Hatay’ın Reyhanlı ilçesine sıçradı.

Yangın, itfaiye ekiplerinin müdahalesi sonucunda kontrol altına alındı. Suriye’nin Cilvegözü Gümrük Kapısı yakınlarında Suriye sınırında henüz belirlenemeyen bir nedenle çıkan yangında zeytin ağaçları yandı. Rüzgârın etkisiyle Türk tarafına sıçrayan yangın, Cilvegözü Gümrük Kapısı’na yakın zeytin ve makilik alanlara zarar verdi. Reyhanlı Belediyesi İtfaiyesi ile çevre belde ve belediye itfaiye ekiplerinin çabasıyla Türk tarafında yangının kontrol altına alındığı, soğutma çalışmalarına başlandığı, binlerce zeytin ağacının zarar gördüğü kaydedildi. Yangının sündürülmesi için, asker, polis ve köylüler de yardımcı oldu. Bu arada, Suriye tarafında yangının sürdüğü bildirildi.

21.06.2009

Ege Denizi’nde 5.0’lık deprem

EGE Denizi’nde 5.0 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Deprem İzmir, Manisa ve Aydın’da da hissedildi.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi’nden alınan bilgiye göre saat 11.28’de Merkez üssü Ege Denizi’ndeki oniki adalar olan 5.0 büyüklüğünde bir deprem oldu. Deprem İzmir, Manisa, Aydın ve ilçelerinde de hissedildi. Akdeniz’de önceki gün 5.6 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmişti. Can ve mal kaybının olmadığı deprem, Antalya ve çevresinde de hissedilmişti.

21.06.2009

Sigara yasağı tasarruf getirecek

TBMM Sağlık Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Cevdet Erdöl, tiryakilerin kendilerine ve başka kişilere zarar vermesini önlemek adına sigara tüketimine yönelik bazı sınırlandırmalara gidildiğini söyledi.

Bu uygulamalarla birlikte sigaraya bağlı hastalıklar ve ölümlerin azaltılmasının hedeflendiğini ifade eden Erdöl, yaptıkları inceleme ve araştırmalara bakıldığında kapalı ortamlara getirilen yasakların etkili olduğunu gördüklerini anlattı.

Türkiye’de yılda 20 milyar dolara yakın legal ve illegal sigara satışı olduğunu vurgulayan Erdöl, şöyle devam etti: ‘’Sigaranın kapalı alanlarda sınırlandırılması ile birlikte tütün tüketiminde yüzde 10 azalma oldu. Bu, yılda yaklaşık 2 milyar TL’lik tasarruf anlamına geliyor. 19 Temmuzdan sonra bütün kapalı olanlarda tüketiminin yasaklanması ile birlikte sigara tüketiminde daha fazla azalma bekleniyor. Bunu halk da bekliyor. Kahvehanelere gidenlere de sordum. Bazıları ‘bırakırız’, bazıları ‘azaltırız’ diyor. Kahvehanelerde bazı spekülasyonlar oldu. ‘Kahvehanelere bir bölme yapılsın, içenler ile içmeyenler ayrı bölmelerde yerde otursun’ denildi. Dünya Sağlık Örgütü, bunu kabul etmiyor. Yapılan ülkelerde fiyasko ile sonuçlandığı biliniyor. 500 bin kahvehanede 500 bin tane bölme yapıldığını ve 500 bin, hatta 1 milyon adet klima satıldığını düşünün. Bu, kahvehaneci esnafına ciddî maliyet demektir. Bunun faydası görülmeyince ‘kaldırın’ diyeceğiz. Sonra da bize ‘niye yaptırdınız’ diyecekler. En iyisi başından yasaklamak. Bu yüzden, bölme şeklinde yapılanlar ne sağlığı koruyor ne de ekonomik açıdan efektif oluyor.’’

“ÇOCUK YAŞTA SİGARA TÜKETİMİ DE

AZALACAK’’

Kahvehaneye gidenlerin tamamına yakınını sigara içenlerin oluşturduğunu belirten Erdöl, ‘’Türkiye’de sigara içenlerin oranı yüzde 30. Bu durumda kahvehaneler, şu anda nüfusun sigara içen yüzde 30’luk kesimine hitap ediyor. Sigara içmeyenlerin gitmesiyle ülkenin yüzde 100’üne hizmet verecek. Bu, kahvehanelerin yararına mı zararına mı?’’ dedi. Erdöl, kahvehanelerde sigara tüketiminin tamamen ortadan kalkmasıyla birlikte ilk başlarda müşteri sayısında azalma olabileceğini ancak uzun vadede müşteri portföyünün artacağını ve kahvehanecilerin daha fazla kişiye hizmet vereceğini bildirdi. Özgürlüklerin genişlemesiyle birlikte 18 yaşın altında sigara içme oranlarının çok düşeceğini belirten Erdöl, şunları kaydetti:

‘’Sigaraya başlama yaşı sürekli düşüyor. Sigara yaşının ilköğretim çağı ve hatta altına indiği bilini- yor. Hazırladığımız yasada bir tek hapis cezası sadece çocuklara sigara satanlara var. Çocuklara sigara paketi açıp tek tek satanlar oluyordu. Buna da cezalar getirdik. Tek sigara için 250 lira ceza ve hapis cezası var. Bütün bu uygulamalar zamanla çocukların sigara tüketimini azaltacak. Daha sağlıklı bir toplum oluşacak.’’

21.06.2009

Ahlat’ta sel altyapıyı çökertti

BİTLİS'İN Ahlat ilçesinde aşırı yağmur sonucu oluşan sel sebebiyle çok sayıda ev ve iş yerini su bastı.

İlçede yaklaşık bir saat süren şiddetli yağmurun ardından meydana gelen sel, su baskınlarının yanı sıra, kanalizasyon borularının tıkanmasına ve yolların tahrip olmasına sebep oldu. Konuyla ilgili olarak basın mensuplarına açıklamada bulunan Ahlat Belediye Başkanı Mümtaz Çoban, ilçede adeta doğal afet yaşandığını, sel sonucunda ilçenin alt yapısının çalışmaz hale geldiğini söyledi. Çoban, şöyle konuştu: ‘’Şu an bir doğal afetle karşı karşıyayız. Bu afet ilçemize çok ciddî derecede hasar verdi. Alt yapımızda ciddî sorunlar ortaya çıkmış oldu. Ancak Allah’a şükrediyoruz ki şu ana kadar herhangi bir can kaybı yaşamadık. Bütün ilçeyi kaymakamımızla beraber dolaşarak hasarları yerinde tesbit etmeye çalıştık.’’ İlk belirlemelere göre ilçede hayvan telefinin olduğunu belirten Çob Erzurum’un Pasinler ilçesinde de, etkili sağanak nedeniyle 200’e yakın evi su bastı. Pasinler Belediye Başkan Yardımcısı İsmail Bitlisli, gazetecilere yaptığı açıklamada, akşam saatlerinde etkili olan sağanağın ilçeyi olumsuz etkilediğini belirtti. İlçe merkezi ve merkeze bağlı köylerde yaklaşık 200 evi su bastığını dile getiren Bitlisli, ‘’Evlerde maddî zarar oluştu. Allah’a çok şükür can kaybı yaşanmadı’’ dedi.

21.06.2009

Mahkûmlara Kürtçe serbestisi

CEZA infaz kurumlarındaki hükümlülerin telefonla görüşeceği yakınıyla Türkçe’den başka bir dille konuşabilmeleri için, bu kişinin Türkçe bilmediğini beyan etmesi yeterli olacak.

Önceki düzenlemede, buna mahallinde yaptırılan araştırmayla izin veriliyordu. Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük’te değişiklik yapıldı. Dün yürürlüğe giren değişiklikle kapalı kurumda bulunan hükümlülerin belgelendirmeleri koşuluyla eşleri, üçüncü dereceye kadar kan ve kayın hısımları ve vasileri ile telefon görüşmesi yapabilmelerine olanak sağlayan maddenin, konuşmaların Türkçeden başka bir dille yapılabilmesi için gereken şartları belirleyen fıkrası yeniden düzenlendi. Buna göre, bu telefon görüşmeleri Türkçe yapılacak. Ancak hükümlünün, kendisinin veya görüşeceğini bildirdiği kişinin Türkçe bilmediğini beyan etmesi halinde, konuşmanın yapılmasına izin verilecek. Kayda alınan görüşmenin incelenmesi sonucunda, konuşmanın suç teşkil etme ihtimali olan faaliyetler için kullanıldığının anlaşılması durumunda, hükümlünün bir daha aynı kişiyle Türkçeden başka bir dille konuşmasına izin verilmeyecek. Önceki düzenlemede, telefon görüşmesinin Türkçe’den başka bir dille yapılabilmesi, hükümlünün Türkçe bilmemesi veya mahallinde yaptırılacak araştırmayla görüşeceği yakınının Türkçe bilmediğinin tesbiti halinde mümkün oluyordu.

21.06.2009

Sancaktepe’de yolcu otobüsü yandı

SANCAKTEPE'DE seyir halindeyken yanmaya başlayan yolcu otobüsü kullanılmaz hale geldi.

TEM Otoyolu’nda Ankara istikametine giden 34 JTR 97 plâkalı yolcu otobüsünde henüz belirlenemeyen sebeple yangın çıktı. Yolcular kısa sürede otobüsü boşaltırken, Sultanbeyli itfaiye ekipleri ve sağlık görevlileri bölgeye gönderildi. İtfaiye ekiplerince yaklaşık yarım saatte söndürülen yangında, otobüs kullanılmaz hale geldi.

21.06.2009

Ege sallandı

MERKEZ üssü Ege Denizi’ndeki oniki adalar olan 5 büyüklüğünde deprem meydana geldi.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesinden alınan bilgiye göre, bugün saat 11.28’de kaydedilen deprem, İzmir, Manisa, Aydın ve ilçelerinde de hissedildi.

21.06.2009

Sağlık ekibine dolu sürprizi

VAN’IN Bahçesaray ilçesinde sağlık taraması yapan ekip, dönüşte dolu sebebiyle çamurlaşan yolda araçtan inerek bir süre yürümek zorunda kaldı.

Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi bünyesindeki Kanser Erken Teşhis Merkezi (KETEM) ekibi, Bahçesaray ilçesindeki sağlık taramasından sonra araçla il merkezine dönerken dolu yağdı. Etkili dolunun yolu kayganlaştırması dolayısıyla 3200 rakımlı Karapet Geçidi’nde araçların çıkamaması sağlık personeline zor anlar yaşattı. Çamur dolayısıyla yola çıkamadıkları için araçtan inen sağlık personeli, düz alana gelinceye kadar dolu altında yürüdü.

21.06.2009

Düzce’den Afrika’ya uzanan el ağlattı

DÜZCELİ Sanayici ve İşadamları (DÜSİAD) tarafından organize edilen, “Anadolu’dan Afrika’ya Uzanan Şefkat Eli” isimli konferans, DÜSİAD Plaza toplantı salonunda yapıldı.

Konferansa konuşmacı olarak Afrika’ya gönüllü doktorluk yapan Üroloji Uzmanı ve Çevre Gönüllüsü Dr. Fahrettin Er katıldı.

Konferansa Düzceli Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Eyüp Çakır, Yönetim kurulu üyeleri iş adamları ve vatandaşlar katıldı. Salonun tamamen dolduğu konferansa konuşmacı olarak katılan Üroloji Uzmanı ve Çevre Gönüllüsü Dr. Fahrettin Er, kara kıt'a Afrika’da Nijer’de yaptıkları çalışmalar hakkında bilgiler verdi. Açlığın ve susuzluğun hüküm sürdüğü ülkede insanların her tür yardıma muhtaç olduklarını belirten Dr. Fahrettin Er, Nijer’de yaşanan insanlık dramını fotoğraflarla konferansa katılanlara aktardı. Her fotoğrafın bir hikâyesini anlatan Dr. Fahrettin Er’i dinleyenler Nijer’de yaşananları dinledikçe gözyaşlarına hakim olamadı.

21.06.2009

Yaylalar yaylalar...

ÖNEMLİ geleneklerimizden biri olan yayla şenlikleri, günümüzde Türkiye’nin halen çeşitli yörelerinde sürdürülüyor.

Doğu Karadeniz’de hayvancılıkla uğraşan insanlar, koyun, inek ve keçilerine otlak bulmak için havaların ısınmaya başladığı 10 Mayıstan itibaren yaylalara göç ediyor.

Yerli ve yabancı turistlerin de ilgisini çeken bu şenliklerde bir araya gelen bölge halkı, kemençe ve tulum eşliğinde horon tepip eğlenerek, dostluklarını pekiştiriyor. Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hikmet Öksüz, tarihte Türklerin, hayvancılıkla uğraşmaları sebebiyle konar-göçer bir hayat tarzı sürdürdüğünü hatırlattı.

Türklerin hayvanlarına otlak bulmak için Mayıs ayı sonu ile Haziran ayı başlarında ‘’yaylak’’ denilen ve rakımı yüksek olan yaylalara çıktığını, kışın da ‘’kışlak’’ denilen az rakımlı alanlara indiğini belirten Öksüz, yayla şenliklerinin, Türklerin bu hayat tarzının bir sonucu olarak ortayı çıktığını ifade etti. Prof. Dr. Öksüz, bu geleneğin Doğu Karadeniz’de halen sürdürüldüğünü hatırlatarak, şunları söyledi:

‘’Türk tarihinde, göçle gidilen yayla döneminde, kültürün ortaklığını ve yayla ortamında dayanışmayı arttırmak amacıyla yayla şenlikleri yapılırdı. Türklerin konar-göçer kültüründe obalar ve boylar arasındaki dayanışma ile birliktelik bu şenliklerle sağlanırdı. Bizim hala süren yayla şenliklerimiz vardır. Aslında bunlar bir eğlencenin yanında bir ortak kültürün beraberce paylaşılması ve yaşanılması organizasyonlarıdır. O binlerce yıllık Türk kültürü, yazılı değil ama sözlü kültür ortamında bu törenlerle günümüze kadar taşınmıştır.’’

Prof. Dr. Öksüz, bugün Doğu Karadeniz’de yapılan Kadırga Yaylası ve Sultanmurat Yaylası şenliklerinin bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, ‘’Bu şenlikleri modern yaşamın festival anlayışıyla karıştırmamak lâzım’’ dedi.

Konar-göçer geleneğin sonucu olarak Orta Asya’dan Anadolu’ya kadar uzanan yaylalara göç geleneğinin, bazı değerleri Anadolu’ya getirdiğini ifade eden Öksüz, ‘’Bugün hâlâ bazı yer adları konargöçer yaşantının, yayla geleneğinin bir sonucu olarak Orta Asya’dan buraya intikal etmiştir’’ diye konuştu.

21.06.2009

Kuyucuk Gölü koruma altında

ÇEVRE ve Orman Bakanlığı, Kars’taki Kuyucuk Gölü’nün, Sulak Alanların Korunması Sözleşmesi ve Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği uyarınca uluslar arası listeye dahil edilerek koruma altına alınmasına karar verdi.

Çevre ve Orman Bakanlığının bugünkü Resmî Gazete’de yayımlanan tebliğinde, özellikle su kuşlarının yaşama ortamı olarak uluslar arası öneme sahip Sulak Alanların Korunması (Ramsar) Sözleşmesi ve Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği uyarınca, Kuyucuk Gölü’nün uluslar arası listeye dahil edilerek koruma altına alınmasına karar verildiği bildirildi. Tebliğe göre, bu alandaki koruma ve kullanım esasları, sözleşme hükümlerine uygun olmak üzere Çevre ve Orman Bakanlığı Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun ile Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği’nde yer alan esaslar çerçevesinde yürütülecek. Uygulamadan sorumlu kurum ve kuruluşlar ile gerçek ve tüzel kişiler, alanın korunmasında söz konusu ulusal mevzuat ve uluslar arası sözleşme hükümlerine uygun işlem yapmakla yükümlü olacak.

21.06.2009

Bel fıtığı yaşı düşüyor

YAYGIN bir sağlık problemi olan bel ağrısı ve bel fıtığı görülme yaşının 21’e kadar düştüğü bildirildi. Nöroşirurji uzmanı Prof. Dr. Tuncer Süzer, bel bölgesinin 5 omurdan oluştuğunu ve vücut ağırlığının önemli bir kısmınını taşıdığını söyledi.

Omurların arasında ‘’disk’’ adı verilen, içi su ve kollajenden oluşan yumuşak dokular bulunduğunu belirten Prof. Dr. Süzer, diskin görevinin vücut ağırlığına destek olmak ve travma veya ani hareketlerle bel bölgesine binen aşırı yükü taşımak olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Süzer, yaş ilerledikçe disk içindeki su miktarı ve esnekliğinin azaldığına dikkati çekerek, esnekliği azalıp daha sert bir hale gelen disk dokusunun artık vücut ağırlığını yeterince taşıyamaz hale geldiğini anlattı.

21.06.2009

Poşetler, küresel ısınmayla yarışıyor

DÜNYADA yılda yaklaşık bir trilyon adet tüketilen naylon poşetlerin, çevre ve insan hayatı için en az küresel ısınma kadar tehlikeli boyuta ulaştığı belirtiliyor.

Selçuk Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ergün Pehlivan, çevre kirliliğinin, çevreyi meydana getiren doğal varlıkların; insan, hayvan, bitki hayatına zarar verecek şekilde değişmesi anlamına geldiğini belirtti. Çevre kirliliğinde temel faktörün çarpık kentleşme ve hızlı nüfus artışı olduğunu vurgulayan Pehlivan, Türkiye’de bir kişinin yılda 187 kilogram evsel atık ürettiğini, evsel ve ticarî atık miktarının yaklaşık 20 milyon ton olduğunu, bu atıkların 3 milyon tonunun ise ambalaj atıklarından oluştuğunu vurguladı. Türkiye’de düzenli bir atık toplama mekanizması oluşturulamadığı için kullanılabilecek atıkların önemli bir bölümünün de ıslak çöp arasında heba olduğunu, yılda 2,4 milyon ton atık geri kazanılabilecekken bunun 800 bin tonla sınırlı kaldığını dile getirdi. Portakal kabuğu gibi ‘’hemen yok olur’’ diye düşünülerek çevreye atılan organik maddelerin 6 ayda, plastik torbaların 1020 yılda, plastik şişelerin ise bin yılda tümüyle ayrıştığını ya da yok olduğunu anlatan Ergün, şunları kaydetti: ‘’Bir araştırmaya göre okyanusta seyreden gemiler yılda 3 milyon 700 bin kilogram plastik torbayı denizlere bırakıyor. Dünyanın yüzeyi bugüne kadar plastik çöplüğüne dönmediyse nedeni, deniz tabanlarının çöplük gibi kullanılmasıdır. Dünyada yılda bir trilyon adet naylon poşet tüketiliyor, bu oran 235 milyar kilogram plastiğe eşdeğerdir. Uzun yıllar bozulmadan doğayı kirletmeye devam eden plastikler yüzünden fok ve kaplumbağalar başta olmak üzere pek çok canlı, bu plastiklere dolandıkları için ölüyor. Türkiye’de 5 kişiden biri naylon poşet yerine alışverişlerinde bez torba kullansa, bir nesil boyunca ülkemiz 31 milyar 46 milyon naylon 400 bin poşetten kurtulacak. Çünkü, bez torba kullanmak, bir kişi için haftada 6, ayda 24, yılda 288, yaşam boyunca ise 22 bin 176 plastik poşeti kullanmamızı engelliyor.’’

21.06.2009

Kan şekerinizi düşürün, kalp krizinden korunun

KAN şekerini istikrarlı şekilde düşük seviyede tutmayı başaran şeker hastaları, kandaki glikoz oranı yüksek seyredenlere oranla kalp damar hastalıklarına daha az yakalanıyor.

İngiliz Kalp Vakfınca finanse edilen, Cambridge Üniversitesi ekibi tarafından yürütülen araştırma, kan şekeri ile kalp hastalıkları arasında bugüne kadarki en sağlam ve güvenilir bağlantıyı ortaya koyan çalışma olarak değerlendiriliyor. 5 araştırmanın sonuçlarının havuzda toplanıp değerlendirildiği çalışmaya göre, kan şekeri seviyesini düşük tutmak kişiye kalp krizinden yüzde 18, kalp damar hastalıklarından da yüzde 15 oranında fazla koruma sağlıyor. Söz konusu avantaja standart diyabet tedavisi değil standart tedaviye oranla daha yoğun ve etkin diyabet tedavisi görenlerin sahip olduğuna dikkati çeken araştırmanın ‘’yoğun tedavi sırasında kullanılan ilâçlar mı yoksa bir miktar yüksek şeker mi tercih edilmeli’’ sorusuna net olarak cevap verdiği belirtiliyor.

21.06.2009

'Sivrisinek kovucu giysi üretildi

YAZ aylarının kâbusu sivrisinekleri kovucu özelliği bulunan giysi üretimine başlandığı bildirdi.

Damat, Tween, D’S ve ADV markalarını bünyesinde barındıran Orka Group Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu, mağaza açılışı nedeniyle geldiği Hatay’ın İskenderun ilçesinde, Ar-Ge çalışmalarına büyük önem verdiklerini, teknolojiye yatırım yaptıklarını, bunun sonucunda da mağazalarını yeni ve farklı ürünlerle donattıklarını belirtti. Orakçıoğlu, bir süre önce nanoteknoloji ile üretmeye başladıkları ‘’leke tutmayan’’ gömlek ile satışlarının 3 katı arttırdıklarını ifade ederek, ‘’Sinek kovan giyside de aynı başarıyı yakalayacağımıza inanıyorum’’ dedi. Nanoteknoloji ile sadece leke tutmayan gömlek ve sivrisinek kovan giysiler değil, ütü problemi olmayan gömlek, serin tutan, doğal klima özelliği veren giysiler de ürettiklerini belirten Orakçıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Bizim ürünlerimizi diğerlerinden farklı kılan, yaşamı kolaylaştıran kumaş özelliklerinin yanı sıra tasarımdaki ayrıcalıktır. Ürünlerimizde tasarım farklılığını ilk bakışta fark etmek mümkün. Bir başka avantajımız ise kendimize ait üretim tesislerimizin olması. Ürünlerimizin tümünü ülkemizin emeği, iş gücü ile üretiyoruz. Bu çok önemli. Biz Uzak Doğu ürünlerini satan bir firma değiliz. Kendi kalitemizin ön planda olmasını çok önemsiyoruz. Hem yurt içi hem yurt dışında 130 civarında satış noktamız var. Siz, her şeyi çok iyi yapabilirsiniz, ama satış noktalarınız yoksa, ürünleri kendi değerinde satma imkânınız kalmaz. Bu yıl hedefimiz satış noktasını 150’ye çıkarabilmek.’’

21.06.2009