23 Haziran 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Dergilerimiz

Haberler

 

Darbeciler alışkanlıklarını terk etmiyor

Türkiye’yi sarsan skandal ‘eylem planı’nı yorumlayan İngiliz The Economist dergisi, haberde “Yerinde duramayan albay ve generaller” başlığını kullandı. Bu olayların Türkiye’de yeni olmadığının altını çizen dergi, ordunun daha önce üç kez iktidarı doğrudan devirdiğini hatırlattı.

Darbe, eski alışkanlık

Türkİye’yİ sarsan skandal ‘eylem planı’nı yorumlayan İngiliz The Economist dergisi, haberde “Yerinde duramayan albay ve generaller” başlığını kullandı. “Eski alışkanlıkları terk etmek zor” yorumunu yapan The Economist, planın, medyayı halkı Ermenistan ve Yunanistan’a karşı kışkırtmada kullanmak ve Ergenekon davasına adı karışan generalleri temize çıkarmayı da içerdiğini yazdı. Bu olayların Türkiye’de yeni olmadığının altını çizen dergi, ordunun daha önce üç kez iktidarı doğrudan devirdiğini hatırlattı. Demokrasilerde generallerin emri başbakandan aldıklarını vurgulayan The Economist, “Şimdi top Erdoğan’da. Erdoğan, generallerin emri başbakandan aldıklarını bilmeleri için devreye girmeli. Başbakan, generallerden emir almaz” ifadelerine yer verdi.

Türkiye’de AKP’nin gerçekleştirmek istediği demokratik reformların önünün kesildiğini savunan dergi, partiye karşı geçtiğimiz yıl kapatma davası açan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’yı da eleştirdi. Haberde, “Yalçınkaya, şimdide garip bir şikayette bulunarak AKP’nin laikliği göz ardı ederek ekonomiye çok önem verdiğini söylüyor. Aynı Başsavcı, AKP’nin hazırladığı ‘anayasa değişikliğine’ de siyasi partileri kapatmayı zorlaştıracağı sebebiyle karşı çıkıyor. Başbakan Erdoğan bu durumda kendi silâhına sarılmalı ve bu anayasal değişikliklere hız vermeli. Demokrasiye yapılan bir saldırıya en iyi cevap daha fazla demokrasidir” ifadeleri dikkat çekti.

23.06.2009


 

DEMOKRASİ CİDDİ TEHDİT ALTINDA

Avrupa Parlamentosu Milletvekili Emine Bozkurt, ‘’İrtica Eylem Planı’’nı içerdiği iddia edilen belgenin gerçek çıkması durumunda, bunun Avrupa Birliği’nin Türkiye İlerleme Raporuna gireceğini ifade ederek, ‘’Demokrasi en önemli kriterler arasında yer alıyor. Böyle bir durum gerçekse, demokrasi büyük bir tehdit altındadır’’ dedi.

AB ÜYELİĞİ İÇİN SABIR GÖSTERMEK LÂZIM

Bozkurt, Türkiye’nin üyeliğine karşı olan ülkeler olduğu kadar, üyeliğini isteyen bir çok ülke olduğunu, müzakerelerin bir veya birkaç ülkenin istemesiyle durdurulamayacağını, bunun için Avrupa Parlamentosundan karar çıkartılması gerektiğini ifade ederek, müzakerelerin uzun bir süreç olduğunu ancak Türkiye’de bir ‘’sabırsızlık havası’’ estiğini savundu.

Andıç olayı AB sürecini etkileyebilir

AVRUPA Parlamentosu Milletvekili Emine Bozkurt, ‘’İrtica Eylem Planı’’nı içerdiği iddia edilen belgenin gerçek çıkması durumunda, bunun Avrupa Birliği’nin (AB) Türkiye İlerleme Raporu’na gireceğini ifade ederek, ‘’Demokrasi en önemli kriterler arasında yer alıyor. Böyle bir durum gerçekse, demokrasi büyük bir tehdit altındadır’’ dedi. Abant Platformu’nun düzenlediği toplantı için Türkiye’de bulunan Bozkurt, gazetecilerin sorularını cevapladı. Bozkurt, Avrupa Parlamentosu seçimlerinin yakın bir geçmişte yapıldığını, 736 milletvekili seçildiğini ve sağ partilerin seçimlerden zaferle çıktığını belirterek, ‘’Değişik bir tablo çıktı. Avrupa sosyalist grubu kan kaybetti ama 181 milletvekili ile de ikinci sırasını korudu. Sol partilerin çoğunluğu kalmadı, yeni koalisyonlar bulmamız lazım. Sosyal bir Avrupa için mücadelemiz devam edecek ama kolay olmayacak’’ diye konuştu.

Avrupa Parlamentosundaki değişikliğin Türkiye için çok da önemli olmadığını, vurgulayan Bozkurt, ‘’Türkiye için çok büyük bir dezavantaj görmüyorum. Ama Türkiye, önümüzdeki 5 yıl üyeliğe kabul edilmeyecek. Çünkü AB’nin 2014 yılına kadar geçerli olan bütçesinde, Türkiye gibi 70 milyonluk, büyük bir ülkeye pay ayrılmadı, şu andaki bütçe içine Türkiye alınmadı. Yeni bütçe ise 2014 yılında oluşturulacak ve o zaman Türkiye’nin üyeliği tartışılacak. Kısa vadede Türkiye tartışması düşünülmediği için yeni oluşan Avrupa Parlamentosunda Türkiye’nin üyeliği için olumsuz bir konu olacağını sanmıyorum’’ dedi. Türkiye’nin müzakerelerini devam ettirdiğini ve ‘’topun Türkiye’de’’ olduğunun altını çizen Bozkurt, müzakerelerin bitme zamanının Türkiye’ye bağlı olduğunu, reformların hızlı yapılması halinde müzakerelerin de bir an önce biteceğini söyledi.

Bozkurt, Türkiye’nin üyeliğine karşı olan ülkeler olduğu kadar, üyeliğini isteyen bir çok ülke olduğunu, müzakerelerin bir veya birkaç ülkenin istemesiyle durdurulamayacağını, bunun için Avrupa Parlamentosu’ndan karar çıkartılması gerektiğini ifade ederek, müzakerelerin uzun bir süreç olduğunu ancak Türkiye’de bir ‘’sabırsızlık havası’’ estiğini savundu. ‘’Ergenekon’’ soruşturması kapsamında tutuklanan Serdar Öztürk’ün ofisinde bulunduğu iddia edilen ‘’irticayla mücadele eylem planı’’ hakkında görüşlerini de açıklayan Bozkurt, söz konusu belgenin gerçek mi, sahte mi olduğunun en iyi şekilde araştırılması gerektiğini söyledi. Belgenin gerçek çıkması halinde Türkiye’nin, AB ülkeleri gözünde imajının olumsuz etkileneceğine dikkati çeken Avrupa Parlamentosu Milletvekili Bozkurt, ‘’Belge gerçek çıkarsa, bu olay muhakkak Türkiye İlerleme Raporu’na geçecektir, çünkü demokrasi en önemli kriterler arasında yer alıyor. Böyle bir durum gerçekse, demokrasi büyük bir tehdit altındadır’’ değerlendirmesinde bulundu. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin aile içi şiddet konusunda Türkiye hakkında verdiği karara da değinen Emine Bozkurt, davanın açıldığı tarihten bu yana Türkiye’de kadına yönelik şiddet olaylarının engellenmesi için bir çok hukuki yaptırım uygulamaya konduğunu, ceza kanununda değişiklikler yapıldığını vurguladı.

23.06.2009


 

Başörtüsünü biz çözeriz!

Konya’nın Akşehir ilçesine bağlı Cankurtaran köyü Deveboynu Yaylası’nda düzenlenen 13. Yörük Türkmen Kültür Şöleni’ne katılan CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, bir lise öğrencisiyle başörtüsü konusunda tartıştı. CHP iktidar olduktan sonra böyle bir sorunun kalmayacağını ileri süren Kılıçdaroğlu, inançların ve ırkların siyasete âlet edilmesini istemediklerini söyledi.

CHP’li Kılıçdaroğlu: Başörtüsünü biz çözeriz

KONYA’NIN Akşehir ilçesine bağlı Cankurtaran köyü Deveboynu Yaylası’nda düzenlenen 13. Yörük Türkmen Kültür Şöleni’ne katılan CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, bir lise öğrencisiyle ‘’başörtüsü’’ konusunda tartıştı. Konya Fen Lisesi 2’nci sınıf öğrencisi olduğu öğrenilen Şeymanur Örs, Kılıçdaroğlu’nun yanına gelerek, başörtüsü sorununun çözümü noktasında partisinin neler yapacağını sordu. CHP iktidar olduktan sonra böyle bir sorunun kalmayacağını ifade eden Kılıçdaroğlu, inançların ve ırkların siyasete alet edilmesini istemediklerini söyledi. Bu defa lise öğrencisi Örs’ün ‘’Yani tamamen çıkarılsın mı istiyorsunuz?’’ diye soru yönelttiği Kılıçdaroğlu, ‘’Hayır öyle bir şey demedim. Bakın, siyaset inancın konusu değildir. Biz, dini ne olarak algılarız? Dini olduğu gibi kabul ederiz. Tartışmayız dinimizi değil mi?’’ şeklinde cevap verdi. Bunun üzerine Örs, Kılıçdaroğlu’na ‘’Yani iş konuşmaya gelince ne güzel konuşuluyor. Ama iş icraata gelince, nedense benim başörtüm birçok şeye engel oluyor gibi davranılıyor. Bu da bana çok ilginç geliyor açıkçası’’ dedi. Kılıçdaroğlu, lise öğrencisi Örs’e düşüncelerinin doğru olmadığını, insanların dini değerleri ile yargılanamayacaklarını söyledi. ‘’Kul ile Allah’ın arasında kimsenin giremeyeceğini’’ ifade eden Kılıçdaroğlu, ‘’Bu olmamalıdır da, olamaz da. Siz üniversiteye gitmekle sadece üniversitede mi ibadet ediyorsunuz? Hayatın her alanında her yerinde insanlar Allah’a ibadet ederler. Allah ile birlikte olurlar. Sizin ne zaman ibadet ettiğinizi yine biz bilemeyiz’’ diye konuştu. Örs’ün, ‘’Yani taviz tavizi doğruyor. Sonra biz başımızı açıyoruz. Daha sonra başka tavizler geliyor. Ben mahal verilmesini istemiyorum. Bir tane ibadetimize engel olunduğu zaman, diğerleri peşinden geliyor’’ şeklinde karşılık vermesine üzerine Kılıçdaroğlu, ‘’Şunu yapmalıyız. Devlet iki alanda kör olmak zorundadır. Bir din, iki ırk alanında. Cumhuriyet Halk Partisi iktidar olduğunda bu sorunun da kendiliğinden ortadan kalktığını göreceksiniz’’ dedi. ‘’Size saygı duyuyorum, sizin de bizim inançlarımıza saygı duymanızı istiyorum’’ diyen Örs, daha sonra Kılıçdaroğlu ile birlikte hatıra fotoğrafı çektirdi.

23.06.2009


 

Çelik: Çocuklarımıza dinimizi öğretelim

DEVLET Bakanı Faruk Çelik, Devlet Bakanı Çelik, anne ve babaların çocuklarının din eğitimi konusunda taleplerini karşılamak için yaz tatilinde camilerde din görevlilerinin hizmete hazır olduğunu belirtti.

Çocuklarına din eğitimi verdirmek isteyen anne ve babaların taleplerinin camilerdeki görevlilerce karşılanacağını ifade eden Bakan Çelik, ‘’Bunun hangi şartlar, hangi kurallar, hangi müfredat çerçevesinde olacağı yasalarda, yönetmeliklerde bellidir. Orada sorun yoktur. Bu konuda talebi olan bütün vatandaşlarımıza camilerle irtibata geçmelerini tavsiye ederim’’ diye konuştu. Din görevlilerinin İslâm’ı en güzel dille, en güzel şekilde, emredildiği gibi öğretmesi gerektiğini vurgulayan Bakan Çelik, şunları kaydetti: ‘’Tabii hava şartları, mevsim itibarıyla sıcak, bunu da dikkate alarak öğretmek yalnız camide oturup monolog şeklinde bir anlayış değildir. Hava şartlarını dikkate alarak, çocuklara sevdirerek bu eğitimi vermeleri, gezileri de içine alan, sosyal tesislerden de istifade ederek, çocukları gezdirerek, eğlendirerek ve bazen de eğiterek bu süreci geçirmeleri gerekiyor.’’ Çocuklarına Kur’ân öğretmek isteyen aileler için devletin bu hizmeti sunduğuna işaret eden Bakan Çelik, ‘’Devletimiz kendi kuralları içinde artık bu konularda oturmuş bir eğitim modelini, sistemini geliştirmiş, sorun bugüne kadar yaşanmıyor. Bundan sonra da yaşanacağı kanaatinde değilim’’ dedi.

1400 yIllIk sorunlar bir haftada çözülmez

Devlet Bakanı Faruk Çelik, bir süre önce yapılan ‘’Alevi Çalıştayı’’ ile ilgili olarak, ‘’Bizim yaptığımız bu çalışma, çalıştay öyle sıradan, günü kurtarmaya, mevsimi kurtarmaya, aldatmaya, politik çıkar elde etmeye yönelik bir çalışma ve çalıştay değil’’ dedi. Devlet Bakanı Çelik, yaptığı açıklamada, Alevi Çalıştayı’nın birincisini bir süre önce gerçekleştirdiklerini anımsattı. ‘’Bizim yaptığımız bu çalışma, çalıştay öyle sıradan, günü kurtarmaya, mevsimi kurtarmaya, aldatmaya, politik çıkar elde etmeye yönelik bir çalışma ve çalıştay değil’’ diyen Bakan Çelik, ‘’Samimi olarak devletin bugüne kadar gerçekleşmeyen, tüm Alevi önderlerini bir araya getirip bir masa etrafında toplayıp kendi aralarında kaynaşmalarını sağlamak, arkasından bütün sorunlarını birinci ağızdan devlet olarak dinleme adına gerçekleştirilen çok önemli bir ilk toplantı ve çok önemli bir çalıştaydı’’ diye konuştu. Alevilik meselesinin Anadolu’dan bakıldığı zaman 7 asırlık, tarihte ise 1400 yıllık geçmişi bulunduğuna işaret eden Bakan Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’1400 yıllık bir süreci dikkate aldığınız zaman samimi olmak lazım, tüm kesimler için söylüyorum, sorunun çözümünden yana olmak lazım fakat böyle aceleci de olmamak lazım ve insan haklarına, insan onuruna yaraşır bir süreç gerçekleştirmemiz gerekiyor. Yoksa işte 14 asırlık, 7 asırlık sorunları bu hafta çözüverelim gibi bir yaklaşım içerisinde kimsenin olmaması gerekiyor. Bunu bir şeyleri ötelemek için söylemiyorum. Gerçekçi olmamız gerek, işte bakın Madımak’la ilgili adım şimdi atılabiliyorsa hemen bu güzel bir gelişme, arkasından başka bir adım atılabiliyorsa bu da güzel bir gelişme. Arkasından bunlar geliyorsa son derece saygı duymak gerekiyor. Yoksa herkesin sorunları var, Sünnilerin de Alevilerin de sorunları var. Bunları hemen çözüverelim bir günde gibi bir yaklaşım ne gerçekçidir ne de mümkündür.’’

23.06.2009


 

TSK kamuoyunu tatmin edemedi

AKP Ankara Milletvekili Haluk Özdalga, ‘’İrticayla Mücadele Eylem Planı hakkında Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından kamuoyunu tatmin edecek bir açıklamanın hala yapılmadığını’’ ifade etti.

Özdalga, yaptığı yazılı açıklamada, ‘’aradan yeterinden fazla süre geçmiş olmasına rağmen, İrticayla Mücadele Eylem Planı hakkında TSK tarafından kamuoyunu tatmin edecek bir açıklama hala yapılmamıştır’’ görüşünü dile getirdi. ‘’Aksine askeri savcılık tarafından yürütülen soruşturmanın güvenilirliğiyle ilgili şüphelerin her geçen gün arttığını’’ ileri süren Özdalga, TSK’nın demokratik rejimi doğrudan ilgilendiren bu olay üzerine daha hızlı ve daha güven verici bir şekilde gitmesi gerektiğini kaydetti. Haluk Özdalga, ‘’söz konusu kurmay albayın sivil ve doğal yargıç önünde hesap vermesi gerektiğini’’ belirterek, ‘’Olayla bağlantılı olarak TSK içinde anayasa suçu işlediği ortaya çıkabilecek diğer bütün unsurlar da, görevi ve rütbesi ne olursa olsun, hukuki ve idari süreçler sonunda askeri yapının dışına çıkarılmalı, tasfiye edilmelidir’’ ifadesini kullandı.

23.06.2009


 

Demokrasiden dönüş yok

Başbakanlık’ta AB ülkeleri büyükelçileriyle öğle yemeğinde buluşan Başbakan Tayyip Erdoğan, geçen hafta bazı kirli senaryoları içeren bir belge ile ilgili olarak “Türkiye’yi demokrasi ve ilerleme rayından çıkarmak, bu yarıştan koparmak asla mümkün olamaz. Buna da kimsenin gücü yetmez” dedi.

Erdoğan: Demokraside AB standardını

hedefliyoruz

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Taraf gazetesinde yayımlanan belgeyle ilgili, Avrupa’da kimi yayın organlarında iddia edildiği gibi belgeden dolayı Türkiye’de bir gerilim oluşmadığını, demokrasiye yönelik bir tartışma başlamadığını, kurumlar arasında bir çatışmanın söz konusu olmadığını belirterek, ‘’Tam tersine, Türkiye yasa dışı, hukuk dışı demokrasi dışı senaryolara karşı tek yürek, tek vücut olduğunu, bu belge vesilesiyle gösterme fırsatı bulmuştur’’ dedi. Erdoğan, Başbakanlık Resmi Konutu’nda AB büyükelçilerine verdiği yemekte yaptığı konuşmada, demokratikleşme ve insan hakları konusunda Türkiye’de son yıllarda çok önemli açılımlar olduğunu söyledi. Demokrasinin standartlarını yükselttiklerini, ülke olarak yıllardır tartışma konusu yapılan toplumsal meseleleri yoluna koyduklarını anlatan Erdoğan, toplumsal uzlaşma ve huzur noktasında önemli yol katettiklerini söyledi. Gelecek nesillere standartları çok yüksek, standardı AB standartlarına erişmiş bir demokrasi emanet etmek istediklerini ifade eden Erdoğan, ‘’Bunun için de mücadelemizi sürdürüyoruz. Sizlerin de yakından takip ettiği gibi demokrasi dışı, hukuk dışı, çete, mafya örgütlenmeleri karşısında Türkiye büyük bir mücadele veriyor. Türkiye şeffaf bir ülke, aydınlık bir ülke olma yolunda emin adımlarla yürüyor’’ diye konuştu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye üzerinden, Türkiye’nin üyelik meselesi üzerinden iç politika yapmanın, hiç bir ülkeye fayda sağlamayacağını belirterek, ‘’Ben Türkiye’nin ve Türkiye’nin üyelik meselesinin bazı ülkelerde istismar aracı yapılmasının son derece yanlış olduğunu düşünüyorum’’ dedi. Erdoğan, Başbakanlık Resmi Konut’ta AB büyükelçilerine verdiği yemekte yaptığı konuşmada, daha önce Brüksel’deki temaslarında, Türkiye’nin AB ile ilişkilerdeki tek amacının tam üyelik olduğunu, bu yolda kararlılıkla yola devam edileceğini anlattığını söyledi.

23.06.2009


 

AB’de sadık ve güvenilir dostlarımız var

AB dönem başkanı Çek Cumhuriyeti’nin Ankara Büyükelçisi Eva Filipi, Türkiye’nin güvenilir ve önemli bir müttefik olduğunu belirterek, “Avrupa bizim ortak kaderimizdir.

AB’de sadık ve güvenilir dostlarınız olduğu konusunda sizi temin ediyorum” dedi. Çek Cumhuriyeti’nin Ankara Büyükelçisi Filipi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlık Resmi Konutu’nda AB büyükelçilerine verdiği yemekte yaptığı konuşmaya, yemekte bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek ve yoğun gündeminde kendilerini kabul ettiği için Başbakan Erdoğan’a teşekkür ederek başladı. Türkiye’nin yüzyıllardır AB tarihinin bir parçası olduğunu ifade eden Filipi, “Tarih önemlidir. Tarih, Türkiye ve Avrupa’nın kaderlerinin uzunca süredir bir arada bulunduğunun göstergesidir” dedi. Büyükelçi Filipi, müzakere sürecinin uzun ve çaba gerektiren bir süreç olduğunun bilindiğini kaydederek, “Avrupa bizim ortak kaderimizdir ve siz bizim için güvenilir, çok önemli bir müttefiksiniz” diye konuştu. Başbakan Erdoğan’a “Türkiye’nin AB’ye tam üyeliği konusundaki ortak amaca” yönelik çabaları için teşekkür eden Filipi, “Avrupa bizim ortak kaderimizdir ve AB’de sadık ve güvenilir dostlarınız olduğu konusunda sizi temin ediyorum” dedi.

23.06.2009


 

Ciğerlerimiz yanıyor

FOÇA’DAKİ orman yangını, rüzgarın etkisiyle büyürken, tedbir amaçlı olarak 500 konutun boşaltıldığı bildirildi.

İzmir’in Foça ilçesinin Bağarası ile Kozbeyli köyü sınırı arasındaki 7. Jandarma Er Eğitim Komutanlığı yakınında ormanlık alanda çıkan yangını söndürme çalışmaları sürüyor. Yangın bölgesine giden İzmir Orman Bölge Müdürü İbrahim Çiftçi, söndürme ekiplerinin çalışmalarının koordinasyonunu sağlıyor. Çiftçi, rüzgarın etkisiyle yangının büyüdüğünü ve alevlerin orman yönünde hızla ilerlediğini bildirdi. Yangın bölgesindeki söndürme ekiplerinin sayısını artırdıklarını belirten Çiftçi, yangına şu anda 33 arazöz, 5 Türk Kuşu uçağı, 2 amfibi uçağı, 4 helikopter ve 5 yer ekibinin müdahale ettiğini kaydetti. Çiftçi, yangının daha da büyümesi durumunda söndürme ekibi sayısının artırılacağını ifade etti. Yangın söndürme çalışmalarına askeri birlikler de destek veriyor. Foça Belediye Başkanı Gökhan Demirağ, 50 hektarlık alanda çalışmaların devam ettiğini, tedbir amacıyla bölgedeki 500 konutun boşaltıldığını bildirdi.

23.06.2009


 

Başbuğ’dan sivillik vurgusu

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, günümüzün kaotik uluslararası ortamındaki risk ve tehditlerin sadece askeri güçle ele alınamayacağını bildiklerini kaydederek, ‘’Bu tür tehditleri ortadan kaldırmak için uluslararası toplumun hem askeri, hem sivil güç unsurlarının kullanılması ihtiyacı yüksek önceliğe sahip bir gereklilik haline gelmiştir’’ dedi.

Orgeneral Başbuğ, bu yıl 10’uncusu düzenlenen ‘’İpek Yolu 2009 General/Amiral Semineri’’nin açılışında yaptığı konuşmada, NATO’nun 3 amacının hala geçerli olduğunu düşündüğünü ifade etti. Bunları, ‘’Üyelerinin kolektif güvenliğini sağlamak’’, ‘’Transatlantik bağı pekiştirmek’’ ve ‘’Üye ülkelerin, birbirleri yerine ortak sorunlara ilişkin kendi güvenlik endişelerine odaklanabilecekleri bir garanti şemsiyesi oluşturmak’’ olarak sıralayan Orgeneral Başbuğ, NATO’nun, dinamik ve işlevsel bir organizasyon olduğunu vurguladı.

Orgeneral Başbuğ, “Günümüzün kaotik uluslararası güvenlik ortamındaki risk ve tehditlerin sadece askeri güçle ele alınamayacağını da biliyoruz. Bu tür tehditleri ortadan kaldırmak için uluslararası toplumun hem askeri, hem sivil güç unsurlarının kullanması ihtiyacı yüksek önceliğe sahip bir gereklilik haline gelmiştir. Aynı zamanda şu da çok önemli; NATO, üyelerine ve NATO üyesi olmayanlara sorunların çatışmaya dönüşmesine engel olma ya da sorunları diyalogla çözme fırsatı sunuyor.’’ ifadelerini kullandı.

Orgeneral Başbuğ, Türkiye’nin 25 yıldır terör örgütü PKK’ya karşı mücadele verdiğini hatırlatarak, şöyle dedi: ‘’Terörizme karşı mücadeledeki hedefimiz, teröristlerin ve destekçilerinin başarı umudunu ortadan kaldırmaktır. Aynı zamanda terörizme karşı mücadelenin, güvenlik, ekonomik, sosyo-kültürel alan, propaganda ve uluslararası ilişkiler alanlarında devletin koordineli faaliyetlerinin bir birleşimi olduğuna inanıyoruz. Tüm bu faaliyetler birbirini tamamlar. Ancak, terörist örgütler silahlı güçlerini korurken, sadece ekonomik ve sosyo-kültürel alanlarda gerekli önlemleri alarak terörizmin sonlandırılacağına inanmayı düşünmek bir hatadır. Bu sebeple, terörist örgütün dağılışına ve silahları bırakışına kadar terörist örgütle mücadele etmeye son derece kararlıyız.’’

23.06.2009


 

Lübnan’daki birliğimizin görev süresi uzatılıyor

Lübnan’dakİ Birleşmiş Milletler (BM) Geçici Görev Gücü (UNIFIL) bünyesindeki Türk askerinin görev süresinin, 5 Eylül 2009 tarihinden itibaren 1 yıl daha uzatılması için Hükümete izin verilmesini öngören Başbakanlık Tezkeresi, bugün TBMM Genel Kurulunda görüşülecek.

Genel Kurulda gündeme geçilmeden önce görüşülecek olan Tezkere üzerinde, gruplar, Hükümet ve şahısları adına iki milletvekili söz alacak. Konuşmaların ardından oylama yapılacak. Tezkerede, ‘’UNIFIL’in görev süresi, 31 Ağustos 2009 tarihinde sona erecek olup, görev süresinin 31 Ağustos 2009 tarihinden sonraki dönem için yenilenmesi yönünde BM Güvenlik Konseyi tarafından bir kararın kabul edilmesi beklenmektedir. Lübnan’daki siyasi ve güvenlik ortamının, ülkedeki askeri unsurlarımızın görevlerini sürdürmeleri bakımından uygun olduğu düşünülmektedir’’ denildi.

23.06.2009


 

İsveç’in döneminde müzakereler sürdürülecek

AB dönem başkanlığını Temmuz başında Çek Cumhuriyeti’nden devralacak olan İsveç, Türkiye ile üyelik müzakerelerini ilerletme kararlılığını vurguladı.

AB Konseyi’nde düzenlediği basın toplantısında ülkesinin dönem başkanlığı programını anlatan İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt, “Hırvatistan ve Türkiye ile üyelik müzakerelerini sürdürmekte kararlıyız. Her iki alanda da önemli sorunlarla karşılaşacağımızın farkındayız. Sorunlar aynı zamanda fırsat ve olanaklar sunabilir. Bu konu (Türkiye ve Hırvatistan’la müzakereler) aynı zamanda stratejik açıdan çok büyük önem taşıyan Güneydoğu Avrupa bölgesinde 100 milyon insanın Avrupalı (AB) hedefleriyle yakından ilgilidir” dedi. Bildt, 4-7 Haziranda düzenlenen son Avrupa Parlamentosu seçimlerinde bazı partilerin Türkiye’nin üyeliğine karşı çıkmasının hatırlatılması üzerine şunları kaydetti: “Bazı partiler seçim kampanyalarında açıkça AB’nin genişlemesine karşı çıktılar. Bazıları açıkça Türkiye’nin üyeliğine, hatta bazıları açıkça Müslümanlara karşı çıktı. Hepimiz demokrasilerde yaşıyoruz. Bu da AB’nin güçlü yanlarından biri. Genişleme konusu da kamuoyunda tartışılabilmeli. İfade edilen bazı fikirleri paylaşmasam da bu işin doğası böyle. Bence bu tür konular sadece açıkça tartışma yoluyla ele alınmalı. Genişlemenin geleceği de bence bu açık tartışmanın parçası olacak. Farklı görüşler ifade edilsin ya da edilmesin. Ben şu görüşü paylaşanlara dahilim: Benim AB vizyonum bazı ülkeleri, bazı milletleri dışarda bırakan değil, herkesi birleştiren bir Avrupa. Bu çok iddialı bir vizyon. Bu konuyla ilgili zorlukları bilsem de sadece daha fazla açık tartışmayla bunun üstesinden gelebileceğimizi düşünüyorum. Belki bu konuyu yeterince tartışamadık.” Bildt, İsveç’in Fransa ve Çek Cumhuriyeti dönem başkanlıklarıyla ortak hazırladığı programda yer alan Türkiye ile müzakereleri ilerletme sorumluluğuna bağlı kalacağını belirtti.

23.06.2009


 

TURİSTLERE TABİAT RİSÂLESİ

ICBA (Kültürler Arası Köprü Derneği) üye ve gönüllüleri tarafından önceki gün Sultanahmet’te farklı ülkelerden gelen turistlere İngilizce Tabiat Risâlesi dağıtıldı.

Kimi turistlere anket de uygulandı. 10 soruluk ankette yer alan sorulardan bazıları şunlar: “Yeni fikirlere açık mısınız?”, “Bediüzzaman Said Nursî’yi duydunuz mu?”, “Herşeyi Allah’ın yarattığına inanıyor musunuz?” vb.

Tabiat Risâlesi’nin dağıtıldığı sırada, turistlerle verimli diyaloglar da yaşandı. Turistlerden bir kaçı, kendilerinin bir barış hareketi üyesi olduklarını, bu tür diyalog çalışmalarını faydalı bulduklarını ifade ederek, irtibat adresi aldılar.

ICBA’nın amacını, “küresel köy hâline gelen dünyada insanlığın ortak bir barış platformunda bir araya gelebileceği ve bunda da ana çimento olarak İslâmın rol oynayabileceği, hakiki insâniyeti temsil eden İslâmın insanlığın çıkış yolu ve birleşme noktası olduğu düşüncesine hizmet” olarak ifade eden dernek başkanı Hakan Yalman, “Dünyada en büyük tehditlerden biri anarşi. Bunun da esas kaynağı dinsizlik, ateizm. Buna karşı en etkili yaklaşımlardan birini ortaya koyansa, güçlü bir Allah inancı zeminini hazırlayan Tabiat Risâlesi” dedi.

Bu gaye ile dünyadaki her insana Tabiat Risâlesi’ni ulaştırmayı ve böylelikle 7 milyar Tabiat Risâlesi dağıtmayı planladıklarını ifade eden Yalman, şu ana kadar İstanbul ve Nevşehir-Kapadokya bölgesinde 30 bin Tabiat Risâlesi dağıttıklarını söyledi.

Bu çalışmalarını ilk etapta İngilizce, İspanyolca ve İtalyanca, daha sonra Rusça, Arapça ve Türkçe Tabiat risâlelerini dağıtmak olarak planladıklarını dile getiren Yalman, “Senin vesilenle bir kişinin hidayete gelmesi, sahralar dolusu kırmızı koyunu sadaka vermekten hayırlıdır” hadîsini de hatırlatarak, şu ana kadar yapılan bu çalışmalar neticesinde Kanadalı ve Amerikalı olmak üzere üç kişinin kendileriyle irtibat hâlinde olduklarını ve İslâma ısındıklarını belirtti.

Minik gönüllü

İlköğretim 7. sınıf öğrencisi Harun Yalman da, Sultanahmet'te turistlere Tabiat Risâlesi dağıtanlardan. Bediüzzaman Said Nursî’nin bazı risâlelerini okuduğunu da söyleyen Harun, bu çalışmada bulunmaktan büyük zevk aldığını ifade ediyor.

İSMAİL TEZER

23.06.2009


 

800 bin ton mahsül tarlada kalıyor

Tahıl ambarı Konya ve Çukurova’da hasat mevsimi başladı.

Teknolojik gelişmelere rağmen her hasat mevsiminde 800 bin ton arpa ve buğday tarlada kalıyor. Ürün kaybının ülke ekonomisine maliyeti ise yıllık 352 milyon TL’yi buluyor. Yetkililer, bu yıl buğdayda 20 milyon ton, arpada ise 7 milyon ton rekolte beklendiğini ifade ediyor. Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, bu yıl tane kaybının geçen yıla göre artacağı öngörüsünde bulundu.

İç Anadolu ve Çukurova’da biçerdöverler buğday ve arpa tarlalarına girdi. Uzmanlar, küresel ısınma nedeniyle Türkiye’de son iki yıldır yaşanan kuraklığın ardından bu yıl hububatta rekoltenin yükseleceğini kaydediyor. Çiftçi, emeğinin karşılığını almak için uğraşırken, arazi yapısının engebeli olması, biçerdöverlerin ayarlarının uygun yapılmaması, biçerdöver operatörlerinin eğitimsiz olması ve erken hasat gibi etkenler hububatta tane kaybını artırıyor. Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin (TZOB) yaptığı araştırmaya göre; her yıl hasat esnasında yüzde 2 kayıp yaşanıyor.

TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, bu yıl tane kaybının yüzde 3 civarında olacağını ifade ediyor. Tarım sektöründeki kayıpların, hasat, taşıma, depolama ve tüketim aşamalarında meydana geldiğine dikkat çeken Bayraktar, bu kayıpların, bitkisel üretimin dörtte biri seviyesinde olduğunu belirtti. Genel Başkan Bayraktar, ürün kaybı hakkında şu bilgileri verdi: “Ülkemizde ekili alanların yüzde 70-80’ini hububat tarlaları oluşturuyor. Tüm bu alanın yaklaşık yüzde 70’i kendi yürür biçerdöverlerle hasat edilmektedir. Ülkemizde her yıl yaklaşık 18-20 milyon ton hububat biçerdöverle hasat edilmektedir. Hasat döneminde önemli oranda kayıp yaşanmaktadır. Bu yılki hasat döneminde buğdaydaki kaybın 600 bin ton civarında olmasını bekliyoruz. Bu kaybın ülke ekonomisine maliyeti 285 milyon TL. Arpa ürününde beklediğimiz 210 bin ton civarında ürün kaybının maliyeti ise 67.2 milyon TL civarında olacaktır.” HUBUBAT KAYBI NASIL ÖNLENEBİLİR? lMakineli hasada uygun tohum tercih edilmeli lUygun çeşit ve miktarda gübre kullanılmalı lUygun sulama yöntemleri seçilmeli l Yabancı otların hasadı engellememesi için kültürel tedbirler veya kimyasal mücadele yapılmalı lArazi tesviyesi yaptırılmalı lTaşıma ve depolama kayıplarını azaltma yönünde hazırlık yapılmalı lBiçim esnasında ürünün başında olmalı ve dane kayıpları sık sık kontrol edilmeli l Biçer döver operatörü arazi şartlarına göre ayar yapmalı

23.06.2009


 

Ağrı’da sel yolları kapattı, hayvanlar telef oldu

AĞRI’NIN Doğubayazıt ilçesinde gece boyunca devam eden yağışlarda çok sayıda ev ve iş yeri hasar gördü. Hasar gören köylerde birçok hayvan da telef oldu.

Önceki gün akşam saatlerinde Doğubayazıt’a bağlı Üçmurat, Aspava, Tanıktepe ve Kazan köylerinde meydana gelen sel nedeniyle birçok ev hasar gördü. Birçok evin de yıkıldığı sel de hayvanlar da telef oldu. Tanıktepe Muhtarı Kadir Görür, selin kendi köylerine ve diğer köylere doğru geldiğinin haber alınması üzerine 4 köyü de uyararak büyük bir faciadan kurtardıklarını anlattı. Birçok ekili arazinin sular altında kaldığı Doğubayazıt’a bağlı köylere ulaşım güçlükle sağlanıyor. Sel sebebiyle Tanıktepe köyüne halen elektrik verilemiyor. Doğubayazıt Kaymakamı Metin Maytalman da, sel felaketine uğrayan köylere gece gelerek incelemelerde bulundu. Can kaybının olmamasının sevindirici olduğunu aktaran Kaymakam Metin Maytalman, “Özel idare ekiplerimizle köylerimize ulaşımı sağlamak için çalışmaktayız. Vatandaşlarımıza evlerine girmemeleri konusunda uyarılarda bulunduk. Hasar tespit çalışmalarına başlanacak” dedi.

23.06.2009


 

Vuslat bu yıl 7-17 Aralık’ta

HZ. Mevlânâ’nın 736. Vuslat Yıl Dönümü etkinliklerinin bu yıl 7-17 Aralık tarihlerinde gerçekleştirileceği bildirildi.

Konya Kültür ve Turizm Müdürü Mustafa Çıpan, yaptığı yazılı açıklamada, Hz. Mevlânâ’nın 736. Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Törenleri hazırlıklarının yapılması ve programların uygulanması için Vali Yardımcısı Zikri Şahin başkanlığında, Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Selçuk Üniversitesi Rektörlüğü, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile Sanayi Odası temsilcilerinin bulunacağı ‘’İcra Kurulu’’ oluşturulmasına karar verildiğini belirtti. Bu toplantıda törenlerin bundan sonra 7-17 Aralık tarihlerinde gerçekleştirilmesine karar verildiğini ifade eden Çıpan, şunları kaydetti: ‘’7-17 Aralık tarihlerinde gerçekleştirilecek olan sema programları, 11 gece ve 4 gündüz olmak üzere toplam 15 seans olarak gerçekleştirilecek. Bilet fiyatlarının gündüz ve gece seanslarının 15, 17 aralık gecesi ise 50 lira olarak belirlenmesine, Mevlânâ ve fikirlerinin tanıtımına yönelik ulusal ve uluslararası panel ve konferanslar düzenlenmesine, törenlerin Mevlânâ ve Konya’ya yakışır bir olgunluk ve güzellik içinde gerçekleştirilmesi için ilgili kurum ve kuruluşların gereken hassasiyeti ve katkıyı sağlamasına törenler için rezervasyon işlemlerinin başlatılmasına karar verilmiştir.’’

23.06.2009


 

40 yıldır personel bekliyor

VAN’IN Saray ilçesine bağlı Çakmak köyünde 40 yıl önce yapımı tamamlanan sağlık evinde henüz hiç sağlık personeli çalışmadı.

Personel ataması yapılması halinde sağlık evi 2 bin kişiye hizmet verecek. Alınan bilgiye göre, ilçeye bağlı Çakmak, Kepir, Kargalı ve Yeşilalınç köyleri olmak üzere toplam 2 bin nüfusa hizmet vermesi için 40 yıl önce kurulan Çakmak sağlık evi halen hizmete açılmadı. 40 yıl önce devlet-vatandaş işbirliğiyle yapılan sağlık evi, 1969’dan beri personel ataması bekliyor. Köylüler, zaman içinde yıpranan ve tamirata ihtiyacı olan sağlık evlerini 2 kez onararak kullanıma hazır hale getirdi. Son olarak geçtiğimiz yıl yaklaşık 40 milyar lira harcanarak 3. kez onarımdan geçirilen sağlık evine yine atama yapılmaması köylüleri hayal kırıklığına uğrattı. Köy muhtarı Abdullah Keskintürk, defalarca müracaat etmelerine rağmen personel ataması yapılmadığını söyledi.

23.06.2009


 

Nevşehir’de gönüller buluştu

GAZETEMİZİN okuyucularına hediye edeceği üç kitaplık Ramazan setinin tanıtım toplantısı, Nevşehir’de gerçekleştirildi.

Kozaklı ilçesinde bulunan Divaibis Termal Otel’de geniş bir katılımla yapılan toplantı, büro temsilcilerimiz ve neşriyat sorumlularımız ile müessese yöneticilerinin buluşmalarına da vesile oldu.

Tiraj buluşmaları adı verilen çalışma toplantısı gönülleri de buluşturdu. Bütün katılımcıların heyecan ve morallerinin yüksek olduğu gözlenen toplantıda ihlâs, şevk ve motivasyon unsurları da zirve yaptı.

Birkaç il dışında hemen her mahallin temsilcisinin katıldığı “özel gündemli” toplantının açış konuşmasını yapan Yeni Asya A.Ş. Genel Müdürü Recep Taşçı, kurum çalışmaları hakkında genel bir değerlendirme yaparak kampanyaya dair ayrıntılı bilgiler verdi. “Bu buluşmaların geleneksel hale gelerek, her yıl farklı yerlerde bir vesile ile toplantı yapma temennisinde” bulunarak konuşmasına başlayan Taşcı, gazetemiz ve diğer yayınlarımızdaki gelişmeleri özetledi. Kriz ortamının hüküm sürmesine rağmen, faaliyetlerimizin hız kesmeden devam ettiğini, makinalarımızın döndüğünü, yeni yatırımların planmasının yapıldığını söyledi.

Toplantıının özel gündem maddesi olan Ramazan kampanyası hakkında da detaylı bilgi veren Taşçı, üç setlik hediye kampanyasında eklerdeki satış sisteminin uygulanacağını belirtti. Finansörler bulunarak fazla gazete satışı için talepler alınacağını belirten Taşçı, ek gazete taleplerinin kitapların verildiği günler için olabileceği gibi, talep edilen gazete miktarının aya yayılarak da istenilebileceğini söyledi. Kurum bünyesinde yapılan sponsorluk çalışmalarından örnekler veren Taşçı, her temsilci ve neşriyat sorumlusunun kendi bölgesinde ek gazete ve kitap taahhüdünde bulunacak kişi ve kuruluşlara yönelmesi tavsiyesinde bulundu. Ramazan ayı içinde üç yüz binlik bir tirajı hedeflediklerini belirten Taşçı, bunun yüzde 20’sinin kalıcı okuyucu olması durumunda hedeflerinin gerçekleşmiş olacağını vurguladı.

Taşcı’dan sonra kürsüye gelen gazetemiz yazarlarından Şaban Döğen, şevk, gayret, azim ve fedakârlık unsurlarını öne çıkartan bir konuşma yaptı. Risale-i Nur talebeleri ve Yeni Asya mensupları olarak büyük bir dâvânın hadimi olduklarını belirten Döğen, istenildikten ve çalışıldıktan sonra ulaşılamayacak bir hedef olmadığını söyledi. Gazetemizin Risale-i Nur’un günlük ilâncısı olduğunu belirten Döğen, Ramazan kampanyasının iman hakikatlerini daha geniş kesimlere ulaştırmak için büyük bir fırsat oldğunu belirtti. Temsilcilerimiz ve neşriyat sorumlularından gayretlerini arttırmalarını ve hedeflerini büyük tutmalarını isteyen Döğen, yüzbinleri aşan tirajların yakalanmasının hayal olmadığını söyledi.

Gündem maddesi üzerine müzakerelerin yapıldığı, dilek ve temennilerin dile getirildiği ikinci bölümde ise temsilci ve neşriyat sorumlularımız söz aldılar. Abone ve dağıtım çalışmaları ile ilgili bilgiler aktaran katılımcılar, yaptıkları saha çalışmalarından örnekler verdiler. Pazarlama çalışmalarının bilimsel yöntemlerle yapılması ve bunların bir broşür halinde yayınlanmasını isteyen temsilcilerimiz, esnafların dolaşılmasını, abonelerin abonelere tanıştırılmasını, hanımların gazete tanıtım faaliyetlerine aktif olarak dahil edilmelerini önerdiler. İnsana yatırım yapılmasını, eleman istihdamının gerekliliğini, pozitif hareketin önemini dile getiren temsilciler müşteriyle ilk karşılaşmanın önemine dikkat çektiler. Cihanşümül bir dâvânın temsilcisi olunduğunun bilinciyle hareket edilmesinin gerekliliği üzerinde durulan konuşmalarda, bütün çevrelerde müsbet diyaloğun önemli olduğuna da vurgu yaptılar.

Konuşmalar sonunda temsilcilerimiz kampanya için ek gazete taahhütlerinde bulundular. Toplantıdaki müsbet hava ve samimi atmosfer taahhütlere de yansıdı. Taahhüt edilen rakamlar gazete yönetimini memnun edecek seviyede bir gerçekleşti.

İki gün süren toplantıda Türkiye Neşriyat Komisyonu Sekreteri Alişen Koç’la birlikte, gazetemiz Yayın Koordinatörü Abdullah Eraçıkbaş, Abone ve Dağıtım Müdürü Saim Çelenli, Satış ve Pazarlama Müdürü Faik Altun, Teknik Müdür İbrahim Özdabak, Dergi Grubu Koordinatörü Şener Boztaş, Reklam Koordinatörü Turgut Demirbaş, Matbaa Koordinatörü Said Aydın, Muhasebe Müdürü Hakan İbil ve Ankara Temsilcisi Mehmet Kara da hazır bulundular. Toplantı katılımcıların aile fotoğraflarının çekilmesiyle son buldu.

Toplantıya katılanlar müfritane irtibatın devam etmesi için bu tür faaliyetlerin daha sık yapılması dilekleriyle vedalaştılar...

SELÇUK SUBAŞI

23.06.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

Bütün haberler

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.