Haberler |
Darbe dönemi çoktan geçti |
Darbeler dönemi geçti
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, İspanya’nın sağ görüşlü gazetesi ABC’de yayımlanan demecinde, “Darbeler dönemi geçti. Sivil otorite güçlü ve inanıyorum ki, bu tip darbeci söylemler gelecekte olmayacak” dedi. İran’da seçimlerden sonra yaşanan olayları değerlendiren Erdoğan, “Gerek hükümete destek veren, gerekse muhalefette olan halkın bu sorunu çözecek kapasitede olduğunu düşünüyorum. Yaşananlar gösteriyor ki halk, her seferinde hükümetine etki etmede daha fazla söz sahibi olmak istiyor. Ama her şeyin en kısa zamanda yeniden sakinleşeceğine inanıyorum” diye konuştu. Türkiye’nin, komşusu olan İran’da olup bitenleri “sadece gözlemlediğini, çünkü sonuçta her ülkenin kendi değerleri ve mekanizmaları olduğunu” söyleyen Başbakan Erdoğan, “Gözlemlemeli ve saygı göstermek zorundayız. Bu görüşle hükümete de muhalefete de aynı uzaklıktayız. Çünkü bu bizim demokratik mecburiyetimiz” ifadesini kullandı.
“AB’YE GİRİŞ YOLUNDA YÜRÜYORUZ, PES ETMEYECEĞİZ” Türkiye’nin AB’ye üyelik süreciyle ilgili olarak “AB’ye giriş yolunda yürüyoruz, pes etmeyeceğiz” diyen Erdoğan, “hedefin tam üyelik olduğunu, başka hiçbir alternatif bulunmadığını, Türkiye’nin ne Almanya ne de Fransa’nın görüşlerini kabul edeceğini” vurguladı. Türkiye’nin AB ile müzakere başlıklarından “yarısından fazlasının siyasi sebeplerle bloke edildiğini” belirten Başbakan Erdoğan, “Benzer bir şey hiçbir ülkeyle olmadı, hükümetimin hedefi bunu değiştirmek” dedi.
“MODERN DÜNYADA DARBELER KABUL EDİLEMEZ”
“Askerlerle ilişkilerinizi nasıl tanımlarsınız?” sorusuna Başbakan Erdoğan, “Geçmişe nazaran çok daha iyi. Milli Güvenlik Kurulu’nun genel sekreteri askerdi ve şimdi bir sivil. Bu kurum sadece danışmanlık görevi görüyor, sonunda kararları hükümet alıyor” cevabını verdi. Türkiye’de gündemde olan iddialarla ilgili “Darbeler dönemi geçti. Sivil otorite güçlü ve inanıyorum ki, bu tip darbeci söylemler gelecekte olmayacak. Çünkü modern dünyada bu kabul edilemez” diyen Erdoğan, “Demokratik ülkelerde bu tip tercihler kabul edilemez. Darbelerin ardından çok uzun zaman geçti ve ana muhalefet partisi darbecilerin yargılanmasını öneriyor” diye konuştu. |
28.06.2009 |
EMEKLİ PAŞA: OCAK 2009'DA HAZIRLANDI, ÜST BİRİMLERE SUNULDU |
BAŞBUĞ “MÜSAADE ETMEM” DEDİĞİ BU UYARIYI GÜNDEME GETİRMEDİ
Adı açıklanmamak kaydıyla konuşan komutan, planın Ocak 2009’da hazırlandığını ve üst birimlere sunulduğunu iddia etmişti. Raporla ilgili bilgiyi görevdeki komutanlarından edindiğini söyleyen emekli orgenerale göre planda imzası bulunan Albay Çiçek’in verilen emirlere uyduğunu söylemiş, iki kez uyardığını belirttiği Başbuğ’un “Buna müsaade etmem” dediğini öne sürmüştü. Basın toplantısında bunun hiç gündeme gelmemesi ve bu konuda soru sorulmaması şaşırtıcı bulundu.
Başbuğ’un cevaplamadığı iddia
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un “kâğıt parçası” diyerek geçiştirdiği saydığı imzalı belge ile ilgili tartışmalar sürüyor. Başbuğ, planla ilgili olarak daha önce bilgisinin olduğuna dair iddiayı hiç gündeme getirmedi. Düzenlediği basın toplantısı ile, kamuoyuna “İrtica Eylem Planı” olarak yansıyan belgeyi reddeden Başbuğ’un cevap bekleyen sorulara girmemesi ilginç bulundu. Genelkurmay Başkanı olabilecekken emekliye sevk edilen bir orgeneralin belgeye ilişkin iddiaları hâlâ cevap bekliyor. Emekli orgeneral Taraf’ta iki gün boyunca yayınlanan iddialarında sözkonusu eylem planını hazırlayan ekip hakkında Başbuğ’u iki kez uyardığını belirtmişti. 15 Haziran Pazartesi günü Taraf gazetesinde yayınlanan haber şöyleydi: “İleride Genelkurmay Başkanı olabilecekken emekliye ayrılan komutan, AKP ve Gülen karşıtı eylem planını hazırlayan ekip hakkında Org. Başbuğ’u iki kez uyardığını söyledi. Adı açıklanmamak şartıyla konuşan emekli orgeneral, Nisan 2009 tarihli İrtica Eylem Planı’yla ilgili yeni bilgiler verdi: Planı hazırlamaya Ocak 2009’da başlayan birim, şubat ve martta üstlerine rapor sundu. Raporla ilgili bilgiyi halen görevdeki silah arkadaşlarından edinen komutana göre, AKP ve Gülen cemaati karşıtı planda imzası olan Deniz Piyade Kurmay Kıdemli Albay Dursun Çiçek masum: Verilen emre uymuştur. Eski komutan söz konusu planı yapan ekiple ilgili bilgi paylaşmasını ‘Kanunsuz işler ne zamandan beri devlet sırrı oldu’ diye savunup ekledi: Kara Kuvvetleri Komutanı’yken Başbuğ’u iki kez bu ekiple ilgili uyardım. Yanlış işler yaptıklarını söyledim. Başbuğ da ‘Müsaade etmem’ dedi. |
28.06.2009 |
Askerî darbelere ‘iyi’ denmez |
Askeri müdahalelere ‘iyi’ denmez
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, herkesin 12 Eylül ile ilgili tartışma yapabileceğini belirterek, ‘’12 Eylül’den sonra iyi oldu iyi olmadı tartışmasını herkes yapabilir. Bunları anlayışla karşılamak mümkündür ama ‘İyi oldu o zaman askeri darbe mümkündür demek bizi çok tehlikeli noktaya çeker’’ dedi. 16. Uluslararası Eşme Turistik Kilim, Kültür ve Sanat Festivali’ne katılmak üzere Uşak’ın Eşme ilçesine gelen Baykal, belediyeyi ziyaretinde basın mensuplarının sorularını cevapladı. Türkiye’deki hukukun, anayasal düzenin net bir şekilde askeri darbelere fırsat vermeyecek, askeri darbeleri himaye etmeyecek ve buna sahip çıkmayacak anlayışta ortaya çıkmasının gerekli olduğuna inandıklarını vurgulayan Baykal, 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren’in açıklamalarına da değindi. Baykal şöyle konuştu: ‘’Kişilerle ilgili süreçler işler işlemez bilmem. Hukuki uygulama içinde zaman aşımı vardır yoktur. Bunlar önemli değildir. Kimse kişisel kavga, intikâm peşinde değil ama Türkiye’de hukuk düzeni, anayasal düzen bu konularda net olmalıdır. Prensip olarak bir ülkenin anayasal düzeninin, hukuk düzeninin askeri müdahaleler karşısında net tavır takınmasına ihtiyaç vardır. Bizim Anayasamızdaki 15. madde herhangi bir hukuk devletinde demokratik bir toplumda kabul edilebilir bir düzenleme değildir. Bir olayla ilgili hukukun işlemesini askıya alma ve bunu anayasal düzenlemeyle yapma, yargıyı etkisiz kılma düzenlemesi çok yadırgatıcıdır, hukuk dışıdır, anayasa dışıdır. Bizim hukuk sistemimizde böyle bir düzenlemenin varlığını sürdürmesi kabul edilebilir değildir. Herkes 12 Eylül’le ilgili tartışmasını yapabilir. ‘12 Eylül’den sonra iyi oldu, iyi olmadı’ tartışmasını yapabilir. Bunları anlayışla karşılamak mümkündür ama ‘İyi oldu o zaman askeri darbe mümkündür’ demek bizi çok tehlikeli noktaya çeker. Bu konuda herkesin dikkatli olmasına ihtiyaç vardır.’’ |
28.06.2009 |
Önce 12 Eylül’le hesaplaşılsın |
Önce 12 Eylül’le hesaplaşılsın
SAADET Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, ‘’Anayasa’nın geçici 15. maddesi kaldırılmadan demokrasi olmayacağı’’ görüşünü dile getirerek, ‘’12 Eylül’le yüzleşmeyen 28 Şubat’la, 27 Nisan’la yüzleşemez’’ dedi. Saadet Partisi Ankara İl Başkanlığı, Tes-İş Konferans Salonu’nda ‘’Vefa Gecesi’’ düzenledi. Geceye, ‘’Milli Görüş Hareketi’’nde siyaset yapan çok sayıda kişi katıldı. Kurtulmuş, 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren’in, ‘’Anayasa’nın geçici 15. maddesinin kaldırılarak 12 Eylül Askeri Müdahalesi’ni gerçekleştirenlerin yargılanmasının önünün açılmasıyla’’ ilgili sözlerini eleştirerek, şunları kaydetti: ‘’Sayın Evren, ‘konuyu halk oylamasına götürün’ diyor. Bu iş o kadar basit değil. O halk oylamasının da nasıl yapıldığını herkes biliyor. Geçici 15. madde kaldırılmadan demokrasi olmaz. 12 Eylül’le yüzleşemeyen 28 Şubat, 27 Nisan’la yüzleşemez. 12 Eylül Türkiye’nin yönetimine, siyasetine, 28 Şubat sosyolojik yapısına müdahaledir. 12 Eylül’le, 28 Şubat’la, 27 Nisan’la yüzleşeceğiz.’’ Kurtulmuş, konuşmasının ardından eski Başbakanlardan Necmettin Erbakan ile el ele salonu selâmladı. |
28.06.2009 |
Toptan: Herkes darbeye karşı |
TBMM Başkanı Köksal Toptan, yapılan tartışmaların, Türkiye’nin gelmiş olduğu demokratik düzeyi ifade etmesi bakımından değerlendirmek gerektiğini belirterek, “Herkesin birleşmiş olduğu nokta darbe karşıtlığı. Ben olaya bu açıdan bakıyorum” dedi. Meclis Başkanı Toptan, Mengen’de bir gazetecinin Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un yaptığı basın toplantısını nasıl değerlendirdiği sorusuna, bu tartışmalara bardağın dolu tarafından bakılarak değerlendirilmesi gerektiği cevabını verdi. Tartışmaların, Türkiye’nin gelmiş olduğu demokratik düzeyi ifade etmesi bakımından değerlendirmek gerektiğini vurgulayan Köksal Toptan, şöyle devam etti: “Bu tartışmalar yapılıyor. Olumlu olumsuz görüşler ifade ediliyor. Herkesin birleşmiş olduğu nokta darbe karşıtlığı. Ben olaya bu açıdan bakıyorum, değerlendirmeyi bu açıdan yapıyorum ve Türk insanı olarak mutlu olduğumu ifade etmek istiyorum. Bu işe teşebbüs edenlerin amacı ne, bu belgeyi yapanların amacı ne, bu belge varsa amacı ne, yoksa amaç ne, onları ekstrem görüşler ve gayretler olarak nitelendiriyorum. Toplumun her kesiminde bu tür şeyler olabilir, ama görülüyor ki siyaset kurumu, TSK, Hükümet, Parlamento herkes, ama herkes aynı safta bulunuyor. O saf demokrasi safı. Şimdi Türkiye buraya geldikten sonra Türkiye’nin geleceğinden korkmamak lazım. Bu tartışmalar ve eleştirileri bu çerçevede değerlendirmek lazım. Bunlar sağlıklı bir demokrasinin Türkiye’ye artık gelmekte olduğunun, yerleşmekte olduğunun çok açık kanıtlarıdır diye düşünüyorum.” |
28.06.2009 |
Din de laiklik de istismar edilmesin |
Din de laiklik de istismar ediliyor
DEVLET Bakanı Faruk Çelik, laiklik konusunda çok kolay politik yorumlar yapıldığını, din konusunun istismara dönüştüğünün kimsenin farkında bile olmadığını söyledi. Avusturya’nın başkenti Viyana’ya özel bir ziyarette bulunan Devlet Bakanı Çelik, bu ülkede faaliyet gösteren Türk Sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ve iş adamlarıyla ayrı ayrı bir araya geldi. Türkiye’nin Viyana büyükelçiliğinde Türk sivil toplum örgütlerinin temsilcileriyle görüşen Bakan Çelik, “ön yargısız ve çatışmasız konuşarak sorunlarımızı dile getirmemiz halinde çözüm bulunmasının daha kolay olacağını” söyledi. Sivil toplum örgütü temsilcilerine hitaben yaptığı konuşmada, “Dayanışma içinde olmaları” çağrısında bulunan bakan Çelik, “Sorunlarınızın takipçisi olacağımızı bilmenizi istiyorum” dedi. Konuşmasında Türkiye;nin coğrafi konumu, tarihi özellikleri ve güzellikleriyle büyük ve güzel bir ülke olduğunu ifade eden bakan Çelik, “Sorumluluğumuzun ağırlığının bilincindeyiz” diye konuştu. “Türkiye’de asıl meselenin, Türkiye’nin yapısının, sosyal dokusunun bozulmaması için sorunları ortada bırakmadan tartışmak gerektiğini” anlatan Bakan Çelik, Türkiye’de şu anda iki önemli sorun bulunduğunu belirterek “Birincisi Kürt sorunu, ikincisi Alevi vatandaşlarımızla ilgili sorun. Bu iki sorun şimdi en üst düzeyde dile getirildi ve tartışılıyor.” Sivil toplum örgütü temsilcilerinin soruların da cevaplayan Bakan Çelik, laiklik konusundaki bir soru üzerine şöyle konuştu: “Laiklik konusundaki yorumların kimin ağzından çıktığı çok önemli. Sosyal demokratlar laiklikle ilgili bir yorum yaparsa bunun haber değeri yoktur. Ancak, muhafazakar birisi laiklikle ilgili bir çok makul bir yorum getirdiğinde bu çok daha farklı bir şekilde lanse ediliyor. Türkiye’de biz bu süreçleri yaşadık. O halde ne oluyor? Konuşulamaz noktaya geliyor iş.. En büyük sıkıntı da bu işte.. O halde Laiklik hangi anlamla laiklik.. Fransızlardan almışız. Bu mu? Bizdeki tablo nedir? Osmanlıdan Cumhuriyet’e geçişte Mustafa Kemal Atatürk’ün bu tercihi veya bu sisteme yönelişinin altında yatanlar nelerdir? Bu konuda gerçekten bilimsel verilere ihtiyacımız var.” Laiklik konusunda çok kolay politik yorumlar yapıldığını belirten Çelik, “Din konusunun istismara dönüştüğünün kimse farkında bile değil. İşte Alevi’nin oyunu alacaksın bir şey söylemeniz lazım. Sünni’nin oyunu alacaksınız bir şey söylemeniz lazım.. O halde şimdi burada bir açılım getirelim dediğinizde bu açılımın temelleri direk olarak Cumhuriyetimizin temelleri. Onun için oturup ne ne için, neyin nerede faydası var, ne mahsuru var tartışmamız lazım” diye konuştu. Konuşmasında, din konusunun çok hassas olduğuna işaret eden bakan Çelik, “Din dediğimiz olay öylesine hassas bir olay ki, yanlış elde ve dilde çok farklı boyutlarla ortaya çıkıyor” dedi. |
28.06.2009 |
Din, medyaya malzeme olamaz |
Reyting için din sömürülemez
Din-Bir-Sen Genel Başkanı Lütfi Şenocak, dinlerin yarıştırılması konseptiyle yayınlanması planlanan yarışmayı eleştirerek, ‘’Din, magazin programlarının konusu değildir. Reyting uğruna insanların dinî inançlarının sömürülmesi kabul edilemez bir durumdur’’ dedi. Şenocak, yaptığı yazılı açıklamada, bir televizyon kanalında yayına başlayacağı belirtilen ‘’Dinler Yarışıyor’’ programına tepki gösterdi. İnsanların en temel hak ve özgürlüklerinden olan din ve inanç özgürlüğünün reytinge âlet edilmesinin ‘’dinî duyguların istismarı ve din sömürüsü’’ olacağını belirten Şenocak, ‘’Din, magazin programlarının konusu değildir. Reyting uğruna insanların dinî inançlarının sömürülmesi kabul edilemez bir durumdur’’ görüşünü ifade etti. Milletlerin kültürlerinde en önemli unsurlardan birisi olan dinin temel amacının, insanlığın birleştirilmesi, bölünmemesi olduğunu vurgulayan Şenocak, medyanın da dinî konulara özenli yaklaşarak, yayınlanan programlarla hoşgörü ortamına katkı sağlaması gerektiğine işaret etti. Şenocak, şunları kaydetti: ‘’Bir televizyon kanalında yayınlanacağı duyurulan ‘Dinler Yarışıyor’ adlı programın dinî duyguların istismarına ve toplumun kutuplara bölünmesine yol açabileceği nedeniyle camiamızda ve kamuoyunda rahatsızlık ve endişeye neden olmuştur. Hangi amaca yönelik olursa olsun, yayın yoluyla dinin, dinî duyguların, dince kutsal sayılan değerlerin istismar edilmesi kabul edilemez bir gerçektir. Yayın kuruluşları, kanun ile yönetmeliklerde öngörülen yayın ilkelerine uygun yayın yapmakla yükümlüdürler. Dinleri hırs ve menfaatlerine âlet etmek, 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkındaki Kanun’da belirtilen ‘yayın ilkelerine’ aykırıdır.’’ Projeden vazgeçilmesi çağrısında bulunan Şenocak, ‘’Böyle bir program sadece İslâma değil, bütün dinlere saygısızlıktır ve derhal vazgeçilmesi gerekmektedir. Kanunlara aykırı bir yayın olan bu program hakkında gerekli işlemin yapılması için RTÜK’ü göreve çağırıyor ve derhal bu yayına son verilmesi çağrısında bulunuyoruz’’ dedi. Ankara/aa |
RECEP GÖREN 28.06.2009 |
Gül, bin 100 yıllık camiyi gezdi |
GÜL, ÇİN'DE BİN 100 YILLIK CAMİYİ ZİYARET ETTİ
Çin ziyaretinin ikinci ayağı olan Xi’an şehrinde temaslarda bulunan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bin 100 yıllık tarihe sahip Büyük Cami’yi gezdi. Gül, eşi Hayrünnisa Gül, Devlet Bakanı Zafer Çağlayan ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay ile birlikte Şian Kuzeybatı Üniversitesini ziyaret etti. Anfi derslikte düzenlenen programda Gül’e, üniversite rektörü Prof. Dr. Qiao Xue Guang tarafından fahri doktora beratı verildi. Gül, üniversitedeki programının ardından, Tang hanedanı döneminde 8. yüzyılda inşa edilen tarihi Ulu Cami’yi ziyaret etti. Gül’ü karşılayan cami imamı, cami hakkında Gül’e bilgi verdi. Cumhurbaşkanı Gül, camiyi çok beğendiğini dile getirerek, yanındakilere, ‘’Burayı görmezseniz, Çin’e gelmiş sayılmazsınız’’ dedi. Caminin yüzlerce yıl öncesinden bugüne korunarak taşındığını ifade eden Gül, bunu sağlayan Çin yönetimine teşekkür edilmesi gerektiğini söyledi. Çin mimarisiyle yapılan Ulu Cami, peşpeşe sıralanan dört avludan oluşuyor. Ulu Cami’nin en önemli özelliği ise duvarlarında Kur’an-ı Kerim’in tamamının 600 adet tahta panoya işlenmiş olması. Cumhurbaşkanı Gül daha sonra, konakladığı Shangi-La Şian Oteli’nde Shaanxi Valisi Yuan Chunqing’in onuruna verdiği öğle yemeğine katıldı. Gül’ün Yuan ile yapması planlanan görüşme, yoğun programı nedeniyle iptal edildi. |
28.06.2009 |
İşçiden grev tehdidi |
İşçilerden grev tehdidi
TÜRK-İŞ Genel Mali Sekreteri Ergün Atalay, kamu kesimi toplu iş sözleşmelerinde pazartesi akşamına kadar hükümetle anlaşma sağlanamaması halinde, salı günü eylem planını açıklayacaklarını söyledi. Adapazarı’nda yerel bir gazetenin yıl dönümü kutlamalarına katılan Atalay, gazetecilere yaptığı açıklamada, kamu kesimi toplu iş sözleşmeleri görüşmelerini değerlendirdi. 275 bin kişiyi ilgilendiren görüşmelerde zaman ve mesafenin bittiğini kaydeden Atalay, 180 günlük toplu pazarlıklarda sona gelindiğini belirterek, şunları söyledi: ‘’Şu ana kadar sendikalarımızın büyük bir bölümü grev ilanlarını astı. Temmuz ayının 15’ine kadar 175 bin işçiye karşılık 32 sendikamızın tamamı grev ilanlarını asacaklar. Hükümetle yaptığımız görüşmeler çerçevesinde, sözleşmelerden sorumlu Devlet Bakan Sayın Hayati Yazıcı ile 4 kere, sayın başbakanımızla, maliye bakanımızla, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ile Türk-İş yönetimi olarak defalarca görüşme imkanı bulduk. İşveren sendikası ile 6 aydan beri 10. toplantıyı yaptık. Bugüne kadar resmi teklifimizi kendilerine sunduk. Kendileri de 20 gün önce ilk 6 ay için yüzde 3, ikinci 6 ay için de 3 önerdi. Geldiğimiz nokta bu.’’ Atalay, Türk İş yönetimi olarak geçen hafta yaptıkları toplantıda kendi tekliflerini revize ettiklerini kaydetti. |
28.06.2009 |
Tatilcilere yol uyarısı |
BURSA Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Hizmetleri Başkanlığı, tatil yolculuğuna çıkacak sürücüleri uyardı. Trafik Hizmetleri Başkanlığınca, ‘’yaz tatili seyahatlerinizde güvenliğiniz için bunlara dikkat edin’’ başlığıyla yapılan uyarıda, yaz aylarında nem oranının ve aşırı sıcakların yüksek seviyelere ulaşması sonucunda fizyolojik ve psikolojik yapısı olumsuz yönde etkilenen ve dikkati dağılan sürücülerin, tatile gidecekleri yere bir an önce ulaşma isteğiyle birçok kural ihlali yaptıklarının görüldüğü bildirildi. Sürücülerin sıcak havanın vereceği rehavetle araç kullanmaktan kaynaklanabilecek yorgunluğu, günlük olarak değişebilen hava şartları ve yolların yapılarını değerlendirmeleri ve dikkate almaları gerektiği belirtilen açıklamada, yaz tatili yolculuklarında özel araçlar yerine otobüs, tren, uçak, gemi, feribot gibi toplu taşıma araçlarının tercih edilmesi önerildi. Tatil yolculuğunda araç kullanacak sürücülere yönelik uyarılardan bazıları şöyle: ‘’-Yolculuk öncesi düzenli ve yeterli uyku alınmalı. -Hasta olan sürücüler mutlaka doktor kontrolünden geçtikten sonra yola çıkmalı. İlaç kullanmaları gereken sürücüler ise mutlaka doktor kontrolünde ilaçlarını uygun dozda almalı. -Uzun mesafeli yolculuklarda zorunlu olmadıkça tek başına yola çıkılmamalı. -Direksiyon başında cep telefonu ile konuşulmamalı ve sigara içilmemeli. -Otomobilde yalnız seyahat edenler kendilerini aktif ve zinde tutacak türden müzikler dinlemeli. -Çok kişi ile seyahat edilmesi halinde araç içinde tartışmaktan ve yüksek sesli ani tepkilerden kaçınılmalı, direksiyon başındayken dikkati dağıtmayacak şekilde yanındakilerle konuşulmalı.’’ |
28.06.2009 |
Kaş’ta dev nakliye uçağı batırıldı |
TÜRK Hava Kuvvetlerine hizmet veren ve emekliye ayrılan C47 Dakota tipi nakliye uçağı, dalış turizminde kullanılması amacıyla, 12. Uluslararası LikyaKaş Kültür ve Sanat Festivali kapsamında Antalya’nın Kaş ilçesinde batırıldı. Türk Hava Kuvvetlerine bağlı Hava Lojistik Komutanlığı Kayseri Hava İkmal Komutanlığınca hurdaya çıkarılan ve dalış turizmine hizmet vermesi amacıyla Kaş Kaymakamlığına hibe edilen nakliye uçağı, Türk Hava Kuvvetleri Kartal Vakfının katkılarıyla, tırlarla parçalar halinde Kaş’a getirildi. Burada monte edilen, kanat uzunluğu 30, kuyruktan kokpitine kadar uzunluğu 20 metre olan uçak, Kaş Kaymakamlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı gözetiminde yapılan batırma işlemi öncesinde, vinç yardımıyla kaldırıldı ve Anemo adlı tekneye bağlanan halatlarla denizin 100 metre açığına çekildi. Uçak, Kaş’taki dalış okullarında görevli 5 dalgıcın yönlendirmesiyle, 7.5 metre derinliğe tekerlerinin üzerinde batırıldı. Yaklaşık 1.5 saat süren batırma işlemini Kaymakam Süleyman Yılmaz, Belediye Başkanı Abdullah Gültekin ve vatandaşlar karadan, teknelerle tur yapan yabancı turistler de denizden ilgiyle izledi. Kara ağırlığı 6.5 ton olan eski nakliye uçağının, hava şartlarının elvermesi ve bölgede etkili olan karayelin sona ermesiyle, önümüzdeki günlerde balonlarla çekilerek, Bayındır limanı açıklarında 25 metre derinliğe indirileceği bildirildi. Kaymakam Süleyman Yılmaz, uçağın batırıldığı yerin koordinatlarının, kaymakamlık, belediye, Kaş Su Altı Derneği ve kıyı dip yapısı konusundaki uzman bir ekip tarafından belirlendiğini anlatarak, uçağın batırılmasıyla Kaş’taki dalış noktası sayısının 42’ye yükseldiğini söyledi. |
28.06.2009 |
Ege ve Akdeniz’de depremler |
EGE Denizi ve Akdeniz’de orta şiddette depremler meydana geldi. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsünden alınan bilgiye göre, önceki g gün saat 23.37’de merkez üssü Ege Denizi olan 4,8 büyüklüğünde bir deprem kaydedildi. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Afet işleri Genel Müdürlüğü Deprem Araştırma Dairesi Başkanlığından yapılan yazılı açıklamada ise Ege denizi merkezli depremin 5,3 büyüklüğünde olduğu bildirildi. Öte yandan, Kandilli Rasathanesi verilerine göre, Akdeniz’de 01.14’de 4.5 büyüklüğünde deprem oldu. Bu arada, Kandilli Rasathanesi verilerine göre Akdeniz’de 00.01’de 3,5, 00.53’te 3.4, 00.59’da da 3.3 büyüklüğünde sarsıntı kaydedildi. |
28.06.2009 |
Başkentgaz eski genel müdürüne dâvâ |
BAŞKENTGAZ eski Genel Müdürü Veysel Karani Demir hakkında, Ankara’da 7 öğrencinin ölümüyle sonuçlanan doğal gaz faciasıyla ilgili basın toplantısındaki sözleri sebebiyle 4 yıla kadar hapis talebiyle dava açıldı. Demir’in, olayla ilgili olarak bilgi vermek amacıyla 2 Ocak 2009’da düzenlediği basın toplantısının ardından ölen öğrencilerin aileleri, avukatları aracılığıyla Demir hakkında, “ölen kişinin hatırasına hakaret” ettiği iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunda, Demir’in, “kimisi belden üstü yarı çıplak” diyerek “ölen kişinin hatırasına hakaret” ettiği savunuldu. Suç duyuru üzerine yürütülen soruşturma sonucu Cumhuriyet Savcısı Kürşat Kayral’ın hazırladığı iddianamede, Demir’in Türk Ceza Kanununun “ölen kişinin hatırasına hakaret” suçunu düzenleyen maddeleri uyarınca 4 yıla kadar hapsi istendi. |
28.06.2009 |
İstanbul'da su kesintisi |
İSTANBUL'DA bazı semtlere, yapılacak çalışmalar nedeniyle su verilemeyecek. İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) Genel Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, 1 Temmuz Çarşamba günü saat 10.00 ile 2 Temmuz Perşembe günü saat 08.00 arasında, “Sarıyer’de Cumhuriyet, Maden, Garipçe, Rumeli Feneri, Zekeriyaköy, Demirciköy, Uskumruköy, Kısırkaya mahalleleri, Tarabya, Yenimahalle ve Büyükdere mahallelerinin üst kotları ve Koç Üniversitesi” su alamayacak. Beykoz’da da 30 Haziran Salı günü 08.00-16.00 saatleri arasında, “Rüzgarlıbahçe, Kavacık, Göksu Evleri, Acarlarkent, Soğuksu ve Gümüşsuyu mahalleleri, Anadolu Hisarı, Kanlıca, Çubuklu ve İncirköy mahallerinin üst kotlarında” su kesintisi uygulanacak. |
28.06.2009 |
Muş’ta akraba kavgası: 4 ölü |
MUŞ'TA iki akraba aile arasında çıkan silahlı kavgada, 4 kişi öldü, 4 kişi yaralandı. Merkeze bağlı Mescitli köyünde, iki akraba aile arasında arazi anlaşmazlığı yüzünden tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesi üzerine çıkan silahlı kavgada, 4 kişi öldü, 4 kişi yaralandı. Ölenlerin, köy muhtarı Mehmet Emin Yıldırak (35)ve eski muhtar Hüseyin Yüksel (40) ile çocukları Masum Yüksel (25) ve Mithat Yüksel (20) olduğu öğrenildi. |
28.06.2009 |
Boydak Holding orman kuruyor |
BOYDAK Holding, Kayseri’nin Yılanlı Dağı mevkisinde Çevre ve Orman Bakanlığından 49 yıllığına kiraladığı dağlık alana ‘’Boydak Ormanı’’ kuruyor. Boydak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Boydak, Türkiye genelinde yürütülen ağaçlandırma seferberliğine holding olarak destek vermek istediklerini ve Kayseri Organize Sanayi Bölgesi’nin yanı başındaki dağlık alanın bir bölümünü Çevre ve Orman Bakanlığından 49 yıllığına kiralayarak buraya 70 bin ağaç diktiklerini söyledi. Dağlık alanda kendi imkânları ile 10 kilometre yol açtıklarını, ormanlık alanın etrafını tel örgü ve çitlerle çevirdiklerini, yer altı suyu çıkardıklarını belirten Boydak, şöyle devam etti: ‘’Biz Kayseri’de ilk defa Çevre ve Orman Bakanlığı ile anlaşarak 1 milyon 100 bin bin metrekarelik alana özel Boydak Ormanı’nı kuruyoruz. Bu ormanı özellikle şu kriz ortamında gelir elde etmek için değil, kurak olan memleketimizin yeşiline katkı sağlamak için yapıyoruz. Dağlık alana bu yıl 70 bin ağaç diktik. Yıl sonuna kadar 100 bin ağacı toprakla buluşturacağız, gelecek yıl da 100 bin ağaç dikeceğiz.” |
28.06.2009 |
Öğretmenler, 48 bin öğrencinin evine gitti |
RİZE Milli Eğitim Müdürlüğünce çocukların daha başarılı olması ve okul aile ilişkisinin artırılabilmesi amacıyla başlatılan öğretmenlerin, öğrencilerin ailelerini evlerinde ziyaret etmesi uygulaması kapsamında 48 bin öğrenci ziyaret edildi. Rize Milli Eğitim Müdürü Rasim Çelik, öğrencilerin başarısının artırılması için geçen eğitim öğretim yılının ikinci döneminden itibaren ‘öğretmenlerin öğrencilerin evlerini ziyaret etmesi uygulaması’ yaptıklarını söyledi. Çalışma kapsamında zeki, başarılı olan, ama maddi imkanları yeterli olmayan 500 çocuk içinde proje geliştirdiklerini bildiren Çelik, “Çocuklara çalışma koltuğu, masa ve diğer ihtiyaçlarını sağlayacağız. Her 10 çocuğa bir gönüllü öğretmen vereceğiz. Bu çocukları sürekli takip edeceğiz” dedi. |
28.06.2009 |
MEB, satılacak okul arazilerini belirleyecek |
MİLLiî Eğitim Bakanlığı, Valiliklere ve Millî Eğitim Müdürlüklerine bir genelge göndererek, satışı planlanan okulların 10 Temmuz 2009 tarihine kadar bildirilmesini istedi. Millî Eğitim Bakanlığı, Valiliklere “Eğitim İçin Kaynak Sağlanması” konulu bir genelge göndererek, bakanlığa tahsisli arazilerin bakanlık tarafından uygun görülmesi halinde özelleştirilebileceği hatırlatıldı. Genelgede, bakanlığa tahsisli Hazine mülkiyetindeki taşınmazlardan bulundukları yerler itibarıyla, yerleşim alanı özelliğini kaybeden, çarşı, sanayi, işyeri gibi alanlar arasında kalan ve bu nedenle veya başka sebeplerle okul alanı olarak kullanılmasına ihtiyaç duyulmayan okulların satılarak, elde edilecek gelirlerin ihtiyaç duyulan yerlerde okul yapımı ve onarımı amacıyla kullanılmasının uygun olacağının değerlendirildiği kaydedildi. Bakanlık, Valiliklerden okul alanı olarak kullanılmasına ihtiyaç kalmayan Hazine mülkiyetinde ve MEB’e tahsisli taşınmazların belirlenerek, her taşınmaz için ayrı ayrı olmak üzere, tapu, tahsis belgesi, imar planı, imar durumu belgesi, kadastro çapı ile arsanın ve üzerindeki binaların durumunun bildirilmesini istedi. |
28.06.2009 |
Sigara yasağı Türkiye’deki mimarî yapıyı değiştirecek |
Geçen yılın mayıs ayından bu yana uygulanmakta olan yasağın kapsamı genişliyor ve lokanta, pastane, kahvehane gibi mekanlar da yasak kapsamına dahil ediliyor. Bu durumun lokanta, pastane, kahvehane gibi yerlerin mimari yapıların dışına, cadde ve sokaklara taşmasını kaçınılmaz hale getirecek. Yasak kapsamına bir yıl öncesinden alınmalarına karşın zaman zaman suistimallerin yaşandığı Alışveriş Merkezleri (AVM) de tedbirlerini yeniden gözden geçiriyor. Bu kapsamda Antalya’daki SheMall Alışveriş Merkezi sigara yasağını bildiren uyarı tabelalarını yeniliyor. Yasağın denetlenmesi için operasyon servisi çalışanlarını görevlendiren merkez, uyarı tabelalarına kişisel cep telefonu numarası da ekliyor. Yasağın ihlal edildiğini gören müşteriler bu numarayı arayarak şikâyette bulunabilecek. Antalya Büyükşehir Belediyesi yasağın tümüyle uygulanacağı 19 Temmuz tarihine yönelik çalışmalarını tamamladı. Sigara yasağını denetleyecek özel bir ekip kuruldu. Denetim yapılacak mekanı tebdili kıyafetle ziyaret edecek ekip elemanları yasaya aykırı durumla karşılaşmaları halinde durumu oranın yetkilisine bildirecek. Kanuna uyulması istenecek. |
28.06.2009 |
Şanlıurfa Valisi Nuri Okutan göreve başladı |
Görevine başlaması nedeniyle Şanlıurfalılara bir mesaj yayınlayan Şanlıurfa Valisi Nuri Okutan, başlama mesajında şunları söyledi: “Milli mücadelenin şanlı şehri Urfa’da sizlerin arasında bulunmaktan büyük bir memnuniyet ve onur duymaktayım. Şehzadeler şehri Trabzon’dan, Peygamberler şehri Şanlıurfa’ya geldiğim bu ilk günde büyük bir muhabbetle beni aranıza alıp kabul ettiğiniz için bütün Şanlıurfalı hemşerilerime şükranlarımı sunuyorum. Şanlıurfa ölümsüz değerler üretmiş, ürettiğini kendine saklamayıp insanlığa da hediye etmiş, güngörmüş, eyyam sürmüş bir şehrimizdir. Bu sebeple aranızda bulunmaktan, bu şehre hizmet imkânı verilmesinden şeref duymam tabiidir. Vali olarak bu şehirde her biri diğerinden muhteşem potansiyeller görmekteyim. Kutsal ve kutsanmış şehir olan Şanlıurfa’nın hem ülkemize, hem de bütün dünyaya söyleyecek sözleri, ikram edeceği değerleri vardır. O büyük tarihî birikimi, el birliğiyle güncelleyip yeniden insanlığın hizmetine sunma sürecinin bir halkası olabilirsem, sorumluluğumu yerine getirdiğimi düşüneceğim.” |
28.06.2009 |
Doktorsuz hastaneye ‘bebek dostu’ ünvanı |
SPARTA Yalvaç Doğum ve Çocuk Bakımevi, yaklaşık 1.5 aydır çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı doktor bulunmamasına rağmen ‘’Bebek Dostu Hastane’’ unvanına layık görüldü. Isparta Sağlık Müdürü uzman doktor Süleyman Önal, iki kadın doğum uzmanının görev yaptığı Yalvaç Doğum ve Çocuk Bakımevine Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) tarafından ‘’Bebek Dostu Hastane’’ unvanı verildiğini söyledi. Bebek Dostu Hastane unvanının yaklaşık bir yıllık çalışma performansına göre verildiğine dikkati çeken Önal, ‘’Belge için bir yıllık hizmetler göz önüne alınmakta, yeni doktor için de başvuruda bulunduk’’ dedi. |
28.06.2009 |
Heyelan altından 3 ceset çıkarıldı |
GİRESUN’UN Güce ilçesinde Gelevera deresi üzerinde yapılan baraj şantiyesinde dinamit yüklü alana yıldırım düşmesinin ardından oluşan heyelanda, toprak altında kalan minibüsteki 3 kişinin cesetlerine ulaşıldı. Gelevera deresi üzerindeki baraj alanından önceki gün saat 18.00 sıralarında yıldırımın neden olduğu patlamayla birlikte bölgede meydana gelen heyelanda bir minibüs toprak altında kalmıştı. Arama kurtarma ekiplerinin çalışmalarıyla ulaşılan toprak altındaki minibüsten, şantiye şefi Hakan Türkyılmaz (23), araç sürücüsü Hasan Güneş ve bozulan dozeri tamir etmek için Giresun’dan gelen tamirci Ahmet Botan’ın cesetleri çıkartıldı. Aynı olayda yaralanan Abdullah Çatak, Espiye Devlet Hastanesi’nde, Turan Bekar, Giresun Prof. Dr. İlhan Özdemir Devlet Hastanesi’nde tedavi altına alındı. Diğer yandan aynı saatlerde düşen yıldırım sonucu baraj inşaatının yakınında hayvanlarını otlatan ve henüz adı belirlenmeyen bir kişinin de hayatını kaybettiği öğrenildi. |
28.06.2009 |
Karadeniz’de kuvvetli yağış uyarısı |
METEOROLOJİ Batı, Orta ve Doğu Karadeniz’e kuvvetli yağış uyarısında bulundu. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, Batı ve Orta Karadeniz’in iç kesimleri, Bolu, Kastamonu, Karabük, Amasya, Çorum, Tokat, Çankırı ile Doğu Karadeniz kıyıları Trabzon, Rize, Hopa ve Gümüşhane çevrelerinde gök gürültülü kuvvetli yağış beklendiği bildirildi. Yetkililer, meydana gelebilecek ani sel ve su baskınlarına karşı vatandaşların dikkatli olması gerektiğini belirtti. |
28.06.2009 |
EDİRNE’NİN İHTİŞAMI |
Der-i Saadet (Mutluluk kapısı) olarak anılan Edirne, Osmanlı Devleti’ne başkentlik yaptığı günlerdeki ihtişamını bugün bile hissettirir. Selimiye’nin eşsiz mimarisindeki huzur, İstanbul’u fetheden fatihin doğduğu saray, asırlardır vazgeçilmeyen bir yiğitlik öyküsü Kırkpınar, hasret taşıyan 3 nehir, medeniyetin abideleri köprüler, hanlar, hamamlar, saraylar, ecdadın izlerini takip edenlerin mutlaka uğraması gereken yerlerdir. Günübirlik ziyaretler için Edirne’ye gelenler için vazgeçilmez duraklar cami, külliye ve bedestenlerdir. Her biri yürüyüş mesafesindeki bu yapılarla Edirne, açık hava müzesini andırır. Namı, dünyanın dört bir yanında bilinen, Mimar Sinan’ın ustalık eseri Selimiye Cami, kentin ilk anıtsal yapısı Yıldırım Beyazıt Cami, temelinde mukaddes Kabe taşı barındıran Eski Cami, zigzag, karo, burma ve yivli bezemeleriyle kentin siluetine damgasını vuran Üç Şerefeli Cami, muhteşem çinileriyle Muradiye Cami, Edirne’nin ziyaret edilmesi gereken yapılarından. 1488 yılında İkinci Beyazıt Han tarafından yaptırılan 2. Bayezit Külliyesi, Osmanlı’nın sosyal devlet anlayışını benimsemesinin en güzel örneklerinden. Dönemin Avrupa ülkeleri akıl hastalarını öldürürken, Osmanlı Devleti akıl hastalarına sahip çıkmış, bu tarz külliyelerde su ve müzikle tedavi yolunu seçmiş. Anadolu’nun birçok yerinde örnekleri bulunan tedavi merkezlerinden birisi de kent merkezine 10 dakika mesafedeki 2. Bayezit Külliyesi. Külliyede dönemin tedavi yöntemleri mankenlerle canlandırılıyor.
Türkülere konu tarihî köprüler
EDİRNE'NİN türkülere konu olan köprüleri de mutlaka görülmesi gereken yapılar. Köprülerin en meşhurları kente araçla 10 dakika mesafedeki Tunca ve Meriç köprüleri. Sultan 2. Ahmet zamanında Defterdar Ekmekçizade Ahmet Paşa tarafından 1615 yılında inşa ettirilen Tunca Köprüsü, tarihi Karaağaç Mahallesi’ne ulaşmak için aşılması gereken ilk köprü. Üzerinde balık tutan, gün batımında fotoğraf çektiren insanların arasından geçilerek ulaşılan ikinci köprü ise Meriç Nehri üzerindeki ve Sultan Abdülmecit tarafından 1847 yılında yaptırılan Meriç Köprüsü. Meriç ve Tunca Köprüleri dışında, kentin çevresini saran nehirlerin üzerinde Gazimihal (Hamidiye) Saraçhane (Şahabettin Paşa), 2. Bayezit, Fatih (Bönce), Yıldırım, Kanuni (Saray), Yalnızgöz (Tekgöz) köprüleri de yer alıyor. Osmanlı’nın hoşgörü kültürü de Edirne’de izlerini taşıyor. Kentte birçok kilise ve sinogog, bu hoşgörünün yansıması niteliğinde. Bulgar Sveti Georgi, Bulgar Sveti Kontstantin ve Elana kiliselerinde halen ibadet yapılabiliyor. Kentte ayrıca Kaleiçi’ndeki Büyük Sinagog ve İtalyan Katolik Kilisesi, birbirine yürüyüş mesafesi uzaklıkta. 29 sit alanının bulunduğu Edirne’de Lalapaşa Ören Yerinde Kuzey Balkanlar’dan MÖ 1200’lü yıllarda göç eden topluluklara ait mezarlar bulunuyor. Enez Antik Kenti, Edirne Arkeoloji ve Etnografya Müzesi, Türk İslam Eserleri Müzesi ve Dar-ül Kura Medresesi, Lozan Anıtı ve Müzesi, Şükrü Paşa Anıtı ve Balkan Savaşı Müzesi, Makedon Kulesi, Adalet Kasrı, Edirne’de görülmesi gereken yerlerden sadece bazıları. |
28.06.2009 |
Kırkpınar güreşleri |
Dünyada, olimpiyatlardan sonra en uzun soluklu spor organizasyonu olarak nitelenen Kırkpınar Yağlı Güreşleri, güreşseverlerin yıl boyu beklediği ve renkli görüntülere sahne olan bir kültür unsuru. Davulu, zurnası, yağcısı, cazgırı, pehlivanı, ağası, mendilcisiyle Haziran ayı sonu Temmuz ayı başında yapılan tarihi yağlı güreşler, kent ekonomisine bir haftalık da olsa canlılık getiriyor. Edirne’yi günü birlik ziyarete gelenler, güreşlerin yapıldığı tarihlerin dışında gelmişlerse er meydanını görebilir, efsane pehlivanların heykelleriyle fotoğraf çektirebilirler. Edirne’ye gelen tatilciler Edirne mis meyve sabunu, Edirne peyniri, badem ezmesi, deva-i misk ve peynir helvası alabilirler. |
28.06.2009 |