Kültür-Sanat |
GEMİDEKİ PAPAZDAN ÖRNEK DAYANIŞMA |
“Biz namaz kılarken papaz yanımıza geldi, cemaatin arasına girdi. Sonuçta Müslüman değildi, ama aramıza girerek duâ etti. Askerler tutuklayıp sorguya götürdüklerinde, ‘Sen yaşlısın, seni çıkaralım’ dediler. Ama o istemedi. ‘Buradakiler benim evlatlarım. Onlar çıkmadıkça ben hiçbir yere gitmem’ diyerek bizim yanımızda oldu.” İSRAİL’İN Gazze’ye giden yardım gemisine yaptığı kanlı saldırı sonrası Türkiye’ye dönen tanıklar, yaşadıklarını anlatmaya devam ediyor. Cumartesi günü Zübeyde Hanım Kültür Merkezinde düzenlenen panelde, gemide yer alan beş tanık yaşadıklarını anlattı. Özgür-Der’in organize ettiği panelde Gazze şahitlerinden olan Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, İsrail’in kendilerini salıvermesinde, halkın koyduğu tepkinin, büyük etkisinin olduğunu söyledi. Kaya, “Gemide saldırıya uğramamızın sebebi, kimliğimizin, imanımızın bedelini ödememizdi. Aynı bedeli ülkemizde de ödüyorsak, burada da tavrımızı göstermeliyiz. Sadece Filistin konusunda değil, başka konularda da kesinlikle tavır koymalıyız. Cenazede ve mitinglerde binlerce insan duyarlılık gösterdi. Aynısını başörtüsü konusunda, zorunlu askerlik konusunda, her sabah çocuklarımıza zorla söylettirilen ‘varlığım Türk varlığına armağan olsun’ gibi, şirk içeren sözler konusunda da göstermeliyiz” dedi. Rıdvan Kaya, İsrail’de cezaevine götürüldükten sonra kamuoyu tarafından şiddetli baskı olduğunu, İsrailli askerlerin kendilerine kibar davranmasıyla anladıklarını söyleyerek, “İsrail kolay taviz vermez. Gemide askerlerin ‘kendimizi savunduk’ tavrı yalancı çıkıyor. Çünkü biz suçluysak, yasadışı yollarla ülkelerine girmeye çalışan insanlarsak, bizi bırakmayıp yargılaması gerekirdi. İsrail’de gemide olanlardan kimsenin kalmaması önemli bir gelişmedir” şeklinde konuştu. Kaya, “Saldırı öncesi hükümetin tavrını eleştiriyorum. Biz yola çıkmadan net bir şekilde durumu ortaya koyup İsrail’e ‘senin ambargon bizi bağlamıyor’ diye söylemeliydi. İsrail bu tavırdan anlamayabilirdi ama saldırı anındaki katliam boyutu da olmazdı” diyerek yapılması gerekenleri ortaya koydu.
Somali’li korsanlar bile kimseyi öldürmedi Programda konuşan Vuslat dergisi yazarı Hamza Er, Gazze’ye giderken asıl amacın yardım olmadığını, ambargonun delinmesi için yola çıktıklarını kaydetti. Er, sözlerini şöyle sürdürdü; “Gemide son gün organizasyon temsilcileri neden yola çıktıklarını anlattılar. İsveçli bir gönüllü ‘ben her sabah aynaya baktığımda Gazzeli çocuklar aklıma geliyor. Çocuğum bana ileride, ‘baba sen Gazze için ne yaptın?’ diye sorduğunda, ona cevap verebilmek için Gazze’ye gidiyorum, dedi. Bizim asıl amacımız Gazze’deki ambargoyu delmekti. Bizler gemiye binerken Siyonistlerin bizi sıkıştırıp sınırdışı edeceklerini, Akdeniz açıklarında bekleyip Mısır’dan gireceğimizi ya da bir yetkilinin gelip, gemide silâh olmadığını rapor ederek, bizi içeri alacaklarını düşünüyorduk. Fütursuzca kan dökecek şekilde, acımasız bir müdahale beklemiyorduk. Mavi Marmara’da hukuksuz hiçbir şey yoktu. Somali’li korsanların bile kimseyi öldürdüğünü duymadık.”
Direniş başlamadan şehit verdik
HAKSÖZ Haber sitesinin muhabiri olarak Mavi Marmara gemisinde yer aldığını belirten İbrahim Sediyani ise, İsrail askerlerinin gemiye bindirme yapmadan insanları şehit ettiklerini söyleyerek, “Mesela Cevdet arkadaşımız çok başlarda şehit oldu. Daha direniş başlamadan saldırdılar. Askerleri esir aldıktan sonra çok şehit vermeye başladık. Zaten askerler esir alındıktan sonra tarama emri verilmiş” dedi.
Gemide dinler arası diyalog
İSRAİLLİ askerlerin gayrimüslimlere de acımasızca davrandıklarını ifade eden Sediyani, gemide vücudunun her yerinde dövme olan İrlandalı bir gayrimüslime, askerlerin çok gaddarca işkence yaptığını, gönüllünün yüzünün kandan görülmediğini bildirdi. İbrahim Sediyani, gemideki dinlerarası diyalogu şöyle anlattı: “ Biz namaz kılarken papaz yanımıza geldi, cemaatin arasına girdi. Sonuçta Müslüman değildi ama aramıza girerek dua etti. Askerler tutuklayıp sorguya götürdüklerinde ‘sen yaşlısın, seni çıkaralım’ dediler. Ama o istemedi. ‘Buradakiler benim evlatlarım. Onlar çıkmadıkça ben hiçbir yere gitmem’ diyerek bizim yanımızda oldu.” |
15.06.2010 |