AsA-yı MûsA | 465 |
          
        
        
          
            Y
          
        
        
          
            eR
          
        
        
          
            B
          
        
        
          
            ilGileRi
          
        
        
          
            – N –
          
        
        
          
            NİL:
          
        
        
          Mısır’dan geçip Akdeniz’e dökülen meşhur büyük nehir. Mısır’a hayat verdiği söylenir. Ayrıca
        
        
          Dünyanın en uzun nehridir (6.695 km).
        
        
          
            – s –
          
        
        
          
            sEDD-İ ZÜLKARNEyN:
          
        
        
          Allah’ın kendisine hikmet ve kudret verdiği bir zat olan Zülkarneyn’in pey-
        
        
          gamber olup olmadığı hususu tartışmalıdır. Bazı müfessirlere göre Zülkarneyn, Yemen padişahlarından
        
        
          birisidir. Kur’ân’da Kehf Suresinde Zülkarneyn ile ilgili olarak, şarktan garba hakim olduğu ve mazlum
        
        
          milletleri, zalim kavimlerin tecavüzlerinden korumak için bir set inşa ettiği ifade edilmektedir. Bazı mü-
        
        
          fessirler Zülkarneyn’in yaptığı seddin Azerbaycan ile Ermenistan arasında olduğunu ve tatarların
        
        
          hücumundan korumak için inşa edildiğini; bazıları ise bunun Çin Seddi olduğunu ve Moğollara karşı
        
        
          yapıldığını söylemektedir. Kesin olan husus ise; Ye’cüc ve Me’cüc denilen ve yeryüzünde fesat çıkaran
        
        
          topluluklara karşı Zülkarnenyn tarafından bir seddin inşa edilmiş olduğudur.
        
        
          
            – y –
          
        
        
          
            yENİ GÜN MATBAAsı:
          
        
        
          Bediüzzaman Hazretlerinin Ankara’da bulunduğu yıllarda, Cenab-ı Hakkın
        
        
          vücud ve vahdetine dair bir eserini tab ettirdiğini ifade ettiği bu matbaa, kuvvetle muhtemel olarak
        
        
          Yunus Nadi’nin 1920’li yıllarda Ankara’da kurduğu matbaadır. İstanbul’daki Yeni Gün Matbaasının ma-
        
        
          kinelerinin Ankara’ya getirilmesiyle kurulan matbaa hakkında Yunus Nadi hatıralarında şunları söyler:
        
        
          “...İstanbul’daki Yeni Gün matbaasının baskı makineleri sökülmüş, gizlice ve yavaş yavaş, parça parça,
        
        
          Anadolu’ya kaçırılmıştı. Ankara’da kurulan Yeni Gün matbaası, Karacaoğlan Meydanı’ndan Hacı Bay-
        
        
          ram’a giderken, ilk kavşağın kesiştiği yerdeydi. İki katlı, sıvaları yer yer dökülmüş bir Ankara eviydi.
        
        
          Binanın içine, ahırdan bozulmuş bir kısma, bir makine dairesi yerleştirilmişti; yukarıda bir sofa ve sağlı
        
        
          sollu iki oda vardı: İşte bütün matbaa ve gazete idaresi buydu!”
        
        
          @