Emirdağ Lâhikası - page 800

nur talebeleri muhafaza ediyorlar” diye Afyon’da savcı-
ya demiş ve susturmuştur.
ì®í
Œ
3 4 1
œ
(1)
o
¬n
fÉn
ër
Ño
°S /
¬p
ªr
°SÉp
H
AzizKardeşlerim,
Bu defa motorlu kayık içinde eğirdir’den Barla’ya gi-
derken denizin dehşetli, emsalsiz fırtınası leyle-i kadirde-
ki dehşetli hastalık gibi, zahmet noktasını kaldırıp büyük
bir rahmete vesile olduğunu sizlere müjde veriyorum. Al-
tı arkadaşla beraber şehid olmak, yedi ihtimalden altı ih-
timalle deniz bize geniş bir kabir olmak için zemin hazır-
landı. Fakat o hâl altında, mükerrer tecrübelerle yağmu-
run risale-i nur’la alâkadarlığı ve şimdi çok zamandır
yağmura şiddetli ihtiyaç olduğu bu zamanda risale-i
nur’un gizli düşmanlarının tehlikesinden ve geniş plâ-
nından kurtulmasına bir işaret olarak o dehşetli hâletimiz
bir sadaka-i makbule hükmüne geçtiği remziyle, o rah-
met-i İlâhîden gelen emr-i rahmanîyi imtisalindeki işti-
yakla yağmurun bir annesi olan bu deniz, o rahmete da-
ir emr-i İlâhîyi gayet heyecanla ve ifltiyakla, acelelikle ge-
tirmek için, bir flefkat tokadı nevinden nur talebeleri
olan bizim baflımızı tokatla yüzümüzü ve gözümüzü yağ-
murla okfladı.
Biz bu hâleti zahiren hiddet, manen flefkatkârâne ok-
flamak nev’inde gördük. Ben daha fırtına ve yağmur
alâkadar:
ilgili, ilişkili, münasebetli,
bağlı.
aziz:
izzetli, muhterem, saygın.
dair:
alakalı, ilgili.
defa:
kere, kez, yol.
dehşetli:
ürkütücü, korkunç.
emr-i ilâhî:
Allah’ın emri.
emsalsiz:
benzersiz.
gayet:
son derece.
hâl:
durum, vaziyet.
hâlet:
hal, durum.
hiddet:
öfke, kızgınlık.
hükmüne:
yerine, değerine.
ihtimal:
olabilirlik.
imtisal:
emre tamamen uyma, ge-
rekeni yapma, alınan emre boyun
eğme.
iştiyak:
aşırı isteme, çok fazla arzu
etme.
Leyle-i kadir:
Kadir Gecesi, Kur’ân-
ı Kerîm’in dünya semasına nazil
olduğu gece, Ramazan’ın 27. ge-
cesi.
manen:
mana bakımından,
manaca.
muhafaza:
koruma.
mükerrer:
tekrarlanmış, tek-
rar olunmuş.
nev:
tür, çeşit.
Nur:
Risale-i Nur, Risale-i Nur
hizmeti.
rahmet:
Allah’ın kullarını esir-
gemesi, onlara maddî ve ma-
nevî nimetler vermesi.
rahmet-i ilâhîye:
Allah’ın son-
suz rahmeti, İlâhî rahmet.
remiz:
işaret, gizli ve kapalı bir
surette ifade etme.
risale-i Nur:
Nur Risalesi, Be-
diüzzaman Said Nursî’nin eser-
lerinin adı.
sadaka-i makbule:
kabul
olunmuş sadaka.
şefkat:
karşılıksız sevgi bes-
leme, içten ve karşılıksız mer-
hamet.
şefkatkârâne:
şefkatli ve mer-
hametli bir şekilde.
şehit:
vatan, bayrak, inanç gibi
yüce değerler uğrunda ölen
Müslüman kimse.
talebe:
öğrenci.
tecrübe:
deney.
vesile:
bahane, sebep.
zahiren:
görünüşte.
zahmet:
sıkıntı, eziyet, meşak-
kat.
zemin:
yer.
1.
Her türlü kusur ve noksandan uzak olan Allah’ın adıyla.
| 800 | Emirdağ Lâhikası – ıı
1...,790,791,792,793,794,795,796,797,798,799 801,802,803,804,805,806,807,808,809,810,...1032
Powered by FlippingBook