- E -
          
        
        
          
            EBREhE:
          
        
        
          Habeş melikinin Yemen valisi Ebrehe Eşrem. Peygamberimiz Hazret-i Muhammed dün-
        
        
          yaya gelmeden yaklaşık elli gün önce, büyük bir ordu hazırlayıp Kâbe’yi yıkmak için harekete geçen
        
        
          kişidir. Koyu bir Hristiyan olan ve insanların Kâbe’yi ziyaret edişini hazmedemeyen Ebrehe, Kâbe’ye
        
        
          olan insan akınını önlemek için San’a şehrinde büyük masraflarla benzersiz bir kilise yaptırdı. Buna
        
        
          rağmen Kâbe’ye teveccühü önleyemeyen Ebrehe, bir Arabın kiliseyi pisliğiyle kirletmesi üzerine daha
        
        
          da öfkelenerek ordusuyla Kâbe’yi yıkmak üzere harekete geçti. Fakat Cenab-ı Hak buna fırsat verme-
        
        
          di. Üzerlerine ateşte pişmiş taşlar taşıyan ebabil kuşlarını gönderdi. Ebrehe’yi ve ordusunu helâk etti.
        
        
          Bu olaydan Kur’ân-ı Kerîm’de Fil Suresinde bahsedilmektedir.
        
        
          
            EBu BEKiR (R.a.):
          
        
        
          İlk Müslümanlardan olup, Hulefâ-i Raşidîn’in birincisidir. Adı, Ebu Bekir Abdul-
        
        
          lah bin Ebî Kuhâfe Osman b.amir el-Kureyşi et-Teymî’dir. Fil Vakasından üç yıl kadar sonra Mekke’de
        
        
          doğdu. Annesi Ümmü’l Hayr Selmâ bint Sahr, Mekke döneminde; babası Ebu Kuhâfe, Mekke fethinden
        
        
          hemen sonra Müslüman olmuştur. Cahiliye döneminde Abdü’l-Kâ’be olan adının Müslüman olduktan
        
        
          sonra Hz. Peygamber tarafından Abdullah olarak değiştirildiği rivayet edilir. Birçok lakabı vardır, ancak
        
        
          onun en meşhur lakabı Sıddık’tır. Bu lakap kendisine Miraç olayını hiç tereddüt etmeden kabul ettiği
        
        
          için bizzat Resul-i Ekrem tarafından verilmiş ve onunla şöhret bulmuştur. Mekke’de ilk dönemde onun
        
        
          vasıtasıyla birçok kimse Müslüman olmuştur. Ticaretle uğraşan Ebu Bekir Mekke döneminde Kureyşli
        
        
          müşriklerin işkencelerine maruz kalan birçok Müslümanı büyük bedeller ödeyerek hürriyetine kavuş-
        
        
          turmuştur. Hicrette Hz. Peygambere arkadaşlık etmiş, birlikte Medine’ye hicret etmişlerdir. Hz. Pey-
        
        
          gamberin kumandanlığını yaptığı bütün savaşlara katılmış, Hudeybiye ve Veda Haccında bulunmuş-
        
        
          tur. Resulullahın vefatından sonra Müslümanlarca halifeliğe seçilerek İslâm tarihinin ilk halifesi olmuş-
        
        
          tur. İki yıl kadar bu makamda Müslümanların başında kalmış ve Hicrî 13 yılında Medine’de vefat et-
        
        
          miştir. Hz. Ebu Bekir, Resul-i Ekrem’in yanına defnedilmiştir.
        
        
          
            EFLâtun:
          
        
        
          İslâm felsefesi üzerinde önemli bir etkisi olan İlk Çağ Yunan filozoflarından biridir. Ken-
        
        
          disine omzunun veya alnının genişliğinden dolayı Platon denmiş ve tarih boyunca hep bu adla anıl-
        
        
          mıştır. Arapçada “p” sessiz harfinin bulunmaması ve yan yana iki sessiz harfin telâffuzundaki güçlük
        
        
          sebebiyle adı, İslâmî literatürde Felâtun veya daha yaygın olan Eflâtun şeklini almıştır. Hocası Sokrat’ın
        
        
          demokrasi adına idam edilmesinin ızdırabını yaşayan Eflatun’un felsefesini bu yüzden sosyal düze ve
        
        
          insanın saadeti meseleleri teşkil eder. Eflâtun’un en önemli hocası Sokrat olmakla beraber, Kritilos, Ti-
        
        
          maios, Arkitas, şair Homeros ve Hesiedos gibi şahsiyetler onun fikir ve ilham kaynaklarından bazıları-
        
        
          dır. Tarihe “Akademi” olarak geçen okulun da kurucusu olan Eflâtun’un en ünlü talebesi Aristo’dur. Ef-
        
        
          lâtun m.ö. 347 yılında, seksen yaşlarında ölmüş ve Akademinin bahçesine defnedilmiştir. Eserleri: Dev-
        
        
          let, Devlet Adamı ve Kanunlar.
        
        
          
            EYüP:
          
        
        
          Kur’ân-ı Kerim’de adı geçen peygamberlerdendir. Hz. Eyüp, rivayetlere göre baba tarafın-
        
        
          dan Hz. İshak’ın, anne tarafından Hz. Lut’un soyundandır. Cenab-ı Hak, onu musibet ve belâlara karşı,
        
        
          sabır ve teslimiyette insanlara örnek göstermek için, büyük bir imtihana tâbi tutmuştur. O ise çektiği
        
        
          sıkıntı ve hastalığa halis bir kulluk ve Allah’ın hediyesi nazarıyla bakmış, sabır içinde şükretmiş ve bir
        
        
          sabır timsali olarak insanlık tarihine geçmiştir. Hz. Eyup’a kavminden üç veya yedi kişinin iman ettiği
        
        
          ve kendisinin 93 veya 140 yaşlarında vefat ettiği rivayet edilmiştir.
        
        
          
            - F -
          
        
        
          
            FiRaVun:
          
        
        
          Eski Mısır’da krallara verilen ünvandır. Fakat bu unvan İslâmî kaynaklarda Hz. Mûsa ile
        
        
          mücadele eden Mısır kralı için kullanılmaktadır.
        
        
          
            Kastamonu LâhiKası | 401 |
          
        
        
          
            Ş
          
        
        
          
            ahıs
          
        
        
          
            B
          
        
        
          
            ilgileri