Mektubat - page 834

f
iHriSTe
-
i
m
ekTuBaT
| 834 | Mektubat
Vesselâm
kelimesi bütün risalelerde ve lâfz-ı
Kur’ân
beşinci parçasında öyle bir tarzda tevafuk
(HaşİYe)
et-
meleri göründü ki, zerre miktar insafı olan tesadüfe
veremez. kim görmüş ise, kat’î hükmediyor ki, “Bu
bir sırr-ı gaybîdir, mu’cizat-ı Ahmediyenin (
AsM
) bir
kerametidir.”
Şu risalenin başındaki esaslar çok mühimdirler.
Hem, şu risaledeki ehadis, hemen umumen eim-
me-i hadisçe makbul ve sahih olmakla beraber, en
kat’î hadisat-ı risaleti beyan ediyorlar.
o risalenin bütün mezâyâsını söylemek lâzım
gelse, o risale kadar bir eser yazmak lâzım geldiğin-
den, müştak olanları onu bir kere okumasına hava-
le ediyoruz.
ON DOkuZuNCu MektubuN beŞİNCİ Ve aLtINCI
NÜkteLeRİNİN FİHRİSteSİDİR
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
169-191
Bu nükteler, umur-i gaybiyeye dair hadislerin
birkaçını zikretmiştir; hem Hazret-i Hasan (
rA
) ile
Hazret-i Muaviye’nin (
rA
) muhabere musalâhasını,
hem Hazret-i Ali (
rA
) ile Hazret-i zübeyir’in (
rA
)
muharebe edeceğini, hem ezvac-ı tahiratın içinden
birisinin mühim bir fitnenin başına geçeceğini, hem
Hazret-i Ali’nin (
rA
) katlini haber vermiş; hem
Hazret-i Hüseyin’in (
rA
) kerbelâ’da katlini, hem
zatından (
AsM
) sonra Al-i Beyti katl ve nefye maruz
kalacaklarını, hem Hazret-i Ali’nin (
rA
)
HaşİYe:
Asıl nüshasına göredir.
aleyhissalâtü vesselâm:
“salât
ve selâm onun üzerine olsun,”
anlamında.
Âl-i beyt:
Hz. Muhammed’in aile-
sinden olan, Hz. Muhammed’in ev
halkı.
beyan:
açıklama, izah.
dair:
ilgili.
ehadis:
Hz. Peygamberimizin söz-
leri.
eimme-i hadis:
hadis imamları.
eser:
basılma kitap.
ezvac-ı tahirat:
Hz. Peygamber
Efendimizin iffetli, tertemiz, mü-
barek hanımları.
fihriste:
liste.
fitne:
fesat, karıştırıcı.
hadis:
Hz. Muhammed’e ait söz,
emir, fiiller.
hadisat-ı Risalet:
Peygamberliğin
ispatı için meydana gelen olaylar.
haşiye:
dipnot, derkenar.
havale:
bir işi veya bir şeyi başka
birine bırakma.
hükmetmek:
karar vermek.
insaf:
adaleti ve hakkı düşü-
nerek davranma.
kat’î:
kesin.
katl:
öldürme, katletme.
keramet:
lütuf, ihsan, bağış.
kerbelâ:
ırak’ta Peygamberi-
mizin torunu Hz. İmam-ı Hü-
seyin’in şehit edildiği ve tür-
besinin bulunduğu yer.
lâfz-ı kur’ân:
Kur’ân lâfzı,
Kur’ân sözü.
makbul:
kabul edilen, redde-
dilmeyen.
maruz:
bir şeyin karşısında
ve etkisi altında bulunan, uğ-
rama.
mezâyâ:
üstünlük vasıfları.
mu’cizat-ı ahmediye:
Pey-
gamber Efendimizin gösterdi-
ği mu’cizeler.
muhabere:
haberleşme.
musalâha:
barışma, uzlaşma,
sulh, barış.
mühim:
önemli.
müştak:
arzulu, özleyen, gö-
receği gelen, can atan.
nefiy:
sürgün etme.
nükte:
herkesin anlayamadı-
ğı ince mana.
nüsha:
yazılmış şey.
risale:
mektup, bir konuda
yazılmış küçük kitap.
sahih:
gerçek, doğru.
sırr-ı gaybî:
gayba ait sır.
tesadüf:
rastlantı.
tevafuk:
uygunluk, rastla-
mak, birbirine denk gelme.
umur-i gaybiye:
Allah ve
Onun bildirdiği kişiler dışında
hiç kimsenin bilmediği işler.
zat:
kişi, şahıs.
zerre:
en küçük parça.
zikretmek:
anmak.
1...,824,825,826,827,828,829,830,831,832,833 835,836,837,838,839,840,841,842,843,844,...1086
Powered by FlippingBook