Mektubat - page 947

İStaHRabaD:
Mecusîlerin yaptığı ilk üç ateş tapınağından birinin bulunduğu şehirdir. Önceden
İran’ın Fars bölgesinde, Pulvar Nehri vadisinde, Pars kentinin 7 km kuzeyinde, bugünkü Şiraz-İsfahan
yolu üzerinde bulunan şehrin yerinde bugün harabeler ve Hacıâbâd köyü bulunmaktadır. İstahrabad,
Tarih boyunca pek çok kez el değiştirmiş bir şehirdir.
İStaNbuL:
İstanbul Türkiye’nin en çok nüfuslu ve sanayisi en çok gelişmiş kentidir. Büyük
metropoller arasında gösterilen İstanbul’un tarihî ve coğrafî özellikleri dolayısıyla dünyanın en gözde
şehirlerinden birisidir. İstanbul’da genel olarak Akdeniz iklimi koşulları görülür. Bu iklim, kıyı bölgelerle
iç kesimlerde biraz ayrılıklar göserir. İstanbul sırasıyla Roma imparatorluğu (324-395), Bizans
imparatorluğu (395-1453), Osmanlı imparatorluğu (1453-1923) gibi büyük imparatorluklara sahiplik
yapmıştır. Üstadın İstanbulla ilk buluşması 1907 yılında olmuştur. Doğuda Rus harbinde Ruslara esir
düşen Said Nursî daha sonra Kosturma, Varşova-Almanya üzerinden İstanbul’a tekrar gelir. Bir sure
Çamlıca Tepesinde ikamet buyurur. 1918’de Osmanlı İmparatorluğu döneminin ilim akademisi sayılan
Darü’l-Hikmeti’l-İslâmiye üyeliğini yapar. Bundan sonra kısa aralıklarla Yûşâ Tepesinde, Sarıyer’in
Fıstıklıbağlar’da ikamet eder. 1952 yılında Gençlik Rehberi mahkemesi dolayısıyla İstanbul’a tekrar
gelmiştir.
İStaNbuL bO/aZI:
Karadeniz’le Marmara Denizini birleştiren su yoludur. Uzunluğu düz olarak
30 kilometredir. Girinti ve çıkıntılar hesaba katılınca kıyıların uzunluğu ortaya çıkar. Rumeli yakasında
Rumeli Feneri’nden Haliç kıyılarını dolaşarak Ahırkapı Fenerine kadar 55 kilometre; Anadolu
yakasında Anadolu Feneriyle Kızkulesi arası 35 kilometre; Selimiye önündeki Kayak Burnu’na kadar
36 kilometredir. Boğazın genişliği Anadolu Feneri ile Rumeli Feneri arasında 3600 metre, Anadolu
Hisarı ile Rumeli Hisarı arasında 760 metredir. Boğaz’ın en derin yeri Bebek’le Kandilli arasında 120
metredir. İstanbul Boğazı’nda su yüzünde Karadeniz’den Marmara’ya, su altında Marmara’dan
Karadeniz’e akıntılar vardır. Su yüzeyinde yer yer ters akıntılar da görülür. İstanbul Boğazı üzerinde
1973 yılında açılan 1073 metre uzunluğundaki Boğaziçi Köprüsü ve 1986’da açılan 1090 metre
uzunluğundaki Fatih Sultan Mehmet Köprüsü iki yakayı birbirine bağlamaktadır. Boğazı alttan
geçecek Marmaray Projesinin (Raylı sistemin işleyeceği tüp geçit projesi) 2008’de tamamlanması
beklenmektedir.
- J -
JaPONYa:
Uzakdoğu’da, Pasifik Okyanusunda, dört büyük, beş yüz orta büyüklükte ve üç bin
kadar da küçük adadan meydana gelen bir devlettir. Büyük adaların adları Hokkaido, Honşu, Kiyudiyu
ve Sihoku’dur. Japonya’nın toplam uzunluğu 2400 km, yüzölçümü yaklaşık 377.145 km2’dir. Hiçbir
ülke ile kara sınırı yoktur. Kuzeyinde Kore Yarımadası (Güney Kore ve Kuzey Kore) ve Rusya ile
sınırlanan Japon Denizi bulunur. Batıda deniz ötesinde Tayvan ve Çin ile komşu olan Japonya’nın doğu
ve güneyinde ise Büyük Okyanus bulunur. Nüfusu 2000 yılı sayımına göre 128 milyondur. İyi bir
eğitim sistemine sahiptir ve okur-yazarlık oranı %100 dür. Japonca resmî dildir. En yaygın dinler
Şintoizm ve Budizmdir. Ülke tek meclisli parlamenter monarşiyle yönetilmektedir. Japonların
İslâmiyetle tanışması 19 yüzyılın ikinci yarısında olmuştur. 1. Dünya Savaşı ve Bolşevik İhtilâli sırasında
Rusya’dan kaçan Türklerin yerleşmelerinden sonra, ülkede İslâm toplumu oluşmuştur. Bu gün ülkede
yaşayan 300.000’den fazla Müslüman olduğu tahmin edilmektedir.
- k -
kÂbe:
Hicaz’da Mekke-i Mükerreme’de, Harem-i Şerif’in ortasında bulunan kutsal bina;
yeryüzünde Allah’a adanmış ilk mabed, beytullah. Müslümanların namaza başlarken yöneldikleri
cihet, kıble. Müslümanların hacı olmak için Kurban Bayramında ziyaret ettikleri mekân.
kaF Da/I:
Yeryüzünü çepçevre kuşattığı kabul edilen efsanevî dağ. Gerek halk arasında, gerekse
bazı eski kaynaklarda bahsedilen bu dağ, olağanüstü özelliklere sahip olarak tasvir edilmiştir.
Bediüzzaman Hazretleri ise hem maddî, hem de manevî anlamda Kaf Dağının var olabileceğini kabul
eder. Bu dağın maddî anlamda Himalaya Dağları, manevî anlamda ise Himalayaların âlem-i misale
yansımış ve çok garip özelliklere bürünmüş bir şeklinin olabileceğini söyler. Zira maddî âlemde
gördüğümüz bütün varlıkların âlem-i misalde yansımaları bulunmaktadır. Küçük bir cam parçasında
yıldızlarla beraber bütün gökyüzü küçük ve garip bir şekilde göründüğü gibi, maddî âlemdeki varlıklar
da, âlem-i misalde çok farklı özelliklere bürünmüş ve çok garip bir şekilde görünebilmektedir. Buna
Mektubat | 947 |
Y
er
B
ilgileri
1...,937,938,939,940,941,942,943,944,945,946 948,949,950,951,952,953,954,955,956,957,...1086
Powered by FlippingBook