Tarihçe-i Hayat - page 30

edilmemesi ile ölçen bir dâhîdir. Ve bütün ömrü boyun-
ca bir karakter hâlinde takip etti¤i bu titiz muhasebe ve
murakabe usulünü, bütün talebelerine de telkin etmifltir.
Binaenaleyh, bir Nur Talebesine olur olmaz eseri okut-
turmak ve her sözü dinlettirmek kolay bir fley de¤ildir. Zi-
ra, onun gönlünün mihrak noktas›nda yaz›l› olan flu
“Dikkat!” kelimesi, en hassas bir kontrol vazifesi gör-
mektedir.
‹flte, Bediüzzaman, kudretli bir ›slahatç› ve harikalar
harikas› bir pedagog (mürebbî) oldu¤unu, yetifltirdi¤i ter-
temiz nesille fiilen ispat etmifl ve iktisat tarihine nurdan
p›r›lt›larla yaz›lan bir atlas sahife daha ilâve eden bir na-
dire-i f›tratt›r.
TEVAZU VE MAHV‹YETKÂRLI/I
Nur Risalelerinin bu kadar harikulâde bir flekilde ciha-
na yay›lmas›nda, bu iki hasletin çok faydas› olmufl ve
pek derin tesirleri görülmüfltür.
Çünkü, Üstat, sohbet ve teliflerinde kendine bir “kut-
bülârifîn” ve bir “gavsülvas›lîn” süsü vermedi¤i için, gö-
nüller ona pek çabuk ›s›nm›fl, onu tertemiz bir samimi-
yetle sevmifl ve derhal ulvî gayesini benimsemifltir.
Meselâ, ahlâk ve fazilete, hikmet ve ibrete ait olan bir-
çok sohbet ve telkinlerini, do¤rudan do¤ruya nefsine
tevcih eder. Keskin ve ateflîn hitabelerinin ilk ve yegâne
muhatab› öz nefsidir. Oradan, merkezden muhite yay›l›r-
cas›na, bütün nur ve sürura, saadet ve huzura müfltak
olan gönüllere yay›l›r.
ahlâk:
insan›n yarat›l›fltan gelen
hususiyetleri ile Kur’ân-› Kerîm ve
sünnet-i flerifte s›n›rlar› çizilen ka-
idelerin hayata geçirilmesiyle ka-
zan›lan iyi ve güzel davran›fllar›n
bütünü.
ateflin:
fliddetli, hiddetli, ateflli.
atlas:
ipekten yap›lm›fl kumafl.
binaenaleyh:
bundan dolay›.
cihan:
dünya.
dâhî:
son derece zeki, deha sahi-
bi.
eser:
kitap.
fazilet:
iyi ahlak, namus, iyi huy.
fiilen:
yaparak, iflleyerek.
gavsülvas›lîn:
evliyaullah›n bü-
yükleri hakk›nda kullan›l›r.
gaye:
ülkü, maksat, hedef.
harikulâde:
fevkalâde, efli ve
benzeri olmayan, ola¤anüstü.
haslet:
güzel huy, iyi özellik.
hassas:
incelikli, en ufak ölçüleri
sa¤l›kl› ve kesin olarak veren.
hikmet:
kâinattaki ve yarat›l›flta-
ki ‹lâhî gaye.
hitabe:
bir toplulu¤a karfl› cofltu-
rucu sözler söyleme, nutuk.
huzur:
gönül ferahl›¤›, kalp, kafa
rahatl›¤›, sükûnet, rahat.
›slahatç›:
bir fleyi daha iyi hâle
getirmek için çal›flan kifli.
ibret:
bir olaydan, kötü bir du-
rumdan ders alma, ders ç›karma.
iktisat:
afl›r› davranmama, her
hususta itidal üzere bulunma.
ilâve etmek:
eklemek, katmak.
ispat etmek:
delillerle kan›tla-
mak.
kontrol
:
denetim, teftifl, muraka-
be.
kudretli:
güçlü.
kutbülârifin:
ariflerin en büyü¤ü,
ariflerin en ileri geleni.
mahviyetkârl›k:
alçakgönüllülük,
mütevaz›l›k, kendini hesaba kat-
mamazl›k.
meselâ:
misal olarak, örne¤in.
mihrak:
merkez nokta.
muhasebe:
hesaplaflma, kar-
fl›l›kl› hesap görme.
muhatap:
hitap olunan, ko-
nuflulan kimse.
muhit:
çevre.
murakabe:
denetleme, gö-
zetleme, kontrol etme.
mürebbî:
çocuk terbiyecisi.
müfltak:
ifltiyakl›, çok istekli.
nadire-i f›trat:
yarat›l›flta
benzersizlik, mizaçta benzer-
sizlik.
nefis:
kendi, flah›s; kötülü¤e
sevk eden, hay›rl› ifllerden al›-
koyan güç.
nesil:
kuflak.
nur:
ziya, ›fl›k, flule.
öz:
kendi.
pedagog:
pedagoji uzman›,
e¤itimci, terbiyeci, mürebbi.
saadet:
mutluluk, kutluluk,
bahtiyarl›k, mes’ut olma.
samimiyet:
içtenlik.
sohbet:
görüflüp konuflma,
karfl›l›kl› hoflça konuflma.
sürur:
sevinç.
takip etmek:
bir yol tutup
gitmek.
talebe:
ö¤renciler.
telif:
eser.
telkin:
fikir afl›lama, ö¤üt ver-
me.
tevazu:
alçakgönüllülük, ki-
birsizlik, mütevazilik.
tevcih etmek:
yöneltmek,
çevirmek.
ulvî:
yüksek, yüce.
usûl:
yol, tarz, üslûp, flekil.
vazife:
ödev, görev.
yegâne:
biricik, tek, yaln›z.
zira:
çünkü.
30 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
Ö
N SÖZ
1...,20,21,22,23,24,25,26,27,28,29 31,32,33,34,35,36,37,38,39,40,...1390
Powered by FlippingBook