Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 15 Eylül 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Dünya

 

Papa, Vatikan’la çelişti

Almanya Merkez Müslüman Konseyi Başkanı Ayman Mazyek, Papa 16. Benedict’in “İslam’da radikallik” yorumlarına tepki göstererek, Roma Katolik Kilisesi’nin tarihteki kanlı dönemlerini hatırlattı. Sueddeutsche Zeitung günlük gazetesine konuşan Mazyek, “Güney Amerika’daki kanlı zorla din değiştirmeler, Müslüman dünyasındaki Haçlılar, Hitler rejimi tarafından Kilise’nin tehdit edilmesi, Papa 2. Urban’ın ‘Kutsal Savaş’ yazılı madeni parasından sonra, Kilise’nin parmağını diğer dinlerdeki aşırılıklara doğrultabileceğini düşünmüyorum” dedi.

Papa’nın “İslam bir şiddet dinidir” şeklinde olan yorumlarının hepsini okumadığını söyleyen Mazyek, Papa’nın yorumlarını şiddetle reddederek sadece İslam dinini yapay sis olarak kullanmaya çalışan bazı aşırı grupların var olmasına dikkat çekerek “Bunlara izin vermeyeceğiz” dedi. Doğduğu ve yetiştiği Almanya’ya bu hafta 6 günlük bir ziyaret düzenleyen Papa’nın Regensburg Üniversitesi’nde akademisyenlere yaptığı konuşmada, İslam’ın “Cihat” kavramını eleştirerek “Şiddet Tanrı’nın ve ruhan doğası ile uyumlu değildir” dediği belirtilmişti.

Bunun üzerine Vatikan sözcüsü Federico Lombardi, Papa’nın sözlerinin İslam’ın şiddetli bir eleştirisi anlamına gelmediğini iddia ederek, “İslam şiddetdir diye bir ders vermek veya bir yorumda bulunmak istemediği kesin. Bunları din yorumunda şiddet meselesini anlatırken söyledi. Şiddet Tanrı’nın tabiatına ve ruhun tabiatına aykırıdır” dedi.

Bu arada, Keşmir’in Hindistan kontrolündeki bölümünde polis, Papa 16. Benedict’in İslam’ı eleştiren ifadelerinin bulunduğu gazeteleri topladı.

Polis, İslam ve cihad aleyhindeki ağır eleştirilerin bulunduğu gazeteleri, Müslümanlar arasında sert tepkilere yol açabileceği endişesiyle topladı.

Bir polis yetkilisi, “Papa’nın açıklamaları olan Hindistan gazetelerini topladık. Bu, bölgede gerginliğin artmaması için yapıldı” dedi.

/ BERLİN

15.09.2006


 

Laiklikte ölçü kaçtı

Hollanda’da laiklik konusunda “kantarın topuzu kaçtı” değerlendirmesinde bulunan Hollanda Adalet Bakanı Piet Hein Donner, bu sepeple İslâmın güçlenmesine “aşırı” reaksiyon gösterildiğini söyledi.

Donner, haftalık yayın organlarından Vrij Nederland’ta yer alan röportajında, “Çoğunluk isterse şeriat kanunları gelebilir” dedi. Tepkiler üzerine, iktidardaki Hıristiyan Demokratlar Birliği’ne mensup Adalet Bakanı Donner, teoride böyle bir geçişin mümkün olabileceğini anlatmak istediğini belirtti ve Hollanda’daki Müslümanların kendi geleneklerine göre yaşamaları için daha fazla özgürlük tanınması gerektiğini söyledi. Donner, “İslâmiyet, şeriat kanunlarının getirilmesi anlamına gelse de Hollanda tarafından kucak açılmalı. Hollanda’da halkın üçte ikisi şeriat yasalarını isterse bu mümkün olmamalı mı? Bunu yasal olarak engelleyemezsin ki. Çoğunluk ne derse o olur. Demokrasinin özü işte budur” dedi. Hollanda’da laiklik konusunda “kantarın topuzu kaçtı” değerlendirmesinde bulunan Donner, bu nedenle ülkede İslâm’ın güçlenmesine “aşırı” tepki gösterildiğini ifade ederek, “Tanrıya inanmanın geri kafalılık olduğunu düşünecek kadar kibirlilik sergileniyor” diye konuştu. İslâmın Hollanda’da yerini bulması gerektiğine dikkat çeken Piet Hein Donner, “Müslümanlara ait değerlere ve geleneklere de saygı duyup kabullenmeliyiz. Müslüman din adamları beni ziyarete geldiğinde ’hadi gidip bir şeyler içelim’ diyemem” ifadesinde bulundu.

/ AMSTERDAM

15.09.2006


 

Tesettürlü kadınlar demokrat

Almanya’da yapılan bir araştırma, başörtülü Türk kadınlarının çoğunun demokratik düşüncelere sahip olduğunu ortaya koydu.

Hristiyan Demokrat Birlik Partisi’ne (CDU) yakınlığıyla bilinen Konrad Adenauer Vakfı tarafından yapılan ve sonuçları “Die Zeit” adlı haftalık gazetede yayınlanan araştırmada, Almanya’daki başörtülü Türk kadınlarının çoğunun demokratik düşüncelere sahip oldukları ve eşleriyle eşit haklara sahip olarak yaşamak istedikleri belirlendi. Araştırmaya katılan 315 kadının yüzde 90’ı, halk tarafından seçilmiş bir yönetim altında yaşamak istediğini söyledi. Başörtülü kadınların çoğu, meslek hayatında yer almaya önem verirken, sadece ev kadını olmak istemediklerini, ev işlerinde eşlerinin kendilerine yardımcı olmalarını beklediklerini bildirdiler. Kadınların yüzde 87’si başörtüsünün kendilerine güven verdiğini söylerken, araştırmayı yapan uzmanların, kadınların başörtüsü takmalarında erkek kardeşlerinin ya da eşlerinin baskısı olduğu yönünde bir tespitte bulunmadıkları, babalarının ise çok az etkisi olduğunu belirledikleri kaydedildi. Araştırmaya katılan kadınların hemen hemen tamamı, başörtüsü takmayı, Müslüman olarak bir görev kabul ettiklerini söylediler.

/ BERLİN

15.09.2006


 

İsrail’de kavga büyüyor

İsrail’de, Lübnan savaşının ardından hükümete ve askeri yetkililere getirilen sert eleştirilere, eski Genelkurmay Başkanı Moşe Yaloon da katıldı.

Haaretz gazetesinin haberine göre, İsrail’in eski Genelkurmay Başkanı Yaalon, Lübnan savaşı sebebiyle Başbakan Ehud Olmert’in istifa etmesi gerektiğini söyledi. Yaalon, bu savaşın sağlam bir güvenlik ve siyasi amacı olmadığını belirterek, Başbakan Olmert’in yanı sıra savaştaki başarısız idareciliği sebebiyle Genelkurmay Başkanı Dan Halutz’un istifa etmesi gerektiğini söyledi. İsrail Savunma Bakanı Amir Peretz, savaş sırasında bazı başarısızlıklar olduğunu itiraf etmiş ve bunların düzeltilmesi gerektiğini belirtmişti. Lübnan saldırılarının ardından yapılan eleştirilerin ilk kurbanı, İsrail ordusunun kuzey bölgesi komutanı General Udi Adam olmuş ve Adam görevinden istifa etmişti.

/ KUDÜS

15.09.2006


 

Yahudi Naziler

20’nci yüzyılın en büyük soykırımını Yahudilere karşı uygulamakla suçlanan Hitler’in ordusunda, aralarında general ve amiral rütbesine de yükselenlerin de yer aldığı 150 bin Yahudi askerin bulunduğu ortaya çıktı.

15.09.2006


 

El Kaide’nin Yahudi eylemcisi

El Kaide örgütü tarafından yayımlanan ve Amerikalıları İslâm dinine çağıran kasette yer alan El Kaide eylemcisinin, Californialı Yahudi bir müzisyenin sonradan İslam dinini seçen oğlu “Adam Pearlman” olduğu bildirildi.

İsrail’de yayımlanan Yediot Ahronoth gazetesinin, Amerikan New York Sun gazetesinde dayanarak verdiği habere göre, 28 yaşındaki Pearlman, son 2 yıldır Amerikan Federal Soruşturma Bürosunun (FBI) en fazla arananlar listesinde yer alıyor.

Haberde, Pearlman ailesinin sonradan Hristiyanlığı seçtiği ve Pearlman’ın gençlik döneminde aile adının Gadahn olarak değiştirildiği de belirtildi.

Verilen bilgiye göre Gadahn, 17 yaşında California’daki camide Müslüman oldu. Gazete, Adam Pearlman imzalı bir makalenin, Güney California Üniversitesi Müslüman Öğrenciler Derneğinin İslam Yazıları sitesine konulduğunu yazdı. “Müslüman Olmak” başlıklı makalede Adam Pearlman, “Kur’ân-ı Kerim’in İngilizce tercümesini okudukça, Allah’ın öğretilerinin doğruluğu ve gerçekliği konusundaki inancım giderek güçlendi. Kişiliğimin oluştuğu yıllarda Müslümanlarla iç içe yaşadığımdan, onların medya ve televizyonların göstermek istediği gibi kana susamış barbar teröristler olmadığını biliyordum” diyor. “Amerikalı Azzam” olarak bilenen Pearlman, ilk kez 2004 yılı kasımında El Kaide’nin kasetlerinde göründü ve “Amerikan sokakları, Allah’ın izniyle kana boyanacak” dedi.

El Cezire’de 12 Eylül 2005’te gösterilen bir kasette, 11 Eylülün 5. yıldönümünden kısa süre önce El Kaide’nin propoganda araçlarından El Sahab’da görülen Pearlman’ın, Londra’daki 7 Temmuz saldırılarından sonra da El Kaide’nin kasetlerinde yer aldığı ve saldırıları övdüğü de bildirildi.

/ KUDÜS

15.09.2006


 

Merkel: Amacımız İsrail’i korumak

Almanya Başbakanı Angela Merkel, Lübnan barış gücü UNIFIL’e destek vererek, İsrail’e ve Lübnan’a yardım etmek istediklerini söyledi.

Merkel, “Die Welt” ve “Berliner Morgenpost” gazetelerine yaptığı açıklamada, Almanya’nın sadece İsrail’i desteklediği şeklindeki bazı eleştirilerle ilgili olarak şöyle dedi: “Bu konuda haksızlar. İsrail’in mevcudiyet hakkını güvence altına almak ve BM Güvenlik Konseyinin istediği gibi Lübnan’ın egemenliğini güçlendirmek istiyoruz. Bu ülkede bugüne kadar Hizbullah ile birlikte devlet içinde bir devlet vardı. Lübnan kendi imkanlarıyla Hizbullah’ı silahsızlandıramıyordu. Lübnan hükümeti, şimdi 38 yıldan sonra uluslararası camianın müdahalesiyle ilk kez ülkenin sadece bir kısmında değil, tümünde asker konuşlandırabiliyor.” Bu durumun sürekli hale getirilmesi gerektiğini, UNIFIL deniz kuvvetlerinin görevinin de Lübnan’ın karasuları üzerindeki egemenliğini yeniden sağlamasına katkı yapmaya yönelik olduğunu ifade eden Merkel, Alman deniz kuvvetlerine bağlı askerlerin bölgede görev yapabilmesi için gerekli tüm şartların oluşturuludğunu, ancak hiçbir zaman kara askeri göndermeyeceklerini belirtti.

/ BERLİN

15.09.2006


 

Bakanı Blair’i eleştirdi

İngiltere’nin Orta Doğu’dan sorumlu bakanı Kim Howells, Başbakan Tony Blair’in Lübnan’da savaşın başlamasından hemen sonra ateşkes çağrısında bulunmamış olmasını ‘’büyük bir hata’’ olarak nitelendirdi.

Howells’ın eleştirisi, İngiltere’de parlamento ve hükümet çevrelerinde Blair’in Amerikan politikalarını hiç sorgulamadan desteklemesi konusunda ortaya çıkan kaygıları yansıtan son önemli eleştiri olarak değerlendirildi. Siyasi çevreler ve gözlemciler, Blair’in Amerikan yanlısı tutumunun içerde ve dışarıda ülkesine zarar verdiği yönünde görüşler ortaya koyuyor.

/ LONDRA

15.09.2006


 

Short: İngiliz hükümetinden utanıyorum

İngiltere’de iktidardaki İşçi Partisi milletvekillerinden eski Uluslararası Kalkınma Bakanı Clair Short da Independent’taki yazısında Blair’i eleştirdi. Yazısında “Hükümetten utanıyorum, İşçi Partisi yönünü kaybetti” diyen Short, bir sonraki seçimde aday olmayacağını açıkladı.

Short, kendisini hükümetinden utanma noktasına getiren nedenleri yazısında şöyle sıraladı: “Blair’in korkakça Amerikalı yeni muhafazakarların aşırı politikalarını desteklemesi, terörizm ve istikrarsızlık tehdidini arttırdı. Tıpkı Ortadoğu’da daha fazla acıya neden olduğu gibi... Blair, Birleşik Krallık’ın haysiyetini lekeledi; Birleşmiş Milletler’le uluslararası toplumu zayıflattı; dünyayı tehlikeli hale getirmeye yardımcı oldu. Hukukun üstünlüğü ve sivil özgürlüklerin aşınması, demokrasimizi zayıflattı, Müslümanları daha da soğuttu”.

/ LONDRA

15.09.2006


 

Saddam Hüseyin, hakimle jestleşti

Irak’ın devrik lideri Saddam Hüseyin ve 6 yardımcısının yargılandığı Enfal dâvâsının baş hakimi Abdullah El Amiri, Saddam’a ‘’Sen diktatör değilsin’’ dedi.

Saddam Hüseyin, duruşma sırasında bir Kürt görgü şahidin, “Bundan 20 yıl önce Saddam’ın, kaybolan 6 yakınını serbest bırakması için yalvarırken kendisine sertçe ‘sus’ dediğini’’ söylemesi üzerine, ‘’Ben diktatörsem bu adamın benimle neden görüşmek istediğini merak ediyorum’’ dedi. Saddam’ın sözünü bölen baş hakim ise “Sen diktatör değilsin. Çevrendeki insanlar seni diktatör yaptı’’ dedi. Saddam Hüseyin, bunun üzerine başını saygıyla eğerek, bu duruşmadan bir gün önce savunma tarafından sanıklara karşı önyargılı davranmakla suçlanan hakime teşekkür etti.

/ BAĞDAT

15.09.2006


 

Sinyora, İsrail’e rest çekti

Lübnan Başbakanı Fuad Sinyora, Lübnan ile İsrail arasında hiçbir temasın mümkün olmadığını söyledi.

Sinyora, Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek ile Kahire’de yaptığı görüşmenin ardından düzenlediği basın toplantısında, “Lübnan ile İsrail arasında kesinlikte temas yoktur, İsrail ile hiçbir temas olasılığı da yoktur” ifadesini kullandı. İsrail’in Lübnan’a 34 gün süren saldırılarının ardından bölgesel gelişmeleri ele almak üzere Mısır’da bulunan Sinyora, Lübnan’ın barış için çalıştığını, barış istediğini, ancak tabiatı, oluşumu ve koşulları yüzünden belki de barış sürecine katılabilen son Arap ülkesi olduğunu kaydetti.

İsrail ile Lübnan, 1949’da imzalanan silah bırakma anlaşmasına rağmen, 1948’den bu yana resmi olarak hala savaşta sayılıyor.

/ KAHİRE

15.09.2006


 

Sadr'ın bürosuna Amerikan baskını

Irak’ın başşehri Bağdat’ın güneyindeki Divaniye’de, Amerikan askerlerinin Şii din adamı Mukteda Sadr’ın bürosuna baskın düzenlediği bildirildi.

Askerlerin çekilmesinden sonra baskını protesto etmek için valilik binasına yürüyen Sadr yandaşlarıyla valilik korumaları arasında çatışma çıktığı, çatışmada 1 kişinin öldüğü, 10 kişinin yaralandığı da belirtildi. Sadr hareketinden yetkililer, Amerikan askerlerinin Divaniye’deki merkeze sabaha karşı baskın düzenleyerek, bürodaki belgeler ve bilgisayarlara el koyduğunu söyledi.

Çatışmalardan sonra şehre sokağa çıkma yasağı ilân edildi.

/ DİVANİYE

15.09.2006


 

Türkiye, iyi niyetini göstermek istiyor

Avusturya’da yayımlanan Salzburger Nachrichten gazetesi, Türkiye’nin AB reformlarına hız vereceğini yazdı.

Türkiye’nin reformlara hız vererek, iyi niyetini göstermek istediğini ancak şimdiye kadar yasaların çıkarılması değil, asıl uygulanması konusunda zorluklarla karşılaşıldığını kaydeden gazete, “Türk Hükümeti reformlara yeniden hız vererek, Ankara’nın demokrasi yolundaki çabalarının durgunluk dönemine girmesi yolundaki AB eleştirilerine karşı kendini savunmak istiyor” ifadesini kullandı. Nachrichten, TBMM’nin, Türkiye’nin AB programı çerçevesindeki dokuzuncu reform paketini kararlaştırmak üzere yaz tatilinden geri çağrıldığını hatırlatarak, şunları kaydetti:

“Reformların Brüksel’deki havayı yumuşatması ve Avrupalıların bundan birkaç ay önce başlayan giriş müzakereleri için bir tehlike oluşturabilecek yeni bir Kıbrıs krizine çare bulma eğilimlerini güçlendirmesi bekleniyor. Ancak, Ankara’nın reformlar konusundaki ani atılımı, Brüksel’in yeniden canlanan Avrupa hevesinin bir taktik olduğu izlenimine kapılmasına yol açabilir. Türkiye’nin asıl sorunu, demokratik değişikliklerin kararlaştırılması değil, uygulanması. Ancak AB temsilcileri 2004 yılından bu yana pek bir ilerleme olmamasını eleştiriyor. Ankara uzun süre, reform yasalarının en önemlilerinin kararlaştırıldığı, şimdi bunların uygulamaya geçirilme zamanı olduğu argümanını öne sürdü.”

/ VİYANA

15.09.2006


 

İsrailli generalden şok eden itiraf

Roket birliklerini yöneten İsrailli komutan, Lübnan’a bin 800 misket bombası yolladıklarını daha çok sivilin ölmesi için özellikle camiden çıkmalarını beklediklerini söyledi.

İsrail Haaretz gazetesine adını vermeden konuşan roket birlikleri komutanı, “Yaptığımız çok korkunç ve anlamsızdı. Bütün köyleri misket bombalarıyla doldurduk. Fosfor bombası da kullandık” dedi. Lübnan’a bin 800 misket bombası taşıyan roket fırlatıldığını söyleyen komutan, bu roketlere de toplam 1.2 milyon misket bombası yüklendiğini belirtti. İsrailli komutan uluslararası hukuka göre yasak olmasına karşın fosfor bombalarının kullanıldığını da kabul etti. Komutanın hedeflere ilişkin sözleri ise sivil katliamını tüm çıplaklığıyla ortaya koydu: “Sadece bir hedefi vurmak gibi bir şanşımız yoktu. Komutanlar da bunu çok iyi biliyordu. Bizden özellikle sabah saatlerinde ateş açmamız isteniyordu. Çünkü bu saatlerde insanlar camiden çıkıyordu ve daha fazla öldürme şansımız oluyordu” İsrail ordusu, savaşta misket bombaları kullandığı gerekçesiyle eleştirilmiş, müttefiki ABD bile iddialarla ilgili olarak soruşturma açmıştı.Lübnan’da patlamamış 500 bin dolayında cephane bulunuyor.

15.09.2006


 

Royal: Türkiye’ye kapıyı kapatamayız

Fransa’da 2007’de yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinin en popüler adaylarından sosyalist kadın milletvekili Ségolène Royal, ‘’Türkiye’ye kapıyı kapatmak için bir neden yok’’ dedi.

Royal, Brüksel’de Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ile Avrupa Parlamentosu Başkanı Josep Borrell ile biraraya geldi. Barroso’nun daveti üzerinde Brüksel’de temaslarda bulunan Royal, Türkiye’ye AB kapısını kapatmak için şuanda bir sebe bulunmadığını söyledi. Türkiye-AB süreci ile ilgili açıklamalarda bulunan Royal şunları kaydetti: “Türkiye’nin AB süreci doğası gereği ucu açık bir süreç. Türkiye hassas bir konu. Türkiye’ye kapıyı kapatıp, demokratik olmayan ülkelerin kucağına mı atalım? Türkiye’ye müzakere sürecinde zaman tanınmalı. Avrupa normlarına ulaşmış bir Türkiye herkesin arzusu. Şu aşamada karar sürecinde değiliz. Karar alma süreci geldiğinde kamuoyunu Türkiye’nin üyeliğine inandırabilirsek iyi olur. Şu anda ne Türkiye nede Fransa tam üyeliğe hazır.’’

/ BRÜKSEL

15.09.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004