Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 08 Ekim 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Sivil toplum demokrasiye sahip çıksın

Askerlerin konuşmaları ile Meclis ve anayasal kurumların yetki alanına müdahale ettiklerine dikkat çeken İnsan Hakları Derneği, tartışmaların kaygı verici boyuta ulaştığını, buna karşılık anayasal kurumların ve sivil toplum kuruluşlarının demokrasiden yana tavır alması gerektiği çağrısında bulundu.

Çağdaş demokratik ülkelerde askerî gücün görevinin dış güvenlikle sınırlı olmasına rağmen bu konudaki nihaî kararların dahi sivil kurumlar tarafından verildiğinin hatırlatıldığı İHD açıklamasında, Türkiye’de bunun tam tersi işleyişin var olduğu belirtildi. Açıklamada, “Ülkemizde ise askeri güç, kendi görev tanımlamasını ‘iç ve dış tehdit’ söylemi üzerinden kendisi belirlemektedir. Bu yaklaşım beraberinde ‘ülkenin tek ve gerçek koruyucusunun askerler olduğu’ anlayışını taşımakta, demokratik devletin diğer kurumlarına ve bizzat yurttaşlara karşı bir güvensizliği ifade etmektedir” görüşlerine yer verildi.

30 Ağustos’tan sonra askerlerin konuşmalarının Türkiye’de sorunlu olan asker-sivil ilişkisini, ciddî bir demokrasi tartışmasına dönüştürdüğü vurgulanan açıklamada, “Komuta kademesinin söylemleri, demokratik kurumların, sivil toplum örgütlerinin, farklı düşünen aydın ve siyasetçilerin ‘yurtseverliğini’ sorgulama boyutuna ulaşmış, demokratik hak ve özgürlükler üzerinde açık bir baskıya dönüşmüştür” denildi.

Komuta kademesinin konuşmalarının TBMM ve hükümetin yetki alanına müdahale anlamı taşıdığına dikkat çekilen açıklamada, “Askerlerin açıklamalarında Türkiye’nin temel sorunlarının tesbiti ile yetinilmeyerek, bunların nasıl çözülmesi ya da çözülmemesi gerektiğinin de oldukça sert bir üslûpla ifade edilmesinin başta TBMM ve Hükümet olmak üzere demokratik ve anayasal kurumların yetki alanına müdahale edilmiş, bu kurumların yeni politikalar üretmesine, farklı çözüm yolları arayışına girmesinin de büyük ölçüde önü kesilmek istenmiştir” ifadeleri yer aldı.

Son günlerdeki tartışmaların kaygı verici boyuta ulaştığı buna karşılık toplumun her kesiminin demokrasiden yana tavır koyması gerektiğine işaret edilerek, “Bu kaygı verici gelişmeler karşısında, başta yasama, yürütme ve yargı organlarını kendi görev ve yetkilerine sahip çıkmaya çağırıyoruz. Bu süreçte, siyasî partiler, sendikalar, medya kuruluşları, meslek kuruluşları, sivil toplum örgütleri, aydınlar ve bir bütün olarak kamuoyu demokrasiden, insan haklarından ve özgürlüklerden yana tavır koymalıdır” çağrısında bulunuldu.

Kemal BENEK / ANKARA

08.10.2006


 

DEMOKRASİ İLERİYE GİDİYOR

ABD’de yayımlanan New York Times gazetesinde yer alan bir makalede, Türk yazarların, Türkiye’de konuşma özgürlüğünü bastırma çabalarının geri tepeceğine inandığı ifade edildi. Makalede, “Türklüğe hakaret’’ suçlamasıyla 301. maddeden yargılanan bazı yazarların, yaşanan kargaşanın, gerçek demokrasinin ne olduğu konusunda ülke çapında bir tartışmayı zorunlu kıldığını ve eziyetli de olsa demokrasiyi ileriye götürdüğünü düşündüklerine dikkat çekildi.

ABD’de yayımlanan New York Times Gazetesi’nde yer alan bir makalede, Türk yazarların, Türkiye’de konuşma özgürlüğünü bastırma çabalarının geri tepeceğine inandığı bildirildi. Makalede, “Türklüğe hakaret’’ suçlamasıyla 301. maddeden yargılanan bazı yazarların, yaşanan kargaşanın, gerçek demokrasinin ne olduğu konusunda ulusal bir tartışmayı zorunlu kıldığını ve eziyetli de olsa demokrasiyi ileriye götürdüğünü düşündüklerine dikkat çekiliyor. Ian Fisher tarafından kaleme alınan makalede, yazar Elif Şafak’ın beraatinden 1 hafta sonra aynı suçtan Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’e dava açıldığı belirtilerek, hüküm giyme ihtimaliyle karşı karşıya olan Dink’in “Bu, Türkiye için güzel birşey. İçerden güçlü bir hareket var ve ilk kez gerçek bir demokratik hareket görüyoruz’’ dediği kaydedildi. Makalede, hükümetin yasayı değiştireceğinin belli olmadığı ifade edilerek, aslında yasanın kabul edilmesinin arkasında, Türkiye’nin yasalarının AB üyeliği hedefi doğrultusunda, AB yasalarına uyumlu duruma getirilmesi amacının yattığı hatırlatılıyor. AB üyeliğine karşı olan milliyetçi grupların, aralarında Orhan Pamuk, Elif Şafak ve ABD’li bilim adamı Noam Chomsky’nin Türk yayıncısının da bulunduğu 60 kadar yazar ve yayıncıyı mahkeme karşısına çıkarmak için yasanın dilinden yararlandıkları ileri sürülen makalede, dâvâların hükümet tarafından açılmadığı ifade ediliyor.

301. maddeden hüküm giyen yazarlar olduğu, ancak bunların hiçbirinin hapiste yatmadığına vurgu yapılan makalede, hükümetin yasanın değişmesi gerektiğini söylediği, bununla birlikte bu değişimin nasıl ve ne zaman olacağının netlik kazanmadığı vurgulanıyor. Davası sürerken, Elif Şafak’ı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül’ün telefonla aradıkları belirtilen makalede, Erdoğan’ın, yıllar önce yasanın ilk halinden hüküm giyerek hapis yatmış olduğu da hatırlatılıyor.

Elif Şafak’ın, “Türkiye’de milliyetçi grupların bu davaları Türkiye’de birşeyler değişmediği için değil, tam tersine değiştiği için açtıkları’’ yorumuna yer verilen makalede, Şafak’ın, “Türkiye’de işler olumlu yönde değişiyor. Farklılıklarla uyum içinde yaşamayı öğreniyoruz’’ dediği aktarılıyor.

/ NEW YORK

08.10.2006


 

Cari açık tehlikelidir

Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Zafer Çağlayan, cari açık konusunda, ‘’Cari açık sürekli konuşuluyor, cari açık tehlikelidir, değildir... Cari açık bal gibi tehlikelidir’’ dedi.

Çağlayan, Avrasya Sanayici ve İşadamları Derneği (ASİAD) tarafından düzenlenen toplantıda Türk ekonomisini değerlendirdi. Türkiye’nin 2002 yılından bu yana geçirdiği aşamaları anlatan Çağlayan, yapılan özelleştirmelere, ülkeye gelen doğrudan yabancı sermayeye, enflasyonun ve faizlerin düşürülmesine ve yakalanan dış ticaret hacmine değindi. Bütün bu gelişmelere rağmen Türkiye’nin gerçek performansını gösteremediğini dile getiren Çağlayan, ‘’100 kilometrenin üzerine çıkamıyoruz. Türkiye dünyanın en düzgün yetişen genç nüfusuna sahip. Olması gereken seviye ilk 10’dur’’ dedi.

Dünyada yaşanan gelişmelerin Türkiye’nin performansını etkilediğini belirten Çağlayan, özellikle dış piyasalarda yaşananların en fazla Türkiye’yi etkilediğini hatırlattı. Türkiye’nin yapması gereken ev ödevleri bulunduğunu, ekonomisini stabil hale getirmesi gerektiğini ifade eden Çağlayan, şöyle devam etti: ‘’Bugün Türkiye’nin en büyük problemi haline gelmiş cari açık meselesinin mutlaka düzeltilmesi gerekir. Cari açık sürekli konuşuluyor, cari açık tehlikelidir, değildir... Cari açık bal gibi tehlikelidir. Cari açığın finansman kalitesi önemli. Sıcak para çok tatlı gelir, giderken de çok acı verir. Türkiye için en önemli risk budur. Türkiye’de şu anda bir kriz ortamı yoktur. Kriz tellallığı yapmanın kimseye faydası yok. Kriz yoktur derken de, (güllük gülistanlık, her şey çok iyidir) dersek de kendi kendimizi kandırırız. Türkiye’de şu anda ekonomik anlamda kırılganlık vardır.’’

Çağlayan, Türkiye’nin cari açığının bu yıl sonunda 30 milyar doların üzerine çıkacağını öne sürdü.

/ İSTANBUL

08.10.2006


 

Özel üniversite özerk olmalı

Vakıf üniversitelerinin özerk olmasını isteyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Sakıp Sabancı’nın kendi kurduğu üniversiteye rektör atayamamaktan yakındığını anlattı.

Erdoğan, Maltepe Üniversitesi 2006-2007 akademik yılı açılış töreninde yaptığı konuşmada, ‘’Hedefimiz Türkiye’de yüksek okul bulunmayan tek bir vilayet kalmamasıdır’’ diyerek, bazı kesimlerin fiziki mekan ve akademisyen imkansızlıklarından söz ettiğini dile getirdi. Devlet, vakıf ve özel sektörü koordine ederek, eğitim ve sağlık alanında iyileştirmeler yaptıklarını anlatan Erdoğan, bu konuda hala önlerinde engeller bulunduğunu söyledi. ‘’Üniversite özerkliği noktasında herhangi bir şüpheye yer yoktur diye düşünüyorum’’ şeklinde konuşan Erdoğan, şöyle dedi:

‘’Sakıp Sabancı’nın bir gün bana söylediği bir şey var; ‘250 milyon dolar yatırdığım bu üniversiteye rektör atayamayacağım, böyle şey olur mu sayın Başbakanım dedi. Bu soruya olmaz diye cevap verilir. Çünkü 250 milyon doları yatıracak, rektörünü dahi atama şansı olmayacak. Nasıl ki ekonomide rekabet esassa, bilimde de rekabet esastır. Bilimde rekabeti bir kenara koyarsak, o zaman geri sıralarda yerini alan ülkelerden bir tanesi durumuna düşeriz. Yatırıyorsa o parayı, tabii ki rektörünü kendi atayacak. Tabii ki kaliteli öğretim üyesini bulup getirip orada çalıştıracak. Çünkü bilimde rekabet esastır.’’

/ İSTANBUL

08.10.2006


 

25’inci Kitap ve Kültür Fuarı açıldı

Türkiye Diyanet Vakfının düzenlediği Türkiye 25. Kitap ve Kültür Fuarı Sultanahmet Camii avlusunda düzenlenen törenle açıldı.

Törende bir konuşma yapan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, İslâm dininin okumaya ve bilgiye verdiği öneme dikkat çekti.Yeni Asya Neşriyat'ın da yayınlarıyla katıldığı ve Ramazan ayı süresince açık olacak fuar saat 10:00 ile 22:00 arasında gezilebilecek.

Ümit KIZILTEPE

08.10.2006


 

Hastalar ayakta bekletilmesin

Sağlık Bakanlığı, hastaların beklemeden hizmet almaları için gerekli tedbirlerin alınmasını, doğru polikliniğe başvurmaları için Yönlendirme Hizmetleri uygulamasının başlatılmasını ve ayakta beklememeleri için koltuk bulundurulmasını istedi.

Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Necdet Ünüvar imzasıyla il sağlık müdürlüklerine gönderilen genelgede, sağlık hizmeti sunan kurumlarda iş akışlarının düzenlenerek hasta bekleme sürelerinin kısaltılmasında bilgi sistemlerinin kullanılmasının önemine işaret edildi. Bu konudaki beklenti, istek ve ihtiyaçların bilgi sistemleri tedarik edilirken mutlaka dikkate alınması gerektiği kaydedilen genelgede, ‘’Kurumlarımıza müracaat eden hastaların, hiçbir hizmet noktasında beklemeksizin hizmet almalarının sağlanması esastır’’ denildi.

Bunun için hasta kayıt ve kabul, poliklinik muayene, röntgen, laboratuvar ve diğer birimlerde yeterli sayıda bilgisayar terminali kurulması gerektiği belirtilen genelgede, yapılması gerekenlerle ilgili şunlara dikkat çekildi:’’Hastaların şikayetlerine göre doğru polikliniğe gidebilmeleri için Hasta Yönlendirme Hizmetleri uygulaması başlatılmalı, hastalar hangi branşta muayene olacağını bilerek hareket etmeli, hasta daha sonra kayıt ve kabul terminallerine gönderilmelidir.

Öncelikle altyapısı uygun olan kurumlarımızın her bir polikliniğinde kayıt ve kabul işlemlerinin yapılması esastır. Ancak, merkezi hasta kayıt ve kabul ünitelerinin olduğu kurumlarımızda; yeterli sayıda bilgisayar terminali ve eleman bulundurularak kayıt ve kabul işlemleri yapıldıktan sonra hasta, ilgili polikliniğe yönlendirilmeli ve her türlü tetkik ve röntgen istek girişleri, muayene olunan polikliniklerdeki bilgisayarlardan yapılmalı, hastalar bu işlemler için tekrar hasta kayıt ve kabul ünitelerine geri dönmemelidir.’’

Genelgede tetkik isteme, tetkik ve röntgen randevusu verme, sonuç değerlendirme gibi işlemlerin tümünün poliklinik odalarındaki bilgisayarlardan yapılması da istendi.

BEKLEME KOLTUKLARI KONULSUN

Altyapısı uygun kurumlarda gerekli görüldüğü takdirde Tıbbi Görüntü İnceleme, Arşivleme ve İletim Sistemi (PACS) kurulması, hastaların ayakta bekletilmemesi için bekleme koltuğu bulundurulması, kayıt kabul işlemlerinde sırası gelen hasta ve/veya yakınıyla doğrudan iletişimi sağlayacak şekilde yüksek banko düzeni yerine masa düzeni, LCD ekran temin edilmesi ve hastaların işlemlerinin oturtularak yapılması istendi. Aynı branşta birden çok hekimin olduğu kurumlarda, kayıt ve kabul işlemleri sırasında hastaya hekim seçme imkanı sunacak düzenlemeler yapılmasının önemi de vurgulandı.

/ ANKARA

08.10.2006


 

Sofya’da iftar buluşması

Bulgaristan’ın başkenti Sofya’da düzenlenen iftarda Müslüman ve Hıristiyanlar bir araya geldi. İftar programı, Müslüman ve Hıristiyan dinî liderlerini, milletvekillerini, belediye başkanlarını, işadamlarını, yabancı misyon temsilcilerini ve gazetecileri bir araya getirdi.

08.10.2006


 

Kutan: Laikliği yeniden tanımlamalıyız

Saadet Partisi Genel Başkanı Recai Kutan, milletin laiklik ve irtica tartışmalarından bıktığını ifade ederek, herkesin kabul edeceği bir laiklik tanımının yapılması gerektiğini söyledi.

Kutan, partisinin Ankara İl Başkanlığında düzenlediği basın toplantısında, Türkiye’nin dış politika, ekonomi ve sosyal alanlarda kritik bir süreçten geçtiğini söyledi. Türkiye’nin irtica ve laiklik konularını tartışmakla meşgul olduğunu anlatan Kutan, bu tartışmaların artık aşılması gerektiğini kaydetti. Kutan, milletin bu tartışmalardan bıktığını belirterek, ‘’Toplum kesimleri arasında gerginlik olmaması için herkes söylediklerine dikkat etmeli’’ diye konuştu. Kutan, Anayasanın 2. maddesinde yer alan ‘’demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti’’ ilkelerinin hayata tam anlamıyla geçirilmesi gerektiğini belirterek, şunları söyledi:

‘’Herkesin kabul edeceği laiklik tarifini yapmak zorundayız. Gerçek laiklik, din ve vicdan özgürlüğünün teminatıdır. Dini kavramlarda serbestçe eğitim yapma ve teşkilatlanma imkanını da kapsar. Saadet Partisi’nin programında da laikliğe bakışımız, (hiç kimse ve hiçbir kurum, din ve kanaatler konusunda başkasına zorlama yapamaz) şeklindedir.’’

Kutan, tüm bu yaşananların Türkiye’nin yol ayrımında olduğunu gösterdiğini anlatarak, politikaların milli görüş çerçevesinde belirlenmesini istedi.

/ ANKARA

08.10.2006


 

Akdağ: Ebe ve hemşire bulamıyoruz

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, istihdam edecek ebe ve hemşire bulmakta zorlandıklarını söyledi.

Bakan Akdağ, Pasinler Devlet, Erzurum Göğüs, Nene Hatun Kadın Doğum ve Palandöken Devlet hastanelerinde incelemelerde bulundu.

Bölge ve ülke genelindeki sağlık sorunları hakkında değerlendirmelerde bulunan Akdağ, son olarak Erzurum’a 170 ebe ve hemşire kadrosu açıldığını belirterek, şunları kaydetti:

‘’Türkiye’de karşımıza ilginç bir şey çıkıyor. Eskiden ebe ve hemşirelerimiz işsizlikten yakınırdı. Ancak şimdi gerek kamu sektörü olarak biz, gerekse özel sektör, istihdam edecek ebe ve hemşire bulmakta zorlanıyor. Doktorlarda bu durumu çok önceden fark etmiştik. Şimdi bekliyoruz. Erzurum’a bu kadar kadro açtık. Bakacağız önümüzdeki günlerde gelip müracaat edilecek mi göreceğiz?’’

/ ERZURUM

08.10.2006


 

İktidar ve muhalefete ‘gergin politika’ eleştirisi

DYP Genel Başkan Yardımcısı Gültekin Uysal, ‘’İktidar ve ana muhalefet partisi, politikalarını gerginlik üzerine kurmuş’’ dedi.

Uysal, DYP Siirt İl Başkanlığı binasında düzenlenen Gençlik Kolları Bölge Toplantısında, Türkiye’nin laik ve anti laik bir politikayla gerildiğini savundu. Gerek hükümet gerekse ana muhalefet partisinin, toplumu bu tartışma ile gerekerek, tabanlarını kendi arkalarından sürüklemeye çalıştığını öne süren Uysal, ‘’İktidar ve ana muhalefet partisi, politikalarını gerginlik üzerine kurmuş. Halbuki Türkiye’nin çözüm bekleyen bir çok sorunu var. Bunlarla zaman kaybedileceğine sorunlar çözülmelidir’’ diye konuştu. Uysal, bölgenin ihtiyaç duyduğu kalifiye eleman ihtiyacını karşılamak üzere Siirt’te bir üniversitenin kurulmasından yana olduklarını, muhalefet olarak bu konuda yapılacak girişimleri destekleyeceklerini de sözlerine ekledi.

/ SİİRT

08.10.2006


 

AKP, muhalefete şans tanımadı

AKP Genel Başkan Yardımcısı Necati Çetinkaya, ‘’Yaptırdığımız kamuoyu araştırmasına göre; Biz, yerel seçimlerde baz olarak aldığımız yüzde 41.6 diye belirlenmiş oyumuzun yine altına düşmüyoruz, yine üstündeyiz. Ama bizim dışımızdaki partilerin hepsi kan kaybetmiş’’ dedi.

Çetinkaya, AKP Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında kamuoyu araştırmalarına ilişkin bir soru üzerine son yaptırdıkları ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da sözünü ettiği kamuoyu araştırmasına göre, çekimserlerin oylarının da partilere dağıtılması halinde AKP'nin Parti’nin aldığı oy oranın yine yüzde 41’in üzerinde olduğunu söyledi. ‘’Biz, yerel seçimlerde baz olarak aldığımız yüzde 41.6 diye belirlenmiş oyumuzun yine altına düşmüyoruz, yine üstündeyiz" diyen Çetinkaya, ‘’Yaptığınız kamuoyu araştırmasına göre MHP ve DYP barajı aşıyor mu?’’ sorusunu da ‘’Şu anda yaptığımızda MHP ve DYP barajı aşmıyor. Birisi 8.9, birisi de 8.6, kararsızları dağıttığınız zaman da aşmıyorlar’’ diye cevapladı.

/ ANKARA

08.10.2006


 

Bürokrasi, uçakları çürümeye terk etti

Samsun’da bir havacılık kulübü tarafından sportif amaçlı faaliyetler için yaptırılan havaalanı için Millî Emlak Genel Müdürlüğünce tahakkuk ettirilen kira bedeli ödenemeyince, kulüp üyelerinin havaalanını boşaltarak araziye çekmek zorunda kaldıkları uçakların çürümeye başladığı bildirildi.

Edinilen bilgiye göre, 1988 yılından bu yana Samsun’da faaliyet gösteren Samsun Sportif Havacılık Kulübü’nün kullandığı Ondokuzmayıs ilçesindeki Engiz Havalanı’nın hangar ve tesislerinin bulunduğu alanın hazineye ait olması sebebiyle Millî Emlak Müdürlüğü tarafından kira bedeli tahakkuk ettirildi.

Söz konusu kira bedelini ödeyemeyen kulüp üyeleri, çareyi havalanını boşaltarak sportif amaçlı 6 uçağı uygun arazilere çekmekte buldu.

Samsun Sportif Havacılık Kulübü Başkanı Ahmet Altuniç, 1999 yılından bu yana Milli Emlak Müdürlüğü’nün kendilerinden 52 bin YTL kira bedelini faizleriyle birlikte istediğini belirterek, ödeme imkânı bulamadıkları için de hangarları ve havalanını boşalttıklarını söyledi.

Havacılık adına Samsun’da birçok konuda ilk başardıklarını, ancak gelişmeler sonrasında uçaklarının çürümeye başladığını anlatan Altuniç, şunları kaydetti: “Biz Türkiye’de bir ilki gerçekleştirmiştik. Kendi imkânlarımızla uçaklarımızı imal ettik. Samsun Valiliği’nin katkılarıyla da Engiz Havaalanı’nı yaptık. Havacılık adına Türkiye’de ilk kez havacılık panayırı düzenledik. İspanya’dan, Bulgaristan’dan, Rusya’dan ve Türkiye’nin her yerinden uçaklar ve paraşütçüler buraya geldi. Yıllar sonra bizden kira istemeye kalktılar. Bize burası tahsis edilirken böyle bir sorun yoktu. Bu nedenle kulüp olarak havaalanını boşalttık. Uçaklarımızı tarlalara, boş arazilere çektik. Havaalanı atıl duruyor tarlalara çektiğimiz uçaklarımız ise çürümeye başladı.’’

/ SAMSUN

08.10.2006


 

Türkiye bu ayıptan kurtulmalı

Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu’nun Abdi İpekçi Parkında düzenlediği “Başörtüsüne Özgürlük” eylemlerinin 35. haftasında konuşan Mazlumder Ankara Şube Başkan yardımcısı Ali Dalaz, başörtüsü ve insan hakları alanında ihlâller gün geçtikçe daha da arttığına dikkat çekerek, “Yasağı içine sindiremediklerini söyleyen siyasiler, halkın önünde timsah gözyaşları dökmek yerine içerisinde bulunduğu diğer hükümet üyeleri ile birlikte hareket ederek bu yasağı bir an evvel kaldırmalıdırlar ve bu ayıptan kurtulmalıdırlar” diye konuştu.

28 Şubat sürecini yeniden canlandırmak için bayrak yarışına giren bazı kurumların halkı psikolojik olarak yıpratmaya çalıştıklarını söyleyen Dalaz, bu sürecin cumhurbaşkanlığı seçimine endekslense de rejimin temel yapısında olan bir alışkanlık haline geldiğini söyledi.

Fatih KARAGÖZ / ANKARA

08.10.2006


 

‘Orman’a helikopter filosu

Orman Genel Müdürü Osman Kahveci, 20 helikopterin alım İhalesinin bitmek üzere olduğunu söyledi.

Doğu Akdeniz Orman Mühendisleri Odasının Adana’da düzenlediği iftar yemeğine katılan Kahveci, Orman Genel Müdürlüğünün hızlı gelişim sürecinde olduğunu kaydetti. Kahveci, tüm personelinin özveriyle çalıştığını, bu yaz tüm eleştirilere karşın yangınlarla mücadelede büyük başarılara imza attıklarını kaydederek, şunları söyledi: “Bir gün içinde 50 ayrı noktada yangın çıktığı bile oldu. Yangınları bertaraf ettik. Öyle ki birkaç yangın dışında 24 saati geçen orman yangını olmadı. Akdeniz çanağında yangınlardan en az biz zarar gördük. Bu coğrafyada 150 bin hektar ormanını kaybeden ülke bile oldu.’’

Kahveci, yeni ve modern arazöz desteklerinin yanı sıra havadan yangınlara müdahalede de etkin çalışma yaptıklarını ifade ederek, ‘’Savunma Sanayi Müsteşarlığının askeri helikopter ihalesi kapsamında biz de 20 helikopter alıyoruz. Alım ihalesi bitmek üzere. Böylelikle o ülkeden 2, bu ülkeden 3 helikopter kiralama stresinden de kurtulacağız. Artık Orman Genel Müdürlüğü kendi filosuna sahip olacak. Eşeklerle sedir tohumu taşıma bitecek. Bu helikopterler yangınların dışında taşımada da kullanılabilecek’’ dedi.

/ ADANA

08.10.2006


 

Kuş gribi tatbikatı

Sağlık Bakanlığınca, olası bir kuş gribi salgınına karşı tatbikat yapılacak.

Ulusal Pandemi Planı’nın bir bölümü olan İnfluenza Pandemi Plan Tatbikatı, 9-15 Ekim tarihleri arasında 2 grup şeklinde gerçekleştirilecek. 40 ilin sağlık müdürlüklerinden ilgililerin yer alacağı birinci grubun tatbikatı 9-11 Ekim, 41 ilin sağlık müdürlüklerinden ilgililerin yer alacağı ikinci grubun tatbikatı ise 13-15 Ekim tarihleri arasında yapılacak.

/ ANKARA

08.10.2006


 

Yalan habere imam hatipli tepkisi

Çanakkale İmam Hatip Mezunları ve Mensupları Derneği Başkanı Mustafa Gür, ilde yayınlanan bir mahalli gazetede İmam Hatip Mezunları ile ilgili çıkan haberlerin yanlış, çarptırılmış ve saptırılmış olduğunu söyledi.

“Devlet kadrolarında İmam Hatip Mezunlarının kadrolaşma hareketi gizli saklı yapılmayıp aleni şekilde gerçekleşiyor” şeklindeki haberlerle ilgili yazılı açıklama yapan Mustafa Gür, şunları kaydetti; “Yazılan haberler gerçek dışı olup, araştırılmadan ön yargılı olarak masa başında yazılmıştır. Dolayısı ile tüm halkımız da yanıltılmıştır.” “Haberin veriliş şekli, maksadını aşar biçimde kamuoyunu yanıltma amacına yöneliktir” diyen Gür, her lise mezunu gibi, İmam Hatip Lisesi Mezunları’nın da, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda eş değer olduğunu belirtti. Gür, “Kariyer ve liyakat sahibi ve yönetmelikte şartları tutan her lise mezununun tüm unvanlara atanabileceğinin bilinmesi gerekmektedir” diye konuştu.

YENİ ASYA / ÇANAKKALE

08.10.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004