Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 25 Aralık 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Vatikan: Papa’nın ziyareti diyalog yolunu açtı

Vatikan Sözcüsü Federico Lombardi, Papa 16. Benediktus’un geçen ay Türkiye’ye yaptığı ziyarette Türkiye’nin doğu ile batı arasında gerçek bir köprü olduğunu yakından gözlemlediklerini belirtti.

Lombardi, yaptığı açıklamada, Papa’nın Türkiye ziyaretinin dinler arası diyalog ve işbirliği alanındaki birçok girişimin yolunu açacağını ve bu girişimlere ilham vereceğini söyledi.

Papa’nın Türkiye ziyareti sırasında gördükleri ilgiden çok memnun kaldıklarını kaydeden Lombardi, ziyaretin ortak anlayışın geliştirilmesi bakımından uygun bir zemin oluşturduğunu söyledi. Lombardi, bir soruya verdiği cevapta, Vatikan ile İslam dünyasının dini temsilcilerinin karşılıklı ziyaretler düzenleyip, birbirlerini daha iyi tanımalarının, saygı, sevgi ve anlayışın geliştirilmesi için çok gerekli olduğunu vurguladı. Sözcü Lombardi, Papa 16. Benediktus’un yeni yıl mesajında, “insanoğlunun barışın kalbi olduğu” temasını işleyeceğine işaret ederek, dinler arasında ortak değerlere bakılarak, karşılıklı saygı ve anlayışın yeşereceğine inandığını belirtti.

/ VATİKAN

25.12.2006


 

Bildirme görevi

Çocuk Koruma Kanununa Göre Verilen Koruyucu ve Destekleyici Tedbir Kararlarının Uygulanması Hakkında Yönetmelik, Resmî Gazete’de yayınlandı. Yönetmelikte, adlî ve idarî merciler, kolluk görevlileri, muhtarlar, zabıta memurları, sağlık ve eğitim kuruluşları, diğer kamu kurum ve kuruluşlarının görevlileri, sivil toplum kuruluşları ile bir çocuğun korunmaya ihtiyacı olduğundan haberdar olanlar, durumu il ve ilçelerdeki sosyal hizmet müdürlüklerine bildirmekle yükümlü kılındı.

Çocuk Koruma Kanununa Göre Verilen Koruyucu ve Destekleyici Tedbir Kararlarının Uygulanması Hakkında Yönetmelik, Resmî Gazete’de yayımlandı. Yönetmelik, 18 yaşını doldurmamış ve korunma ihtiyacı olan çocuklar için alınacak tedbirlerle suça sürüklenen çocuklar hakkında uygulanacak güvenlik tedbirlerinin usul ve esaslarına, bu kararların yerine getirilmesinde kurumların görev ve sorumluluklarına ilişkin hükümleri düzenliyor.

Yönetmelikte, adli ve idari merciler, kolluk görevlileri, muhtarlar, zabıta memurları, sağlık ve eğitim kuruluşları, diğer kamu kurum ve kuruluşlarının görevlileri, sivil toplum kuruluşları ile bir çocuğun korunmaya ihtiyacı olduğundan haberdar olanlar, durumu il ve ilçelerdeki sosyal hizmet müdürlüklerine bildirmekle yükümlü kılındı. İl ve ilçe sosyal hizmet müdürlükleri, korunma ihtiyacı olan çocuklar hakkında basın yayın organlarında çıkan haberleri ve her türlü duyumu ihbar kabul edip, bir resmi duyuru gelmesini beklemeden harekete geçecek.

Çocuk veya çocuğun bakımından sorumlu kişiler de çocuğun korunma altına alınması amacıyla il ve ilçelerdeki sosyal hizmetler müdürlüklerine başvurabilecek. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK), kendisine bildirilen olaylar ve yükümlülükleriyle ilgili incelemeyi derhal yapacak, inceleme ve müteakip işlemler SHÇEK genel müdürlüğünün çocuklara ilişkin mevzuatına göre yürütülecek.

ACİL KORUMA KARARI ALINMASI

Çocukların derhal koruma altına alınmasını gerektiren durumlarda, çocuk sağlık kontrolü yapıldıktan sonra SHÇEK tarafından bakım ve gözetim altına alınacak. Acil koruma kararının alınması için kurum, çocuğun kuruma geldiği tarihten en geç 5 gün içinde çocuk hakimine müracaat edecek, hakim de 3 gün içinde talep hakkında karar verecek. Hakim, çocuğun bulunduğu yerin gizli tutulmasına ve gerektiğinde kişisel ilişkinin tesisine karar verebilecek.

Acil koruma kararı alınıncaya kadar çocuk, SHÇEK hizmet modellerinden yararlandırılacak. Acil koruma kararı en fazla 30 günlük süreyle sınırlı olarak verilebilecek, bu sürede kurum ve çocuk hakkında sosyal inceleme yapılacak.

Kurum, yaptığı inceleme sonucunda tedbir kararı alınmasının gerekmediği sonucuna varırsa bu yöndeki görüşünü ve sağlayacağı hizmetleri hakime bildirecek. Ancak, çocuğun ailesine teslim edilip edilmeyeceğine veya uygun görülen başka bir tedbire, hakim karar verecek.

AİLELERE DANIŞMANLIK HİZMETİ

Danışmanlık tedbiri kapsamında, çocuğun bakım, eğitim ve gelişimiyle ilgili sorunların çözümünde yol göstermesi için bakımından sorumlu kişilere, danışmanlık hizmeti verilecek. Madde kullanan, davranış bozukluğu gösteren, ergenlik sorunları ve aile içi iletişim bozukluğu yaşayan çocuk, ailesi veya bakımını üstlenen kişiler için ihtiyaçlarına uygun konularda uzmanlaşmış bir veya birden fazla kişi danışman olarak görevlendirilecek.

Çocuğun, fiziksel ve ruhsal sağlığının korunması ve tedavisi için gerekli geçici veya sürekli tıbbi bakım ve rehabilitasyon ile madde bağımlılarının tedavileri için de sağlık tedbir kararı alınacak. Akıl hastalığı veya madde bağımlılığı sebebiyle sağlık tedbirine hükmetmeye ve kısıtlamaya resmi sağlık kurulu raporu üzerine karar verilecek. Alkol, uyuşturucu veya uyarıcı madde bağımlısı çocukların, tedavi altına alınmasına yönelik kararların yerine getirilmesinde çocuğun rızası aranmayacak. Minik ellere kelepçe takılmayacak Çocuk Koruma Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik de Resmî Gazete’de yayımlanarak, yürürlüğe girdi. Yönetmelik, korunma ihtiyacı olan veya suça sürüklenen çocukların korunması, haklarının ve esenliklerinin güvence altına alınması ile Çocuk Koruma Kanunu’nun uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenliyor. Yönetmeliğe göre, suça sürüklenen çocuk hakkındaki soruşturma çocuk bürosunda görevli Cumhuriyet savcısı tarafından bizzat yapılacak. Suça sürüklenen çocuğun ifadesinin alınması veya çocuk hakkındaki diğer işlemler sırasında, çocuğun yanında sosyal çalışma görevlisi bulundurulabilecek. Mağdur çocuğun şahit olarak dinlenmesi sırasında psikoloji, psikiyatri, tıp veya eğitim alanında uzman bir kişi bulundurulacak. Gözaltına alınan çocuklar kolluğun çocuk biriminde tutulacak.Çocukların yetişkinlerle birlikte suç işlemesi halinde adli kolluk tarafından çocuklar hakkında ayrı evrak düzenlenecek, soruşturma ve kovuşturma ayrı yürütülecek. Çocuklara zincir, kelepçe ve benzeri aletler takılmayacak. Ancak; zorunlu hallerde çocuğun kaçmasını , kendisinin veya başkalarının hayat veya beden bütünlükleri bakımından doğabilecek tehlikeleri önlemek için kolluk tarafından gerekli tedbir alınabilecek. Cumhuriyet savcılıklarında bir çocuk bürosu kurulacak ve yeterli sayıda Cumhuriyet savcısı ve diğer personel görevlendirilecek. (aa)

/ ANKARA

25.12.2006


 

Ağar: AKP, kendisini iktidara taşıyanları terk etti

DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, “Bu iktidar kendi dayanağını iç ve dış odakların gölgesinde aramayı tercih etmiştir. Esnaf yerine büyük mağazaları, KOBİ’nin ve MÜSİAD’ın yerine TÜSİAD’ı, otobüs, kamyon şoförü yerine büyük lojistik firmaları tercih etmiştir’’ dedi.

DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, merkez sağın felsefesinde çatışma değil uzlaşma kültürünün bulunduğunu kaydederek, ‘’Bunu, bu iktidar anlayamamıştır’’ dedi.

Mehmet Ağar, İzmir Esnaf ve Sanatkârlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri Birliği’nin düzenlediği toplantıda yaptığı konuşmada, ‘’Milletin, Cumhuriyet’i öz malı ve müşterek değeri olarak gördüğünü ve bu konuda toplumda bir çatışmanın olmadığını’’ kaydetti.

Anadolu’yu adım adım gezdiğini ve Cumhuriyet karşıtı bir kişiyle bile karşılaşmadığını ifade eden Ağar, laikliğin Türkiye’de huzurun bir güvencesi olarak varolduğunu ve ulusça benimsendiğini söyledi. Laiklik karşıtı faaliyetlerin olabileceğini kaydeden Ağar, ‘’Ama bunu Cumhuriyet’in kendi kudreti önler. Milletimizin Cumhuriyet’ten, laiklikten bir sıkıntısı yok, huzuru vardır’’ diye konuştu.

AKP’nin merkez sağ siyaseti üzerinden iktidara geldiğini savunan Ağar, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Bu iktidar merkez sağ felsefenin bazı temellerini kavrayamamıştır. Merkez sağın içinde çatışma kültürü yoktur. Merkez sağ siyaset, çatışma kültürünü ortadan kaldırıp uzlaşma kültürünü vareden bir siyaset anlayışıdır. Bunu, bu iktidar anlayamamıştır. Bir de bu siyaset anlayışında, sizi iktidara taşıyan kesimleri, seçildikten sonra baskılar karşısında terk etmek yoktur. Bu iktidar kendi dayanağını iç ve dış odakların gölgesinde aramayı tercih etmiştir. Türkiye’de bu iktidar esnaf yerine büyük mağazaları, KOBİ’nin MÜSİAD’ın yerine TÜSİAD’ı, otobüs, kamyon şoförü yerine büyük lojistik firmaları tercih etmiştir.’’

Ağar, sunulan ekonomik göstergelerin gerçekçi olmadığını, Türkiye’de ithalat sebebiyle bir büyüme yaşandığını, ancak çiftçinin ve üreticilerin sorunlarının ve işsizliğin gün geçtikçe arttığını öne sürdü. Ağar, iktidara geldiklerinde ‘’KOBİ Bankası’’ kuracaklarını da kaydetti. Kendisine zaman zaman ‘’Kiminle koalisyon yapacaksınız?’’ sorusunun yöneltildiğine dikkati çeken Ağar, ‘’Bizim ortaklarımız belli. Biz esnafla, çiftçiyle ve sanayicilerle koalisyon yapacağız’’ diye konuştu.

KATILIM OLMADAN DEMOKRASİ İŞLEMEZ

DYP Lideri Mehmet Ağar, partisinin İzmir İl Başkanlığı’nca düzenlenen ‘’Yerel Yönetimler’’ panelindeki konuşmasında ise Türkiye’de temel sorunların başında demokrasinin geldiğini, çok partili döneme geçildikten sonra belli müdahalelere karşın demokrasinin sürdüğünü belirterek, katılım olmadan demokrasinin işleyemeyeceğini vurguladı. Yerel yönetimlerde temel niteliğin dürüstlük olduğunu vurgulayan Ağar, ‘’Maalesef dürüstlük, artık aranan özellik durumuna gelmiştir’’ dedi. Ağar, şöyle devam etti:

“Gaflet, siyasetin her alanında kol geziyor. Sivil toplumu siyasî hayatın içine sokamayan zihniyetin Türkiye’de kendini devam ettirebilmesi mümkün değildir. Meseleyi yakından göremeyen muhalefet, bazı kurumlardan medet ummaktadır. ‘Sivil toplum imdada yetiş’ diyenler, sivil toplumu yok ettiklerinin farkında değildirler. Bizim gibi meydanlarda insanların samîmî itiraflarını dile getiremezseniz, dar siyaset yapmak zorunda kalırsınız.’’

/ İZMİR

25.12.2006


 

Atalay: önceliğimiz sorunları çözmek

Devlet Bakanı Beşir Atalay, hükümetin Türkiye’nin sorunlarının çözümüne yönelik çalışmalara öncelik verdiğini belirterek, “Aylar önceden Cumhurbaşkanlığı tartışmalarıyla ortalığı biraz daha ısıtarak diğer işlerimizden uzaklaşmak gibi bir yöntem, bizim yöntemimiz olamaz” dedi.

Atalay, katıldığı bir televizyon programında “Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili olarak bu süreci nasıl yöneteceksiniz?” sorusu üzerine, AKP ve hükümet olarak Türkiye’nin kısır çekişmeler içine girmemesine önem verdiklerini belirtti. Atalay, şöyle konuştu: “Mümkün olabildiğince kısır çekişmelere girmemeye, gerginlik politikaları üretmemeye ve istikrar içinde, dışa da güven vererek, bu ülkeyi yönetmeye çalıştık. Bundan sonra da böyle olacak. Elimizde ülkemizin bir çok konusu var, bir çok sorunu var; bunları yürüten bir hükümetiz. Aylar önceden Cumhurbaşkanlığı tartışmalarıyla ortalığı biraz daha ısıtarak diğer işlerimizden uzaklaşmak gibi bir yöntem, bizim yöntemimiz olamaz.”

Cumhurbaşkanlığı için adaylık sürecinin Nisan ayında başlayacağını ve Mayıs ayında tamamlanacağını hatırlatan Atalay, “Şu anda daha 5 ayımız var. 5 ay ülkeyi Cumhurbaşkanlığı tartışmalarıyla yürütmenin kime ne faydası olabilir? Biz AK Parti hükümeti olarak bu konuda hiçbir gerginlik üretmeden Başbakanımız’ın da ifadesiyle uzlaşma zeminlerini de planlayarak bu süreci yürüteceğiz” diye konuştu. Atalay, toplumun, Cumhurbaşkanlığı seçimine bağlı olarak erken seçim olması yönünde bir beklentisi olmadığını da vurguladı. AKP’nin kendi ilkeleri doğrultusunda vatandaşı öne alarak hükümet ettiğini belirten Atalay, şöyle devam etti: “Bizim AK Parti olarak şu anda verdiğimiz bir karar da yok Cumhurbaşkanlığı konusunda. Ama biz büyük bir partiyiz. Plana, programa önem veren bir partiyiz. Bu konuda da hiçbir planı, düşüncesi yok anlamına da gelmez. Daha vakit var. Bunlar resmî platformlarımızda tabi görüşülecek, değerlendirilecek stratejisi belirlenecek o çerçevede yürütülecek.’

/ ANKARA

25.12.2006


 

2007’de Kıbrıs konusu hareketlenecek

Yunanistan Dışişleri Bakanı Dora Bakoyanni, 2007 yılında “Kıbrıs konusunda BM ve AB düzeyinde güçlü bir hareketlilik olacağını” ifade ederek, “Her halükarda Kıbrıs konusunun yeni bir yörüngeye girmesi bekleniyor” dedi.

Bakoyanni, Atina’da yayımlanan Elefterotipia gazetesindeki demecinde, Türk-Yunan ilişkileriyle Kıbrıs konusuna da değindi. Kıbrıs’ta, taraflar arasında 8 Temmuz kararları temelinde başlatılması beklenen müzakerelerin sonucunun bu konudaki gelişmelere önemli etkisi olacağını belirten Bakoyanni, “Birçok şeyin bu müzakerelerin sonucuna bağlı olduğunu” söyledi. Bakoyanni, yeni BM Genel Sekreterinin Kıbrıs konusunda olası yeni önerilerde bulunmasının zaman alacağını belirterek, “32 yıldan beri bizlere eziyet çektiren bir sorunun 1-2 yıl içerisinde çözümlenmesini beklemek sanırım yanlış olur. Ancak bu konuda hem BM hem de AB düzeyinde güçlü bir hareketlilik olacağını kesinlikle söyleyebiliriz. Her halükarda Kıbrıs konusunun yeni bir yörüngeye girmesi bekleniyor” diye konuştu.

Türk-Yunan ilişkilerine değinen Bakoyanni, “2007 yılının Türkiye için seçim yılı olması nedeniyle bu konuda önemli gelişmeler beklenilmemesi gerektiğini” söyledi. Bakoyanni, “Seçim öncesi bir ortamda büyük kararlar alınması mümkün değil, ancak karşılıklı güven artırıcı önlemlerin uygulanması ve daha da iyileştirilmesi için 2007 yılı içerisinde de çalışmalarımız olacak” dedi.

Bakoyanni, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül’ün Atina ziyaretiyle ilgili soruyu da “Gül’ün en kısa zamanda Atina’yı ziyaret etmesini bekliyoruz, ancak bu ziyaretle ilgili kesin bir tarih söyleyemem” diye cevapladı.

/ ATİNA

25.12.2006


 

Gül: Ermeni iddialarıyla mücadele, topyekûn çaba gerektirir

Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Ermeni iddialarıyla mücadelenin, devletin kurum ve kuruluşları ve sivil toplum örgütlerinin işbirliği içinde topyekûn bir çaba gerektirdiğini belirtti.

Gül, Anavatan Partisi Hatay Milletvekili Züheyir Amber’in soru önergesinde verdiğini cevapta, Dışişleri Bakanlığı ve dış temsilciliklerinin, Ermeni meselesi hakkındaki gerçeklerin anlaşılması amacıyla çok yönlü çalışmalar yaptığını kaydetti. Ermeni iddialarıyla mücadelenin, devletin kurum ve kuruluşları ve sivil toplum örgütlerinin işbirliği içinde topyekun bir çaba gerektirdiğini belirten Gül, “Üniversitelerimizin, sivil toplum örgütlerimizin, meslek kuruluşlarımızın, işadamlarımızın konuya yakın ilgi göstermeleri ve her bir bireyin bu çabalara katkıda bulunması gerektiği takdir edilecektir’’ dedi.

Gül, 1915 dönemine ait gelişme ve olayları araştırması için Türk ve Ermeni tarihçilerinden oluşacak ortak tarih komisyonu kurulması yönündeki Türkiye’nin önerisinin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından 10 Nisan 2005’de Ermenistan Cumhurbaşkanı Robert Koçaryan’a bir mektupla iletildiğini vurgulayarak, bugüne kadar bu öneriye olumlu bir cevap alınamadığını bildirdi.

25.12.2006


 

Dünyanın hoşgörü ve sevgiye ihtiyacı var

Merkezi Samsun’da bulunan Hoşgörü ve Sevgi Ocağı Derneği (HOŞSEV) Genel Başkanı Prof. Dr. Kurtman Ersanlı, doyumsuzluk, tatminsizlik ve açgözlülüğün had safhaya ulaştığını, dünyanın hoşgörü ve sevgiye ihtiyacı olduğunu belirtti.

Dernek Genel Merkezi’nde gazetecilerle sohbet toplantısı düzenleyen Prof. Dr. Kurtman Ersanlı, Türkiye ve dünya genelinde insanlığı hoşgörü ve sevgiye davet etti. İngiltere’de katıldığı konferanslar ve radyo programlarında büyük ilgi gördüklerini hatırlatan Ersanlı, “Yurtiçi ve yurtdışında çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Hiçbir oluşum ve kuruluşla bağlantımız yok. Bu dernek insanlık ailesinin bilgilendirilmesi amacıyla kurulmuştur” dedi.

Ersanlı, bilgi kaynaklarının insanlığı irşad etmiş Yunus Emre, Mevlana ve Hacı Bektaş-i Veli gibi gönül erleri ve onların en güzel şekilde yaydığı İslamiyet ve Türk kültürü olduğunu söyledi.

Son zamanlarda giderek artan değer erozyonu yaşandığını, anne, baba ve idarecilerin kaygıyla, “İnsanlık nereye gidiyor?” diye sorduğunu, doyumsuzluk, tatminsizlik ve açgözlülüğün insanlığa ve tabiata zarar verdiğini kaydeden Ersanlı, şunları söyledi “Dernek olarak bir yandan insanlığın diğer yandan tabiatın kurtarılması için çaba harcayacağız. Küreselleşme ve postmodernizm denilen iki akım ‘Ayı yavrusunu severken öldürürmüş’ misali değerleri ve insanlığı yok ediyor. İnsanı doyumsuz yapıyor. Böyle giderse insan egoizminin önünde kimse duramaz. Yeniden insani duyguları yeşertmek için büyük mücadelemiz sürüyor.”

/ SAMSUN

25.12.2006


 

Sosyal güvenlikte gecikme zarar verir

Uluslararası yatırım bankası Morgan Stanley, sosyal güvenlik reformunun yürürlüğe girmesindeki gecikmenin, orta vadede ekonomik büyümeyi olumsuz etkileyerek, sosyo ekonomik şartları kötüleştirebileceği uyarısında bulundu.

Morgan Stanley’nin sosyal güvenlik reformu konusundaki analizinden derlenen bilgiye göre, reformun gecikmesi ya da uygulamaya geçirilememesi, Türkiye’nin mevcut ekonomik potansiyelini olumsuz etkileyecek. Türkiye’nin sürdürülemez bir sosyal güvenlik açığına sahip bulunduğunun vurgulandığı analizde, 1990 yılında, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) temelinde yüzde 0,3 olan sosyal güvenlik finansman açığının, bu yıl, GSYH’nin yüzde 5’ine yükseldiği belirtildi.

Analizde, Türkiye’nin demografik olarak, sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sistemi için halen avantaja sahip olduğu, ancak reformun uygulamasındaki gecikmenin, Türkiye’nin bu avantajını tersine çevirebileceği vurgulandı. Ortalama yaşın 26,5 olduğu ve çalışma çağındaki nüfusun gittikçe artış trendi içinde bulunduğu Türkiye gibi bir ülkenin bu avantajını sürdürülebilir sosyal güvenlik reformu için halen kullanma fırsatına sahip olduğu ifade edildi. Türkiye’deki sosyal güvenlik sisteminde her çalışana düşen emekli sayında gittikçe bir bozulmanın olduğunun belirtildiği analizde, ancak halen Avrupa’nın sahip olmadığı, genç bir nüfus gibi demografik bir avantajı kullanma imkanının bulunduğu kaydedildi. Analizde, Türkiye’nin şuandaki demografik avantajını kullanma konusundaki zamanın kısıtlı olduğu, çünkü nüfus artış hızının yavaşladığı, ortalama yaşam süresinin uzadığı, bu sebeplerle şimdiki genç nüfus avantajının uzun süre korunamayabileceği de vurgulandı. Analizde, norm ve standart birliği sağlayan sosyal güvenlik reformunun, çağdaş Türk toplumu için gerekli olduğu ifade edildi.

TÜRKİYE İLK KEZ POPÜLİST

OLMAYAN BİR ŞANS YAKALADI

Türkiye’nin, uzun yıllardan bu yana ilk kez popülist olmayan bir yaklaşımla sosyal güvenlik reformunu uygulama aşamasına geldiğinin hatırlatıldığı analizde, eski dönemlerdeki, modası geçmiş popülist yaklaşım ve kurumların tersine bu kez çağdaş bir reformun gerçekleştirilme şansının elde edildiği ve bu fırsatın mutlaka değerlendirilmesi gerektiği kaydedildi. Analizde, bu reformun çıkarılamamasının ya da çok gecikmesinin Türkiye’nin ekonomik potansiyeli ve mali sürdürülebilirliğine zarar vereceği, diğer kazanımları da olumsuz etkileyeceği ifade edildi.

/ LONDRA/ANKARA

25.12.2006


 

Okur tepkisinden büyük ceza olmaz

Karikatürist Salih Memecan, Yeni Asya’nın sorularını cevaplandırdı. Karikatüre dâvâ açılmaması gerektiğini belirten Memecan, “Zaten okuyucu tepkisinden daha büyük bir ceza olamaz. Karikatüre ceza vermeye başlayınca, onun sınırını çizemezsin” dedi.

Sabah gazetesinde “Bizimcity” karikatürleri çizen Memecan, “Karikatürist doğru olmak zorunda değil. Abartmak durumunda. Abartının sınırını da zor koyarsın, onun sınırını en iyi okuyucu koyar. Yayın organına öyle bir tepki gösterir ki bir daha öyle bir karikatür yayınlanamaz” şeklinde konuştu.

RÖPORTAJ BÖLÜMÜNÜ TIKLAYIN

Hasan Hüseyin KEMAL

25.12.2006


 

Bütçe maratonu bitiyor

Meclis, 2006 yılının son haftasına yoğun gündemle giriyor. Kasım ayı başında başlayan bütçe maratonu sona eriyor. TBMM Genel Kurulunda, bütçe üzerindeki son konuşmalar yarın yapılacak.

Sırasıyla CHP, AKP ve ANAVATAN grupları adına yapılacak konuşmaların ardından, 2007 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2005 Mali Yılı Kesinhesap kanun tasarıları açık oya sunulacak. Bütçe görüşmelerinin son gününde, liderlerin konuşması bekleniyor.

Genel Kurulda; yarın Darülaceze Müessesesi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı görüşülecek. Tasarı, İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı, özel bütçeli ve kamu tüzel kişiliğine haiz olan genel müdürlüğün teşkilat, görev, yetki, sorumluluk ve faaliyetlerini yeniden belirliyor.

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından bir kez daha görüşülmek üzere Meclise geri gönderilen ve 15 yeni üniversiteye kurucu rektör atamasını öngören yasa, 27 Aralık Çarşamba günü görüşülecek. Uzun zamandan beri sözlü soruların görüşülmediği Genel Kurulda, yılın son çalışma günü olan 28 Aralık Perşembe günü denetim faaliyetlerine ayrıldı. Genel Kurul, gündemde bulunan sözlü sorular ele alındıktan sonra tatile girecek. Bugün saat 11.00’de toplanacak olan Genel Kurul, bütçe üzerindeki son konuşmaların bitimine kadar, diğer günler ise 15.00-19.00 arasında çalışacak.

AB uyum Komisyonu, 28 Aralık Perşembe günü Sigortacılık Kanunu Tasarısını ele alacak.

/ ANKARA

25.12.2006


 

Türkiye'nin ilk askerî amaçlı uydusunda ihale yarışı

Türkiye’nin ilk askerî amaçlı uydu ihalesinde yarış başladı. Savunma Sanayii Müsteşarlığı tarafından bu yıl içinde uluslar arası ihaleye çıkılan Göktürk projesi ihalesine ilişkin teklifler, hafta içinde alındı.

Göktürk adı verilen uydu projesi için Savunma Sanayii Müsteşarlığına, İngiltere’den Eads Astrium, İsrail’den IAI, Almanya’dan Ohb-System ile İtalya’dan Telespazio firmaları teklif verdi. Sınır gözleme amacıyla projelendirilen Göktürk projesi kapsamında, yörüngede teslim edilecek bir adet elektro-optik gözlem uydusu, bir adet sabit yer istasyonu ve bir adet de mobil yer istasyonu tedariki bulunuyor. Savunma Sanayii Müsteşarlığınca Temmuz ayı içinde teklife çağrı dosyalarının yayınlanması ile birlikte başlatılan ihale sonrasında alınan tekliflerin kısa sürede sonuçlandırılması bekleniyor.

/ ANKARA

25.12.2006


 

Kutan: Milletten korkmayın

Saadet Partisi Genel Başkanı Recai Kutan, ‘’Değiştirin Anayasa’yı, Cumhurbaşkanını halk seçsin. Niye korkuyorsunuz milletten?’’ dedi.

Recai Kutan, partisinin Ankara il başkanlığında düzenlenen Ankara ilçe başkanları toplantısında yaptığı konuşmada, ekonomik uygulamaları da eleştirerek, Anadolu’yu baştan başa dolaştıklarını ve hiç kimsenin halinden memnun olmadığını ileri sürdü. Ekonomik uygulamaların ‘’tam bir sömürü düzeni olduğunu, fakirden zengine servet transferi yapıldığını’’ savunan Kutan, dış ticaret açığının tehlikeli boyutlara ulaştığını kaydetti. Kutan, dış politika, ekonomik çöküntü ve mânevî tahribatın birbirinden bağımsız olmadığını dile getirerek, ‘’Tüm bunlardaki amaç, Türkiye’yi kolay lokma haline getirmektir’’ dedi.

Cumhurbaşkanlığı ve erken seçim tartışmalarının, ‘’sun’î gündem’’ olduğunu belirten Kutan, şunları söyledi: ‘’Bu sun’î gündemden AKP ve CHP faydalanıyor. Kamplaşma olsun, bir tarafta AKP bir tarafta CHP. Tam bir horoz dövüşü... Bırakın, Cumhurbaşkanını halk seçsin. Niye korkuyorsunuz milletten? Anayasa’yı değiştirin ve Cumhurbaşkanını halk seçsin. Ama milletten korkarlar bunlar. Milletten, kendisine benzeyen bir Cumhurbaşkanı seçer diye korkarlar. Seçilecek Cumhurbaşkanı, milletin manevi, tarihi değerlerine sahip olmalıdır. Devlet tecrübesi olmalıdır. Dış politikada ve ekonomide bağımsız olmalıdır. Bir bilge Cumhurbaşkanı olmalıdır. Tayyip Erdoğan olabilir mi? Eğer bu özelliklere sahip olduğunu düşünüyorsa çıkar milletin karşısına, millet bakar.’’

/ ANKARA

25.12.2006


 

Türkiye şehitlerine yürüdü

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Bülent Arınç, Sarıkamış harekâtında şehit düşen 90 bin asker anısına ‘’Türkiye şehitlerine yürüyor’’ adı altında Soğanlı Dağı’nda düzenlenen yürüşe katıldı.

Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Kars Valiliğinin organizasyonuyla düzenlenen ve Sarıkamış ilçesine bağlı Kızılçubuk köyünde başlayan yürüşün bir kilometrelik bölümüne katılan Arınç, yürüyüşün ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, yaşanan büyük felâketi hatırlamak ve yaşamak için Sarıkamış’ta bulunduğunu söyledi. ‘’Sarıkamış şehitlerinin karlar altında yattığı bu köylerde bu acıyı yeniden yaşadık’’ diyen Arınç, TBMM olarak şehitleri rahmetle andıklarını ifade etti. Arınç, şöyle konuştu:

‘’Sarıkamış harekâtında binlerce askerimiz verilen emri yerine getirmek için canlarını feda etti. TBMM olarak onlara şükranlarımızı sunuyoruz. Bugün bu vatanda yaşıyorsak şehitlerimize borçluyuz. Gelecek yıllarda TBMM olarak Sarıkamış şehitlerini anma etkinliklerine daha fazla ağırlık vereceğiz. Bu acı hatıraları yaşayacağız ve bir sonraki nesillere de aynı sıcaklıkta yaşatmaya çalışacağız. Onlar boşuna ölmediler, hatta onlar ölü değil diridirler.’’

Aşırı soğuk ve tipi altında yürüyüşe katılan Arınç’a, Kars Valisi Mehmet Ufuk Erden, AKP Kars milletvekilleri Zeki Karabayır ve Selahatin Beyribey de eşlik etti.

/ SARIKAMIŞ

25.12.2006


 

Hollywood’a Osmanlı çarığı

Kahramanmaraşlı Dedem Osmanlı Çarıkları Firması, gösterimde olan Eragon filminde giyilen çarık ve kostümleri üretti.

CNR Expo’da düzenlenen 4. Hediyelik Eşya ve Armağan Günleri fuarında stand açan Dedem Osmanlı Çarıkları Firması Sahibi Hüseyin Kopar, Türkiye’de Osmanlı Çarığı yapan tek firma olduklarını söyledi. Kültür ve Turizm Bakanlığının üretici üyesi ve Almanya Deri Müzesinin üyesi olduklarını ifade eden Kopar, ‘’Ürünlerimizin hiçbirinde kimyasal madde kullanılmıyor. Tamamen kök boyalarla elde yapılıyor. Ayakta mantar, kaşıntı yapmaz’’ dedi.

Harry Potter filmi için 2.500, Yüzüklerin Efendisi filmi için 312 çift özel tasarımlı çarık ürettiklerini, Truva filmi için de çarık ürettiklerini belirten Kopar, ‘’Gösterime giren Eragon filmi için 176 adet kostüm ve ayakkabı ürettik’’ dedi.

/ İSTANBUL

25.12.2006


 

Doğu’da Sibirya soğukları

Doğu Anadolu Bölgesi’nde gece en düşük hava sıcaklığı sıfırın altında 24 dereceyle Erzurum’da yaşandı.

Meteoroloji Bölge Müdürlüğünden alınan bilgiye göre, gece ölçülen en düşük hava sıcaklıkları sıfırın altında olmak üzere Erzurum’da 24, Kars’ta 17, Ağrı’da 15, Iğdır’da 6, Ardahan’da 7, Erzincan’da da 5 derece oldu. Kar kalınlıklarının ise Erzurum ve Ardahan’da 7, Iğdır’da 4 santimetre olarak ölçüldüğü kaydedildi. Meteoroloji yetkilileri, bölgede salı ve çarşamba günleri kar yağışı beklendiğini bildirdiler. Kar yağışı ve fırtına nedeniyle Ardahan-Şavşat ve Ardahan-Posof kara yolları ulaşıma kapandı. Karayolları 126. Şube Şefi Ümit Yıldırım, yaptığı açıklamada, kar yağışı ve fırtına sebebiyle Ardahan-Şavşat kara yolunun Sahara, Ardahan-Posof kara yolunun ise Ilgar Dağı mevkisinde ulaşıma kapalı olduğunu söyledi.

/ ERZURUM

25.12.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri

Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004