Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 28 Aralık 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

M. Latif SALİHOĞLU

Bizi vatan haini görenler (1)



Yaşı yetmişi–sekseni geçkin bazı Kemalistlere, özellikle son zamanlarda yeni bir haller oldu.

Bu yeni haller, gerçi eski hallerinin benzeri ve devamı mahiyetinde görünüyor.

Ancak, öylesine uç ve marjinal noktalarda poz vermeye başladılar ki, bakınca hayret ve taaccüp etmemek elde değil.

Hallerine bakınca taaccüp ettiğimiz, daha doğrusu yazdıklarını hayretler içinde okuduğumuz o ihtiyar Kemalistlerden iki önemli şahıs ve onların özellikle "Said Nursî"ye dair yazdıkları üzerinde durmak istiyoruz.

Bu iki şahıstan biri 1925 Aydın doğumlu İlhan Selçuk, diğeri ise 1935 İzmir doğumlu Kurtul Altuğ.

Üç gün sonra biri 72, diğeri de 82 yaş sınırına girmiş olacak.

Hemen ifade edelim, mesleğinin izzetiyle, şerefiyle çalışan herkesin şahsına da, yaşına da saygımız var.

Ancak, adeta zihnî melekelerini yitirmişcesine yazılar yazan, konuşmalar yapan ve sık sık akla karayı, şap ile şekeri karıştırıp duranların yaş hadleri sadece bizim değil, hemen herkesin diline dolanır, durur.

Her ne ise, gelelim asıl konuya...

Bu iki şahıs, hemen her fırsatı ganimet bilerek bize ve bizim gibilere hiç çekinmeden ve yüzleri hiç kızarmadan "Vatan haini. Cumhuriyet düşmanı..." gibi ağır ithamlarda bulunuyorlar.

Son yazılarını da yine aynı tema ile yazarak aynı teraneyi tekrarlamışlar.

Şimdi, sırasıyla onlara bakalım...

H. Cemal'in gözünde o bir faşist

Efendim, yukarıda isimlerini zikrettiğimiz şahıslardan İlhan Selçuk, Cumhuriyet gazetesinin hem en yaşlı yazarı, hem de en yetkili kişisidir.

Yazılarında sık sık Said Nursî ve Nurculuk'tan dem vuran Selçuk, ne yazık ki çoğu kez sapla samanı karşıtırmaktan öteye gidemiyor.

Bu yalan–yanlış saçmalıklarına mukabil defalarca düzeltme yazıları yazıldığı ve iftiralarına kerratla cevaplar verildiği halde, o yine de bildiğini okumaya, ezberini yazmaya devam etti.

Öyle ki, meselâ bazen tarîkat, bazen de mezhep diye nitelediği Nakşilik ile Nurculuğu, keza Şeyh Said ile Said Nursî'yi birbiriyle irtibatlandırıp karıştırmasının haddi hesabı yoktur.

Son olarak, biliyorsunuz Selçuk "Ampulcü–Nurcu iktidar” başlıklı bir yazı yazdı ve tabiî ki yine saçmaladı. İktidardaki AKP'nin sembolü olan ampulü "Nur"culuğun sembolü diye bellediğinden, yazısında cem'an yekûn bir cephe harekâtını tetiklemeye çalıştı.

Arkadaşımız Zafer Akgül, değişik benzetmelerle "ti"ye alarak "Bunun neresini düzeltelim?" dediği Selçuk'un bu yazısını, Sabah'tan Emre Aköz de sosyolojik bir süzgeçten geçirerek, içinde kabuk ve posadan başka işe yarar bir metanın bulunmadığını gösterdi. (Bkz: 16.12.2006 tarihli yazılar.)

Ne diyelim, herkes gibi sayın Selçuk'un da elbette ki saçmalama özgürlüğü var.

Ama, bu kadarı da, hele hele bu yaştan sonra biraz fazla galiba...

Acaba, onun "darbeci" özelliği ona bu hakkı veriyor mu yoksa?

Onu biz bilemeyiz; çünkü, sayın Selçuk'u yakından tanımıyoruz. Onu çok yakından bilen, tanıyan muteber birinin anlattıklarına bakmak lâzım. Meselâ, Cumhuriyet'te yıllarca hem de üst düzeyde birlikte çalışmış olduğu Hasan Cemal'in anlattıklarına...

İşte, Hasan Cemal'in "Cumhuriyet'i Çok Sevmiştim" isimli kitabından İlhan Selçuk'u tarif eden bir bölüm:

"İlhan Selçuk kafası!"

"Sen kalkıp 'dincilik' tehlikesinden dem vurarak, her zamanki gibi üstü örtülü biçimde demokrasi düşmanlığı yapacaksın. Dincilik diyerek, her zamanki gibi dinle ilgili neredeyde her şeyi 'lâiklik düşmanlığı' olarak yorumlayacaksın. 'Lâiklik elden gidiyor!' yaveleriyle her zamanki gibi asker kışkırtıcılığı yapacaksın, demokrasiye karşı.

"Ama yutturamazsın!

"Sen kalkıp 'etnikçilik' diyerek insan hakları konusunu es geçeceksin; Türkiye Cumhuriyeti'nin Kürt kökenli vatandaşlarının, Kürtlerin kimliklerine, kültürel haklarına gözünü kapatacaksın. Sen kalkıp 'etnikçilik' diyerek, ırkçı tehdit ve saldırıları 'ulusalcılığın yükselişi' diye niteleyip demokrasiye karşı ince ince askeri kışkırttığını sanacaksın.

"Ama yutturamazsın!

Dincilik diyeceksin. Etnikçilik diyeceksin. Türkiyeyi yeniden çatışma ve gerginlik ortamına sürüklemeyi amaçlayan ırkçı–milliyetçi saldırı ve tehditleri görmezlikten geleceksin, hatta bu çevreleri mazur göstereceksin.

"Senin tek bir derdin var: Türkiye'nin Avrupa Birliği yolunu kesmek! Çünkü Avrupa yolu demek, demokrasi demek! Sen bunu istemiyorsun. Bunu istemediğin için de askeri kışkırtıyorsun!

"Ama yutturamazsın!

"1960'ların, 1970'lerin Türkiye'yi cephelere bölme siyasetinin bu topraklarda ne büyük acılara yol açtığı, insanlarımıza ne kadar kan ve göz yaşı döktürdüğü ve bu ülkeye neler kaybettirdiği daha belleklerde tazeyken, sen hâlâ neyin peşindesin?..

"Ne yaparsan yap, yutturamazsın.

Senin derdin demokrasiyle. Senin derdin Avrupa'yla. Yoksa dinciliğe de, etnikçiliğe de demokrasi içinde çare var. Asıl demokrasi dışı yollardır, bölücülük ve irtica akımlarını azdıracak olan; demokrasi değil.

"Ama, bunu senin anlaman güç.

"Senin Aydınlanmacı kafan demokratik değil, totaliter kafadır! Siyaseti dinleştiren kafadır! Senin kafan yıllar geçtikçe siyah beyazlaştı! Başka renkler uçup gitti senin kafandan. Senin Aydınlanmacı kafan, yalnızca aklı yücelterek eleştirel düşünceye kapanan, dogmalara açık hale gelen kafadır. Senin Aydınlanmacı kafan demokrasiye değil, Stalinizme açıktır. Nazizme açıktır. Senin Aydınlanmacı kafan 'aklın cinayetleri'ne açıktır.

"Oysa Aydınlanmanın asıl özünde yatan akıl, araştıran, sorgulayan, eleştiren, insan beynini sloganlara tutsak etmeyen klişelere esir düşmeyen akıldır. Kendi başına fikir üretmeye çalışan akıldır. Kendisine verilmek istenenle yetinemeyen akıldır. Sürekli sorgulayan, kuşku besleyen akıldır.

"Ama artık senin bunları anlaman, gerçek Aydınlanma'nın ne olduğunu öğrenmen, eleştirel düşünceye akıl erdirmen, kavraman, bu saatten sonra çok güçtür.

"Senin işin artık demokratlarla değil, 'Türk Miloşeviçleri'yle...

"Senin Aydınlanman faşizmdir!

"Senin Kemalizmin faşizmdir!

"Senin milliyetçiliğin faşizmdir!

"Evet öyle, İlhan Selçuk..."

(Age, Doğan Kitap, 2005, sayfa: 503.)

* * *

Akşam'dan Şakir Süter'in bir yazısında "İlhan Selçuk ile Cumhurbaşkanı Sezer arasındaki muhabbeti ve ikilinin neredeyse haftalık olağan görüşme yaptıklarını hepimiz çok iyi biliyoruz" diyerek, dikkatle izlediği İlhan Selçuk'a, 2002 yılı başlarında "solu birleştirecek adam" nazarıyla bakıldığını görüyoruz.

Milliyet'ten Derya Sazak da o günlerde solu birleştirmek için "İlhan Abi formülü"nün ortaya atıldığını, ancak "yeni oluşum" arayışı içinde olanlardan hiçbir kesimin bu formüle itibar göstermediğini kaydediyor. (Agg, 19 Şubat 2002)

Ne gariptir ki, sol yelpazede dahi güvenilmeyen ve itibar görmeyen, dahası en yakın mesai arkadaşı tarafından faşistlikle damgalanacak kadar tehlikeli bir şahsiyet olarak tarif edilen İlhan Selçuk'un "Said Nursî düşmanlığı" tadındaki yazıları Cumhuriyet gazetesinde hiçbir elekten geçirilmeden yayınlanmaya devam ediyor.

Yarın: Kısmetse, Said Nursî konusunda İlhan Selçuk'la aynı telden çalan, dahası mahkemelerde hiçbir suçu tesbit edilemeyen Nursî ve onun takipçilerini açıkça "vatan haini" ilân eden Gözcü gazetesi yazarı Kurtul Altuğ'un yazdıklarını irdelemeye çalışalım.

28.12.2006

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (27.12.2006) - Türkiye'yi sarsan Erzincan depremi

  (26.12.2006) - Menemen'de irtica komplosu

  (25.12.2006) - Heyet–i Temsiliye Ankara yolunda

  (23.12.2006) - Iraklı Kürtler, maalesef bir kez daha aldatılıyor

  (22.12.2006) - Bediüzzaman, yeni yeni keşfedilirken

  (21.12.2006) - Vicdan rahatlığı(!)

  (20.12.2006) - Baraj fiyaskosu

  (19.12.2006) - Dahilde menfî hareket

  (18.12.2006) - Sanal bağımlılık

  (16.12.2006) - Sultanların yanında bir ilim sultanı: Ali Kuşçu

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri

Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004