Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 16 Şubat 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Süleyman KÖSMENE

Hızır Aleyhisselâm-1



Gebze’den okuyucumuz: “İnsanlık tarihinde Firavun, Şeddat, Nemrut, gibi pek çok inkârcı ve tahripçi kimselerin yaşadığı biliniyorken; Hazret-i Musa (as) Hazret-i Hızır (as) ile gezdiği esnada Hazret-i Hızır (as) bir çocuk öldürüyor. Ve yapmış olduğu fiilleri kendi iradesi ile değil, Allah’ın iradesiyle gerçekleştirdiğini söyleyerek, öldürdüğü çocuk için, ‘İleride çok büyük zararlara neden olacak fiillerinden korktuk’ diyor. Bu ne demektir? Nasıl korkudur? Hâlbuki Allah her şeye hâkimdir.”

Kur’ân’da Hazret-i Musa (as) ile Hazret-i Hızır’ın (as) bir süre birlikte seyahat ettikleri hakkında bilgi verilir. Bu seyahati Hazret-i Musa (as) istemiştir, Cenâb-ı Hak da yolları açmıştır.

Olay kısaca şöyle:

Hazret-i Musa (as), Hızır’ı (as) gördüğünde selâm verdi. Ve “Cenâb-ı Hakk’ın sana öğrettiği ilimden istifade etmem için seninle gelebilir miyim?” dedi. Hazret-i Hızır (as):

“Benim yaptıklarıma sabretmeye senin gücün yetmez ya Musa! Bende, Allah’ın kendi ilminden bana verdiği öyle bir ilim var ki, sen onu bilemezsin. Sende de, Allah’ın sana verdiği öyle bir ilim var ki, ben de onu bilemem” dedi ise de, Hazret-i Musa (as):

“Beni inşallah sabırlı bulursun. Sana hiçbir işinde karışmayacağım” diye cevap verdi. Hızır (as) bu defa:

“O halde bana uyacaksan, ben sana anlatmadıkça her hangi bir şey hakkında bana soru sormayacaksın” dedi ve ikisi birlikte yürüdüler. Bir gemiye bindiler. Bir serçe kuşu geminin güvertesine kondu ve denizden bir iki yudum su aldı. Hızır (as):

“Ya Musa! Benim ilmimle senin ilmin; Allah’ın âlemleri kuşatan sonsuz ilmini bu serçenin denizden aldığı bir yudum su kadar eksiltmez” dedi. Sonra Hızır (as) geminin tahtalarından bir ikisini söküp attı. Hz. Musa (as):

“Adamcağızlar bizi gemilerine aldılar. Sen gemilerini batırmak mı istiyorsun?” dedi. Hz. Hızır (as):

“Sen bana sabredemezsin, demedim mi?” dedi. Hazret-i Musa (as) özür diledi.

Yürüdüler. Sokakta bir erkek çocuk gördüler. Hızır (as) çocuğu öldürdü. Musa (as) tekrar şaşırmıştı:

“Aman, ne yaptın? Günahsız bir canı telef ettin!” dedi. Hızır (as):

“Ben sana yaptığım işlere dayanamazsın demedim mi?” dedi. Musa (as):

“Bundan sonra sana bir şey sorarsam artık bana arkadaş olma” dedi ve yine yola koyuldular.

Bir kasabaya vardılar. Kasaba halkından yiyecek istediler. Kasaba halkı bunlara yiyecek vermedi. Sonra şehrin içinde yıkılmak üzere olan bir duvar gördüler. Hızır (as) bir işaretle duvarı onardı. Musa (as):

“Keşke ücret alsaydın. İhtiyacımız vardı” dedi. Hızır (as):

“Artık seninle ayrılmalıyız” dedi. “Dayanamadığın işlerin yorumunu sana anlatayım: Gemi, denizde çalışan birkaç yoksula aitti. Onu kırarak kusurlu kılmak istedim. Çünkü peşlerinde her sağlam gemiye zorla el koyan bir hükümdar vardı. Çocuk ise, inanmış bir anne ve babanın evlâdı olmasına rağmen, çok asiydi. Anne ve babasını da azdırmasından ve inkâra sürüklemesinden korktuk. Duvara gelince, şehirde iki yetim erkek çocuğa aitti. Duvarın altında onların hazinesi vardı. Babaları da iyi bir kimseydi. Rabbin onların ergenlik çağına ulaşmasını ve Rabbinden bir rahmet olarak hazinelerini başkalarının müdahalesi olmadan çıkarmalarını istedi. Ben bunları kendiliğimden yapmadım. İşte dayanamadığın işlerin iç yüzü budur.”1

Peygamber Efendimiz (asm) bu olayı kendi diliyle de anlattı ve daha sonra: “Allah Musa’ya rahmet etsin. Keşke sabretseydi de, aralarında geçen maceralar Cenâb-ı Hak tarafından bize bildirilseydi” buyurdu.2

Yarın inşallah devam edelim.

Dipnotlar: 1- Kehf Sûresi, 18/60-82 2- Buhârî, 1/102

16.02.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (15.02.2007) - Kısa kısa

  (14.02.2007) - Onuncu Söz üzerine

  (13.02.2007) - İmanın makbul olması an meselesidir

  (12.02.2007) - Bir şükür kaynağı: Nefes alıp verişimiz

  (11.02.2007) - Kısa kısa cevaplar

  (10.02.2007) - Kısa... kısa...

  (09.02.2007) - İnşallah kelimesi üzerine

  (08.02.2007) - Bursa’da beyin fırtınası günleri -2

  (07.02.2007) - Bursa'da beyin fırtınası günleri-1

  (06.02.2007) - Kısa kısa

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004