|
|
|
Kalplere yasakçı konulmalı |
Yeni Asya yazarlarından Şaban Döğen Antalya’da “Toplumsal Huzurun Şifresi” konulu bir seminer verdi. Antalya Yeni Asya temsilciliği tarafından, “sosyal ve kültürel faaliyetler” çerçevesinde dâvet edilen Şaban Döğen’in seminerine Antalya ili merkez ilçesi ve çevre ilçelerden Yeni Asya okuyucuları ile halktan dinleyiciler iştirak etti.
Özel Eğitim Kurumu Envar Kolejinin konferans salonunda gerçekleştirilen seminere katılım da, ilgi de oldukça fazlaydı.
Konuşmasına, “Yeryüzünün halifesi insandır. İnsan mutlu olmak için vardır” diyerek başlayan Döğen, daha sonra kâinattan, dünyadan ve maddelerden çeşitli örnekler vererek, insanın yaratılış gayesine uygun hareket etmesinin önemini belirtti.
İnsan yaratılış gayesine uygun hareket ederse varlığının borcunu ödeyebileceğini, kendisine verilen bunca kıymetli cihazların yerli yerinde kullanılmasıyla ancak mutlu olup etrafına da mutluluk vereceğinin önemini vurguladı.
İnsanoğlunun beyin ve tecrübesiyle icat edip bulduğu her makinenin bir kataloğu olduğunu, bu icat edilen makinelerin kataloguna uygun kullanılması durumunda ancak verimli çalışacağını, aksi takdirde amaca ulaşmanın mümkün olmadığını belirten Şaban Döğen, “İnsan denen makine amacına uygun çalışmazsa ve çalıştırılmazsa bozulur. İnsanın huzur reçetesi Allah’ın gönderdiği ‘tarifenamede’, ‘katalog’ da saklıdır. Bu ilâhî ‘katalog’ da hiç şüphesiz Kur’ândır” dedi.
1927 Avrupa hukukçular kongresinde, insanlığın içinde bulunduğu kargaşa ortamından kurtuluşunun çaresinin Hz. Muhammed’in getirdiği nizamla olabileceğinin kabul gördüğünü söyleyen Döğen, İngiliz fikir adamı Bernard Shaw’un da “Hz Muhammed’in (ASM) getirdiği din insanlığın kurtuluş reçetesidir. Kurtuluş ondadır” dediğine dikkat çekti.
1930 yılında ABD de içkiyi yasaklayan kanunun iki yılda geçersiz ve tesirsiz hale geldiğini, Osmanlı zamanında meşhur padişahlardan IV. Murat’ın tütünü yasaklayan kanun ve emirlerinin de toplumda istenilen düzelmeyi sağlayamadığını nazarlara veren yazar Döğen, “Maalesef hiçbir şey yasaklarla önlenemiyor. Kalp ve gönüllere hitap etmek, eğitimle, anlatmayla, tebliğle bu gibi faaliyetleri yapıp icra etmek lâzımdır” şeklinde konuştu.
|
Nejat EREN
/ ANTALYA
21.02.2007
|
|
|
ADSL yükseldikçe, müzik düşüyor |
MÜ-YAP Başkanı Bülent Forta, ADSL kullanımındaki yükselme grafiğinin, müzik endüstrisine fizikî satış düşüş grafiği olarak yansıdığını belirterek, “2004’te 42 milyon üretim yapan Türkiye müzik endüstrisi, 2005’te ADSL’nin yaygınlaşmasıyla beraber 31 milyon civarında satış yaptı” dedi.
Avea’nın, MÜ-YAP iş birliğiyle 2006 yılının Ekim ayında hayata geçirdiği Müzikİndir hizmetiyle ilgili düzenlenen toplantıda konuşan Forta, dijital müziğin son 3 yılda dünyada ve Türkiye’de müzik sektörünün yeni bir gelir kaynağı haline geldiğini söyledi.
Forta, 2005’te dünya müzik piyasasının gelirlerinin ortalama yüzde 5,5’inin, 2006’da ise yüzde 11’inin dijital müzik satışından elde edildiğini belirterek, 2008’de bu rakamın yüzde 25’lere ulaşmasının beklendiğini kaydetti.
“Şu anda mobil müzik uygulamalarında, hakların idaresi açısından da satış açısından da Avrupa ile eş değer vaziyetteyiz” diyen Forta, Türkiye’de dijital müzikten elde edilen gelirlerin, toplam gelirler içinde yaklaşık yüzde 10’luk bir paya sahip olduğunu dile getirdi.
Forta, müzik taşıyıcı ile çalan aleti birleştiren i-pod’lar ve cep telefonlarının bir paradigma değişikliği oluşturduğunu belirterek, bu değişimle birlikte CD ve kaset satışlarına endeksli gelir kaleminden mobil uygulamalara geçildiğini ifade etti.
|
21.02.2007
|
|
|
Tarihî fotoğraflar gün yüzüne çıktı |
Kırşehir’de 1950’li yıllardan itibaren fotoğraf san’atçılığı yapan Çoban ailesi, arşivlerindeki resimleri çıkararak Kırşehirliler’in beğenisine sundu. Mustafa ve Arif Çoban kardeşler tarafından 1950’li yıllarda körüklü fotoğraf makineleriyle çekilen Kırşehir resimleri, Vali M. Lütfullah Bilgin’in isteği üzerine takvim haline getirildi.
Yaklaşık 60 yıl önce çekilen resimleri arşivlerinden çıkaran Çoban ailesi, resimlerin tamamını takvim yapılmak üzere Vali Bilgin’e hediye etti.
Körüklü makinelerle zor şartlarda çekilen tarihi resimleri Kırşehir halkıyla paylaşmaktan dolayı büyük mutluluk duyduklarını belirten fotoğraf sanatçısı Arif Çoban, “Stüdyo Aile olarak 1950’li yıllardan bugüne yaklaşık 60 yıllık bir geçmişimiz var. Cumhuriyet’in ilanından sonraki dönemlerde Kırşehir’in resimlerini körüklü makinelerle çektik ve bugüne kadar sakladık. Öyle ki; şu anda elimizde 1966’da Kırşehir’de yaşanan sel felâketinden tutun da Çanakkale gazilerinin, ilk kurulan Kırşehirspor kadrosunun, Kurtuluş Savaşı’nda büyük Atatürk’ün geçtiği Kılıçlı Köprüsü’nün, Faik Paşa İşhanı’nın, stadyumun ve buğday pazarının, Cumhuriyet İlköğretim Okulu’nun ve Ahi Evran Mahallesi’nin resimleri bulunuyor. Bu tarihi resimleri paylaşmak adına Valimiz Sayın Lütfullah Bilgin’in isteği üzerine resimlerimizi sadece takvim yapılması şartıyla Kırşehir Belediyesi’ne hediye ettik. Belediye tarafından da son derece güzel bir şekilde takvim çalışması yapıldı ve hemşehrilerimize hediye edildi. Çok zor şartlarda çekilen ve bugüne kadar koruyarak sakladığımız tarihi Kırşehir resimlerini hemşehrilerimizle paylaşmaktan dolayı Çoban ailesi olarak son derece mutluyuz. İnşallah bundan sonra da resim arşivlerimizi hemşehrilerimize açacak ve nostaljiyi yaşatmaya çalışacağız” şeklinde konuştu.
|
21.02.2007
|
|
|
Bayburt’un kurtuluş sevinci |
Bayburt’un kurtuluşunun 89. yıldönümü törenlerle kutlanıyor. 20. yüzyılan başlarına kadar nüfusunun beşte biri Ermeni olan Bayburt, Birinci Dünya Savaşı sırasında (1914–1918) Rus istilasına uğramıştı. Bayburt, 21 Şubat 1918’de milislerin şehre girmesiyle düşmanlardan kurtuldu.
Bayburt’un yetiştirdiği önemli âlimler arasında, Ekmeleddün Muhammed, Hacı Paşa Molla Fenari, Bayburtlu Zihni gibi isimler bulunuyor.
Meşhur Hanefi Fakihlerinden olan Ekmeleddün Muhammed, başta Fıkıh, Hadis ve Kelâm ilimleri ile ayrıca Arap dili ve edebiyatına, bu alanlarda eserler verebilecek kadar vakıftı.
Molla Fenari mühim bir âlim ve tabibti. Et- Talim fi İlmi’t Tıp (Tıp İlmi Öğretimi), El- Feride fi Zikril Ağziyetil Müfide ve Şifaül Eskam ve Devaül alam gibi eserler yazmıştır.
Bayburtlu Zihni ise, “Zihni” mahlasıyla yazdığı şiirlerle bilinir. Divan-ı Zihni, Sergüzeştname, Kitab-ı Hikâye-i Garibe önemli eserleri arasındadır.
|
Naci TEPİR
21.02.2007
|
|
|
|