Kanal 7 INT Yönetim Kurulu’ndan yapılan açıklamada, Alman polisinin, Deniz Feneri e.V’ye düzenlediği baskına, sadece aynı binada bulunduğu gerekçesi ile Kanal 7 Avrupa televizyonunu da dahil ettiği belitilerek, “Her fırsatta Avrupa değerleri ve özgürlüklerine vurgu yapan Almanya hükümetinin bu çağdışı, yüz kızartıcı baskın karşısında sessiz kalması da ayrıca ibret vericidir” denildi.
Açıklamada, Almanya’daki Kanal 7 Avrupa binasına önceki gün Alman polisi tarafından basın tarihine kara bir leke olarak geçecek bir baskın düzenlendiği ifade edildi. Alman polisinin, Deniz Feneri e.V’ye düzenlediği baskına, sadece aynı binada bulunduğu gerekçesi ile Kanal 7 Avrupa televizyonunun da dahil edildiği kaydedilen açıklamada şöyle denildi:
“Elleri otomatik silahlı 60 Alman polisi, bir medya kuruluşuna, terör örgütü hücresine baskın yapar gibi kapıları kırarak girmiştir. Çalışanlara terörist muamelesi yapılmış, habercilerin tüm bilgisayar ve kişisel dosyalarına el koyulmuştur. Akşam saatlerine kadar süren baskında, habercilerin dışarı ile ilişkileri kesilmiş, yemek gibi en temel ihtiyaçlardan dahi mahrum bırakılmışlardır. Peki nedir bu, bir televizyon binasına yapılan ‘kabul edilemez, yüz kızartıcı’ baskının nedeni? Savcılığın yaptığı açıklamada; Almanya’da faaliyet gösteren Deniz Feneri e.V’nin yardım amaçlı topladığı paraların bazı şirketlere aktarıldığı iddiası yer almıştır. İşte bu savcılık açıklamasında adı geçmemesine rağmen bazı Türk ve Alman medya kuruluşları, Kanal 7 Avrupa televizyonuna para aktarıldığı iftirasını ortaya atmıştır.
Bu bir iddiadır ve kesinlikle yalandır. Kanal 7 Avrupa televizyonu Deniz Feneri e.V’den Kanal 7 Avrupa’ya tek bir kuruş dahi aktarmamıştır. Kanal 7 yönetimi olarak; bir Türk basın kuruluşuna yapılan çağdışı, zorba baskını görmezden gelen, ama bu asılsız iddiayı gündeme taşımakta zerre kadar tereddüt göstermeyen, bazı Türk gazete ve televizyonlarının tavrını es’ef verici bulduğumuzu belirtiyoruz.”
|