Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 23 Haziran 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Afrika sıcakları çarpmasın

‘’Afrika sıcakları’’ adı verilen hava kütlesinin etkili olacağı bildirilirken, uzmanlar özellikle sıcak ve nemin fazla olduğu yerlerde güneş çarpması riskinin daha fazla olduğunu bildirdi.

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Ana Bilim Dalı Başkanı Yard. Doç. Dr. Ahmet Demircan, sıcak ve nemin fazla olmasının güneş çarpmaları için risk oluşturduğunu söyledi.

Dış ortamın ısısı vücut ısısına ulaştığında, vücudun dışarıya ısı veremeyeceğini anlatan Demircan, ‘’Böyle bir ortamda bir de zorlu bir egzersiz veya çalışma yapılırsa sıcak çarpması ve bitkinlik meydana gelebilir. Çünkü aşırı terleme halinde aşırı su ve tuz kaybı meydana gelir. Bu da vücutta bazı olumsuz belirti ve bulgular ortaya çıkarır’’ diye konuştu.

Demircan, ‘’sıcak veya güneş çarpması’’ denilen böyle bir durumda ortaya çıkan belirti ve bulguların şunlar olduğunu belirtti:

‘-Baş ağrısı ve dönmesi,

-Bilinç bulanıklığı,

-Bulantı ve iştah kaybı,

-Terleme,

-Soluk ve nemli cilt,

-Kol ve bacaklarda kramplar,

-Nabız ve solunum hızında artış.’’

SICAKTAN KORUNMA YOLLARI

Demircan, sıcak çarpmasından korunmak için alınacak tedbirleri ise şöyle sıraladı:

‘-Aşırı sıcaklarda mümkün olduğunca dışarı çıkılmamalıdır. Özellikle kalp, şeker ve tansiyon gibi kronik hastalığı olanlarla yaşlı ve çocuklar buna dikkat etmelidir,

-Sıcaklığın en yüksek olduğu saatlerde dışarıya çıkmak zorunda olanlar mutlaka şapka takmalı, uygun kumaştan açık renkli giysiler giymeli ve yanlarına güneş şemsiyesi almalıdır. Geniş kenarlıklı şapkalarla açık renkli güneş şemsiyeleri bunun için uygundur,

-Bol su ve dengeli miktarda mineralli ve tuzlu sıvılar alınmalıdır. Gazlı içeceklerden uzak durulmalıdır,

-Su kaybı çok fazla olacağı için ateşli hastalığı olanlara erken müdahale edilmelidir,

-Zaman zaman ılık veya soğuk duş almakta yarar vardır,

-Beslenmeye dikkat edilmeli, ağır yağlı yiyecekler yerine hafif besinler tercih edilmelidir,

-Çok fazla hareketsiz kalınmamalıdır,

-Terlemeyi azaltan tansiyon, kalp ve psikiyatri ilaçları kullananlar daha dikkatli olmalıdır. Sıcak çarpması bunlar için daha tehlikeli olabilir,

-Güneş altında çalışanların mesai saatleri mümkün olduğunca sıcağın daha az etkili olduğu saatlere göre ayarlanmalı, bunun mümkün olmaması halinde bu kişiler uygun giysiler giyerek bol sıvı almalıdır.’’

ERKEN MÜDAHALE ÖNEMLİ

Demircan, bütün bu önlemlere rağmen kendilerini kötü hissedenlere gecikmeden bir sağlık kuruluşuna başvurmaları tavsiyesinde bulundu.

Sıcak çarpmasına maruz kalanların hemen serin bir yere alınması, bilinçleri yerinde değilse ağızdan herhangi bir şey verilmemesi gerektiğini kaydeden Demircan, ‘’Sıcak çarpmasında koma veya sara benzeri nöbetler görülebilir. Eğer bu kişilerin bilinci yerindeyse su ve ayran gibi sıvılar verilebilir. Tansiyonu düşenler bir yere yatırılarak ayakları yukarıya kaldırılmalıdır’’ diye konuştu.

Demircan, tansiyon ve kalp sorunu olanların ilaçlarını düzenli alması, aşırı sıcak ortamlardan kaçınması ve kendilerini kötü hissettiklerinde derhal bir hekime başvurmaları gerektiğini söyledi.

Ahmet Demircan, yatak odaları ve iş yerlerinin serinletilmesinin de fayda sağlayacağı kaydetti.

GÜNEŞTE KALMAYIN

Bu arada, güneşin yakıcı ve yıkıcı etkisinden kaçışta şapka, şemsiye, güneş koruyucu kremler, açık renk giyecekler ve uygun dokumalı kumaşların bile tam bir koruma sağlamadığı bildirildi.

Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hamdi Memişoğlu, tabiattaki tek ultraviyole kaynağı olan güneşin faydalarının yanı sıra zararlarının da olduğunun unutulmaması gerektiğini belirtti.

Memişoğlu, vücudun D vitamini ihtiyacınınn büyük ölçüde güneş tarafından sağlandığını, kemiklerin ve dişlerin güçlenmesi için bu vitaminin büyük önem taşıdığını vurguladı.

Güneşin zararlı etkilerinin başında ise cilt hastalıkları, ciltte lekelenme, erken yaşlanma ve güneş çarpması geldiğini vurgulayan Memişoğlu, güneş ışınlarının en etkili olduğu öğlen saatlerinde güneşe çıkılması halinde bu zararlı etkilere karşı tam bir koruma sağlamanın mümkün olmadığını belirtti.

Memişoğlu, güneşten korunma için herkesin kendince farklı yöntemlere başvurduğunu, bunlar arasında en yaygın olanın şapka, şemsiye, güneş koruyucu kremler, açık renk giyecekler ve uygun dokumalı kumaşlar olduğunu, ancak bunların bile yüzde 6-20 koruma sağladığını bildirdi.

Güneşin yıkıcı etkisinden kaçmak, buna rağmen olumlu etkilerinden yararlanmak gerektiğini vurgulayan Memişoğlu, bunun için güneşe maruz kalınan sürenin dozunun iyi ayarlanması, nispeten de olsa koruma sağlayan faktörlere dikkat edilmesi gerektiğini belirtti.

GÜNEŞ KREMİ BİLE YETERSİZ

Memişoğlu, beton, cam ve kar gibi deniz ve kumun da UV ışınlarını güçlü yansıttığını, bu nedenle güneşin yıkıcı etkilerini hızlandırdığını ifade ederek, şunları kaydetti:

‘’Çeşitli güçte güneş koruma faktörü (SPF) içeren ürünler, UV ışınlarını emen, kesen, filtre eden veya dağıtan maddeler içerir, ancak bu kremleri kullananlar, bunun tam koruma sağladığını düşünüp güneşe rahatça çıkması sakıncalı. Ayrıca bu kremler güneşe çıkmadan en az 15 dakika ya da yarım saat önce sürülmeli.’’

/ ANKARA - ADANA

23.06.2007


 

Emekli askerler endişeli

Kamuoyunda ‘askerin bankası’ olarak bilinen ve TSK mensuplarının birikimleriyle kurulduğu belirtilen OYAK’ın sürpriz bir kararla Hollanda bankasına satılması başta emekli subaylar olmak üzere ulusalcıları rahatsız etti. Türkiye Emekli Subaylar Derneği Rıza Küçükoğlu, bankanın satılması ile bütün gizli bilgilerin yabancıların eline geçeceğini savundu. Bankada birikimleri bulunan emekli ve muvazzaf askerlerin hesaplarını çekebilecekleri belirtiliyor. TSK’nın bütün gizli ve açık hesaplarının bu banka üzerinde yapıldığı biliniyor.

Oyak Bank’ın yabancılara satılması, ulusalcı kesimde rahatsızlık meydana getirdi. Emekli askerler bankadaki birikimlerini çekmeye hazırlanıyor.

Kamuoyunda ‘askerin bankası’ olarak bilinen ve TSK mensuplarının birikimleriyle kurulduğu belirtilen Oyak’ın sürpriz bir kararla Hollanda bankasına satılması başta emekli subaylar olmak üzere ulusalcıları rahatsız etti. Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) Başkanı emekli Tümgeneral Rıza Küçükoğlu, bankanın satılması ile tüm gizli bilgilerin yabancıların eline geçeceğini savundu. Bankadaki hesapların çekilmesi için değişik gruplarla görüştüklerini, emekli generallerden tepkiler geldiğini ifade eden Küçükoğlu, bundan sonra alınacak tavırla ilgili önümüzdeki hafta Çarşamba günü toplanacaklarını ve karar alacaklarını kaydetti. TESUD’un 42 bin aile ile bağı bulunduğuna işaret eden Küçükoğlu, ‘’Ayrıca 15 bin civarında fahri üyemiz var. Dolayısıyla Oyak Bank’ta fahri üyelerle birlikte 57 bin hesabımız var. Oyak Bank, milli banka olma niteliğini kaybederse biz TESUD’un tüzüğü gereği hesaplarımızı çekebiliriz’’ diye konuştu.

Küçükoğlu, tepki gösteren şehit aileleri, dul ve yetimler ile muharip gaziler gibi diğer çevreler dikkate alındığında en az 250 bin civarında hesabın geri çekilebileceğini söyledi.

"ŞEHİTLERE SAYGISIZLIK"

Hukukun Egemenliği Derneği (HED) Genel Başkanı Av. Erdem Akyüz de, Türk ordusunu simgeleyen Ordu Yardımlaşma Kurumu’na (OYAK) ait olan Oyak Bank’ın Hollanda ING Şirketi’ne satılmasına tepki göstererek, “Türk ve ordu isimleri satılamaz, satılık değildir. Şehitler bir kere daha vuruldu” dedi.

Akyüz, yaptığı açıklamada, Oyak Bank muvazzaf subay ve astsubaylardan, orduda çalışan sivil memurlardan kesilen paralarla satın alınan ve kurulan bir milli banka olduğunu hatırlatarak, “Temelinde Türk milletinin, askerinin alın teri yatmaktadır. Bu milli kuruluşun yabancı sermayeye satılmasıyla şehitlerimiz bir kere daha vurulmuş, ekonomimiz de şehit edilmiş olmaktadır” değerlendirmesinde bulundu.

“Türk” ve “Türk ordusu” gibi isimlerin her isteyen tarafından kullanılamayacağını, kullanımının yasal şartlara bağlı olduğunu söyleyen Akyüz, şöyle devam etti:

“Türk Telekom, bir kamu kurumu iken kendisine ‘Türk’ adı verilmiştir. Ancak bu kurumun OFER Grubu’na satılmasıyla Türklük vasfı kalmamıştır. Satılan ‘Türk’ adı değil, ticari kuruluştur. Aynı şekilde Oyak Bank adı, bankanın asıl ortağı ve sermayedarı olan ve Türk ordusunu simgeleyen ‘Ordu Yardımlaşma Kurumu’ndan gelmektedir. Bankanın yabancılara satılmasıyla bu isim ‘Hollanda Ordu Yardımlaşma Kurumu Bankası gibi’ bir anlam taşıyacaktır. Bu ismin bir sene sonra değiştirilecek olması, tüketici ve mudileri yanıltmaya yönelik bir işlemdir. Bir yabancıya satılan Türk Telekom, Türk adını kullanamaz. Aynı şekilde satışın yapılmasıyla birlikte Oyak adında vurgulanan ordu ibaresi kullanılamaz. Bu isimlerin derhal değiştirilmesi gerekir. Yasal işlemleri başlatacağız. Hatırlanacağı üzere Cumhuriyet’in ilk ve temel kuruluşlarından olan Sümerbank, 2002 yılında Oyak Bank’a devredilmişti. Oyakbank ile birlikte Sümerbank’ta yabancılara satılmış olmaktadır. Milli kuruluş ve bankaları ‘babalar gibi satan’ zihniyet, şimdi de bunları birer ‘yetim ve kimsesiz’ gibi, yabancıların kucağına atmaktadır. Yunanistan’da bir milli bankanın yabancılara ve Türkiye’ye satılması girişimi karşısında isyan eden ve bu satışa engel olan Yunan halkının gösterdiği ilgi ve tepkiyi, Türk halkından beklemek çok mu olacaktır?”

/ ANKARA

23.06.2007


 

Danıştay dâvâsı genişletilecek

Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, “Danıştay’a Saldırı Dâvâsı’’ ile Ümraniye’deki olayın ilişkisi olup olmadığını araştırma kararı aldı.

Danıştay saldırısına ilişkin davanın görüldüğü mahkeme, İstanbul’da ortaya çıkan el bombalarıyla ilgili dosyayı istemeye karar verdi. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, her iki olay arasında irtibat olup olmadığının tesbiti için soruşturmayı genişletme kararı aldı.

Davanın dünkü duruşmasında, Mahkeme Başkanı, İstanbul’da ele geçirilen bombası ve fünyelere ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliğince yürütülen soruşturmanın, Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet Gazetesi’ne atılan bombalarla ilgili yürütülen dava dosyası ile irtibatlı olabileceği ihtimali üzerine mahkemece resen soruşturmanın genişletilmesi yoluna gidileceğini bildirdi.

Cumhuriyet Savcısı, soruşturmanın genişletilmesi yönündeki takdirin mahkemeye ait olduğunu belirterek, daha önce verdiği esas hakkındaki mütalaa doğrultusunda sanıkların cezalandırılmasını talep etti. Mahkeme Başkanı, Danıştay’a saldırı davasının hazırlık soruşturmasında adı geçen emekli subaylar hakkındaki soruşturmanın onaylı evrak suretlerinin istenilmesine karar verildiğini açıkladı.

Sanık avukatları ile davaya müdahil olarak katılan Cumhuriyet Gazetesi, Danıştay Başkanlığı ve Özbilgin ailesinin avukatlarının, soruşturmanın genişletilmesi yönündeki taleplerinin reddine karar verildiğini kaydetti.

Tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına da karar veren mahkeme, duruşmayı erteledi.

/ ANKARA

23.06.2007


 

Milliyet’ten Kıbrıs’ta Kur’ân kursu hazımsızlığı

KKTC Millî Eğitim ve Kültür Bakanlığı’nın bütün özel okul, anaokulu ve ilkokul müdürlüklerine gönderdiği yaz kurslarıyla ilgili genelgeden rahatsız olan Milliyet, din eğitiminin uzman öğretmenler tarafından verileceği haberini “Ada’da imamlı kurs isyanı” başlığıyla manşete taşıdı.

Haberde, “Okullarda yaz Kur'ân kursu açılması genelgesinin” KKTC’de sert tartışmaya yol açtığı ileri sürüldü. Haberde Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası’nın (KTÖS), kurslara “Hurafe ile eğitim olmaz. AKP laik düzeni bozuyor” şeklinde tepki gösterdiği ileri sürüldü.

Haberdeki idialara göre genelgenin sorumlusu olarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yakın arkadaşı olduğu ileri sürülen KKTC Din İşleri Dairesi Müdürü Ahmet Yönlüer gösterildi. Millî Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Erdoğan Sorakın ise, din eğitiminin, iddia edildiği gibi imamlar tarafından değil, uzman öğretmenler tarafından verileceğini söyledi. Haberde, bazı okul müdürlerinin açıklamarına da yer verildi. Gazetenin Kur'ân öğretilmesine karşı çıkması ise yadırgandı.

Yeni Asya / İSTANBUL

23.06.2007


 

Kur’ân öğrenene kitap

Bu yaz ‘’Promosyonlu Kur'ân Kursu Uygulaması’’nın olmayacağı, kursa katılan öğrencilere dağıtılacak ‘’Dinimizi Öğreniyoruz’’ adlı Yaz Kur'ân Kursları Öğrenci Kitabı ile öğrencilerin eğlenerek öğrenmelerinin hedeflendiği bildirildi.

Alınan bilgiye göre, geçtiğimiz dönemlerde bazı illerde camilerde öğrencilerin yaz Kur'ân kurslarına katılmalarını teşvik etmek amacıyla bisiklet, bilgisayar, cep telefonu gibi hediyeler bu yıl dağıtılmayacak.

Bu yıl camilerde promosyon uygulamasının olmayacağını belirten yetkililer, kurslara katılacak öğrencilere Türkiye Diyanet Vakfı yayınlarından ‘’Dinimizi Öğreniyoruz’’ adlı Yaz Kuran Kursları Öğrenci Kitabının dağıtılacağı kaydettiler.

Sivas Müftüsü Mustafa Balık, promosyonlu yaz Kuran kursu uygulamasını uygun görmediğini, bu durumun kursa katılan çocuklar arasında uyumsuz rekabet doğurduğunu söyledi.

Öğrencilerin başka yollarla da teşvik edilebileceğini vurgulayan Balık, müftülük olarak yaz Kur'ân kurslarına katılacak bütün öğrencilere ‘’Katılım Belgesi’’ vereceklerini bildirdi. Önümüzdeki günlerde başlayacak kurslara yasal şartları taşıyan kız ve erkek öğrencilerin katılabileceğini ifade eden Balık, kursların haftanın 5 günü, günlük 3’er saatten oluştuğunu belirtti.

Kursa katılan öğrenciler için hazırlanan ‘’Dinimizi Öğreniyoruz’’ adlı kitap ile öğrencilerin ‘’eğlenerek öğrenmelerinin’’ hedeflendiğini ifade eden Balık, 3 kurdan oluşan kitabın öğrencileri sıkmadan bilgilendireceğini kaydetti.

/ SİVAS

23.06.2007


 

Bakan Gül: Genelkurmay’a ziyaretimiz planlıydı

Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Genelkurmay Başkanlığı’na yapılan ziyaretin 3-4 gün önceden planlandığını belirterek, ABD ile terörle mücadele konusundaki işbirliğinin yeterli olmadığını, ancak bu konuda ‘’topu sadece dışarı atmanın’’ da yanlış olacağını kaydetti.

Kanal 7 Televizyonu’nda yayımlanan ‘’Başkent Kulisi’’ programına katılan Abdullah Gül, Türk dış politikası ve iç gelişmelere dair soruları cevapladı. Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Genelkurmay Başkanlığı’na yaptıkları ziyarete ilişkin soru üzerine, bunun 3-4 gün önceden planlanan bir ziyaretolduğunu ve bu kadar önemli gündem maddeleri içinde ve terörle mücadelesürerken bu tür görüşmelerin gayet normal olduğunu kaydetti. ‘’Kimse zannetmesin ki Türkiye seçime gidiyor, hükümet sadece seçimle ilgili, bu konu göz ardı ediliyor. Kimse böyle düşünmesin’’ diyen Gül, ziyaretin bu çerçevede birçok konunun gözden geçirildiği bir ziyaret olduğunu bildirdi. Gül, hükümet ile TSK arasında sınır ötesi operasyon ve terörle mücadele konularında görüş ayrılıkları bulunduğu yönünde bir izlenim oluştuğunun hatırlatılması üzerine, böyle bir durum varmış gibi göründüğünü ama böyle birşeyin söz konusu olmadığını kaydederek, ‘’Türkiye için bu kadar önemli olan bir konuda asker- sivil ayrımı söz konusu olamaz’’ dedi.

ABD’nin terör örgütü PKK ile mücadele edeceğine yönelik umut olup olmadığının sorulması üzerine Gül, bu soruyu cevapyaşabilmek için önce doğru analiz yapılması gerektiğini bildirdi. ‘’Eğer analizleri sağlıklı yapmazsak, topu başka yere atarız, esas sorunu çözemeyiz’’ diyen Gül,terörün Türkiye’nin içinde de olduğunu, geçen sene başlamadığını, 30 senedir uğraşıldığını, Doğu Anadolu’da yolların kesildiği acılı dönemler yaşandığını hatırlattı.

/ ANKARA

23.06.2007


 

Şener: Büyükelçi ile görüşmemiz olağan ve normal

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, ABD Büyükelçisi Ross Wilson’la yaptığı görüşmenin, “olağan ve normal”, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile görüşmesinin de bir nezaket ziyareti olduğunu bildirdi.

Çeşitli açılış ve ziyaretlerde bulunmak üzere geldiği Kırklareli’nde, gündeme ilişkin soruları cevaplandıran Şener, Wilson ile yaptığı görüşmenin hatırlatılması üzerine, bu görüşme için büyükelçinin öteden beri randevu talep ettiğini belirterek, “Daha önceden kararlaştırılmış bir randevu idi. Değişik konularda görüş alış verişinde bulunduk” dedi.

Şener, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet sezer ile yaptığı görüşmenin de “nezaket, veda ve teşekkür ziyareti” olduğunu söyledi.

Şener, ABD büyükelçisi ile yaptığı görüşmenin içeriğinin sorulması üzerine ise “Bir büyükelçi, bir kabine üyesi ile görüştüğünde, gündeme hangi konular gelirse, neler konuşulması gerekiyorsa, onları konuştuk. Söylediğim kadarı yeterli zannediyorum” dedi.

Bir gazetecinin Cumhurbaşkanı Sezer ile görüşmesinde veda dışında başka bir konun gündeme gelip gelmediğini sormasına üzerine Şener, Sezer ile yaptığı görüşmenin 15 dakika gibi kısa bir sürede gerçekleştiğini ifade ederek, “Bu süre içinde kendilerine teşekkürlerimi sundum. Sizin gündeminiz nedir bilmiyorum ama her iki görüşmenin de içeriği budur” dedi.

/ KIRKLARELİ

23.06.2007


 

22 Temmuz'da 14 parti, 7 bin 395 aday yarışacak

Milletvekili genel seçimine bir ay kaldı. 22 Temmuz 2007’de yapılacak seçime 14 siyasi parti katılacak. 85 seçim bölgesinin bulunduğu seçimde, 726’sı bağımsız, toplam 7 bin 395 aday yarışacak.

42 milyon 533 bin 41 seçmen, 158 bin 700 sandıkta oy kullanacak. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından ilan edilen milletvekili kesin aday listelerinde 726’sı bağımsız, toplam 7 bin 395 aday bulunuyor. Kesinleşmiş milletvekili aday listelerine göre, adayların 4 bin 86’sı üniversite/yüksekokul, 2 bin 369’u ortaokul/lise ve 940’ı da ilkokul mezunu. AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan İstanbul 1. bölgeden, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal Antalya’dan, DP Genel Başkanı Mehmet Ağar Elazığ’dan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de Osmaniye’den aday oldu. Saadet Partisi Genel Başkanı Recai Kutan İstanbul 1. bölge, Genç Parti Genel Başkanı Cem Uzan ise İzmir 1. bölgeden adaylığını koydu.

/ ANKARA

23.06.2007


 

Babacan: AB üyeliğimiz komşularımıza örnek oluyor

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, Türkiye’nin bulunduğu bölgedeki ülkelerin, AB sürecindeki Türkiye’deki ilerlemelerden etkilenerek, Türkiye’yi örnek aldıklarını söyledi.

Babacan, Avrupa Birliği (AB) konusunda yayın yapan Euronews televizyon kanalının sorularını cevapladı. AB sürecinde, ekonomik, hukuki ve sosyal reformlar gerçekleştirdiklerinin altını çizen Babacan, ‘’Biz, seçimlerden sonra yeniden Hükümeti tek başına kuracağımıza inandığımız için AB sürecindeki reformlara tüm hızıyla devam ediyoruz” dedi.

Türkiye’nin AB’ye katılım sürecinin, özellikle, ABD’deki 11 Eylül olaylarından sonra, medeniyetlerin, dinlerin, kültürlerin birbirini daha iyi anlaması açısından büyük bir şans olduğunun altını çizen Babacan, medeniyetlerin uzlaşmasında, Türkiye’nin önemli bir role sahip olduğunu ifade etti.

Babacan, Türkiye’nin AB’ye katılım süreci ve bu sürecin medeniyetlerin birbirini daha iyi anlamasına katkısı konusunda şunları söyledi:

‘’Dünya, medeniyetlerin birbirini daha iyi anlama ve iletişim kurma ihtiyacı içindedir ve bu nedenle, Türkiye’nin AB süreci, Kuzey Afrika’dan, Orta Doğu’ya, Orta Asya’dan, Kafkaslara kadar çok yakın bir şekilde izlenmektedir.

Endonezya’ya kadar hemenbütün ülkeler, Türkiye’nin AB sürecini dikkatli bir şekilde takip ediyor. İslamiyet, demokrasi ve laiklikle beraber uyum içinde yaşadığı için bölgedeki ülkeler Türkiye’den etkilenip, Türkiye’yi örnek alıyorlar.’’

Türkiye’nin bölge açısından etkili ve örnek bir ülke olduğunu belirten Babacan, bu nedenle, Türkiye’nin AB’ye üyeliğinin, sadece Türkiye ve AB açısından değil, bölgesi açısından da önemli olduğunu ve bu üyeliğin, çok olumlu küresel sonuçlar ortaya çıkaracağını vurguladı.

/ ANKARA

23.06.2007


 

Erdoğan: Hedefimiz 2 partili Meclis

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ‘’Hedef; yine 2 partili bir parlamento. Bunu başarmak için elimizden geleni yapacağız” dedi.

Erdoğan, partisinin Ankara İl Başkanlığınca Altınpark Anfa Salonu’nda düzenlenen seçim toplantısına katıldı. AKP Hükümetinin görevde olduğu süre boyunca tüm vatandaşların beklentisi ve talebi doğrultusunda gece gündüz demeden çalıştığını anlatan Erdoğan, şimdi yeniden bir 5 yıl için daha göreve talip olduklarını söyledi.

Seçim çalışmaları kapsamında illeri gezdiğini ve vatandaşlarla bir araya geldiğini belirten Erdoğan, meydanlarda ‘’heyecanı’’ gördüğünü kaydetti. Erdoğan, ‘’Millet aslında kararını vermiştir; 22 Temmuz’da sadece fiili olarak yasal işlemi, sandığa zarfını koymak suretiyle yapacak’’ diye konuştu.

Türkiye’nin koalisyonlar döneminden çok çektiğini belirten Erdoğan, yeni koalisyon arayışlarını da eleştirdi ve ‘’MHP, su taşıyor CHP değirmenine’’ dedi.

Erdoğan, ‘’ siyahla beyaz bir araya geldiğinde beyaz olmaz, gri olur. Biz beyazla yaşamaya devam edelim’’ şeklinde konuştu.

Erdoğan, ‘’Hedef; yine 2 partili bir parlamento. Bunu başarmak için elimizden geleni yapacağız. Çünkü sağlıklı yürüyen bir Türkiye istiyoruz. Başarıya yürüyen bir Türkiye istiyoruz’’ derken, partililerden, ‘’adam adama markaj’’ yöntemiyle çalışmalarını, vatandaşlarla birebir görüşmelerini istedi.

/ ANKARA

23.06.2007


 

DP bir sevdadır

Demokrat Parti (DP) Denizli Merkez İlçe Başkanı Uğur Kenter, “DP, Türkiye’nin köklü partilerinden birisidir. Bu yolda, bu sevdada güzel günler geçirildi. Bu güzel günler ilerleyen süreç içersinde daha da güzel olacaktır” dedi.

DP Denizli Merkez İlçe Başkanı Kenter, yapdığı açıklamada, son zamanlarda DP’nin barajı aşamayacağı gibi söylemlerin çeşitli siyasi partiler tarafından dile getirilmeye çalışıldığını belirtti. Kenter, şunları kaydetti:

“DP, Türkiye’nin köklü partilerinden birisidir. Bu yolda, bu sevdada güzel günler geçirildi. Bu güzel günler ilerleyen süreç içersinde daha da güzel olacaktır. Birleşme ve bütünleşme adına, DP olarak zaten elimizden gelen her şeyi yaptık. DP ve Anavatan Partisi’nin birleşememesinin bize zarar getireceğini söyleyenler var. DP dimdik ayakta” dedi.

Bazı çevrelerin DP üzerinden siyaset yapmasına izin vermeyeceklerini belirten Kenter, “22 Temmuz’daki seçimlerde herkes DP’nin barajı aşıp aşamayacağını görecek. Oy kaygısı olanlar bunu halkla paylaşsın. DP kesinlikle baraj sorunu yaşamayacak” diye konuştu.

Kenter, DP iktidarında terörü de bitireceklerini söyledi.

/ DENİZLİ

23.06.2007


 

AB’de genişleme sancısı

Avrupa Parlamentosu Başkanı Hans-Gert Pöttering, AB devlet ve hükümet başkanlarının yeni AB anlaşması üzerinde uzlaşma sağlayamamaları durumunda genişlemenin duracağı uyarısında bulundu.

Hans-Gert Pöttering, düzenlediği basın toplantısında, AB’nin Fransa ve Hollanda’da düzenlenen referandumlarda anayasanın reddedilmesini yanlış yorumlamamalarını isteyerek, vatandaşlarının AB’den daha fazla demokrasi, daha fazla şeffaflık ve daha fazla etkinlik beklediğini söyledi.

‘’Tuzağa düşmemeliyiz’’ diyen Pöttering, bayrak ve marş gibi devleti hatırlatan unsurlara yeni AB anlaşmasında yer verilmesini istedi.

Pöttering, liderlerin yeni AB anlaşması üzerinde uzlaşma sağlayamamaları durumunda Hırvatistan’ın AB’ye katılabileceğini, fakat Batı Balkan ülkeleriyle Ukrayna’nın genişlemeye dahil edilemeyeceğini dile getirdi.

Pöttering, Türkiye’den neden sözetmediğinin sorulması üzerine, ‘’Tüm aday ülkeleri sıralayamazdım. Bunu kasıtlı olarak söyledim. Polonya’ya, anlaşma sağlanamazsa Ukrayna’nın AB’ye katılamayacağı mesajını vermek istedim. Bunu söylerken Ukrayna’nın AB’ye katılımı konusunda önceden hüküm belirtmiyorum’’ diye konuştu.

/ BRÜKSEL

23.06.2007


 

Üniversiteler siyasetçilere emanet edilemezmiş

Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nafi Baytorun, ‘’üniversitelerin siyasî erkin kontrolüne asla bırakılamayacağını’’ savundu

Boytorun, Kahramanmaraş 12 Şubat Stadında düzenlenen KSÜ 2006-2007 eğitim ve öğretim yılı mezuniyet töreninde yaptığı konuşmada, üniversitelerin evrensel ve Cumhuriyetin temel kurumlarından olduğunu belirtti. ‘’Türkiye Cumhuriyetinin demokratik, laik, sosyal ve hukuk devleti niteliklerinin korunması ve yaşatılması, dünyadaki dönüşümlere koşut olarak kendini yenilemesi ve bilgi toplumu düzeyine ulaşması konusunda üniversitelerimize ve bilim adamlarımıza, gençlerimize büyük görev düşmektedir’’ diyen Baytorun, çağdaş üniversitenin öncelikli şartının bilimsel özgürlük olduğunu ifade etti. Baytorun, sözlerini şöyle sürdürdü:

‘’Çağdaş bir üniversitenin en temel ölçütlerinden biri bilimsel özgürlüktür. Bu sebeple üniversiteler hukukun üstünlüğü ilkesi ile açıkça ters düşen yasalarla yönetilemez ve özellikle yükseköğretim kurumları siyasi erkin kontrolüne asla bırakılamazlar. Bu gerçekleştiği taktirde üniversite anlamını kaybeder ve tarafsız olma, bilgi üretme görevini yapamaz. Türkiye üniversiteleri çağdaş standartlara sahip laik, katılımcı, hukukun üstünlüğüne inanan, hükümetlerin siyasi yapısından etkilenmeyen ve fırsat eşitliğine dayanan bir yüksek öğretim sisteminden yanadır’’

/ GAZİANTEP

23.06.2007


 

Atatürkçülükten başka çağdaşlık yolu yok

Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Yener Karahanoğlu, Heybeliada Deniz Lisesi mezunlarına hitaben, ‘’Atatürk ilke ve devrimlerinin belirlediği rotanızdan asla şaşmayın. O rota, sadece bahriyemizi değil, Türkiye Cumhuriyetimizi asırlardır hak ettiği çağdaşlık ve gelişmişlik limanına eriştirecek tek noktadır’’ dedi.

Heybeliada Deniz Lisesi 234’üncü dönem mezunlarının diplomalarını aldığı törende konuşan Oramiral Karahanoğlu, öğrencilere, bilinçli birer fert olarak ülkenin geleceği için daima çok çalışarak üzerlerine düşen görevi yerine getirmelerini öğütledi. Öğrencilerden, temelini saygı ve sevginin oluşturduğu köklü örf, adet ve ananelere, küreselleşmenin yaşandığı bilgi çağında da sahip çıkan bahriye kültürü ve aidiyetini muhafaza etmelerini isteyen Karahanoğlu, ‘’Atatürk ilke ve devrimlerinin belirlediği rotanızdan asla şaşmayın. O rota, sadece bahriyemizi değil, Türkiye Cumhuriyetimizi asırlardır hak ettiği çağdaşlık ve gelişmişlik limanına eriştirecek tek noktadır. Aileniz dahil yakın çevrenizi bu rotada birleştirin’’ diye konuştu.

/ İSTANBUL

23.06.2007


 

Meydanlarda başörtülüleri duyan var mı?

Meydanlar hareketlenince seçim havasını bir nebze olsun solumaya başladık. Ancak sebebi ne olursa olsun önceki seçimlerin heyecanını bulmak çok zor. 22 Temmuz her yönüyle farklı bir seçim olacak.

Farklardan biri de liderlerin söylemlerinde. Son birkaç seçimde partililerin ağızlarından düşürmediği başörtüsünü şu ana kadar duymadık.

AKP ve DP’nin dışında MHP de meydanlara indi. Konuşmalarda daha çok terör ile ekonomiye ilişkin vaad ve eleştiriler dile getirildi. Yalnız DP Lideri Mehmet Ağar Antalya mitinginde üstü kapalı başörtüsü yasağına değindi. Antalya mitinginde meydanda çok sayıda başörtülü vardı. Ağar burada “gençlerin, kızların istediği üniversiteye sorunsuz devam edeceğini” söyleyerek konuya değindi.

Başörtüsü yasağının konuşulmaması görmezlikten gelindiğinden olmasa gerek. Sanki polemik konusu olmaktan çıkarılarak sahici çözüm için sessiz anlaşma yapılmış gibi.

İnşallah da öyledir.

**

Baraj sorunu

Seçim anketleri ve tahminlerini takip etmekten yoruluyoruz. Bunlara göre üç, bazen de dört parti Meclise giriyor.

Tahminlerin ötesinde vatandaşın nabzını tutmak en gerçekçi sonucu verebiliyor. Aydın’da vatandaş, esnaf ve yerel gazeteciler MHP ve DP’nin barajı aşması halinde ikişer milletvekili almasını bekliyorlar.

Bunu DP’lilere sordum. Ama en ilginç cevabı Nazilli Belediye Başkanlığını üstlenen Aytekin Kaplan verdi. Üç dönemdir Nazilli Belediye Başkanlığı yapan Esat Ergüler’in DP ikinci sıradan aday olması sebebiyle vazifeyi üstlenen Kaplan’ın yüzde 10’luk sorununa yönelik yorumu ilginç.

Aydın mitingi sonrası yemekte başlayan sohbetimizde konu DP’nin baraj meselesine gelince Kaplan şunları söyledi:

“DP’nin baraj sorunu kesinlikle yok. Delilim şu; DP’ye destek vermeyenler bile DP’nin Türkiye barajını geçmesi halinde hemen hemen bir çok ilde en az 1-2 milletvekilliği alacağını söylüyor. Eğer her ilde bu kadar potansiyel varsa ve bunu rakipler söylüyorsa o zaman baraj diye bir problemimiz de yok.”

Kaplan barajı geçmek için bir artılarının daha olduğunu anlattı. Anavatan Partisi kökenli olduğunu hatırlatan Kaplan, DYP-Anavatan arasındaki bütünleşmenin gerçekleşmesi halinde büyük bir sinerjinin meydana gelebileceğini ancak bu fırsatın seçim öncesi kaçtığını üzüntüyle karşıladıklarını ifade etti.

Buna karşılık son seçimde Anavatan’a giden oyların büyük bölümünün DP’ye geleceğini, bunun da önemli bir “artı” olduğunu söyledi.

Kemal BENEK

23.06.2007


 

39 bin aday YDS’de ter dökecek

Öğrenci Seçme Sınavı’na (ÖSS) geçen hafta katılan adaylardan üniversitelerin yabancı dil ile ilgili bölümlerinde okumak isteyenlerin gireceği Yabancı Dil Sınavı (YDS) yarın yapılacak.

Sınav, saat 09.30’da Türkiye’de üniversite rektörlüklerinin bulunduğu 40 merkez ile KKTC’nin başşehri Lefkoşa’da; 120 binada, 1302 salonda gerçekleştirilecek. Sınava, 39 bin 263 aday katılacak. Adayların sınava gelirken yanlarında 2007-YDS sınava giriş ve kimlik belgesi, fotoğraflı resmî onaylı özel bir kimlik belgesi ile bir fotoğraflarını bulundurmaları gerekiyor. Kimlik belgelerinin fotokopisi veya faksı kabul edilmeyecek. Nüfus cüzdanı, sürücü belgesi ve pasaport özel kimlik olarak kabul edilecek.

2007-ÖSS sınava giriş ve kimlik belgesiyle sınava gelen adaylar sınava alınmayacaklar. Almanca, Fransızca ve İngilizce dillerinde yapılan sınav, 2.5 saat sürecek. Sınavda adaylara, kelime ve dil bilgisinin yanı sıra Türkçe’den yabancı dile, yabancı dilden Türkçe’ye çeviri ve okuduğunu anlama ile ilgili sorular yöneltilecek.

/ ANKARA

23.06.2007


 

Ege'de it dalaşı

Genelkurmay Başkanlığı, Yunanistan’a ait uçakların dün 3 defa, Ege Denizi’nin uluslararası hava sahasında eğitim uçuşu yapan Türk F-16’larına önleme yaptığını bildirdi.

Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinde yer alan eğitim ve tatbikat uçuşlarına müdahalelere ilişkin duyuruda, Türk Hava Kuvvetleri Komutanlığının Ege Denizi’nin uluslararası hava sahasında eğitim uçuşu icra eden F-16 kollarına, dün Midilli Adası batısı ve Sakız Adası batısında Yunanistan’ın N. Ankhialos ve Skiros meydanlarından kalkan F-4 ve F-16 uçakları tarafından 2 defa önleme yapıldığı belirtildi. Türk F-16’larına, Midilli Adasının batısında da Yunanistan’ın Limni meydanından kalkan F-16 uçakları tarafından 1 defa önleme gerçekleştirildiği kaydedildi.

/ ANKARA

23.06.2007


 

Şehidin ikiz kardeşine 11 ay erken terhis

Tunceli’nin Pülümür ilçesinde 18 gün önce, Kocatepe Jandarma Karakoluna düzenlenen saldırı sonucu şehit düşen jandarma er Erdem Erkaçtı’nın, Çemişkezek ilçesinde 4 aylık asker olan ikiz kardeşi Erden Erkaçtı’ya 11 ay erken terhis olduğu bildirildi.

Bayındır’daki evinde görüştüğü şehit erin kardeşi Erden Erkaçtı, 23 Şubat 2007 günü ikiz kardeşi Erdem Erkaçtı ile Manisa Kırkağaç’ta vatani görevlerine başladıklarını, acemi eğitimin ardından ikisinin de Elazığ’a gönderildiğini, bu ilde yapılan dağıtımda kendisinin Tunceli’nin Çemişkezek, Erdem’in de Pülümür ilçesindeki jandarma karakollarında görevlendirildiklerini bildirdi. Şehit olan ikiz kardeşinin cenazesiyle aynı uçakta İzmir’e geldiğini belirten Erden Erkaçtı, şunları söyledi: ‘’Kardeşimin cenazesini düzenlenen törenle toprağa verdik. Aradan yaklaşık 2 hafta geçmişti. Geçen Pazartesi beni Bayındır İlçe Askerlik Şubesinden çağırdılar. İlçe Askerlik Şubesi Komutanı olan yüzbaşı, askerliğimin artık bittiğini ve terhis olduğumu söyleyerek, bazı evrakı imzalamamı istedi. Terhis belgemin Tunceli’den geleceğini söylediler. 4 ay önce askere gitmiştim ve tamamlanmasına 11 ay vardı. Aslında ben gitmek askerliğimi bitirmek istiyordum. Aslanlar gibi gidip askerliğimi yapardım. Ancak, bu acıyla hem kendime, hem de başkalarına zarar verebilirdim. Annem burada tek başına kaldığı için, kardeşim öldüğü için, ben de artık terhisi kabullendim ve gitmedim. ‘’

/ İZMİR

23.06.2007


 

Felsefe grubu ders kitaplarına eleştiri

Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Felsefe Grubu Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Gümüş, felsefe grubu lise ders kitaplarının bilimsel bilgiden çok değer yargılarıyla dolu olduğunu iddia etti.

Prof. Dr. Adnan Gümüş, yaptığı açıklamada, gerek akademisyen kökenli, gerek millî eğitim kökenli yazarların hazırladığı felsefe grubu lise ders kitaplarında çok fazla otorite figürü ve normatif bilginin yer aldığını söyledi.

Liselerde okutulan bazı sosyoloji, psikoloji ve felsefe kitaplarını incelediğini belirten Gümüş, lise ders kitaplarının kalitesinin bazı ölçütlere açısından geçer not alamadığını savundu.

/ ADANA

23.06.2007


 

Sevksiz tedavi sıkıntılı başladı

Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından hazırlanan Sağlık Uygulama Tebliği’ne göre 15 Haziran tarihinde başlatılan sevksiz tedavinin, bazı hastanelerde sıkıntıya yol açtığı belirtildi.

Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Oktay Nazlı, “SSK, Bağ-Kur veya Emekli Sandığı’na tâbi bütün hastalar hastanemize gelmeye başladı. Azami tempoyla çalışmamıza rağmen ciddi sıkıntı yaşanıyor. Ege Bölgesi’nin ve İzmir’in hastalarını tek başımıza tedavi edebilmemiz mümkün değil” dedi.

Kurumlarındaki 40 ameliyathane, 42 anabilim dalı ve 26 tedavi biriminin tam kapasiteyle çalıştığını açıklayan Başhekim Nazlı, özellikle acil serviste büyük yığılma yaşandığını söyledi. Daha önceden günde 200-250 hastanın bakıldığı acil serviste şu anda bu sayının 500’e ulaştığını kaydeden Nazlı, “Günlük poliklinik sayımız acil servisimizle birlikte 3 bin 500 dolayındayken şu anda 4 bine ulaşmış durumda ” şeklinde konuştu.

/ İZMİR

23.06.2007


 

Eczacılar eyleme hazırlanıyor

Tüm Eczacı İşverenler Sendikası (TEİS) Genel Başkanı Ecz. Nurten Saydan, Sosyal Güvenlik Kurumu’nca hazırlanan ve Bağ-Kur, Emekli Sandığı ve SSK’lıların sevksiz’ özel veya üniversite hastanelerine gitmesine imkan tanıyan Sağlık Uygulama Tebliği’nin eczanelerde yeni bir kaos döneminin başlamasına neden olduğunu ileri sürdü.

Saydan, uyarılarının dikkate alınmaması halinde ‘kapatma’ eylemi yapacaklarını söyledi. Nurten Saydan, yaptığı yazılı açıklamada, 15 Haziran 2007 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan Sağlık Uygulama Tebliği’nin eczacılara yönelik birçok olumsuz taraflarının bulunduğunu kaydetti.

Saydan, yürürlüğe giren yeni uygulama tebliğinin de eski yıllarda yayınlananlar gibi mesleki kuruluşların hiçbiriyle ortaklaşa hazırlanmadığını belirterek, tebliğin mevzuata aykırı bir şekilde eczacılarla protokol imzalanmadan yürürlüğe konulmasına tepki gösterdi.

Uyulması istenen kuralları, geri ödeme şeklini, süresini ve tarafların haklarını düzenleyen, taraflar arasında mutabakat sağlandığına dair eczacılar ile Sosyal Güvenlik Kurumu arasında mutabakat sağlandığına dair imzalanmış bir protokolün bulunmadığını söyleyen Saydan, yeni tebliğin eczanelerde yeni bir kaos dönemi başlamasına neden olduğunu savundu.

Saydan, yeni tebliğle eczacıların kabul edemeyeceği uygulamaların, imzalanmış bir protokol olmaksızın hukuka aykırı bir şekilde hayata geçirildiğini anlattı.

Eczacıların sağlık harcamalarında ‘tasarruf’ adı altındahukuka aykırı düzenlemelere uymaya mecbur bırakıldığını iddia eden Saydan, söyle devam etti: “Bu yaklaşım yanlıştır ve bu yanlıştan vazgeçilmesi gerekmektedir. TEİS olarak bu dayatmalara boyun eğmeyeceğiz. Mesleğin geleceğine yönelik tehditlere karşı acilen el ele ortak birmücadele platformu oluşturarak, tabandan gelen ‘kapatma eylemi’ dahil tüm eylemlilik önerilerini gündeme taşımalarını istiyoruz. Aksi halde bu dayatmalara eczacıların daha fazla dayanma gücü kalmayacak, kapatma eylemine gerek kalmadan birer birer kepenk kapatacaklardır.”

/ ANKARA

23.06.2007


 

Depresyonun ilâcı evlilik

Bilimsel araştırmalar, depresyonda olan insanların evlilik yaparak şikâyetlerinden kurtulabileceğini gösteriyor. Bilim adamları, son araştırmaların evliliğin depresyon tedâvisinde çok önemli rol oynadığını belirterek, orta halli giden bir izdivacın bile bu konuda kayda değer etkisi olduğunu bildirdi.

Psikolojik mutluluğun evliliğin kalitesi ile doğru orantılı olduğuna dikkat çeken psikologlar, evli çiftlere göre depresyondaki insanların iletişim ve ilgi eksikliği içinde olduklarına dikkat çekti.

Ohio Eyalet Üniversitesi sosyoloji bölümü öğrencilerinden Adrianne Frech ve Kristi Williams, uyumlu evlilik yaşayan insanların psikolojik olarak da çok dengeli ve mutlu olduklarını yaptıkları araştırmalar sonunda açıkladı.

Teorilerini ispat etmeye çalışan iki öğrencinin, 1987 ve 1988 yılları arasında depresyon geçirmiş yaklaşık 3 bin 66 erkek ve bayan ile görüşüp depresyon testi yaptıkları, beş yıl sonra aynı grupla yeniden görüşen araştırmacıların, 5 yıl içinde evlenen deneklerin evlenmemiş deneklere göre depresyon şikâyetlerinde gözle görülür bir azalma tespit ettikleri öğrenildi.

Evlilikteki paylaşımcılığın ve duygusal desteğin depresyon hastalığının tedavisindeki en büyük etmen olduğu sanılıyor.

/ OHIO

23.06.2007


 

Kur’ân-ı Kerim Gürcü diline çevrildi

Gürcistan’da, Kur’ân-ı Kerim ilk kez Gürcüceye çevrildi. Gürcü çevirmen Giorgi Lobjanidze çeviriyi 4 yılda tamamladığını ifade etti.

Gürcü çevirmen Giorgi Lobjanidze, yaptığı açıklamada, Gürcistan’da insanların Kur’ân-ı Kerim ve İslâm dini hakkında doğru bilgiler edinmesini amaçladığını, bu sebeple Kur’ân-ı Kerim’i Gürcü diline çevirdiğini kaydetti. Lobjanidze, çeviriyi 4 yılda tamamladığını ifade etti. Bu çalışmasıyla halklar arasındaki kültürel gelişmeye katkı sağlayacağına inandığını söyleyen çevirmen, uluslar arası yardım kuruluşlarından maddî destek aldığını söyledi.

/ TİFLİS-

23.06.2007


 

Hapishanede Müslüman oldu

Burdur Cezaevi’nde mahkûmiyetini sürdüren Bulgar vatandaşı Milen Emtimov Tudev, Müslümanlığı seçerek Mustafa Osmanoğlu adını aldı.

Cezaevindeki ihtida töreninde konuşan Tudev (65), Müslümanlar ile birlikte Müslümanlığı inceleme fırsatı bulduğunu belirterek, bundan sonraki hayatını tam bir Müslüman olarak tamamlamak istediğini söyledi. Mustafa ismini Hz. Muhammed’in adı olduğu için seçtiğini ifade eden Tudev, Osmanoğlu soyadını ise Osmanlı İmparatorluğu’nun kurucusu Osman Bey’den aldığını belirtti. Tudev, Ramazan ayından önce hükümlülüğünün sona ereceğini kaydetti. Burdur İl Müftüsü Halil Arık ise, olağanüstü bir olaya şahit olduklarını belirterek, ‘’Yüce dinimizi çok ciddî bir şekilde inceleyerek Müslüman olan bu zat, öyle sıradan bir kişi değil, maddî durumu iyi olan, üniversite eğitimi alan ve 2 çocuğu bulunan bir mühendistir’’ diye konuştu.

/ BURDUR

23.06.2007


 

Tatil anlayışı değişti

Gelişen teknoloji ve stresten uzak yerlerde tatil yapmak isteyenlerin önemli bölümünün fıtrî hayatı sağlayan yapılarda kalmayı tercih ettiği bildirildi.

Avrupa-Türkiye Turizm İş Konseyi Başkanı Hüseyin Baraner, yaptığı açıklamada, günümüzde tatil ve konaklama anlayışının değişmeye başladığını söyledi. Bu değişimle beraber tabiî hayatı bozmadan inşa edilen yapıların tatilciler tarafından daha çok ilgi görmeye başladığını belirten Baraner, ‘’Tatilciler artık, tatil bölgesinin yapılması için ağaçların kesilmesi veya yöredeki kuşların yuvalarından edilmesi gibi unsurları göz önünde bulundurup tercihlerini bu yönde şekillendiriyorlar. Yani tatilcilerimiz tabiî ortamda yapılan tatile öncelik verip, ekolojik dengenin bozulmasını istemiyor’’ dedi.

Ayrıca tatil yerinin çevre düzenlemesi konusunda da metal ve plastik gibi yapay malzemeleri görmekten ziyade, ağaç veya ağaç kaplama gibi doğaya uygun malzemelerin kullanılmasının önemsediğini vurgulayan Baraner, tatilcilerin, gelişen teknoloji ve günlük hayatın stresinden tabiat ile iç içe bir tatil geçirerek uzaklaşmak istediklerini kaydetti.

Yatırımcılara ‘’Yeni tatil yöreleri oluştururken, tabiatın yapısına dikkat edin’’ çağrısında bulunan Baraner, şöyle devam etti: ‘’Turizmcilerimizin tatilcilerin bu değişen anlayışına göre hareket etmesi gerekir. Öne çıkan bu anlayışı dikkate almazsak, hem yerli hem de yabancı turistleri elimizden kaçırmamız olası bir durum.’’

Baraner, çölleşme ve kuraklık gibi bir takım sıkıntılarla karşı karşıya bulunan dünyada, tatilcilerin ekolojik dengeye dikkat etmesinin ise halkın bilinçlenmesi konusunda önemli bir ayrıntı olduğunu sözlerine ekledi.

/ MERSİN

23.06.2007


 

Başarılı öğrencilere tatil

Ankara Büyükşehir Belediyesince yürütülen, ‘’Takdir, Teşekkür Sizden, Tatil Bizden’’ kampanyası çerçevesinde belirlenen başarılı öğrencilerin ilk grubu, yarın Akçay’da kampa gidiyor.

Belediyeden yapılan açıklamaya göre, kampanyaya başvuran, ilköğretim 6, 7 ve 8. sınıf öğrencileri Ankara Büyükşehir Belediyesi Akçay Eğitim ve Dinlenme tesislerinde yılın yorgunluğunu atacaklar. Akçay’da kampa katılma hakkı kazanan öğrencilerin ilk grubu yarın yola çıkıyor. Kampanyaya katılmak isteyen öğrencilerin velileriyle birlikte Ankara Büyükşehir Belediyesi Hal Sokak No: 5 Ulus adresine başvurmaları gerekiyor.

/ ANKARA

23.06.2007


 

Günde 2-3 litre su tüketin

Özel Veni Vidi Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Uz. Dr. Gökmen Bellur, kalp rahatsızlığına yakalanmamak için bazı tedbirlerin alınması gerektiğini belirterek, günde en az 2 veya 3 litre su tüketiminin yapılmasını tavsiye etti.

Sıcak havaların etkili olduğu bugünlerde vatandaşların herhangi bir kalp rahatsızlığına yakalanmaması için dikkat etmesi gereken hususların olduğunu belirten Özel Veni Vidi Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Uz. Dr. Gökmen Bellur, “Kalp hastalarının, yüksek tansiyonu ve diyabeti olan hastaların, kilolu ve sigara kullanan kişilerin sağlıklarına daha fazla dikkat etmeleri gerekir. Yaz mevsiminde sıcak ve neme bağlı olarak kalp ve dolaşım sistemi üzerinde baskı artmaktadır. Aşırı sıcaklar insan vücudunda bazı değişikliklere sebep olur. Artan vücut ısısının düşürülmesi için dolaşımdaki kanın büyük kısmı deriye yöneldiği için derinin kan akımı ve kan miktarı artar. İç organlara ve kaslara daha az miktarda kan gittiği için tansiyon olarak bilinen kan basıncı düşer. Bu da kişinin kendini yorgun ve bitkin hissetmesine neden olmaktadır. Bu nedenle yaz aylarını daha sağlıklı geçirmek için bazı tedbirlerin alınması büyük önem gerektirmektedir. Özellikle hava sıcaklığının yüksek olduğu saatlerde dışarıya çıkılmaması veya güneşte fazla dolaşılmaması tavsiye edilir. Su içmek için susuz kalmayı beklememek gerekir, günde en az 2 veya 3 litre su tüketilmesi kalp rahatsızlığına yakalanma riskini azaltır” dedi.

/ DİYARBAKIR

23.06.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004