Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 30 Ağustos 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Kültür-Sanat

 

Tarihî çeşmeler bakımsızlık kurbanı

Osmanlı’dan günümüze miras kalan tarihî Edirne çeşmeleri bakımsızlık ve ilgisizlikten dolayı yıkılmak üzere. Bir zamanlar gürül gürül su akan çeşmelerden şimdi ağaç dalları yeşeriyor.

Eski İstanbul Caddesi kavşağındaki tarihî çeşmenin üzerinde yetişen ağaç ve çeşitli otlar, çeşmelere ne kadar sahip çıkıldığını gösteriyor.

Edirne’deki tarihî çeşmelerin sayıca çokluğunun yanı sıra, ön plana çıkan estetik unsurları, suya büyük önem veren İslamiyetin de etkisiyle, özellikle Osmanlı İmparatorluğu döneminde doruğa ulaşmıştır. Devlet kademesinin üst düzey mevkiindeki isimler kadar, varlıklı kişilerin de kendi isimleri veya yakınlarının ismiyle çeşme inşa ettirmelerinin gerekçesinin “hayırda bulunma” vazifesini yerine getirme ve bir nevi “ölümünden sonra adını yaşatma” arzusu olduğu biliniyor. Edirne çeşmeleri konusu nicelik ve nitelik bakımından derinlemesine irdelendiğinde, Osmanlı döneminde Edirne’nin sahip olduğu önem ve zenginliğinin de açık bir göstergesi olarak karşımıza çıkıyor.

Tarihî kaynaklara göre, Edirne’de Osmanlı döneminde inşa edilmiş çok sayıda çeşme bulunduğu ve ancak bu zenginliğin sadece küçük bir kısmı bugünlere ulaşabilmiş durumda. Doğma büyüme Edirneli olan ünlü yazar Abdurrahman Hibri, 1635 yılında tamamladığı Enisü’l Müsamirin isimli eserinde, Edirne’de o dönemde 160’dan fazla çeşme ve 17 sebil bulunduğunu belirtir. Riyaz-ı Belde-i Edirne (Edirne Şehri Bahçeleri) adlı eserin yazarı Ahmet Badi Efendi de, eserinde Edirne çeşmeleri hakkında özel olarak bin 300 adedin üzerinde çeşme bulunduğunu, tarihi bilinenleri ve yaptıranları belli olan 123 adedinin isimlerini ve bulundukları yerleri belirtmekte, bunlar haricinde 67 çeşmenin daha bulunduğunu kaydetmektedir.

Osmanlı döneminde genellikle yerleşim yerlerinin içinde inşa edilen ve hepsi de “hayrat” niteliğinde olan çeşmelerin genel olarak mermer malzeme kullanılarak kesme taştan yapılmış olduğu görülür. Çeşmelerin inşasında mermer kullanımı, kemer, ayna taşları ve diğer yüzeylerin zengin motiflerle işlenmesiyle gösterişli bir görünüm kazanmasını sağlamıştır.

Edirne’de bulunan çeşmelerin çok önemli özelliklerinden biri, yabancı motiflerin İstanbul’daki eserlerden daha önce kullanılmış olmasıdır. Şehirdeki çeşmelerde bu etki ilk defa 1669 tarihli Saraçhane semtindeki Sinan Ağa Çeşmesi ayna taşlarında bulunan üzüm salkımlarının köşelerindeki “S” ve “C” kıvrımları ile görülmüştür. Söz konusu bu Barok kökenli motifler, Türk sanatına sonradan giren yabancı motifler olarak tanımlanmaktadır.

30.08.2007


 

Hindistanlı yönetmenden Mevlânâ filmi

Hindistanlı yönetmen Dr. Muzaffer Ali’nin yönetmenliğini yaptığı Mevlânâ’nın hayatını konu alan ‘’Aşk Ateşi İçinde Mevlânâ’’ adlı sinema filminin sahnelerinin büyük bölümünün Sivas’ta çekileceği bildirildi.

Sivas Belediyesinden yapılan yazılı açıklamada, Mevlânâ’nın 800. doğum yıl dönümü sebebiyle Hindistanlı yönetmen Dr. Muzaffer Ali’nin ‘’Aşk Ateşi İçinde Mevlânâ’’ adlı yaklaşık iki saatlik sinema filmi çekmeyi planladığı kaydedildi.

Sinema filminin çekimi öncesi Sivas’a gelerek incelemelerde bulunan Muzaffer Ali’nin, Belediye Başkanı Sami Aydın’ı da makamında ziyaret ederek bir süre görüştüğü belirtildi.

Açıklamaya göre, ziyarette konuşan yönetmen Muzaffer Ali, filmin yaklaşık maliyetinin 25 milyon dolar olacağını belirterek, filmi Konya, Kayseri ve ağırlıklı olarak Sivas’ta çekeceklerini bildirdi.

Filmin bazı sahnelerinin kış ortamında çekileceği için özellikle, bu bölümlerin Ocak ve Şubat aylarında Sivas’ta yapılacağını ifade eden Ali, bu proje kapsamında Başkan Aydın’dan yardım beklediğini kaydetti.

Mevlânâ’nın hayatını konu alan ‘’Aşk Ateşi İçinde Mevlânâ’’ adlı sinema filminin büyük bir bölümünün Sivas’ta çekileceğini bildiren Ali, bu sebeple Sivas’a büyük önem verdiklerini söyledi

Belediye Başkanı Sami Aydın da bu filme destek vermenin kendilerini onurlandıracağını belirterek, belediye olarak gereken desteği sağlayacaklarını ifade etti.

30.08.2007


 

Tarihî binalara Bakanlık desteği

Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından kişisel mülkiyetteki tarihî binaların onarımı için geçen yıl Samsun’a yaklaşık 70 bin YTL destek sağlandığı bildirildi.

Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre, Taşınmaz Kültür Varlıklarının Onarımına Yardım Sağlanmasına Dair Yönetmelik kapsamında Samsun’da bugüne kadar 28 kişi başvuruda bulundu.

Geçen yıl 5 kişinin başvurusu kabul edilirken, bu kişilere sahip oldukları taşınmaz kültür varlıklarını doğru kriterlere uygun restore edebilmeleri için toplam 37 bin 872 YTL proje yardımında bulunuldu. Ulugazi Mahallesi’nde Cami Kuran Kursu ve Müştemilatı Yardımlaşma Araştırma Derneği ise bu dönemde 32 bin YTL ödenek kullandı.

Tescilli tarihî yapıların projelendirme ve onarım aşamasında maliyetin yüzde 70’ine kadar destek sağlanmasını öngören yönetmelik kapsamında Samsun’da bu yıl ise 3 başvurudan birinin proje yardımından, ikisinin de proje uygulama yardımından yararlandırılmasına karar verildi.

Söz konusu kişilerle sözleşme yapıldığı, ancak ödeneklerin henüz gelmediği bildirilirken, başvuruda bulundukları halde, başvuruları kabul edilmeyenlerin başvurularını güncelleyebilecekleri bildirildi.

30.08.2007


 

Dümbüllü ödülleri sahiplerini buldu

Üsküdar Belediyesi’nce düzenlenen 19. Uluslararası Katibim Kültür ve San’at Şenliği kapsamında, geleneksel Türk tiyatrosunun büyük ustası İsmail Dümbüllü anısına verilen ödüller, sahiplerini buldu.

‘’En İyi Tiyatro Oyunu Ödülü’’nü, ‘’Öp Babanın Elini’’ oyunuyla Gazanfer Özcan-Gönül Ülkü Tiyatrosu adına tiyatro müdürü Sinan Yıldırım, ‘’En İyi Film Ödülü’’nü ‘’Dondurmam Gaymak’’ adına filmin oyuncularından Gülnihal Demir ve Recep Yener, ‘’En İyi Dizi Ödülü’’nü de ‘’Köprü’’ adına dizinin oyuncularından Haldun Boysan aldı.

Törende ayrıca, Nejat Uygur, Erol Günaydın, Zihni Göktay ve Müjdat Gezen’e ‘’İsmail Dümbüllü Yaşam Boyu Onur Ödülü’’ verildi.

Nejat Uygur, ödülünü aldıktan sonra yaptığı konuşmada, İsmail Dümbüllü ile Şehzadebaşı Tiyatrosu’nda oynadığı dönemde tanıştığını belirterek, ‘’İsmail Dümbüllü, Türk tuluat sanatının en değerli sanatçılarından biridir. Günümüzde birçok usta tiyatrocunun yetişmesinde onun emeği vardır’’ dedi.

Erol Günaydın, Müjdat Gezen ve Zihni Göktay ise İsmail Dümbüllü’nün Türk tiyatrosundaki önemini ve onunla ilgili anılarını anlattılar.

Ödül töreninin ardından san’atçılar toplu fotoğraf çektirdi.

30.08.2007


 

Ankara özel müze zengini

Ankara’da 23 özel müze faaliyet gösteriyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ve ‘’Özel Müzeler ve Denetimleri Hakkında Yönetmelik’’ kapsamında, kamu kurum ve kuruluşları, gerçek ve tüzel kişiler ile vakıflara kendi hizmet konularında ‘’özel müze’’ açmalarına izin veriyor.

Bakanlık yetkilileri, bakanlığın özel müze kurulmasını teşvik ettiğini belirterek, kültür ve tabiat varlıklarının ehil ellerde olmasını, yurt dışına çıkmasındansa bakanlık kontrolünde özel müzelerde olmasını teşvik ettiğini bildiriler.

Yetkililer, kültürel zenginliklerin ortaya çıkması, daha çok insan tarafından sahiplenilerek gelecek nesillere aktarılmasını istediklerini ifade ederek, bu anlayışı da özel müzecilik anlayışıyla pekiştirmeye çalıştıklarını kaydettiler.

Özel müzelerin işleyiş bakımından devlet müzesi niteliğinde olduğunu belirten yetkililer, bakanlığın bu müzeleri her yıl kontrol ettiğini bildirdiler.

30.08.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri