Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 04 Mart 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Başörtülü öğrenciler suç duyurusunda bulunacak

İstanbul Üniversitesi (İÜ) akademik yılın ikinci yarısının başladığı ilk gün avukatı ile birlikte okula gelen başörtülü öğrenci, güvenlik görevlileri tarafından içeri alınmadı. Bir süre güvenlik görevlileri ile konuşan başörtülü öğrencinin avukatı, sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.

AKP ve MHP’nin birlikte Anayasa’nın 10. ve 42. maddelerinde yaptıkları değişikliğin ardından bazı üniversiteler değişikliği uygularken, bazıları ise başörtülü öğrencileri üniversitelere almamaya devam ediyor. Akademik yılın ikinci yarısının başladığı ilk gün İstanbul Üniversitesi Beyazıt Kampüsü’ne gelen başörtülü öğrenciler kampüse alınmadı. Güvenlik görevlilerinin “İçeri giremezsiniz! “ şeklinde uyarıları üzerine bazı öğrenciler başlarını açtıktan sonra içeri girerken, bazıları ise başlarını açmayarak içeri girmekten vazgeçti. Daha önce kampüsün girişinde bulunan kulubede başlarını açan öğrencilerin, kulubeye de alınmadıkları gözlendi. Başörtülü bir öğrenci de avukatı ile birlikte üniversiteye geldi. Başörtülü öğrenciye önce kimliği soruldu, ardından da başörtüsünü çıkarmadan içeri giremeyeceği söylendi. Bunun üzerine başörtüsü öğrenci ile birlikte kampüse gelen avukat bir süre güvenlik görevlileri ile konuştu. Güvenlik görevlilerine durumu anlatmaya çalıştığını ancak olumsuz cevap aldığını söyleyen ve ismini vermek istemeyen avukat, daha önce de yasalarda böyle bir yasağın bulunmamasına rağmen başörtülü öğrencilerin içeri alınmadığını belirterek, yeni yapılan Anayasa değişikliği ile üniversitelere girişte bir yasak olmadığının daha net bir şekilde ortaya konduğunu söyledi. Hiçbir şekilde üniversite yönetiminden bir muhatap bulamadıklarını belirten avukat, tutunak tutup üniversite yönetimi hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi. Avukatın açıklaması sırasında okula alınmayan başörtülü öğrenci ise kampüs önünden uzaklaştı.

/ İSTANBUL

04.03.2008


 

AB unutturuldu

AB uzmanı Dr. Cengiz Aktar, müzakere tarihi alındığı 17 Aralık 2004’ten bu yana yaşanan bu atalet ortamının toplumun geneline yansıdığını belirterek “İnsanlar AB’yi ya unuttu, ya da AB’ye düşman oldu. Bu gidişat ülkenin ve vatandaşların çıkarı açısından hayırlı değil” dedi.

Milliyet’e konuşan AB uzmanı Dr. Aktar, Türkiye’de birbilerinden farklı çevrelerin hükümetin AB işlerini çoktandır gündeminden düşürdüğünü hissettiğini ve yaşadığını kaydetti. 2002 - 2004 yıllarının özgüvenli, özgürlükçü ve iyimser ortamının epeydir olmadığını ve aksine o yıllarda yapılan reformlardan geri dönüşler olduğunu belirten Aktar, “Müzakere tarihi alındığı 17 Aralık 2004’ten bu yana yaşanan bu atalet ortamı toplumun geneline de yansımış durumda. İnsanlar AB’yi ya unuttu, ya da AB’ye düşman oldu. Bu gidişat ülkenin ve vatandaşların çıkarı açısından hayırlı değil. AB işlerinin tavsamaya başlamasıyla ülkenin kronik meselelerinin nasıl tekrar baş gösterdiği ortada” diye konuştu.

Aktar, AB konusunda dekarasyon yayımlayan aydınlar arasındaki 2002 yılında zamanın koalisyon hükümetini göreve çağırmış bulunanlar da olduğunu ifade ederek, o yıllarda da benzer bir durumun olduğunu dile getirdi. Aktar, şöyle konuştu:

“Koalisyon hükümeti 2002 başına kadar hiçbir adım atmamıştı. Bu defa toplumun olabildiğince farklı kesimlerinden AB işinin önem ve yararını kavramış 100 civarında kanaat önderinin hükümete acil bir çağrıda bulunmasını temenni ettik. Metni AB konusunda uzman aylık bir dergi olan Kriter’in Genel Yayın Yönetmeni Şebnem Karauçak ile kaleme alırken, içinde bulunduğumuz derin güvensizlik ortamının çaresinin yine ve her şeye rağmen AB sürecinde olduğunu vurgulamak istedik.”

“GÜVENSİZLİK ORTAMI İRADEYLE AŞILIR”

Aktar, başörtüsü sorununun çözülmediği gibi, Kuzey Irak harekâtıyla birleşerek ülkenin sorunlar yumağını daha da içinden çıkılmaz hale getirdiğini söyledi. Aktar, “O yüzden pek çok öğretim üyesi ve aydın, sivil anayasa ve AB sürecini işaret ediyor. İçinde bulunduğumuz derin güvensizlik ortamı en az bunun kadar derin bir cesaret ve iradeyle aşılır. Zaman tam da bu zamandır” dedi.

“BAŞMÜZAKERECİ KURUMU YENİDEN

DÜŞÜNÜLMELİ”

2008’in “AB yılı” olması temennisinde bulunan Aktar, yapılması gereken altyapı çalışmalarının başında başmüzakereci kurumunun baştan düşünülmesi olduğunu belirtti. Aktar, “Bir tek insan Türkiye boyut ve konumunda bir ülkenin hem dış hem de AB işlerini sağlıklı bir şekilde bir arada götüremez. Altyapının hazır olmadığının birincil işareti bu içinden çıkılmaz durumdur. Balık baştan kokacağı için bu dengesizlik tüm sisteme yansıyor” diye konuştu.

Yeni Asya / İSTANBUL

04.03.2008


 

‘Kara harekâtı’ Meclise taşınıyor

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Irak’ın kuzeyindeki PKK unsurlarına karşı gerçekleştirdiği kara harekâtının son bölümündeki “çekilme” kararına ilişkin tartışmalarını Meclis gündemine getireceklerini söyledi. Baykal, konuyla ilgili bir genel görüşme isteyeceklerini ifade etti.

Baykal, NTV’nin canlı yayınına katılarak, gündemdeki konulara ilişkin soruları cevaplandırdı. Baykal, Harekâtın bitişinin tam bir sürpriz olduğunu ifade edere, “Öyle sanıyorum ki, Türkiye’deki yetkililer dahil herkes için sürpriz oldu. Yani birden bu kararı alma gereği ortaya çıktı” dedi. Türk kamuoyunun, harekâtın bitişini Iraklı yetkililerin yaptığı açıklamalardan öğrendiğini ve daha sonraki gelişmelerin de kararın sürpriz olduğu görüşünü desteklediğini ileri süren Baykal, kararın kamuoyuna nasıl açıklanacağı konusunda da ‘’kafa karışıklığı yaşandığını’’ savundu. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Erdoğan’ın, kararı önceden bildiklerini söylediklerini hatırlatan Baykal, bu bilginin operasyonda işbirliği içinde olunan ABD’nin Savunma Bakanı Robert Gates’e Türkiye ziyareti sırasında neden söylenmediğini sordu.

Siyasî boyut başarısız

Harekâtın askerî boyutunun başarıyla tamamlandığını, ancak siyasî boyutu için aynı şeyin söylenemeyeceğini iddia eden Baykal, ABD Savunma Bakanı Robert Gates’in Türkiye’deki temasları kapsamında cumhurbaşkanı Gül ve başbakan Erdoğan’la özel ikili görüşme yaptığını hatırlattı. Baykal, burada nelerin görüşüldüğünün de bilinmesi gerektiğini savundu. Olayın siyasî boyutunun sorunlu olduğunu ve bunun hesabını sormak istediğini ifade eden Baykal, bu durumu TBMM gündemine getireceklerini bildirdi.

/ ANKARA

04.03.2008


 

Kutan: İsrail’in yaptığı devlet terörü

Saadet Partisi Genel Başkanı Recai Kutan, ‘’devlet terörü durana kadar, İsrail ile olan bütün ilişkilerin askıya alınmasını’’ istedi.

Kutan, yaptığı yazılı açıklamada, Gazze’de yaşanan katliâmların İsrail’in, Filistinlilere karşı uyguladığı insanlık dışı vahşeti bir kez daha gözler önüne serdiğini ifade etti.

‘’İsrail’in Filistinlilere karşı uyguladığı şiddet, bir devlet terörüdür’’ diyen Kutan, bütün dünyanın gözleri önünde gerçekleşen bu vahşetin, uluslararası kuruluşların ikiyüzlülüğünü de ortaya koyduğunu belirtti. Kutan, ‘’İslâm ülkeleri söz konusu olunca siyasî ve ekonomi ambargo başta olmak üzere her türlü yaptırımı harekete geçiren BM, İsrail’in Filistin’de yıllardır sürdürdüğü katliamları sadece kınamakla yetinmektedir. BM, İsrail’i bu güne kadar 300 kez kınamıştır. Maalesef, daha dün ‘Filistin’in tapusu bizdedir’ diyen AKP iktidarının, bu vahşet karşısındaki tavrı da milletimizin yüreğini derinden yaralamaktadır. Devlet terörü durana kadar, İsrail ile olan tüm ilişkiler askıya alınmalıdır. İsrail’deki büyükelçimiz derhal geri çekilmelidir. Gün, Filistinlilerin yanında olma günüdür” diye konuştu.

BBP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Şanverdi de konuya ilişkin yaptığı açıklamada, hiçbir hukuk gözetmeksizin günlerdir Filistinli sivillerin üzerine bombalar yağdıran İsrail ile kanlı terör örgütü PKK arasında hiçbir fark olmadığını söyledi.

/ ANKARA

04.03.2008


 

Kongar: Türkiye’de demokrasi hilkat garibesi

Prof. Dr. Emre Kongar, bir yerde demokrasi olabilmesi için sermayenin, işçi sınıfının, laikliğin, temel hak ve özgürlükler ile bunları koruyan hukukun olması gerektiğini belirterek, ‘’Türkiye’de demokrasi, hilkat garibesidir’’ dedi.

Prof. Dr. Kongar, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesinin 30. kuruluş yıldönümü etkinlikleri kapsamında düzenlenen ‘’Demokrasimizle Yüzleşmek’’ konulu konferansta, yıllardır Türkiye’de ilim ve siyasetin aynı gelişim sürecini izleyemediğini, sürekli zikzaklar çizdiğini söyledi.

Prof. Dr. Kongar, 1982 Anayasası’nın son derece baskıcı, insan hak ve özgürlüklerini kısıtlayan bir Anayasa olduğunu ifade etti. Demokrasinin istemekle olmayacağını, bunun için öncelikle endüstri devriminin yaşanması gerektiğini savunan Prof. Dr. Kongar, şöyle konuştu:

‘’Demokrasi, endüstri devrimini yaşamış toplumların ürünüdür. Bunu yaşamamış toplumlar, demokrat olamaz. Bir yerde demokrasi olabilmesi için sermayenin, işçi sınıfının, laikliğin, temel hak ve özgürlükler ile bunları koruyan hukukun olması gerekir. Muhalefet aynen iktidar gibi konuşamıyorsa örgütlenemiyorsa yazamıyorsa o ülkede demokrasi yoktur. Millî irade laftır. O dış ülkelere karşıdır. Türkiye’de demokrasi, hilkat garibesidir. Yüzde 47, yüzde 32 oy alıp da ‘Ben milli iradeyi temsil ediyorum’ diyerek rejimin temellerini kimse sarsamaz. Demokrasi hiçbir din, dil, ırkın tekelinde olamaz. Laiklik, demokrasinin kural olarak ön koşuludur.’’

/ İZMİR

04.03.2008


 

Mecliste ziyaretçi kartı fotoğraflı olacak

TBMM’nin ana ve ek binalarında bütün ses, veri ve görüntü iletişimini, kablolu ve kablosuz olmak üzere tek omurga üzerinde toplamayı amaçlayan, ‘’Meclis Enformasyon ve Telekomünikasyon Sistemleri Projesi’’, TBMM ile Türk Telekom arasında imzalanacak protokol ile hayata geçirilecek.

Projeyle ziyaretçilere verilecek ve gün içinde tek kullanımlık olarak planlanan, ziyaretçi kartları ziyaretçinin fotoğrafını taşıyacak.

TBMM İletişim Daire Başkanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre, Protokol, TBMM Başkanı Köksal Toptan, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ve Türk Telekom Genel Müdürü Paul Doany tarafından, TBMM’de yarın imzalanacak. Proje kapsamında, TBMM yerleşke alanı çevresinde konuşlandırılmış, çevre şartlarına dayanıklı, alarm destek yazılımları ile güçlendirilmiş, uzun süreli kayıt yeteneğine sahip, hareketli ve sabit kameralardan oluşan kamera güvenlik sistemi kurulacak.

Modern iletişim altyapısı, güvenlik kameraları ve destek yazılımları ile plaka tanıma, şüpheli nesne algılama gibi sistemler ile yerleşke güvenliği yanı sıra ziyaretçi giriş çıkışlarında da hız ve güvenlik sağlanacak.

Ziyaretçilere verilecek ve gün içinde tek kullanımlık olarak planlanan, ziyaretçinin fotoğrafını taşıyacak olan ziyaretçi kartlarının, TBMM’nin ziyaretçi sistemine yeni bir boyut getirmesi bekleniyor. Kurulacak olan kablosuz internet erişimi, tüm yerleşke alanını kapsayacak. Milletvekillerine dağıtılan dizüstü bilgisayarlar ve kablosuz ağ erişim yeteneği olan cep telefonları ile yerleşke alanının her yerinden internet ve intranet erişimi sağlanacak.

AVEA ile yapılan anlaşma ile Mobil-Vizyon adı verilen teknoloji kullanılarak, Meclis TV, cep telefonları üzerinden seyredilebilecek.

/ ANKARA

04.03.2008


 

Gül: Romanya, barışa katkıda bulunan dostumuzdur

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Romanya’nın, Balkanlar ve Karadeniz coğrafyasında, istikrar ve barışa önemli katkılarda bulunan bir dost ve Türkiye’nin müttefiki olduğunu belirterek, “Romanya’da yaşayan 80 bin civarında soydaşımız, güven ve huzur içinde yaşamaktadır. Böylece ülkelerimizi birbirine bağlayan bir köprü görevi görmektedirler” dedi.

Cumhurbaşkanı Gül ile Romanya Devlet Başkanı Traian Basescu, Cotroceni Sarayı’nda yapılan baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Gül, “AB içinde bir dostumuzun daha olduğunu bilmek, bizleri ayrıca mutlu etmektedir” diye konuştu. Türkiye ile Romanya’nın, birbirlerine çok yakın coğrafyada, yoğun ekonomik ve insanî ilişkilere ve benzer dış politika yönelimlerine sahip bulunduklarını anlatan Gül, ülkeler arasında her alanda ilişkileri daha da geliştirmeye özen gösterdiklerini belirtti.

Gül, “Romanya’da yaşayan 80 bin civarında soydaşımız, güven ve huzur içinde yaşamaktadır. Böylece ülkelerimizi birbirine bağlayan bir köprü görevi görmektedirler” dedi. Cumhurbaşkanı Gül, görüşmede, ikili ilişkiler çerçevesinde ekonomik ilişkileri daha da geliştirme, enerji konusunda Karadeniz’deki iş birliği, Nabucco Projesi ve ulaştırma alanındaki konuları geniş şekilde görüştüklerini kaydetti.

TEREDDÜTSÜZ AB DESTEĞİ

Romanya Devlet Başkanı Traian Basescu da “Bilmenizi isterim ki Romanya, bütün şartları yerine getirdikten sonra AB üyeliği konusunda Türkiye’yi sürekli ve tereddütsüz desteklemektedir” dedi. Bazı müzakere fasıllarının aşılabilmesi için Romanya’nın verebileceği desteği tekrarladıklarını söyleyen Basescu, “Hazırlığımızı bildirdik, uzmanlar seviyesinde değişimlerin yapılması konusunda da hazır olduğumuzu bildiriyoruz” diye konuştu.

Gül ile AB bünyesindeki ortaklıkların yapılması konularını da ele aldıklarını anlatan Basescu, özellikle Karadeniz Sinerji Projesi ve AB'nin Karadeniz Komşuluk Politikası'nı görüştüklerini söyledi.

/ BÜKREŞ

04.03.2008


 

Van’da 2 terörist yakalandı

Güvenlik güçlerince Van’da 2 teröristin yakalandığı bildirildi.

Genelkurmay Başkanlığının internet sitesinde yer alan terörle mücadeleye ilişkin duyuruya göre, Van il merkezinde 1 Mart Cumartesi günü 2 terörist sağ olarak yakalandı. Ocak ayından beri etkisiz hale getirilen terörist sayısı, 250’si ölü olmak üzere 321’e ulaştı.

/ ANKARA

04.03.2008


 

PKK’nın uyuşturucu trafiğine büyük darbe

Terör örgütünün en büyük finans kaynakları arasında yer alan uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele kapsamında güvenlik güçleri, 2008 yılının 2 aylık döneminde 2 ton uyuşturucu madde ele geçirdi.

Sınır ötesi kara harekâtıyla terör örgütü PKK’ya yönelik ciddî darbeler vuran güvenlik güçleri, örgütün gelir kaynaklarının kurutulması yönünde de büyük başarılara imza atıyor. Terör örgütünün en büyük finans kaynakları arasında yer alan uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele kapsamında güvenlik güçleri, 2008 yılının 2 aylık döneminde 2 ton uyuşturucu madde ele geçirdi. Terör örgütüne yönelik operasyonlar sebebiyle sınır bölgesinde güvenlik tedbirlerinin artması, zehir tacirlerinin uyuşturucu sevkiyatını zorlaştırdı. Eroin maddesini sınırdan geçiremeyen uyuşturucu tacirleri, iç piyasada esrara yöneldi.

/ DİYARBAKIR

04.03.2008


 

Türkiye’nin yardım eli her yerde

Çok sayıda ülkeye tabiî afet durumlarında Kızılay ve sivil savunma ekipleri ve diğer yardım kuruluşlarıyla tam destek veren Türkiye, hayırsever vatandaşların katkılarıyla afetlerin dışında da yardım elini bütün dünyaya uzatıyor.

Derlenen bilgilere göre, Kızılay’ın yaptığı yardımların dışında Türkiye’de faaliyet gösteren İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsanî Yardım Vakfı, Deniz Feneri Derneği ve Yeryüzü Doktorları gibi kuruluşlar, Filistin’den Bosna Hersek’e, Kamboçya’dan Türkistan’a, Nijer’den Lübnan’a kadar çok sayıda ülkede milyonların yüzünü güldürüyor. Savaş, iç çatışma ve tabiî afetlerin yaşandığı coğrafyalara yardım götürmeye çalışan Türkiye, ihtiyaç sahiplerine yardım konusunda vakıf ve derneklerin çalışmalarıyla adını duyuruyor.

Gönüllülük esasıyla hizmet veren yardım dernekleri ve vakıflar, Afrika’dan Ortadoğu ülkelerine, Kafkasya’dan Uzakdoğu ve Latin Amerika ülkelerine kadar yardım götürerek sadece milyonların yaralarını sarmakla kalmıyor, Türkiye’nin bu ülkelerdeki tanıtımına da önemli katkılarda bulunuyorlar.

İHH İnsanî Yardım Vakfı 112 ülkede yürüttüğü yardım projeleriyle ihtiyaç sahibi insanların yaralarını sarıyor. İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım, kuruluşlarının 16. yılında dünya ülkelerinin yarısından fazlasına ulaştıklarını, faaliyet alanını daha da genişleterek hizmetlerine devam ettiklerini ifade etti.

DENİZ FENERİ DERNEĞİ

Deniz Feneri Derneği, geçen yıl Lübnan’da kurulan aşevi ile her gün bin kişilik sıcak yemek servisi, Nijer, Etiyopya, Pakistan, İran, Kuzey Irak, Bosna Hersek, Arnavutluk, Makedonya gibi 3 kıt’ada toplam 33 ülkede 50 bin aileye Ramazan Yardımı yaptı. Dernek, yine geçen yılki çalışmaları kapsamında Macaristan, Slovenya, Moldova, Makedonya, Bulgaristan, Kosova, Bosna, Arnavutluk, Karadağ, Sancak, Etiyopya, Mozambik, Madagaskar, Sudan, Lesotho, Malavi, Zimbave, Güney Afrika, Filistin, Irak, Suriye, Yemen, Endonezya, Kamboçya, Pakistan, Bangladeş, Türkistan, Azerbaycan, Gürcistan, Dağıstan ve Tataristan gibi ülkelerde toplam 19 bin 825 aileye 6 milyon 356 bin 481 YTL’lik yardım ulaştırdı.

YERYÜZÜ DOKTORLARI

İngiltere ve Türkiye’de merkezleri bulunan ve çeşitli ülkelerdeki gönüllü doktorlardan oluşan “Yeryüzü Doktorları’’nın da Ortadoğu, Asya ve Afrika’da tabiî felâketlerin ve çatışmaların yaşandığı ülkelerdeki insanlara din, dil ve ırk farkı gözetmeden sağlık hizmeti ulaştırdığı bildirildi. Dünyada “Doctors Worlwide’’ olarak bilinen “Yeryüzü Doktorları’’nın 4 kıt’ada 20’nin üzerinde ülkeye sağlık hizmeti götürdüğü kaydedildi. Türkiye’de 2004 yılında faaliyetlerine başlayan “Yeryüzü Doktorları’’nın yardım eli uzattığı ülkeler arasında Sudan, Kongo, Nijer, Gana, Bosna, Kosova, Arnavutluk, Endonezya, Srilanka, Bangladeş, Pakistan, Filistin ve Lübnan bulunuyor.

/ ADANA

04.03.2008


 

Feribot iskeledeki çay ocaklarına çarptı

Çanakkale’de, Gelibolu-Çardak arasında yolcu ve araç taşıyan “Gelba-8” adlı mini feribot, yanaşmak için manevra yaptığı sırada, iskeledeki çay ocaklarına çarptı.

Bir süre önce tadilata alınan ve seferlerine yeniden başlayan “Gelba-8” adlı mini feribotun kaptanı, iskeleye yanaşmak için manevra yaptığı sırada, sahildeki çay ocaklarına çarparak maddi hasara yol açtı. Motorun üzerlerine doğru geldiğini fark eden işletme sahipleri, içeride bulunanları uyararak, dışarı çıkmalarını sağladılar. Maddî hasara yol açan kazada, yaralanan olmadı. İskelede incelemelerde bulunan İlçe Emniyet Müdürlüğü ve Liman Başkanlığı yetkilileri, olayla ilgili tahkikat başlatıldığını bildirdi.

/ GELİBOLU

04.03.2008


 

Baz istasyonları şekil değiştirdi

Kule, apartman, iş merkezi ve cami üstlerine yerleştirilen ancak insan sağlığını tehdit ettiği gerekçesiyle dâvâlara konu olan baz istasyonları, son zamanlarda ana cadde ve bulvarlardaki aydınlatma direklerine monte ediliyor.

Telekomünikasyon Kurumu yetkilileri, cep telefonlarıyla iletişimin sağlanması için baz istasyonlarının vazgeçilmez olduğunu belirttiler.

Yetkililer, baz istasyonlarının da aralarında bulunduğu telekomünikasyon cihaz ve sistemlerinin civarında insanların emniyet ve güvenle sürekli bulunabilecekleri alanların, sabit telekomünikasyon cihazlarından kaynaklanan elektromanyetik alan şiddeti limit değerlerinin belirlenmesinin ve ölçüm yöntemlerine ilişkin işlemlerin, Telekomünikasyon Kurumu’nca yürütüldüğünü ifade ettiler.

GSM işletmecilerinin baz istasyonu kurma talebi üzerine yer seçimi için vali, belediye başkanı ve uzmanların da aralarında bulunduğu il mahalli çevre kurullarının görüşünün alındığını anlatan yetkililer, baz istasyonlarının yer seçimlerinde ayrıca cep telefonu abonelerinin sayısı ve ihtiyacının da göz önünde bulundurulduğunu belirttiler.

/ ANKARA

04.03.2008


 

Hem israf önlendi, hem su çilesi bitti

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İSU Genel Müdürlüğü, havzası küçük olduğu için özellikle kış aylarında gelen suyu tutamayan, yaz aylarında ise şehrin su ihtiyacını karşılayamayan Yuvacık Barajı ile Sapanca Gölü arasındaki su temin hattını çalıştırdı. Bünyesinde 39 milyon metreküp su bulunan Yuvacık Barajı’na yağışlar sebebiyle gelen fazla su, deniz yerine Sapanca Gölü’ne akıtılmaya başlandı.

6 AYDA TAMAMLANDI

Tam kapasitesi toplam 50 milyon metreküp su alabilen Yuvacık Barajı, kış aylarında su israfına, yaz aylarında ise susuzluğa sebep oluyordu. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, hem su israfını önlemek, hem de yaz aylarında yaşanacak susuzluğa acil çözüm bulmak amacıyla, Sapanca Gölü ile Yuvacık Barajı Arıtma Tesisi’ni, çift taraflı su takviyesi yapabilmek için, bin 328 milimetre çapındaki çelik borularla birbirine bağladı. Toplam 22 kilometrelik boru hattı çalışması 6 ay gibi kısa sürede tamamlandı.

BARAJDAN SAPANCA’YA İLK SU

Son aylarda kar ve yağmurun yeterli miktarda yağması, Yuvacık Barajı’na gelen su kaynaklarının artmasına sebep oldu. Toplam 50 milyon metreküp su kapasiteli Yuvacık Barajı’nda 39 milyon metreküp su toplandı. Kaynaklardan gelen su miktarının fazla olması nedeniyle, Yuvacık Barajı ile Sapanca Gölü arasındaki boru hattı dün ilk kez çalıştırılmaya başlandı. Yetersiz kapasitesi sebebiyle kış aylarında gelen fazla su denize akıtılıp israf edilirken, dünden itibaren Sapanca Gölü’ne akıtılmaya başlandı. Barajdan Sapanca Gölü’ne günde 130 bin metreküp su akıtılıyor. Kaynaklardan gelen suyun daha da artması halinde, bu miktar günde 216 bin metreküpe kadar çıkarılabilecek.

İSRAFIN ÖNÜNE GEÇİLDİ

Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu, İSU Genel Müdürü İlhan Bayram ile birlikte Sapanca Gölü’ne ilk su aktarımını birlikte gerçekleştirdi. Başkan Karaosmanoğlu, Yuvacık Barajı’nın havzasının küçük olduğunu, bu sebeple suyun kış ve bahar aylarında israf edildiğini, yaz aylarında ise yetersiz kaldığını söyledi. 6 ay gibi kısa sürede tamamlanan hat sayesinde bu israfın önüne geçtiklerini belirten Karaosmanoğlu, “Sapanca Gölü havzası oldukça büyük. Barajdaki suyun tamamını göle aktarsak bile, su seviyesi ancak bir metre yükselir. Önceden bu tatlı su denize akıtılıp, tabiî kaynaklar israf ediliyordu. Şimdi Sapanca Gölü’nde koruma altına alınıyor. Yaz aylarında ise acil ihtiyaç halinde 30 milyon metreküp suyu geri alabileceğiz. Kısaca Sapanca Gölü’nü yedek havza gibi kullanacağız” dedi.

04.03.2008


 

Türkiye, Kyoto’da aktif rol alıyor

Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, Türkiye’nin, Kyoto Protokolü sonrası döneme yönelik çalışmalarda aktif rol almadığı şeklindeki eleştirilere katılmadığını belirterek, ‘’İklim değişikliği ve kuraklıkla ilgili uluslararası toplantılara katılıyor, tartışmalarda yer alıyor ve görüşlerimizi anlatıyoruz’’ dedi.

‘’Türkiye’nin Kyoto Protokolü sonrası döneme yönelik dünyada devam eden çalışmalara aktif olarak katılmadığı, hiçbir tartışma grubunun içerisinde yer almadığı, daha doğrusu bir pozisyonu bulunmadığı şeklinde eleştiriler yapılıyor. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?’’ sorusu üzerine Eroğlu, ‘’Türkiye, Kyoto Protokolü sonrası döneme yönelik çalışmalarda aktif rol almadığı şeklindeki eleştirilere katılmıyorum’’ dedi.

‘’İklim değişikliği ve kuraklıkla ilgili uluslararası toplantılara katılıyor, tartışmalarda yer alıyor ve görüşlerimizi anlatıyoruz’’ diyen Eroğlu, Türkiye’nin, Kyoto Protokolü ile ilgili birçok çalışmayı yürüttüğünü söyledi.

Endonezya’nın Bali şehrinde geçen yıl Aralık ayında düzenlenen toplantıya Türkiye’nin büyük bir ekiple katıldığını vurgulayan Eroğlu, kendisinin de Bali toplantısı öncesinde Tunus’taki toplantıya gittiğini hatırlattı.

/ ANKARA

04.03.2008


 

Doğuda hava ısınacak

Meteoroloji Bölge Müdürlüğü’nden alınan bilgiye göre, Doğu Anadolu’daki kar ve karla karışık yağmurun etkisi bugünden itibaren geçiyor.

Özellikle Erzurum ve Erzincan’da etkili olan yağışlı havanın terk etmesi beklenen bölgede hafta içinde hava sıcaklıklarında artış yaşanacağı kaydedilerek, kar erimeleri sebebiyle yaşanabilecek olumsuzluklara karşı vatandaşların dikkatli olmaları istendi.

/ ERZURUM

04.03.2008


 

Gazze’nin şahitleri konuştu

İHH Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Oruç ve Ortadoğu Bölge Sorumlusu Abdullah Bayrak Eskişehir’de gerçekleştirilen “Tanıklarıyla Gazze Raporu” isimli programda Eskişehirliler ile bir araya geldi.

İHH Ortadoğu Bölge Sorumlusu Abdullah Bayrak Filistin ve Gazze hakkında bilgiler verdi. Filistin’in Müslümanlar için önemine değinen Abdullah Bayrak, gerek İsra ve Mi’rac hadisesinin gerçekleştiği kutsal bir mekân olması, gerekse ecdadın, özellikle de 2. Abdulhamid’in Filistin karşısındaki tavrının bizler için belirleyici olduğunu söyledi.

Yeni Asya / İSTANBUL

04.03.2008


 

RTÜK’ten seminer

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), 5-7 Mart tarihlerinde Ankara Kızılcahamam’da bölgesel ve yerel radyo ve televizyon kuruluşlarının temsilcilerine yönelik seminer düzenleyecek.

Ankara, Bolu, Çankırı, Düzce, Eskişehir ve Kırıkkale illerinde yayın yapmakta olan bölgesel ve yerel televizyon kuruluşlarından 200 temsilcinin katılacağı seminerde, ‘Yayın ilkeleri, İzleme Ölçütleri ve Yayın Etiği’, ‘Türk Dilinin Doğru, Güzel ve Kurallarına Uygun Kullanılması’, ‘Yayıncılıkta Teknik Yeterlilik’, ‘Radyo ve Televizyon Yayın Hukuku ve Yayıncı Kuruluşlarının İdarî, Malî ve Hukukî Sorumluluğu’ ile ‘3984 Sayılı Yasada Yapılan Yeni Düzenlemeler’ konularında bilgiler verilecek.

/ ANKARA

04.03.2008


 

Su israfı yapmayın

Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Savaş Ayberk, son yağışlara güvenip tedbirin elde bırakılmaması gerektiğini söyledi. Ayberk, “Önceki yıllar gibi su sıkıntısı çekmemek için şimdiden tasarruf etmek gerek” dedi.

Son yıllarda meydana gelen küresel ısınmadan en çok etkilenen ülkelerden bir olan Türkiye, en çok içme suyunda sıkıntı çekiyor. Geçen yıl bu sorun daha da büyüdü, özellikle Ankara ve İstanbul çok sıkıntı çekti. Son günlerde yağan kar ve arkasından gelen yağmur bu sıkıntıyı unutturdu.

Geçmiş yıllarda yaşanan olumsuzlukların tekrar yaşanmaması için gerekli uyarıları yapan Prof. Dr. Savaş Ayberk, yetkililerin şimdiden tedbir alması ve vatandaşların suyu tasarruflu kullanmasını istedi.

Ayberk, “Geçtiğimiz yaz aylarında gözlenen yüksek sıcaklıklar, buharlaşmayı arttırmış ve büyük kentlerimizdeki yüksek su tüketiminin de etkisiyle su kaynaklarındaki seviyeler çok kritik noktalara kadar inmiştir. Yağışlı geçen kış ayları su çekilmelerinin yarattığı olumsuzluğu bir miktar gidermiş olmakla birlikte yeterli olduğu söylenemez” şeklinde konuştu.

/ KOCAELİ

04.03.2008


 

8,1 milyon aileye 5,9 milyon ton kömür dağıtıldı

Bakanlar Kurulunca 2003 yılında alınan kararla yoksul ailelere Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) koordinatörlüğünde yapılan kömür yardımından son 5 yılda toplam 8,1 milyon ailenin yararlandığı öğrenildi.

Bu ailelere 5 yılda 5,9 milyon ton kömür dağıtımı yapıldı. 81 il ve 933 ilçeyi kapsayacak bedelsiz kömür dağıtım programı kapsamında bu yıl 2 milyon aileye toplam 1 milyon 600 bin ton kömürün dağıtımı hedefleniyor. Kömür yardımının bir önceki yıllarda olduğu gibi yine ilgili valiliklerle, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı aracılığıyla yürütülecek. 2008 yılına ilişkin taleplerin Mart veya Nisan ayı içinde sonuçlandırılması planlanıyor.

/ ANKARA

04.03.2008


 

Ankara’ya deniz gelecek!

Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok, Kalaba Vadisi’nde deniz ve nehir canlılarının 19 dev akvaryumda sergileneceği ‘’Deniz Dünyası Merkezi’’ inşa edeceklerini bildirdi.

Altınok, denizden yoksun Ankara’ya açık mekândaki en büyük akvaryumu kazandırmalarının ardından, şimdi de ‘’Deniz Dünyası Projesi’’ni hayata geçirmeye hazırlandıklarını söyledi.

Altınok, amaçlarının, 3 tarafı denizlerle kaplı ama denizden uzak olan Ankara’da özellikle çocuklara deniz ve nehir hayatını ve belgesellerde izlediği canlıları göstermek olduğunu ifade etti.

/ ANKARA

04.03.2008


 

Sağlık sektöründen ortak yatırım projesi

Son yıllarda çeşitli sağlık hizmetleri için Türkiye’ye gelen hasta sayısında yaşanan artış, hastane ve turizm merkezlerini, bu hastalara ortak hizmet üretebilmek amacıyla harekete geçirdi.

Avrupa ve Orta Doğu’daki birçok hastanın, organ nakli, kalp ve göz ameliyatı, saç ekimi, estetik cerrahi ve kaplıca tedâvisi için Türkiye’yi tercih ettiğini bildiren Sağlık Turizmi Derneği, bu kişilerin tedâvi süreçlerinde tatil yapmaları için proje hazırladı.

Sağlık Turizmini Geliştirme Derneği Başkanı Dr. Dursun Aydın, Türkiye’deki sağlık ve termal tesislerin dünyanın ilgisini çektiğini belirterek, son yıllarda tedâvi olmak için gelen hasta sayısında önemli artış yaşandığını bildirdi.

Dr. Aydın, söz konusu hastaların aldıkları randevularla, diş ve göz tedâvisi ile saç ekimi ve estetik cerrahi hizmetlerinden faydalanmak için Türkiye’deki sağlık kuruluşlarını tercih ettiğini belirtti.

/ ANKARA

04.03.2008


 

Yerli pilotlar arttı

Sivil havacılık sektöründeki hızlı büyümeyle ortaya çıkan ihtiyacın karşılanması amacıyla Türkiye’de çalışmaya başlayan yabancı pilotlar, yerli pilot sayısının artmasıyla gözden düştü.

Bir dönem iç hatlarda uçan ve 220’yi bulan yabancı uyruklu pilot sayısı 93’e indi. Ulaştırma Bakanlığının, gözde mesleklerden birisi olan pilotluk için eğitim veren uçuş okullarına yönelik teşvikleriyle yerli pilot adaylarında artış sağlandı. Buna paralel olarak Türkiye’de çalışan yabancı uyruklu pilotların sayısında gerileme başladı. Yerli havayolu işletmelerinde çalışan yabancı uyruklu pilotların sayısı, 2006 yılında 155’e, geçen yıl sonu itibariyle 93’e geriledi. Böylece yabancı pilotların sayısında 2007 yılı sonu itibariyle bir önceki yıla oranla yüzde 66 oranında düşüş oldu.

/ ANKARA

04.03.2008


 

ÖSS başvuruları 7 Nisan’a kadar

Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS), Yabancı Dil Sınavı (YDS) ve meslek yüksekokullarına sınavsız geçiş için başvurular dün başladı.

ÖSS ve YDS ile meslek yüksekokullarına sınavsız geçiş için başvuru süresi 7 Nisan 2008 Pazartesi günü sona erecek. ÖSS 15 Haziran 2008, YDS ise 22 Haziran 2008 tarihlerinde yapılacak.

/ ANKARA

04.03.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri