Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 02 Nisan 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Röportaj

CEMİL YÜZER

Teknoloji perakendeciliği daha da büyür

Son iki yılın gelişen sektörü “teknoloji perakendeciliği” yerli ve yabancı oyuncuların kıyasıya rekabeti, mağaza açma telaşı ve teknoloji sirkülasyonuna ayak uydurma yarışıyla dikkat çekiyor. Biz de sektörün inceliklerini, ekonomiye etkisini, geleceğini, rekabet stratejilerini; Ankara’dan mütevazi bir şekilde yarışa katılıp, yavaş yavaş piyasada söz sahibi olmaya başlayan 'Mavi Bilgisayar’ın Genel Müdürü Hamza Hakan ile görüştük. Hakan, “Teknoloji Perakendeciliğinin” bu hızlı yükselişine iki yıl daha ömür biçerken, sektörde pazarın çok büyüdüğünü, fakat rekabetin pazarın büyümesinden daha fazla büyüdüğünü belirterek pastanın herkese yetmeyeceğini söyledi.

*Öncelikle Mavi Bilgisayar’ın nasıl doğduğundan bahseder misiniz?

1999’da Kızılay’da bir gökdelenin 15. katında, 50 metrekarelik bir ofiste başladık. Tabi o zaman daha çok satışımız şu anki gibi mp3 player, digital fotoğraf makinesi, tüketici elektroniği, ev elektroniği vs. gibi çeşitli değil de sadece bilgisayar üzerineydi. Yaklaşık iki sene gökdelende kaldık. Daha sonra kabımıza sığmayınca zemin kata indik, ayaklarımız yere bastı. İlk mağazacılık tecrübemizi de 2004 yılında Demirtepe şubemizi açarak tattık. O zamanlar mağaza anlamında Türkiye’de bilişim sektöründe pek bir şey yoktu. 2004’den sonra da her yıl bir mağaza açtık. 2006 yılında da büyük metrajlı ilk mağazamız olan Çukurambar şubemizi açtık. Aynı yıl Kocaeli’de ve 2007 yılında da İstanbul Yolunda mağazamızı açtık. Son olarak da yakın bir zamanda Denizli’de bir şube açtık.

*Peki bu mağazalarınızda toplam kaç personel çalıştırıyorsunuz ve işinizin durumuna göre ileride kaç kişi daha istihdam etmeyi düşünüyorsunuz?

Şu an 200 civarında personelimiz var. Tabi personel artışı tamamen açacağımız mağaza ve işin gidişatıyla ilgili. Yani şu yapıda birtakım kurumsal ve ithalata yönelik projelerimiz var, ama yine de mevcut kadroyu büyütmek gibi bir amacımız da yok.

*Online satış yapan bir web siteniz de var. Oradaki satışların şirketinize katkıları nasıl?

İnternet mağazamızın normal bir mağaza gibi potansiyeli ve hacmi var. Yalnız sadece online satış sitesi değil. Türkiye’de bilgisayarla haşir neşir kesim, mutlaka bir şekilde bizden ya alış-veriş yapmıştır, ya da firmamızı duymuştur. Mutlaka sitemize girip, ürünlerimizi incelemiştir. Yani satış dışında reklam için de bize büyük katkısı oluyor.

*Bilişim ve özellikle de bilgisayar piyasası Türkiye’de ekonomiyi nasıl etkiliyor? Piyasaya ne derece katkısı oluyor?

Bizim sektörde satılan ürünlerin tamamı yurt dışından gelmektedir. Türkiye’de üretim olmadığından mecburen ithal ürünleri kullanıyoruz. Türkiye şu an Rusya ile büyüyen iki tane pazardan biri. Türkiye’deki bilgisayar kullanım oranı çok düşük. Avrupa’da yüzde 20’nin altında bilgisayarlaşma oranı yokken, Türkiye’de hâlâ tek haneli rakamlarda… Türkiye’nin bir büyüme potansiyeli var, devam da edecek, ama bir de Türkiye’nin kendine has şartları var. Türkiye’de son 2 senedir bizim sektörün bir ivme artışı, hızı var. Kredi kartı ve taksitli işlemlerin kolaylaşmasının buna katkısı var. Ayrıca da Türkiye zaten teknolojiye aç bir ülke. Bu sektörde de 1-2 sene daha bir büyüme bekleniyor. Zaten yabancıların da Türkiye’ye bu kadar gözünü dikmesinin nedeni bu.

Sektörün büyümesine paralel olarak rekabette artıyor, yeni mağazalar açılıyor. Türkiye’de yeni yerli ve yabancı oyuncular oyuna katılıyor. Öyle ki, rekabet sektörden daha fazla büyüyor.

*İhracat yapıyor musunuz? Veya yurtdışında mağaza açmayı düşünüyor musunuz?

İhracat bizim sektörde olabilecek bir şey değil. Türkiye ve Rusya dışında zaten aktif bir pazar yok. Avrupa’daki pazar da gelişmiyor, çünkü pasta büyümüyor. Şu an Avrupa’da teknoloji alanında durağan, kimi zaman da aşağı doğru inen bir ivme var. Yerli firmaların da, Türkiye’deki çetin rekabetten gözünü sıyırıp Avrupa’ya göz dikeceğini sanmıyorum.

*Türkiye’nin ekonomik durumu ve ekonomik gelişmeler, firmanızı ve sektörünüzü nasıl etkiliyor?

Bizim sektör çok hassas. Hemen hemen tüm parametrelerden etkileniyoruz. Birinci olarak krizlerden, diğer tüm sektör ve firmalar gibi, biz de çok etkileniyoruz. İkinci olarak da kurdan etkileniyoruz. Ekonomi ve gidişat iyi bile olsa, kurdaki artı-eksi hareket veya dalgalanmalar işimizi direkt etkiliyor. Tabi, son 3-4 senedir ülkenin hissedilen bir istikrarı var. Ama Türkiye hiçbir zaman 5 sene 10 sene istikrarlı bir şekilde ekonomi görmedi ki. Bu dönemde iki tane kriz gördük. Yani Türkiye’de ticaret yapan firmalar bir şekilde krizlere hazırlıklı olmak durumundadır.

*İki kriz yaşadığınızı söylediniz. Nasıl geçti sizde kriz dönemi? Muhtemel bir kriz için de politikalarınız mevcut mu?

Krizler oldukça yıpratıcı geçti. Zaten Türkiye’de krizlerde ayakta durabilen firmalar büyüdü. Fakat her ne kadar krizde ayakta dursanız bile kriz sizi iki sene geriye götürüyor. İşler duruyor, giderleri minimize etmeye çalışıyorsunuz, personelde azaltmaya gidiyorsunuz, yapacağınız yatırım ve planları ertelemek zorunda kalıyorsunuz. Yani sadece maddi değil, psikolojik olarak da krizin yıpratıcı özelliği var.

*Amerika’dan gelen ekonomik dalgalanma Türkiye’nin riskini arttırıyor. Buna karşı bir önleminiz var mı?

Büyük metrajlı mağazalarınız varsa, çok fazla stoku azaltmak, mağazayı boş tutmak gibi bir lüksünüz yok. Sektörümüzün zaten en büyük sıkıntısı kâr marjinali. İkinci olarak da vadeler bizde çok kısa. Mağazayı hem dolu tutmanız gerekiyor hem de stokunuzu bir ay içerisinde çevirmeniz lazım. Tabi sırtınızda sürekli ciddi bir risk taşıyorsunuz. Bizde ürünlerin fiyatları devamlı geriye doğru gelir. Stok riski var, stokun bir an önce nakite çevrilme riski var. Yani, krize hazırlıklı olmak; biraz yapacağınız yatırımları ve açılımları kontrol edip düzenlemekte ve biraz maddi disiplininizi daha kontrollü götürmekle oluyor. Ama özellikle de perakendeciyseniz, kriz durumunda çok da alarm durumunuz olmuyor.

*Bilişim perakendeciliğinde rekabet kızıştı. Teknoloji rekabetinde nasıl bir strateji izliyorsunuz?

Biz şu anda bilişim perakendeciliği sektöründe Ankara’nın kalesiyiz. Tabi, bahsettiğiniz yeni oyuncular var, Avrupa’nın en büyüğü de Türkiye’ye geldi. Yeni gelecek oyunculardan da bahsediliyor. Bu sektör, Avrupa’daki bilişim sektöründen veya perakendeciliğinden farklılaşan yönleri var. Avrupalılar da bunu, Türkiye’ye geldikten sonra hissediyorlar.

Yurtdışında, bizde olduğu gibi bir taksit argümanı yok. Dünyanın hiçbir yerinde bizim sattığımız ürünler taksitle alınmıyor. Türkiye’de bir taksit gerçeği var ki yaptığımız işlerin çoğu bundan geçiyor. Türkiye’nin de kendine özgü dinamikleri, parametreleri var. Bizim sattığımız ürünler yanında, tüketici elektroniği dediğimiz ürünler de var. Avrupa’da ise beyaz eşya ve ev elektroniğinin ağırlığı daha baskın. Mağazalarını da ona göre konumlandırıyorlar. Yani mağazalarının yüzde 60-70 gibi bölümünü ev elektroniği ve beyaz eşyaya ayrılıyor. Ama Türkiye’deki resim, görüntü bu değil. Türkiye’de Bosh, Vestel, Arçelik, Siemens, Beko gibi güçlü bir beyaz eşya kanalı var. Bunların kendilerine has bir bayi ağı var ki bu ağı kırmak şu an için zor görünüyor. Avrupa bu dönüşümü yaşadı, ama Türkiye henüz bu dönüşümü gerçekleştiremedi. Dolayısıyla yabancılar şu hatayı yapıyor: Avrupa’daki veya yurt dışındaki konsepti olduğu gibi Türkiye’ye getiriyorlar. Doğrusunu da tabiî görerek, yaşayarak öğreniyorlar. Biz Ankara kökenli bir firmayız, yavaş yavaş Anadolu’ya açılıyoruz. Bizim hem yerli hem de yabancı oyunculara göre avantajımız, karar ve uygulama mekanizmasını hızlıca yürütmemiz, biraz daha hızlı hareket edebilmemizdir. Sektörümüzde, rekabet için en önemli parametrelerden biri hız olduğundan avantajlıyız. Siz ne kadar hızlı hareket ederseniz müşteri de sizi o derece hızlı takip ediyor.

Diğer bilgisayar ve bilişim firmaları mağazalarında daha çok hazır paketli ürünler satıp kolaya kaçıyorlar. Biz ise mağazalarımızda bilgisayar, bilişim ürünleriyle ilgili müşterilerimizin tüm isteklerine cevap vermeyi amaçlıyoruz. Müşteri adına toplama da yapıyoruz, danışmanlığı da yapıyoruz.

*Bilişim perakendeciliği sektörü şu an çok revaçta. Bu sektörün geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Pazar gittikçe büyüyor, bu bir gerçek. Ama diğer bir gerçek, rekabet pazarın büyümesinden daha fazla büyüyor. Dolayısıyla pasta böylesine herkese yetecek kadar yok. Ya yerli ve yabancı oyunculardan bir kısmı çekilebilir veya birtakım birleşmeleri gerçekleştirebilir ya da sektördekiler büyümeyi durdurup mevcut mağazalarıyla iktifa eder. Neticede iki sene daha bu sektörün görünen bir geleceği var.

*Daha sonra durağanlaşır mı yani?

Tabi bilgisayarlaşma oranı veya teknolojinin eve girme oranı belli bir doyuma erişince sektör bir şekilde duracaktır. Ama önümüzdeki iki sene bu noktada kimse bir gerileme beklemiyor.

Rekabetin pazardan fazla büyümesi de müşteriye olumlu yansıyor. Bu rekabetin neticesinde gelen indirimleri biz de uyguluyoruz. Neticede bundan kârlı çıkan müşteri oluyor. Bir sene önce kimse şu an ki kampanyaları, fırsatları, indirimleri beklemiyordu.

*Bilgisayarlaşma oranı ve teknolojinin doyuma ulaşmasının bu sektörü daha normal bir seviyeye getireceğini belirttiniz. Peki, bunun gerçekleşmesi durumunda sizin stratejinizde nasıl değişiklikler olur?

Bu konuyla ilgili biz kurumsal ayağımızı, perakende ayağımızla birlikte güçlendirmeyi planlıyoruz. Şu an en kısa vadedeki hedefimiz, kurumsal tarafımızı ayağa kaldırmak. Orada da perakende de yaşadığımız tecrübe ve başarının aynı şekilde oluşmasını istiyoruz. Bunu önceden kestirmek de çok dolay değil ama şunu görüyoruz: Avrupa’dan Türkiye’ye gelen yabancılar, beyaz eşya, ev elektroniği ve hatta mutfak ürünlerine kadar mağazalarında sergiliyorlar. Ama bu ürünleri şuan satamıyorlar, satış hacimleri çok düşük. Mağazanın yüzde 70’inden, yüzde 20 ciro elde ediyorlar. Burada tabi garip bir oran var. Tabi Türkiye’de bu yıkılabilir mi? Her ülkenin kendine göre dinamikleri var. Türkiye’nin de kendine has yöresel, bölgesel dinamikleri var. Yabancılara göre yıkılır, ama yine de önceden kestirmek çok güç. Çünkü beyaz eşyadaki oyuncular henüz teknoloji perakendecilere kapılarını açmış değil. Onlara ürün vermiyorlar, kendi bayiliklerini devam ettirmek istiyorlar. Tabiî bizim ürünlerimizin arasına sürekli olarak yeni ürün grupları ekleniyor. İşte 3 sene önce mp3 player diye bir şeyi tanımıyorduk, ama şu an kullanımı müthiş derecede yaygın. Dijital fotoğraf makineleri çok yaygınlaştı. Tüplü televizyonlar yerini plazmalara bıraktı. Tabi teknolojinin gelişmesine ve çıkan yeni ürünlere paralel olarak bizim ürün çeşitliliğimiz de değişiyor. Uzun soluklu öngörülerde bulunabilmenin çok zor olduğu, çok hızlı değişen bir sektördeyiz.

*Sizin sektörünüzden bir örnek verecek olursak; bildiğiniz gibi çift çekirdekli bilgisayarlar çıktı. Onlara henüz alışılmadan dört çekirdekliler çıktı. İnsanlar gerçekten de teknolojiye ayak uyduramaz oldular. Bunun sonu nereye varacak sizce?

Teknoloji ihtiyaçla paralel olarak gelişiyor. Bazen de teknoloji üreticileri de mesela oyun sektörünü körükleyip daha güçlü bilgisayarlara ihtiyaç duyulmasına neden oluyorlar. Yani ihtiyacı da kastî olarak oluşturuyorlar. Bizler her “Bunun üzerinde artık bir şey çıkmaz” dediğimizde, mutlaka onun üzerinde bir teknoloji üretildi.

Şu an sürekli olarak mobiliteye karşı bir kayış var. Hemen hemen her üründe bir mobilite çizgisi var. İşte mesela notebook satışları masaüstü bilgisayar satışlarını geçmiş durumda, insanlar teknolojiyi daha fazla yanlarında taşıyıp, gittikleri yere götürmek istiyorlar. Hakeza mp3 playerler, hakeza cep telefonları, hakeza dijital fotoğraf makineleri…

Bu trendi üreticiler belirliyor. Biz de burada bazen müşteriler gibi seyrediyoruz, bazen de ayak uydurmaya çalışıyoruz.

*10 sene sonra yapılabilecek teknolojinin şu an aslında mevcut olduğu, fakat doğrudan o teknolojiye geçmeyip kademe kademe ürünlerin piyasaya sürüldüğü yönünde iddialar var. Sizce bunun doğruluk payı nedir?

Rekabetin çok fazla olduğu ürün gruplarında böyle bir şeyin olduğunu zannetmiyorum. Şuan rekabet sadece perakendeciler tarafında değil, üreticiler kesiminde de ciddi bir rekabet var. Hemen hemen her ürün grubunda onlarca üretici var. Açıkçası bu söylenti hep var ama çok ciddi de bir rekabet var. Rekabetin bu kadar ciddi olduğu bir ortamda firmalar teknolojiyi en önce sunma yarışında olduklarından böyle bir şeyin doğru olacağını düşünmüyorum.

*İleriye dönük projelerinizi öğrenebilir miyiz?

Öncelikle Ankara’daki rekabet gücümüzü maksimize etmek istiyoruz. Ankara içerisinde bir yeni mağaza daha açma planımız var. Ayrıca Anadolu’nun büyük şehirleriyle ilgili orta ve uzun vadeli birtakım planlarımız var. Şu noktadan itibaren de küçük metrajlı bir mağaza açma gibi bir niyetimiz yok. İnsanların arabayla rahat olarak gelip alış veriş yapabileceği geniş metrajlı mağazalar açmayı düşünüyoruz.

*Alışveriş merkezlerinde yeni mağaza lar açmayı düşünüyor musunuz?

Açacağımız yerlerin alış veriş merkezi içerisinde olmamasına dikkat ediyoruz. Küçük metrajlı yerler için alış veriş merkezleri mantıklı bir yer. Ama bizim sektörde, belli bir metrajdan sonra alış veriş merkezleri avantaj olmaktan çıkıp dezavantaj oluyor. Çünkü biz alış veriş merkezi müşterisinden çok fazla istifade edemiyoruz. Alış veriş merkezi bizden çok iyi istifade ediyor. Alış veriş merkezlerinin kiraları, giderleri çok ciddi, rahatsız edici. Ayrıca biz müşteriyi ayağımıza kendimiz çağırıyoruz. Müşteriyi kendi reklamımızla, çekim gücüyle çağırıyoruz.

CEMİL YÜZER

02.04.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Röportaj

  (31.03.2008) - Zülfü Livaneli: Türkiye, büyük bir tuzağın içinde

  (29.03.2008) - İnsanların geçim kaygısı ‘varoş’ kültürünü besliyor

  (28.03.2008) - Kosova Türkiye'den eğitim desteği bekliyor

  (24.03.2008) - Bediüzzaman 21. yüzyılın âlimi

  (23.03.2008) - Mustafa Sungur: Allah gayretimizi arttırsın, istikamette muhafaza etsin

  (19.03.2008) - Avrupa Birliği, Türkiye’siz küresel bir güç olamaz

  (18.03.2008) - Avrupa’nın Türkiye’ye uyguladığı vize yanlış

  (17.03.2008) - Sivil darbe teşebbüsü

  (15.03.2008) - Dün burs alıyorlardı bugün burs veriyorlar

  (14.03.2008) - Faizcilerden alamıyor, fukaraya yükleniyor

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri