|
|
|
Saldırgan yine provokasyon yaptı |
Danıştay saldırısı dâvâsında, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi heyetinin, baş başa değerlendirmede bulunmak üzere salondan çıkmasından bir süre sonra sanık Alpaslan Arslan ayağa kalkarak, ‘’Başörtüsünü yargılayanı keserim, İsrail’e gidin’’ diye bağırdı ve salondan çıkarıldı.
SALDIRGAN YİNE PROVOKASYON YAPTI
DanIştay üyelerine saldırı dâvâsında, sanık Alparslan Arslan olay çıkardı. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi Heyetinin, baş başa değerlendirmede bulunmak üzere salondan çıkmasından bir süre sonra, Arslan ayağa kalkarak, ‘’Başörtüsünü yargılayanı keserim. İsrail’e gidin’’ diye bağırmaya başladı. Olay üzerine ayağa kalkan annesiyle göz göze gelerek, ona da bağıran Arslan, salonda güvenlik tedbiri alan jandarmalar tarafından susturmaya çalışıldı. Ancak bağırmaya devam eden Arslan, jandarmaca duruşma salonundan çıkarıldı. Öte yandan, mahkemenin kararını açıkladığı sırada, sanık Erhan Timuroğlu, Osman Yıldırım’ın üzerine yürümek istedi ve ‘’Bu şerefsiz itirafçının söyledikleri yalan’’ dedi. Sanık İsmail Sağır da Yıldırım’a yönelik sözler söyledi. Bunun üzerine Osman Yıldırım da Erhan Timuroğlu ve diğer sanıklara yönelik küfürlü sözler sarf ederek, ‘’Size kaç para verdiler’’ diye konuştu. Sanıklar, jandarmanın müdahalesinin ardından salondan çıkartıldı.
|
21.04.2009
|
|
|
ERGENEKON MAHKEMESİNE SORULACAK |
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Danıştay 2. Dairesi üyelerine ve Cumhuriyet gazetesine yönelik saldırılarla ilgili dâvâda, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin, ''Ergenekon dâvâsıyla birleştirilmesinde zorunluluk bulunduğuna'' işaret ederek verdiği bozma ilâmına uyulmasına ve İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinden birleştirme yönündeki muvafakatlarının sorulmasına karar verdi.
YARGITAY KARARINA UYULACAK
Cumhuriyet Savcısı Kubilay Taştan, celse arasında verdiği yazılı mütalâadaki gerekçeler doğrultusunda, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin bozma ilâmına uyulması ile 'Ergenekon' dâvâsına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinden birleştirme yönündeki muvafakatlarının sorulmasını istedi. Mahkeme, Yargıtay'ın bozma ilâmına uyulmasının kararlaştırıldığını açıkladı.
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Danıştay 2. Dairesi üyelerine ve Cumhuriyet gazetesine yönelik saldırılarla ilgili davada, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin, ‘’Ergenekon davasıyla birleştirilmesinde zorunluluk bulunduğuna’’ işaret ederek verdiği bozma ilamına uyulmasını kararlaştırdı. Davanın ikinci celsesi, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Duruşmaya tutuklu sanıklar Alparslan Aslan, Erhan Timuroğlu, Süleyman Esen, Osman Yıldırım, İsmail Sağır ve Tekin İrşi ile sanık ve müdahil avukatları katıldı. Bu arada ruruşmada Alparslan Aslan’ın avukatı, Aslan’ın Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesine sevkini istedi. Cumhuriyet Savcısı Kubilay Taştan, celse arasında verdiği yazılı mütalaadaki gerekçeler doğrultusunda, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin bozma ilamına uyulması ile ‘’Ergenekon’’ davasını gören İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinden birleştirme yönündeki muvafakatlarının sorulmasını istedi. Mahkeme Heyeti, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin verdiği bozma ilamına uyulmasının kararlaştırıldığını açıkladı. Heyet, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinden birleştirme yönündeki muvafakatlarının sorulmasına da karar verdi.
|
21.04.2009
|
|
|
Hükümette Günay rahatsızlığı |
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Ergenekon soruşturması kapsamında son gözaltılarla ilgili olarak değerlendirmelerde bulunan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın sözlerini şık bulmadığını söyledi.
“GÜNAY’IN AÇIKLAMALARI ŞIK DEĞİL”
BAKAN Şahin, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın, ‘’Ergenekon’’ soruşturmasını eleştirdiğinin hatırlatılması ve buna nasıl baktığının sorması üzerine de aynı kabinede görev yaptığı bir bakanın açıklamalarıyla ilgili değerlendirme yapmayı şık bulmadığını, ancak konuşulan konunun yargıyla ilgili olduğunu söyledi. Bakan Şahin, şöyle devam etti: ‘’Ben Kültür ve Turizm Bakanlığı ile ilgili bir değerlendirme yapsam, herhalde o da bunu şık bulmaz. O halde birbirimizin görüşlerine saygı duymalıyız. Ancak eleştirdiği konu yargısal bir konudur, yargı faaliyetleriyle ilgili bir konudur. Bilindiği gibi bağımsız yargı organlarımız, anayasa, yasa ve hukuka uygun olarak vicdanlarıyla hareket ederler. Yanlış olabilir mi? Gerek soruşturma, gerek koğuşturma evrelerinde birtakım hatalar yapılabilir mi? Yapılabilir. Ancak bunun düzeltilmesinin yolu da yine yargı içinde olacaktır. O bakımdan bağımsız ve tarafsız yargının faaliyetleri konusunda fikir beyan ederken hepimiz çok dikkatli ve özenli davranmalıyız. Yargıyı yıpratacak veya kamuoyu nezdinde onun tarafsızlığına gölge düşürecek beyanlardan mümkün olduğunca kaçınmak durumundayız. Çünkü yargı hepimize gereklidir, lazımdır. Yargı mensuplarımız büyük bir özveriyle ellerinden geldiği kadar adaletin tecellisi için gayret sarf ediyorlar. Onlara hepimiz yardımcı olmalıyız diye düşünüyorum.’’
|
21.04.2009
|
|
|
Şahin: Yargıda siyasallaşma beyanları talihsizlik |
ADALET Bakanı Mehmet Ali Şahin, herhangi bir tutukluyu ziyarete gittikten sonra, ‘’Efendim yargı siyasallaşmıştır’’ demenin, ‘’Bu tutuklunun tutuklanmasının neden siyasi iktidardır, siyasilerdir’’ demek olduğunu savundu.
Bakan Şahin, Çeşme Shareton Otel’de düzenlenen Yargı Teşkilatı Toplantısı 2009’un çıkışında gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Bakanlar Kurulu toplantısı dolayısıyla Ankara’ya dönmek zorunda olduğunu belirten Şahin, bir gazetecinin ‘’yargının siyasallaştığı’’ yönündeki eleştirileri hatırlatması ve bu konu hakkındaki görüşlerini sorması üzerine, bu tür beyanları ‘’talihsiz beyanlar’’ olarak gördüğünü söyledi. Bir kişinin tutuklanıp tutuklanmayacağına siyasilerin karar vermediğini vurgulayan Şahin, şunları kaydetti:
‘’Şu anda Türkiye’de faaliyette bulunan, açık olan 385 ceza infaz kurumunda dünkü tarih itibariyle 40 bin 129 tutuklu var. Bu tutuklulardan hiç birinin tutuklama kararını siyasetçiler vermemiştir. Bunlar tamamen yargı organlarımızın vermiş olduğu kararlar sonucu tutuklu hale gelmişlerdir. Herhangi bir tutukluyu ziyarete gittikten sonra, ‘Efendim yargı siyasallaşmıştır’ demek, ‘Bu tutuklunun tutuklanmasının nedeni siyasi iktidardır, siyasilerdir’ demektir. Yargı bir kişinin tutuklanıp tutuklanmayacağına karar verir. 40 bin 129 kişi şu anda cezaevinde tutukluysa bunların kararını siyasiler mi verdi? Böyle bir talihsiz beyan olabilir mi?’’
|
21.04.2009
|
|
|
Türk-İş: 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamaya mecburuz |
Bu travmanın geride bırakılması içindir ki Türkiye, 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamaya mecburdur’’ dedi. Kumlu, konfederasyon genel merkezinde yaptığı basın toplantısında, daha önce Türk-İş Başkanlar Kurulu’nda, 1 Mayıs kutlamalarıyla ilgili karar aldıklarını hatırlattı.
1 Mayıs’ın resmi tatil ilan edilmesini ısrarla istediklerini, yasaksız bir biçimde bayram havasında kutlanması gerektiğine inandıklarını kararda dile getirdiklerini ifade eden Kumlu, Taksim Meydanı’nın kutlamalara açılmasını da yasaksız bir Türkiye için ve bir travmanın geride bırakılması açısından gerekli gördüklerini belirttiklerini kaydetti. Kumlu, buna karşın Taksim tartışmalarını, 1 Mayıs’ın İstanbul’da kutlanmasına engel oluşturmasını doğru bulmadıklarını da ifade ettiklerini söyledi. Kumlu, şöyle devam etti: ‘’Kanlı 1 Mayıs zihinlerde bir travma etkisi yaratmıştır. Türkiye 32 yıldır Taksim Meydanı’nda yaşanan kanlı 1 Mayıs’ın yarattığı zihinsel örselenmenin kâbusu içindedir. Bu travmanın geride bırakılması içindir ki Türkiye, 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamaya mecburdur. Taksim kutlamalara kapalı kaldığı sürece, bu öfkeli acı her 1 Mayıs’ta patlayacak, acı ve Taksim ısrarı her yıl daha da büyüyecektir. Türkiye 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamaya mecburdur. Çünkü emekçiler, kutlamalarda kaybettikleri o 36 canı, kaybettikleri yerde, bir kez bile olsa kitlesel olarak anmak, onlara karşı var olan toplumsal vicdan borcunu ödemek istemektedirler. Bu bir ihtiyaçtır. Hükümet bu ihtiyacı anlamalı ve 1 Mayıs’ın tam da tatil edildiği bu yıl, Taksim’i emekçilere açmalıdır.” Bu arada, TÜRK-İŞ, Taksim Meydanı’nın 1 Mayıs kutlamalarına açılması için İstanbul Valiliği’ne başvurdu. TÜRK-İŞ 1. Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak başkanlığındaki ‘’1 Mayıs Tertip Komitesi’’, İstanbul Valiliği’ne gelerek Vali Yardımcısı Ali Bakoğlu’na dilekçelerini sundu.
|
21.04.2009
|
|
|
"Hrant'ın Arkadaşları'' cinayetin aydınlatılmasını istedi |
KENDİLERİNİ ‘’Hrant’ın Arkadaşları’’ olarak tanımlayan bir grup, Hrant Dink cinayetin aydınlatılmasını istedi.
Beşiktaş Barbaros Meydanı’nda toplanan grup, ‘’Hrant için adalet için’’ ve ‘’Hâlâ nasıl sessiz olabiliyoruz?’’ yazılı pankartlar açarak, çeşitli sloganlar attı. Grup adına sanatçı Derya Alabora ile birlikte bir açıklama yapan sanatçı Mahir Günşiray, Hrant Dink’in öldürülmesinin üzerinden 2 yıl 3 ay geçtiğini ve sanıkların kısa sürede yakalandığını belirterek, ‘’Bunların baştan gözden çıkarılmış emir kulları olduğundan şüphe duyan var mı aranızda? Peki cinayete karar verenler nerede? Suçlulara destek ve sempatilerini ilân etme yarışına giren görevliler nerede? Neredeyse hiç biri yargılanmıyor’’ diye konuştu. Cinayetin işleneceğini bildikleri ortaya çıkan resmî görevlilerin her türlü soruşturmadan korunduğunu ve bu kişilerle ilgili cinayet dâvâsıyla ilgileri yokmuş gibi davranıldığını öne süren Günşiray, kapsamlı bir soruşturmanın yürütülmesi halinde her şeyin açığa çıkacağının görülebildiğini ve böylece Hrant Dink’i kimlerin öldürttüğünün de belirleneceğini savundu.‘’Hrant Dink cinayetinin gerçekten aydınlatılmasını istemeyen birileri var ve bunların gücü adaletin yolunu tıkamaya bugüne kadar yetti’’ ifadesini kullanan Günşiray, hafızalarının güçlü olması nedeniyle kaygılı olduklarını ve yargılananları örgütleyenlerin, onlara ‘’öldür’’ emri verenlerin yakasını bırakmayacaklarını söyledi. Günşiray, ‘’Şu içerideki katillere ‘Hrant’ı öldür’ diyenler cezalandırılmadan bu ülkede alnı açık yaşayamayız. Kimse kendini kandırmasın’’ dedi. Grup, açıklamanın ardından dağıldı.
|
21.04.2009
|
|
|
Hamzaçebi: Haberal bugün anjiyo olacak |
CHP Trabzon Milletvekili Akif Hamzaçebi, “Ergenekon” soruşturması kapsamında tutuklandıktan sonra rahatsızlanarak hastaneye kaldırılan Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın bugün anjiyo olacağını bildirdi.
Hamzaçebi, İstanbul Üniversitesi (İÜ) Kardiyoloji Enstitüsü Koroner Yoğun Bakım Ünitesi’nde tedavisi süren Haberal’ı ziyaret etti. Ziyaretin ardından basın mensuplarına açıklama yapan Hamzaçebi, Haberal’a yoğun bakımda 1-2 dakikalık çok kısa bir ziyarette bulunduğunu belirterek, bunun dostluk, dayanışma ve “geçmiş olsun” ziyareti olduğunu söyledi. Haberal’ın “yarın (bugün) anjiyo olacağını” ifade ettiğini belirten Hamzaçebi, “Şu anda yoğun bakımda, sağlık durumu ciddî... Sonuçta ne olacağı anjiyo ile ortaya çıkacak” diye konuştu.
|
21.04.2009
|
|
|
Kerinçsiz, 3 hafta süren savunmasını tamamladı |
“ERGENEKON” dâvâsının 78. duruşması dün yapıldı. Yaklaşık 3 haftadır savunmasını yapan tutuklu sanık Kemal Kerinçsiz dün savunmasını tamamladı.
Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’nde 78 duruşmadır devam eden ‘’Ergenekon’’ dâvâsında, tutuklu sanıkların savunmalarının alınmasına 12. duruşmada başlandı. Dâvânın 67. duruşmasına kadar 45’i tutuklu 3’ü tutuksuz toplam 48 sanığın ifadesi tamamlandı. Dâvânın 67. duruşmasında savunma yapmaya başlayan Kerinçsiz, 12 duruşma süren ifadesi sırasında yaklaşık 60 saat konuştu. Duruşma sırasında en kısa ifadeyi ise 15 dakika ile Selim Akkurt verdi. İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek ise toplam 18,5 saat olmak üzere savunmasını 4 duruşmada tamamlamıştı. Cumhuriyet Savcıları Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın ise dâvânın 3. duruşmasında başladıkları iddianame okuma işlemini, 9 duruşma ve toplam 40 saatte bitirmişti.
|
21.04.2009
|
|
|
AB süreci, Türkiye’nin en önemli önceliklerinden |
TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanvekili Mehmet Ceylan, AB sürecinin, Türkiye’nin dış politikasında en önemli önceliklerinden biri olduğunu belirtti.
TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanvekili Ceylan, Çek Senatosu AB İşleri Komisyonu Başkanı Ludek Sefzig başkanlığındaki heyetle görüştü. Ceylan, görüşmede yaptığı konuşmada, Çek Cumhuriyetine, Türkiye’nin AB’ye üye olması konusunda verdiği destekten dolayı teşekkür etti. TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanvekili Ceylan, AB sürecinin, Türkiye’nin dış politikasında en önemli önceliklerinden biri olduğunu belirterek, bu süreçte hiç sorun yaşanmayan ve AB üyesi olan Çek Cumhuriyetinin toplantıya katkı sağlayacağını umduklarını söyledi. Ceylan toplantıda, ikili ilişkilerin yanı sıra AB ve bölgesel konuların ele alınacağını, ayrıca enerji gibi konularında görüşüleceğini kaydetti. Çek Senatosu AB İşleri Komisyonu Başkanı Ludek Sefzig de, iki ülke arasında yapılan işbirliğinin, rekabet ortamının gelişmesine etki sağlayacağını, AB’nin genişleme sürecinde aynı değerleri paylaşan stratejik ülkelerin katılımını da destekleyeceklerini bildirdi. Sefzig, Türkiye’nin konumu ve büyüklüğü sayesinde AB ve dünyanın gelişimine etki eden bir ülke olduğunu söyledi. Görüşme, daha sonra basına kapalı devam etti.
|
21.04.2009
|
|
|
Alkol reklâmları tüketimi arttırdı |
Toplam nüfusu 71,4 milyon olan ve 26,5 milyon turistin ziyaret ettiği Türkiye’deki alkollü içki satışlarının geçen yıl, bir önceki yıla göre yüzde 19,6 oranında artarak 1 milyar 101 milyon 582 bin 924 litreye ulaşması, son yıllarda gittikçe artan içki reklamlarına da bağlanıyor.
Alkollü içki satışları arttı
Toplam nüfusu 71,4 milyon olan 26,5 milyon turistin ziyaret ettiği Türkiye’deki alkollü içki satışları geçen yıl, bir önceki yıla göre yüzde 19,6 oranında artarak, 1 milyar 101 milyon 582 bin 924 litreye ulaştı. Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumundan (TAPDK) edinilen bilgiye göre, ithalat dahil, 2006 yılında 880 milyon 971 bin 67 litre olan alkollü içki satışları, 2007 yılında 921 milyon 241 bin 826 litreye yükseldi. Satış miktarı, geçen yıl ise 180 milyon 341 bin 98 litre daha arttı ve 1,1 milyar litreyi buldu. 2008 yılındaki satışların 1 milyar 95 milyon 621 bin 44 litresini yerli üretim, 5 milyon 961 bin 880 litresini de ithal ürünler oluşturdu. Geçen yıl 78 milyon 913 bin 915 litre de alkollü içki ihraç edildi.
GÜNDE 122 BİN 199 LİTRE RAKI SATILDI
TAPDK verileri, geçen yıl rakı tüketiminde de belirgin bir artış olduğunu ortaya koydu. 2007 yılında, 2006’ya göre 3 milyon 801 bin 657 litre azalan rakı satışları, geçen yıl yeniden yükselme gösterdi ve 44 milyon 602 bin 479 litre oldu. Böylece, 2008 yılında bir önceki yıla göre 1 milyon 886 bin 456 litre daha fazla rakı satıldı. Günlük rakı satışı da 122 bin 199 litreyi buldu. Alkollü içki satışlarında en yüksek artış ise şarapta yaşandı. Geçen yıl şarap satışları 22,8 milyon litreden 37,9 milyon litreye, votka satışları 6 milyon litreden 8,8 milyon litreye, viski satışları da 1,4 milyon litreden 1,7 milyon litreye çıktı. Türkiye’de geçen yıl, 461 bin litrelik şampanya patlatıldı. Ülkede, 2008’de 80,3 milyon litre daha fazla bira içildi ve toplam satış 925 milyon litre oldu. Almanya ve Danimarka’da 120 litre olan kişi başına yıllık bira tüketimi Türkiye’de 13 litre, Avrupa’da 60 litre civarında olan şarap tüketimi de 0,5 litre Alkollü içkilerde mutlak alkol derecesine göre bir değerlendirme yapıldığında ise 2007 yılında ithal ürünlerle birlikte 68 milyon 689 bin 374 litre olan toplam satış, geride bıraktığımız yıl 76 milyon 900 bin 803 litreye yükseldi.
|
21.04.2009
|
|
|
Özgenç: Gerçek gündeme dönelim |
Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Derneği (KOBİDER) Başkanı Nurettin Özgenç, Türkiye’nin gündeminin, AB ve ekonomi olması gerekirken gerçek gündemin dışında konuların gündemi işgal ettiğini söyledi.
Özgenç, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye’nin gerginlikten uzak durması gerektiğini ifade ederek, siyasetin anayasal çerçevede yapılmasının uygun olduğunu belirtti. Türkiye’nin gündeminin AB ve makro ekonomik dengeler olması gerektiğini kaydeden Özgenç, ‘’Küresel malî krizden Türkiye’nin etkilenmemesi mümkün değil, ancak Türkiye’nin gündemi, AB ve ekonomi olması gerekirken gerçek gündeminin dışında konular gündemi işgal ediyor’’ ifadesini kullandı. Ülkedeki gerginlik ortamından en çok KOBİ’lerin etkilendiğini belirten Özgenç, tartışmaların Türkiye’yi gerçek gündeminden uzaklaştırdığını, ‘’AB, işsizlik, makro ekonomik sorunların bir yana itildiğini’’ söyledi. Özgenç, ‘’Artık bakışlarımızı ekonomiye odaklama zamanıdır” dedi.
|
21.04.2009
|
|
|
Düğün dönüşü facia: 9 ölü, 9 yaralı |
Samsun’da düğünden dönen yolcuları taşıyan minibüsün kamyonla çarpışması sonucu, 9 kişi öldü, 9 kişi yaralandı.
Edinilen bilgiye göre, Ahmet Coduroğlu yönetimindeki 37 EP 276 plakalı kamyon, Kale Mahallesi Cumhuriyet Meydanı Kavşağında Kamil Kuşçulu’nun kullandığı 55 C 0082 plakalı minibüsle çarpıştı. Kazada, minibüste bulunan Ebrol, Ömer, Hülya, Sevilay, Dursiye ve Yaren Şahin, Duygu ve Dilara Çakır, Nuray ve İsmet Çakıroğlu, Necmiye ve Muradiye Kalelioğlu, Abdurrahman Cömert, Hatice Ay, Bensube Akın, Rahmi Kurt ve Aygül Tektaş ile Gönül Genç yaralandı. Çeşitli hastanelere kaldırılan yaralılardan, Sevilay, Ebrol ve Ömer Şahin ile Necmiye Kalelioğlu, Duygu Çakır, Abdurrahman Cömert, Gönül Genç, Hatice Ay ve Muradiye Kalelioğlu müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Diğer yaralıların ise tedavileri sürdürülüyor.
|
21.04.2009
|
|
|
Çatalca’da kardeş katlİÂmI: 6 ölü |
Çatalca’da av tüfeği ve tabancayla ağabeyi, yengesi ve 4 yeğenini öldüren bir kişi, jandarma tarafından yakalandı.
Alınan bilgiye göre, Halaçlı Köyü’nde yaşayan Necdet E. (31), ağabeyi İsmet E. (44) ile önceki gün akşam saatlerinde köy meydanında tartışmaya başladı. Yanındaki ruhsatsız av tüfeği ile önce ağabeyi Necdet E’ye, daha sonra ağabeyinin evine giderek yengesi İlknur E’ye (34) av tüfeğiyle ateş etti. Fişeğin bitmesi üzerine yanında taşıdığı ruhsatsız tabancayla evdeki odalara giren Necdet E, Hilal (14), Nesrin (14), İlkan (11) ve Furkan (9) isimli yeğenlerini de tabancayla ateş ederek öldürdü. Köylülerin ihbarı üzerine olay yerine gelen jandarma, Necdet E’yi ruhsatsız av tüfeği ve tabancayla birlikte yakaladı. Sağlık ekiplerinin yaptığı kontroller sonucu öldükleri anlaşılan 6 kişinin cesedi, daha sonra morga kaldırıldı.
|
21.04.2009
|
|
|
Millî Egemenlik Haftası başladı |
TBMM Başkanı Köksal Toptan, Türkiye Büyük Millet Meclisinin, 89 yıl içerisinde üzerine düşen her şeyi, en zor zamanda ve şartlarda yerine getirdiğini, milletin kaderini tayin etme sorumluluğunu her zaman üzerinde taşıdığını söyledi.
Millî Egemenlik Haftası, Meclis Başkanı Toptan’ın, TBMM Kabatepe Parkındaki Milli Egemenlik Meşalesini yakmasıyla başladı. Saygı duruşu ve İstiklâl Marşının okunmasıyla başlayan törende konuşan Toptan, güzel bir haftayı başlattıklarını, TBMM’nin kuruluşunun 89. yıl dönümünü kutladıklarını belirtti. Meclisin açılmasının öneminin, hafta içinde gerçekleştirilecek faaliyetlerle anlatmaya çalışacaklarını ifade eden Toptan, şunları kaydetti: ‘’23 Nisan 1920... Kurulan bir devletin Meclisinin açılması değil, daha sonra Cumhuriyetle taçlandırılan kurulacak olan bir devletin Meclisinin açılmasıdır. Bu, dünyada ilktir. Genelde devletler kurulur, o devletler kendi parlamentolarını kurarlar. O Meclis, kahraman milletvekilleri sayesinde, daha sonra Cumhuriyet’i kurmuş, devrimleri gerçekleştirmiş ve bugünkü Türkiye Cumhuriyeti’ni bize emanet etmiştir. Bu Meclis, 89 yıl içerisinde üzerine düşen her şeyi, en zor zamanda ve en zor şartlarda yerine getirmiş, milletin kaderini tayin etme sorumluluğunu her zaman üzerinde taşımıştır.’’ Toptan TBMM’nin kuruluşunun 90. yılı faaliyetlerinin, İstanbul’da 16 Mayıs 2009’da başlatılacağını ve yaklaşık 1 yıla yayılacağını belirtti. Daha sonra butona basarak, Milli Egemenlik Meşalesini yakan Toptan, Millî Egemenlik Haftasını başlattı.
|
21.04.2009
|
|
|
Öğretmen adayları için KPSS yapılacak |
Kamu Personel Seçme Sınavı (KPSS) bu yıl sadece öğretmenlik ve A grubu kadroları için yapılacak.
Sınavı gerçekleştirecek Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi’nin (ÖSYM) ilanına göre, 2009-KPSS, lisans düzeyinde sadece A grubu ve öğretmenlik kadroları için 27-28 Haziran 2009 tarihlerinde Cumartesi günü sabah ve öğleden sonra, Pazar günü sabah ve öğleden sonra olmak üzere dört oturumda, Türkiye’de tüm il merkezleri ile KKTC’nin başkenti Lefkoşa’da gerçekleştirilecek. 2009-KPSS sonuçları B grubu kadrolar için kullanılmayacak. Bu sebeple 2009-KPSS’ye, sadece A grubu (Başbakanlık, bakanlıklar, bunların müsteşarlık, başkanlık ve bağımsız genel müdürlük düzeyindeki bağlı ve ilgili kuruluşları ile bağlı ortaklıklarındaki özel yarışma sınavına tabi tutulmak suretiyle girilen ve belirli bir yetişme programı sonrası yeterlik sınavına tabi tutulan mesleklere ilişkin kadro ve görevler ile il özel idareleri ve belediyelerin teftiş kurulları) ve öğretmenlik kadrolarına atanmak isteyen lisans mezunları ile bir lisans programından mezun olabilecek durumdaki adaylar girebilecekler. Sınava başvurular, 27 Nisan-8 Mayıs 2009 tarihleri arasında yapılabilecek. Başvurular, ÖSYM sınav merkezi yöneticiliklerinin ve belirli ortaöğretim kurumlarının açacakları başvuru merkezlerince yürütülecek. Başvuru merkezleri ÖSYM’nin ‘’www.osym.gov. tr’’ internet adresinde yayınlanacak.
|
21.04.2009
|
|
|
Türk gemisi kaçak göçmenlerden kurtuldu |
Panama bandıralı Türk yük gemisinin, Malta açıklarında batmak üzere olan iki teknedeki kaçak göçmenleri ölümden kurtarmasıyla içine düştüğü zorlu durum, beş gün süren belirsizliğin ardından nihayet sona erdi.
İtalya’nın göçmenleri kabul etme kararı sonrasında, Lampedusa adası açıklarında 140 Afrikalı kaçak göçmeni İtalyan yetkililere teslim eden ‘Pınar’ adlı geminin, asli güzergahı olan Tunus’un Sfax limanına doğru yola çıktığı öğrenildi. İtalyan yetkililer, gemideki kaçak göçmenlerden önce 20 kişilik grubu hücumbotlarla alarak, Lampedusa adasına götürdü. Üç göçmen tedavi için hastaneye götürülürken, diğer 17 kişi ise adadaki mülteci ağırlama merkezine yerleştirildi. Edinilen bilgiye göre, beş gündür Türk gemisinin cankurtaran sandalında tutulan ölü kadın göçmenin cesedi de Lampedusa adasına taşındı. İtalyan yetkililer, diğer 120 kaçak göçmenin Lampedusa açıklarındaki Türk gemisinden alınarak bir askeri gemiyle Sicilya adasına ulaştırılmasını kararlaştırdılar. İtalya göçmenleri kabul ederek yaşanan trajediye son vermiş olmakla birlikte, kaçak göçmenlerin aslında Malta tarafından kabul edilmesi gerektiği tezinde ısrar etmeye de devam ediyor.
|
21.04.2009
|
|
|
Erdoğan’dan vize eleştirisi |
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, eski Almanya Başbakanı Gerhard Schröder’in 65. doğum günü davetine katılmak amacıyla hafta sonunda ziyaret ettiği Almanya’nın Hannover şehrinde Alman gazeteciler için düzenlediği toplantıda, Türk vatandaşlarına yönelik vize uygulamasını eleştirdiği bildirildi.
Alman Haber Ajansı (DPA)’nın haberine göre Erdoğan söz konusu toplantıda vizenin ikili ekonomik ilişkilerin gelişmesine olumsuz etki yaptığını, bu sorunun çözümünden sonra ekonomik ilişkilerin çok daha hızlı bir şekilde gelişebileceğine inandığını söyledi. Erdoğan, Türkiye’nin Avrupa ve Orta Doğu arasında bir köprü olduğunu, AB’ye tam üyeliğinin, birliğin iç pazarını güçlendireceğini de ifade etti. Erdoğan, Türkiye’nin reform sürecini sürdürme kararlılığından şüphe duyulmaması gerektiğini ve bu konuda “ev ödevlerini” yaptığını söyledi.
|
21.04.2009
|
|
|
1 haftalık kaçakçılık bilânçosu, 8,4 milyon lira |
Gümrükler Muhafaza Genel Müdürlüğü ekipleri, 10-16 Nisan 2009 tarihlerini kapsayan bir haftalık sürede, 8 milyon 375 bin 502 lira değerinde uyuşturucu madde ile kaçak eşya ele geçirdi.
Gümrükler Muhafaza Genel Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, Edirne, İstanbul, Gaziantep, İskenderun, İzmir, Ankara, Şırnak, Ağrı, Artvin, Mersin’de gerçekleştirilen operasyonlarda toplam 28 kaçakçılık olayı ortaya çıkarıldı. Kaçakçılık faaliyetlerinde kullanılan 14 araca da el koyuldu. Edirne’de 47 kilo 645 gram eroinin ele geçirildiği operasyonlarda ayrıca, kaçak içki, ilaç, motorin, muhtelif elektronik eşya, kozmetik malzemesi, tekstil, gıda, sigara, oto yedek parçası, cep telefonu gibi eşyalara da el koyuldu.
|
21.04.2009
|
|
|
Babacan ve Bağış bugün Prag’a gidecek |
DIşİşlerİ Bakanı Ali Babacan ile Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış’ın, 21 Nisan’da yapılacak Türkiye-AB Troykası toplantısına katılmak üzere Çek Cumhuriyeti’nin başkenti Prag’a bugün gidecekleri öğrenildi.
Babacan ve Bağış’ın söz konusu toplantıya katılmak üzere dün Ankara’dan Prag’a hareket etmeleri öngörülüyordu.
|
21.04.2009
|
|
|
Ümraniye’de polise silâhlı saldırı |
Ümranİye’de, devriye görevi yapan zırhlı polis aracına ateş açıldı.
Mustafa Kemal Mahallesi 3001. Cadde’de devriye gezen İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne ait zırhlı araca, kimliği henüz belirlenemeyen kişilerce silâhlı saldırı gerçekleştirildi. Ölen ya da yaralananın olmadığı saldırı sonrası yaya olarak kaçan zanlıları yakalamak için bölgede geniş çaplı arama çalışması başlatıldı.
|
21.04.2009
|
|
|
Kosova’da Kutlu Doğuma büyük ilgi |
Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle Kosova’da gerçekleşen programa Kosovalılar yoğun ilgi gösterdi. Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı Kosova Temsilciliği, Prizren İslâm Birliği Başkanlığı ile Doğru Yol Türk Kültür ve Sanat Derneğinin ortaklaşa düzenledikleri programla, Kosovalılar Kutlu Doğumu ihya ettiler.
Asr-ı cehaleti Asr-ı Saadete çevirdi
Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle Kosova’da gerçekleşen programa Kosovalılar yoğun ilgi gösterdi. Türkiye Cumhuriyeti Diyanet İşleri Başkanlığı Kosova Temsilciliği, Prizren İslâm Birliği Başkanlığı ile Doğru Yol Türk Kültür ve Sanat Derneği’nin Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle ortaklaşa düzenledikleri programla, Kosovalılar Kutlu Doğum’u kutladı. Prizren Kültür Evi salonunda düzenlenen program Kur’ân-ı Kerim’in okunmasıyla başladı. Gecede bir konuşma yapan Prizren İslâm Birliği Başkanı Lütfü Balık, Hazreti Muhammed’in insanlığın kurtuluşu, mutluluğu, saadeti ve huzuru için gönderildiğini söyledi. Balık, “Biz Müslümanlar, sevgili Peygamberimizi anarken hedefimiz sadece anmak olmamalı, asıl hedef O’nu (asm) anlamaktır ve gelecek nesillerimize aktararak onun gibi yaşamaktır” dedi. Türkiye Cumhuriyeti Diyanet İşleri Başkanlığı Kosova Temsilcisi Tevfik Yücesoy da konuşmasında, “O, âlemlere rahmet olarak gönderilmiştir. O yüce nebi geldiği zaman dünya adeta karanlık bir dönem yaşıyordu. Önünde bin bir problem vardı. Ve O bin bir problemi Allah’ın ona verdiği o büyük kudret ve güçle tereyağından kıl çeker gibi hallediyordu. Ve 23 sene dolduğu zaman yüceler yücesi âlemlerin Rabbi’ne irtihal ettiğinde asr-ı cehaletten bir asr-ı saadet bırakmıştır” dedi.
|
21.04.2009
|
|
|
Bu yılki yağışlar kuş popülasyonunu arttıracak |
KUŞ Araştırmaları Derneği (KAD) Tür Koruma ve İzleme Programı Sorumlusu İlker Özbahar, bu yıl artan yağışların, bozulan tabiî dengenin yeniden kurulmasına yardımcı olacağını belirterek, ‘’Kuşlar üreme başarısı açısından çok iyi bir yıl geçirecek’’ dedi.
Özbahar, Kuş Araştırmaları Derneği tarafından 10’ncu Kuş Gözlem Okulu’nun çalışmaları sebebiyle geldiği Adana’da yaptığı açıklamada, Türkiye’nin Avrupa, Afrika ve Asya arasında özel konuma ve barındırdığı çok çeşitli hayat alanlarına sahip olduğunu söyledi.
Söz konusu hayat alanlarında, özellikle son 3 yılda yaşanan kuraklık ve mevsim değişiklikleri sebebiyle bozulmalar meydana geldiğini anlatan Özbahar, bu durumun kuşları da olumsuz etkilediğini kaydetti. Mevsim değişikliklerinin bilinen türlerin yanında, başka türlerin de görülmesine sebep olduğunu belirten Özbahar, ‘’Kuşlar nereye gideceğini şaşırmış durumda, Hatay’da, Yelkovan, sümsük kuşu, okyanus kuşları gibi kuzeyden gelen değişik türlere rastladık’’ dedi. Doğal dengenin korunması amacıyla yağışların sürekli ve düzenli olmasının ehemmiyetine değinen Özbahar, konuşmasını şöyle sürdürdü: ‘’Bu sene yağışlar çok iyi oldu, gerçekten tabiatın kaybettiklerini kazanma açısından iyi bir yıl geçirdik. Ancak yağışlara rağmen su toplayamayan göllerimiz var. Çünkü geçtiğimiz yıllarda çok su kaybımız oldu, çok fazla su harcıyoruz, özellikle Konya ovasında fazla kayıplar oldu. Obruk oluşumlarına rastlamaya başlamıştık. Ama Çukurova başta olmak üzere kuşlar açısından önemli uğrak yeri olan çoğu alanda yağışlar açısından başarılı bir yıl geçiriyoruz. Bu yağışların etkisini önümüzdeki süreçte çok daha iyi hissedeceğimizden eminim. Yağışların bu seneki yavrulara çok faydası olacak. Kuşlar üreme başarısı açısından çok iyi bir yıl geçirecek.’’
Özbahar, Türkiye’nin keşfedilmeye açık bir alan olduğunu, bu anlamda yaygınlaşan kuş gözlemciliğinin de önemli katkılar sağladığını bildirdi.
|
21.04.2009
|
|
|
Öğrenciler yine rapor alma “derdine” düştü |
LİSE son sınıf öğrencileri ÖSS’ye daha iyi hazırlanmak için sağlık kuruluşlarından rapor alma girişimlerine başladı.
Konya Numune Hastanesi Başhekimi Dr. Rıza Sarıbabıçcı, yaptığı açıklamada, öğrenciler ve ailelerinin her yıl olduğu gibi bu yıl da ÖSS öncesinde sağlık raporu alabilmek için hastanelere gelmeye başladıklarını söyledi.
Konya’da 5 yıldan bu yana, sınav için rapor taleplerini hep reddettiklerini dile getiren Sarıbabıçcı, ‘’Bu şekilde, hasta olmayan bir öğrenciye rapor verilmesi, görevi kötüye kullanmaktır ve suçtur. İstenirse mahkemeye bile gidilebilir. Biz 5 yıldır bu taleplere ‘hayır’ diyoruz ancak yine de rapor için hastaneye gelip ya da telefon açarak ısrar ediyorlar’’ dedi.
Eğitim-İş Sendikası Konya Şube Başkanı Veli Demir ise ÖSS’nin 14 Haziran’da yapılacağını, sınava 2 aydan az bir süre kala son sınıf öğrencilerinin rapor alma telaşına düştüğünü söyledi.
Sağlık ocaklarının 20 güne kadar kişilere rapor verme yetkisinin olduğunu anlatan Demir, ‘’Öğrenciler ÖSS’ye daha iyi hazırlanabilmek, dershaneye ağırlık vermek için bir şekilde rapor almaya çalışıyor. Sağlık ocakları ise öğrencilere genellikle bir hafta rapor veriyor. Bu raporun süresi bitince yenisi alınıyor’’ dedi. Hastanelerden uzun süreli rapor alamayan öğrencilere, bazı sağlık olacaklarının bu konuda tolerans gösterdiklerini söyleyen Demir, şunları kaydetti:
‘’Öğrenciler sağlık ocaklarından aldıkları raporların yanı sıra 20 günlük devamsızlık haklarını da kullanıyorlar. Lise son sınıf öğrencileri bu hafta rapor alma işlemlerine başladı. Tahminimiz, her yıl olduğu gibi bu yıl da bir hafta içinde lise son sınıflar boşalacak. Geçen yıllarda son sınıf öğrencilerinin tamamına yakını, sınava 1-1.5 ay kala derslere gelmiyordu. Bu yıl da lise son sınıflarda, 20 günlük devamsızlık hakkını doldurmuş ya da bazı problemleri olan 1-2 öğrencinin kalacağını tahmin ediyoruz. Bu yıl Haziran ayında ilköğretim 2. kademe okulları için de Seviye Belirleme Sınavı (SBS) yapılacak. Rapor alma işi bu yıl liselerden ilköğretim okullarına doğru yayılıyor. Öğrenci velileri, SBS’ye girecek çocukları için rapor almaya çalışıyor.’’ Demir, ilköğretim okullarında rapor almak isteyen öğrencilerin genellikle 7. ve 8. sınıflar olduğunu sözlerine ekledi.
|
DR. RIZA SARIBABIÇCI:
21.04.2009
|
|
|
Randevu alıp gitmeyene sıra yok |
SağlIk Bakanlığı, devlet hastanelerindeki yoğunluk ve kilitlenmeyi engellemek için düğmeye bastı.
Üst üste sisteme giriş yaptırıp tedavi olmayan vatadaş, aynı kimlik numarasıyla bir daha sıra alamayacak. Ancak hastaneye gidip mazeretini bildiren dilekçeyi sunarsa, kara listeden çıkarılacak. Bu sebeple randevuların gününden önce telefon ya da internetten iptal edilmesi gerekiyor. Yeni uygulama sayesinde diğer hastaların mağduriyeti önlenecek.
|
21.04.2009
|
|
|
Yaz zatürresine dikkat edin |
HavalarIn ısınmasıyla birlikte, daha çok kış aylarının hastalığı olan zatürrenin yaz aylarında ölümle sonuçlanabilen ciddî sorunlara yol açtığı bildirildi.
Uzmanlara göre, halk arasında ‘yaz zatürresi’ olarak bilinen lejyoner hastalığına yol açan ‘Lejyonella bakterisi’ daha çok yazın çoğalarak ilerliyor. Prof. Dr. Türkan Akyol Göğüs Hastalıkları Hastanesi Başhekimi Uzman Dr. Burhanettin Alkan, son derece ciddîye alınması gereken bir hastalık olan yaz zatürresi karşısında tedbirli olunmasını istedi.
|
21.04.2009
|
|
|
Soğuk hava geliyor |
Hafta sonunda Türkiye’nin iliklerini ısıtan bahar havası bu hafta yerini soğuk hava dalgasına bırakıyor.
Çarşamba günü, yurdun büyük bölümünde yağışlı bir hava hakim olacak. Doğuda zaman zaman karla karışık yağmur da bekleniyor. İstanbul’da sıcaklığın Perşembe ve Cuma günleri 10 dereceye inmesi bekleniyor. Yağmur Perşembe günü batı bölgeleri terk edecek ancak doğuda ve Akdeniz’de etkisini sürdürecek.
|
21.04.2009
|
|
|
Kene ile mücadele zamanı |
Ankara Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Recep Akdur, havaların erken ısınması sebebiyle bazı yerlerde kenelerin aktifleştiğini söyleyerek, “Türkiye’de keneler genellikle Mayıs ayında aktif hale gelir.
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) salgını ile mücadelenin esasını kene ile mücadele oluşturur ve mücadelenin en önemli dönemi Mayıs ayı öncesi yani Nisan ayıdır. Nisan ve Mayıs ayları kene mücadelesinde altın aylardır. İyi değerlendirebilir isek bu sene hasta sayıları daha az olacaktır” dedi.
|
21.04.2009
|
|
|
Felçlilere kök hücre umudu |
ODTÜ Biyolojik Bilimler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vasıf Hasırcı başkanlığındaki ekip, kök hücreleri farklılaştırarak elde edilen sinir hücrelerini ‘’fotolitografi’’ ve ‘’elektroeğirme’’ yöntemlerini kullanarak organize doku olmaya elverişli bir biçimde yönlendirmeyi başardı.
Sinir sistemi hasarları için önem taşıyan çalışmanın bundan sonraki aşamasında söz konusu sinir hücrelerinin oluşturduğu 3 boyutlu yapı, tavşanlar üzerinde denenecek. Prof. Dr. Hasırcı, günlük hayatta rastlanan kazalarda sinir sisteminin alabileceği mekanik, ısıl ya da kimyasal darbelerin merkezi ya da periferal sinir sisteminde tedavi edilemez hasarlara yol açabileceğini bildirdi. Bu gibi durumların sonucunda, pek çok insanın hayat kalitesini etkileyen istemli hareket, hafıza, konuşma gibi yeteneklerini kaybedebildiğini aktaran Hasırcı, bunlar arasında bulunan omurilik yaralanmasının hasar boyutu ve derecesine göre kendiliğinden iyileşmesi mümkün olmayan bozukluklara sebep olduğunu belirtti. Hasırcı, Türkiye’de omurilik yaralanmalarının sıklığına ait sağlıklı istatistiksel verilerin bulunmadığını, ancak yayınlanan çok merkezli bir çalışmada 1992 yılında travmatik omurilik yaralanması görülen hasta sayısının 581 ve hastalığın yıllık görülme sıklığının ise milyonda 12,7 olarak bildirildiğini aktardı. Prof. Dr. Vasıf Hasırcı, merkezi sinir sisteminde, hücrelerin çoğalamamasından dolayı dokunun kendini yenilemediğini, periferal sinir sisteminde ise ancak bir santimetreden daha kısa olan sinir kopmalarında sinir uçlarını dikerek birleştirmenin mümkün olduğunu ifade etti.
Hasırcı, ODTÜ laboratuvarlarında yürüttükleri hasar görmüş veya fonksiyonlarını kaybetmiş doku ve organların, hücre içeren biyomateryallerin tasarımları ve implante edilmeleri ile yenilenmesini veya işlevlerini yerine getirmelerine yardımı amaçlayan doku mühendisliği çalışmaları kapsamında yapay kemik, kıkırdak ve yapay kalp kasının yanı sıra yapay sinir dokusu üretimi çalışmaları yürüttüklerini anlattı.
|
21.04.2009
|
|
|
REFLÜYE AMELİYATSIZ ÇÖZÜM |
Reflü hastalığının tedavisinde, açık ya da kapalı cerrahi yöntemlerin dışında ağız yoluyla gerçekleştirilen, kesi gerektirmeyen ve hastanın bir gün içinde taburcu olmasına imkân sağlayan ‘’Esophyx’’ yöntemi, artık Türkiye’de de uygulanmaya başlandı.
Bayındır Sağlık Grubuna bağlı Bayek Cerrahi ve Tıp Merkezi hekimlerinden Genel Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Murat Üstün, yaptığı açıklamada, mide asidinin, yemek borusu ve solunum yollarına geri kaçmasının ‘’reflü’’ hastalığı olarak tanımlandığını hatırlattı. İlâç tedavisi alan hastalarda iyileşme görülmediğinde cerrahi girişimin yapılabileceğini dile getiren Üstün, reflünün artık ameliyatsız da tedavi edilebildiğini kaydetti. Üstün, son yıllarda geliştirilen, endoskopik bir uygulama olan ve ‘’Esophyx’’ diye adlandırılan teknikle reflü tedavisinde oldukça başarılı sonuçlar alındığını belirterek, ‘’Tedavi artık Türkiye’de de uygulanmaya başlandı. İstanbul’da ilk Bayek Cerrahi ve Tıp Merkezi’nde uygulandı. Ankara’da da birkaç merkezin uygulamalara başlama hazırlığı yaptığını biliyoruz. Türk Gastroenteroloji Derneği uygulamanın üniversitelerde başlatılması konusunda çalışma yürütmektedir. Esophyx, henüz devlet hastanelerinde uygulanmamaktadır’’ diye konuştu.
|
21.04.2009
|
|
|
Saçtan elbise yaptı |
Muğla’nIn Marmaris ilçesinde kuaförlük yapan Hüseyin Özçelik, 6 kilogram saç kullanarak yaptığı elbiseyle Dünya Kuaförler Yarışması’nda birinci oldu.
Marmaris’te 32 yıldır kuaförlük yapan Özçelik, Ukrayna’nın başşehri Kiev’de yapılan ve 33 ülkenin katıldığı yarışmada saç tellerinden yaptığı elbiseyle tasarım dalında birinciliği elde etti. Yarışmanın ardından döndüğü Marmaris’te basın toplantısı düzenleyerek elbisesini tanıtan Özçelik, ‘’Her zaman mesleğimi çok sevdim. Meslek hayatımda hep değişiklikler aradım’’ dedi.
|
21.04.2009
|
|
|
Çin Seddi, tahmin edilenden daha uzun |
ÇİN Seddi’nin, 1368-1644 yılları arasında hüküm süren Ming Hanedanı zamanında, tahmin edilenden 2551,8 kilometre daha uzun, yani 8851,8 kilometre olduğu bildirildi.
Bu sonuca, Çin Kültürel Miraslar İdaresi ile Devlet Haritacılık Bürosu tarafından yapılan ve iki yıl süren ortak araştırmayla ulaşıldı. Yapımına M.Ö 259-210 yılları arasında yaşayan İmparator Çin Şi Huang döneminde başlanan Çin Seddi, 1987 yılında Birleşmiş Milletler’in Dünya Mirasları arasına alındı. Son araştırmada Ming Hanedanı döneminde Çin Seddi’nin kuzeydoğudaki Liaoning eyaletinin Huşan bölgesinde başladığı ve kuzeybatıdaki Gansu eyaletinde bulunan Ciayü geçidine ulaştığı ortaya çıkarıldı.
|
21.04.2009
|
|
|
Küresel ısınmanın günah keçisi bulundu |
İngİlİz bilim adamları, obezlerin küresel ısınma ve iklim değişikliğinde daha fazla payı olduğunu belirledi.
International Journal of Epidemioloji dergisinde yayımlanan bir araştırmaya göre, şişmanlar çok gıda tüketmelerinin yanı sıra zayıflara oranda daha fazla motorlu taşıta bindikleri için, küresel ısınmadan daha fazla sorumlu. Gıda üretiminin, sera etkisi oluşturan gazların temel kaynaklarından biri olduğu biliniyor. Phil Edwards ve Ian Roberts adlı bilim adamları, her bir şişman insanın zayıf bir kişiye oranla yılda bir ton daha fazla karbondioksit emisyonununa yol açtığını tahmininde bulundu. Buna göre, bir milyarlık bir aşırı şişmanlar nüfusu, atmosfere yılda fazladan bir milyar ton karbondioksit salınmasına sebep oluyor. Avrupa Birliği’nin tahminlerine göre, her bir AB vatandaşı yılda 11 ton karbon gazı emisyonunda bulunuyor.
|
21.04.2009
|
|
|
|