28 Haziran 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Dergilerimiz

Hüseyin GÜLTEKİN

Okumak, onun hayatının en önemli parçası


A+ | A-

Tanıdık çevresi, onu hep işsiz-güçsüz, boş boş gezen, evinde de hep boş oturan veya malayani, faydasız işlerle zamanını geçiren bir adam zanneder.

Onu her gördüklerinde ne yaptığını, zamanını nasıl geçirdiğini sorar, hatta bazıları da “Sakın boş boş gezme, mutlaka bir işin olmalı, yoksa bunalıma girersin” şeklinde tavsiyelerde bulunurlar.

Yine bu meyanda “Emeklilikte ne iş yapıyorsun?” suâline muhatap olunca, “Kitap okuyorum, namaz kılıyorum, Kur’ân ve Cevşen okuyorum, dinî ders ve sohbetlere katılıyorum...” deyince, muhatabı onun bir şaka yaptığını zannederek, “Yahu latife mi yapıyorsun? Bunlarla zaman mı geçer? Para getirecek bir işin olmalı. Üç-beş kuruş getirecek bir meşgalen olmalı. O saydıkların da iş mi? Onlarla zaman mı geçer?” der.

Toplumun genel anlayışı böyledir. Onların nazarında; iş ve meşgale deyince hemen ilk akla gelen, dünyaya bakan ve maddî bir karşılığı olan meşgalelerdir. Uhrevî hayata bakan, namaz-niyaz, ibadet-taat gibi işler işten sayılmaz. Gazete, kitap okumak bir nevî fazladan işlerdir. Dinî sohbetlere katılmak, işi olmayanların zamanlarını geçirmek için meşgul oldukları alışkanlıklardandır.

Çoğu insanın anlayışı böyle olduğundan, o da bu nevî suâlleri artık pek yadırgamaz olmuştu. Zamanın çoğunu ibadete, sohbete ve kitap okumaya ayırmıştı. Ömrünün artık güzünü yaşamaktaydı ve zamanını en güzel, en verimli kullanmanın böyle olduğuna inanmıştı. Aklı tatmin etmenin, ruh ve kalbi sükûneti erdirmenin en kestirme yolunun böyle olduğunu bildiğinden, bu hayat tarzını tercih etmişti.

Yıllar önce de iyi bir kitap okuyucusu idi. Risâle-i Nur’u tanıdıktan sonra bu okuma merakı ve iştiyakı artarak devam etti. Kırmızı kaplı kitapların çekiciliği, verdiği zevk ve iştiyak onu artık kopmaz bir bağ ile kitaplara bağladı.

Aynı zamanda bir düzen, bir intizam adamıdır o. Hususî hayatında belli bazı kural ve prensipleri vardır. Fevkalâde bir mani, bir sebep çıkmadıkça, bu kurallarından taviz vermez. Meselâ ne pahasına olursa olsun, günlük okumalarından vazgeçmez; Kur’ân’dan, Risâlelerden, Cevşen’den her gün kendince belirlediği miktarda okumadıkça uyumaz, başka işlere dönüp bakmaz. Çok âcil bir işi çıksa veya hasta da olsa, bu okuma programını aksatmamaya çalışır. Yolculukta, misafirlikte, bir düğün yerinde veya bir taziye mekânında dahi mutlaka bir fırsatını bulup, okuma programlarını aksatmaz.

Aynı derecede olmasa da, onun hane halkı da iyi birer okuyucu sayılabilirler. Yılın hemen her gününde, evinde, şu veya bu şekilde bir okuma programı devam ediyor desek mübalağa sayılmaz. Çünkü onlar okumadan duramazlar. Kitaptan, okumaktan uzak bir yaşantının anlamsız, boş bir hayat olduğuna inanırlar. Mutlu ve huzurlu bir hayatın Furkan-ı Hakîm, Nurlar ve Cevşenü’l-Kebir’le haşir neşir olmaktan geçtiğini bilirler. Bunları okumanın, bunlarla hemhâl olmanın, bu dünya saadetini ve huzurunu dahi netice verdiğini bilirler. Bu mânevî gıdayı almak onlar için bir ihtiyaç hâline gelmiştir.

Onun bu durumunu bilen yakın dost ve akrabaları, gerek ona misafirliğe gelirken, gerek onu misafirliğe dâvet ederken dahi, onun günlük okuma saatlerini veya akşam sohbetlerini göz önünde bulundururlar. Çünkü derslerinin olduğu akşamlarda misafir kabul etmeyeceğini ve misafirliğe gitmeyeceğini bilirler. Aynı zamanda günlük okuma işlerini bitirmeden de çok mecbur olmadan kimse ile görüşmediğini veya başka işlere zaman ayırmadığını iyi bilirler.

Tanıdık çevresi onun bütün bu hassasiyetlerini bilse de, kendisini uzaktan tanıyanlar her rastladıklarında “Emekli olunca mutlaka bir işle meşgul olmalı... Sakın boş durma...” gibi tavsiyelerde bulunmaya devam ededursunlar; onun hâlâ okumak için daha fazla zamana ihtiyacı vardır.

28.06.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (21.06.2009) - Bediüzzaman, kudsî dâvâsını neden talebeleriyle paylaştı?

  (14.06.2009) - Hasta asrın hasta insanları

  (07.06.2009) - Birbirine aykırı iki tablo

  (31.05.2009) - Bediüzzaman’ın ve talebelerinin örnek hasletleri

  (24.05.2009) - Bütün sıkıntıların çaresi; meşveret-i meşrûa

  (17.05.2009) - Dış görünüm önemlidir

  (10.05.2009) - Yüzde 99'u geçip; yüzde 1'e odaklanmak

  (03.05.2009) - İffet timsâli Bediüzzaman’ı rehber edinmek

  (19.04.2009) - Bediüzzaman’ı anlamak...

  (12.04.2009) - Takva-fetva meselesi

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.