10 Ekim 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Cevher İLHAN

“Said Nursî” atfı... (3)


A+ | A-

Gerçek şu ki Başbakan’ın partisinin kongresinde peşpeşe sıraladığı isimlerin en bâriz hususiyetlerinin başında mağduriyetleri ya da düşünceleri ve san’atları uğrunda çektikleri çileler, sürgün edilmişlik ve kıymetleri bilinmemişlik benzeri “ortak noktalar” gelmekte.

Ne var ki Neşet Ertaş, Şivan Perver, Sabahat Akkiraz, Cem Karaca, Tatyos Efendi ve Ahmet Kaya gibi çoğu san’atçı ve türkücülerden oluşan “liste”nin en sonuna eklediği “Said Nursî’nin bu “ortak noktalar”ın ötesinde daha ayrı ve özellikli bir durumunun olduğu gözlerden kaçmakta.

Gerçek şu ki Said Nursî’nin daha Osmanlı döneminde başlayan fikrî aksiyonu devrin ulemâsı tarafından takdir edilmiş; “zamanın eşsizi, zamanında kendisi gibi görülmedik olan, hayret verici özgün fikirlere sahip olup kimseye benzemeyen” anlamında “Bediüzzaman” lâkabı verilmiştir.

Bediüzzaman’ın millet tarafından da kadri bilinmiş; tek partinin ceberrût devrinde bütün baskılara, yasaklamalara, hapislere ve engellemelere rağmen, daha matbaaya geçilmeden Kur’ân tefsiri olan yüzbinlerce Risâle tek tek yazılmış, çoğaltılmış; “iman, tekniğe meydan okumuştur.” Bugün milyonlarla insan Bediüzzaman’dan istifade etmekte, Nur Risâleleri her tarafta gürül gürül okunmakta.

Said Nursî’nin kıymeti Anadolu ve İslâm âlemi ile sınırlı kalmamış; bütün dünyayı ve insanlığı sarmıştır. Kırka yakın dile tercüme edilen Risâle-i Nurlar, dünya radyo ve televizyonlarında okunmakta, üniversitelerde hakkında tezler hazırlanmakta, geniş araştırmalar ve tartışmalar yapılmakta…

Özetle millet zaten “Said Nursî”ye sahip çıkmıştır ve çıkmaktadır. Devletin, siyasetin ve yöneticilerin Said Nursî’ye ihtiyacı vardır. Bu da sâdece ismini “telâffuz”la değil, topyekûn fikirlerinin etraflıca ele alınıp sahip çıkılmasıyla olur.

SAİD NURSÎ’NİN MÂNEVÎ TÂMİR VE

ISLÂH ÇÖZÜMÜ…

Bundandır ki “açılım” ve “demokratikleşme”de Said Nursî’nin ismine atıfta bulunup kamuoyundan alkış alanların, Bediüzzaman’ın “Şark meselesi”ne ve demokrasi ve hürriyetlerin temini hakkındaki içtimaî tesbitlere de kulak vermeleri gerekir.

Yapılacak olan, Başbakan’ın, “Onsuz Türkiye’nin mâneviyatı eksik kalır” dediği Said Nursî’nin, Osmanlı’nın son döneminden Cumhuriyet’in çok partili sistemine geçilmesine kadar bütün devrelerde, Kur’ân’ın temel târiflerine göre anlamlandırdığı ve formülleştirdiği “mânâsız isim ve resim”den âzâde gerçek demokratik hürriyetçiliğinin örnek alınmasıdır.

İslâmı hayatın dışına iten, eğitimi “dinden tecrid”le mâneviyatsızlaştıran, inanç ve ahlâkî değerlerden mahrum sistemin, Kur’ânî-mânevî esaslarla tâmiri ve ıslâhıdır.

Bu noktadan, Millî Mücadeleyi ve Kuva-yı Milliye’yi destekleyen Bediüzzaman’ın, Anadolu’nun ecnebilerin istilâsı ve başşehir İstanbul’un İngiliz işgali altında bulunduğu menhus mütârekenin en zorlu zamanlarında Kürt Teâli Cemiyeti Reisi Abdülkadir’den gelen “Kürdistan kurma” teklifine verdiği cevabın anlamını değerlendirmeli.

“Kürdistan’ı değil, Osmanlıyı ihya edelim” diye karşı çıkıp, “Allah-û Zülcelâl Hazretleri, Kur’ân-ı Kerim’de ‘Öyle bir kavim getireceğim ki, onlar Allah’ı severler, Allah da onları sever’ diye buyurmuştur. Ben bu beyân-ı İlâhî karşısında düşündüm; bu kavmin bin yıldan beri âlem-i İslâmın bayraktarlığını yapan Türk milleti olduğunu anladım. Bu kahraman millete hizmet yerine, dörtyüz elli milyon hakikî Müslümanın kardeşliği bedeline, birkaç akılsız kavmiyetçi kimsenin peşinden gitmem” diye verdiği cevabı iyi anlaşılmalı. (N. Şahiner, Bilinmeyen Yönleriyle Bediüzzaman Said Nursî, 229)

Israrla dâvet edildiği ve “hoşâmedi (hoş geldin) merâsimi” ile çağrılıp alkışlarla kürsüye gelerek Anadolu gazileri için duâ edip zaferin muvaffakiyeti için duâ ettikten sonra, mebuslara neşrettiği on maddelik beyannâmede dikkat çektiği tesbitlere kulak verilmeli…

SAİD NURSÎ, İYİ OKUNMALI…

Keza, “Efendim! Sizin nüfuzunuz kuvvetlidir. Bu harekâtımıza iştirak buyurur yardım ederseniz, gâlib oluruz” diye kendisini kıyama iştirake çağıran Şeyh Said’e yazdığı “ikaz mektubu”ndaki mânâ iyi okunmalı. Bu mektuptaki, “Türk milleti asırlardan beri İslâmiyetin bayraktarlığını yapmıştır. Çok veliler yetiştirmiş ve şehitler vermiştir. Böyle bir milletin torunlarına kılınç çekilmez. Biz Müslümanız, onlarla kardeşiz, kardeşi kardeşle çarpıştıramayız. Bu şer’an câiz değildir. Kılınç, hârici düşmana karşı çekilir. Dâhilde kılınç kullanılmaz. Bu zamanda yegâne kurtuluş Çâremiz, Kur’ân ve iman hakikatleriyle tenvir ve irşad etmektir. En büyük düşmanımız olan cehli (cehâleti) izâle etmektir. Teşebbüsünüzden vazgeçiniz. Zira akim kalır. Birkaç cani yüzünden binlerce mâsum kadın ve erkekler katledilebilir” cümlesinin anlamı doğru anlaşılmalı. (a.g.e.)

İsyana iştirak için “izin” isteyen Kör Hüseyin Paşa’ya, “Askerler bu vatanın evlâdıdır; senin ve benim akrabamdır. Kime vuracaksın? Onlar kime vuracak? Düşün, idrak et. Ahmed’i Mehmed’e, Hasan’ı Hüseyin’e mi kırdıracaksın?!” ihtarı idrak edilmelidir.. Said Nursî’nin isminin zikredilmesi elbette önemli. Ancak asıl önemli olan, Bediüzzaman’ın meseleye, mânevî adeseden getirdiği “İslâm kardeşliği” eksenindeki temel târif ve çözümlerin araştırılıp tatbikidir.

Said Nursî’nin hayatî önem taşıyan fikirlerinin demokratikleşme ve “açılım”da referans alınmasıdır; yalnız “ismi”nin telâffuzuyla kalınmamasıdır…

10.10.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (08.10.2009) - “Said Nursî” atfı... (2)

  (07.10.2009) - “Said Nursî” atfı... (1)

  (06.10.2009) - Türkiye Afganistan’da cepheye mi sürülüyor? (2)

  (05.10.2009) - Türkiye, Afganistan’da cepheye mi sürülüyor? (1)

  (03.10.2009) - AKP iktidarının İsrail tezadı…

  (02.10.2009) - New York–Ankara çelişkileri…

  (30.09.2009) - Çarpıklıklarla dolu ABD ziyareti…

  (29.09.2009) - Rusya’nın İslâm dünyasıyla musâlâhası…

  (26.09.2009) - Kürtleri “temsil” iddiası…

  (25.09.2009) - Demokratikleşmeye evet, tefrikaya hayır… (2)

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nurullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.