10 Haziran 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Basından Seçmeler

İSRAİL, İSKENDERUN’U NEDEN HEDEF ALIYOR?

TÜRKİYE İskenderun’a hava savunma sistemi kurmuş, bölgeyi askeri merkeze dönüştürmüş, kurulan füze üssü İsrail’in potansiyel saldırılarına hazırlıkmış, I-Hawk füzelerinin amacı Suriye ve Hizbullah’ı korumakmış...

İsrail kaynakları Türkiye’yi dünyaya şikayet ediyor. Türkiye neden İskenderun’a füze sistemi kurar? İnanılmaz, insanı çıldırtan bir şey bu. Bir ülkenin kendi egemenlik alanında güvenlik önlemleri almasını bile dünyaya suç gibi göstermeye çalışan bu ülkeye ne denir?

Siz değil miydiniz; 16 Eylül 2007’de, Türk hava sahasından geçip Suriye’yi bombalayan? Savaş uçaklarının yakıt tanklarını Türkiye topraklarına atan. Türkiye’nin “açıklama” beklentisine pişkinlikle cevap veren. Siz değil miydiniz, Türk hava sahasını kullanıp İran’a saldırı planları hazırlayan, Türk hava sahasında uzun menzilli uçuş talimleri yapan?

Siz değil miydiniz; geçtiğimiz Şubat ayında Sudan topraklarında bir konvoyu bombalayıp 40 kişiyi öldüren? Sudan limanına yaklaşan İran gemisini batıran. “Hiçbir yer müdahale alanımız dışında değildir” açıklaması yapan. İskenderun da sizin müdahale alanlarınızdan biri mi oldu şimdi?

Siz değil misiniz, Akdeniz’de seyreden Türk gemisine saldıran, o kadar insanı öldüren? Akdeniz’deki Türk vatandaşlarına da “hiçbir yer müdahale alanımız dışında değil” diyerek mi saldırdınız?

Burada açıkça söyleyelim; siz değil misiniz, gemiye saldırdığınız gece İskenderun’da deniz üssüne saldıran, yedi askeri şehit eden? Biz bu örnekleri daha önce de yaşadık... Ve buna inanıyoruz artık!

Siz değil miydiniz, 18 Ocak 2007’de ve daha bir çok kez, Kuzey Irak’a silah sevkiyatları yapan. O zaman ve şimdi, o bölgedeki füze üsleri, depoları size ait değil mi? Hadi yok deyin, Irak’ın kuzeyinde füze stoklarımız, mühimmat depolarımız yok deyin! Ne için, hangi tehdit için hazırladınız bu füzeleri?

Türkiye, Kale köyüne kurduğu savunma teçhizatıyla Hizbullah ve Suriye’yi koruyormuş. Kime karşı? İsrail saldırısına karşı? İskenderun’dan Hizbullah’ı nasıl savunuyormuş? Hadi söyleyin! Türk hava sahasını kullanıp Suriye ve Hizbullah’a saldırı planları yapıyorsunuz anlamına gelmiyor mu bu? Ne utanmazlık!

Bu ülke, sizin terör üzerinden ve doğrudan saldırılarınıza, kendi hava sahasını kullanıp bir komşusuna saldırı hazırlıklarınıza karşı önlem alıyor, almalı. Çok geç bile kaldı?

İskenderun neresi? Doğu Akdeniz. Türkiye’nin geleceğe yönelik en büyük proje merkezlerinden biri, büyük umutlar ve emeklerle hazırlanan enerji kavşağı. Türkiye’yi buradan vurmanın ne anlama geldiğini çok iyi biliyorsunuz. Elbette biz de biliyoruz. “Size Doğu Akdeniz’i dar ederiz” diyorsunuz. “Projelerinizi yerle bir ederiz” diyorsunuz. “Bu bölgenin güvenliği de güvensizliği de bizden sorulur” diyorsunuz... Kuzey Irak’tan İskenderun’a, Doğu Akdeniz’e koridor açmaya çalışıyorsunuz. Biz bu dili çok iyi biliyoruz...

Türkiye’nin zaaf alanına müdahale edip can damarını kesmeye çalışıyorsunuz. Bilmiyor muyuz sanıyorsunuz?

(...)

Türkiye, İsrail’in bölgesel terör bağlantılarının kanıtlarını ortaya koymalı. Türkiye’ye yönelik büyük ölçekli terör saldırılarındaki rolünü açık etmeli. Türkiye, İsrail’in bundan sonra bölgeyi Türkiye üzerinden vuracak şekilde provokasyonlarına tedbir almalı. Türkiye içinde örtülü operasyonlarına, suikastlerine hazırlıklı olmalı.

İsrail’in saldırı ve terör yöntemlerine karşı kendi topraklarını, denizini korumaya, Türkiye’yi savaşa sokacak provokasyonları önlemeye, kendini korumaya yönelik tedbirlerini “teröre destek” gibi gösteren bir ülkeye ne denir?

Yuh denir sadece!

İbrahim Karagül Yeni Şafak, 9.6.2010

10.06.2010


Ağrı Tugay’ından Akdeniz’deki drama... Hepsi insanlık suçu...

İSRAİL’İN Türk gönüllülere uyguladığı işkence

ve kötü muamele, doğal olarak şu günlerde çokça tartıştığımız bir konu. Dolayısıyla projektörlerimi, genelinde kışlalarda özelinde de Ağrı/Doğubayazıt Tugayı’nda yaşanmakta olan fiziksel ve sözlü saldırılar şeklinde ortaya çıkan vahim insan hakları ihlallerinden, bir süreliğine Akdeniz’deki açık denizlerde yaşanan drama çevirmek zorunda kaldım. Ağrı kışlasındaki olayların devamını önümüzdeki günlerde yazmaya devam edeceğim. Pek çok erin maruz kaldığı kötü muameleye karşı çıktıkları için Ağrı Doğubayazıt’taki bazı muvazzaf subay ve astsubayları da TSK’dan ayırma işlemleri yapılmakta olduğu haberlerini alıyor ve bu duruma el koymayan tüm ilgilileri de kınıyorum. Ağrı kışlasında yaşanmakta olan dramı yakında yeniden ele alacağım için şimdi projektörlerimi, Akdeniz’deki Türk gönüllülerin maruz kaldığı kanlı saldırı ile birlikte yeniden gündeme oturan Türkiye-İsrail askerî işbirliğine çeviriyorum.

Hükümet, İsrail ile ilişkilerin stratejik boyutunu oluşturan askerî ve savunma sanayii işbirliği alanlarında yaptırıma gitme konusunda oldukça ürkek bir tutum izliyor. Bir yandan da AK Parti içinde bu konuda farklı sesler yükseliyor. AK Parti ileri geleni Ömer Çelik, Türkiye’nin misilleme olarak İsrail ile tüm askerî ve savunma sanayii işbirliğini keseceğini söylerken Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, temkinli bir dil kullanıyor.

Hükümetin, İsrail ile askerî ilişkileri dondurma ya da kesme konusundaki kararsızlığının arkasında TSK’nın telkinleri olduğu konusunda elimde güçlü bulgular var.

Ancak geldiğimiz noktada, Türkiye’nin askerî teknolojiler anlamında genelinde dışa özelinde de İsrail’e aşırı bağımlılığının irdelenmesi gerekiyor.

Türkiye, bugün bilinen rakamlara göre, eğitim bütçesinden sonraki en yüksek payı askerî harcamalara ayırıyor. Askerî bütçe üzerinde parlamento denetimi olmadığı için askerî harcamalara ilişkin kesin rakamları bilmek mümkün değil.

Askerî harcamaların yüksekliğine karşın kritik teknolojilerde önemli oranda dışa bağımlı oluşumuz çok ciddi bir çelişki oluşturuyor ve üzerinde durulması gereken kritik bir konu olarak karşımızda duruyor.

Türkiye’nin İsrail ile askerî teknolojilerde işbirliği, zamanında Kongre’nin Türkiye’ye uyguladığı silah ambargosunu kırmak için ABD yönetiminin teşvikiyle başladı. Sonra boynuz kulağı geçti ve İsrail, Türk silah pazarında ABD’nin önemli bir rakibi olarak ortaya çıktı. Hatırlatmakta yarar var, İsrail, bugün dünyada en fazla silah satan ilk beş arasında dördüncü sırada, İsrail, bu yıl sonuna kadar silah satışlarından sekiz milyar dolar gelir elde etmeyi hedefliyor.*

Türkiye’nin İsrail’e ihale ettiği ve kamuoyu ile detaylarıyla paylaşılan projelerin dışında daha pek çok proje olduğu tahmin ediliyor.

Ayrıca, Türk Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme Vakfı’nın (TSKGV) hissedarı olduğu 18 askerî şirketten bazıları, kamuoyuna, kimi sistemleri kendileri geliştirmiş gibi gösterip aslında taşeron İsrail firmaları ile işbirliği yapıyorlar. Yeter ki kamuoyunu kandırmayın; bir yabancı firma ile işbirliğinin sakıncası yok. Sakıncalı olan, kamuoyunun kandırılması ve askerî harcamaların hiç mi hiç denetlenememesidir.

Konusuna hâkim bir okuyucum bakın ne anlatıyor;

“Yaygın kanı, Aselsan, Roketsan, Havelsan (TSKGV firmaları) gibi iş yaptığı zannedilen hâlbuki yapıyorMUŞ gibi yapan arpalıkları ayakta tutanın da İsrailli şirketlerin olduğudur, ‘ilk biz de yaptık,’ diye çığlıklar atarak, gösteri odasında başköşeye konarak sunulan ‘gece görüş dürbünlerinin’ şah damarı olan ampuller halen İsrail’den alınmaktadır. Madem el telsizleri artık Aselsan’da yapılıyordu da aracısı...... olan şirket üzerinden neden ABD

(Motorola’dan) ÖKK için el telsizi alındı? Çünkü tutturamadılar, devamlı arızada. İşte bunca harcamaya rağmen teknoloji fakiri olmanın sebepleri bunlar.”

Bu vesileyle dikkatinize getireyim; TSKGV önemli askerî harcama yapan bir kurum ama harcamalarına ulaşılamıyor.**

* (JDW, 3 haziran).

** (İstanbul Bilgi Üniversitesi Sivil Toplum Kuruluşları (STK) Eğitim ve Araştırma Birimi Direktörü Prof. Nurhan Yentürk’ün editörlüğünde Bütçe İzleme dizileri çerçevesinde hazırlanan Askerî ve İç Güvenlik Harcamalarını İzleme Kılavuzu 2009, 2010, 2011 Çalışması.)

Lale Kemal / Taraf, 9.6.2010

10.06.2010

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Son Dakika Haberleri

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.