24 Temmuz 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Güncel

 

Sigarayla birlikte, alkol de yasaklansın

Türkİye’de sigaraya bağlı hastalıklarda yüzde 20’lere varan azalma yaşanmasını sağlayan ‘dumansız hava sahası’, Rusya’nın da gündeminde. Levada Araştırma Merkezi’nin yaptığı çalışmaya göre, halkın yüzde 82’si ortak kullanım alanlarında sigara içilmesinin yasaklanmasını destekliyor.

Halkın yüzde 76’sı alkol alımının da yasaklanmasını talep ediyor.

Yasağa destek verenlerin çoğunluğunun kadın ve 55 yaş üzeri olması dikkat çekti. Araştırmaya göre kısmî uygulanan yasaklar sayesinde Rusya’da son dönemde sigara kullanım oranlarında önemli bir artış yaşanmadı. Yaşları 18-39 arasındaki gençlerin yüzde 37’si düzenli olarak sigara kullanıyor. Levada’nın çalışmasına göre, alkol alanlarda ise bir miktar gerileme var. 2007’de yüzde 55 olan oran, 2010’da yüzde 51’e düşmüş durumda. Rusya son olarak Türkiye’de olduğu gibi paketlerin üzerine uyarı yazısının yazılmasını yasalaştırdı. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre Rus erkeklerin yüzde 60’ından fazlası sigara içiyor. Yılda yaklaşık 400 bin Rus, sigara ve oluşturduğu zarardan dolayı ölüyor. Tüketimin yüksek olmasına sebep olarak Rusya’da sigaranın maliyetinin düşük olması gösteriliyor.

ÜÇ BÜYÜKŞEHİRDE GÜNDE 17 TON İZMARİT

TOPLANIYOR

acettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nazmi Bilir, sigara tüketimine bağlı olarak İstanbul, Ankara ve İzmir’de her gün 17 ton izmarit toplandığını söyledi. Sigaranın sağlığa ve ekonomiye zararlarının yanında çok büyük oranda da çevreye etkileri bulunduğunu vurgulayan Bilir, “Günlük sigara satış rakamlarına göre İstanbul’da 10, Ankara’da 4, İzmir’de 3 ton olmak üzere toplam 17 ton izmarit toplanıyor. Havanın kirlenmesini hiç söylemiyorum” dedi. Sigara kullanımının 1980 ve 1990’lı yıllarda yüzde 90 arttığını belirten Prof. Dr. Bilir, bunun birçok kanser türünü de tetiklediğini ve hasta sayısını önemli ölçüde çoğalttığını kaydetti. Bu 10 yıllık dönemde hasta sayısının artmasının ölüm oranlarını da arttırdığını ifade eden Nazmi Bilir, “1964 yılında hastanelerde kayıtlı akciğer kanserli sayısı bin 200’ken 2004’te 50 binin üzerine çıktı. 1964 ile 2004 yılları arasında nüfus 2,5 kat artmasına rağmen akciğer kanseri vak'alarında 45 kat artış gözlendi. Akciğer kanseri yüzde 70 ile 90, kalp krizi ve kronik bronşit yüzde 25 ile 40 oranında sigaradan kaynaklanıyor” şeklinde konuştu. Sigaranın 10’un üstünde kanser türüyle birebir ilişkisi olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Bilir, “İnsan sağlığı açısından başka hiçbir faktör, sigara kadar öldürücü değildir. İki kullanıcıdan biri mutlaka ölüyor” dedi.

24.07.2010


 

Yalnızlık daha erken yaşlanma sebebi

Dünya Yaşlanma Konseyi (DUNYAK) Başkanı Kemal Aydın, ‘’yalnızlığın yaşlılığı erkene aldığını’’ belirterek, ‘’Araştırmalara göre özellikle erkekler bu konuda son derece zayıf. Kadınlar, yalnızlıklarıyla daha barışık yaşayabiliyor ancak, erkekler bunu başaramıyor’’ dedi.

Yaşlılık bilimi uzmanı (Gerentolog) Aydın, Pozantı ilçesinde düzenlenen “Akdeniz Yaşlanma Forumu Çalıştayı’’ için geldiği Adana’da, konseyin 2009 yılında İstanbul’da kurulduğunu ve 190 ülkede yapılanma çalışmasını tamamladığını bildirdi. Aydın, yaşlanmanın anne karnından ölünceye kadar devam eden bir süreç olduğunu, bu sebeple konseyin sadece yaşlılara hizmet eden bir oluşum gibi görülmemesi gerektiğini ifade etti.

Yaşlılığı hızlandıran birçok etken olduğunu, ‘’yalnızlığın yaşlılığı erkene aldığını’’ belirten Aydın, ‘’Araştırmalara göre özellikle erkekler bu konuda son derece zayıf. Kadınlar, erkeklere oranla yalnızlıklarıyla daha barışık yaşayabiliyor, ancak erkekler başaramıyor. Kadınlar kendilerini toplumdan fazla soyutlamıyor, sosyal ilişkileri daha güçlü tutabiliyorlar, bunun bedelini de uzun ömür olarak geri alıyorlar’’ şeklinde konuştu. Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de ortalama hayat süresinin uzadığını, yapılan araştırmalara göre bu sürenin 72 yaşına kadar çıktığını belirten Aydın, ‘’Bu nedenle, yaşlılarımız için acil eylem planını bir an önce hazırlanmalı. Çünkü, Türkiye bu konuda geç bile kaldı’’ dedi.

TÜRKİYE:YAŞLI DOSTU ÜLKE

AydIn, Türkiye’nin tabiatı, kültürel değerleri, iklimi, sıcak kanlı insanları ve yaşlıyı her zaman baş üstünde tutan kültürüyle ‘’yaşlı dostu ülke’’ olduğunu, ancak, bunun diğer ülkelerce de kabullenilmesi gerektiğini belirterek, ‘’Bu nedenle imza kampanyası başlattık. Türkiye’nin ‘yaşlı dostu’ ülke olması için bugüne kadar 7 bin imza topladık. İmza atanların önemli bir bölümünü yönetim kademesinde olanlar oluşturuyor. Bugüne kadar sadece birkaç ülkede ‘ben imza atmam’ diyen, Türkiye’ye ön yargılı yaklaşan az sayıda kişiyle karşılaştık’’ dedi.

24.07.2010


 

Kaçkar’ın zirvesine katırla çıkılabiliyor

Doğu Karadeniz’in gözde mekânlarından Kaçkar Dağlarında, kamp kurmak, tracking yapmak isteyen tabiat tutkunlarının yükleri, kara yolunun ulaşmadığı yerlere, gelişen teknolojiyle gözden düşse de bir dönemler yük taşımakta insanların en büyük yardımcısı olan katırlar tarafından taşınıyor.

Artvin’in Yusufeli ve Rize’nin Çamlıhemşin ilçesi sınırlarında kalan bazı bölümleri millî park ilân edilen, birçok endemik türe ev sahipliği yapan, flora ve faunasıyla bilim adamlarının ilgisini çeken Kaçkar Dağlarında, yaz mevsimiyle birlikte farklı bir telâş yaşanıyor. Kamp kurup tabiatla başbaşa vakit geçirmek, dağcılık, kaya tırmanışı, tracking ya da bitki ve hayvan türleri üzerine çalışma yapmak isteyenler, en yüksek zirvesini 3937 rakım ile Kavrun Dağının oluşturduğu Kaçkar Dağları silsilesine akın ediyor. Kaçkar Dağlarının konukları arasında yerli ziyaretçilerin yanı sıra dünyanın dört bir yanından gelen araştırmacılar da bulunuyor. Yolun belli bölümünü araçlarla kateden ziyaretçiler, kara yolunun ulaşmadığı özellikle dağların zirveleri ya da derin vadilere yürüyerek gitmek zorunda kalıyor. İlerlemenin zaman zaman çok güç olduğu sarp arazide, yüklerin taşınmasında ziyaretçilerin imdadına, teknoloji karşısında yok olmaya yüz tutsa da bir dönemler kırsal kesimdeki kayda değer mesleklerden katırcılığı sürdürmeye çalışanlar yetişiyor. Turizmde yaşanan bu hareketlilikle birlikte çoğunluğu Kaçkar Dağlarının eteklerindeki köylerde oturan katırcılar ile teknolojik gelişmeye ve bu meslekte kullanılan malzemelerin satıldığı dükkânların tek tek kapanmasına rağmen görevleri bir türlü bitmeyen katırların zahmetli yolculuğu yeniden başlıyor. Çadır ve özel eşyaların bulunduğu çantaların yüklendiği katırlar, güçlükle yürünebilen daracık patika yollardan ilerleyerek kamp alanına ulaşıyor, böylece ziyaretçiler de yük taşıma zahmetinden kurtulmuş oluyor. Rize / aa

Beş asırdır Kuşadası’nda

nAydIn’In Kuşadası ilçesinde, tarihe şahitlik ettiği ve yüzlerce yıllık geçmişi olduğu tahmin edilen, anıt nitelikli bir menengiç ağacı bulundu. Bölgede ağaç türlerini araştırarak anıt statüsünde değerlendirilip koruma altına alınması ve tanıtılması için ilgili kurumlara başvuran Kuşadası Ekosistemi Koruma ve Doğasevenler Derneği (EKODOSD), yaptığı son araştırmalarda 500 yaşın üzerinde olduğunu tahmin ettikleri, gövde çevresi 5,80 metre ve yüksekliği 12 metre olan dev bir menengiç keşfetti. EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü, “Normalde 6 ile 9 metreye kadar uzayan ve zor büyüdüğü bilinen menengiç ağaçlarından yaşlı bir tanesini Adaköy’de tesbit ettik. Yöre sakinlerinin çınar sandığı ağacın menengiç olduğunu belirledik. Bölgemizde çok az kalan türleri arasında en yaşlısı olduğunu gördük. Yolun altında kalan ve site yapılırken çıkan topraklarla gövdesi 2 metre gömülen ağacın, yoğun yapılaşmalar arasında yaşayabilmesi mu'cize olmuş. Anıt ağaç statüsüne alınarak korunması için Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Başkanlığı’na ve Doğa Koruma ve Millî Parklar Müdürlüğü’ne başvurduk” dedi. Menengiç, yörelere göre çitlenbik, çedene, çıtlık, çitemik, bıttım gibi isimlerle de biliniyor.

24.07.2010


 

En ucuz dondurma hangi ülkede?

Yaz sıcaklarına karşı bütün dünyanın sevdiği dondurma en pahalı Mısır’da, en ucuz ise Bulgaristan’da satılıyor.

İngiliz Uluslararası Kur Değişimi (ICE) firması tarafından hazırlanan Yalametre – Lickometer ile dünyanın önde gelen tatil beldelerindeki dondurma fiyatları karşılaştırıldı. ICE Pazarlama Müdürü Joanna Williams, tatil yapmak isteyenlere gitmek istedikleri merkezde karşılaşacakları günlük masraflar hakkında fikir vermek istediklerini söyledi. Williams, dondurma fiyatının da çok iyi bir gösterge olduğunu vurguladı. Araştırmaya göre en ucuz dondurma Varna ve Burgas’ta (Bulgaristan) 1,35 liraya satılıyor. Riga’da (Litvanya) dondurma fiyatı 1,36 lirayı bulurken Dubrovnik’te (Hırvatistan) turistler dondurmayı 1,64 liraya alabiliyor. Uzakdoğu’daki turizm merkezlerinden Tayland’da dondurma fiyatı 1,47 lirayı buluyor. Türkiye’deki dondurma fiyatı 2 ile 3 lira olarak belirtilmiş. Dünyanın en pahalı dondurmasının satıldığı Mısır’da ise dondurmanın kilo fiyatı 14 liraya ulaşıyor.

24.07.2010


 

Samanyolu’nda yeni keşifler

Bilim adamları, son haftalarda 140 “dünyamsı” gezegen keşfetti. Astronom Dimitar Sasselov Oxford’da bir bilimsel konferansta yaptığı açıklamada, geçen yıl Ocak ayında yörüngeye yerleştirilen Kepler uzay teleskobu ile yapılan gözlemlerde, Dünya’nın ölçülerine yakın 140 değişik gezegen keşfedildiğini belirtti.

Son keşiflerin ardından bilim adamları, Samanyolu’nda hayat şartlarına evsahipliği yapabilecek 100 milyon civarında gezegen olduğunu düşünüyor ve bunların içinde Dünya benzeri hayatın sürdürülebileceği 60 kadarını iki yıl içinde belirlemeyi umuyorlar.

24.07.2010


 

Perakendeciler Ramazan’a hazır

YAKLAŞAN Ramazan ayı öncesi hareketliliğin en üst noktada yaşandığı perakende sektöründe, hazırlıkların tamamlandığı, firmaların stok yaptığı ve fiyatlarda sürpriz artışlar beklenmediği bildirildi.

Türkiye Perakendeciler Federasyonu Başkanı Şeref Songör, sektörün büyümeye ve istihdam oluşturmaya devam ettiğini, ekonomideki iyi gelişmelerin motivasyonlarını arttırdığını ve ülke ekonomisine daha fazla katma değer oluşturmak için çalıştıklarını söyledi. Perakendecilik sektöründe Ramazan ayı ile hareketliliğin zirveye çıktığını dile getiren Songör, bu ayda yaşanabilecek mağduriyetlerin ve sıkıntıların önüne geçebilmek için perakendecilerin hazırlıklarını tamamladığını belirtti. Ramazan’da sektörde faaliyet gösteren firmalarla yaptıkları görüşmelerde muhtemel fiyat artışlarını da masaya yatırdıklarını ifade eden Songör, şunları kaydetti: ‘’Yaklaşık 300’e yakın üyemiz var. Türkiye genelinde ise modern anlamda perakende organizasyonu gerçekleştiren 600’ü aşkın perakende firması bulunuyor. Perakendeciler olarak, Ramazan öncesi önemli bir hazırlık sürecindeyiz. Stok ve depolama çalışmalarımız tamamlandı. Meyve, sebze ve çabuk bozulan gıdalar dışında tedarikler büyük ölçüde yapıldı. Bu nedenle Ramazan ayında temel ihtiyaç maddelerinin fiyatlarında artış beklemiyoruz. Sadece bölgesel olarak bazı ürünlerde fiyat artışları yaşanabilir. Bunun dışında bir sürpriz yaşamayacağımızı düşünüyorum. Ramazan ayına yönelik bir spekülasyon da beklemiyoruz.’’

MEYVE VE SEBZE ÇOK UCUZA TÜKETİLECEK

Songör, Ramazan’da gıda konusunda hiçbir sıkıntının gözükmediğini anlatarak, yine tarla sezonu olması dolayısıyla meyve ve sebzenin çok ucuz fiyatlardan bolca tüketilmesini beklediklerini söyledi. Yaz dönemi olması dolayısıyla uzun ve sıcak bir gün geçirileceğini ifade eden Songör, su ve diğer içeceklerin satışında da artış yaşanabileceğini, firmaların bu konuda da hazırlıklarını yaptığını bildirdi. Ürünlerin perakendeciye ulaşana kadarki her aşamasını federasyon olarak takip ettiklerini belirten Songör, geçen yıllarda pirinçte yaşanan sıkıntıların bu yıl tekrarlanmasını beklemediklerini, tahıl ve bakliyat ürünlerinin gerek arzı gerekse fiyatları konusunda herhangi bir sorun yaşanmayacağını vurguladı. Tek endişelerinin kırmızı et olduğunu aktaran Songör, bu üründe stok şanslarının olmadığını, bu sebeple fiyatla ilgili herhangi birşey söyleyemeyeceklerini kaydetti. Kırmızı et konusunda Tarım ve Köyişleri Bakanlığının çalışmalarını yakından takip ettiklerini dile getiren Songör, ‘’Kırmızı etteki spekülasyonun karşımıza sıkıntı olarak gelmemesi lâzım’’ dedi. Songör, perakendeciler olarak tek düşüncelerinin Ramazan ayını sorunsuz geçirmek olduğunu sözlerine ekledi.

24.07.2010


 

Devlet vatandaş el ele okul yaptırıyor

Şanliurfa’nin Birecik ilçesinde bazı iş adamları aralarında topladıkları 2,5 milyon lira bağışla ilçeye iki okul bir pansiyon yaptırıyor. Hayırseverlerin yaptıracağı okulların temel atma törenine katılan Şanlıurfa Valisi Nuri Okutan, Birecik ilçesinin eğitime karşı duyarlılığından memnun olduğunu söyledi.

Vali Okutan, ‘’Bu ilçemiz tarihine ve kültürüne yakışan çalışmalar yapmıştır. Birecik halkı eğitim konusunda devamlı duyarlı davranmıştır. Bu okul inşaatlarına vatandaşlarımızdan yaklaşık 2,5 milyon lira bağış yapılmıştır. Bunun yanında devletimizde 2 milyon lira katkı sağlayarak okul inşaatlarının yapımına başlanmıştır’’ dedi. Okul yaptıracak hayırseverlerle protokol imzalandıktan sonra Vali Okutan, öğrenci yurdunun inşaatlarında incelemelerde bulundu.

24.07.2010


 

‘Biz verdikçe malımız da, işimiz de artıyor’

TÜRKİYE Büyük Millet Meclisi Üstün Hizmet Madalyası sahibi iş adamı Faik Çelik, “Biz verdikçe malımız da, işimiz de artıyor” dedi.

Çelik, geçen yıllarda yaptırdığı Merkez Yıldırım ilçesindeki Faik Çelik Kız Meslek Lisesi bahçesine eşi adına spor salonu ve çok amaçlı bir salon yaptırıyor. Salonların protokol imza töreni Bursa Valiliği’nde yapıldı. Çelik, spor salonu ve çok amaçlı spor salonunun 2011-2012 eğitim öğretim yılına yetişeceğini söyledi. Merkez Nilüfer ilçesi Çalı Mahallesi’ne de bir endüstri meslek lisesi yaptıracağını bildiren Çelik, Faik Çelik Kız Meslek Lisesi’nden mezun olarak üniversiteyi kazanan öğrencilere burs vereceğini de açıkladı. Çelik, bir gazetecinin, “Vermek nasıl bir duygu?” sorusunu da, “Biz verdikçe malımız da, işimiz de artıyor. Biz memnunuz, çalışanlarımız da memnun. Kimse öbür tarafa birşey götürmüyor, biz de götürmeyeceğimize göre sosyal sorumluluk projelerimiz devam edecek” diye cevapladı

24.07.2010


 

Bakan Nimet Çubukçu hakkında suç duyurusu

TÜRK Eğitim-Sen, Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu hakkında, ‘’214 şube müdürünü geçici görevlendirmek suretiyle devleti zarara uğrattığı’’ gerekçesiyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu.

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, yaptığı yazılı açıklamada, MEB’den bakanlık bünyesinde il ve ilçe millî eğitim şube müdürlüğü kadro sayılarını istediklerini belirtti. Bakanlık tarafından gönderilen listeye göre il ve ilçe millî eğitim müdürlüklerinde bin 995 adet şube müdürü norm kadrosunun bulunduğunu açıklayana Koncuk, ‘’Bin 995 şube müdürü norm kadrosunda bin 75 kişi kadrolu olarak görev yaptığı için 920 adet boş norm bulunmakta ve bu boş norm kadro asaleten atanma şartlarına haiz olmayan kişilerce doldurulmaktadır’’ dedi.

24.07.2010


 

Partiler, TRT’de konuşacak

YÜKSEK Seçim Kurulu (YSK), 12 Eylül 2010 Pazar günü yapılacak halkoylamasında radyo ve televizyon konuşması yapacak siyasî partiler ve konuşma süreleriyle ilgili kararını açıkladı.

YSK’nın kararı Resmî Gazete’nin dünkü sayısında yer aldı. Kararda, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde grubu bulunan siyasî partilere ve Cumhurbaşkanına 10’ar dakikalık ikişer, iktidar partisine ayrıca 10 dakikalık bir radyo ve televizyonda konuşma hakkı verildiği belirtildi. Kararda, Cumhurbaşkanının bu hakkını dilerse kullanacağı, o takdirde konuşmalarından birisinin en sonuncu konuşma olacağı vurgulandı. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde grubu bulunan siyasî partilerden, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 10’ar dakikalık üç, Cumhuriyet Halk Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi ve Barış ve Demokrasi Partisi’nin 10’ar dakikalık ikişer konuşma hakkı verildi. Konuşmalar, 5 Eylül 2010 Pazar günü sabahından 11 Eylül 2010 Cumartesi günü saat 18.00’e kadar kullanılabilecek. Partilerin, radyo ve televizyonda konuşmaları kura çekimi yoluyla belirlenecek.

24.07.2010


 

Belediyede yolsuzluk iddiasına dâvâ açıldı

SİNCAN Cumhuriyet Başsavcılığı, eski Etimesgut Belediye Başkanı Serhat Kemal Yılmaz ile 5 yardımcısının da arasında bulunduğu 99 kişi hakkında, suç örgütü kurdukları ve belediye ihalelerinde yolsuzluk yaptıkları iddiasıyla dâvâ açtı.

Cumhuriyet Savcısı Tayfun Kaya’nın hazırladığı iddianamede, İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü ve Etimesgut Belediye Başkanlığı ‘’ihbar eden’’, iki kişi ‘’mağdur’’, 13 kişi ‘’şikâyetçi’’ olarak gösterildi. Halen tutuklu bulunan eski Etimesgut Belediye Başkanı Serhat Kemal Yılmaz, eski Belediye Başkan Yardımcıları Osman Başbozkurt, Zafer Altınkaynak, İhsan Ağcan, Nurettin Karabal ve Mustafa Yılmaz, Etimesgut’taki Orhan Tan Huzurevi’nin eski Müdürü Ali Kaya, eski Zabıta Müdürü Mustafa Güven ile çoğunluğunu belediye yetkilileri ve firma sahiplerinin oluşturduğu 99 kişi ‘’sanık’’ olarak yer aldı. İddianamede, kurulduğu savunulan suç örgütü lideri, yönetici ve üyeleri hakkında mal varlıklarındaki artışlar dolayısıyla başlatılan soruşturmaların devam ettiği bildirildi. Sanıklar, Sincan 2. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanacak.

24.07.2010


 

Meclis tatile girdi

MECLİS Meclis, yeni yasama yılının başlayacağı 1 Ekim 2010 tarihine kadar tatile girdi. TBMM Genel Kurulu, önceki saat 14.00’de başladığı mesaisinin son gününde 15 saat çalıştı.

Genel Kurulda, öncelikle, görüşmeleri yarım kalan, ağırlıklı olarak vergi konusu ile birçok konuda düzenlemeler içeren ‘’torba tasarı’’ kabul edilerek yasalaştı. Bu tasarının yasalaşmasının ardından, 1 uluslararası anlaşma ile 2 uluslar arası konferansın sonuç belgelerinin onaylanmasına ilişkin tasarılar; Türkiye ile Suriye arasında elektrik, petrol, gaz ve maden kaynakları alanlarında işbirliği protokolüne ilişkin kanun tasarısı kabul edildi. Karayolları Trafik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifini de yasalaştırdı. Kanuna göre, minibüs ve dolmuşlarda fazla yolcu taşıma cezası yolcu başına 60 TL ceza yerine, sadece arabaya 50 TL şeklinde uygulanacak. AKP, CHP ve MHP Grup Başkanvekilleri, genel kurul çalışmalarında emeği geçen herkese teşekkür ederek, iyi tatiller diledi. TBMM 1 Ekim Cuma günü saat 15.00’de toplanacak.

24.07.2010


 

Acılı aile İnsan Hakları Komisyonu’na başvurdu

İZMİR'DE okul kapısına sıkışarak feci şekilde hayatını kaybeden Anıl Erden’in ailesi, avukatları aracılığıyla TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonuna başvurarak, Meclis soruşturması talep etti.

Erden ailesinin avukatı Barış Kaşka, yaptığı açıklamada, olayın üzerinden 1.5 ay geçmesine rağmen Millî Eğitim Bakanlığı ve Cumhuriyet Savcılığı tarafından açılan soruşturmalarda gelişme kaydedilmediğini, bunun ailenin acısını daha da artırdığını söyledi. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 13. maddesinde ‘’Sözleşmeyle tanınmış olan hak ve özgürlükleri ihlâl edilen herkes, ihlâl fiili resmî görev yapan kimseler tarafından bu sıfatlarına dayanılarak yapılmış da olsa, ulusal bir makama etkili bir başvuru yapabilme hakkına sahiptir’’ denildiğini kaydeden Kaşka, şöyle konuştu: ‘’2 bin kişilik bir lisede okulun güvenliği yalnızca iki nöbetçi öğrenciye bırakılmış, 3 ton ağırlığındaki elektronik kapıyla ilgili bu öğrencilere de hiçbir bilgi verilmemiştir. Bizce bu hukukî bir skandal. TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonuna başvurarak meclis soruşturması yapılmasını talep ediyoruz.’’ Kaşka, ‘’Özel okullarda, özel güvenlik elemanları öğrencilerin güvenliğini koruyor. Ayrıca bu okullarda, AB ülkelerinde okullarının tamamına yakınında da olduğu gibi, doktor ve hemşire bulunduruluyor. Devlet okullarında okuyan öğrencilere bu hizmetler neden sağlanmıyor?’’ dedi.

24.07.2010


 

Nükleer santralin zamanı geldi

Moskova Büyükelçisi Halil Akıncı, TBMM görüşmelerinde nükleer santral anlaşmasını muhalefetin ‘vatana ihanet belgesi’ olarak tanımlaması ile ilgili soruya karşılık, Rusların Mersin Akkuyu’ya inşa edecekleri nükleer santrali 1950’lerden bu yana kurulan hayallerin gerçekleşmesi olarak değerlendirdi.

Büyükelçi Akıncı: Nükleer santralin zamanı geldi Moskova Büyükelçisi Halil Akıncı, Türkiye ile Rusya arasında son dönemde stratejik ortaklık düzeyine çıkan ikili ilişkileri değerlendirdi. Temmuz sonunda Rusya görevini tamamlayarak Türkiye’ye dönecek Akıncı, Moskova’da görev yapan Türk basını ile bir araya geldi. Akıncı, Rusların Mersin Akkuyu’ya inşa edecekleri nükleer santrali 1950’lerden bu yana kurulan hayallerin gerçekleşmesi olarak değerlendirdi. TBMM görüşmelerinde nükleer santral anlaşmasını muhalefetin ‘vatana ihanet belgesi’ olarak tanımlaması ile ilgili soruyu cevaplayan Akıncı, “1950’lerden bu yana nükleer santral hayali kuruyoruz. Artık bunun zamanı geçiyor. Fransa enerjisinin yüzde 70’ini nükleerden karşılıyor. Çevreci örgütlerin eleştirisine bakmamak gerekir. En temiz enerji nükleer. Ruslarla imzalanan anlaşmada riskler karşılıklı olarak alınıyor” dedi. Anlaşmanın Türkiye açısından büyük bir kazanç olduğunu kaydeden Büyükelçi, “Burada modern bir teknoloji kullanılacak. Dünyada binden fazla reaktör var. Bir Çernobilden ve diğer bir kaç küçük kazadan bahsediyoruz” eleştirisi getirdi.

24.07.2010


 

Bu ne bitmez soruşturma

Genelkurmay Başkanlığı İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak, TSK içindeki bazı askerî personelin HERON adlı insansız hava araçlarını düşürmeye çalıştıklarıyla ilgili iddialar konusunda, halen Genelkurmay Askerî Savcılığı’nın konu üzerindeki delil tesbiti işlemleriyle ilgili çalışmasını çok yönlü olarak sürdürdüğünü söyledi

SORUŞTURMA BİR TÜRLÜ

DELİLLENDİRİLEMİYORMUŞ

ddia konusu konuşma metninin bütün uğraşılara rağmen delillendirilememesi sebebiyle soruşturmada istenilen mesafenin alınamadığını vurgulayan Tuğgeneral Gürak, “Bugün itibarıyla soruşturmanın uzun sürmesi, elbette eleştiri konusu olabilir, ancak soruşturmanın uzun sürmesinde kasıt olduğunu ileri sürmek yanlıştır” dedi.

Bu ne bitmez soruşturma

Genelkurmay Başkanlığı İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak, TSK içindeki bazı askeri personelin HERON insansız hava araçlarını düşürmeye çalıştıklarıyla ilgili iddialar konusunda, bu konunun basında yer aldığı gibi ne isim ne rütbe ne de kimliğini belli edecek hiçbir bilgi olmayan belirsiz iki kişi arasında geçen bir konuşma metni olduğunu belirterek, halen Genelkurmay Askerî Savcılığı’nın konu üzerindeki delil tesbiti işlemleriyle ilgili çalışmasını çok yönlü olarak sürdürdüğünü bildirdi. Genelkurmay Başkanlığı Karargâhında yapılan basın bilgilendirme toplantısında konuşan Tuğgeneral Gürak, son günlerde bazı basın yayın organlarında TSK içindeki bazı askeri personelin kamuoyunca HERON diye bilinen ve Güneydoğu’da görev yapan insansız hava araçlarını düşürmeye çalıştıklarıyla ilgili iddialara yer verildiğini hatırlattı. Tuğgeneral Gürak, ‘’Öncelikle bu konu basında yer aldığı gibi ne isim ne rütbe ne de kimliğini belli edecek hiçbir bilgi olmayan iki belirsiz kişi arasında geçen bir konuşma metnin MİT’ten Genelkurmay Başkanlığına 25 Ekim 2007 tarihinde gönderilmesiyle başlamıştır’’ dedi.

Konuşma metninin Genelkurmay Başkanlığınca incelendiğini ve 26 Ekim 2007 tarihinde Kara Kuvvetleri Komutanlığına gönderildiğini bildiren Tuğgeneral Gürak, metnin Kara Kuvvetleri Komutanlığına gönderilme sebebinin ise o tarihte İsrail’den kiralanan tek insansız hava aracının Kara Kuvvetlerinin kontrolünde Batman’da konuşlu bulunması olduğunu söyledi. Kara Kuvvetleri Komutanı tarafından 28 Ekim 2007 tarihinde verilen soruşturma emrinin ardından Kara Kuvvetleri Komutanlığı Askerî Savcılığı tarafından derhal soruşturmaya başlandığını, olayla ilgili olarak aynı gün inleme kararları alındığını ve soruşturmanın genişletildiğini anlattı. Tuğgeneral Gürak, şunları kaydetti: ’’Bugün itibarıyla soruşturmanın uzun sürmesi elbette eleştiri konusu olabilir, ancak soruşturmanın uzun sürmesinde kasıt olduğunu ileri sürmek yanlıştır. Soruşturmanın Kara Kuvvetleri Komutanlığından Hava Kuvvetleri Komutanlığına aktarılmasının nedeni ise soruşturma kapsamında belirlenen iki askeri personelin Hava Kuvvetleri Komutanlığında görevli olmalarıdır. Nitekim soruşturmayı devralan Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askerî Savcısı da ilave bir takım araştırmalarla soruşturmayı daha da derinleştirmiştir.’’

Tuğgeneral Gürak, konuşma metnin bütün uğraşılara rağmen delillendirilememesi sebebiyle soruşturmada istenilen mesafenin alınamadığını vurguladı. Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askerî Savcılığı tarafından 19 Şubat 2010 tarihinde verilen yetkisizlik kararından sonra ilgili dosyanın Millî Savunma Bakanlığınca 18 Mayıs 2010 tarihinde görevli savcılık olarak belirlenen Genelkurmay Askeri Savcılığına intikal ettirildiğini kaydetti.

AMİRÂL YASAL HAKLARINI KULLANACAK

BazI medya organlarında sürekli olarak adı belirtilen bir amiralin ise o tarihte bulunduğu karargâhta insansız hava araçlarıyla ilgili bir görevi olduğunu bildiren Tuğgeneral Gürak, bu amiralin 5 Kasım 2007 tarihinden sonra Ankara’daki Savunma İşbirliği Ofisinde (ODC) ABD ile istihbaratın paylaşımı maksadıyla görevlendirildiğini söyledi. Tuğgeneral Gürak, ‘’Adı geçen amiral elbette bu insafsız iddiaları ortaya atanlar hakkında yasal haklarını kullanacaktır’’ dedi.

BÜTÜN PERSONEL GÖREVİNİN BAŞINDA

Tuğgeneral Gürak, Hakkari Çukurca Hantepe’deki terörist saldırı sonrasında saldırı haberini alan Tümen Komutanı ve Tugay Komutanı’nın çatışma çıkan bölgeye helikopterle inmek istediğini, ancak sıcak temas devam ettiği için bunu yapamayarak, her türlü riski göze alarak olay yerindeki personele karadan ulaştıklarını belirtti. Tuğgeneral Gürak, ‘’Bu olayda da görüldüğü üzere, yargı sürecinde Sanık bile olsalar, bazıları tarafından masumiyet karinesi ayaklar altında çiğnenerek suçlu olarak gösterilseler dahi bütün bu şartlar altında bile Türk Silâhlı Kuvvetleri’nin bütün personeli görevinin başındadır. Bizim için vatan, şeref, dürüstlük, vazife ve sevgi herşeyin önündedir’’ diye konuştu.

24.07.2010


 

Yine kurşun, yine ölüm

VAN merkeze bağlı Kurubaş Köyü’ne pikniğe giden 16 yaşındaki Canan Saldık’ın, kafasına arkadan isabet eden kurşunla ölmesi ailesini yasa boğdu. Aile üyeleri, Canan’ın vefatına yol açan kurşunun, köyün hemen yanında bulunan Jandarma Kolordu Komutanlığı Hacı Bekir Kışlası eğitim alanından geldiğine inanıyor. Kışlanın atış poligonunda 3 gündür eğitim yapıldığını belirten aile üyeleri, “Askerler sabah ve akşam üzeri atış talimi yapıyor. Canan’ı öldüren kurşun da atış talimi sırasında Hacıbekir Kışlası’ndan geldi” iddiasında bulunuyor.

Canan Saldık’ın babası Selim Saldık, kızının öldüğü bölgenin arkasında askeriyenin atış poligonu olduğunu hatırlatarak, bugüne kadar kimsenin kendilerine bilgi vermediğinin altını çizdi. Canan’ın amcası Abdulhadi Saldık da bölgede kimsenin güvencede olmadığını belirtti. Kışlada 3 gündür atış poligonunda eğitim yapıldığını söyleyen Saldık, “Yine de kimseyi suçlayamayız. Gerçek ne ise ortaya çıksın” diye konuştu. Kurşunun askeriye tarafından geldiğini kaydeden Canan’ın dayısı Remi Şan ise “Devlet bizi koruyacağına öldürüyor” ifadesini kullandı.

Canan’ın vurulduğu sırada, olay yerinin yaklaşık 500 metre uzağında bulunan Eyüp Ürk isimli bir köylünün camına da kurşun isabet etmiş. Camı kıran kurşun içerdeki kanepeye isabet etmiş. Ev sahibi Eyüp Ürk, kurşunun askeriye tarafından geldiğini savunurken, eşi de korku içinde olduklarını ifade etti.

Ailesiyle birlikte önceki gün Van merkeze bağlı Kurubaş Köyü’ne giden 16 yaşındaki Canan Saldık, Hacı Bekir Kışlası’nın arkasındaki alanda piknik yapmıştı. Canan Aldık, saat 18.00 sularında ensesine aldığı bir kurşunla vefat etmişti. Önce Van İpekyolu Devlet Hastanesi’ne, ardından Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Araştırma ve Uygulama Hastanesi’ne sevk edilen Canan, yapılan bütün müdahalelere rağmen kurtarılamamıştı.

8 asker yeniden yargılanıyor

GÜMÜŞHANE'NİN Şiran ilçesinde, terörist zannederek 2 kişiyi öldürdükleri, 2 kişiyi de yaraladıkları ileri sürülen biri üsteğmen 8 askerin yeniden yargılanmasına başlandı. Gümüşhane Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, olay sırasında tim komutanı olduğu belirtilen tutuklu sanık Jandarma Üsteğmen Bülent Kılıç ile diğer 7 asker katılmadı. Olayda yaralanan Selahattin Çubukçu ve İsmail Sarı’nın yanı sıra ölen Kenan Çubukçu ve Olcayhan Bayrak’ın yakınları, mağdur avukatları ile Kılıç’ın avukatı Lütfi Erol Gür duruşmada hazır bulundu. Duruşmada ifadesi alınan mağdurlar ile yakınları, önceki beyanları tekrar ederek, sanıklardan şikâyetçi oldular. Diyecekleri sorulan sanık ve mağdur avukatları ise beyanda bulunmak için mahkemeden süre talep ettiler. Mahkeme heyeti de duruşmaya gelmeyen sanıkların bir sonraki duruşmada hazır edilmesi ve dosyadaki eksikliklerinin giderilmesi için duruşmayı erteledi. Gümüşhane’nin Şiran ilçesine bağlı Elmaçukuru Köyü kırsalında, 17 Eylül 2004 tarihinde özel harekat timlerince düzenlenen operasyonda, güvenlik güçlerinin terörist zannederek ateş açtığı Kenan Çubukçu (34) ve Olcayhan Bayrak (17) ölmüş, Selahattin Çubukçu (30) ve İsmail Sarı (19) yaralanmıştı. Olayda sorumluluğu bulunduğu iddiasıyla Gümüşhane Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanan tim komutanı Jandarma Üsteğmen Bülent Kılıç 30 yıl ağır hapis cezasına çarptırılmış, 7 askerin ise beraatına karar verilmişti. Karar, Yargıtay 1. Ceza Dairesince, ‘’dâvânın askerî mahkemede görülmesi’’ gerektiği gerekçesiyle bozulmuştu.

24.07.2010


 

Yasağın kalkması için cesur rektörler lâzım

TRT Haber’e konuşan Prof. Dr. Ali Nesin, başörtüsü sorununa dair ilginç bir çözüm teklifinde bulundu. Nesin, rektörlerin hiç kimseden emir alamayacağını belirterek, Anayasa Mahkemesi’nin bu konudaki kararını tanımayıp, gerektiğinde hapse girmeyi göze alarak bu sorunu bitirebileceklerini söyledi.

TÜRKİYE'NİN önemli matematikçilerinden biri olan Prof. Dr. Ali Nesin, 22 Temmuz Perşembe akşamı, Nuriye Akman’ın TRT Haber’de sunduğu “Akılda Kalan” programına konuk oldu. Sıra dışı yorumlarıyla da tanınan Ali Nesin, üniversitelerde yaşanan başörtüsü yasağı sorununun rektörlerin hapse girmeyi göze almasıyla çözülebileceğini söyledi.

Programda başörtüsü yasağı sorunu hakkında da değerlendirmelerde bulunan Ali Nesin, rektörlerin hiç kimseden emir alamayacağını belirterek, Anayasa Mahkemesi’nin bu konudaki kararını tanımayıp, gerektiğinde hapse girmeyi göze alarak bu sorunu bitirebileceklerini söyledi.

Ali Nesin ile Nuriye Akman arasında şu ilginç diyaloglar yaşandı:

N. A. : Türban sorununun nasıl çözülebileceğini düşünüyorsunuz?

A. N. : (Önündeki kâğıdı alarak..) Alacaksınız, böyle yırtacaksınız. Türkiye’nin böyle bir problemi yoktur. Bitti.

N. A. : Anayasa Mahkemesi kararları varken, bu nasıl yapılabilir? Bir güç, irade mi gerekiyor?

A. N. : Üniversite rektörleri hiç kimseyi dinlemesinler. Yasa kendi kendine yok olur.

N. A. : Peki rektörlerin bu yapabilmesi için ne lazım?

A. N. : Kişilik lâzım. Doğru, yanlış nedir? Başkasından yanlış bir emir almayı kabul etmemek lazım… Bunu yapabilen rektör varsa, gereğini yapabilir.

N. A. : Politikacılara hiç gerek kalmaz diyorsunuz. Peki rektörler ya hapse atılırlarsa?

A. N. : Hapse atılmaktan korkarlarsa ne olacak ki… Hapis o kadar kötü bir şey değil. İşkence yoksa bir şey yok. Kalem kâğıdın varsa çalışabiliyorsan oh ne güzel ekmek elden su gölden… Hapis o kadar kötü bir şey değil. Korkmasın insanlar…

N. A. : Nasıl hapse alındığına bağlı… Türban yasağını uygulamadılar diye hapse girerlerse kahraman mı olurlar?

A. N. : Düşünce suçu kadar güzel bir şey var mı?

Nuriye Akman’ın sunduğu Akılda Kalan, Perşembe günleri saat 20.10’da TRT Haber’de ekrana geliyor.

24.07.2010


 

Terör, Güneydoğu'yu küçülttü

TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, terörün ülkenin önemli bir kaynağını tükettiğini belirterek, ‘’Terör Türkiye’nin asıl ana gündemi. Ona böyle bir masraf yapılmazsa, eminim ki Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgesi iki kat daha büyüyecek. Terör bitince akan gözyaşları da sona erecek’’ dedi.

TÜRKİYE Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, terörün ülkenin önemli bir kaynağını tükettiğini belirterek, ‘’ona böyle bir masraf yapılmazsa, eminim ki Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgesi iki kat daha büyüyecek’’ dedi. Bölge İstişare Toplantısına katılmak üzere Van’a gelen TESK Genel Başkanı Palandöken ile Van ESOB Başkanı Faruk Alpaslan, Vali Münir Karaloğlu’nu makamında ziyaret etti. Vali Karaloğlu, TESK Genel Başkanı Palandöken’in ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, istişare toplantısının Van’da yapılmasının bölge esnafının sorunlarının çözümü açısından büyük önem taşıdığını ve diğer sivil toplum örgütlerine örnek oluşturması gerektiğini söyledi. Palandöken de TESK’in, ülkedeki 2 milyon iş yerini temsil eden bir çatı örgütü olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:’’Terör Türkiye’nin asıl ana gündemi. Eminim ki ülkemiz bu işin üstesinden gelecek. ’’

24.07.2010


 

Bazı alanlar ‘geçici güvenlik bölgesi’ oldu

HAKKÂRİ'DE bazı alanlar, ‘’geçici güvenlik bölgesi’’ olarak belirlendi.

Genelkurmay Başkanlığının internet sitesinde yer alan bilgi notunda, Hakkari’de İkiyaka Dağları kuzeyinin 25 Temmuz-1 Eylül tarihleri arasında ‘’geçici güvenlik bölgesi’’ ilân edildiği duyuruldu. Bilgi notunda, ‘’geçici güvenlik bölgesi’’ ilân edilen alanın koordinatlarına da yer verildi.

24.07.2010


 

Özgür-Der: 35. Madde kaldırılsın

ÖZGÜR-DER Genel Başkanı Rıdvan Kaya, Türkiye’nin darbecilik hukuksuzluğuyla hesaplaşma, yüzleşme açısından önemli bir süreçten geç tiğini belirterek, TSK İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesinin kaldırılması fgerektiğini söyledi.

Yazılı bir açıklama yapan Rıdvan Kaya, TSK İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesinin değiştirilmesi tartışmalarına değindi. 1961 yılında orduya sistem üzerinde vasi-hami rolü biçen mantıklarının bir izdüşümü olarak darbecilerce belirlenen bu maddenin 12 Eylül cuntası tarafından darbenin yasal gerekçesi şeklinde sunulduğunu hatırlatan Kaya şöyle devam etti: “CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir gazeteye verdiği demeçte, hükümete, darbecilikle mücadele edilmek isteniyorsa söz konusu 35. Maddenin değiştirilmesini gündeme alma çağrısında bulunması önemli bir gelişme olmuştur. TSK İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesinin kaldırılması için samimiyet testine gerek olmadığı gibi, düzenlemeyi şarta bağlamanın, ertelemenin de hiçbir tutarlı gerekçesi olamaz. Şüphesiz darbecilik zaten hiçbir yasa maddesiyle gerekçelendirilmesi mümkün olmayan bir suçtur. Şüphesiz darbecilerin bu madde dolayısıyla darbe yaptıkları söylenemez. Bununla birlikte darbe suçunun gerekçesi, bahanesi olarak defalarca istismar edilmiş olması bu maddenin yasal mevzuattan çıkartılmasını zorunlu kılmaktadır. Meclis bir an önce bu ayıbı temizlemeli, darbecilerce bahane olarak kullanılan bu tez çöpe atılmalıdır.”

24.07.2010


 

Şahin: Başkan olarak bir teklif veremem

TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, meclis başkanı olarak TSK İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesinin değiştirilmesiyle ilgili teklif vermesinin söz konusu olmadığını belirterek, ‘’Böyle bir değişiklik teklifinin 1 Ekimden önce gündeme gelmesi pek mümkün görünmüyor’’ dedi. Şahin, 24 Temmuz ‘’Basın Bayramı’’ dolayısıyla Basın İlan Kurumuna gerçekleştirdiği ziyaretin ardından basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, TSK İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesinin değiştirilmesiyle ilgili bir sorusu üzerine Şahin, bu konunun, hem muhalefet, hem de iktidar partisi mensupları tarafından desteklenen bir öneri olarak gündeme geldiğini söyledi.

24.07.2010


 

Demokrasi özgür basınla gelişir

ADANA Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Zihni Aldırmaz, özgür basının demokrasinin önemli unsurlarından biri olduğunu söyledi.

Aldırmaz, basının özgür olmadığı bir ülkede demokrasi ve insan haklarından söz edilemeyeceğini vurguladı.

24.07.2010


 

Çin’de sel felâketi: 742 ölü, 367 kayıp

Çin’in 28 eyaletini etkisi altına alan yoğun yağışların yol açtığı sellerde ölenlerin sayısının 742’yi bulduğu bildirildi.

Çin Sel ve Kuraklıkla Mücadele Yönetim Merkezi’nin açıklamasına göre, 120 milyon kişinin hayatını olumsuz etkileyen sellerde 367 kişi kaybolurken, ekonomik zarar 22,5 milyar dolara ulaştı.

24.07.2010

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Son Dakika Haberleri

Bütün haberler

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.