Güncel |
Diyarbakır Cezaevi Türkiye’nin utancı |
TÜRKİYE Barolar Birliği (TBB) Başkanı Vedat Ahsen Coşar, ‘’Diyarbakır Askerî Cezaevinde yaşananlar insan olarak bizim utancımızdır. Türkiye Cumhuriyet Devleti’nin utancıdır’’ dedi. Diyarbakır Cezaevi Gerçeğini Araştırma ve Adalet Komisyonu’nca ‘’Türkiye, Diyarbakır Cezaevi Gerçeğiyle Yüzleşiyor’’ sempozyumu düzenlendi. Büyükşehir Belediyesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen sempozyum öncesinde cezaevinde ölenler anısına bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. TBB Başkanı Coşar, insanların olduğu gibi devletlerin ülkelerin ve toplumların da zor zamanları olduğunu ifade ederek, 12 Eylül askeri rejimi sonrasındaki zamanların ülkenin yaşadığı zor zamanlar olduğunu belirtti. Türkiye’nin 1980’li yıllarda olduğu gibi günümüzde de zor zamanlar yaşadığını ifade eden Coşar, şiddetin durdurulması gerektiğini kaydederek, şöyle dedi: ‘’Kimi zor zamanlarda yaşananlar insanı, insanlığı, devleti, devletin kurumlarını utandırır. Diyarbakır Askeri Cezaevi’nde yaşananlar insan olarak bizim utancımızdır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin utancıdır. Keşke bu topraklarda tarih başka bir türlü yazılsaydı da biz bugün böylesine utanmasaydık. Ama yaşananlar yaşanmış ve tarihteki yerini almış. Yaşananları yaşanmamış saymak, yaşananları yadsımak, yaşananların üzerini örtmek ise hiç ama hiç mümkün değildir. O halde bu utançtan kurtulmak biraz da olsa temizlenmek ve arınmak için önce bu utançla özür dilemek gerekir. Her halde özür dilemenin bir yolu da Diyarbakır Askeri Cezaevi’ni müze yapmaktır. Orayı müze yapmak suretiyle yaşatmak nefreti, kini, intikamı yaşatmaya ve gelecek kuşaklara bu negatif durumu aktarmaya değil, Marks’ın en büyük duygusal ödül olarak tanımladığı ‘utanma’ duygusunu yaşatmaya, vicdanları dimdik ayakta tutmaya hizmet edecektir. Bunun içinde hep beraber Gandi’nin söylediği gibi ‘şiddeti reddetmek inancımın ilk maddesi ve son maddesidir’ dememiz gerekir. Öğretimiz bu olmalıdır. Yöntemimiz zor değil, ikna olmalıdır, demokrasi olmalıdır, insan hakları olmalıdır. Onun için hep birlikte bunları yapalım ki tüm dünya bizim için ‘bir zamanlar büyük bir halk vardı Kürt ve Türk halkı. Onlar uygarlığın damarlarına yeni bir anlam ve haysiyet aşıladılar’ desinler.’’ |
26.09.2010 |