Soruda kastettiğimiz camiler Almanya’daki Türklerin camileri. Ama bu nitelendirmeye o camilerin cemaati durumundaki bazıları -belki de haklı olarak- itiraz ediyorlar ve “Hayır, biz artık Türkiye kökenli Müslüman Almanız, bizi başka kavramlarla tarif etmeyin” diyorlar. Tercih meselesi. Kanınıza dokunabilir, kızabilirsiniz ama reddedemezsiniz.
Soruyu “Almanya’daki camiler…” diye de sorabilirdik. O zaman da cevaba geçmeden önce “Almanya’daki hangi Müslümanların camilerini kastediyorsun” diyecektiniz. Çünkü Almanya’daki camiler sadece Türklerin açtığı camilerden ibaret değil.
Konuya gelelim:
“Camiler kışlamız” şiirini biliyorsunuz. Hani AKMHP Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bir zamanlar ceza aldıran ve aslı Ziya Gökalp’e ait olan şiir.
Yunan’a karşı ve Kurtuluş Savaşı şartlarında iken camileri “kışlamız” olarak görmek ve bunu şiirselleştirerek hamasete vesile etmek mantıklı ve hatta gerekli idi. (Zira o savaş aynı zamanda dinî yönü de olan bir savaş idi).
Bazı siyasetçilerin camiyi kendilerinin oy deposu olarak görmesi ise tam anlamıyla dini istismar etmek.
Camiler partilerden birinin kışlası değildir ve olamaz. Dinî tercih ile siyasi tercihin, bazı genellemeler itibariyle genel olarak kesişmesi mümkün olsa bile, bu sadece bir durumdur. İstenen bir durum da değildir. Mesela hiçbir parti, sadece bir mezhebe ya da sadece şu ya da bu millete mensup olanlardan oy almakla yetinmek istemez, istememeli.
O halde soralım:
Almanya’daki camiler, Alman devleti için “yabancı” sayılan bir devletin yani Türkiye Cumhuriyeti Devletinin “kışlası” olabilir mi? Yani Türkiye’deki herhangi bir siyasi iktidar, Almanya’da olduğu için “Alman camisi” diyebileceğimiz camileri ve personelini kendi iç politik amaçları için alet edebilir mi?
Ya da daha genelleştirelim:
Türkiye devleti bu camileri kendi dış politikasını desteklemek için kullanabilir mi? Mesela bu camileri bir tür kışla gibi ya da bir tür asker alma birimi gibi kullanmaya kalkışabilir mi?
Cevap için, önce, Birgün’ün Deutsche Welle Türkçe’den aktardığı haberi okuyalım:
“Alman hükümeti Türkiye’nin Almanya’daki camilerde siyasi nüfuz kullanmasının kaygı verici olduğunu duyurdu. Alman Hükümetinin, Sol Parti Federal Meclis Grubu’nun soru önergesine verdiği yanıtta, Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) camilerinde Türkiye’nin Suriye’deki askerî harekâtının desteklenmesi için çağrıda bulunmasının endişeyle kaydedildiği belirtildi... Hükümetin açıklamasında, bu gibi davranışların anlaşmazlıkların Alman toplumuna taşınmasına veya mevcut gerginliklerin artmasına katkıda bulunduğu ifade edildi. Federal hükümetin DİTİB camilerindeki imamların Diyanet tarafından dinî hizmetleri aşan görevlere dâhil edilmesine karşı olduğu belirtilen açıklamada, Alman hükümetinin Suriye’deki durumla ilgili olarak Türk hükümetiyle daimi, açık ve eleştirel görüş alışverişi içinde olduğuna ve Türkiye’nin Birleşmiş Milletler veya Avrupa Birliği tarafından listelenen terörist gruplarla işbirliği yaptığına dair herhangi bir bilgi bulunmadığına da yer verildi.”
Sayın Diyanet İşleri Başkanı,
Siz bizden çok daha iyi görüyorsunuz, ahiretimiz ve dinimiz için dünya barışına çok ihtiyacımız var.
Bunun için de İslam’ın barış mesajlarının dünyaya yayılmasına ihtiyaç var.
Bunun için ise bütün dünyadaki bütün camilerin, iç-dış ayrımı yapmaksızın, her tür siyasetin dışında kalması lazım.
Gereği size aittir. Zira bazı “Alman camileri”nin amiri sizsiniz.