"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bediüzzaman’ın siyasetle ilişkisi-2

Ahmet BATTAL
18 Ekim 2025, Cumartesi
(Dünden devam)

Bediüzzaman’ın siyasetle ilişkisi-1
Bediüzzaman’ın siyasetle ilişkisi-3

13. O siyasî partiler arasındaki tercihini ve gerekçelerini gizlememiş, ama bunu tarafgirlik ve kavga konusu da yapmamıştır. Kur’ân’ın iman, hürriyet ve adalet dersini Kur’ân’a yakışan yüksek mevkiden vermiştir. Hatta CHP’ye de…

14. O Türkiye’deki ve İslâm dünyasındaki siyasî cereyanların Batıdan geldiğinin farkındadır. Dinimiz ve ahiretimiz için hangisi daha faydalı ya da daha az zararlıysa onun desteklenmesi gerektiğini içtihat etmiştir. Ona göre İslâmcılık salt siyasi bir cereyan değildir, olmamalıdır. 

15. Bu sebeple o, birinci olarak, dinî değerlere ve şeaire münafıkane savaş açmış olan inkılapçı ve jakoben CHP siyasetini elbette tasvip etmemiş, müzahir olmamıştır. 

16. İkinci olarak, o, başkasını yutmakla beslenen ve bölücülüğe sebep olan milliyetçi siyasetten uzak durmuştur. 

17. Üçüncü olarak, o, toplumun yüzde altmış yetmişi tam dindar hale gelmeden yani sosyal yapı buna uygun hale gelmeden, dindarların bir partide kümelenerek devleti elde etmeye çalışmasının dine faydadan çok zarar vereceğini görmüş ve dindarları “devlet tuzağı”na karşı ikaz etmiştir. 

Geriye kaldı dördüncü cereyan yani demokratlar… 

18. O işte bütün bu sebeplerle, demokrat olmayan dindarları değil, -tek doğru alternatif olarak gördüğü- dindar demokratları desteklemiştir. Ehvenüşşer diyerek de olsa… 

Kendisinden sonra talebeleri ve takipçileri de dindar demokratları bulup desteklemeye çalışmış ama “Biz de demokratız” ya da “Artık biz de demokrat olduk” diyenlerin yanıltmaları sebebiyle mütehayyir kaldıkları için bazen şaşırmışlardır. 

19. O, siyasî iktidar ile devleti birbirinden ayırd eder ve iktidara taraftar olmamak ile devlete taraftar olmamak arasında fark görür. Bir siyasî cereyanı desteklerken “dost-düşman” kavramından faydalanmaz. 

Bu konuda sık sık yanlış kullanılan bir cümle, Bediüzzaman’ın Sünuhat adlı eserinde yer verdiği şu meşhur cümledir: “Ben tokadımı, Antranik ile beraber Enver’e, Venizelos ile beraber Said Halim’e vurmam. Nazarımda, vuran da sefildir.” 

Oysa onun bu cümlesindeki denklemde iç siyaset yani iktidar ve muhalefet söz konusu değildir. Konu, Birinci Dünya Savaşında -karar vericiler hatalı da olsalar- devletin yanında olmakla ya da olmamakla ilgilidir. O yukarıdaki kalıpta doğrudan doğruya devletin ve milletin dış düşmanları ile devlet temsilcilerini karşı karşıya koymakta ve elbette devletin tarafını tutmaktadır. Dolayısıyla muhalefete karşı iktidarı desteklerken bu denklemden faydalanılması mantıklı ve mümkün değildir.

20. O “muhalefet meşru ve samimi bir muvazene-i adalet unsurudur” der, muhalefetin meşruiyetini “Ümmetimin ihtilâfında rahmet vardır” hadisi ile destekler ve sınırlandırır. Zira muhalefet iktidarı dengeleyip itidale yani mutedil ve adaletli hale getiricidir, en az iktidar kadar kıymetlidir ve iktidardakilerden daha samimidir.

21. Ona göre aynı sebeplerle kuvvetler ayrılığı da denetlenebilir devlet de fevkalade önemlidir. 

22. O bid’alara karşıdır ve şeairden yanadır. Demokratları da bu sebeple destekler. 

23. O darü’l-harb - darü’l-İslâm ayrımını değil, darü’l-harb ve darü’s-sulh ayrımını önceler.

24. Ona göre ittihad-ı İslâm bu zamanın en mühim farz vazifesidir ve kalplerin ittihadı ile başlayıp devletlerin ittihadına uzanır. Bu kalbî ittihadın haritası Uhuvvet Risalesindedir. Yolu da bellidir: Yeni Asya’nın elli beş senedir ümmete ezberlettiği üzere; Asya’nın bahtının miftahı, meşverettir ve şûradır. 

25. Ona göre ittihad-ı İslâma giden yoldaki diplomatik ilişkilerin sağlam bir zemine oturabilmesi için de devletler arasında çok taraflı müzakere kültürünü geliştirmeye ihtiyaç vardır. 

Amerika Birleşik Devletlerinin birleşme süreci ve bilhassa Avrupa Birliğinin kurucu üyelerinin Birliğin kuruluş ve gelişme dönemlerinde ortaya koyduğu ve uygulayıp uygulattığı prensipler, İslâm Dünyası için de İslâm İşbirliği Teşkilatının geliştirilmesi için de çok iyi bir örnektir. Hac buluşmalarının kongre boyutunu güçlendirmek de bu işin en önemli ayağıdır. 

(Devam edecek)

Okunma Sayısı: 2073
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Recep Ayer

    18.10.2025 22:27:43

    Yorumlar saygı çerçevesinde olduktan sonra eninde sonunda gazetede yayınlanıyor.Bu demokratik bir ortam sağlıyor.Teşekkür ederim.Bazı yorumları okuyorum.Hayretler içinde kalıyorum.Gerçek hayattan kopuk bazı yorumlar var.Kendi fikrine yakın olmayanlara karşı olumsuz ve küçümseyici bakan yorumlar.Aslında bunlar bir katkı sağlamıyor.Bunun yerine kendi yorumunu kimseye hakaret etmeden ve görüşüne saygı duyarak ifade edebilmeli insan.Şu an ki DP ye oy vereceğini söyleyen insanlara saygı duyarım.Ancak CHP nin girdiği bir seçimde onu iktidara getirmeyecek kamuoyu desteğini almış ehveni şer merkez sağ bir siyasi harekete oy vereceğini söyleyen insanlara da saygı duyarım.Görüşler ifade edilebilmeli mutlak butlanla mahkum edilmemelidir.

  • Recep Ayer

    18.10.2025 21:57:54

    Hıocam yanlışım varsa düzeltiniz.Demokrat Partinin isim babasının gazeteci Ahmet Emin Yalman olduğu yazılıp çiziliyor.Tıpkı ABD deki Cumhuriyetçiler ve karşısındaki Demokratlar gibi.Oradan esinlenildiği yazılıp çiziliyor.Demokrat Partiye 1950 öncesi özellikle Millet Partisi tarafından yapılan en büyük muhalefet "muvazaa partisi "olduğu şeklinde yapılmış.Kuruluşundan ve Celal Bayar ın sarfettiği bir sözden dolayı.CHP ye karşı yeteri kadar muhalefet yapmamakla itham edilmiş Millet Partisince.Demokrat Parti tüm bunlara rağmen 1950 seçimini kazanmış ve en büyük icraatı olan ezanı aslına çevirmiş.Millet bundan sonra hizmet görmüş.

  • Recep Ayer

    18.10.2025 21:50:42

    Ahmet Hocam siz bir akademisyensiniz.Bizden daha iyi araştırırsınız.Üstadın "dindar demokratlar" tabirini niye kullandığını da elbette o zamanın insanlarına tabii hayatta kaldıysa sorarsınız veya sorarız.Bu konuda yazılmış yakın tarihteki eserler de var.Babam yaşı itibarıyla ikinci dünya savaşı sırası askerlik yapmış ve Demokrat Partiliydi.Dedem gibi.Sonrasında da Adalet Partiliydi.O dönemleri kendisinden anlattığı kadar dinledim.Benim anladığım hocam Demokrat Partinin isminden dolayı "demokratlar" denildiğidir.Üstad da partisinden dolayı demiştir .Bu partinin içindeki dindar siyasetçileri kastetmiş.Zaten sonraki dönemde de Adalet Partililer veya Doğruyolcular veya ANAP lılar denildi.Bu konuda farklı bir anlam çıkarılmasını yanlış bulduğumdan belirtmek istedim.

  • Necati

    18.10.2025 20:31:02

    Oldukça istifadeli bir çalışma olmuş. Tebrikler Ahmet hocam..

  • Osman Yıldırım

    18.10.2025 13:11:45

    CHP desteklenmiyorsa onun alternatifini AKP olmadığı gerçeğini burada görmekteyiz, yani ne CHP nede AKP makul buluşma noktamız olmamalı , demokratlık ve demokratlar olmalı, zira bugünkü koşullar demokratları ve demokratlğı mecburi kılmaktadır. Fakat ne yazık ki bazı siyaset cambazları ve kendini uyanık gören dindarlar CHP ye oy veremiyeceğimize göre tek alternatif AKP dır uyanıklığıñi ortaya atmaktadır,oysa ki her ikiside muzır ve ülke yararına değildir , birisi dine karşı olmayı savunuyor, öbürü de dini siyasi emellerine alet ederek toplumu düşmanlaştıyor ve din gibi bir kutsalı sadece kendi uhdesinde alarak din ve dini degerlerin içini boşaltmaktadır. Bu bakımdan dini hassasiyeti olan dindarlar vede Nurcular ne yapıp yapıp demokratları ve demokratliği siyaset denklemine sokmalılar, işin kolaycılığına kaçıp siyasalislamcilara kesinlikle yüz vermemeliler aksi durumda faturası çok ağır olur günümüzde olduğu gibi.

  • A. AYDIN

    18.10.2025 12:41:16

    Her biri bir makalenin özeti olabilecek müthiş güzel tespitler! Tebrikler!

  • Halil

    18.10.2025 10:20:04

    Madde 18:Buradaki ifade, Üstadın ifadesinden farklıdır, Üstadımız, Demokratları, "dindar" ve "dine hürmetkar" olarak ikiye ayırır, Risale-i Nur'un hiçbir yerinde "dindar olmayan demokratlar" ifadesi yoktur ve onları yadsımaz, onları bir bütün olarak görür, dolayısıyla tamamı dindar olan demokratların bir araya gelmesi de zaten sakıncalıdır, çünkü bu durumda sonuç, İttihad-ı İslâm siyasetine evrilir, bu nedenle, demokratların içinde, dine hürmetkar demokratların bulunması bu anlamda çok büyük önem arz etmektedir!!!

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı