"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bir adam ve yaratmak

Ahmet BATTAL
02 Aralık 2014, Salı
Cuma sabahı, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Hukuk Fakültesinin düzenlediği Fikrî Mülkiyet Hukuku Sempozyumunda bir tebliğ sunduk.

Konu dinleyicilerin çoğu için zor ve teknik, ama bu gazetenin okuyucuları için aşina bir konu idi. 
“İhtira Unsuru Yönünden Fikrî Hakların İncelenmesi” başlığını taşıyordu. 
1879’da kabul edilen ve 1995’te Patent Kanunu (KHK) ile yürürlükten kaldırılan İhtira Beratı Kanunu teknik alana ilişkin ihtiranın berata bağlanarak korunmasını düzenliyordu. 
Patent Kanunu ihtira terimini hayatımızdan çıkardı. Teknik ihtiraya “buluş” dedi. 
Diğer buluşlara ne diyeceğimiz ise, doksan yıl önceki dil devrimi ile zaten belirsiz hale gelmişti. 
Herkes bir şeyler diyordu. Ama en garibi şuydu: Tanzimattan sonra ve bilhassa dil devriminden bu yana çokları “yaratmak” diyordu:
Tehlike yaratmak, pozisyon yaratmak… derken “eser yaratmak” noktasına gelindi. 
Yaratmak kelimesi kanunlarımızda ve hatta anayasamızda bile var. Bir tarama yaptık. İlginçtir, bu kelime en çok 1997 sonrasında yapılan kanunlarda kullanılmış. Hatta bu tarihlerde yapılan bir kanunun–metninde değil ama–adında “istihdam yaratmak” biçiminde geçiyor.  
Sempozyumda bazı konuşmacılar ve yabancı misafirlerin konuşmasını tercüme edenler de “yaratmak” kelimesini maalesef “peynir-ekmek” gibi kullandılar. 
Biz de kapanış konuşmasında yeniden bu tehlikeye dikkat çektik ve “yaratmak Allah’a mahsustur” sözünü hatırlatarak kültürel hassasiyetlere sahip çıkmak gerektiğini vurguladık. 
Vakit olsaydı şunları da anlatmak isterdik: 
Büyük mütefekkir ve müfessir Bediüzzaman, dil ve düşünüşteki değişim sürecinin başında, 1922 sonlarında, “bize kahraman bir hoca lazım, sen gel” denilerek davet edildiği Ankara’da Büyük Millet Meclisinde misafir olarak bulunduğu dönemde Tabiat Risalesi’ni (Lem’alar adlı eserindeki 23. Lem’a’yı) önce Arapça ve sonra Türkçe olarak neşretmiş. 
Risalenin yazılış sebebini özetle şöyle açıklıyor: İslâm Ordusunun Yunanlıları yenmesinden gelen neş’e ve özgüvenin de etkisi ile dikkatsiz davranışlar başlamış. Bir gizli komite bunu da fırsat bilerek dinsizlik fikrini aşılamaya çalışıyor. Kelime ve kavramlar önemsizleştiriliyor. “Yaratmak” ve benzeri kelimeler yavaş yavaş dile yerleştiriliyor. 
Bediüzzaman, tehlikeyi fark ediyor ve İbrahim Sûresinin “Gökleri ve yeri yoktan var eden (Fâtır olan) Allah hakkında şüphe olur mu” mealindeki 10. âyetini tefsirle bu tehlikeye dikkat çekiyor. 
O dönemin bazı “ileri gelenleri”nin fikir ve icraatlarına karşı bir “reddiye” de oluşturan ve bu sebeple şiddetli tartışmalara da sebep olduğu anlaşılan bu eser, mevzuya “insanların ağzından çıkan ve dinsizliği işmâm eden (hissettiren) ve ehl-i îmanın bilmeyerek istimâl ettikleri (kullandıkları) kelimeler var” diyerek başlıyor. 
Özetle, eser, Yaratıcıyı red ve inkâr etmeye ve insanı–haşa–yaratıcı yapmaya, yani tanrılaştırmaya ve putlaştırmaya kalkan ideolojiyi teşhis ve red ediyor. Elbette “bir adam”ı ve başka bazı adamları/madamları rahatsız ediyor. Okuyanlar bilir.
Bu eser ve benzerleri, maalesef yeterince etkili olamamış ki o gizli çalışmaların neticesi olan yanlışlar ve hassasiyet kayıpları bu güne kadar sürüp geliyor. 
Sempozyumda anlaşıldı ki, bu tür eserlere biz hukukçuların bilhassa ihtiyacı var. 

Nasıl okuyabiliriz, nasıl okutabiliriz? 

Okunma Sayısı: 2344
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Abdulbasir Şeker

    2.12.2014 17:13:12

    Ey insan! Bil ki, insanların ağzından çıkan ve dinsizliği işmam eden dehşetli kelimeler var. Ehl-i iman, bilmeyerek istimal ediyorlar. Lemalar Evet maalesef son zamanlarda bu "yaratmak" kelimesi bir çoklarından ve tivi programına çıkan ilahiyatçılarda istimal edebiliyorlar.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı